Хто дівчина Тома?
Tom'un sevgilisi kim?
Tom'un kız arkadaşı kim?

Смачного!
Afiyet olsun!
Afiyet olsun!

Вони використовують тебе.
Onlar seni kullanıyorlar.
Seni kullanıyorlar.

Всі члени групи були українцями.
Grubun tüm üyeleri Ukraynalıydı.
Gruptaki herkes Ukraynalıydı.

Я люблю мови.
Dilleri severim.
Konuşmayı seviyorum.

Що ти робиш?
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun?

Демократія - це диктатура більшості.
Demokrasi çoğunluğun diktatörlüğüdür.
Demokrasi çoğu insanın diktatörlüğüdür.

Я пожартувала.
Şaka yapıyordum.
Şaka yapıyordum.

Том це сказав.
Tom onu söyledi.
Tom söyledi.

Том нікого не слухає.
Tom hiç kimseyi dinlemez.
Tom kimseyi dinlemiyor.

Я люблю лазанью.
Lazanyayı severim.
Lazanyayı severim.

Скільки коштує цей годинник?
Bu saat ne kadar?
Bu saat ne kadar?

Будь ласка.
Lütfen!
Lütfen.

Ти вже це бачив?
Henüz bunu gördün mü?
Bunu daha önce gördün mü?

Я не їв.
Ben yemek yemedim.
Yemek yemedim.

Том носить шовкові краватки.
Tom ipek kravatlar takıyor.
Tom ipek kravat takıyor.

Це прислівник.
Bu bir zarftır.
Bu bir atasözü.

Він дуже молодий.
O çok gençtir.
Çok genç.

Том зліз з коня.
Tom attan indi.
Tom attan inmiÅŸ.

Коли ми були малими, ми мало що знали.
Küçükken pek çok şeyi bilmiyorduk.
Çocukken çok az şey biliyorduk.

Ти мусиш мене послухати.
Beni dinlemek zorundasın.
Beni dinlemelisin.

Мій батько живе і працює в Токіо.
Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.
Babam Tokyo'da yaşıyor ve çalışıyor.

Дякуємо за піцу.
Pizza için teşekkürler.
Pizza için teşekkürler.

Барак Обама християнин.
Barack Obama bir Hıristiyan.
Barack Obama İsa'nın bir takipçisi.

Том говоритиме.
Tom konuÅŸacak.
Tom konuÅŸuyor.

Коли ти вирушаєш до Берліна?
Ne zaman Berlin için yola çıkacaksın?
Ne zaman Berlin'e gidiyorsun?

Скільки у вас грошей?
Ne kadar paranız var?
Ne kadar paran var?

Не буди його.
Onu uyandırma.
Onu uyandırma.

Де мої книжки?
Benim kitaplarım nerede?
Kitaplarım nerede?

Все дуже дешеве.
Her şey çok ucuz.
Çok ucuz.

Я в готелі.
Oteldeyim.
Oteldeyim.

Том — двоюрідний брат Мері.
Tom Mary'nin kuzeni.
Tom, Mary'nin kuzeni.

Де ти сховав мій ноутбук?
Benim dizüstü bilgisayarı nereye sakladın?
Dizüstü bilgisayarımı nereye sakladın?

Зазвичай я їжджу до школи на автобусі.
Genellikle okula otobüsle giderim.
Genellikle otobüste okula gidiyorum.

Зараз ніхто не сміється.
Şimdi kimse gülmüyor.
Şimdi kimse gülmüyor.

Він має два автомобілі.
Onun iki arabası var.
İki arabası var.

Я Томів дядько.
Ben Tom'un dayısıyım.
Ben Tom Amca'yım.

Змія проковтнула жабу.
Yılan bir kurbağayı yuttu.
Kurbağayı kaçırdım.

Вони використовують тебе.
Onlar seni kullanıyor.
Seni kullanıyorlar.

Навіщо ти поцілувала Тома?
Neden Tom'u öptün?
Neden Tom'u öptün?

Можеш познайомити мене з кимось, хто говорить французькою?
Beni Fransızca konuşan biriyle tanıştırır mısın?
Bana Fransızca konuşan biriyle tanıştırır mısın?

Я не розмовляю клінгонською.
Klingonca konuÅŸamam.
Klingon'da konuÅŸmuyorum.

Я трохи зайнятий, Томе.
Tom, biraz yoÄŸunum.
Biraz meşgulüm, Tom.

Ці пів року були дуже успішними.
Bu yarı yıl çok başarılıydı.
Bu yarım yıl çok başarılı oldu.

Я з Латинської Америки.
Ben Latin Amerikalıyım.
Ben Latin Amerikalıyım.

Цей міст у Нью-Йорку.
Bu köprü New York'tadır.
New York'taki bu köprü.

Чому ми не можемо йому сказати?
Neden ona söyleyemiyoruz?
Neden ona söyleyemiyoruz?

Учора ми вчили англійську.
Dün İngilizce çalıştık.
Dün İngilizce öğrenmiştik.

Він японець.
O Japon.
O bir Japon.

Я пам'ятаю, що він сказав.
Ne dediğini hatırlıyorum.
Ne dediğini hatırlıyorum.

Мері — бібліотекар.
Mary bir kütüphaneci.
Mary bir kütüphaneci.

Ніколи не грай тут.
Asla burada oynama.
Asla burada oynamayacaksın.

Життя прекрасне.
Hayat güzeldir.
Hayat güzel.

Том занадто далеко.
Tom çok uzakta.
Tom çok uzakta.

Я сьогодні не працюю.
Bugün çalışmıyorum.
Bu gece çalışmıyorum.

Я знаю, що це означає.
Bunun ne anlama geldiÄŸini biliyorum.
Bunun ne anlama geldiÄŸini biliyorum.

Том був швидший за Мері?
Tom Mary'den daha hızlı mıydı?
Tom Mary'den daha hızlı mıydı?

Обоє Том та Мері довіряли Джону.
Tom ve Mary her ikisi de John'a güveniyordu.
Tom ve Mary John'a güvendiler.

Мені подобається твій сад.
Bahçeni severim.
Bahçeni seviyorum.

Том — батько Мері.
Tom Mary'nin babası.
Tom, Mary'nin babası.

Ми можемо полагодити будь що.
Herhangi bir şeyi düzeltebiliriz.
Her şeyi düzeltebiliriz.

Коли ти навчився плавати?
Yüzmeyi ne zaman öğrendin?
Ne zaman yüzmeyi öğrendin?

Том готує краще за мене.
Tom yemek piÅŸirmede benden daha iyidir.
Tom benim için daha iyi bir yemek yapıyor.

Вас тут нема.
Burada deÄŸilsiniz.
Burada deÄŸilsin.

Девід Бекхем — англієць.
David Beckham Ä°ngiliz'dir.
David Beckham Ä°ngiliz.

Ти й дійсно хочеш, щоб я з тобою танцював?
Seninle dans etmemi gerçekten istiyor musun?
Gerçekten dans etmemi mi istiyorsun?

Том із Бостона.
Tom Boston'ludur.
Tom, Boston'dan.

Вона медсестра.
O bir hemÅŸire.
O hemÅŸire.

Де ти будеш?
Nerede olacaksın?
Nereye gideceksin?

Том розумніший, ніж Мері.
Tom Mary'den daha akıllı.
Tom Mary'den daha zeki.

Ти говориш німецькою?
Almanca konuÅŸuyor musun?
Almanca biliyor musun?

Ми цього не знали.
Biz onu bilmiyorduk.
Bunu bilmiyorduk.

Том може говорити.
Tom konuÅŸabiliyor.
Tom konuÅŸabilir.

Поки що нікому про це не кажи.
Henüz bundan kimseye bahsetme.
Bunu kimseye söyleme.

Говоріть повільно, будь ласка.
Lütfen yavaş konuşun.
Yavaş konuş lütfen.

Том — мій шеф.
Tom benim patronum.
Tom benim patronum.

Він дуже на тебе злий.
O size çok kızgın.
Sana çok kızgın.

Том був з ними?
Tom onlarla mıydı?
Tom onlarla mı birlikteydi?

Я одружуюся наступної неділі.
Gelecek Pazar evleniyorum.
Pazar günü evleniyorum.

Том використовує Internet Explorer 11.
Tom, İnternet Explorer 11 kullanıyor.
Tom, Internet Explorer 11'i kullanıyor.

Він поет.
O ÅŸairdir.
O bir ÅŸair.

Я був у Парижі зі своїм чоловіком.
Kocamla Paris'teydim.
Paris'te kocamla birlikteydim.

Де стіл?
Masa nerede?
Masa nerede?

Том сьогодні щось їв?
Tom bugün herhangi bir şey yedi mi?
Tom bugün bir şey yedi mi?

Я забув мапу.
Ben haritayı unuttum.
Haritayı unuttum.

Том розповів мені про тебе.
Tom bana senden bahsetti.
Tom senden bahsetti.

Кава є?
Hiç kahven var mı?
Kahve var mı?

Ми, як правило, більш зайняті влітку, ніж взимку.
Biz genellikle yazın kışın olduğundan daha yoğunuz.
Genelde yaz aylarında kışından çok daha yoğunuz.

Я хотіла попередити Тома.
Tom'u uyarmak istiyordum.
Tom'u uyarmaya çalışıyordum.

Я шукаю роботу, пане.
Bir iş arıyorum, efendim.
İş arıyorum efendim.

Нас вже сім мільярдів.
Biz şimdiden 7 milyarız.
Yedi milyar var zaten.

Я пішла до парку.
Parka gittim.
Parka gittim.

Мій батько голиться у ванні.
Babam banyoda tıraş oluyor.
Babam küvette tıraş oluyor.

Я з Африки.
Ben Afrikalıyım.
Ben Afrikalıyım.

На жаль, учора дощило.
Ne yazık ki dün yağmur yağdı.
Ne yazık ki dün yağmur yağdı.

Вона знає все.
O her ÅŸeyi bilir.
Her ÅŸeyi biliyor.

Так, Боб мені допоміг.
Evet, Bob bana yardım etti.
Evet, Bob bana yardım etti.

Ти навіть божевільнійший, ніж я думав.
Hatta düşündüğümden daha delisin.
Düşündüğümden daha çılgınsın bile.

Тому близько тридцяти.
Tom otuza yaklaştı.
Bu yüzden yaklaşık otuz yaşında.

У нас все гаразд.
Biz iyiyiz.
Ä°yiyiz.

Я випив чаю.
Ben çay içtim.
Çay içtim.

Я не дитина.
Ben bir çocuk değilim.
Ben çocuk değilim.

Я дав Тому ту книжку.
Tom'a o kitabı verdim.
Kitabı bu yüzden verdim.

Дайте мені шаурму та дієтичну колу.
Bana bir ÅŸavurma ve bir diyet kola ver.
Åžamarya ve diyet kola ver.

Чому вона не прийшла вчора?
Niçin dün gelmedi?
Niye dün gelmedi?

Я поїхав до Нагасакі.
Ben Nagasaki'ye gittim.
Nagasaki'ye gittim.

Вони не французи.
Onlar Fransız değil.
Fransız değiller.

Чому вона залишилася в Німеччині?
Niçin o Almanya'da kaldı?
Neden Almanya’da kaldı?

Вона з Австрії.
O Avusturyalı.
Avusturyalı.

Я ніколи не п'ю кави.
Asla kahve içmem.
Asla kahve içmem.

Я не їм.
Ben yemiyorum.
Yemek yemiyorum.

Я виснажена.
Çok yoruldum.
Yorgunum.

Моя квартира знаходиться неподалік.
Benim apartman yakındır.
Evim çok yakın.

Я не хочу, аби він знав правду.
Onun gerçeği bilmesini istemiyorum.
Gerçeği bilmesini istemiyorum.

Він говорить англійською.
O Ä°ngilizce konuÅŸuyor.
Ä°ngilizce konuÅŸuyor.

Ти добре говориш французькою!
İyi Fransızca konuşuyorsun!
Çok iyi Fransızca konuşuyorsun!

Том написав книгу.
Tom bir kitap yazdı.
Tom bir kitap yazdı.

Я лише жартую.
Sadece dalga geçiyorum.
Sadece şaka yapıyorum.

Я люблю зелений чай.
Yeşil çayı seviyorum.
Yeşil çayı severim.

Чим швидше почнемо, тим швидше закінчимо.
Ne kadar erken baÅŸlarsak o kadar erken bitiririz.
Ne kadar çabuk başlarsa işimiz o kadar çabuk biter.

Я не телефоную до неї.
Ben onu aramıyorum.
Onu aramam.

Том на боці Мері.
Tom Mary'nin tarafında.
Tom, Mary'nin tarafında.

Чому ти тікаєш?
Neden kaçıyorsun?
Neden kaçıyorsun?

Я теж люблю англійську.
Ben de Ä°ngilizceyi seviyorum.
Ben de Ä°ngilizceyi seviyorum.

Я завжди забуваю дихати.
Her zaman nefes almayı unuturum.
Nefesimi hep unutuyorum.

Навіщо ти поцілував Тома?
Neden Tom'u öptün?
Neden Tom'u öptün?

Перепрошую, ви розмовляєте англійською?
Afedersiniz, Ä°ngilizce konuÅŸur musunuz?
Pardon, Ä°ngilizce biliyor musunuz?

Він англієць, але живе в Індії.
O İngiliz ama Hindistan'da yaşıyor.
İngiliz ama Hindistan'da yaşıyor.

Це аніме про те, як звичайний японський школяр одружився зі своєю вчителькою-інопланетянкою. Це Японія, там таке буває.
Bu, normal bir Japon erkek öğrencinin uzaylı öğretmeniyle evlendiği hakkında bir animedir. Japonya'da buna benzeyen şeyler oluyor.
Japonya'da sıradan bir Japon öğrencinin öğretmeniyle nasıl evlendiğini anlatan bir animasyon.

Том не може говорити.
Tom konuşamıyor.
Tom konuÅŸamaz.

Том стоїть на платформі.
Tom platformda duruyor.
Tom platformun üzerinde duruyor.

Це було б смішно, якби не було так жахливо.
Çok trajik olmasaydı, komik olurdu.
Bu kadar korkunç olmasaydı komik olurdu.

Мені потрібен масаж.
Benim bir masaja ihtiyacım var.
Bir masaja ihtiyacım var.

Я люблю Індію.
Hindistan'ı seviyorum.
Hindistan'ı seviyorum.

Я зачекаю тут.
Burada bekleyeceÄŸim.
Burada bekleyeceÄŸim.

Вона живе в Лондоні.
O Londra'da yaşamaktadır.
Londra'da yaşıyor.

Том знайде Мері.
Tom Mary'yi bulacak.
Tom Mary'yi bulacak.

Мене не цікавить футбол.
Futbolla ilgilenmiyorum.
Futbolla ilgilenmiyorum.

Авіапоштою, будь ласка.
Hava postası, lütfen.
- Abiaposh, lütfen.

Том знав, чому Мері вдарила Джона.
Tom Mary'nin neden John'a vurduÄŸunu biliyordu.
Tom, Mary'nin John'a neden vurduÄŸunu biliyordu.

Я хочу, щоб наша команда перемогла.
Takımımızın kazanmasını istiyorum.
Ekibimizin kazanmasını istiyorum.

Вона занадто швидко їсть.
O, çok hızlı yiyor.
Çok hızlı yemek yiyor.

Том шульга.
Tom solak.
Tom Palulga.

Кількість нещасних випадків на дорозі збільшується.
Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
Yoldaki kazaların sayısı artıyor.

Цей файл зашифрований.
Bu dosya ÅŸifreli.
Bu dosya ÅŸifrelenmiÅŸ.

Мері — моя старша сестра.
Mary benim ablam.
Mary benim en büyük ablam.

На мою думку, вона має рацію.
Bence haklı.
Haklı olduğunu düşünüyorum.

Це срібна монета.
Bu bir gümüş sikkedir.
Gümüş para.

Він погасив вогонь.
O, yangını söndürdü.
Yangını söndürdü.

Звідки беруться діти?
Bebekler nereli?
Çocuklar Nasıl Ortaya Çıkıyor?

Він має добре серце.
Onun iyi bir kalbi var.
Onun iyi bir yüreği var.

Він багатий.
O zengin.
O zengin.

Том має підтяжки.
Tom'un pantolon askısı var.
Tom'un bornozları var.

Де моя кімната?
Odam nerede?
Odam nerede?

Хто така Татоеба? Твоя нова дівчина?
Tatoeba kimdir? Senin yeni kız arkadaşın mı?
Yeni kız arkadaşın mı?

Тебе коли-небудь заарештовували?
Hiç tutuklandın mı?
Hiç tutuklandın mı?

Вона дала мені олівець.
O bana bir kurÅŸunkalem verdi.
Bana bir kalem verdi.

Я в Португалії.
Ben Portekizdeyim.
Ben Portekiz'deyim.

Ти, здається, дуже артистична.
Çok artistik görünüyorsun.
Görünüşe göre harikasın.

Ви певні, що хочете це знати?
Bilmek istediÄŸinizden emin misiniz?
Bunu bilmek istediÄŸinize emin misiniz?

Ти знаєш, що я тебе кохаю.
Seni sevdiÄŸimi biliyorsun.
Seni sevdiÄŸimi biliyorsun.

У мене добра робота.
Benim iyi bir iÅŸim var.
Ä°yi bir iÅŸim var.

Чому ти поїхав з Бостона?
Neden Boston'dan ayrıldın?
Neden Boston'dan ayrıldın?

Я не угорка.
Ben Macar deÄŸilim.
Bıyık değilim.

Це лише плацебо.
Bu sadece bir plasebo.
Sadece plasebo.

Він тобі зраджував?
Seni aldattı mı?
Sana ihanet mi etti?

Вона не любить яйця.
O yumurta sevmez.
Yumurtaları sevmiyor.

Белград — столиця Сербії.
Belgrad, Sırbistan'ın başkentidir.
Belgrad Sırbistan’ın başkentidir.

Ми імпортуємо чай з Індії.
Biz Hindistan'dan çay ithal ederiz.
Hindistan'dan çay alıyoruz.

Ти добрий кіт.
Sen iyi bir kedisin.
Sen iyi bir kedisin.

У черепах немає зубів.
Kaplumbağaların dişleri yoktur.
Kaplumbağanın dişi yok.

Я хочу їй допомогти.
Ben ona yardım etmek istiyorum.
Ona yardım etmek istiyorum.

Додати п'ять до десяти легко.
10'a 5 eklemek kolaydır.
Beşi 10'a çıkarmak kolay.

Хто на дієті?
Kim diyet yapıyor?
Diyetli kim?

Він пішов до банку.
O, bankaya gitti.
Bankaya gitti.

Деббі, твоя школа неподалік?
Debbie, okulun buraya yakın mı?
Debbi, okul arkadaşın yakın mı?

Джон намагався не розбудити сплячу дитину.
John uyuyan bebeği uyandırmamaya çalıştı.
John, uyuyan bir çocuğu uyandırmamaya çalıştı.

Я купив це минулого тижня.
Ben onu geçen hafta aldım.
Geçen hafta aldım.

Ми чоловік і дружина.
Biz karı-kocayız.
Biz karı kocayız.

Ми родина.
Biz bir aileyiz.
Biz aileyiz.

Війна ще не скінчилася.
Savaş henüz bitmedi.
SavaÅŸ daha bitmedi.

Чоловік високий.
Adam uzun boyludur.
Adam uzun.

У мене багато фотографій.
Benim birçok fotoğrafım var.
Bir sürü fotoğrafım var.

Том назвав Мері дурною.
Tom Mary'ye aptal dedi.
Tom, Mary'nin aptal olduğunu söyledi.

Я на них не дивився.
Onlara bakmıyordum.
Onlara bakmadım.

Це тут?
O burada mı?
Burası mı?

Том працює на Мері.
Tom, Mary için çalışıyor.
Tom Mary için çalışıyor.

Чому він тут?
Neden o orada?
Neden burada?

Я гладка.
Şişmanım.
Ben temizim.

Том навіть не вибачився.
Tom üzgün olduğunu söylemedi bile.
Tom özür dilemedi bile.

Я зустрів її взимку.
Onunla kışın tanıştım.
Kışın onunla tanıştım.

Ласкаво просимо до пекла!
Cehenneme hoÅŸ geldin!
Cehenneme hoÅŸ geldiniz!

Я підпишуся за це.
Bunun için imzalayacağım.
Bunun için imzalayacağım.

Де клас Тома?
Tom'un sınıfı nerede?
Tom sınıfı nerede?

Вас багато, а я один.
Siz hepiniz, ben tek.
Çok fazla, ben de yalnızım.

Що вона сказала?
O ne dedi?
Ne dedi?

Його релігія — заробляти гроші.
Para kazanmak onun dinidir.
Onun dini para kazanmaktır.

Моя старша сестра заручилася.
Benim ablam nişanlandı.
Büyük kardeşim nişanlandı.

Том хоче повернути свої гроші.
Tom parasını geri istiyor.
Tom parasını geri istiyor.

Том і Мері - близнята.
Tom ve Mary ikizler.
Tom ve Mary ikizler.

Вечірка закінчилась.
Parti bitti.
Parti sona erdi.

Хто прийде?
Kim gelecek?
Kim gelecek?

Ми медитуємо.
Biz meditasyon yapıyoruz.
Meditasyon yapıyoruz.

Я роблю забагато помилок.
Ben çok hata yaparım.
Çok fazla hata yapıyorum.

Мері знає це.
Mary onu biliyor.
Mary biliyor.

Це не мій велосипед.
O benim bisikletim deÄŸil.
Bu benim bisikletim deÄŸil.

Том сів у машину Мері.
Tom Mary'nin arabasına bindi.
Tom Mary'nin arabasına bindi.

Не будемо розмовляти.
Konuşmayalım.
Konuşmayacağız.

Які саме цукерки тобі подобаються?
Ne tür şekerden hoşlanıyorsun?
Ne tür şekerlerden hoşlanıyorsun?

Я телефоную з Німеччини.
Almanya'dan arıyorum.
Almanya'dan arıyorum.

Стипендія дала мені змогу продовжувати навчання.
Burs bana, eğitimime devam etme şansı verdi.
Speependia sayesinde öğrenmeye devam edebildim.

Ти отримала мої квіти?
Çiçeklerimi aldın mı?
Çiçeklerimi aldın mı?

Ти живеш в Лівані?
Lübnan'da mı yaşıyorsun?
Lübnan'da mı yaşıyorsun?

Навіщо тобі стільки взуття?
Neden bu kadar çok ayakkabıya ihtiyacın var?
Neden bu kadar çok ayakkabıya ihtiyacın var?

Том не п'є.
Tom içmez.
Tom içmez.

Ходімо до лікарні.
Hastaneye gidelim.
Hastaneye gidelim.

Том завжди хворий.
Tom her zaman hasta.
Tom her zaman hastadır.

Хтось нас отруїв.
Biri bizi zehirledi.
Biri zehirlenmiÅŸ.

У мене немає часу на відпочинок.
Dinlenmek için vaktim yok.
Dinlenmeye vaktim yok.

Квіти приваблюють бджіл.
Çiçekler arıları çeker.
Çiçekler arılara çekici gelir.

Що це?
O nedir?
Bu nedir?

Ти рибалиш?
Balık tutar mısın?
Balık mı bırakıyorsun?

Том зробить це, я певен.
Tom onu yapacak, eminim.
Tom bunu yapar, eminim.

Бути гарною має свої вади.
Güzel olmanın olumsuz yanları var.
İyi biri olmanın bir kusuru vardır.

Кімната пуста.
Oda boÅŸ.
Oda boÅŸ.

Стіл не займає багато місця.
Tablo çok yer kaplamaz.
Masa çok fazla yer kaplamaz.

Вони вже приїхали?
Onlar henüz geldi mi?
Geldiler mi?

Вона кип'ятить воду для чаю.
O, çay için su ısıtıyor.
Çay için su kaynatıyor.

Мене звати Робін.
Benim adım Robin.
Adım Robin.

Всі люблять морозиво.
Herkes dondurma sever.
Herkes dondurmayı sever.

Том заспівав колискову.
Tom bir ninni söyledi.
Tom güzel bir şarkı söylüyordu.

Вона проковтнула монету.
O bir bozuk para yuttu.
Yazı tura atmıştı.

Вони розмовляють англійською?
Onlar İngilizce konuşuyorlar mı?
Ä°ngilizce konuÅŸuyor mu?

Мері дуже вродлива.
Mary gerçekten güzel.
Mary çok güzel.

Скільки ти казав у вас комп'ютерів?
Kaç tane bilgisayarın olduğunu söyledin?
Kaç tane bilgisayar demiştin?

Я бачив його хвилину тому.
Bir dakika önce onu gördüm.
Bir dakika önce onu gördüm.

Том хотів, щоб Мері вибачилася перед Джоном.
Tom Mary'nin John'dan özür dilemesini istedi.
Tom, Mary’nin John’dan özür dilemesini istiyordu.

У неї є книжка.
Onun bir kitabı var.
Bir kitabı var.

Собака швидко бігає.
Köpek hızlı koşar.
Köpek hızlı koşuyor.

Він рідко ходить до церкви.
O nadiren kiliseye gider.
Kiliseye pek gitmez.

Ми підемо пішки.
Biz yürüyeceğiz.
Yürürüz.

Том трохи почервонів.
Tom biraz kızardı.
Tom biraz kıpkırmızı oldu.

Він стрибнув у воду.
O suya atladı.
Suya atladı.

Ніхто мене не поважає.
Kimse bana saygı duymuyor.
Kimse bana saygı duymuyor.

Том — графічний дизайнер.
Tom bir grafik tasarımcıdır.
Tom grafik tasarımcıdır.

Я люблю говорити з Томом.
Tom'la konuşmayı severim.
Tom'la konuşmayı seviyorum.

Обережно, горила.
Dikkat goril var.
Dikkatli ol, goriller.

Тисячі єн достатньо?
1000 yen yeterli mi?
Binlerce dolar yeterli mi?

Том зробив омлет.
Tom bir omlet yaptı.
Tom lmlet yaptı.

Тоді я був одруженим.
O zaman evliydim.
O zamanlar evliydim.

У мене немає температури.
AteÅŸim yok.
AteÅŸim yok.

Вона канадійка.
Kanadalıdır.
O bir Kanadalı.

Я пішла від свого чоловіка.
Kocamı terk ettim.
Kocamı terk ettim.

Все гаразд, можеш мені сказати.
Tamam, sen bana anlatabilirsin.
Her şey yolunda, bana söyleyebilirsin.

Ваше замовлення готове.
Siparişiniz hazır.
Siparişleriniz hazır.

Це моє.
O benimki.
Bu benim.

Ми повинні змінити свій план.
Planımızı değiştirmeliyiz.
Planlarımızı değiştirmemiz gerek.

Французька не складна.
Fransızca zor değil.
Fransızca zor değildir.

Том не вміє співати так само добре, як я.
Tom benim kadar iyi şarkı söyleyemez.
Tom benim kadar iyi şarkı söyleyemez.

Він бездомний.
O evsiz.
O evsiz.

Мене звуть Том.
Benim adım Tom.
Adım Tom.

Я хочу новий комп'ютер.
Ben yeni bir bilgisayar istiyorum.
Yeni bir bilgisayar istiyorum.

Я купив собаку.
Bir köpek satın aldım.
Bir köpek aldım.

Тоні мешкає в Кобе.
Tony Kobe'de yaşıyor.
Tony Cobe'de yaşıyor.

Ти непослідовний.
Sen tutarsızsın.
Sıra dışısın.

Риба у чистій воді.
Balık temiz sudadır.
Balıklar temiz su altında.

Том подивився на Мері.
Tom Mary'ye baktı.
Tom Mary baktı.

Мій батько пофарбував поштову скриньку у червоний колір.
Babam posta kutusunu kırmızıya boyadı.
Babam posta kutusunu kırmızıya boyamış.

Я Рікардо.
Ben Ricardo'yum.
Ricardo benim.

Мені не потрібна машина.
Arabaya ihtiyacım yok.
Arabaya ihtiyacım yok.

Кріштіану Роналду — футболіст.
Christiano Ronaldo bir futbol oyuncusu.
Cizvit Ronalda futbolcu.

Літо скінчилося.
Yaz bitti.
Yaz bitti.

Я перекладаю.
Çeviriyorum.
Çeviri yapıyorum.

Це чудова ідея.
Bu harika bir fikir.
Bu harika bir fikir.

Війна тривала два роки.
Savaş iki sene sürdü.
Savaş iki yıl sürdü.

Всі люди смертні.
Bütün insanlar ölümlüdür.
Tüm insanlar ölümlüdür.

Це я їх врятувала.
Onları kurtaran kişi benim.
Onları ben kurtardım.

Що ти знаєш?
Ne biliyorsun?
Ne biliyorsun?

Я люблю працювати.
Çalışmayı seviyorum.
Çalışmayı seviyorum.

Ці люди божевільні?
Åžu insanlar deli mi?
Bu insanlar deli mi?

Він одружений?
O evli mi?
Evli mi?

Ми готові, так?
Hazırız, değil mi?
Hazırız, değil mi?

Це поганий переклад.
Bu kötü bir çeviri.
Bu kötü bir çeviri.

Тобі треба поїсти.
Yemek yemelisin.
Yemek yemelisin.

Том заплющив очі.
Tom gözlerini kapadı.
Tom gözlerini kapattı.

Том мій друг.
Tom, benim bir arkadaşımdır.
Tom benim dostum.

Видаліть, будь ласка, це речення.
Lütfen bu cümleyi silin.
Lütfen bu cümleyi indirin.

Том б'є Мері.
Tom Mary'ye vuruyor.
Tom, Mary'yi dövüyor.

В будинку забагато меблів.
Evde çok fazla mobilya var.
Evinde çok fazla mobilya var.

Парковка безплатна.
Otopark ücretsizdir.
Park yeri bedava.

Він виграв срібну медаль.
O gümüş bir madalya kazandı.
Gümüş madalya kazandı.

Том схожий на батька.
Tom babasına benzer.
Tom babasına benziyor.

Ми з нею приблизно однакового зросту.
O ve ben yaklaşık aynı boydayız.
Neredeyse aynı yaşlardayız.

Мене звати Франческа.
Benim adım Francesca.
Adım Francesk.

Цей будинок має зелених дах.
Bu evin yeşil bir çatısı var.
Bu evin yeşil çatıları var.

Цього року щонайменше десять росіян загинули, роблячи селфі.
Bu yıl en az on Rus selfie çekerken öldü.
Bu yıl en az on Rus, fok yaparak öldü.

Я принесла пляшку вина.
Bir ÅŸiÅŸe ÅŸarap getirdim.
Bir ÅŸiÅŸe ÅŸarap getirdim.

Я зараз не вдома.
Åžu anda evde deÄŸilim.
Åžu an evde deÄŸilim.

У вас все буде добре.
Sen iyi olacaksın.
Her ÅŸey yoluna girecek.

Що вони їли?
Onlar ne yiyordu?
Ne yiyorlardı?

Я досить добре знаю Тома.
Tom'u oldukça iyi tanırım.
Tom'u gayet iyi tanıyorum.

Ця кімната не підходить тобі для сну.
Bu oda uyumak için uygun değil.
Bu oda uyku için uygun değil.

Це Сатурн.
O Satürn.
Burası Satürn.

Не забувай про Тома.
Tom hakkında unutma.
Tom'u unutma.

Я люблю піцу.
Pizzayı seviyorum.
Pizzayı seviyorum.

Скоро весна.
Yakında ilkbahar olacak.
Çok yakında.

Іди повільніше.
Daha yavaş yürüyün.
Daha yavaÅŸ git.

Франція — чемпіон світу.
Fransa dünya şampiyonu.
Fransa dünya şampiyonudur.

Том багато сміється.
Tom çok gülüyor.
Tom çok gülüyor.

Як це на тебе впливає?
O seni nasıl etkiliyor?
Bu seni nasıl etkiliyor?

Я взагалі не знаю цю жінку.
Ben o kadını hiç tanımıyorum.
Bu kadını hiç tanımıyorum.

Що він робить?
O ne yapıyor?
Ne yapıyor?

У Тома добра пам'ять.
Tom, iyi bir belleÄŸe sahiptir.
Tom'un hafızası iyidir.

Том не виглядає на свій вік.
Tom yaşında görünmüyor.
Tom kendi yaşına benzemiyor.

Том п'є каву?
Tom kahve içer mi?
Tom kahve mi içiyor?

У вас є адвокат?
Avukatınız var mı?
Avukatınız var mı?

Вона говорить англійською, французькою чи німецькою?
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
İngilizce mi, Fransızca mı, Almanca mı konuşuyor?

Дуже дивно.
Çok garip.
Çok tuhaf.

Я стара.
Ben eskiyim.
Ben yaşlıyım.

Том — директор школи.
Tom bir lisenin müdürüdür.
Tom okul müdürüdür.

Викличте швидку.
Bir ambulans çağırın.
Ambulans çağırın.

У мене є власна кімната.
Kendi odam var.
Kendi odam var.

Мені 19 років.
19 yaşındayım.
Ben 19 yaşındayım.

Я працюю в Мілані.
Milan'da çalışıyorum.
Milano'da çalışıyorum.

Я дуже швидка.
Ben gerçekten hızlıyım.
Çok hızlıyım.

Вона випила чашку кави.
O bir fincan kahve içti.
Bir fincan kahve içti.

Можеш зробити мені одну останню послугу?
Bana son bir iyilik yapabilir misin?
Bana son bir iyilik yapar mısın?

Том працює.
Tom çalışıyor.
Tom çalışıyor.

Він ще не заплатив Тому.
Henüz Tom'a ödeme yapmadı.
Bu yüzden henüz ödemedi.

Я попросив Тома зіграти на гітарі.
Tom'un gitar çalmasını rica ettim.
Tom'a gitar çalmasını söyledim.

У неї гарна дупа.
O güzel bir popoya sahip.
Çok güzel bir kıçı var.

Моя французька обмежена.
Fransızcam sınırlı.
Fransızcam sınırlı.

Том не єврей.
Tom Yahudi deÄŸil.
Tom Yahudi deÄŸil.

Том дантист, так?
Tom bir dişçidir, değil mi?
Tom tertist, deÄŸil mi?

Око за око — і весь світ стане сліпим.
Göze göz düşüncesi bütün dünyayı kör edecek.
Gözün arkasına bak ve bütün dünya kör olacak.

Тому зараз тридцять.
Tom şimdi otuz yaşında.
Bu yüzden şimdi otuz.

Вони мене не слухають.
Beni dinlemiyorlar.
Beni dinlemiyorlar.

Том розуміє ваше положення.
Tom pozisyonunuzu anlıyor.
Tom pozisyonunuzu anlıyor.

Я гімнаст.
Ben bir jimnastikçiyim.
Ben jimnastikçiyim.

Я приніс пляшку вина.
Bir ÅŸiÅŸe ÅŸarap getirdim.
Bir ÅŸiÅŸe ÅŸarap getirdim.

Що Том сказав Мері?
Tom, Mary'ye ne söyledi?
Tom Mary ne dedi?

Вони йдуть.
Onlar gidiyorlar.
Geliyorlar.

Вона з півночі.
O, kuzeyden geliyor.
O kuzeyli.

Том показав Мері будинок.
Tom Mary'ye evi gezdirdi.
Tom, Mary'nin evini gösterdi.

Це твій собака?
Bu senin köpeğin mi?
Bu senin köpeğin mi?

Я не знав, що у неї є дитина.
Onun bir çocuğu olduğunu bilmiyordum.
BebeÄŸin olduÄŸunu bilmiyordum.

Том зробив цю помилку навмисне.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
Tom bu hatayı bilerek yaptı.

Я можу прийти.
Gelebilirim.
Gelebilirim.

Том сказав, що він нічого не хоче їсти.
Tom bir şey yemek istemediğini söyledi.
Tom hiçbir şey yemediğini söyledi.

Я біжу.
Koşarım.
Ben gidiyorum.

Том та Мері одружені.
Tom ve Mary evli.
Tom ve Mary evliler.

Він одружився з дуже вродливою дівчиною.
O, çok güzel bir kız ile evlendi.
Çok güzel bir kızla evlendi.

Чого у вас немає?
Neyiniz yok?
Neyiniz yok?

Це не помилка.
Bu bir yanlış değildir.
Bu bir hata deÄŸil.

Том краще справився, ніж Мері.
Tom Mary'den daha iyi yaptı.
Tom, Mary'den daha iyi çalıştı.

Розумію, ви жартували.
Anlıyorum, şaka yapıyordun.
Şaka yaptığını biliyorum.

Немає туалетного паперу.
Tuvalet kağıdı yok.
Tuvalet kağıdı yok.

Том багато палить.
Tom çok sigara içer.
Tom çok sigara içiyor.

Я була дуже самотня.
Çok yalnızdım.
Çok yalnızdım.

Том годує корів.
Tom inekleri besliyor.
Tom inekleri besliyor.

Це соняшники.
Onlar ayçiçeği.
Bunlar ayçiçeğiler.

Він високий на свій вік хлопець.
Yaşına göre uzun bir çocuk.
Yaşına göre uzun.

Я знаю Тома.
Tom'u tanıyorum.
Tom'u tanıyorum.

Це може зайняти якийсь час.
Bu biraz zaman alabilir.
Bu biraz zaman alabilir.

Том пірат.
Tom bir korsandır.
Tom korsan.

Я хочу поїхати в Японію.
Japonya'ya gitmek istiyorum.
Japonya'ya gitmek istiyorum.

Коли він повернувся?
Ne zaman geri döndü?
Ne zaman geri döndü?

Скільки у тебе сестер?
Kaç tane kız kardeşin var?
Kaç kız kardeşin var?

Що вони будуть робити?
Onlar ne yapacak?
Ne yapacaklar?

Завтра може бути сніг.
Yarın kar yağabilir.
Yarın kar olabilir.

Я не хочу їсти тут.
Burada yemek istemiyorum.
Burada yemek istemiyorum.

Як пройшов твій день?
Günün nasıl geçti?
Günün nasıl geçti?

Я знаю, що Том — не ідіот.
Tom'un geri zekalı olmadığını biliyorum.
Tom'un aptal olmadığını biliyorum.

Позичаючи гроші другові, ти втрачаєш і гроші, і друга.
Eğer paranı arkadaşına ödünç verirsen, paranı ve arkadaşını kaybedersin.
Bir arkadaşından para isteyince hem parayı hem de arkadaşının parasını kaybedersin.

Том — жахливий водій.
Tom çok kötü bir sürücü.
Tom berbat bir sürücüdür.

Я запитав його, як його звати.
Ona adını sordum.
Adını sordum.

У Тома відсутня емпатія.
Tom'un hiç empatisi yok.
Tom empatiye sahip deÄŸil.

Небо блакитне? Так.
Gökyüzü mavi mi? Evet.
Gökyüzü mavi mi?

Том читає газету.
Tom gazete okuyor.
Tom gazete okuyor.

Вона не моя дівчина. Вона — моя сестра.
O benim kız arkadaşım değil. O benim kız kardeşim.
O kız arkadaşım değil, kız kardeşim.

Я його боюся.
Ondan korkuyorum.
Ondan korkuyorum.

Ситуація лише погіршується.
Durum gittikçe kötüleşiyor.
Durum daha da kötüye gidiyor.

Я - людина.
Ben insanım.
Ben insanım.

Том виглядає досить засмученим.
Tom oldukça üzgün görünüyor.
Tom oldukça üzgün görünüyor.

Я не розмовляю англійською.
Ä°ngilizce konuÅŸmam.
Ä°ngilizce bilmiyorum.

Хочеш я піду з тобою?
Seninle gitmemi ister misin?
Seninle gelmek ister misin?

Ненавиджу понеділки.
Ben pazartesilere katlanamıyorum.
Pazartesilerden nefret ederim.

У них все буде гаразд.
Onlar iyi olacaklar.
Ä°yileÅŸecekler.

На щастя, ніхто не постраждав.
Neyse ki, kimse yaralanmadı.
Neyse ki kimse yaralanmadı.

Це занадто складно.
Bu çok zor.
Bu çok zor.

Я ніколи не куштувала мексиканської їжі.
Meksika yemeklerini hiç denemedim.
Hiç Meksika yemeği yemedim.

Ти можеш винести звідси це сміття?
Bu çöpü buradan çıkarabilir misin?
Bu çöpleri buradan atabilir misin?

Том живе тут неподалік.
Tom buraya yakın yaşıyor.
Tom yakınlarda oturuyor.

Вона слухається батьків.
O ailesine sadık.
Anne babasına itaat eder.

Том тихенько зачинив двері.
Tom sessizce kapıyı kapadı.
Tom sessizce kapıyı kapattı.

Том та Мері проголосували за Джона.
Tom ve Mary John'a oy verdi.
Tom ve Mary John için oy verdiler.

На своїй роботі я наймолодший.
Ben iÅŸimde en gencim.
İşimin en küçüğüyüm.

Добре запитання.
Ä°yi soru.
Güzel soru.

Том стис руку Мері.
Tom Mary'nin elini sıktı.
Mary elini sıktı.

У тебе проблеми.
Senin sorunların var.
Senin sorunun var.

Вони умовилися зустрітися знову у Бальтіморі, Меріленд.
Maryland, Baltimore'da tekrar buluşmayı kabul ettiler.
Baltmour, Maryland'de tekrar buluşmayı planlıyorlardı.

Мені потрібна людина, що знає французьку.
Fransızca konuşabilen bir kişi istiyorum.
Fransızca bilen birine ihtiyacım var.

Думаю, вже майже час йти.
Sanıyorum, neredeyse gitme zamanı.
Sanırım gitme vakti geldi.

Я піду поговорю з нею просто зараз.
Hemen ÅŸimdi onunla konuÅŸmaya gidecÄŸim.
Onunla hemen konuşacağım.

Я народився у 1972-му році.
1972'de doÄŸdum.
1972 yılında doğdum.

Я фотограф.
Ben fotoğrafçıyım.
Ben bir fotoğrafçıyım.

Том озирнувся і посміхнувся Мері.
Tom geriye baktı ve Mary'ye gülümsedi.
Tom etrafına baktı ve Mary güldü.

Його Макаронність, Літаючий Макаронний Монстр, є абсолютною істиною Всесвіту.
Onun Noodliness'i, Uçan Spagetti Canavarı evrende nihai gerçektir.
Onun MacArthur'u, Yüce MacArthur'u evrenin mutlak gerçeğidir.

Я бачу твій будинок.
Evini görüyorum.
Evini görebiliyorum.

Я граю у комп'ютерні ігри.
Bilgisayar oyunları oynarım.
Bilgisayar oyunları oynuyorum.

Вони повернулися.
Geri geldiler.
Geri döndüler.

Вони сусіди.
Onlar komÅŸular.
Onlar komÅŸu.

На жаль, Ненсі мала рацію.
Maalesef, Nancy haklıydı.
Ne yazık ki Nancy haklıydı.

Хто був у машині?
Arabadaki kimdi?
Arabada kim vardı?

Том працює у супермаркеті.
Tom bir süpermarkette çalışır.
Tom süpermarkette çalışıyor.

Вони прогулювалися по пляжу.
Onlar sahil boyunca gezdiler.
Kumsalda yürüyorlardı.

Том голиться.
Tom tıraş oluyor.
Tom tıraş olacak.

Лаліта усміхнулася.
Lalita aradı.
Lale gülümsedi.

Нур-Султан — столиця Казахстану.
Nur-Sultan Kazakistan'ın başkentidir.
Nur-Sultan, Kazakistan'ın başkentidir.

Я не хочу, щоб мене рятували.
Kurtarılmak istemiyorum.
Beni kurtarmasını istemiyorum.

Чи вони не знають, що між Господом та його рабом посередників не буває?
Onlar Allah ile kul arasına girilmeyeceğini bilmiyorlar mı?
Onlar Efendi ile hizmetkârı arasında aracıların olmadığını bilmiyorlar mı?

Як справи?
Ne haber?
Nasıl gidiyor?

Я більше з ним не розмовляю.
Artık onunla konuşmuyorum.
Artık onunla konuşmuyorum.

Це вона.
Bu o.
Bu o.

Я полюбляю каву без цукру.
Kahvemi ÅŸekersiz severim.
Ben ÅŸekersiz kahve severim.

Том майже ніколи не дивиться телевізор.
Tom neredeyse hiç TV izlemez.
Tom televizyonu hiç izlemedi.

Том зайняв місце Мері.
Tom Mary'nin yerini aldı.
Tom Mary'nin yerini aldı.

Я їм яблуко.
Bir elma yiyorum.
Elma yiyorum.

Я дійсно не хочу, щоб ти йшов.
Ben gerçekten gitmeni istemiyorum.
Gitmeni istemiyorum.

Я не маю вільного часу.
Boş zamanım yok.
Boş zamanım yok.

Я була дуже зайнята.
Gerçekten meşguldüm.
Çok meşguldüm.

Я маю багато питань.
Bir sürü sorum var.
Bir sürü sorum var.

Хіба я не сказав тобі не співати?
Sana şarkı söylememeni söylemedim mi?
Sana şarkı söyleme demedim mi?

Я радий допомогти.
Yardım ettiğime sevindim.
Yardım ettiğime sevindim.

Я покидаю місто.
Ben kentten ayrılıyorum.
Şehirden ayrılıyorum.

Я був у школі.
Okuldaydım.
Okuldaydım.

Скільки коштує проїзд на експресі?
Ekspress ne kadar?
Trene binmek ne kadar tutar?

Том до цього не готовий.
Tom buna hazır değil.
Tom buna hazır değil.

Я не знала цієї пісні.
O şarkıyı bilmiyordum.
Bu şarkıyı bilmiyordum.

Це дуже смішно.
Bu çok komik.
Çok komik.

Я не їм фрукти.
Ben meyve yemem.
Ben meyve yemiyorum.

Цей фотоапарат дешевий.
Bu kamera ucuz.
Bu kamera ucuz.

Запитай Тома, коли він завтра буде тут.
Tom'a yarın ne zaman burada olacağını sorun.
Tom'a yarın ne zaman burada olduğunu sor.

Я зробив каву.
Kahve yaptım.
Kahve yaptım.

Я голодний!
Ben açım.
Acıktım!

Я дав відповідь на запитання.
Soruya cevap verdim.
Sorularıma cevap verdim.

Том купив перуку.
Tom bir peruk aldı.
Tom yüzük aldı.

Ніхто не перекладає цих речень, тож я перекладу.
Kimse bu cümleleri çevirmiyor, ben çeviryim bari.
Kimse bu cümleleri tercüme etmiyor, ben de tercüme ediyorum.

Том уже знає.
Tom zaten biliyor.
Tom zaten biliyor.

Хіба ти не поїдеш з нами до Бостона?
Bizimle Boston'a gitmeyecek misin?
Bizimle Boston'a gelmeyecek misin?

Том залишив свою трубу в школі.
Tom trompetini okulda bıraktı.
Tom trompetini okulda bırakmış.

Як сказати "кішка" іспанською?
Ispanyolcada nasıl "kedi" denirm
İspanyolca'da "kız" nasıl denir?

Том сказав, що він добре провів з тобою час.
Tom seninle çok eğlendiğini söyledi.
Tom seninle çok iyi vakit geçirdiğini söyledi.

Том поговорив з Мері?
Tom Mary ile konuÅŸtu mu?
Tom Mary ile konuÅŸtu mu?

Я загубив гаманець по дорозі до школи.
Okul yolunda cüzdanımı kaybettim.
Okuldan önce cüzdanımı kaybettim.

Том почекає на тебе.
Tom seni bekleyecek.
Tom senin için bekliyor.

Лютий — другий місяць року.
Şubat yılın ikinci ayıdır.
Şubat, yılın ikinci ayıdır.

Я не просив Тома про допомогу.
Tom'dan yardım istemedim.
Tom'a yardım istemedim.

Що ти шукаєш?
Ne arıyorsun?
Ne arıyorsun?

Том допоможе Мері.
Tom Mary'ye yardım edecek.
Tom, Mary'ye yardım edecek.

Том обсмажує кавові зерна.
Tom kahve çekirdeklerini kavuruyor.
Tom kahve öğütür.

Мій тренер їсть 6000 калорій на день.
Benim koç günde 6000 kalori yer.
Koçum günde 6.000 kalori yer.

Жінки люблять чай.
Kadınlar çayı sever.
Kadınlar çay sever.

Де мама?
Anne nerede?
Annem nerede?

Хто, я?
Kim? Ben mi?
Kim, ben mi?

Як ти йому допомогла?
Ona nasıl yardım ettin?
Ona nasıl yardım ettin?

У Тома буде план.
Tom'un bir planı olacak.
Tom'un bir planı olacak.

Тато нечасто палить.
Babam nadiren sigara içer.
Babam sık sık sigara içmiyor.

Це було чудово.
Bu harikaydı.
Harikaydı.

Це мій план.
Bu benim planım.
Bu benim planım.

Ніхто не має душі.
Hiç kimsenin bir ruhu yok.
Kimsenin ruhu yok.

Перепрошую, чи є тут поруч якийсь готель?
Affedersiniz bu çevrede bir otel var mı?
Affedersiniz, buralarda bir otel var mı?

Як смачно!
Nasıl da lezzetli!
Ne kadar lezzetli!

Це мій компакт-диск.
Bu benim CD'imdir.
Bu benim CD'm.

Він ніколи не був в Америці.
O Amerika'da hiç bulunmadı.
Hiç Amerika'da olmadı.

Мені подобається ця музика.
Ben bu müzikten hoşlanırım.
Bu müzikten hoşlanıyorum.

Мозок людини важить близько трьох фунтів.
İnsan beyni yaklaşık üç paund ağırlığında.
İnsan beyni yaklaşık üç kilo ağırlığındadır.

Це коштуватиме триста доларів.
Bu üç yüz dolara mal olacak.
Üç yüz dolara mal olacak.

Кави не бажаєте?
Kahve ister misiniz?
Kahve ister misiniz?

У всесвіті багато галактик.
Evrende birçok gökada var.
Evrende bir sürü galaksi var.

Де твоя сестра?
Kız kardeşin nerede?
Kız kardeşin nerede?

Том не Трамп.
Tom Trump deÄŸil.
Tom Tramp deÄŸil.

Том мені все про тебе розповів.
Tom bana senin hakkında her şeyi söyledi.
Tom bana senin hakkında her şeyi anlattı.

Він бачив дивний сон.
O tuhaf bir rüya gördü.
Garip bir rüya gördü.

Ти англієць?
Ä°ngiliz misin?
Ä°ngiliz misin?

Дивись! На кухні кіт.
Bak! Mutfakta bir kedi var.
Bak, kedinin mutfağında.

У мене є інша робота.
BaÅŸka bir iÅŸim var.
BaÅŸka bir iÅŸim daha var.

Том дав Мері телефон Джона.
Tom Mary'ye John'un telefon numarasını verdi.
Tom Mary John'un telefonunu verdi.

Ти можеш в це повірити? Ми в Китаї!
Buna inanabilir misin? Biz Çin'deyiz!
Ä°nanabiliyor musun?

Звідки ваш друг?
Arkadaşınız nerelidir?
Arkadaşını nereden buldun?

Я вивчаю датську.
Danimarka dili öğreniyorum.
Danimarka'yı araştırıyorum.

Що ти завтра робитимеш?
Yarın ne yapacaksın?
Yarın ne yapacaksın?

Ми побудемо з Томом.
Biz Tom ile kalacağız.
Tom'u da getireceÄŸiz.

Ми зробимо це із задоволенням.
Bunu zevkle yapacağız.
Memnuniyetle yapacağız.

Її кіт такий милий.
Kedisi çok sevimli.
Kedisi çok tatlı.

У мене взагалі немає грошей.
Hiç param yok.
Hiç param yok.

Він ще не повернувся.
O henüz dönmedi.
Henüz dönmedi.

Мері — трудяща дівчина.
Mary çalışkan bir kızdır.
Mary zorlu bir kız.

Що ти хочеш сьогодні робити?
Bugün ne yapmak istiyorsun?
Bugün ne yapmak istiyorsun?

Джон живе в Нью-Йорку.
John, New York'ta yaşıyor.
John New York'ta yaşıyor.

Це трапиться.
Bu olacak.
Bu olacak.

Цей чоловік є молодий.
Adam gençtir.
Bu adam genç.

Том помітив?
Tom fark etti mi?
Tom fark etti mi?

Що вони хотіли?
Onlar ne istedi?
Ne istiyorlardı?

Я заможний.
Ben zenginim.
Ben zenginim.

Я бачив Тома три дні тому.
Tom'u üç gün önce gördüm.
Tom'u üç gün önce gördüm.

Том мій герой.
Tom benim kahramanım.
Tom benim kahramanım.

Том був на вечірці, так?
Tom partideydi, deÄŸil mi?
Tom partideydi, deÄŸil mi?

Дай мені пару хвилин.
Bana iki dakika ver.
Bana birkaç dakika ver.

У мене в руці книжка.
Elimde bir kitap var.
Elimde bir kitap var.

Йде дощ?
Yağmur yağıyor mu?
Yağmur yağıyor mu?

Ласкаво просимо до Японії.
Japonya'ya hoÅŸ geldin.
Japonya'ya hoÅŸ geldiniz.

Завтра Різдво.
Yarın Noel.
Yarın Noel.

Том та Мері мали дитину.
Tom ve Mary'nin bir çocuğu vardı.
Tom ve Mary’nin bir çocuğu vardı.

Це будинок, в якому він жив.
Burası onun yaşadığı ev.
Bu onun yaşadığı ev.

Том — мій молодший брат.
Tom, benim küçük erkek kardeşim.
Tom benim küçük kardeşimdi.

Це сестра Тома.
Bu Tom'un kızkardeşi.
Bu da Tom'un kız kardeşi.

Я приїхала до Японії, щоб побачити Кіото.
Ben Kyoto'yu görmek için Japonya'ya geldim.
Kyoto'yu görmeye Japonya'ya gittim.

Він не знає нікого з нас.
O, hiçbirimizi tanımaz.
O hiçbirimizi tanımıyor.

Моя сім'я в Бостоні.
Ailem Boston'da.
Ailem Boston'da.

Шкода, що Том не зможе прийти.
Ne yazık ki Tom gelemeyecek.
Tom'un gelemediği için üzgünüm.

Том не такий багатий, як я.
Tom benim kadar zengin deÄŸil.
Tom benim kadar zengin deÄŸil.

Мої діти в школі.
Benim çocuklar okulda.
Çocuklarım okulda.

Я можу говорити.
Ben konuÅŸabiliyorum.
KonuÅŸabilirim.

Вони американці?
Onlar Amerikalı mı?
Onlar Amerikan mı?

Ти заслуговуєш на подарунок.
Bir hediyeyi hakediyorsun.
Hediyeyi hak ediyorsun.

Я хочу, щоб люди жили.
İnsanların yaşamalarını istiyorum.
İnsanların yaşamasını istiyorum.

Який масштаб цієї мапи?
Bu haritanın ölçeği nedir?
Bu haritanın boyutu nedir?

Том довіряв Мері.
Tom Mary'ye güveniyordu.
Tom, Mary'e güvendi.

Він говорив зі мною німецькою.
Benimle Almanca konuÅŸtu.
Benimle Almanca konuÅŸtu.

Я думав, що я — частина проблеми.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
Sorunun bir parçası olduğumu sanıyordum.

Том став пастором.
Tom bir papaz oldu.
Tom papaz oldu.

Люди, молодші за 18 років, не можуть одружитися.
18 yaşından küçükler evlenemez.
18 yaşından küçük insanlar evlenemez.

Завтра мені треба буде рано вставати.
Yarın erken kalkmam gerekiyor.
Yarın erken kalkmam lazım.

Том дивиться телевізор.
Tom televizyon izliyor.
Tom televizyon izliyor.

Скільки дітей у Семі і Лейли?
Sami ve Leyla'nın kaç çocuğu var?
Sam ve Laila'da kaç çocuk var?

Це гарне намисто.
O güzel bir kolye.
Bu güzel bir kolye.

Я на пляжі.
Ben plajdayım.
Sahildeyim.

Ти вирішив, врешті-решт?
Sonunda karar verdin mi?
Sonunda karar mı verdin?

У вас є телефон?
Telefonunuz var mı?
Telefonun var mı?

Ти виглядаєш стривоженим.
Endişeli görünüyorsun.
Endişeli görünüyorsun.

Вiн - член гольф-клубу.
O, golf klübünün bir üyesidir.
O bir golf kulübü üyesi.

Ви не втомлені?
Yorgun deÄŸil misiniz?
Yorgun deÄŸil misin?

Ми снідаємо.
Biz kahvaltı ediyoruz.
Biz kahvaltı yaparız.

Том повісив сумку собі на плече.
Tom çantasını omuzuna astı.
Tom çantayı omuzlarına koydu.

Це насправді трапилося?
Bu gerçekten oldu mu?
Bu gerçekten oldu mu?

Blümchen співає німецькою.
Blümchen Almanca şarkı söylüyor.
Blichhan Almanca söylüyor.

Сподіваюся, Том прийде на мою вечірку.
Tom'un partime geleceÄŸini umuyorum.
Umarım Tom partime gelir.

Так чи ні?
Evet mi, hayır mı?
Evet mi hayır mı?

Я не впав.
Ben düşmedim.
Düştüm.

Тома ніхто не бачив.
Kimse Tom'u görmedi.
Tom'u kimse görmedi.

Я в Перті.
Ben Perth'deyim.
Perth'deyim.

Том має план.
Tom'un bir planı var.
Tom'un bir planı var.

Ти моє життя.
Sen benim hayatımsın.
Sen benim hayatımsın.

Чому Том такий засмучений?
Tom neden bu kadar üzgün?
Tom neden bu kadar üzgün?

Він водій таксі.
O bir taksi şoförü.
Taksi şoförü o.

Гей, що це?
Hey, bu nedir?
Bu da ne?

Я не знала, що Том з Бостона.
Tom'un Boston'lu olduÄŸunu bilmiyordum.
Tom'un Boston'dan olduÄŸunu bilmiyordum.

Я готовий почати.
Ben başlamaya hazırım.
Başlamaya hazırım.

Том не вміє грати на гітарі.
Tom gitar çalamaz.
Tom gitar çalamıyor.

Я її побачу.
Ben onu göreceğim.
Onu göreceğim.

Трава зелена.
Çimen yeşildir.
Çığlıklar yeşil.

Мені подобається грати на банджо.
Banço çalmayı severim.
Banço oynamayı seviyorum.

Чи можу я почати завтра?
Yarın başlayabilir miyim?
Yarın başlayabilir miyim?

Він пунктуальний.
O, dakiktir.
Dakik.

Вони мають рацію.
Onlar doÄŸru.
Haklılar.

Том купив її для Мері.
Tom onu Mary için satın aldı.
Tom onu Mary için satın aldı.

Я китаєць.
Çinliyim.
Ben Çinliyim.

Том переконав Мері допомогти йому.
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etti.
Tom, Mary'yi ona yardım etmeye ikna etti.

Він говорить чотирма мовами.
O, dört dil konuşuyor.
Dört dil konuşuyor.

Ми часто граємо в шахи.
Biz sık sık satranç oynarız.
Genelde satranç oynarız.

Хіба ти не прийдеш на мій концерт?
Konserime gelmiyor musun?
Konsere gelmeyecek misin?

Том говорить повільно.
Tom yavaÅŸ yavaÅŸ konuÅŸur.
Tom yavaÅŸ konuÅŸur.

Що робиш?
Ne yaparsın?
Ne yapıyorsun?

Як звати твого чоловіка?
Kocanın adı ne?
Kocanın adı ne?

Том сів поруч із Мері.
Tom Mary'ye yakın oturdu.
Tom Mary'nin yanına oturdu.

Я не хочу, щоб мені нагадували.
Ben hatırlanmak istemiyorum.
Hatırlamak istemiyorum.

Том не хотів нікого образити.
Tom kimseyi gücendirmek istemedi.
Tom kimseyi incitmek istemedi.

Я помру?
Ölecek miyim?
Ölecek miyim?

Мені двадцять років.
20 yaşındayım.
20 yaşındayım.

Я справа.
Ben sağdayım.
Ben iyiyim.

Їм потрібно обговорити документ.
Onlar dokümanı tartışmalı.
Belgeyi tartışmak zorundalar.

Принеси мені склянку води.
Bana bir bardak su getir.
Bana bir bardak su getir.

Том на кухні.
Tom mutfakta.
Tom mutfakta.

Я не бачив його вже місяць.
Bir aydır onu görmedim.
Onu bir aydır görmedim.

Це вовк?
O bir kurt mu?
Kurt mu?

Він одружився в 22 роки.
O, 22 yaşında evlendi.
22 yaşındayken evlendi.

Том це знає.
Tom onu biliyor.
Tom bunu biliyor.

Хіба ти не хочеш мене обійняти?
Bana sarılmak istemez misin?
Bana sarılmak istemez misin?

І Том, і Мері — шульги.
Tom ve Mary ikisi de solak.
Tom ve Mary buz pateni yapıyorlar.

Він знає його.
Onu tanıyor.
Onu tanıyor.

Я вірний.
Ben sadığım.
Ben sadıkım.

У мене все буде гаразд.
İyi olacağım.
Ben iyiyim.

Вона повернулася до Японії.
Japonya'ya geri döndü.
Japonya'ya döndü.

Я ні на кого не чекаю.
Kimse için beklemem.
Kimseyi beklemiyorum.

Мені не подобається школа.
Okulu sevmiyorum.
Okul hoÅŸuma gitmedi.

Вона американка.
O bir Amerikalı.
Amerikalı.

Він говорить англійською, французькою чи німецькою?
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
İngilizce mi, Fransızca mı, Almanca mı konuşuyor?

Ніхто не слухав Тома.
Hiç kimse Tom'u dinlemiyordu.
Tom'u kimse dinlemedi.

Де ти?
Sen neredesin?
Neredesin?

Машина в гаражі.
Araba garajda.
Garajda bir araba var.

Я хочу захистити Тома.
Tom'u korumak istiyorum.
Tom'u korumak istiyorum.

Ти не лікар.
Sen doktor deÄŸilsin.
Sen doktor deÄŸilsin.

Тоні там?
Tony orada mı?
Tony orada mı?

Я планую відвідати Бостон.
Boston'u ziyaret etmeyi planlıyorum.
Boston'ı ziyaret etmeyi planlıyorum.

У світі закінчується нафта.
Dünya petrolü tüketiyor.
Dünya petrolle doldu.

Він твій син.
O senin oÄŸlun.
O senin oÄŸlun.

Можу я поговорити з паном Сато?
Bay Sato'yla konuÅŸabilir miyim?
Bay Sato ile görüşebilir miyim?

Я працюю в Бостоні.
Ben Boston'da çalışıyorum.
Boston'da çalışıyorum.

Я цього не писав.
Bunu yazmadım.
Bunu ben yazmadım.

Том народився не в Бостоні.
Tom, Boston'da doğmadı.
Tom Boston'da deÄŸil.

Він дуже любить бейсбол.
O, beyzbolu çok sever.
Beyzbolu çok seviyor.

Мері любить спорт.
Mary sporları sever.
Mary sporu sever.

У тебе є адвокат?
Avukatın var mı?
Avukatın var mı?

Нічого особливого.
Özel bir şey değil.
Özel bir şey değil.

Я люблю чай.
Çayı seviyorum.
Çayı severim.

Я не читаю його романи.
Ben onun romanlarını okumam.
Onun romanlarını okumam.

Боляче.
O acıtıyor.
Acıtıyor.

Це не французька мова.
O Fransızca değil.
Fransızca değil.

Том більше не мусить цього робити.
Tom artık bunu yapmak zorunda değil.
Tom artık bunu yapmak zorunda değil.

Том та Мері були на похоронах Джона.
Tom ve Mary, John'un cenazesindeydiler.
Tom ve Mary John'un cenazesindeydiler.

Були в мене і гірші пропозиції.
Kötü teklifler yaşadım.
Daha kötü teklifler de oldu.

Він написав листа.
O bir mektup yazdı.
Bir mektup yazdı.

Том засмутився, коли побачив, що Мері цілує Тома.
Tom, Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde üzgündü.
Tom, Mary Tom’u öpdüğünü görünce çok üzüldü.

Я пишаюся ними.
Onlarla gurur duyuyorum.
Onlarla gurur duyuyorum.

Це тварини.
Bunlar hayvanlar.
Bunlar hayvanlar.

Я експортер кокаїну.
Ben bir kokain ihracaatçısıyım.
Kokain satıyorum.

Я прасую свої носовички.
Ben mendillerimi ütülüyorum.
Ayakkabılarımı ütülüyorum.

Сьогодні середа.
Bugün Çarşambadır.
Bugün Çarşamba.

Ми збираємося вечеряти.
Biz akşam yemeği yemek üzereyiz.
Akşam yemeği yemek üzereyiz.

Я не вагітна.
Ben hamile deÄŸilim.
Hamile deÄŸilim.

Навіщо тобі марки?
Pulları niçin istiyorsun?
Neden pullara ihtiyacın var?

Мері більше мене не кохає.
Mary artık beni sevmiyor.
Mary artık beni sevmiyor.

Він мені довіряє.
O bana güveniyor.
Bana güvenir.

Том колись кохав Мері.
Tom Mary'yi severdi.
Tom eskiden Mary'i severdi.

Мені подобається жовтий колір.
Sarı rengi severim.
Sarıyı seviyorum.

Дякую!
Teşekkürler!
Teşekkürler.

Вони почали танцювати.
Onlar dans etmeye başladılar.
Dans etmeye başladılar.

Том украв обід Мері.
Tom, Mary'nin öğle yemeğini çaldı.
Tom Mary'nin öğle yemeğini çaldı.

Вона вивчає французьку вже кілька років.
O birkaç yıldır Fransızca eğitimi görmektedir.
Birkaç yıldır Fransızca öğreniyor.

Я продаю машини.
Ben araba satarım.
Araba satıyorum.

Том набагато молодший за мене.
Tom benden çok daha genç.
Tom benden çok daha genç.

Том сказав Мері не плавати з Джоном.
Tom Mary'ye John'la yüzmemesini söyledi.
Tom Mary'e John'la yüzmemesini söyledi.

Том повернеться завтра.
Tom yarın dönecek.
Tom yarın geri dönecek.

Можливості Тома обмежені.
Tom'un seçenekleri sınırlıdır.
Tom'un potansiyeli sınırlı.

Том мене вб'є.
Tom beni öldürecek.
Tom beni öldürecek.

Це собаки Тома.
Şunlar Tom'un köpekleri.
Tom'un köpekleri.

"Я з Канади", — сказав він.
O, “Kanadalıyım.” dedi.
"Ben Kanadalıyım," dedi.

Ти фотогенічний.
Sen fotojeniksin.
Sen fotogenetiksin.

Том тричі вистрілив у Мері.
Tom Mary'yi üç kez vurdu.
Tom üç kez Mary'ye ateş etti.

Я ґей.
EÅŸcinselim.
Ben gıcıkım.

Том має гітару?
Tom'un bir gitarı var mı?
Tom'un gitarı var mı?

Це був я.
O bendim.
Bendim.

Вона чекає.
O bekliyor.
Bekliyor.

Він повернеться.
O geri gelecek.
Geri dönecek.

Том — колишній хлопець Мері.
Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
Tom, Mary’nin eski erkek arkadaşıdır.

Я тебе вб'ю.
Seni öldüreceğim.
Seni öldüreceğim.

Я не люблю м'ясо.
Eti beÄŸenmiyorum.
Etten nefret ederim.

Якщо Том туди не йде, я теж не піду.
Tom oraya gitmezse, ben de gitmem.
Tom oraya gitmezse ben de gitmeyeceÄŸim.

Я погодилася це зробити.
Bunu yapmayı kabul ettim.
Bunu yapmayı kabul ettim.

Джона тут немає.
John burada deÄŸil.
Jonah burada deÄŸil.

Я з Бразилії.
Brezilyalıyım.
Ben Brezilyalıyım.

Я хотів би знати, де Том.
Tom'un nerede olduÄŸunu bilmek istiyorum.
Tom'un nerede olduÄŸunu bilmek istiyorum.

Том вважає, що він тут найкраще говорить французькою.
Tom burada en iyi Fransız konuşmacı olduğunu düşünüyor.
Tom en iyi Fransızca konuştuğunu düşünüyor.

У мене є кілька друзів у Токіо.
Tokyo'da birkaç arkadaşım var.
Tokyo'da birkaç arkadaşım var.

Він ніколи не грав у гольф.
O asla golf oynamadı.
Hiç golf oynamadı.

Том любить Мері.
Tom Mary'yi seviyor.
Tom Mary'i seviyor.

Тут був Том.
Tom buradaydı.
Tom buradaydı.

Мій батько рідко палить.
Babam nadiren sigara içer.
Babam nadiren sigara içiyor.

Я щойно повернувся.
Az önce döndüm.
Daha yeni döndüm.

Мені дев'ятнадцять років.
On dokuz yaşındayım.
Ben 19 yaşındayım.

Це табу.
Bu bir tabu.
Bu bir tabu.

Ми вивчаємо арабську.
Arapça öğreniyoruz.
Arapça araştırıyoruz.

Маю дурне питання.
Aptalca bir sorum var.
Aptalca bir sorum var.

Я не маю часу на читання книг.
Kitap okumak için zamanım yok.
Kitap okumaya vaktim yok.

Населення цього міста зростає.
Bu şehrin nüfusu artmaktadır.
Şehir nüfusu artıyor.

Том мені не сказав, що він не говорить французькою.
Tom bana Fransızca konuşamadığını söylemedi.
Tom bana Fransızca bilmediğini söylemedi.

Жінка вагітна.
Kadın hamile.
Kadın hamile.

Я мешкаю в Анталії.
Antalya'da oturuyorum.
Antanal'da yaşıyorum.

Тобі подобається ця дівчина?
Bu kızı beğeniyor musunuz?
Bu kızı sevdin mi?

Моя мама на дієті.
Annem diyette.
Annem diyet yapıyor.

Я дала Мері книжку.
Mary'ye bir kitap verdim.
Mary'ye bir kitap verdim.

Том та Мері заможні.
Tom ve Mary zenginler.
Tom ve Mary zenginler.

Том лисий, так?
Tom kel, deÄŸil mi?
Tom kel, deÄŸil mi?

Німеччина знаходиться в Центральній Європі.
Almanya Orta Avrupa'dadır.
Almanya Orta Avrupa'da.

Він у Токіо.
Tokyo'da.
Tokyo'da.

Том любить свою роботу.
Tom iÅŸini seviyor.
Tom işini çok seviyor.

Де мій тато?
Babam nerede?
Babam nerede?

Том — онук Мері.
Tom Mary'nin erkek torunudur.
Tom, Mary'nin torunu.

Де мама?
Annen nerede?
Annem nerede?

Том — не тато Мері.
Tom, Mary'nin babası değil.
Tom, Mary'nin babası değil.

Що ти хочеш побачити?
Ne görmek istiyorsun?
Ne görmek istiyorsun?

Я почувався чудово.
Ben harika hissettim.
Kendimi çok iyi hissettim.

У нього великі блакитні очі.
Onun büyük mavi gözleri var.
Büyük mavi gözleri var.

Я з Північної Африки.
Ben Kuzey Afrikalıyım.
Ben Kuzey Afrikalıyım.

Що ти робиш зі своїм життям?
Hayatınla ne yapıyorsun?
Hayatınla ne yapıyorsun?

Ми маємо йти в ногу з часом.
Zamana ayak uydurmalıyız.
Zamana ayak uydurmalıyız.

У мене є комп'ютер.
Benim bir bilgisayarım var.
Bir bilgisayarım var.

Де ваш батько?
Babanız nerede?
Baban nerede?

Я чекаю на потяг.
Bir tren bekliyorum.
Treni bekliyorum.

Я лише жартую.
Sadece şaka yapıyorum.
Sadece şaka yapıyorum.

В Україні я завжди говорю українською.
Ukrayna'da, ben hep Ukraynaca konuÅŸurum.
Ukrayna'da hep Ukraynalılarla konuşuyorum.

Я люблю шахи.
Satranç severim.
Satranç severim.

У Тома не було часу зробити домашню роботу.
Ödevini yapmak için Tom'un zamanı yoktu.
Tom’un ev işlerini yapmaya vakti yoktu.

Том та Мері все ще спали, коли Джон пішов до школи.
John okula gittiğinde Tom ve Mary hâlâ uyuyordu.
John okula başladığında Tom ve Mary hâlâ uyuyorlardı.

У тебе чудове почуття гумору.
Harika bir mizah duygun var.
Espri anlayışın harika.

Я чиста.
Ben temizim.
Ben temizim.

Хочу морозива.
Biraz dondurma istiyorum
Dondurmak istiyorum.

Підлога слизька.
Zemin kaygan.
Zemin kaygan.

Тома немає вдома.
Tom evde deÄŸildir.
Tom evde deÄŸil.

Декому це подобається.
Bunu seven bazıları var.
Bazıları bunu seviyor.

Щось її турбує.
Bir şey onu rahatsız ediyor.
Onu rahatsız eden bir şey var.

Я роздягнувся.
Soyundum.
Giyindim.

Як життя?
Hayatın nasıl?
Nasılsın?

Том сидить під он тим деревом.
Tom oradaki ağacın altında oturuyor.
Tom o ağacın altında oturuyor.

Їй подобаються тварини.
O, hayvanları sever.
Hayvanlardan hoşlanıyor.

Вона вивчає математику.
O matematik eğitimi alıyor.
MatematiÄŸi inceliyor.

Я доторкнувся до неї.
Ona dokundum.
Ona dokundum.

Кави немає.
Hiç kahve yok.
Kahve yok.

Вода - це життя.
Su yaşamdır.
Su yaşamdır.

Том, здається, намагається щось приховати.
Tom bir şey saklamaya çalışıyor gibi görünüyor.
Tom bir şey saklamaya çalışıyor gibi görünüyor.

Тому потрібна Мері.
Tom'un Mary'ye ihtiyacı var.
Bu yüzden Mary'nin ona ihtiyacı var.

Йому виповнилося шістнадцять.
O, 16 yaşına girdi.
On altı yaşındaydı.

Том його знає.
Tom onu biliyor.
Tom biliyor.

Чому ми не можемо їй сказати?
Neden ona söyleyemiyoruz?
Neden ona söyleyemiyoruz?

Де корова?
Ä°nek nerede?
Ä°neÄŸin nerede?

Я хотів би підтвердити броню на 30 число.
30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.
30 numarayla bronzluk yapmak istiyorum.

Ми повинні прийняти рішення.
Karar vermeliyiz.
Karar vermemiz gerek.

Том та Мері живуть у Австралії.
Tom ve Mary, Avustralya'da yaşıyorlar.
Tom ve Mary Avustralya’da yaşıyor.

Він розмовляв сам із собою.
O kendi kendine konuÅŸtu.
Kendisiyle konuÅŸtu.

Ми допомогли йому фінансово.
Mali açıdan ona yardım ettik.
Ona maddi yönden yardım ettik.

Том сказав Мері правду.
Tom Mary'ye gerçeği söyledi.
Tom, Mary’ye doğruyu söyledi.

Усі пішли додому.
Herkes eve gitti.
Herkes evine gitti.

Це ссавець.
O bir memeli.
Bu bir memeli.

Де ти?
Neredesin?
Neredesin?

Хто з'їв усе печиво?
Bütün kurabiyeleri kim yedi?
Tüm kurabiyeleri kim yedi?

Що ти зробив з моїм багажем?
Bagajımı ne yaptın?
Bavuluma ne yaptın?

Зелений - мій улюблений колір.
YeÅŸil, benim en sevdiÄŸim renktir.
YeÅŸil benim en sevdiÄŸim renk.

Том має фантастичний голос.
Tom'un muhteÅŸem bir sesi var.
Tom'un harika bir sesi var.

Станція знаходиться досить далеко.
İstasyon oldukça uzaktır.
İstasyon çok uzakta.

У адвоката чимало багатих клієнтів.
Avukatın birçok zengin müşterisi var.
Avukatın çok zengin müşterisi var.

Том би цього не зробив, чи не так?
Tom onu yapmazdı, değil mi?
Tom bunu yapmazdı, değil mi?

Том набагато розумніший за мене.
Tom benden çok daha akıllı.
Tom benden çok daha zeki.

Том — канадієць.
Tom Kanadalı.
Tom Kanadalı.

Де ви працюєте?
Nerede çalışıyorsunuz?
Nerede çalışıyorsunuz?

Мати покала дитину на ліжко.
Anne bebeğini yatağa yatırdı.
Annesi yatıp yatmıştı.

Я вегетаріанка.
Ben vejetaryanım.
Ben vejetaryenim.

Відомий піаніст усміхнувся.
Ünlü piyanist gülümsedi.
Ünlü bir piyanist gülümsedi.

Я люблю дивитися баскетбол.
Basketbol izlemeyi severim.
Basketbol izlemeyi severim.

Вони використовують вас.
Onlar sizi kullanıyorlar.
Sizi kullanıyorlar.

Ні, я не розумію.
Hayır, anlamıyorum.
Hayır, anlamıyorum.

Том - учитель, чи не так?
Tom bir öğretmen, değil mi?
Tom öğretmen, değil mi?

Хлопець намалював картину на стіні.
Çocuk duvara bir resim çizdi.
Adam duvara bir resim çizmiş.

Як ця штука працює?
Bu şey nasıl çalışır?
Bu şey nasıl çalışıyor?

Том лише раз бачив Мері.
Tom Mary'yi sadece bir kez gördü.
Tom sadece Mary'i gördüm.

Машина Марко називається «Thunder Giant».
Marco'nun arabasının adı "Thunder Giant"tir.
Marco'nun arabası, "Thunder Goint".

Мені потрібні твій одяг і мотоцикл!
Senin giysine ve motosikletine ihtiyacım var!
Kıyafetlerini ve motosikletini istiyorum!

Я приніс квіти.
Ben çiçekler getirdim.
Çiçek getirdim.

Том був мені як батько.
Tom benim için bir baba gibiydi.
Tom babam gibiydi.

Четвертий місяць називається квітнем.
Dördüncü aya nisan denilir.
Dördüncü aya çiçek denir.

Йому подобаються незвичайні тварини, такі як змії, наприклад.
O acayip hayvanları sever, örnek olarak yılan gibi.
O, yılan gibi sıra dışı hayvanları sever.

Я хочу йому допомогти.
Ben ona yardım etmek istiyorum.
Ona yardım etmek istiyorum.

Як пишеться твоє ім'я?
Adını nasıl hecelersin?
Adın ne yazıyor?

Він має більш грошей, ніж я.
Benden daha çok parası var.
Benden daha fazla parası var.

Вони танцювали.
Onlar dans etti.
Dans ediyorlardı.

Я щоденно розмовляю англійською.
Her gün İngilizce konuşuyorum.
Her gün İngilizce konuşuyorum.

Колись я їв м'ясо.
Eskiden et yerdim.
Bir zamanlar et yedim.

У Тома був дуже поганий день.
Tom'un çok kötü bir günü vardı.
Tom'un çok kötü bir günü vardı.

Я згоден із Томом на сто відсотків.
Tom'la yüzde yüz aynı fikirdeyim.
Tom'a yüzde yüz katılıyorum.

Книга маленька.
Kitap küçüktür.
Küçük bir kitap.

Моя італійська жахлива.
İtalyancam çok kötüdür.
İtalyanım berbat.

Відчиняй двері обережно.
Kapıyı dikkatle aç.
Kapıya dikkat et.

Її книжка дуже цікава.
Onun kitabı çok ilginç.
Onun kitabı çok ilginç.

Чому б тобі не спробувати?
Neden denemiyorsun?
Neden denemiyorsun?

Том часто говорить з Мері.
Tom sık sık Mary ile konuşur.
Tom sık sık Mary ile konuşur.

Гра розпочинається завтра вдень о другій годині.
Oyun yarın öğleden sonra iki'de başlıyor.
Oyun yarın öğleden sonra saat ikide başlıyor.

Скільки в тебе грошей?
Ne kadar paran var?
Ne kadar paran var?

Які ж гарні у тебе очі!
Ne güzel gözlerin var!
Gözlerin ne kadar güzel!

Морква коштує три долари.
Havuç üç dolar.
Havuç 3 dolara mal oluyor.

Пані та панове, я хотів би вислухати вашу думку.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
Bayanlar ve baylar, fikirlerinizi dinlemek istiyorum.

Том п'є лише бутильовану воду.
Tom sadece şişe suyu içer.
Tom sadece şımarık su içer.

Я сказала Тому, що не знаю, де живе Мері.
Tom'a Mary'nin nerede yaşadığını bilmediğimi söyledim.
Mary'nin nerede yaşadığını bilmediğimi söyledim.

Невже Доренда повернулася?!
Dorenda gerçekten geri geldi mi?!
Dorne geri mi döndü?

Що трапилося двадцятого жовтня?
20 Ekim'de ne oldu?
Yirminci Ekim’de ne oldu?

Ви можете піти з нами?
Bizimle gelebilir misin?
Bizimle gelebilir misiniz?

Я не Том.
Ben Tom deÄŸilim.
Tom deÄŸilim.

Том хоче, щоб Мері трималася від Джона подалі.
Tom, Mary'yi John'dan uzak tutmak istiyor.
Tom, Mary'nin Jon'dan uzak kalmasını istiyor.

Ти не можеш завжди отримувати те, що хочеш.
Her zaman istediğini alamazsın.
Ä°stediÄŸini elde edemezsin.

Я, нарешті, пішов.
Sonunda ayrıldım.
Sonunda kaçtım.

Том зробить для нас усе.
Tom bizim için her şeyi yapar.
Tom bizim için her şeyi yapacaktır.

Це була ідея Тома.
O, Tom'un fikriydi.
Tom'un fikriydi.

Це занадто дорого!
Çok pahalı!
Bu çok pahalı!

Що ти їв учора ввечері?
Dün akşam ne yemek yedin?
Dün akşam ne yedin?

Ціна залежить від розміру.
Fiyat boyuta bağlıdır.
Fiyat boyutlarına bağlı.

Яку ти хочеш книжку?
Hangi kitabı istiyorsun?
Ne kitabı istiyorsun?

Том такий щасливчик.
Tom çok şanslı.
Tom çok şanslı.

Моя сестра гарна.
Kız kardeşim güzeldir.
Kız kardeşim çok güzel.

Це оксюморон.
Bu bir tezattır.
Bu bir oxmoreron.

Літаки дорогі.
Uçaklar pahalıdır.
Uçaklar çok pahalıdır.

Я піду одягнуся.
Giyinmeye gideceÄŸim.
GiyineceÄŸim.

Вона продає взуття.
O ayakkabı satıyor.
Ayakkabı satıyor.

Ми повинні змінити свій план.
Planı değiştirmek zorundayız.
Planlarımızı değiştirmemiz gerek.

Це молоко.
Süt bu.
Süt bu.

Вони його знайдуть.
Onlar onu bulacak.
Onu bulurlar.

Вони грають у шахи.
Onlar satranç oynuyor.
Satranç oynuyorlar.

Де мої діти?
Çocuklarım nerede?
Çocuklarım nerede?

Він тричі був у Лондоні.
O, üç kez Londra'da bulundu.
Londra'da üç kez vardı.

Я сьогодні трохи втомилася.
Bugün biraz yorgunum.
Bu gece biraz yorgunum.

Я люблю футбол.
Ben futbolu seviyorum.
Futbolu seviyorum.

У тебе є брат, чи не так?
Erkek kardeÅŸin var, deÄŸil mi?
KardeÅŸin var, deÄŸil mi?

Ми всі ненавиділи Тома.
Hepimiz Tom'dan nefret ediyorduk.
Tom'tan hepimiz nefret ederdik.

Це книжка.
Bu bir kitap.
Bu bir kitap.

У нього є собака?
Onun bir köpeği var mı?
Köpeği var mı?

Де твої гроші?
Seni paran nerede?
Paran nerede?

Тому подобається грати в баскетбол.
Tom basketbol oynamayı sever.
Bu yüzden basketbol oynamayı seviyorum.

Чому ти не сказав їй?
Niçin ona söylemedin?
Neden ona söylemedin?

Вони всі її знали.
Onların hepsi onu tanıyordu.
Hepsi onu tanıyordu.

У неї є діти.
Onun çocukları var.
Çocukları var.

Допоможіть!
Yardım edin!
Ä°mdat!

Я бачив Тома в ресторані.
Restoranda Tom'u gördüm.
Tom'u restoranda gördüm.

Дурниці!
Saçma.
Saçmalık!

Ми живемо на планеті Земля.
Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.
Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Ніхто не хотів про це говорити.
Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.
Kimse bu konuda konuÅŸmak istemedi.

Ми хворі.
Biz hastayız.
Hastayız.

Мері зварила спагеті.
Mary spagetti yaptı.
Mary Spagetti'yi seçti.

Вона живе в достатку.
Bolluk içinde yaşıyor.
Bolluk içinde yaşıyor.

Том викликав таксі для Мері.
Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.
Tom Mary için bir taksi çağırdı.

Англійською говорять по всьому світу.
İngilizce tüm dünyada konuşulmaktadır.
İngilizce dünyanın her yerinde konuşuyor.

Том - триатлет.
Tom bir triatloncudur.
Tom, triatlet.

Орел - король вітрів.
Kartal, rüzgarların kraliçesidir.
Kartal rüzgarların kralıdır.

Я їх люблю.
Onları seviyorum.
Onları seviyorum.

Чому Том не хоче йти?
Tom neden gitmek istemiyor?
Tom neden gitmek istemiyor?

Я зараз мешкаю в Бостоні.
Şu anda Boston'da yaşıyorum.
Şu anda Boston'da yaşıyorum.

Він говорив про себе.
O kendinden bahsetti.
Kendisi hakkında konuşuyordu.

О котрій годині закінчиться твій останній урок?
Son dersin ne zaman bitecek?
Son dersin ne zaman sona erecek?

Ми сумували за Томом.
Biz Tom'u özledik.
Tom'u özledik.

Його сорочка була одягнена навиворіт.
O, gömleğini ters giydi.
Gömleğini takmak için giyinmişti.

Ти спав.
Uyuyordun.
Uyuyordun.

Том переміг на пісенному конкурсі "Євробачення".
Tom, Eurovision Şarkı Yarışmasını kazandı.
Tom, Travma yarışmasında zafer kazandı.

Том живе в Бостоні, еге ж?
Tom Boston'da yaşıyor, değil mi?
Tom Boston'da yaşıyor, değil mi?

Як справи у твого чоловіка?
Eşin nasıl?
Kocan nasıl?

Том не їсть багато м'яса.
Tom çok et yemez.
Tom fazla et yemiyor.

Том — пескетаріанець.
Tom bir peskateryan.
Tom bir ispiyoncu.

Я дуже нею пишаюся.
Gerçekten onunla gurur duyuyorum.
Onunla gurur duyuyorum.

Вони поїли в ресторані.
Onlar bir restoranda yedi.
Restoranda yemek yediler.

Том - актор.
Tom bir aktör.
Tom bir aktördür.

Де він?
O nerede?
Nerede o?

Том живе в Бостоні зі своїми дітьми.
Tom çocukları ile birlikte Boston'da yaşar.
Tom ve çocukları Boston'da yaşıyor.

Він виріс у Німеччині.
O, Almanya'da büyüdü.
Almanya'da büyümüş.

Це дуже щедра пропозиція.
Bu çok cömert bir teklif.
Bu çok iyi bir teklif.

Джиме, зачини вікно.
Pencereyi kapa, Jim.
Jim, şu camı kapat.

Вона хотіла, щоб я прийшов.
O benim gelmemi istedi.
Gelmemi istedi.

Чого бракує?
Ne eksik?
Ne eksik?

Мене попросили піти.
Benden gitmem istendi.
Gitmem istendi.

Мені подобається говорити валійською.
Galce konuşmayı seviyorum.
Ukrayna dilini konuÅŸmak hoÅŸuma gidiyor.

Давайте вечеряти.
AkÅŸam yemeÄŸi yiyelim.
Hadi yemeğe çıkalım.

Том був розумним.
Tom akıllıydı.
Tom zekiydi.

Я ненавиджу ліс.
Ormandan nefret ederim.
Ormandan nefret ederim.

Я впіймав мишу.
Bir fare yakaladım.
Fareyi yakaladım.

Скажи Тому, що мені лише потрібні ще три години.
Tom'a sadece üç saate daha ihtiyacımız olduğunu söyle.
Söyle bana, sadece üç saat daha lazım.

Ти й насправді кохав мене?
Sen beni gerçekten sevdin mi?
Beni gerçekten sevdin mi?

Я буду радий заспівати для тебе.
Senin için şarkı söylemekten memnun olurum.
Sana şarkı söylemekten zevk duyarım.

Я вечеряю.
Ben akÅŸam yemeÄŸi yiyorum.
YemeÄŸim var.

Цей рік буде іншим.
Bu yıl farklı olacak.
Bu yıl farklı olacak.

Яку газету ви читаєте?
Hangi gazeteyi okuyorsunuz?
Hangi gazeteyi okuyorsunuz?

Том відвіз дітей на футбольне заняття.
Tom, çocuklarını futbol antremanına götürdü.
Tom çocuklarını futbol derslerine götürdü.

Його цікавить математика.
O, matematikle ilgileniyor.
Matematikle ilgileniyor.

Ти все ще живеш на Парковій вулиці?
Hâlâ Park Caddesi'nde mi yaşıyorsun?
Hâlâ Park Caddesi'nde mi oturuyorsun?

Його батьки мене обожнюють.
Onun ebeveynleri beni sever.
Ailesi beni seviyor.

Іран — це не Ірак.
Ä°ran Irak deÄŸildir.
Ä°ran Irak deÄŸil.

Том довіз Мері до Бостона.
Tom Mary'yi Boston'a götürdü.
Tom, Mary'yi Boston'a götürdü.

Том купив газету.
Tom gazete satın aldı.
Tom gazeteyi aldı.

Мій дядько живе на сході Іспанії.
Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.
Amcam İspanya'nın doğusunda yaşıyor.

Цей діамант справжній чи фальшивий?
Bu elmas gerçek mi yoksa sahte mi?
Bu elmas gerçek mi yoksa sahte mi?

Том сказав, що я потворний.
Tom çirkin olduğunu söyledi.
Tom çirkin olduğumu söyledi.

Давид вдома.
David evde.
Davud evinde.

Вона молода та здорова.
O genç ve sağlıklı.
Genç ve sağlıklı.

Ми перемогли!
Biz kazandık!
Kazandık!

Я поліцейський.
Ben bir polisim.
Ben polisim.

Ми не довіряємо тобі.
Sana güvenmiyoruz.
Sana güvenmiyoruz.

У неділю я відпочиваю.
Pazar günü dinlenirim.
Pazar günü dinleniyorum.

Том голосував за Мері.
Tom, Mary'ye oy verdi.
Tom, Mary'ye oy verdi.

Я не бачив її вже місяць.
Bir aydır onu görmedim.
Onu bir aydır görmedim.

Це добре питання.
Ä°yi soru.
Bu iyi bir soru.

Ваша англійська справді покращилась.
İngilizceniz gerçekten gelişti.
İngilizceniz gerçekten gelişti.

Том часто розмовляє з Мері.
Tom sık sık Mary ile konuşur.
Tom sık sık Mary’yle konuşuyor.

Грецька — складна мова.
Yunanca zor bir dildir.
Yunanca zor bir dildir.

Том не вибачився.
Tom özür dilemedi.
Tom özür dilemedi.

Я їм огірок.
Ben bir salatalık yiyorum.
Ben salatalık yiyorum.

Ці проблеми можуть бути вирішені.
Bu sorunlar çözülebilir.
Bu sorunlar çözülebilir.

Перший сніг не забарився.
İlk kar çok geçmeden geldi.
Ä°lk kar gecikmedi.

Коли я зайшов до кімнати, вона грала на піаніно.
Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.
Odaya girdiğimde piyano çalıyordu.

Ми зазвичай спимо у цій кімнаті.
Genellikle bu odada uyuruz.
Genelde bu odada uyuruz.

Це моя країна.
Bu benim ülkem.
Burası benim ülkem.

Вдень може піти сніг.
Öğleden sonra kar yağabilir.
Gündüz kar yağabilir.

Посміхайся і будь щасливим!
Gülümse ve mutlu ol!
Gülümse ve mutlu ol!

Швейцарія знаходиться в Центральній Європі.
İsviçre Orta Avrupa'dadır.
İsviçre, Orta Avrupa'da.

Я зателефонував йому.
Ona telefon ettim.
Onu aradım.

Я винен їй тридцять доларів.
Ona otuz dolar borçluyum.
Ona 30 dolar borcum var.

Я живу в Японії.
Japonya'da yaşıyorum.
Japonya’da yaşıyorum.

Лише воду, будь ласка.
Sadece su, lütfen.
Sadece su, lütfen.

Ми на тебе чекатимемо.
Biz seni bekliyor olacağız.
Seni bekliyoruz.

Як це звучить?
Bu nasıl görünüyor?
KulaÄŸa ne geliyor?

Французька складніша від англійської?
Fransızca İngilizceden daha zor mudur?
Ä°ngilizce'den daha zor mu?

Ми це робимо за гроші.
Biz bunu para için yapıyoruz.
Bunu para için yapıyoruz.

Вона назвала свого ведмедя Тедом.
Ona ayısını Ted olarak çağırdı.
Ayısını Ted olarak adlandırdı.

Том радий бачити Мері.
Tom, Mary'yi görmekten mutludur.
Tom, Mary'i görmekten mutluluk duyuyor.

Його легко розсердити.
O çok kolay kızar.
Kolayca sinirlenir.

Лев — тварина.
Bir aslan, bir hayvandır.
Aslan bir hayvandır.

У мене є собака та кіт.
Bir köpeğim ve bir kedim var.
Köpeğim ve kedim var.

Том пішов, залишивши Мері наодинці з Джоном.
Tom Mary'yi John'la tek başına bırakarak gitti.
Tom, Mary'yi John'la yalnız bıraktı.

Том має дві черепахи.
Tom'un iki kaplumbağası var.
Tom'un iki kaplumbağası var.

Я наступний у черзі.
Ben sırada bir sonrakiyim.
Sıraya geliyorum.

Чудовий вечір, чи не так?
Güzel bir akşamüstü, değil mi?
Harika bir akÅŸam, deÄŸil mi?

Він миє машину.
O araba yıkar.
Arabasını kullanıyor.

Вам треба поїсти.
Yemek zorundasınız.
Yemek yemelisin.

Пі — ірраціональне число.
Pi irrasyonel bir sayıdır.
Pi, irrasyonel bir sayıdır.

Я хочу цей телефон.
Bu telefonu istiyorum.
Bu telefonu istiyorum.

Це добре питання.
Bu iyi bir soru.
Bu iyi bir soru.

Бред Пітт - актор.
Brad Pitt bir aktördür.
Brad Pitt bir aktör.

Я не працюю в неділю.
Pazarları çalışmam.
Pazar günü çalışmıyorum.

Там вони бачили дивовижну тварину.
Onlar burada acayip bir hayvan gördü.
Orada olağanüstü bir hayvan gördüler.

Я повертаюся.
Geri dönüyorum.
Döneceğim.

Ми побачимо Тома знову.
Tom'u tekrar göreceğiz.
Tom'u tekrar göreceğiz.

Я старший за тебе.
Ben senden daha yaşlıyım.
Senden yaşlıyım.

Принесіть мені меню, будь ласка.
Lütfen bana menüyü getirin!
Bana menüyü getirin lütfen.

Я українець.
Ben Ukraynalıyım.
Ben Ukraynalıyım.

Він відкриває вікно.
O, pencereyi açıyor.
Pencere açıyor.

Том, Мері та Джон були там.
Tom, Mary ve John hepsi oradaydı.
Tom, Mary ve John oradaydılar.

Гаразд, на чому ми зупинилися?
Tamam, biz nerede kalmıştık?
Nerede kalmıştık?

Моя сумка дуже тяжка.
Çantam çok ağır.
Çantam çok ağır.

Я це зроблю.
Ben onu yapacağım.
Ben hallederim.

Я ненавиджу комп'ютери.
Bilgisayarlardan nefret ediyorum.
Bilgisayarlardan nefret ediyorum.

Він здається щасливим.
O mutlu görünüyor.
Mutlu görünüyor.

Вона пише книжку.
O bir kitap yazıyor.
Bir kitap yazıyor.

Цією машиною мені легко керувати.
Araba benim sürmem için kolay.
Bu araba benim için çok kolay.

Ти набагато вищий від Тома.
Sen Tom'dan çok daha uzunsun.
Tom'dan çok daha uzunsun.

Я доволі впертий.
Ben oldukça inatçıyım.
Oldukça inatçıyım.

Він закохався у гарну дівчину.
O güzel bir kıza aşık oldu.
Güzel bir kıza aşık oldu.

Це недорого.
O, pahalı değil.
Bu çok saçma.

Я вкусила Тома.
Ben Tom'u ısırdım.
Tom'u yakaladım.

Ти не говориш англійською.
Ä°ngilizce konuÅŸmuyorsun.
Ä°ngilizce bilmiyorsun.

У мене є трохи грошей.
Benim biraz param var.
Biraz param var.

Ти добре говориш французькою?
Fransızca konuşmada iyi misin?
Fransızca biliyor musun?

Я заплатив йому чотири долара.
Ona dört dolar ödedim.
Ona 4 dolar ödedim.

Том відмовляється йти.
Tom ayrılmayı reddediyor.
Tom gitmiyor.

Він зайнятий вивченням англійської мови.
O, İngilizce öğrenmekle meşgul.
İngilizce öğrenmekle meşgul.

Його будинок у Стамбулі.
Evi İstanbul’dadır.
Onun evi Ä°stanbul'da.

О, це набагато краще.
Oh, bu çok daha iyi.
Bu çok daha iyi.

Я знаю, що Том пише книжку.
Tom'un bir kitap yazdığını biliyorum.
Tom'un bir kitap yazdığını biliyorum.

Де твоя чарівна паличка?
Sihirli deÄŸneÄŸin nerede?
Sihir deÄŸneÄŸin nerede?

Том мусульманин.
Tom bir Müsümandır.
Tom Müslüman.

Поговорімо про Джексонів.
Jackson'lar hakkında konuşalım.
Jackson'lar hakkında konuşalım.

Том не бачив Мері.
Tom Mary'yi görmedi.
Tom Mary'i hiç görmedi.

Ніхто не помер.
Hiç kimse ölmedi.
Kimse ölmedi.

Наближалося Різдво.
Noel yaklaştı.
Noel yaklaşıyordu.

Діти завжди хочуть стати дорослими.
Çocuklar her zaman yetişkin olmak isterler.
Çocuklar her zaman yetişkin olmak isterler.

Кіт нявчить.
Kedi miyavlıyor.
Kedi fısıldıyor.

Я говорю англійською, есперанто, французькою та японською.
Ben İngilizce, Fransızca, Esperanto ve Japonca konuşuyorum.
İngilizce, Esperanto, Fransızca ve Japonca konuşuyorum.

Тома обрали капітаном.
Tom kaptan seçildi.
Tom kaptan olarak seçildi.

Мені здається, ти занадто тяжко працюєш.
Sanırım çok fazla çalışıyorsun.
Bence çok sıkı çalışıyorsun.

Він відкрив Америку.
Amerika'yı keşfetti.
Amerika'yı açtı.

Вона американка.
O, bir Amerikalıdır.
Amerikalı.

Я їм.
Yemek yiyorum.
Ben yiyorum.

Я не можу переконати Тома.
Tom'u ikna edemem.
Tom'u ikna edemem.

Вона потребує лікаря.
Onun bir doktora ihtiyacı var.
Doktora ihtiyacı var.

Пантера рожева.
Panter pembe.
Panter pembe.

Вчора йшов дощ.
Dün yağmur yağdı.
Dün yağmur yağıyordu.

Скільки тобі років?
Kaç yaşındasın?
Kaç yaşındasın?

Антисемитизм — це соціалізм для дурнів.
Antisemitizm aptalların sosyalizmidir.
Antikizm aptallar için bir sosyalizmdir.

Я люблю чай.
Çayı severim.
Çayı severim.

Томе, ти спиш?
Tom, uyuyor musun?
Tom, uyuyor musun?

Троє дітей гралися в парку.
Üç çocuk parkta oynuyordu.
Üç çocuk parkta oynadılar.

Я теж хочу побачити море.
Ben de denizi görmek istiyorum.
Ben de deniz görmek istiyorum.

Ви не могли б зателефонувати мені пізніше?
Beni daha sonra arar mısınız?
Daha sonra beni arayabilir misiniz?

Том розлучився з Мері.
Tom Mary'yi boşadı.
Tom Mary'den ayrıldı.

Я чекатиму тиждень.
Bir hafta bekleyeceÄŸim.
Bir hafta bekleyeceÄŸim.

Ти певен, що маєш достатньо грошей?
Yeteri kadar nakitin olduÄŸuna emin misin?
Yeterince paran olduÄŸuna emin misin?

Ні, я англійка.
Hayır, ben İngilizim.
Hayır, ben İngiliz'im.

Я піду до парку.
Ben parka gideceÄŸim.
Ben parka gidiyorum.

Том бачив, як Мері говорить із Джоном.
Tom, Mary'yi John'la konuşurken gördü.
Tom, Mary'nin John'la konuştuğunu gördü.

Можна поговорити з Білом?
Bill ile konuÅŸabilir miyim?
Bill'le konuÅŸabilir miyim?

Ця статуя належить їй.
Bu heykel ona ait.
Bu heykel ona ait.

Том — викладач історії.
Tom bir tarih öğretmeni.
Tom, tarih öğretmenidir.

Я вирішив одружитися з нею.
Onunla evlenmeye karar verdim.
Onunla evlenmeye karar verdim.

Так, я пла́чу.
Evet, ben ağlıyorum.
Evet, biliyorum.

Мені подобається географія та історія.
CoÄŸrafya ve tarihi severim.
Coğrafyayı ve hikayeyi seviyorum.

Вона водій таксі.
O bir taksi şoförü.
Taksi şoförü.

Ми пролітаємо над Тихим океаном.
Biz Pasifik üzerinde uçuyoruz.
Pasifik Okyanusu'na uçacağız.

Том попросив мене повернутися завтра.
Tom yarın geri gelmemi istedi.
Tom yarın geri gelmemi istedi.

Мене ніхто не поважає.
Hiç kimse bana saygı duymuyor.
Kimse bana saygı duymuyor.

Я би хотів, щоб вона надала мені пояснення.
Onun bana bir açıklama getirmesini isterdim.
Bana bir açıklama yapmasını isterdim.

Вони християнки.
Onlar Hıristiyanlar.
Onlar İsa’nın takipçisi.

Ти мене розбудила.
Beni uyandırdın.
Beni uyandırdın.

Чому?
Neden?
Neden?

Я бачив, як Том на тебе дивиться.
Tom'un sana bakma tarzını gördüm.
Tom'un sana baktığını gördüm.

Том сидить на бревні.
Tom bir tomruğun üzerinde oturuyor.
Tom arka koltukta oturuyor.

Де знаходиться італійське посольство?
İtalyan Büyükelçiliği nerede?
İtalyan elçiliği nerede?

Чому Том не спробував допомогти Мері?
Tom neden Mary'ye yardım etmeye çalışmadı?
Tom neden Mary'ye yardım etmeye çalışmadı?

Це іспанське ім'я.
O bir İspanyol adı.
Bu Ä°spanyolca bir isim.

Я народилася у Казахстані.
Ben Kazakistan'da doÄŸdum.
Kazakistan'da doÄŸdum.

Я думаю, що під столом є вода.
Sanırım masanın altında su var.
Bence masanın altında su var.

Виглядає наче якась сцена.
Bir sahne gibi görünüyor.
Bir sahne gibi görünüyor.

Чому ні?
Neden olmasın?
Neden?

Раз, два, три, чотири, п'ять, шість, сім, вісім, дев'ять, десять.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

Я не повернуся.
Dönmeyeceğim.
Geri dönmeyeceğim.

Чому Том іноді це робить?
Tom neden bazen onu yapıyor?
Tom neden bazen böyle yapıyor?

Їж багато овочів.
Çok sebze yiyin.
Bol bol sebze ye.

Я гладка.
Ben şişmanım.
Ben temizim.

Ніхто мене не поважає.
Hiç kimse bana saygı duymuyor.
Kimse bana saygı duymuyor.

Ти колись читав Конституцію Японії?
Japonya anayasasını hiç okudun mu?
Hiç Japonya Anayasasını okudunuz mu?

Важливо знати іноземні мови.
Yabancı diller bilmek önemlidir.
Yabancı dilleri bilmek önemlidir.

Вони нас налякали.
Onlar bizi korkuttu.
Bizi korkuttular.

Папір білий.
Kağıt beyaz.
Beyaz kağıt.

Це лише фантазія.
Bu sadece bir fantezi.
Bu sadece bir hayal.

Том розуміє французьку.
Tom Fransızca anlar.
Tom Fransızca biliyor.

Вони ненавиділи Тома.
Onlar Tom'dan nefret ediyorlardı.
Tom'tan nefret ettiler.

Том хоче, щоб Мері познайомилася з Джоном.
Tom Mary'nin John'la tanışmasını istiyor.
Tom, Mary'nin John'la tanışmasını istiyor.

Він став громадянином Сполучених Штатів.
O, Amerika Birleşik Devletlerinin bir vatandaşı oldu.
Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı oldu.

Він зробив це.
O onu yaptı.
Başardı.

Він, здається, ніколи не відчуває холоду.
O, asla üşüyor gibi görünmüyor.
O asla soÄŸuk hissetmez.

В мене немає собаки.
Bir köpeğim yok.
Köpeğim yok.

Це дуже складно.
O çok zor.
Bu çok zor.

Том знає, що Мері любить регі.
Tom Mary'nin regeden hoşlandığını bilir.
Tom, Mary'nin rezalet sevdiÄŸini biliyor.

Кинь мені імейл, коли матимеш час.
Zamanın olduğunda bana bir e-posta at.
Zamanı geldiğinde bana bir mesaj at.

Том сказав, що очікує, що Мері йому допоможе.
Tom, Mary'nin ona yardım etmesini beklediğini söyledi.
Tom, Mary'nin kendisine yardım etmesini beklediğini söyledi.

Я не їм банани.
Ben muz yemem.
Ben muz yemiyorum.

Сьогодні ввечері я буду вдома.
Bu gece evde olacağım.
Bu gece evde olacağım.

Він не був пастухом.
O, çoban değildi.
O bir çoban değildi.

«Ні», — повторив англієць.
"Hayır, " İngiliz tekrarladı.
“ Hayır ” diye karşılık verdi.

Фред завжди бреше.
Fred her zaman yalan söylüyor.
Fred her zaman yalan söylüyor.

Але це правда!
Ama bu doÄŸru!
Ama bu doÄŸru!

Чи достатньо соусу?
Yeterli sos var mı?
Yeterince Soğan Var mı?

Ми щось знайдемо.
Bir şey bulacağız.
Bir şey bulacağız.

Вона усміхнулась йому.
O ona gülümsedi.
Ona gülümsedi.

Елвіс живий!
Elvis yaşıyor!
Elvis yaşıyor!

Він боїться собак.
O, köpeklerden korkuyor.
Köpeklerden korkuyor.

Я не люблю музику.
Ben müzik sevmiyorum.
Müzikten hoşlanmam.

Він офіціант та актор.
O bir garson ve bir aktördür.
O bir garson ve bir aktör.

Гарна дупа!
Güzel popo!
Seni güzel orospu çocuğu!

Можливо, вона знає відповідь.
Muhtemelen cevabı biliyor.
Belki cevabı biliyordur.

Я вкусив Тома.
Ben Tom'u ısırdım.
Tom'u yakaladım.

Я маю тринадцять котів.
13 kedim var.
13 kedim var.

Я американський співак.
Amerikalı bir şarkıcıyım.
Ben Amerikan şarkıcısıyım.

Том схожий на злочинця.
Tom bir suçlu gibi görünüyor.
Tom bir suçluya benziyor.

Вона розсмішила дітей.
O, çocukları güldürdü.
Çocukları güldürdü.

Ти п'яний.
Sen sarhoÅŸsun.
SarhoÅŸsun.

У мене є яблуко.
Benim elmam var.
Bir elmam var.

Надія є завжди.
Her zaman umut var.
Umut her zaman vardır.

Ніколи не говори «ніколи».
Asla asla deme.
Asla “ne zaman ” deme.

Колись я тут жив.
Ben burada yaşardım.
Eskiden burada yaşıyordum.

Я маю багато часу.
Benim bol zamanım var.
Çok zamanım var.

Він купив нову машину.
O yeni bir araba satın aldı.
Yeni bir araba aldı.

Том та Мері чекають.
Tom ve Mary bekliyorlar.
Tom ve Mary bekliyor.

Я пеку пиріг.
Turta piÅŸiriyorum.
Turtayı ben alırım.

Том — бідний студент.
Tom fakir bir öğrencidir.
Tom fakir bir öğrenci.

Там вони бачили дивовижну тварину.
Onlar orada garip bir hayvan gördü.
Orada olağanüstü bir hayvan gördüler.

Моя сестра медсестра.
Kız kardeşim hemşiredir.
Kız kardeşim.

Ми в Італії.
Biz İtalya'dayız.
Ä°talya'da.

Вона щаслива.
O mutludur.
Mutlu.

Де ти був?
Nerelerdeydin?
Neredeydin?

Я був дуже впевнений.
Çok emindim.
Çok emindim.

У моєї тітки троє дітей.
Teyzemin üç çocuğu var.
Halamın üç çocuğu var.

Я тут з ними.
Onlarla buradayım.
Ben de onlarla geldim.

Ми з Томом стали добрими друзями.
Tom ve ben iyi arkadaÅŸ olduk.
Tom ve ben iyi arkadaÅŸlar olduk.

Скільки живуть черепахи?
Bir kaplumbaÄŸa ne kadar yaÅŸar?
Kaç kaplumbağa var?

Том та Мері грають у карти.
Tom ve Mary kart oynuyorlar.
Tom ve Mary kart oynuyorlar.

Побачимо, хто перший закінчить.
İlk bitireni göreceğiz.
Önce kimin bitirdiğini göreceğiz.

Я не знаю, що буду робити.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Ne yapacağımı bilmiyorum.

Чого хочуть жінки?
Kadınlar ne ister?
Kadın ne istiyor?

Як помер твій перший чоловік?
İlk kocan nasıl öldü?
İlk kocan nasıl öldü?

Ти побачиш Тома?
Tom'u görecek misin?
Tom'u gördün mü?

Ми чекаємо на неї.
Onu bekliyoruz.
Onu bekliyoruz.

Вона не лікар.
O, doktor deÄŸil.
O doktor deÄŸil.

Я сьогодні трохи втомився.
Bugün biraz yorgunum.
Bu gece biraz yorgunum.

Де ти була минулого літа?
Geçen yaz neredeydin?
Geçen yaz neredeydin?

Теорема Піфагора дозволяє розраховувати довжину гіпотенузи прямокутного трикутника.
Pisagor teoremi bir dik üçgenin hipotenüs uzunluğunu hesaplaman için izin verir.
Pisagor teoremi bize bir dik üçgenin hipotenüsünün uzunluğunu verir.

Де собака?
Köpek nerede?
Köpek nerede?

Це не моя парасолька.
Bu benim ÅŸemsiyem deÄŸil.
Bu benim ÅŸemsiyem deÄŸil.

Мені потрібно поголитися.
Tıraş olmam gerek.
Çığlık çekmeliyim.

Марс — це планета.
Mars bir gezegendir.
Mars bir gezegen.

Ти там будеш?
Orada olacak mısın?
Orada mısın?

Мері має зелені очі.
Mary'nin yeşil gözleri var.
Mary'nin yeşil gözleri var.

Це дуже цікава ідея.
O çok ilginç bir fikir.
Bu çok ilginç bir fikir.

Том завжди щасливий.
Tom her zaman mutludur.
Tom her zaman mutlu.

Мій дядько живе біля школи.
Amcam okulun yakınında yaşıyor.
Amcam okulda yaşıyor.

Сьогодні нема вітру.
Bugün rüzgar yok.
Bugün rüzgar yok.

Том огидний.
Tom iğrençtir.
Tom iğrenç.

Том попросив про допомогу.
Tom yardım istedi.
Tom yardım istedi.

Він був на вечірці.
O bir partideydi.
Partideydi.

Я погано говорю турецькою.
Benin Türkçe'm kötüdür.
Türkçeyi pek bilmiyorum.

Де поліція?
Polisler nerede?
Polis nerede?

Ми готові до цього?
Bunun için hazır mıyız?
Buna hazır mıyız?

Чому ти намагаєшся розмішити мене?
Neden beni güldürmeye çalışıyorsun?
Neden beni karıştırmaya çalışıyorsun?

Цей стілець зроблено з пластику.
Bu sandalye plastik.
Bu sandalye plastikten yapılmış.

Лев — цар звірів.
Aslan hayvanların kralıdır.
Aslan canavarların kralıdır.

Я живу в Катарі.
Katar'da oturuyorum.
Katari'de yaşıyorum.

Чому вони це говорять?
Onlar onu neden söylüyor?
Bunu neden söylüyorlar?

Я живу в Білостоці.
Biayłstok'ta yaşıyorum.
Bilocus'ta yaşıyorum.

Я їх не боюся.
Onlardan korkmuyorum.
Onlardan korkmuyorum.

Том прийшов приблизно о 2:30.
Tom yaklaşık 2.30'da geldi.
Tom yaklaşık 2: 30 ’ da geldi.

Я думаю, Том знав.
Tom'un bildiğini sanıyorum.
Sanırım Tom biliyordu.

Том уже розповів Мері?
Henüz Tom Mary'ye söyledi mi?
Tom daha önce Mary'e söylemiş mi?

Том скоро стане батьком.
Tom yakında baba olacak.
Tom yakında baba olacak.

Ви одружені?
Evli misin?
Evli misin?

Мені тридцять чотири роки.
34 yaşındayım.
Otuz dört yaşındayım.

Ці книжки не лише для дітей.
Bu kitaplar sadece çocuklar için değildir.
Bu kitaplar sadece çocuklar için değil.

Ти моя мати.
Sen benim annemsin.
Sen benim annemsin.

«СРСР» означає «Союз Радянських Соціалістичних Республік».
"SSCB" " Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği" anlamına gelir.
"SRAR", "Sovyet Sosyalist Sosyalist Sosyalist Sosyalistler" anlamına gelir.

Я з Еквадору.
Ekvatorluyum.
Ben Ekvador'danım.

Cічень, лютий, березень, квітень, травень, червень, липень, серпень, вересень, жовтень, листопад та лютий - це дванадцять місяців року.
Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık yılın on iki ayıdır.
Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Şubat, 12 ay.

Анжеліка Піклз дуже егоїстична.
Angelica Pickles çok bencildir.
Angela Picces çok bencil.

Вже майже час обіду.
Neredeyse öğle vakti.
Öğle yemeği vakti geldi.

Цей годинник мій.
Bu saat benim.
Bu saat benim.

Ти думаєш французькою?
Fransızca düşünür müsün?
Fransızca mı düşünüyorsun?

Цей чоловік п'яний.
Bu adam sarhoÅŸ.
Bu adam sarhoÅŸ.

Я сестра Тома.
Ben Tom'un kız kardeşiyim.
Ben Tom'un kız kardeşiyim.

Я п'ю пиво.
Ben bira içerim.
Bira içiyorum.

Лінда була дуже люблячою матір'ю.
Linda çok sevecen bir anneydi.
Linda çok sevgi dolu bir anneydi.

Всі розмовляли одночасно.
Herkes aynı anda konuştu.
Herkes aynı anda konuşuyordu.

Токіо — столиця Японії.
Tokyo, Japonya'nın başkentidir.
Tokyo Japonya’nın başkentidir.

Не всі діти люблять яблука.
Bütün çocuklar elmaları sevmezler.
Her çocuk elma sever.

Коти не люблять воду.
Kediler suyu sevmez.
Atlar suyu sevmiyor.

Коли це закінчиться?
O ne zaman bitecek?
Ne zaman bitecek?

Якою мовою говорять у Сполучених Штатах?
Onlar BirleÅŸik Devletlerde hangi dili konuÅŸuyorlar?
Amerika Birleşik Devletleri’nde hangi dil konuşuluyor?

Рубен — батько трьох дітей.
Rubén üç çocuk babasıdır.
Reuben üç çocuğun babası.

Бельгія не така велика, як Франція.
Belçika Fransa kadar büyük değildir.
Belçika Fransa kadar büyük değil.

Це не риби.
Bunlar balık değil.
Balık değil.

Скільки?
Kaç tane?
Ne kadar?

Земля, Марс та Юпітер — планети.
Dünya, Mars ve Jüpiter gezegendir.
Dünya, Mars ve Jüpiter gezegenlerdir.

Я не п’ю кави.
Ben kahve içmem.
Kahve içmiyorum.

Я виснажений.
Çok yorgunum.
Yorgunum.

Він вийшов за мого брата.
O erkek kardeÅŸimle evlendi.
Kardeşimin yerine çıktı.

Том завжди себе так поводить?
Tom her zaman böyle davranıyor mu?
Tom her zaman böyle mi davranıyor?

Не думаю, що бодай щось зміниться.
Hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum.
Hiç bir şey değişeceğini sanmıyorum.

Це її футболка. Он та футболка — також її.
Bu onun tişörtü. O tişört de onunkidir.
Bu onun tişörtü ve tişörtü.

Скажи Тому, що Мері вже сказала Джону.
Tom'a Mary'nin zaten John'a söylediğini söyle.
Mary'nin John'a söylediğini söyle.

Том там мешкав.
Tom orada yaşadı.
Tom orada yaşıyordu.

Я говорю боснійською.
Ben Boşnakça konuşuyorum.
Bosna dili konuÅŸuyorum.

Він в окулярах.
O gözlük takıyor.
Gözlük takıyor.

Том пише лівою рукою.
Tom onun sol eliyle yazar.
Tom sol eliyle yazıyor.

Чим займаєшся?
Ne yaparsın?
Ne iş yapıyorsun?

Том прийшов поговорити з Мері.
Tom Mary ile konuşmak için geldi.
Tom, Mary ile konuÅŸmaya geldi.

Він любить грати в теніс.
O, tenis oynamaya düşkün.
Tenis oynamayı seviyor.

У нього аутизм.
O otistik.
O otizmli.

Я кожного дня граю в футбол.
Her gün futbol oynarım.
Her gün futbol oynuyorum.

А чому я?
Neden ben?
Neden ben?

Це речення ще не переклали.
Bu cümle henüz çevrilmedi.
Bu cümleyi başka bir cümleye çevirmedik.

Ми зробили забагато помилок.
Çok fazla hata yaptık.
Çok fazla hata yaptık.

Том ховався за деревом.
Tom bir ağacın arkasında saklanıyordu.
Tom ağacın arkasında saklanıyordu.

Гроші змінюють людей.
Para insanı değiştirir.
Para insanları değiştiriyor.

Це тестове речення.
Bu bir deneme cümlesidir.
Bu bir test cümlesi.

Чому вона тобі подобається?
Neden onu seviyorsun?
Onu neden seviyorsun?

Дай мені відповідь, будь ласка.
Lütfen bana cevap ver.
Bana cevap ver, lütfen.

Я правша.
Ben sağlakım.
Ben haklıyım.

Тому було цікаво, що Мері скаже Джону.
Tom Mary'nin John'a ne söyleyeceğini merak ediyordu.
Mary John'a ne diyecek merak ediyordum.

Ти вбивця.
Sen bir katilsin.
Sen bir katilsin.

Це недорого.
O pahalı değildir.
Bu çok saçma.

Я бачила Тома на роботі.
Tom'u çalışırken gördüm.
Tom'u işte gördüm.

Том ніколи не читає.
Tom asla okumuyor.
Tom asla okuyamaz.

Ви у кращій формі, ніж я.
Siz benden daha çok formdasınız.
Benden daha iyi bir formdasınız.

Том кричав на Мері?
Tom, Mary'ye bağırdı mı?
Tom Mary'ye bağırdı mı?

Я зробив тобі каву.
Sana kahve yaptım.
Sana kahve yaptım.

У нього три сина.
Onun üç oğlu var.
Üç oğlu var.

Обидві сіли.
Her ikisi oturdu.
Her ikisi de oturdu.

Австралія не Австрія.
Avustralya Avusturya deÄŸildir.
Avustralya Avusturya deÄŸil.

Я народився у Казахстані.
Ben Kazakistan'da doÄŸdum.
Kazakistan'da doÄŸdum.

Хто тобі сказав, що Том хворий?
Tom'un hasta olduğunu sana kim söyledi?
Tom'un hasta olduğunu sana kim söyledi?

Том повернеться.
Tom geri gelecek.
Tom geri dönecek.

Том любив тварин.
Tom hayvanları sevdi.
Tom hayvanları seviyordu.

У тебе гарний будинок.
Güzel bir evin var.
Güzel bir evin var.

У Тома є піаніно.
Tom'un bir piyanosu vardır.
Tom'un piyanosu var.

Том любив грати в шахи.
Tom satranç oynamayı seviyordu.
Tom satranç oynamayı severdi.

Я тебе кохаю.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.

Том не хотів повертатися додому.
Tom eve dönmek istemedi.
Tom eve dönmek istemedi.

Банк позичив їй 500 доларів.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
Banka ona 500 dolar verdi.

Том не перевірив свою поштову скриньку.
Tom posta kutusunu kontrol etmedi.
Tom posta kutusunu kontrol etmedi.

Ти сказав мені, що минулого літа ти був у Бостоні.
Sen bana geçen yaz Boston'da olduğunu söyledin.
Geçen yaz Boston'da olduğunu söylemiştin.

Привіт, я Том.
Selam, ben Tom.
Merhaba, ben Tom.

Це сніг?
O kar mı?
Kar mı bu?

Білл часто ходить до парку.
Bill sık sık parka gider.
Bill sık sık parka gidiyor.

Я бачив Джона в бібліотеці.
Kütüphanede John'u gördüm.
John'u kütüphanede gördüm.

У світі живе майже сім мільярдів людей.
Dünyada neredeyse yedi milyar insan var.
Dünyada yaklaşık yedi milyar insan yaşıyor.

Яка ж гарна жінка!
Ne güzel bir kadın!
Ne güzel bir kadın!

Сподіваюся, Том і Мері передумають.
Umarım Tom ve Mary düşüncelerini değiştirir.
Umarım Tom ve Mary geri gelir.

Кінь на фермі.
At çiftlikte.
Çiftlikteki at.

Тому сподобалася історія Мері.
Mary'nin hikayesi Tom'un hoÅŸuna gitti.
Bu nedenle Mary’nin öyküsü hoşuna gitti.

Том сміється.
Tom gülüyor.
Tom gülüyor.

Сестри не повинні сваритися.
KardeÅŸler kavga etmemelidir.
Kızkardeşler kavga etmemeli.

Том пішов до туалету.
Tom tuvalete gitti.
Tom tuvalete gitti.

Том може прийти.
Tom gelebilir.
Tom gelebilir.

Це моя проблема.
Bu benim sorunum.
Benim sorunum bu.

Він платить кредитною карткою.
O, bir kredi kartı ile ödüyor.
Kredi kartıyla ödeme yapıyor.

Я вчора пив чай.
Dün çay içtim.
Dün çay içmiştim.

У неї багато друзів.
Onun birçok arkadaşı var.
Bir sürü arkadaşı var.

Том сьогодні сам не свій.
Tom bugün kendinde değildir.
Tom bugün yalnız değil.

Мені потрібне диво.
Bir mucizeye ihtiyacım var.
Bir mucize istiyorum.

Якщо щось трапиться, я тобі зателефоную.
Bir şey olursa seni ararım.
Bir şey olursa seni ararım.

Том ненавидить павуків.
Tom örümceklerden nefret eder.
Tom örümceklerden nefret ediyor.

Де твоя мама?
Annen nerede?
Annen nerede?

Я прибрав у кімнаті.
Odayı toparladım.
Odayı aldım.

Том буде готовий.
Tom hazır olacak.
Tom hazır olacak.

Жінка готова.
Kadın hazır.
Kadın hazır.

Я лікар.
Ben bir doktorum.
Ben doktorum.

Ця книжка добре продавалася в Японії.
Bu kitap, Japonya'da iyi sattı.
Bu kitap Japonya’da çok iyi satıldı.

Скільки лишилося?
Kaç tane kaldı?
Ne kadar kaldı?

Даніель робить шоколадний пиріг.
Daniel çikolatalı kek yapıyor.
Daniel çikolatalı turta yapıyor.

Це величезна втрата.
Bu büyük bir kayıp.
Bu büyük bir kayıp.

Ти був коли-небудь у Канаді?
Hiç Kanada'ya gittin mi?
Hiç Kanada'ya gittin mi?

Тату, можна мені піти пограти на вулицю?
Baba, dışarı gidip oynayabilir miyim?
Baba, dışarı çıkabilir miyim?

Я з Сингапуру.
Ben Singapur'danım.
Ben Singapur'dayım.

Я багато плакала.
Ben çok ağladım.
Çok ağladım.

Том шульга?
Tom solak mı?
Tom Palulga mı?

Він сидить за столом.
O, masada oturuyor.
Masada oturuyor.

Томе, ти в порядку?
Tom, iyi misin?
Tom, iyi misin?

Том дуже високий, правда?
Tom çok uzun boylu, değil mi?
Tom çok uzun, değil mi?

Ми не вороги.
Biz düşman değiliz.
Düşman değiliz.

Ти прийдеш на мою вечірку?
Partime gelir misin?
Partime gelecek misin?

Я на мілі.
Param yok.
Polise gidiyorum.

Він щось шукає?
O bir şey arıyor mu?
Bir şey arıyor mu?

Можливо, це не твоя провина.
Belki bu senin hatan deÄŸil.
Belki de bu senin hatan deÄŸildir.

Це мій улюблений проект.
Bu benim en sevdiÄŸim proje.
Bu benim en sevdiÄŸim projem.

Я з Норвегії.
Norveçliyim.
Norveçlıyım.

Лестер - місто у Східному Мідленді.
Leicester, DoÄŸu Midlands'ta bir ÅŸehirdir.
Lester, DoÄŸu Midland'da bir ÅŸehir.

Том сказав, що не вважав за потрібне робити це.
Tom, bunu yapması gerektiğini düşünmediğini söyledi.
Tom, bunu yapmak için bir neden olmadığını söyledi.

Ми нічого не сказали.
Hiçbir şey söylemedik.
Hiçbir şey söylemedik.

Мене звати Тамако, а тебе?
Adım Tamako, ya senin adın...?
Adım Tamako. Ya sen?

Римляни, ідіть додому!
Romalılar, evinize gidin!
Romalılar, eve gidin!

Том почував себе у безпеці.
Tom güvende hissetti.
Tom kendini güvende hissetti.

Я флорист.
Ben bir çiçekçiyim.
Ben çiçekçiyim.

Можеш прийти?
Gelebilir misin?
Gelebilir misin?

Вона широко відома.
O yaygın olarak tanınmaktadır.
Çok geniş çapta bilinir.

Я забула свій пароль.
Åžifremi unuttum.
Parolamı unuttum.

Моя дівчина не знає.
Sevgilim bilmiyor.
Kız arkadaşım bilmiyor.

Я мушу тут на нього почекати.
Onun için burada beklemek zorundayım.
Onu burada beklemeliyim.

Я відповів на запитання.
Soruya cevap verdim.
Sorularıma cevap verdim.

Це коштуватиме 30 євро.
Bu €30'a mal olacak.
Bu 30 Euro'ya mal olacak.

Том ніколи не говорить неправди.
Tom asla yalan söylemez.
Tom asla yalan söylemez.

Том, можливо, буде вимушений скасувати пікнік.
Tom pikniÄŸi iptal etmek zorunda kalabilir.
Tom piknikten vazgeçmek zorunda olabilir.

Це прокаріотична клітина.
O bir prokaryotik hücre.
Bu bir prokartik hücre.

Він був насправді смачним.
Bu gerçekten lezzetliydi.
Çok komikti.

Я не в формі.
Ben formsuzum.
Ben formda deÄŸilim.

Том відправив Мері додому.
Tom Mary'yi eve gönderdi.
Tom, Mary'yi evine gönderdi.

Вона вагітна.
O, hamiledir.
Hamile.

Том мав багато ворогів.
Tom'un bir sürü düşmanı vardı.
Tom’un birçok düşmanı vardı.

Я знову відрощую бороду.
Tekrar sakal bırakıyorum.
Sakalımı yeniden canlandırıyorum.

Купи мені новий диск Шакіри, будь ласка.
Lütfen bana yeni Shakira CD'sini satın al.
Yeni Chaki CD'sini al lütfen.

Я граю на гітарі.
Gitar çalıyorum.
Gitar çalıyorum.

Том та Мері були тут.
Tom ve Mary buradaydılar.
Tom ve Mary buradaydı.

Мені тридцять.
Ben otuz yaşındayım.
Ben otuz yaşındayım.

Я боюся кажанів.
Ben yarasalardan korkuyorum.
Yarasalardan korkuyorum.

Ми ненавидимо їх.
Onlardan nefret ediyoruz.
Nefret ediyoruz.

Вони вбивці.
Onlar katiller.
Onlar katil.

Сюди, панове!
Bu taraftan, baylar!
Bu taraftan beyler!

Хто це зробить?
Kim onu yapacak?
Bunu kim yapacak?

Том написав декілька книг.
Tom birkaç kitap yazdı.
Tom birkaç kitap yazdı.

Том та Мері дуже зайняті.
Tom ve Mary çok meşguller.
Tom ve Mary çok meşguller.

Я живу в Каїрі.
Ben Kahire'de yaşıyorum.
Kahire'de yaşıyorum.

Він звик до нового життя.
O yeni bir hayata alıştı.
Yeni bir hayata alıştı.

Моя подруга мені часто стриже волосся.
Kız arkadaşım sık sık saçlarımı keser.
Arkadaşım sık sık saçımı keser.

Том продав свій будинок.
Tom evini sattı.
Tom evini sattı.

Ти забагато випив.
Çok fazla içki içtin.
Çok fazla içtin.

Том слухає.
Tom dinliyor.
Tom dinliyor.

Я готова?
Hazır mıyım?
Hazır mıyım?

Я її випадково зустрів на автобусній зупинці.
Otobüs durağında onunla kazara karşılaştım.
Otobüs durağında buluştum.

Я покажу тобі місто.
Sana ÅŸehri gezdireceÄŸim.
Sana bir şehir göstereyim.

Він має час.
Onun zamanı var.
Zamanı var.

Том намагається харчуватися збалансовано.
Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
Tom dengeli beslenmeye çalışıyor.

Я тобі зателефоную ввечорі.
Bu akşam seni arayacağım.
Bu akşam ararım.

Дякую за книжку.
Kitap için teşekkür ederim.
Kitabınız için teşekkür ederim.

Джон живе в Нью-Йорку.
John New York'ta yaşıyor.
John New York'ta yaşıyor.

У Радянському Союзі сексу не було.
Sovyetler BirliÄŸi'nde seks yoktu.
Sovyetler Birliği'nde hiç seks yoktu.

В небі летять ластівки.
Kırlangıçlar gökyüzünde uçuyor.
Uçuyorlar.

Для мене це важливо.
Benim için önemlidir.
Benim için önemli.

Том — мій кузен.
Tom, benim kuzenimdir.
Tom benim kuzenim.

Біжи якомога швидше.
Koşabildiğin kadar hızlı koş.
Hemen koÅŸ.

Якщо завтра дощитиме, я залишуся вдома.
Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.
Yarın burada kalırsam evde kalırım.

У Лейли не було друзів.
Leyla'nın arkadaşları yoktu.
Lale'de hiç arkadaşım yoktu.

Хочеш бути знову в моїй команді?
Tekrar benim takımımda olmak ister misin?
Benim takımımda olmak ister misin?

Я почувалася навіть меншою.
Hatta daha küçük hissettim.
Kendimi daha da küçük hissediyordum.

Том щойно застрелив Мері.
Tom sadece Mary'yi vurdu.
Tom az önce Mary vurdu.

Лимони кислі.
Limonlar ekÅŸidir.
Limonlar ekÅŸidir.

Це грецьке ім'я.
O bir Yunanlı ismi.
Bu Yunan ismi.

Ми всі любимо Тома.
Hepimiz Tom'u seviyoruz.
Tom'u seviyoruz.

Я хочу тебе бачити у моєму офісі сьогодні вдень.
Bu öğleden sonra seni ofisimde görmek istiyorum.
Seni bu gece ofisimde görmek istiyorum.

Російську мову важко вивчити, легко загубити, - та неможливо забути.
Rusça öğrenmesi zor, kaybetmesi kolay ve unutması imkansız.
Rus dili öğrenmek zor, kaybetmek kolay ve unutulması imkansız.

Я бачив, як Том цілує Мері.
Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.
Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm.

Він має роботу?
Onun bir işi var mı?
İşi var mı?

Ти висока?
Uzun boylu musun?
Yüksek misin?

У будь-який час.
Her zaman.
Her an.

Том знову щось украв?
Tom yine mi bir şey çaldı?
Tom yine bir şey mi çaldı?

Я хочу бути тут, коли Том прокинеться.
Tom uyandığında burada olmak istiyorum.
Tom uyandığında burada olmak istiyorum.

Том повернувся до Бостона.
Tom Boston'a geri döndü.
Tom Boston'a geri döndü.

Том готує краще, ніж я.
Tom yemek piÅŸirmede benden daha iyidir.
Tom benden daha iyi yemek yapıyor.

Ти хочеш побачити, де поховано Тома?
Tom'un nereye gömüldüğünü görmek istiyor musun?
Tom'un nerede gömüldüğünü görmek ister misin?

Якщо хочете.
EÄŸer isterseniz.
Ä°sterseniz.

Я заглушив мотор.
Motoru kapattım.
Motoru kapattım.

Хто знає відповіді?
Cevapları kim biliyor?
Cevabı Kim Bilir?

Для чого ми це робимо?
Onu ne için yapıyoruz?
Bunu neden yapıyoruz?

Ще ні.
Henüz değil.
Henüz değil.

Перепрошую, я маю запитання.
Affedersiniz, bir sorum var.
Özür dilerim, bir sorum var.

Том багато чому навчив Мері.
Tom, Mary'ye çok şey öğretti.
Tom, Mary'e birçok şey öğretti.

Раніше Том ходив на вечірки.
Tom partilere giderdi.
Tom eskiden partilere giderdi.

Біжи і сховайся в горах.
KoÅŸ ve daÄŸlarda saklan.
KoÅŸ ve daÄŸlara saklan.

У нас немає доньки.
Bizim bir kızımız yok.
Kızlarımız yok.

Том почав читати.
Tom okumaya başladı.
Tom okumaya başladı.

Ти виглядаєш виснаженим.
Bitkin görünüyordun.
Yorgun görünüyorsun.

Цього недостатньо.
Bu yeterli deÄŸil.
Bu yeterli deÄŸil.

Він виклався на повну силу, інакше він не виграв би перший приз.
O elinden geleni yaptı,yoksa ilk ödülü kazanamazdı
Tam güç kazandı, yoksa ilk ödülü kazanamazdı.

Яка ніч!
Ne gece ama!
Ne gece!

Тому бракує дисципліни.
Tom disiplinden yoksun.
Bu nedenle disiplin eksikliÄŸi var.

Я сьогодні не зайнятий.
Ben bugün meşgul değilim.
Bugün meşgul değilim.

Ми в Бостоні.
Boston'dayız.
Boston'dayız.

Чудово! Кава гаряча.
Harika! Kahve sıcak.
Kahve sıcak.

У мене є паспорт.
Benim bir pasaportum var.
Pasaportum var.

Я не вірю.
Ben inanmıyorum.
İnanmıyorum.

Тато повернеться за кілька днів.
Babam birkaç gün içinde dönecek.
Babam birkaç gün içinde geri dönecek.

Мені подобається Китай.
Çin'i seviyorum.
Çin'i seviyorum.

Бойкоти змінюють компанії.
Boykotlar ÅŸirketleri deÄŸiÅŸtirir.
Bolikistler ÅŸirketleri deÄŸiÅŸtiriyorlar.

Я сів на колоду.
Bir tomruÄŸa oturdum.
Ben de bir kütük üzerine oturdum.

Мій собака ходить усюди зі мною.
Köpeğim benimle her yere gider.
Köpeğim her yerde benimle yürür.

Я не знаю, чи подобається вона тобі.
Onu sevip sevmediÄŸini bilmiyorum.
HoÅŸuna gitti mi bilmiyorum.

Хто каже, що ми більше не побачимося?
Tekrar görüşmeyeceğimizi kim söylüyor?
Bir daha görüşemeyeceğimizi kim söyledi?

Він заплатив готівкою.
O nakit ödedi.
Nakit olarak para ödedi.

Він старий.
O yaşlı.
O yaşlı.

Пол розумніший за Отто.
Paul Otto'dan daha zeki.
Paul, Otto'dan daha zeki.

Я чув, що французька — складна мова.
Fransızcanın zor bir dil olduğunu duydum.
Fransızcanın karmaşık bir dil olduğunu duydum.

Цей хлопчик — мій син.
Bu çocuk benim oğlum.
Bu çocuk benim oğlum.

Я трохи говорю французькою.
Biraz Fransızca konuşurum.
Biraz Fransızca konuşuyorum.

Яке перше правило?
Ä°lk kural nedir?
Ä°lk kural nedir?

Я був впевнений.
Ben emindim.
Emindim.

Мені байдуже, чого хоче Том.
Tom'un ne istediÄŸi umurumda deÄŸil.
Tom'un ne istediÄŸi umurumda deÄŸil.

Він дивиться Олімпійські ігри
O olimpiyatları izliyor.
Olimpiyatlara bakıyor.

Кажани використовують ехолокацію.
Yarasalar yankıyı kullanırlar.
Yarasalar koordinasyon kullanıyorlar.

Чому ти вдома?
Neden evdesin?
Neden evdesin?

Було легко відповісти.
Cevaplamak kolaydı.
Cevap vermek kolay oldu.

Тут усі бояться тебе.
Buradaki herkes senden korkuyor.
Burada herkes senden korkuyor.

Ти можеш сюди підійти на секунду, будь ласка?
Bir saniye buraya gelebilir misin, lütfen?
Bir saniye buraya gelebilir misin lütfen?

Це Том.
Bu, Tom.
Ben Tom.

Я сильний.
Ben güçlüyüm.
Güçlüyüm.

Або Том бреше, або Мері.
Ya Tom yalan söylüyor ya da Mary yalan söylüyor.
Ya Tom yalan söylüyordur ya da Mary.

Том боявся?
Tom korkuyor muydu?
Tom korktu mu?

Зараз він живе в Токіо.
O şimdi Tokyo'da yaşamaktadır.
Şu anda Tokyo'da yaşıyor.

Книжка помаранчева.
Kitap turuncu.
Kitap turuncu.

Вона миє яблуко.
Bir elma yıkıyor.
Elma sürüyor.

Том хоче попкорн.
Tom patlamış mısır istiyor.
Tom patlamış mısır istiyor.

Мій день народження — десятого листопада.
Doğum günüm 10 Kasım.
10 Kasım’da doğum günüm.

Допоможи нам.
Bize yardım et.
Bize yardım et.

Том та Мері – вчителі.
Tom ve Mary öğretmenler.
Tom ve Mary öğretmenler.

Дякуємо!
Teşekkürler!
Teşekkürler.

Я не думаю, що в мене є достатньо грошей.
Yeterli param olduğunu sanmıyorum.
Yeterli param olduğunu sanmıyorum.

Ми замовили піцу.
Bir pizza sipariÅŸ ettik.
Pizza sipariÅŸ ettik.

Добре, Томе, досить!
Tamam Tom, bu yeterli!
Tamam Tom, yeter!

Я серйозно! Гаразд, жартую.
Ciddiyim! Tamam, şaka yapıyorum.
Tamam, şaka yapıyorum.

Він на кухні.
O, mutfaktadır.
Mutfakta.

Том чув, як Мері кричить.
Tom Mary'nin bağırdığını duydu.
Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.

Том сказав, що він бачив Мері у кінотеатрі з Джоном.
Tom Mary'yi John'la birlikte sinemada gördüğünü söyledi.
Tom, Mary'yi John'la sinemada gördüğünü söyledi.

Будь ласка, розмовляйте повільніше.
Lütfen daha yavaş konuşun.
Lütfen konuşmanızı yavaş kullanın.

Я граю з ним.
Onunla oynarım.
Onunla oynuyorum.

Ми знаємо.
Biliyoruz.
Biliyoruz.

Том зробив домашню роботу.
Tom ev ödevini yaptı.
Tom ev işlerini yaptı.

Чого боїться Том?
Tom neyden korkuyor ?
Tom neden korkuyor?

Том не любить математику.
Tom matematiÄŸi sevmiyor.
Tom matematikten hoşlanmıyor.

Том мій помічник.
Tom benim yardımcım.
Tom benim yardımcım.

Єва дала Адаму яблуко пізнання.
Havva, Adem'e bilgi elmasını verdi.
Havva Âdem’e bilgi verdi.

Том все ще палить.
Tom hâlâ sigara içiyor.
Tom hala yanıyor.

Я в Бостоні.
Ben Boston'dayım.
Boston'dayım.

Піди розбуди Тома і скажи йому, що сніданок готовий.
Git Tom'u uyandır ve ona kahvaltının hazır olduğunu söyle.
Tom'u uyandır ve kahvaltının hazır olduğunu söyle.

Тома тут немає. Він вже пішов.
Tom burada değil. O önceden gitti.
Tom burada deÄŸil.

Що робила твоя мати, коли ти повернувся додому?
Sen eve gittiğinde, annen ne yapıyordu?
Eve döndüğünde annen ne yaptı?

Я думаю, це не спрацює.
Onun işe yaramayacağını sanıyorum.
Bunun işe yaramayacağını sanmıyorum.

Це речення.
Bu bir cümledir.
Bu bir cümle.

Я щасливий.
Mutluyum.
Mutluyum.

Том може це сьогодні зробити?
Tom onu bugün yapabilir mi?
Tom bugün yapabilir mi?

Том актор?
Tom bir aktör mü?
Tom aktör mü?

Якби вони були канадцями, цієї проблеми не існувало би.
Onlar Kanadalı olsaydı, bu sorun olmazdı.
Eğer Kanadalı olsalardı, sorun olmazdı.

Я мушу перед ними вибачитися.
Onlara özür dilemek zorundayım.
Onlara bir özür borçluyum.

Я їм сир.
Peynir yerim.
Ben peynir yiyorum.

Я не шукав його.
Onu aramıyordum.
Onu aramadım.

Том вирішив допомогти Мері.
Tom Mary'ye yardım etmeye karar verdi.
Tom, Mary’ye yardım etmeye karar verdi.

Ми не можемо довіряти Тому.
Biz Tom'a güvenemeyiz.
Bu konuda güvenemeyiz.

Том забув сказати Мері, що Джон телефонував.
Tom, Mary'ye John'un aradığını söylemeyi unuttu.
Tom, Mary'ye John'un aradığını söylemeyi unuttum.

Вони алкоголіки.
Onlar alkolik.
Onlar alkolik.

Ми з ним брати.
O ve ben kardeÅŸiz.
Ä°kimiz de kardeÅŸiz.

Вона американка.
O, Amerikalı.
Amerikalı.

Вона зробила його щасливим.
O onu mutlu etti.
Onu mutlu etti.

У тебе проблеми.
Sorunların var.
Senin sorunun var.

Том відвідав могилу Мері.
Tom, Mary'nin mezarını ziyaret etti.
Tom, Mary'nin mezarına gitti.

Це карта.
Bu bir harita.
Harita bu.

Вона не п'є каву.
O kahve içmez.
Kahve içmez.

У Тома є машина?
Tom'un bir arabası var mı?
Tom'un arabası var mı?

Я хочу йти спати.
Ben yatmak istiyorum.
Uyumak istiyorum.

Що тобі більше подобається, музика чи англійська?
Hangisinden daha çok hoşlanıyorsun, müzik ya da İngilizce?
Müzik mi, İngilizce mi tercih ediyorsun?

Ми їмо яйця.
Biz yumurta yiyoruz.
Yumurta yiyoruz.

Де я можу поїсти?
Nerede yemek yiyebilirim?
Nerede yemek yiyebilirim?

Кролики — соціальні тварини.
Tavşanlar sosyal hayvanlardır.
Tavşanlar sosyal hayvanlardır.

У нас є машина.
Bir arabamız var.
Bir arabamız var.

Це не гра.
Bu bir oyun deÄŸil.
Bu bir oyun deÄŸil.

Він не герой.
O bir kahraman deÄŸil.
O bir kahraman deÄŸil.

Глід був високим.
Alıç ağacı uzun boyluydu.
Glid çok uzundu.

Скільки годин залишилося?
Kaç saat kaldı?
Kaç saat kaldı?

Чому він змінив свої плани?
O niçin planlarını değiştirdi?
Planlarını neden değiştirdi?

Том не хотів цього.
Tom bunu istemedi.
Tom bunu istemedi.

Том — дуже відомий художник.
Tom çok ünlü bir ressamdır.
Tom ünlü bir ressamdı.

Ніде не можу знайти Тома.
Tom'u hiçbir yerde bulamıyorum.
Tom'u hiçbir yerde bulamıyorum.

Том не боїться павуків.
Tom örümceklerden korkmaz.
Tom örümceklerden korkmuyor.

Вони тут?
Onlar burada mı?
Buradalar mı?

Це пес.
Bu bir köpek.
Bu bir köpek.

Я думаю, він з Єгипту.
Sanırım o Mısırlı.
Sanırım o Mısır'dan.

Я це дуже добре знаю.
Onu çok iyi biliyorum.
Bunu çok iyi biliyorum.

Я ненавиджу цибулю.
SoÄŸandan nefret ediyorum.
SoÄŸandan nefret ediyorum.

Том підняв руку.
Tom elini kaldırdı.
Tom elini kaldırdı.

Коли очікується його повернення?
Ne zaman geri dönmesi bekleniliyor?
Onun dönüşü ne zaman olacak?

Мені потрібний кофеїн.
Kafeine ihtiyacım var.
Kafeine ihtiyacım var.

Що зробив Жан?
Jean ne yaptı?
Peki o ne yaptı?

Цюріх — місто у Швейцарії.
Zürih, İsviçre'de bir şehirdir.
Zürih İsviçre’de bir şehirdir.

Кажан такий же птах, як і щур.
Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır.
Kanguru fareye benzer bir kuÅŸtur.

Де аптека?
Eczane nerede?
Eczane nerede?

Я замовила піцу.
Pizza ısmarladım.
Pizza sipariÅŸ ettim.

У нього є кіт та дві собаки.
Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
Kedisi ve iki köpeği var.

Я сказав Тому, що допоможу.
Yardım edeceğimi Tom'a söyledim.
Sana yardım edeceğimi söyledim.

Сьогодні дощило. Як воно буде завтра?
Bugün yağmur yağıyordu. Yarın nasıl olacak?
Yarın nasıl olacak?

Це остання.
O sonuncusu.
Bu sonuncu.

Літак злетить за годину.
Uçak bir saat içinde kalkacak.
Uçak saatte kalkıyor.

Він вивчає математику.
O matematik eğitimi alıyor.
MatematiÄŸi inceliyor.

Том написав дві книжки.
Tom, iki kitap yazdı.
Tom iki kitap yazdı.

Я не вчитель.
Ben öğretmen değilim.
Öğretmen değilim.

Завтра субота?
Yarın Cumartesi midir?
Yarın mı?

Том та Мері залишаються.
Tom ve Mary kalıyorlar.
Tom ve Mary kalıyor.

Він навчає мене.
O bana ders veriyor.
Beni eÄŸitiyor.

Який у Тома улюблений коктейль?
Tom'un en sevdiÄŸi kokteyl nedir?
Tom'un en sevdiÄŸi kokteyli nedir?

Вона розуміє угорською?
O Macarca anlıyor mu?
Macarca biliyor mu?

Сьогодні понеділок.
Bugün, pazartesi.
Pazartesi.

Він добрий спортсмен.
O iyi bir atlet.
O iyi bir sporcu.

Я знаю, що це був не він.
Onun o olmadığını biliyorum.
O olmadığını biliyorum.

Моя сестра має собаку.
Kız kardeşimin bir köpeği var.
Ablamın köpeği var.

Він уміє грати на гітарі.
O gitar çalabilir.
Gitar çalar.

Це кохання?
Bu aşk mı?
Aşk mı bu?

Що ти робитимеш?
Ne yapacaksın?
Ne yapacaksın?

Джамал та Сара пішли, прийшли Фадль та Данія.
Jamal ve Sarah gitti, Fadıl ve Dania geldi.
Jamal ve Sarah gittiler, Fadel ve Danimarka geldi.

Том уміє говорити французькою?
Tom Fransızca konuşabiliyor mu?
Tom Fransızca konuşabiliyor mu?

Мері знає Тома.
Mary Tom'u tanıyor.
Mary Tom'u tanıyor.

Ця енциклопедія належить моїй жінці.
Bu ansiklopedi karıma aittir.
Bu ansiklopedi benim eÅŸime ait.

Моя японська жахлива.
Japoncam çok kötüdür.
Japonum berbat.

Цікаво.
İlginç.
İlginç.

Том ненавидів жінок.
Tom kadınlardan nefret ediyordu.
Tom kadınlardan nefret ediyordu.

Як твоя мама, Томе?
Annen nasıl, Tom?
Annen nasıl, Tom?

Том — справжній чоловік.
Tom gerçek bir erkek.
Tom gerçek bir erkek.

Можеш допомогти мені з цим столом?
Bu masayı taşımama yardımcı olur musun?
Bu masada bana yardım eder misin?

Я — бог нового світу.
Ben yeni dünyanın tanrısıyım.
Ben yeni dünyanın tanrısıyım.

Том повірив Мері.
Tom Mary'ye inandı.
Tom, Mary'ye inandı.

Том відвезе тебе до аеропорту.
Tom seni havaalanına götürecek.
Tom seni havaalanına götürecek.

Ти бачив Тома?
Tom'u gördün mü?
Tom'u gördün mü?

Ти де?
Sen neredesin?
Neredesin?

Гол!
Gol!
Gol!

Я не втомився.
Yorgun deÄŸilim.
Yorgun deÄŸilim.

Не роби цього!
Yapmayın!
Yapma!

Все можливо.
Her şey mümkündür.
Her şey mümkün.

Обидва брати — музиканти.
Her iki kardeş müzisyendir.
Her ikisi de müzisyenlerdir.

Суматра — це острів.
Sumatra bir adadır.
Sumatra bir adadır.

Коли Джастін Бібер розпочав свою музичну кар’єру, йому було чотирнадцять років.
Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
Justin Bieber müzik kariyerine başladığında 14 yaşındaydı.

Він говорить англійською?
O, Ä°ngilizce konuÅŸur mu?
Ä°ngilizce biliyor mu?

Я їм тут.
Burada yiyorum.
Ben burada yiyorum.

Том забив гол.
Tom gol attı.
Tom çıplaktı.

Я не вірю в те, що говорить Том.
Tom'un söylediğine inanmıyorum.
Tom'un söylediklerine inanamıyorum.

У тебе є пиво?
Biran var mı?
Biran var mı?

Не можна бути трохи вагітною.
Sen biraz hamile olamazsın.
Biraz hamile kalamazsın.

Прочитай його.
Onu oku.
Oku onu.

Я німець.
Almanım.
Ben Alman'ım.

Садовник дуже часто танцює.
Bahçıvan çok sık dans eder.
Bahçeci çok sık dans eder.

Вона вже приготувала їжу.
O çoktan yemeği yaptı.
Yemek piÅŸirmiÅŸti zaten.

Том запитав Мері, що вона думає про Джона.
Tom Mary'ye John hakkında ne düşündüğünü sordu.
Tom Mary'ye John hakkında ne düşündüğünü sordu.

Він не хоче спати.
O uykulu deÄŸil.
Uyumak istemiyor.

У нас немає овець.
Bizim hiç koyunumuz yok.
Koyunumuz yok.

Том знає, чому Мері засмучена.
Tom Mary'nin neden üzgün olduğunu biliyor.
Tom, Mary'nin neden üzgün olduğunu biliyor.

Зараз сезон полуниці.
Bu çilek sezonu.
Gömlek sezonu.

Це буде складно зробити.
Onu yapmak zor olacak.
Bunu yapmak çok zor olacak.

Я внизу.
Ben alt kattayım.
Aşağıdayım.

Ось ключ від моєї квартири.
İşte benim apartmanın anahtarı.
Bu benim dairenin anahtarı.

Це цілком можливо.
O, oldukça mümkündür.
Bu tamamen mümkün.

Персики солодкі.
Şeftaliler tatlı.
Memeler tatlıdır.

Прошу.
Ä°ÅŸte burada.
Lütfen.

Які є рейси з Далласу до Феніксу?
Hangi uçuşlar Dallas'tan Phoenix'e gider?
Dallas'tan Fenikiz'e giden uçuşlar neler?

Ти бачив мого батька?
Babamı gördün mü?
Babamı gördün mü?

Я ж тут?
Buradayım, değil mi?
Buradayım, değil mi?

Ми не дамо їй померти.
Onun ölmesine izin vermeyeceğiz.
Onun ölmesine izin vermeyeceğiz.

Який фільм ти дивився?
Hangi filmi izledin?
Hangi filmi izledin?

Том говорив з тобою французькою?
Tom seninle Fransızca konuştu mu?
Tom seninle Fransızca mı konuştu?

Він має машину.
Onun bir arabası var.
Arabası var.

Мій дядько живе в Нью-Йорку.
Amcam New York'ta yaşıyor.
Amcam New York'ta yaşıyor.

Я тебе не критикую.
Seni eleÅŸtirmiyorum.
Seni eleÅŸtirmiyorum.

Я мушу щось з'їсти.
Bir ÅŸey yemeliyim.
Bir ÅŸeyler yemeliyim.

Це мій корабель.
Bu benim gemim.
Bu benim gemim.

Це складна ситуація.
Bu zor bir durumdur.
Bu zor bir durum.

Том мисливець.
Tom bir avcı.
Tom avcı.

Цей квиток паперовий.
Bu bilet kağıttan.
Bu bilet kağıttan.

Ти молодий.
Sen gençsin.
Gençsin.

Ти дуже талановита.
Gerçekten yeteneklisin.
Çok yeteneklisin.

Добре запитання.
O, iyi bir soru.
Güzel soru.

Це твій останній шанс.
Senin son şansın.
Bu son şansın.

Я знав, що Том повернеться.
Tom'un geri geleceÄŸini biliyordum.
Tom'un geri geleceÄŸini biliyordum.

Таїланд знаходиться в Азії.
Tayland, Asya'dadır.
Tayland Asya'da.

Тому та Мері обом подобається хурма.
Tom ve Mary her ikisi de hurmayı seviyor.
Bu yüzden Mary her ikisi de mendili seviyor.

Я виграв!
Kazandım!
Kazandım!

Я занадто втомився, щоб їхати назад додому на велосипеді.
Bisikletimle eve dönemeyecek kadar yorgunum.
Bisiklete geri dönmek için çok yorgunum.

Тоні був щасливий.
Tony mutluydu.
Tony mutluydu.

Том проспав одну годину.
Tom bir saat uyudu.
Tom bir saat uyumuÅŸtu.

Краще б тобі особисто дати це мені.
Onu bana ÅŸahsen versen iyi olur.
Bunu bana bizzat versen iyi edersin.

Перестаньте бути боягузами.
Korkak olmayı bırak.
Korkak olmayı bırakın.

Майа Кеуц - добра співачка.
Maja Keuc iyi bir şarkıcı.
Maja Keutz iyi bir şarkıcıdır.

Перепрошую. Забираю свої слова назад.
Üzgünüm. Ben sözlerimi geri alıyorum.
Özür dilerim, kelimelerimi geri alıyorum.

Том сказав Мері, що одружений.
Tom Mary'ye evli olduğunu söyledi.
Tom Mary'ye evli olduğunu söyledi.

Вони не приділяють мені уваги.
Onlar beni dikkate almıyorlar.
Bana aldırmazlar.

Ти не марнуєш часу, еге ж?
Boşa zaman harcamıyorsun, değil mi?
Zamanını boşa harcamıyorsun, değil mi?

Поміняй прапор.
Bayrağı değiştirin.
Bayrakları değiştir.

Африка — не країна.
Afrika bir ülke değildir.
Afrika bir ülke değil.

Я доволі вперта.
Ben oldukça inatçıyım.
Oldukça inatçıyım.

Він залишив пачку цигарок на столі.
O, masaya bir paket sigara bıraktı.
Bir paket sigara bıraktı.

Том насправді одружений із Мері?
Tom gerçekten Mary ile evli mi?
Tom gerçekten Mary'le evli mi?

Вона моя дружина.
O benim karım.
O benim karım.

Він падає.
O düşüyor.
Düşüyor.

Ми залишили їх позаду.
Biz onları arkada bıraktık.
Onları geride bıraktık.

Це не вечірка.
Bu bir parti deÄŸil.
Bu bir parti deÄŸil.

Я ще не певен.
Henüz emin değilim.
Henüz emin değilim.

Він мій дядько.
O benim amcam.
O benim amcam.

Тому подобається арифметика.
Tom aritmetiÄŸi seviyor.
Bu yüzden aritmetik hoşunuza gider.

Це ліжко зам'яке для мене.
Bu yatak benim için çok yumuşak.
Bu yatak benim için çok ağır.

Яке гарне ім'я!
Ne güzel bir isim!
Ne güzel bir isim!

Вона поставила нам кілька запитань.
O bize birkaç soru sordu.
Bize birkaç soru sordu.

Зброї у мене не було.
Benim bir silahım yoktu.
Silahım yoktu.

Ліан живе у Лестері.
Leanne Leicester'de yaşıyor.
Leanne Lester'da yaşıyor.

Вони піднялися.
Onlar kalktı.
Yukarı çıkıyorlar.

Йому подобаються незвичайні тварини, такі як змії, наприклад.
O, garip hayvanları sever, örneğin yılanlar.
O, yılan gibi sıra dışı hayvanları sever.

Він розуміє французьку мову.
O, Fransızca anlar.
Fransızca biliyor.

Юля співає.
Julia şarkı söylüyor.
Yula şarkı söylüyor.

Це яблуко жовте?
Bu elma sarı mı?
Bu bir sarı elma mı?

Тому близько тридцяти років.
Tom otuza yaklaştı.
Bu yüzden yaklaşık otuz yıl.

Вас хоче бачити студент.
Bir öğrenci sizi görmek istiyor.
Bir öğrenci görmek istiyor.

Я роблю свій внесок.
Katkıda bulunuyorum.
Benim payım var.

Як справи?
Naber?
Nasıl gidiyor?

Я купила це у Тома.
Bunu Tom'dan satın aldım.
Tom'dan aldım.

Я запитав його, що трапилося, але він не захотів розповідати.
Ona ne olduÄŸunu sordum ama o bana anlatmak istemedi.
Ne olduğunu sordum, ama söylemedi.

Він двомісячний.
O iki aylık.
İki aylık.

Вечеря майже готова.
Akşam yemeği neredeyse hazır.
Yemek neredeyse hazır.

Сонце жовте.
Güneş sarıdır.
Güneş sarı.

В Японії чотири пори року.
Japonya'da bir yılda dört mevsim var.
Japonya’da yılın dört günü.

Том мій друг.
Tom benim bir arkadaşımdır.
Tom benim dostum.

Її концерт був дуже добрий.
Onun konseri çok iyiydi.
Konser çok iyiydi.

Я нарешті дістав книгу, яку хотів.
Sonunda istediğim kitabı ele geçirdim.
Sonunda istediğim kitabı aldım.

Том не спить.
Tom uyanık.
Tom uyanık değil.

Тобі подобається Ньй-Йорк?
New York'u sever misin?
NY-Y-Y-Y-Yoo'yu seviyor musun?

Том не дуже дружелюбний.
Tom çok arkadaş canlısı değil.
Tom pek iyi deÄŸil.

Я мушу йти на роботу.
İşe gitmek zorundayım.
Ä°ÅŸe gitmeliyim.

Вони зникли.
Onlar kayboldu.
Kayboldular.

Я знаю, що ти важко працюєш.
Senin çok çalıştığını biliyorum.
Zor olduÄŸunu biliyorum.

У мене з собою лише три долари.
Üzerimde sadece üç dolar var.
Yanımda sadece 3 dolar var.

Яка сьогодні погода?
Bugün hava nasıl?
Bugün hava nasıl?

Я не хочу, щоб він був у моїй машині.
Onu arabamda istemiyorum.
Arabamda olmasını istemiyorum.

Ти мене зрозуміла?
Beni anladın mı?
Anladın mı?

Він здається щасливим.
O, mutlu gibi görünüyor.
Mutlu görünüyor.

Ніхто нас не бачив.
Bizi hiç kimse görmedi.
Kimse bizi görmedi.

Всі мене люблять.
Herkes beni seviyor.
Herkes beni seviyor.

Тома немає вдома.
Tom evde deÄŸil.
Tom evde deÄŸil.

Джона тут нема.
John burada deÄŸil.
Jonah burada deÄŸil.

Мері добре грає в баскетбол.
Mary basketbolu iyi oynar.
Mary basketbolda iyi oynuyor.

Всі жінки гарні.
Bütün kadınlar güzeldir.
Tüm kadınlar iyidir.

Том та Мері — кузени.
Tom ve Mary kuzendir.
Tom ve Mary kuzenleridir.

Це вас лякає?
Bu sizi korkutuyor mu?
Bu sizi korkutuyor mu?

Апельсин жовтогарячий.
Portakal turuncu renklidir.
Apelsin sarı.

Я був на пошті.
Postanedeydim.
Postanedeydim.

Ця задача занадто проста.
Bu problem çok basit
Bu görev çok basit.

Мені це потрібно зараз.
Ona şimdi ihtiyacım var.
Şu an buna ihtiyacım var.

Ти щасливий?
Mutlu musun?
Mutlu musun?

Я рідко їм молочні продукти.
Ben nadiren süt ürünleri tüketirim.
Ben nadiren süt ürünleri yiyorum.

Це станеться?
O olacak mı?
Bu olacak mı?

Я бачив її з тобою.
Onu seninle gördüm.
Onu seninle birlikte gördüm.

Кров була яскраво-червона.
Kan parlak kırmızıydı.
Kan kırmızıydı.

Мир з тобою.
Barış seninle olsun.
Seninle barış.

Вона юна.
O genç.
Küçük bir kız.

Вога говорить.
O, konuÅŸuyor.
Voga konuÅŸuyor.

Їй потрібен лікар.
Onun bir doktora ihtiyacı var.
Doktora ihtiyacı var.

Троянди гарно пахнуть.
Güller güzel kokuyor.
Tropikallar çok güzel kokuyor.

Хто видалив файл?
Dosyayı kim sildi?
Dosyayı kim sildi?

Давай зробимо десятихвилинну перерву.
10 dakikalık bir mola alalım.
On dakikalık bir mola verelim.

Він японець?
O Japon mu?
Japon mu?

Ми - лікарі.
Bizler doktoruz.
Biz doktoruz.

Том ніколи не говорив про Мері.
Tom, Mary'yle ilgili hiç konuşmazdı.
Tom, Mary'den hiç bahsetmedi.

Це все, що я можу зробити.
Tüm yapabileceğim bu.
Tek yapabileceÄŸim bu.

Відповідай.
Cevap ver.
Cevap ver.

Чи є дослідження на тваринах етичними?
Hayvan araştırmaları etik midir?
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar etik mi?

Вона професор.
O bir profesör.
O bir profesör.

Він пройшов дві милі за пів години.
Yarım saatte iki mil yürüdü.
Yarım saat içinde iki mil gitti.

Де ти працюєш?
Nerede çalışıyorsun?
Nerede çalışıyorsun?

Гадаєш, Том це робитиме?
Tom'un onu yapacağını düşünüyor musun?
Sence Tom yapacak mı?

Це великий Всесвіт.
Bu büyük bir evren.
Bu büyük bir evren.

Тобі подобається це місто?
Bu ÅŸehri beÄŸeniyor musun?
Bu kasabayı sevdin mi?

Ти помираєш?
Ölüyor musun?
Ölüyor musun?

Доброго дня. Перепрошую, я шукаю Лорету.
Tünaydın. Affedersiniz, Loretta'yı arıyorum.
Affedersiniz, Loretta'yı arıyorum.

Том добрий і щедрий.
Tom nazik ve cömerttir.
Tom nazik ve cömerttir.

Джек позіхнув та потер очі.
Jack esnedi ve gözlerini ovuşturdu.
Jack esnedi ve gözlerini ovuşturdu.

Результат його задовільнить.
Sonuç onu tatmin edecek.
Sonuçları çok tatmin edici.

Лізо, це пан Мурата. Він мій начальник.
Lisa, bu Bay Murata. O benim patronum.
Lyssa, bu Bay Mooret, o benim patronum.

Вона має добре серце.
Onun iyi bir kalbi var.
Ä°yi bir kalbi var.

Я просто залишив його.
Ben sadece onu bıraktım.
Onu terk ettim.

Це ліжко незручне.
Bu yatak rahat deÄŸil.
Bu yatak rahatsız edici.

Ти, Джоне, знаєш багато країн.
Sen John, birçok ülke biliyorsun.
Sen John, bir sürü ülke biliyorsun.

Вона не слухає.
O dinlemez.
Dinlemiyor.

Я вивчаю португальську мову.
Portekizce öğreniyorum.
Portekizce öğreniyorum.

Кіт пише книжку.
Kedi bir kitap yazıyor.
Keith bir kitap yazıyor.

Том — мій кузен.
Tom benim kuzenim.
Tom benim kuzenim.

Її всі люблять.
Onu herkes sever.
Herkes onu seviyor.

Ми їмо яблука.
Biz elmaları yiyoruz.
Elma yiyoruz.

Я не знаю.
Bilmem.
Bilmiyorum.

Португалія перемогла на Євро.
Portekiz Euro kazandı.
Portekiz Avro'yu kazandı.

Пес у хаті.
Köpek evde.
Bu evde bir köpek var.

Люди повинні перестати ненавидіти.
İnsanlar nefret etmeyi durdurmalı.
İnsanlar nefret etmeyi bırakmalıdır.

Том та Мері самі.
Tom ve Mary yalnızlar.
Tom ve Mary yalnız.

У неї не було багато грошей.
Onun çok parası yoktu.
Çok parası yoktu.

Ти не мій брат.
Benim erkek kardeÅŸim deÄŸilsin.
Sen benim kardeÅŸim deÄŸilsin.

Вчора ми обидва поцілували Тома.
Dün ikimiz de Tom'u öptük.
Dün ikisi de Tom'u öptük.

Хто знайшов загубленого собаку?
Kayıp bir köpeği kim buldu?
Kayıp bir köpeği kim buldu?

Дастін Московиц — єврейський бізнесмен. Він один з засновників сайту Facebook.
Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
Dustin Moskowitz Yahudi bir işadamı ve Facebook'un kurucularından biri.

Це моя фотографія?
O benim bir resmim mi?
Bu benim fotoğrafım mı?

Книги малі.
Kitaplar küçük.
Kitaplar küçük.

Він вищий за мене.
O benden daha uzun.
Benden uzun.

Мені шкода, але я проти цього проекту.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.

Де сьогодні Том?
Tom bugün nerede?
Tom bugün nerede?

Що ти любиш робити?
Ne yapmayı seversin?
Ne yapmayı seversin?

Ясно.
Anlıyorum.
Tamam.

Хотів би я бути добрим співаком.
Keşke iyi bir şarkıcı olsam.
İyi bir şarkıcı olmak isterdim.

Ви дуже допомогли.
Çok yardımcı oldunuz.
Çok yardımcı oldunuz.

Ти будеш готовий?
Hazır olacak mısın?
Hazır mısın?

Том поважає Мері.
Tom Mary'ye saygı duyar.
Tom Mary'e saygı duyuyor.

Це великий проект.
Bu büyük bir proje.
Bu büyük bir proje.

Ми його впізнали.
Biz onu tanıdık.
Onu tanımıştık.

Вона дуже відкрита.
O çok açık.
Çok açık.

Йому тридцять.
O otuz yaşında.
30 yaşında.

Вона не висока.
O uzun boylu deÄŸil.
Çok da uzun değil.

Це моя школа.
Bu benim okulum.
Burası benim okulum.

А якщо хтось це побачить?
Ya biri onu görürse?
Peki ya birisi görürse?

Том бачив Мері на вечірці.
Tom partide Mary'yi gördü.
Tom Mary'i partide gördü.

Чи маю я вчити есперанто?
Esperanto öğrenmeli miyim?
Esperanti öğretmem gerekiyor mu?

Усі любили його.
O herkes tarafından sevilirdi.
Herkes onu seviyordu.

Я завжди визнаю свої помилки.
Ben her zaman hatamı fark ederim.
Hatalarımı her zaman itiraf ediyorum.

Йди додому та переодягнись.
Eve git ve üstünü değiş.
Evine git ve kıyafetini değiştir.

Труба — це музичний інструмент.
Trompet müzikal bir enstrümandır.
Boru bir müzik aletidir.

Після вас.
Önce siz buyurun.
Önden buyur.

Війна тривала чотири роки.
Savaş dört yıl sürmüştü.
Savaş dört yıl sürdü.

Нам треба поїсти?
Yemeli miyiz?
Yemek yememiz mi gerekiyor?

Їм подобалися великі машини.
Onlar büyük arabaları seviyorlardı.
Büyük arabaları sevdiler.

Я був переляканий.
Korktum.
KorkmuÅŸtum.

Світ небезпечний.
Dünya tehlikeli.
Dünya tehlikeli.

Рюкзак Тома он там.
Tom'un sırt çantası orada.
- Raków Tom şu tarafta.

Ми в безпеці?
Güvende miyiz?
Güvende miyiz?

Я рідко помиляюся.
Ben nadiren hatalar yaparım.
Ben pek yanılmıyorum.

Агов, що це за запах?
Hey, bu koku ne?
Bu koku da ne?

Том вірить, що єдинороги існують.
Tom tek boynuzlu atın gerçek olduğuna inanıyor.
Tom tek boynuzlu atların var olduğuna inanıyor.

Мій пес білий.
Benim köpeklerim beyaz.
Köpeğim beyaz.

Як там Том?
Tom nasıl?
Tom nasıl?

Він втратив роботу.
O iÅŸini kaybetti.
Ä°ÅŸini kaybetti.

Нема було кого спитати.
Soracak kimse yoktu.
Soracak kimse yoktu.

Дімітріс із Греції?
Dimitris Yunan mı?
Yunanistan Dimitris mi?

Я думаю, Том кохає Мері.
Tom'un Mary'yi sevdiğini düşünüyorum.
Sanırım Tom Mary'i seviyor.

Вони пішли додому разом.
Eve birlikte yürüdüler.
Onlar birlikte eve gittiler.

Мене там не було, коли це сталося.
O olduÄŸunda ben orada deÄŸildim.
Bu olduÄŸunda ben orada deÄŸildim.

Це дуже дорого!
Çok pahalı!
Bu çok pahalı!

Я п'ю каву.
Kahve içerim.
Kahve içiyorum.

Чому?
Niçin?
Neden?

Том запитав мене про Мері.
Tom bana Mary hakkında soru sordu.
Tom bana Mary hakkında sordu.

Наступного разу коли я скажу тобі щось зробити, зроби це.
Gelecek sefer sana bir şey yapmanı söylediğimde onu yap.
Bir dahaki sefere sana bir şey söylediğimde yap.

Ти все ще працюєш на мене?
Hâlâ benim için çalışıyor musun?
Hâlâ benim için mi çalışıyorsun?

«Полюби ближнього свого, як самого себе», — це цитата з Біблії.
"Komşunu kendin gibi sev" cümlesi İncil'den bir alıntıdır.
“ Komşunu kendin gibi seveceksin ” sözü Mukaddes Kitaptan bir alıntıdır.

Ми переможці.
Biz galibiz.
Biz kazanacağız.

Мій брат живе у Сан-Дієго.
Erkek kardeşim San Diego'da yaşıyor.
Ağabeyim San Diego'da yaşıyor.

Майже ніхто їй не повірив.
Neredeyse kimse ona inanmadı.
Neredeyse hiç kimse ona inanmadı.

Він поголив голову.
O, başını tıraş etti.
Kafasını tıraş etti.

Я бачив, як Том заходив у банк.
Tom'un bankaya gittiğini gördüm.
Tom'un bankaya girdiğini gördüm.

Мені двадцять чотири роки.
Yirmi dört yaşındayım.
Yirmi dört yaşındayım.

Том злий.
Tom kızgın.
Tom kötü.

Том нічого не знав про хлопця Мері.
Tom Mary'nin erkek arkadaşı hakkında bir şey bilmiyordu.
Tom, Mary'nin erkek arkadaşı hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Це моя мета.
O benim amacım.
Bu benim amacım.

Вона смілива жінка.
O cesur bir kadındır.
Cesur bir kadın.

Ми написали три книжки.
Biz üç kitap yazdık.
Üç kitap yazdık.

Ти був п'яним, коли вдарив Тома?
Tom'a vurduÄŸun zaman sarhoÅŸ muydun?
Tom'a vurduÄŸunda sarhoÅŸ muydun?

Я люблю Китай.
Çin'i seviyorum.
Çin'i seviyorum.

Том не є біологічним батьком Мері.
Tom, Mary'nin biyolojik babası değil.
Tom, Mary'nin biyolojik babası değil.

У Тома такої проблеми немає.
Tom'un böyle bir sorunu yok.
Tom'un böyle bir sorunu yok.

Том все ще говорить.
Tom hâlâ konuşuyor.
Tom hâlâ konuşuyor.

О котрій годині бранч?
Branç ne zaman?
- Saat kaçta?

Можливо, він знає відповідь.
Muhtemelen cevabı biliyor.
Belki cevabı biliyordur.

Я бачила її на парковці.
Onu otoparkta gördüm.
Onu otoparkta gördüm.

Я часто читаю в ліжку.
Sık sık yatakta okurum.
Yatağımda sık sık kitap okurum.

Том бачив, як Мері та Джон цілуються.
Tom Mary ve John'un öpüştüğünü gördü.
Tom, Mary ve John'un öpüştüğünü gördü.

Я хотів би трохи гарячого чаю, будь ласка.
Biraz sıcak çay istiyorum, lütfen.
Biraz çay istiyorum, lütfen.

Я ніколи не п'ю пиво.
Ben asla bira içmem.
Asla bira içmem.

Том не дуже хоробрий.
Tom çok cesur değildir.
Tom pek cesur deÄŸil.

Ніколи цього йому не кажи.
Onu ona asla söyleme.
Bunu ona asla söyleme.

Ти вільний сьогодні ввечері?
Bu akÅŸam boÅŸ musun?
Bu gece boÅŸ musun?

Собаки мокрі.
Köpekler ıslak.
Köpekler sırılsıklam olmuş.

У мене лише п'ять тисяч єн.
Sadece beÅŸ bin yenim var.
Sadece beÅŸ bin askerim var.

Моє ім'я Франческа.
Benim adım Francesca.
Adım Francheska.

Звідки ви знаєте Тома?
Tom'u nasıl tanıyorsunuz?
Tom'u nereden tanıyorsun?

Можливо, він знає відповідь.
O muhtemelen cevabı biliyor.
Belki cevabı biliyordur.

Коли ти приїхала до Австралії?
Avustralya'ya ne zaman geldin?
Ne zaman Avustralya'ya gittin?

З днем народження, Томе!
Doğum günün kutlu olsun, Tom!
Doğum günün kutlu olsun Tom!

Мені подобаються годинники.
Saatleri severim.
Saatleri severim.

Я люблю грати у футбол.
Futbol oynamayı severim.
Futbol oynamayı seviyorum.

Німеччина колись була в союзі з Італією.
Almanya bir zamanlar İtalya ile müttefikti.
Almanya bir zamanlar İtalya’yla ittifak içindeydi.

Вони будуть тут о третій.
Onlar üçte burada olacaklar.
Saat 3'te burada olacaklar.

Том трохи спізниться.
Tom biraz geç kalacak.
Tom biraz geç kalacak.

Ти не розумієш.
Anlamıyorsun.
Anlamıyorsun.

Джон цікавиться гольфом.
John golf ile ilgileniyor.
John golfla ilgileniyor.

Не їж мене.
Beni yeme.
Beni yeme.

Я не зрозумів пояснення Тома.
Tom'un açıklamasını anlamadım.
Tom'un açıklamasını anlayamadım.

Ми маємо захистити себе.
Kendimizi korumak zorundayız.
Kendimizi korumalıyız.

Це грецьке слово.
Bu Yunanca bir kelime.
Bu Yunanca bir kelime.

Я зааплодував.
Ben alkışladım.
Çok açım.

Ніхто не знає, що трапиться далі.
Gelecekte ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Kimse ne olacağını bilmiyor.

Де Польша?
Polanya nerede?
Paulsha nerede?

Я сьогодні говорив з ними.
Bugün onlarla konuştum.
Bu gece onlarla konuÅŸtum.

Я народилася у 1972-му році.
1972'de doÄŸdum.
1972'de doÄŸdum.

Сьогодні йому виповнилося сорок років.
O bugün kırk yaşına girdi.
Şimdi 40 yaşında.

Я дуже люблю музику.
Müziği çok severim.
Müziği çok seviyorum.

Том — це не Трамп.
Tom Trump deÄŸil.
Tom Tramp deÄŸil.

Том припинив плакати і почав посміхатися.
Tom ağlamayı kesti ve gülümsedi.
Tom ağlamayı bıraktı ve gülümseye başladı.

Лінкольн помер у 1865.
Lincoln 1865 yılında öldü.
Lincoln 1865 yılında öldü.

Можливо, пізніше.
Belki sonra.
Belki sonra.

Яка ваша відповідь?
Cevabınız nedir?
Nasıl Cevaplarsınız?

Це арфа.
Bu bir harp.
Bu bir arp.

Боюсь, я досі не розумію.
Korkarım hala anlamıyorum.
Korkarım hala anlamıyorum.

Том був мокрий.
Tom ıslaktı.
Tom ıslaktı.

Том не любить банани.
Tom muz sevmez.
Tom muzları sevmiyor.

Їй п'ять.
O beş yaşında.
Beş yaşında.

З Томом усе буде гаразд.
Tom iyi olacak.
Tom iyi olacak.

Мені подобається кава без цукру.
Kahvemi ÅŸekersiz severim.
Åžekersiz kahveyi seviyorum.

Грай!
Oynayın!
Oyna!

Том насправді вдарив Мері?
Tom Mary'ye gerçekten vurdu mu?
Tom gerçekten Mary'ye vurdu mu?

Це прапор Японії.
Bu, Japonya bayrağıdır.
Burası Japonya bayrağı.

Том читає роман.
Tom bir roman okuyor.
Tom bir roman okuyor.

Ми чоловіки.
Biz erkeÄŸiz.
Biz erkeÄŸiz.

Том спить голий.
Tom çıplak uyur.
Tom çıplak uyuyor.

Я хотів би, щоб ти пішов туди.
Senin oraya gitmeni istiyorum.
Oraya gitmeni istiyorum.

Зустріч було призначено на вівторок.
Buluşma salıya ayarlandı.
Toplantı Salı günü yapıldı.

Це дракон.
O bir ejderha.
O bir ejderha.

Ми отримуємо матеріали з Малайзії.
Malzemeleri Malezya'dan alırız.
Malezya'dan malzeme alıyoruz.

Ця квітка блакитна.
Bu çiçek mavi.
Bu çiçek mavi.

Я не п'ю багато пива.
Fazla bira içmem.
Fazla bira içmiyorum.

Я бачу твою ручку.
Kalemini görüyorum.
Kalemini görebiliyorum.

Я не хочу цукру.
Åžeker istemiyorum.
Åžeker istemiyorum.

Том сказав Мері, що він одружений.
Tom Mary'ye evli olduğunu söyledi.
Tom Mary'ye evli olduğunu söyledi.

Вони занадто небезпечні.
Çok tehlikeliler.
Çok tehlikeliler.

Ці ліки полегшать біль.
Bu ilaç acıyı rahatlatacaktır.
Bu ilaç acıyı hafifletir.

Що робиш?
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun?

Ніхто тебе не зупиняє.
Kimse sizi durdurmuyor.
Kimse seni durduramaz.

Він широко відомий.
O yaygın olarak tanınmaktadır.
Çok ünlü.

Том народився 5-го травня 2010 року.
Tom 5 Mayıs, 2010 da doğdu.
Tom 5 Mayıs 2010'da doğdu.

Нікому не було цікаво.
Kimse ilgilenmedi.
Kimse ilgilenmiyordu.

Наступний рік буде гіршим.
Gelecek yıl daha kötü olacak.
Gelecek yıl daha kötü olacak.

Том побіг до своєї машини.
Tom arabasına koştu.
Tom arabasına koştu.

Задорого!
Çok pahalı!
Ödlek!

Том спробує.
Tom deneyecek.
Tom deneyecek.

Це був мій перший поцілунок.
İlk öpücüğümdü.
İlk öpüşmemdi.

Що це?
Bu nedir?
Bu nedir?

Він читав газету.
O, bir gazete okuyordu.
Gazeteyi okuyordu.

Ніуе - це країна.
Niue bir ülkedir.
Niue bir ülke.

Сьогодні п'ятниця.
Bugün Cuma'dır.
Bugün Cuma.

У латинського дієслова шість інфінітивів.
Latince fiil'in altı tane mastarı vardır.
Latincede altı farklı fiil vardır.

Дискусія швидко вийшла з-під контролю.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Havai fişekler hızla kontrolden çıktı.

Це буде складно, але не неможливо.
Zor olacak ama imkansız değil.
Zor olacak ama imkansız.

Дай мені знак.
Bana bir iÅŸaret ver.
Ä°ÅŸaret ver.

Я в своїй машині.
Arabamdayım.
Arabamdayım.

Том все чув.
Tom her ÅŸeyi duydu.
Tom her ÅŸeyi duydu.

Я аргентинка.
Ben Arjantinliyim.
Ben bir Arjantinliyim.

У мене є кілька друзів із Канади.
Birkaç Kanadalı arkadaşım var.
Kanada'dan birkaç arkadaşım var.

Це твій син, Бетті?
Bu senin oÄŸlun mu, Betty?
Bu senin oÄŸlun mu Betty?

Сьогодні падає сніг.
Bugün kar yağıyor.
Bugün kar yağıyor.

В мене так болить голова!
Başım çok ağrıyor.
Başım ağrıyor!

Земля має форму апельсина.
Dünya portakal şeklindedir.
Toprak, portakal ÅŸeklindedir.

Ні, тату!
Hayır, baba!
Hayır baba!

Можна тебе сфотографувати?
Resmini çekebilir miyim?
Fotoğraf çekebilir miyim?

Ця троянда гарна.
Bu gül güzel.
Bu gül çok güzel.

Це список тих, хто прийшов на вечірку.
Bu, partiye gelen insanların bir listesi.
Partiye gelenlerin listesi bu.

У мене болять очі.
Gözlerim acıyor.
Gözlerim ağrıyor.

Це моя дружина Едіта.
Bu benim karım Edita.
Bu karım Edit.

Вона слухає радіо.
O, radyo dinliyor.
Radyo dinliyor.

Ти виглядаєш занепокоєною.
Endişeli görünüyorsun.
Endişeli görünüyorsun.

Ця свинина якась дивна.
Bu domuz eti biraz bozuk.
Bu domuz garip.

Том та Мері стурбовані.
Tom ve Mary endiÅŸeli.
Tom ve Mary endiÅŸeliler.

У мене болять очі.
Gözlerim ağrıyor.
Gözlerim ağrıyor.

Я болгарин.
Ben Bulgarım.
Ben Bulgarım.

Вона допомогла Тому.
O, Tom'a yardımcı oldu.
Bu yüzden yardım etti.

Том не їсть червоного м'яса.
Tom kırmızı et yemez.
Tom kırmızı et yemiyor.

Це може почекати?
Bu bekleyebilir mi?
Bekleyebilir mi?

Том дуже напружений, чи не так?
Tom çok gergin, değil mi?
Tom çok gergin, değil mi?

Том думав, що Мері не дуже хороший кухар.
Tom Mary'nin çok iyi bir aşçı olmadığını düşünüyordu.
Tom, Mary'nin iyi bir aşçı olmadığını düşünüyordu.

Це найкращий готель у цьому місті.
O bu ÅŸehirdeki en iyi oteldir.
Bu kasabadaki en iyi otel.

Вона віртуоз.
O bir virtüözdür.
- İnanıyor.

На жаль, це правда.
Maalesef, bu doÄŸru.
Ne yazık ki bu doğru.

Піца тут.
Pizza burada.
Pizza burada.

Мері вірна своїй країні.
Mary ülkesine sadıktır.
Mary kendi ülkesinin sadık bir üyesi.

Я люблю чоловіків.
Adamları seviyorum.
Adamları seviyorum.

Двері Тома відчинені.
Tom'un kapısı açık.
Tom'un kapısı açık.

Так, я говорю іспанською.
Evet, Ä°spanyolca konuÅŸuyorum.
Evet, Ä°spanyolca konuÅŸuyorum.

Тепер у Тома є робота.
Artık Tom'un bir işi var.
Åžimdi Tom'un bir iÅŸi var.

У мене є час.
Zamanım var.
Vaktim var.

Ця риба готова.
Bu balık iyi pişmiş.
Bu balık hazır.

Вона пішла до банку.
O, bankaya gitti.
Bankaya gitti.

Я добре говорю японською.
Ä°yi Japonca konuÅŸurum.
Japon'a çok iyi konuşuyorum.

У Тома є сейфова скринька.
Tom'un bir banka kasası var.
Tom'un kasa kutusu var.

Я худа.
Ben zayıfım.
Zayıfım.

Я не замкнула двері.
Ben kapıyı kilitlemedim.
Kapıyı açmadım.

Том дуже схожий на Мері.
Tom Mary'ye çok benziyor.
Tom, Mary'ye çok benziyor.

Ти знайшла роботу?
Bir iÅŸ buldun mu?
Bir iÅŸ buldun mu?

Я п’ю каву.
Ben kahve içiyorum.
Kahve içiyorum.

Вона поїде з Японії у квітні.
Nisanda o, Japonya'dan ayrılacak.
Nisan ayında Japonya'dan geliyor.

Ця книга про тварин.
Bu kitap hayvanlar hakkında.
Hayvanlarla ilgili bir kitap.

У мене є новини.
Haberim var.
Haberler var.

Де ручка?
Dolmakalem nerede?
Kalem nerede?

Я спав у машині.
Arabada uyudum.
Arabada uyudum.

Лев їсть м'ясо.
Aslan et yiyor.
Aslan et yer.

М'ясо чи риба?
Et veya balık?
Et mi balık mı?

Я за фахом фотограф.
Profesyonel bir fotoğrafçıyım.
Fotoğrafçıyım.

Він може читати думки.
O, düşünceleri okuyabilir.
Düşüncelerini okuyabiliyor.

Берлін знаходиться у Німеччині.
Berlin Almanya'dadır.
Berlin Almanya'da.

Я одружений.
Ben evliyim.
Ben evliyim.

Том ще не знає відповіді.
Tom henüz cevabı bilmiyor.
Tom cevapları henüz bilmiyor.

Мені треба натхнення.
İlhama ihtiyacım var.
İlhama ihtiyacım var.

Моя сестра зробила те саме.
Kız kardeşim aynı şeyi yaptı.
Kız kardeşim de aynısını yaptı.

Том чекав на Мері.
Tom Mary'yi bekledi.
Tom, Mary'i bekliyordu.

Вона знає Мері.
O, Mary'yi tanıyor.
Mary'yi tanıyor.

Він хоче стати лікарем.
O, bir doktor olmayı istiyor.
Doktor olmak istiyor.

Що ви сказали?
Ne dediniz?
Ne dedin?

Том говорив з Мері.
Tom Mary ile konuÅŸtu.
Tom Mary ile konuÅŸtu.

Я залишуся.
Kalacağım.
Kalacağım.

Ця коробка недостатньо велика.
Bu kutu yeterince büyük değil.
Bu kutu yeterince büyük değil.

Сербія межує з Угорщиною, Румунією, Болгарією, Хорватією, Македонією, Боснією та Чорногорією.
Sırbistan; Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Bosna ve Karadağ'la komşudur.
Sırbistan Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Bosna ve Karagori ile sınırlandırılmıştır.

Це детектив.
Bu kitap bir polisiye romandır.
O bir dedektif.

Залишайся тут, будь ласка.
Burada kal lütfen.
Burada kal, lütfen.

Ми молоді.
Biz genciz.
Biz gençiz.

Я звик до цього.
Ben buna alışkınım.
Alıştım.

Хто такий Том?
Tom kim?
Tom kim?

Я одружений.
Evliyim.
Ben evliyim.

Золота лихоманка почалася тут.
Altına hücûm burada başladı.
Altın gümbürtü burada başladı.

Том урятував Мері.
Tom Mary'yi kurtardı.
Tom Mary'i kurtardı.

Усі проти мене.
Herkes bana karşı.
Herkes bana karşı.

Звичайно ж, у мене є план.
Elbette bir planım var.
Tabii ki bir planım var.

Ми повинні робити це частіше.
Bunu daha sık yapmalıyız.
Bunu daha sık yapmalıyız.

Я не вірю в астрологію.
Astrolojiye inanmıyorum.
Ben astrolojiye inanmıyorum.

Звідки у тебе ця ідея?
O fikri nereden aldın?
Bu fikri nereden buldun?

Вона любить тигрів.
O kaplanlar seviyor.
Kaplanları sever.

Не зупиняйся.
Durma!
Durma.

Я поговорила з ними.
Onlarla konuÅŸtum.
Onlarla konuÅŸtum.

Ми занадто близько.
Çok yakınız.
Çok yaklaştık.

Чий це стакан?
Bu kimin bardağı?
Kimin bardağı bu?

Мої батьки - китайці.
Anne ve babam Çinlidirler.
Ailem Çinliler.

Я безробітний.
Ben iÅŸsizim.
Ben iÅŸsizim.

Це можна зробити.
O yapılabilir.
Bunu yapabilirsiniz.

Він звинуватив нас у тому, що ви вчинили з ним несправедливо.
Bizi ona haksızlık etmekle suçladı.
Onunla haksızlığa uğradığınız için bizi suçladı.

Том не такий розумний, як ти.
Tom senin kadar akıllı değil.
Tom senin kadar zeki deÄŸil.

Так, я знаю.
Evet, biliyorum.
Evet, biliyorum.

Скільки коштує цей капелюх?
Bu ÅŸapka ne kadar?
Åžapka ne kadar?

Я вивчаю генетику вже чотири роки.
Dört yıldır genetik çalışıyorum.
Dört yıldır genetik araştırma yapıyorum.

Секретарка втомилася друкувати.
Sekreter yazmaktan usandı.
Telaş çok yorgun.

Моя сестра схожа на бабусю.
Kız kardeşim anneanneme benzer.
Kız kardeşim büyükanneye benziyor.

Ми люди.
Biz insanız.
Biz insanız.

Ми хочемо допомогти.
Biz yardım etmek istiyoruz.
Yardım etmek istiyoruz.

Мати мого батька — моя бабуся.
Babamın annesi benim büyükannemdir.
Babamın annesi büyükannem.

Том повинен подякувати Мері.
Tom, Mary'ye teşekkür etmeli.
Tom, Mary'ye teşekkür etmek zorunda.

Вони вміють говорити французькою.
Onlar Fransızca konuşabilirler.
Fransızca konuşabiliyorlar.

Том учить мене французької.
Tom bana Fransızca öğretir.
Tom beni Fransızca biliyor.

Том - начальник.
Tom patrondur.
Tom, patronum.

Ти говориш голандською?
Hollandaca konuÅŸur musun?
- Hollandaca mı konuşuyorsun?

Я вважаю, що Том добрий.
Tom'un nazik olduğunu düşünüyorum.
Bence Tom iyidir.

Колись я тут жила.
Ben burada yaşardım.
Eskiden burada yaşıyordum.

Він часто їздить до Токіо.
O, sık sık Tokyo'ya gider.
Tokyo'ya sık sık seyahat ediyor.

Він не любить апельсини.
O portakal sevmez.
Portakaldan nefret ediyor.

Це добре запитання.
Ä°yi soru.
Bu iyi bir soru.

Вони зачекають.
Onlar bekleyecek.
Bekliyorlar.

Ми повинні чекати на них тут?
Onları burada beklemeli miyiz?
Onları burada mı beklemeliyiz?

Я хворий.
Hastayım.
Ben hastayım.

Я ходжу занадто повільно.
Ben çok yavaş yürürüm.
Çok yavaş yürüyorum.

Том — не друг Мері.
Tom Mary'nin arkadaşı değil.
Tom, Mary'nin arkadaşı değil.

Тому на Різдво подарували цуценя.
Tom Noel için bir yavru köpek aldı.
Bu nedenle Noel’de bir köpek yavrusu vardı.

Ти думаєш, що ситуація може покращитися?
Durumun gelişebileceğini düşünüyor musun?
Sence durumun düzelmesi mümkün mü?

Том почув сирени.
Tom sirenler duydu.
Tom siren sesi duydu.

Це група Тома.
O, Tom'un grubu.
Bu da Tom'un grubu.

Де мій брат?
Erkek kardeÅŸim nerede?
KardeÅŸim nerede?

Том помирає.
Tom ölüyor.
Tom ölüyor.

Ти зміг зателефонувати Тому?
Tom'u aramayı başarabildin mi?
- Seni aramamı ister misin? - Evet.

Мені подобається чай.
Çayı severim.
Çayı seviyorum.

Як твої справи?
Ne haber?
Nasılsın?

Я пішов з Мері на танці.
Mary ile dansa gittim.
Mary'yle dansa gittim.

Вона завжди здавалася щасливою, але ніколи такою не була.
O hep baktı, ama asla, mutlu değildi.
Her zaman mutlu görünüyordu ama hiç böyle olmadı.

Том не ненавидить Мері.
Tom Mary'den nefret etmiyor.
Tom Mary'den nefret etmiyor.

Том сказав Мері, що він бачив Джона з Еліс.
Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.
Tom Mary'ye Alice'den Jonah'ı gördüğünü söyledi.

Сьогодні він удома.
O bugün evde.
Bugün evde.

Де Том ховається ?
Tom nerede saklanıyor?
Tom nerede saklanıyor?

Мені потрібно подорожувати.
Seyahat etmeye ihtiyacım var.
Seyahat etmem lazım.

Мені подобається зелений колір.
Ben yeşil renkten hoşlanırım.
YeÅŸil rengi severim.

На перегонах Том прийшов останнім.
Tom yarışta sonuncu geldi.
Tom yarışçılar arasında son sıradaydı.

Я вчуся.
Öğreniyorum.
Öğreniyorum.

Тоні говорить англійскою краще за мене.
Tony benden daha iyi Ä°ngilizce konuÅŸur.
Tony Ä°ngilizce konuÅŸuyor benden daha iyi.

У кімнаті не було взагалі нічого.
Odanın içinde kesinlikle hiçbir şey yoktu.
Odada hiçbir şey yoktu.

Томе, ти зі мною.
Tom, sen benimlesin.
Tom, sen benimlesin.

Том сказав Мері, що він мусить піти додому рано.
Tom Mary'ye eve erken gitmek zorunda olduğunu söyledi.
Tom, Mary'ye eve erken gitmesi gerektiğini söyledi.

Я з Томом.
Tom'la birlikteyim.
Tom'la ben.

Я рідко помиляюся.
Ben nadiren hata yaparım.
Ben pek yanılmıyorum.

Я подарую тобі велосипед на день народження.
Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
Sana doğum günü bisiklet veriyorum.

Але навіщо вони це зробили?
Ama onlar onu neden yaptılar?
Ama neden yapmışlar?

Закрий двері.
Kapıyı kapat!
Kapıyı kapat.

У них не лишилося вина.
Onların başka şarapları yok.
Şarapları kalmadı.

Том — правша.
Tom sağlaktır.
Tom haklı.

Я бачу будинок.
Bir ev görüyorum.
Evi görüyorum.

Учора був повний місяць.
Dün bir dolunay vardı.
Dün tam bir ay oldu.

Яка твоя улюблена пісня Бітлз?
Favori Beatles şarkın nedir?
Beatles en sevdiğin şarkı hangisi?

Це її парасолька, правильно?
Bu onun ÅŸemsiyesi, doÄŸru mu?
Bu onun ÅŸemsiyesi, deÄŸil mi?

Том сказав Мері, що вона не повинна йти на побачення з Джоном.
Tom Mary'ye neden John'la çıkmaması gerektiğini söyledi.
Tom, Mary'e John'la çıkmaması gerektiğini söyledi.

Квадрат має чотири сторони.
Bir karenin dört kenarı vardır.
Kare'nin dört tarafı var.

Її батьки мене обожнюють.
Onun ebeveynleri beni sever.
Ailesi beni seviyor.

Я готова йти додому.
Eve gitmeye hazırım.
Eve gitmeye hazırım.

Я працював.
Çalıştım.
Çalışıyordum.

Дублін знаходиться в Ірландії.
Dublin İrlanda'dadır.
Dublin Ä°rlanda'da.

Ніхто не помер.
Kimse ölmedi.
Kimse ölmedi.

Це секрет.
O, sırdır.
Bu bir sır.

Том вас зрадив.
Tom size ihanet etti.
Tom sana ihanet etti.

Я знаю, хто вона така.
Kim olduÄŸunu biliyorum.
Kim olduÄŸunu biliyorum.

Справжнє прізвище Тома — Джексон.
Tom'un gerçek soyadı Jackson.
Tom’un gerçek soyadı Jackson’dı.

Я хочу вільно говорити французькою.
Fransızcada akıcı olmak istiyorum.
Fransızcayı rahatça konuşmak istiyorum.

Просто знайди Тома.
Sadece Tom'u bul.
Sadece Tom'u bul.

Як ти себе почуваєш, Томе?
Nasıl hissediyorsun, Tom?
Nasıl hissediyorsun Tom?

Том чекав на Мері.
Tom Mary'yi bekliyordu.
Tom, Mary'i bekliyordu.

Сине, я тебе люблю.
Evlat, seni seviyorum.
Seni seviyorum evlat.

Він дуже хворий.
O, çok hastadır.
Çok hasta.

Я вдарив Тома.
Tom'a vurdum.
Tom'a vurdum.

Це сумка Тома?
Bu, Tom'un çantası mı?
Tom'un çantası mı bu?

Я їм.
Yiyorum.
Ben yiyorum.

Давно я вже не одягав краватки.
Bir kravat taktığımdan beri uzun zaman oldu.
Uzun zamandır kravat giymemiştim.

Це доволі очевидно.
Bu oldukça açık.
Oldukça açık.

Я зайнята.
Meşgulüm.
Meşgulüm.

В Тома є діти.
Tom'un çocukları var.
Tom'un çocukları var.

Ви п'єте каву?
Kahve içer misiniz?
Kahve içer misiniz?

Том має адвоката.
Tom'un bir avukatı var.
Tom'un bir avukatı var.

Я дуже зайнята.
Çok meşgulüm.
Çok meşgulüm.

Ти не потрібен.
Sen gerekli deÄŸilsin.
Sana ihtiyacım yok.

Як життя?
Nasılsın?
Nasılsın?

Том говорив лише французькою.
Tom sadece Fransızca konuştu.
Tom sadece Fransızca konuşuyordu.

У Тома гарний годинник.
Tom'un güzel bir saati var.
Tom'un saati çok güzel.

Том збирає квіти.
Tom çiçekleri topluyor.
Tom çiçekleri topluyor.

Маю слона.
Bir filim var.
Bir filim var.

Ти запросив Тома на вечерю?
Tom'u akÅŸam yemeÄŸine davet ettin mi?
Tom'u yemeğe mi çağırdın?

Вона все зробила сама.
O, onun hepsini kendi yaptı.
Her şeyi tek başına yaptı.

Ще раз, будь ласка.
Bir kez daha lütfen.
Tekrar, lütfen.

У нього є діти.
Onun çocukları var.
Çocukların var.

Я двічі був у Лондоні.
Ben iki kez Londra'da bulundum.
Londra'ya iki kez gittim.

Том не був дуже хворий.
Tom çok hasta değildi.
Tom çok hasta değildi.

Я американець.
Amerikalıyım.
Ben Amerikalıyım.

Том їсть пиріг.
Tom bir pasta yiyor.
Tom turtayı yer.

Це погано для бізнесу.
Bu, iş için kötü.
Bu iş için kötü.

Привіт!
Selam.
Merhaba!

Джек старший на три роки від мене.
Jack benden üç yaş büyük.
Jack benden üç yaş büyük.

Мій кіт увесь час нявкає.
Kedim her zaman miyavlar.
Kedim sürekli dolaşıyor.

Він поставив нам кілька запитань.
O bize birkaç soru sordu.
Bize birkaç soru sordu.

Визнаю, що я жалюгідний.
Sefil olduÄŸumu itiraf ediyorum.
Küstah olduğumu itiraf ediyorum.

Цей годинник зроблений у Швейцарії.
O saat İsviçre'de üretilir.
Bu saat İsviçre’de yapıldı.

У Тома багато грошей.
Tom'un çok parası var.
Tom'un çok parası var.

Німеччина — федеративна держава.
Almanya federal bir devlettir.
Almanya, Federal Devlet

Прошу сюди.
Bu taraftan, lütfen.
Buraya gelin.

Ми їмо.
Yiyoruz.
Yemek yiyoruz.

Ти знаєш, чому Том вчинив самогубство?
Tom'un neden intihar ettiÄŸini biliyor musun?
Tom'un neden intihar ettiÄŸini biliyor musun?

Що він їсть?
O ne yiyor?
Ne yiyor?

Я думаю, Том повернеться.
Sanırım Tom dönecek.
Sanırım Tom geri gelecek.

Я не п'ю горілку!
Ben votka içmem!
İçki içmem!

У мене закінчився цукор.
Åžekerim bitti.
Åžekerim bitti.

Небо оранжеве.
Gökyüzü turuncu.
Gökyüzü turuncu.

Зачекай хвилину.
Bir dakika bekle.
Bekle bir dakika.

Том купив три пари взуття.
Tom üç çift ayakkabı satın aldı.
Tom üç çift ayakkabı aldı.

Том їсть хліб.
Tom ekmek yiyor.
Tom ekmek yiyor.

Марс — планета.
Mars bir gezegendir.
Mars bir gezegen.

Де знаходиться Атлантида?
Atlantis nerede?
Atlanta nerede?

Моє ім'я Фаршад.
Benim adım Farşad.
Benim adım Farshad.

Я відчинив двері.
Kapıları açtım.
Kapıyı açtım.

Він у душі.
O, duÅŸta.
DuÅŸta.

Я двічі був у Лондоні.
Ä°ki kez Londra'da bulundum.
Londra'ya iki kez gittim.

Яка чудова кімната!
Ne güzel bir oda!
Ne güzel bir oda!

Ласкаво просимо до Австралії!
Avustralya'ya hoÅŸ geldiniz.
Avustralya'ya hoÅŸ geldiniz!

Він найвищий хлопець.
O en uzun boylu çocuktur.
En iyi adam o.

У мене немає часу на сніданок.
Benim kahvaltı için zamanım yok.
Kahvaltıya ayıracak vaktim yok.

Мені подобається картопляний салат.
Patates salatasını severim.
Ben patates salatası severim.

Перепрошую?
Affedersiniz?
Anlamadım?

Продовжуй говорити.
KonuÅŸmaya devam et.
KonuÅŸmaya devam et.

Я трохи говорю французькою.
Biraz Fransızca biliyorum.
Biraz Fransızca konuşuyorum.

У нього кіт та дві собаки.
Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
Kedisi ve iki köpeği var.

Я хочу змагатися.
Yarışmak istiyorum.
Dövüşmek istiyorum.

Все не так, як колись.
Hiçbir şey eskisi gibi değil.
Her ÅŸey eskisi gibi deÄŸil.

Том учить мене французької.
Tom bana Fransızca öğretiyor.
Tom beni Fransızca biliyor.

Що ще?
BaÅŸka ne?
BaÅŸka?

Чия це піца?
Bu kimin pizzası?
Kimin pizzacısı bu?

Том сказав Мері, що він планує це зробити.
Tom, Mary'e onu yapmayı planladığını söyledi.
Tom, Mary'ye bunu yapmayı planladığını söyledi.

Ми до цього готові?
Bunun için hazır mıyız?
Hazır mıyız?

Цей автобус їде до Мінська.
Bu otobüs Minsk'e gidiyor.
Bu otobüs Minski'ye gidiyor.

Де лікар?
Doktor nerede?
Doktor nerede?

Що саме ти з ним зробив?
Onun için tam olarak ne yaptın?
Ona tam olarak ne yaptın?

Я п'ю пиво.
Ben bir bira içiyorum.
Bira içiyorum.

Том йшов позаду Мері.
Tom Mary'nin peşini bırakmadı.
Tom Mary'nin yanından geçiyordu.

Вони закохані одне в одного.
Onlar birbirine aşık.
Birbirlerine aşıklar.

Ти врятував мою дупу.
Sen benim kıçımı kurtardın.
Kıçımı kurtardın.

Ти знаєш відповідь?
Cevabı biliyor musun?
Cevabı biliyor musun?

Я тут для того, щоб залишитися.
Kalmak için buradayım.
Burada kalmak için buradayım.

Я не переношу таких людей, як Том.
Tom gibi insanlara tahammül edemem.
Tom gibileri geçemem.

Все було чудово.
Her şey çok iyiydi.
Her şey harikaydı.

Я добре граю в футбол.
Ben futbolda iyiyim.
Futbol oynuyorum.

Гру було відкладено на невизначений період.
Oyun süresiz olarak ertelendi.
Oyun belirsiz bir süre için ertelendi.

Мері — мій тип дівчини.
Mary benim kız tipim.
Mary benim kız tipim.

Він не лікар.
O, doktor deÄŸil.
O doktor deÄŸil.

Том, Мері та Джон - на кухні.
Tom, Mary ve John mutfakta.
Tom, Mary ve John mutfakta.

Мій брат все ще спить.
Erkek kardeşim hâlâ uyuyor.
KardeÅŸim hala uyuyor.

Том поїде до Бостона.
Tom Boston'a gidecek.
Tom Boston'a gidecek.

Том вірить Мері.
Tom Mary'ye inanıyor.
Tom, Mary'ye inanıyor.

Її тут немає.
O, burada deÄŸil.
Burada deÄŸil.

Коли ти приїхав до Австралії?
Avustralya'ya ne zaman geldin?
Avustralya'ya ne zaman geldin?

Як принизливо!
Ne küçültücü!
Ne kadar aşağılayıcı!

Він хороший студент.
O iyi bir öğrenci.
İyi bir öğrenci.

Том не міг бачити Мері.
Tom Mary'yi göremedi.
Tom Mary'i göremiyordu.

Том любить це робити.
Tom bunu yapmayı sever.
Tom bunu yapmayı seviyor.

Том прибув до Бостона.
Tom Boston'a vardı.
Tom Boston'a gitti.

Вода чудова!
Su harika!
Su harika!

Том розпочав вивчати французьку.
Tom Fransızca çalışmaya başladı.
Tom Fransızca öğrenmeye başladı.

Том не має ворогів.
Tom'un hiç düşmanı yok.
Tom'un düşmanı yok.

Том був із Мері?
Tom Mary ile birlikte miydi?
Tom Mary'nin yanında mıydı?

Том працює у супермаркеті.
Tom süpermarkette çalışıyor.
Tom süpermarkette çalışıyor.

Я не впала.
Ben düşmedim.
Düştüm.

Потяг прибув.
Tren geldi.
Tren geldi.

Я з Томом.
Ben Tom'dayım.
Tom'la ben.

Мені двадцять чотири роки.
Ben 24 yaşındayım.
Yirmi dört yaşındayım.

Покуштуй цю цукерку.
Bu ÅŸekerlemeyi deneyin.
Al ÅŸu ÅŸekeri.

Я відчуваю сильний біль у попереку.
Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
Boğazımda büyük bir ağrı hissediyorum.

Наступного року мій день народження припадає на неділю.
Gelecek yıl doğum günüm pazar gününe rastlayacak.
Ertesi yıl doğum günüm pazar günü olacak.

Часи змінюються.
Zamanlar deÄŸiÅŸiyor.
Zaman deÄŸiÅŸiyor.

Моя рідна мова - іспанська.
Benim ana dilim İspanyolca'dır.
Ailem İspanyolcadır.

Певен, що Тому це сподобається.
Tom'un bunu seveceÄŸine eminim.
Çünkü bu hoşuna gidecek.

Ваш дім великий.
Eviniz büyük.
Eviniz çok büyük.

Він любить тварин.
O hayvanları sever.
Hayvanları sever.

Сьогодні перше квітня.
Bugün bir Nisan.
Bugün, ilk Nisan.

Я не хочу її образити.
Ben onu aşağılamak istemiyorum.
Onu incitmek istemiyorum.

Я не відчуваю жодного болю.
Ben hiç acı hissetmiyorum.
Hiç acı hissetmiyorum.

У нього десять корів.
Onun on ineÄŸi var.
10 ineksi var.

Так тихо.
Çok sessiz.
Çok sessiz.

Це була погана ідея.
O kötü bir fikirdi.
Kötü bir fikirdi.

Тому подобається це робити.
Tom bunu yapmayı sever.
Bu nedenle bunu yapmaktan zevk alıyorum.

Спочатку я хочу поговорити з Томом.
Önce Tom'la konuşmak istiyorum.
Önce Tom'la konuşmak istiyorum.

Я працюю.
Çalışıyorum.
Çalışıyorum.

Я не вірю в релігію.
Dine inanmıyorum.
Dine inanmıyorum.

Нема за що.
Rica ederim.
Hiçbir şey yok.

Австралія — це не Австрія.
Avustralya Avusturya deÄŸil.
Avustralya Avusturya deÄŸildir.

Скількома мовами ти розмовляєш?
Kaç tane dil konuşabilirsin?
Kaç farklı dil konuşuyorsun?

Чимало шкіл сьогодні зачинені через бурю.
Birçok okul bugün fırtına nedeniyle kapalı.
Bugün birçok okul fırtına yüzünden kapalı.

Я цього навіть не пам'ятаю.
Ben bile onu hatırlamıyorum.
Bunu hatırlamıyorum.

Том чекатиме на нас.
Tom bizi bekleyecek.
Tom bizi bekleyecek.

Золото важче за залізо.
Altın demirden daha ağırdır.
Altın demirden daha ağır.

Том змінився.
Tom deÄŸiÅŸti.
Tom deÄŸiÅŸti.

Батько купив мені новий велосипед.
Baba bana yeni bir bisiklet aldı.
Babam bana yeni bir bisiklet satın aldı.

Вони їдять хліб.
Onlar ekmek yiyor.
Ekmek yiyorlar.

Сядь, будь ласка.
Lütfen otur.
Otur lütfen.

Сьогодні субота.
Bugün cumartesidir.
Bugün Cumartesi.

Ми наразі працюємо над цією проблемою.
Şu anda o sorun üzerinde çalışıyoruz.
Şu anda bu konu üzerinde çalışıyoruz.

Windows — найчастіше використовувана операційна система в світі.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
Windows - dünyada en çok kullanılan işletim sistemidir.

Візьми мене за руку, Томе.
Elimi tut, Tom.
Elimi tut Tom.

Заходь, Томе.
İçeri gel, Tom.
İçeri gel Tom.

Він поклав руку мені не плече.
Elini omzuma koydu.
Elini omzuma koymadı.

Де воно?
O nerede?
Nerede?

Як довго ви були тут учителем?
Ne kadar süredir burada bir öğretmensiniz?
Ne zamandır burada öğretmen oldunuz?

Я хоробра.
Ben cesurum.
Ben cesurum.

Це Том розбив вікно.
Tom pencereyi kıran kişiydi.
Tom camı kırdı.

Я бачив Тома на роботі.
Tom'u çalışırken gördüm.
Tom'u işte gördüm.

Ласкаво просимо до Дубліну!
Dublin'e hoÅŸ geldiniz!
Dublin'e hoÅŸ geldiniz!

Мій батько молодий.
Babam gençtir.
Babam genç.

Наступного місяця я їду в Париж.
Ben gelecek ay Paris'e gidiyorum.
Ertesi ay Paris'e gidiyorum.

Що ти плануєш сказати?
Ne söylemeyi planlıyorsun?
Ne demek istiyorsun?

Моя сестра грає на піаніно кожного дня.
Kız kardeşim her gün piyano çalar.
Kız kardeşim her gün piyano çalıyor.

Я люблю персики.
Åžeftaliyi severim.
ÅŸeftali severim.

Він вміє плавати.
O yüzebilir.
Yüzebiliyor.

Я вчора пила чай.
Dün çay içtim.
Ben dün çay içiyorum.

Я взагалі не вмію плавати.
Ben hiç yüzemem.
Yüzemem.

Отже, як давно ви знайомі з Томом?
Peki, ne kadar süredir Tom'u tanıyorsun?
Peki Tom'u ne zamandır tanıyorsunuz?

Вони розумні.
Onlar zekiler.
Zekiler.

Ти його сьогодні бачила?
Bugün onu gördün mü?
Bugün onu gördün mü?

На той час Том був моїм єдиним другом.
Tom o zaman benim tek arkadaşımdı.
Tom o sırada tek arkadaşımdı.

Що налякало Тома?
Tom'u ne korkuttu?
Tom’u korkutan neydi?

Ти дійсно хочеш їхати в Бостон один?
Boston'a gerçekten tek başına gitmek mi istiyorsun?
Gerçekten Boston'a tek başına gitmek istiyor musun?

Сподіваюся, завтра не буде дощу.
Umarım yarın yağmur yağmaz.
Umarım yarın yağmur yağmayacak.

Де кухня?
Mutfak nerede?
Mutfak nerede?

Том твій друг, правда?
Tom senin arkadaşın, değil mi?
Tom arkadaşın, değil mi?

Я не дитина.
Bir çocuk değilim.
Ben çocuk değilim.

Оце так жалюгіддя.
İşte buna gülünç denir.
Bu çok acıklı bir durum.

Том рекомендував їм цей роман.
Tom bu romanı onlara tavsiye etti.
Tom onlara bu romanı tavsiye etti.

Том попередив Мері.
Tom Mary'yi uyardı.
Tom Mary'i uyardı.

Я шульга.
Ben solağım.
Şaka yapıyordum.

Мій брат користується цим велосипедом.
Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
Kardeşim bu bisikleti kullanıyor.

Я народився 22-го березня 1962-го року.
22 Mart,1962'de doÄŸdum.
22 Mart 1962'de doÄŸdum.

Він грає у Тетріс.
O Tetris oynuyor.
Tetris'de çalıyor.

Він має собаку.
Onun bir köpeği var.
Köpeği var.

Маєш якісь плани?
Hiç planın var mı?
Planın var mı?

Вона на дієті.
O bir diyette.
Diyet yapıyor.

Мені хтось телефонував?
Beni arayan oldu mu?
Beni arayan biri var mı?

Том також танцює.
Tom dans da eder.
Tom da dans ediyor.

Добрий день.
İyi günler.
Merhaba.

Ух ти! Як він добре їсть!
Oh! Ne çok yiyor!
Ne kadar iyi yiyor!

Ірландія відома своїм мереживом.
Ä°rlanda oya iÅŸleriyle meÅŸhurdur.
İrlanda kendi ağlarını bilir.

Том не поважає Мері.
Tom Mary'ye saygı göstermiyor.
Tom Mary'e saygı duymuyor.

Він знає, що ти його кохаєш?
Senin onu sevdiÄŸini o biliyor mu?
Onu sevdiÄŸini biliyor mu?

Це дуже добрий план.
O çok iyi bir plan.
Bu çok iyi bir plan.

Де твої шкарпетки?
Çorapların nerede?
Çorapların nerede?

Я готовий їй пробачити.
Onu affetmeye hazırım.
Onu affetmeye hazırım.

Ці ручки мої.
Bu kalemler benim.
Bu kalemler benim.

Помер Том, а не Мері.
Tom öldü, Mary değil.
Tom öldü, Mary değil.

Що зараз зі мною буде?
Åžimdi bana ne olacak?
Åžimdi bana ne olacak?

Ти все ще одружений?
Hâlâ evli misin?
Hâlâ evli misin?

Це мене не зупинило.
O beni durdurmadı.
Bu beni durdurmadı.

Том — комуніст.
Tom bir komünist.
Tom bir komünistti.

Хочеш масаж?
Masaj ister misin?
Masaj ister misin?

Я побачу Тома.
Tom'u göreceğim.
Tom'u göreceğim.

Дивіться вище.
Yukarıya bakın.
Yukarı bak.

Я бідна студентка.
Ben fakir bir öğrenciyim.
Ben fakir bir öğrenciyim.

Том запросив Мері на вечерю.
Tom Mary'yi akşam yemeği için davet etti.
Tom, Mary'yi yemeÄŸe davet etti.

Том дуже популярний.
Tom çok popüler.
Tom çok popüler.

Ця тварина їсть людей?
O hayvan insanları yer mi?
Bu hayvan insanları yiyor mu?

Це бомба?
Bu bir bomba mı?
Bu bir bomba mı?

У Канаді розмовляють англійською?
Kanada'da Ä°ngilizce konuÅŸulur mu?
Kanada'da Ä°ngilizce konuÅŸuyor musun?

Том не говорив з Мері.
Tom Mary ile konuşmadı.
Tom Mary ile konuşmadı.

Том часто бігає перед сніданком.
Tom kahvaltıdan önce sık sık koşar.
Tom genellikle kahvaltıdan önce yürür.

Чоловіки прості.
Erkekler basittir.
Erkekler kolay.

Том забажав відвезти Мері до Бостона на машині.
Tom Mary'yi arabayla Boston'a götürmek istedi.
Tom, Mary'yi arabada Boston'a götürmek istedi.

Це мій словник.
O benim sözlüğümdür.
Bu benim sözlüğüm.

Він грав у баскетбол.
O basketbol oynadı.
Basketbol oynardı.

Я ненавиджу Різдво.
Noel'den nefret ediyorum.
Noel'den nefret ediyorum.

Том не може знайти няню на вечір п'ятниці.
Tom Cuma gecesi için bir bebek bakıcısı bulamıyor.
Tom Cuma gecesi bir bakıcı bulamaz.

Том був би шокований.
Tom ÅŸok olurdu.
Tom ÅŸok olurdu.

Том має вибір?
Tom'un bir seçeneği var mı?
Tom'un başka seçeneği var mı?

Кожен відповідає за свої власні дії.
Herkes kendi yaptıklarından sorumludur.
Herkes kendi davranışlarından sorumludur.

Якого кольору книжка?
Kitap ne renk?
Kitap ne renk?

Він уже чоловік.
O zaten bir adam.
Adam olmuÅŸ.

Я знаю, що ти про нього високої думки.
Onu çok düşündüğünü biliyorum.
Onun hakkında ne düşündüğünü biliyorum.

Я винен йому тридцять доларів.
Ona otuz dolar borçluyum.
Ona 30 dolar borcum var.

Що ми зробили?
Biz ne yaptık?
Ne yaptık?

Куди ти пішов після розмови з Томом?
Tom'la konuÅŸmandan sonra nereye gittin?
Tom'la konuÅŸtuktan sonra nereye gittin?

Том любив дітей.
Tom çocukları seviyordu.
Tom çocukları seviyordu.

Австралія — це не Австрія.
Avustralya Avusturya deÄŸildir.
Avustralya Avusturya deÄŸildir.

Її тут немає.
O, burada deÄŸildir.
Burada deÄŸil.

Будь ласка, заплатіть податок.
Lütfen vergi ödeyin.
Lütfen vergiyi öde.

Том помер через три місяці після Мері.
Tom Mary'den üç ay sonra öldü.
Tom, Mary’den üç ay sonra öldü.

Він бісексуал.
O biseksüel.
Biseksüel.

Вони смачні.
Onlar lezzetli.
Çok lezzetliler.

Том часто помиляється.
Tom sık sık hata yapar.
Tom sık sık hata yapar.

Том не спить.
Tom uyumuyor.
Tom uyanık değil.

Ти її зрозумів?
Onu anladın mı?
Anladın mı?

Де найближча заправка?
En yakın benzin istasyonu nerede?
En yakın benzin istasyonu nerede?

Я Фаршад.
Ben Farshad'ım.
Ben Farshad.

Вони запропонували Тому подарунок.
Onlar Tom'a bir hediye verdi.
Bu hediyeyi teklif ettiler.

Час від часу я граю у теніс.
Ara sıra tenis oynarım.
Bazen tenis oynuyorum.

Він став піаністом.
O bir piyanist oldu.
Piyanist oldu.

Вони всі це зробили.
Onların hepsi bunu yaptı.
Hepsi yaptı.

Я залишаюсь вдома.
Evde kalacağım.
Evde kalıyorum.

Том заснув.
Tom uykuya daldı.
Tom uyuyor.

Томе, я хочу, щоб ти заплющив очі.
Tom, gözlerini kapamanı istiyorum.
Tome, gözlerini kapatmanı istiyorum.

Він спробував встати рано.
O, erken kalkmaya çalıştı.
Erken kalkmaya çalıştı.

Куди Том водив Мері?
Tom Mary'yi nereye götürdü?
Tom Mary nereye gitti?

Я люблю рибу.
Balık severim.
Balıkları severim.

Ти вегетаріанка.
Sen vejetaryensin.
Sen vejetaryensin.

Ніхто за тебе не проголосував.
Hiç kimse sana oy vermedi.
Kimse senin için oy vermedi.

Це величезна помилка.
Bu çok büyük bir hata.
Bu büyük bir hata.

Я знаю, що Том тобі не брехатиме.
Tom'un sana yalan söylemeyeceğini biliyorum.
Tom'un sana yalan söylemeyeceğini biliyorum.

Що ти там бачила?
Orada ne gördün?
Orada ne gördün?

Тут нічого не відбувається.
Burada devam eden bir ÅŸey yok.
Burada hiçbir şey olmuyor.

Ми її впізнали.
Biz onu tanıdık.
Onu tanımıştık.

Стіл зелений.
Masa yeÅŸil.
Masa yeÅŸil.

Нічого.
Önemsiz şey.
Hiçbir şey.

Тома ніхто не бачив.
Tom'u hiç kimse görmedi.
Tom'u kimse görmedi.

Я певен, що він виконає свою обіцянку.
Onun sözünü tutacağından eminim.
Sözünü yerine getireceğinden eminim.

Вона прийде?
O gelecek mi?
Geliyor mu?

Ти колись бачив панду?
Hiç panda gördün mü?
Hiç panda gördün mü?

Я дуже стабільний геній.
Ben çok dengeli bir dâhiyim.
Ben çok sabit bir dahiyim.

Дякую, браття.
Teşekkürler kardeşler.
Teşekkürler kardeşlerim.

Том мусульманин.
Tom bir Müslüman.
Tom Müslüman.

Що ти робитимеш завтра?
Yarın ne yapıyorsun?
Yarın ne yapacaksın?

Ціна кави подвоїлася з тих пір.
Kahve fiyatı o zamandan beri ikiye katladı.
Kahve fiyatı o zamandan beri ikiye katlandı.

Я дав кожній дитині по три цукерки.
Her çocuğa üç bonbon şekeri verdim.
Her çocuğa üç tane şeker verdim.

Дякую за все, що ти для мене зробив.
Benim için yaptığın her şey için teşekkür ederim.
Benim için yaptığın her şey için teşekkür ederim.

Я би запитав його на твоєму місці.
Yerinde olsam ona sorarım.
Yerinde olsam ona sorardım.

Мері любить конів.
Mary atları sever.
Mary konileri sever.

В мене немає собаки.
Köpeğim yok.
Köpeğim yok.

Як так, що ти все ще працюєш?
Nasıl oluyor da hâlâ çalışıyorsun?
Hala çalışıyorsun, değil mi?

Том одружений та має сина.
Tom evli ve bir oÄŸlu var.
Tom evli ve bir oÄŸlu var.

Я вивчаю фарсі.
Fars dili okuyorum.
Farsça öğreniyorum.

Привіт, Томе! Як справи?
Merhaba Tom! Nasılsın?
Merhaba Tom, nasılsın?

Це моє пиво.
Bu benim biram.
Bu benim biram.

Цей багатій жадібний.
Bu zengin adam aç gözlü.
Bu zengin adam açgözlüdür.

Хто за це заплатив?
Onun için kim ödedi?
Bunu kim ödedi?

Я продав свій будинок у 2013.
Ben evimi 2013'te sattım.
Evimi 2013'e sattım.

Він добре говорить французькою.
O, Fransızcayı iyi konuşabilir.
Fransızcayı çok iyi konuşuyor.

Я британець.
Ben Britanyalıyım.
Ben Ä°ngiliz'im.

Дитина п'є молоко.
Oğlan sütü içiyor.
Bebek süt içiyor.

Коли Том помер, я хотів померти.
Tom öldüğünde ölmek istedim.
Tom öldüğünde ölmek istedim.

Я не їм.
Ben yemek yemem.
Yemek yemiyorum.

Зміни тему.
Konuyu deÄŸiÅŸtir.
Konuyu deÄŸiÅŸtir.

Вона читала газету.
O, bir gazete okuyordu.
Gazeteyi okuyordu.

Він потоваришував з Томом.
Tom'la arkadaÅŸ oldu.
Tom'la arkadaÅŸ olmuÅŸtu.

Він став великим музикантом.
O büyük bir müzisyen oldu.
O büyük bir müzisyen oldu.

Вона живе в Лондоні.
O, Londra'da yaşıyor.
Londra'da yaşıyor.

Всі хлопці одного віку.
Bütün erkek çocukları aynı yaştalar.
Hepsi aynı yaşta.

Це була ідея Тома.
Bu, Tom'un fikriydi.
Tom'un fikriydi.

Життя цікаве.
Hayat enteresan.
Hayat ilginç.

Чиє це ліжко?
O kimin yatağı?
Bu kimin yatağı?

Де знаходиться посольство Мексики?
Meksika büyük elçiliği nerede?
Meksika Elçiliği nerede?

Я не говорю німецькою.
Almanca konuÅŸmuyorum.
Almanca konuÅŸmuyorum.

У мене є хороша ідея.
Ä°yi bir fikrim var.
Ä°yi bir fikrim var.

Том пішов додому сам.
Tom eve kendi başına gitti.
Tom evine tek başına gitti.

Швидко!
Çabuk!
Çabuk!

Ні, я англієць.
Hayır, İngilizim.
Hayır, ben İngilizim.

Вона ненавидить сиру цибулю.
O çiğ soğandan nefret eder.
Peynirli soÄŸandan nefret ediyor.

Його годинник дорожчий за мій.
Onun saati benimkinden daha pahalı.
Onun saati benimkinden daha deÄŸerli.

Я не солдат.
Ben bir asker deÄŸilim.
Ben asker deÄŸilim.

Він часто ходив рибалити на річку.
O sık sık nehirde balık tutmaya giderdi.
Sık sık nehre balık tutardı.

Я люблю верблюдів.
Ben develeri severim.
Devleri severim.

Де полуниця?
Çilekler nerede?
Nerede orospu?

Не існує ані бога, ані Будди.
Tanrı ve Buda yoktur.
Ne bud ne de tanrı vardır.

Том чекає на тебе.
Tom senin için bekliyor
Tom seni bekliyor.

У комп'ютерів немає родини.
Bilgisayarların ailesi yok.
Bilgisayarda aile yok.

Бджоли роблять мед.
Arılar bal yapar.
Arılar bal yapıyor.

Це для нас.
O bizim için.
Bizim için.

Коли Том жив у Бостоні?
Tom ne zaman Boston'da yaşadı?
Tom Boston'da ne zaman yaşadı?

Лорі не любить дієтичну колу.
Laurie diyet kola sevmez.
Lori diyetris'i sevmiyor.

Том часто завантажує фільми.
Tom sık sık film indirir.
Tom sık sık film yüklüyor.

У мене є собака.
Bir köpeğim var.
Bir köpeğim var.

Я не продам свою душу.
Ruhumu satmayacağım.
Ruhumı satmayacağım.

Собаки гавкають.
Köpekler havlıyorlar.
Köpekler havlıyor.

Це було в школі.
Okuldaydı.
Okuldaydı.

Том одружився.
Tom evlendi.
Tom evlendi.

Можу я поговорити з паном Сато?
Bay Sato ile konuÅŸabilir miyim?
Bay Sato ile görüşebilir miyim?

Том поставив декілька запитань.
Tom birkaç soru sordu.
Tom birkaç soru sordu.

Смерть однієї людини — трагедія; смерть мільйонів — статистика.
Bir insanın ölümü trajedi, milyonlarca kişinin ölümü bir istatistik.
Bir kişinin ölümü trajik bir olaydır; milyonlarca insanın ölümü istatistiktir.

Ми все ще не знаємо правди.
Biz hâlâ gerçeği bilmiyoruz.
Hâlâ gerçeği bilmiyoruz.

Ми з Томом трохи зайняті.
Tom ve ben ikimiz de biraz meşgulüz.
Tom ve ben biraz meşgulüm.

Він фемініст.
O bir feminist.
O bir feminist.

Том мене знає.
Tom beni tanıyor.
Tom beni tanıyor.

Він не слухає.
O dinlemiyor.
O dinlemez.

Хлопчик високий для свого віку.
Çocuk yaşına göre uzun.
Çocuk yaşta.

Ніхто ніколи на це не скаржився.
Kimse şimdiye kadar onun hakkında şikayet etmedi.
Kimse ÅŸikayet etmedi.

Том тут.
Tom burada.
Tom burada.

Він підкидає папір у повітря.
O kağıtları havaya atıyor.
Kağıtları havaya fırlatıyor.

Де банкомат?
ATM nerede?
Bankacı nerede?

Слава богу, я вижив.
Tanrıya şükür hayatta kaldım.
Tanrıya şükür, kurtuldum.

Морква дешева!
Havuçlar ucuz!
Dalga mı geçiyorsun?

Я не заплатив.
Ödemedim.
Ödeme yapmadım.

Він тут.
O burada.
O burada.

Том п'є шампанське.
Tom şampanya içiyor.
Tom şampanya içiyor.

Мати Тома померла молодою, бо забагато пила та палила.
Tom'un annesi çok fazla içki içtiği ve sigara içtiği için genç öldü.
Tom'un annesi genç yaşta öldü çünkü çok fazla toz ve sigara içti.

Діти люблять торти.
Çocuklar pasta seviyor.
Çocuklar pastayı sever.

Том дуже засмучений.
Tom çok üzgün.
Tom çok üzgün.

Том високий.
Tom uzun boylu.
Tom uzun.

Він говорить арабською.
O, Arapça konuşuyor.
Arapça konuşuyor.

Я був втомлений, тому мені нічого не хотілося робити.
Yorgundum, bu yüzden bir şey yapmak istemedim.
Yorgun olduğumdan hiçbir şey yapmak istemiyordum.

У неї дві сестри.
Onun iki kız kardeşi var.
İki kız kardeşi var.

Нам довелося відкласти подорож.
Gezimizi ertelemek zorunda kaldık.
Seyahatimizi ertelemek zorunda kaldık.

Том — поганий студент.
Tom kötü bir öğrencidir.
Tom kötü bir öğrenci.

Це наш обов'язок.
O görevimizdir.
Bu bizim görevimiz.

Том любить дітей Мері.
Tom Mary'nin çocuklarını seviyor.
Tom, Mary'nin çocuklarını sever.

Вони аматори.
Onlar amatörler.
Onlar amatörler.

Ми це зробимо.
Onu yapacağız.
Yapacağız.

Скільки хімічних елементів утворюють воду?
Kaç tane kimyasal element, suyu oluşturur?
Suyu oluşturan kaç kimyasal element var?

Це моє вино?
Bu benim şarabım mı?
Benim şarabım mı bu?

Вівторок — День Незалежності.
Salı günü Bağımsızlık Günü'dür.
Salı, Anayasa Günü.

Ми не робитимемо цього.
Biz onu yapmayacağız.
Bunu yapmayacağız.

Ти маєш тридцять секунд.
Otuz saniyen var.
30 saniyen var.

Рахунок, будь ласка.
Hesap, lütfen.
Hesap lütfen.

Я випила чаю.
Ben çay içtim.
Çay içtim.

Я б хотів лишитися.
Kalmak istiyorum.
Kalmak istiyorum.

Де ви?
Neredesiniz?
Neredesin?

Що ще?
Başka ne vardı?
BaÅŸka?

Ти п'єш зелений чай?
Yeşil çay içer misin?
Yeşil çay içer misin?

На борту сорок вісім моряків.
Gemide 48 denizci var.
Teknede 408 denizci var.

Ми будемо там.
Orada olacağız.
Orada olacağız.

Том фотогенічний.
Tom fotojenik.
Tom fotogenetik.

Звичайно, як я міг відмовитися?
Elbette, nasıl hayır diyebilirdim?
Tabii ki, nasıl reddedebilirim?

Де станція метро?
Metro istasyonu nerede?
Metro istasyonu nerede?

Ти вмієш кататися на ковзанах?
Buz pateni yapabilir misin?
Buz pateni yapabiliyor musun?

Твій будинок просто фантастичний.
Evin fantastik.
Senin evin harika.

Том сказав, що поїде до Австралії.
Tom Avustralya'ya gideceğini söyledi.
Tom Avustralya'ya gideceğini söyledi.

Том любить картоплю.
Tom patates sever.
Tom patates sever.

Ви говорите арабською?
Arapça konuşuyor musunuz?
Arapça konuşuyor musunuz?

Том — кіборг.
Tom bir sayborg.
Tom bir sayborg.

Я думаю, що він з Німеччини.
Sanırım o Almanyalı.
Bence o Almanya'dan.

Не люблю теплі зими.
Ben sıcak kışları sevmiyorum.
Sıcak kışları sevmiyorum.

Квіти жовті.
Çiçekler sarı.
Çiçekler sarı.

Том збожеволів.
Tom delirdi.
Tom delirdi.

Ти не мій тато!
Sen benim babam deÄŸilsin!
Sen babam deÄŸilsin!

Собака Тома мене вкусив.
Tom'un köpeği beni ısırdı.
Köpek Tom beni ısırdı.

Я вивчаю шведську.
İsveçce öğreniyorum.
İsveç üzerine çalışıyorum.

Гіпотеза Тома правдоподібна.
Tom'un hipotezi mantıklıdır.
Tom'un Hippose'si gerçek.

Вечірка буде завтра.
Parti yarın.
Parti yarın olacak.

Усі готові.
Herkes hazır.
Herkes hazır.

Том не небезпечний.
Tom tehlikeli deÄŸil.
Tom tehlikeli deÄŸil.

Том з нами?
Tom bizimle mi?
Tom bizimle mi?

Я насправді зайнята.
Gerçekten meşgulüm.
Gerçekten meşgulüm.

Яка мета освіти?
Eğitimin amacı nedir?
Eğitimin amacı nedir?

Думаю, це найкращий план.
Sanırım bu en iyi plan.
Bence bu en iyi plan.

З Томом все гаразд?
Tom iyi mi?
Tom iyi mi?

Рок — музика молодих.
Rock gençlerin müziğidir.
Rock, gençler için müziktir.

Я граю у відеоігри.
Ben video oyunları oynarım.
Ben video oyunları oynuyorum.

Хто хоче ще кави?
Kim biraz daha kahve ister?
Bir kahve daha isteyen var mı?

Де ми можемо це купити?
Bunu nereden satın alabiliriz?
Bunu nereden alabiliriz?

Я знаю, хто вона така.
Onun kim olduÄŸunu biliyorum.
Kim olduÄŸunu biliyorum.

Я Том.
Ben Tom.
Ben Tom.

Я з нею не розмовляю.
Onunla konuÅŸmam.
Onunla konuÅŸmuyorum.

Ми повинні мати план.
Bizim bir planımız olmak zorunda.
Bir planımız olmalı.

Він має три брати.
Üç erkek kardeşi vardır.
Üç kardeşi var.

Йому близько тридцяти.
O yaklaşık otuzdur.
Yaklaşık otuz yaşında.

Вони мені подобаються.
Onları seviyorum.
Bayıldım.

Шотландці мають власну мову?
İskoçların kendi dili var mı?
İskoçların kendi dilleri var mı?

Я хотіла цього.
Bunu istiyordum.
Ä°stedim.

Я насправді не певен.
Ben gerçekten emin değilim.
Emin deÄŸilim.

Його ім'я знають всі.
Onun adı herkese tanıdık gelir.
Ä°simlerini herkes bilir.

Ми дихаємо чистим повітрям.
Biz temiz hava soluyoruz.
Temiz hava soluyoruz.

Усі жінки люблять діаманти.
Bütün kadınlar elmastan hoşlanırlar.
Tüm kadınlar elmasları severler.

Шкода, що його тут нема.
KeÅŸke o ÅŸimdi burada olsa.
Keşke burada olmasaydı.

Хто з'їв усе печиво?
Tüm kurabiyeleri kim yedi?
Tüm kurabiyeleri kim yedi?

Собака Тома досить непогано плаває.
Tom'un köpeği oldukça iyi bir yüzücü.
Köpek Tom'un yüzmesi oldukça iyi.

Він марнує час.
O, zaman kaybediyor.
Zamanı boşa harcıyor.

Що ти робиш весь день?
Bütün gün ne yapıyorsun?
Bütün gün ne yapıyorsun?

Тут учора йшов дощ?
Dün burada yağmur yağdı mı?
Dün yağmur yağıyor muydu?

Я атеїст.
Ben bir ateistim.
Ben ateistim.

Це було так весело.
O çok eğlenceliydi.
Çok eğlenceliydi.

Ми маємо лише три хвилини.
Sadece üç dakikamız var.
Sadece üç dakikamız var.

Він більше не залежав від своїх батьків.
O artık ebeveynlerine bağlı değil.
Artık ana babasına bağlı değildi.

Том та Мері все ще чекають.
Tom ve Mary hala bekliyorlar.
Tom ve Mary hala bekliyor.

Хто тобі сказав, що я не в порядку?
İyi olmadığımı sana kim söyledi?
İyi olmadığımı sana kim söyledi?

Старі килими цінніші за нові.
Eski halılar yeni halılardan daha değerlidir.
Eski halılar yeni halılardan daha değerlidir.

Це будинок, в якому живе прем'єр-міністр.
Bu, başbakanın yaşadığı evdir.
Burası Başbakan'ın yaşadığı ev.

Я теж вивчаю французьку.
Ben de Fransızca okuyorum.
Ben de Fransızca öğreniyorum.

Я не можу йому платити.
Ona ödeme yapamıyorum.
Ona para veremem.

Що їм потрібно?
Onların neye ihtiyacı var?
Ne istiyorlar?

Ми не повинні цього робити.
Bunu yapmamalıyız.
Bunu yapmamalıyız.

Це моє речення.
Bu cümle benim.
Bu benim cümlem.

Я залізла на дерево.
Bir ağaca tırmandım.
Bir aÄŸaca bindim.

Я не падав.
Ben düşmedim.
Ben düşmedim.

Це не помилка.
Bu bir hata deÄŸil.
Bu bir hata deÄŸil.

Прошу, зачекай півгодини.
Lütfen yarım saat bekle.
Lütfen, bir dakika.

Він рідко буває вдома.
O nadiren evdedir.
Çok nadiren evde oluyor.

Том живе та працює в Бостоні.
Tom Boston'da yaşar ve çalışır.
Tom Boston'da yaşıyor ve çalışıyor.

Белград — це столиця Сербії.
Belgrad, Sırbistan'ın başkentidir.
Belgrad Sırbistan’ın başkentidir.

Якби в мене було достатньо грошей, я б міг купити цю книгу.
Yeterli param olsa, ben bu kitabı satın alabilirim.
Param olsaydı, bu kitabı satın alabilirdim.

Будь ласка, натисни кнопку.
Lütfen düğmeye tıklatın.
Lütfen düğmeye bas.

Тобі потрібна нова дівчина.
Yeni bir kız arkadaşa ihtiyacın var.
Yeni bir kıza ihtiyacın var.

Добре запитання.
O iyi bir soru.
Güzel soru.

Я знаю секрет Тома.
Tom'un sırrını biliyorum.
Tom'un sırrını biliyorum.

Він запропонував мені пиво.
Bana bir bira teklif etti.
Bana bira teklif etti.

Наскільки складним був іспит?
Test ne kadar zordu?
Sınav ne kadar zortu?

Том трохи старший від мене.
Tom benden biraz daha yaşlı.
Tom benden biraz daha büyük.

Я тебе бачив.
Seni gördüm.
Seni gördüm.

Просто дай мені трохи часу.
Sadece bana biraz zaman ver.
Bana biraz zaman ver.

Захисти мене!
Koru beni!
Koru beni!

Мій будинок он там.
Benim evim orada.
Evim orada.

Тепер мені набагато краще.
Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
Artık çok daha iyiyim.

Привіт, Джоне! Як ся маєш?
Merhaba John! Nasılsın?
Merhaba John, nasılsın?

Том — дуже поганий водій.
Tom çok kötü bir sürücü.
Tom çok kötü bir sürücüdür.

Я не люблю виходити на вулицю коли йде дощ.
Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
Yağmur yağdığında dışarı çıkmak istemiyorum.

Дуже романтично!
Çok romantik!
Çok romantik!

Том — високий хлопчик.
Tom uzun boylu bir çocuk.
Tom, uzun boylu bir çocuk.

Вона заплющила очі.
O, gözlerini kapattı.
Gözlerini kapattı.

Том не знає всієї історії.
Tom, bütün hikayeyi bilmiyor.
Tom tüm hikâyeyi bilmiyor.

Ти де зараз?
Åžimdi neredesin?
Åžu an neredesin?

Я жила в Бостоні.
Boston'da yaşadım.
Boston'da yaşıyordum.

Швейцарія — нейтральна країна.
İsviçre tarafsız bir ülkedir.
İsviçre tarafsız bir ülkedir.

Том подзвонив Мері.
Tom Mary'yi aradı.
Tom Mary'i aradı.

Том кохає Мері.
Tom Mary'yi seviyor.
Tom Mary'i seviyor.

Складно, так?
Zor, deÄŸil mi?
Zor, deÄŸil mi?

Яка назва у книжки?
Kitabın adı ne?
Kitabın ismi ne?

Він зробив домашню роботу.
O, ev ödevini yaptı.
Ödevini yaptı.

Броніславу вісімнадцять років.
Bronisław 18 yaşında.
Brondilaw 18 yaşında.

Я не хочу його образити.
Ben onu aşağılamak istemiyorum.
Onu incitmek istemiyorum.

Хочеш мати багато грошей?
Çok paraya sahip olmak ister misin?
Çok para ister misin?

Я люблю географію та історію.
Ben coÄŸrafya ve tarihi seviyorum.
Coğrafyayı ve hikayeyi seviyorum.

Я планую з'їздити до Бостона.
Boston'u ziyaret etmeyi planlıyorum.
Boston'a gitmeyi planlıyorum.

Том п'є лише каву.
Tom sadece kahve içer.
Tom sadece kahve içer.

Майк добре співає.
Mike iyi şarkı söylüyor.
Mike şarkı söylüyor.

Вони її знайдуть.
Onlar onu bulacak.
Onu bulurlar.

Це твій обов'язок закінчити роботу.
Bu iÅŸi bitirmek sizin sorumluluÄŸunuz.
Bu iÅŸi bitirmen senin sorumluluÄŸun.

Він таксист.
O bir taksi şoförü.
O bir taksi şoförü.

Вона розмовляє польською.
O Lehçe konuşur.
Lehçe konuşuyor.

Мій бізнес процвітає.
Ä°ÅŸim iyi gidiyor.
Benim iÅŸim gayet iyi.

Я ніколи нічого нікому не сказав.
Kimseye bir şey söylemedim.
Kimseye söylemedim.

Вона вручила мені подарунок.
O, bana bir hediye verdi.
Bana bir hediye verdi.

Я прокидаюся дуже рано.
Çok erken kalkarım.
Çok erken uyanıyorum.

Невже я настільки відрізняюся від усіх інших?
Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
Diğer insanlardan bu kadar farklı mıyım?

Том не вміє читати.
Tom okuyamaz.
Tom okuma yazma bilmiyor.

Ми скоро повернемося.
Hemen döneceğiz.
Yakında geri döneceğiz.

Вони забагато працюють.
Onlar çok çalışıyor.
Çok fazla çalışıyorlar.

"Ти зі мною?" "Так."
"Benimle misin? " "Evet"
"Benimle mi?" Evet. "

Я дурість бовкнув?
Aptalca bir şey söyledim mi?
Aptallık mı ettim?

Іди сюди і допоможи мені.
Buraya gel ve bana yardım et.
Gel ve bana yardım et.

Я чекав на тебе.
Seni bekliyordum.
Seni bekliyordum.

Зараз половина на четверту.
Saat üç buçuk.
Şimdi çeyrekte yarısı var.

Том правда любить футбол?
Tom futbolu sever, deÄŸil mi?
Tom futbolu gerçekten seviyor mu?

Я спробувала.
Ben denedim.
Denedim.

У Майка є подруга, яка живе в Чікаго.
Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
Mike'ın Chicago'da yaşayan bir arkadaşı var.

Привіт!
Merhaba!
Merhaba!

Вони мене зрадили.
Onlar bana ihanet etti.
Bana ihanet ettiler.

JavaScript — мова програмування.
JavaScript bir programlama dilidir.
JavaScript programlama dilidir.

Я маю ключ.
Bir anahtarım var.
Anahtarım var.

Том зробив правильний вибір.
Tom doğru seçimi yaptı.
Tom doğru kararı verdi.

Ніщо насправді не має значення.
Hiçbir şey gerçekten önemli değil.
Hiçbir şey önemli değil.

Том продає каву.
Tom kahve satıyor.
Tom kahve satıyor.

Том досить непогано плаває.
Tom oldukça iyi yüzüyor.
Tom oldukça iyi yüzüyor.

Сьогодні ні, а завтра - так.
Bugün hayır, yarın evet.
Bugün değil, yarın da evet.

Моя німецька жахлива.
Almancam çok kötüdür.
Almancam berbat.

Він фотогенічний.
O fotojeniktir.
O bir fotogenetik.

Мерi - дочка Тома.
Mary Tom'un kızıdır.
Meri, Tom'un kızı.

У нього міцні руки.
Onun güçlü kolları var.
Güçlü kolları var.

У нього болить голова.
Onun başı ağrıyor.
Başı ağrıyor.

Ти поцілував її, чи не так?
Onu öptün, değil mi?
Onu öptün, değil mi?

Вони не боялися.
Onlar korkmadılar.
Onlar korkmadılar.

Я випрасував свої носовички.
Mendillerimi ütüledim.
Uslu ayakkabılarımı dekore ettim.

В Лондоні багато гарних парків.
Londra'da birçok güzel park vardır.
Londra'da çok güzel parklar var.

Том обійняв Мері.
Tom Mary'ye sarıldı.
Tom Mary kucakladı.

Я мусульманин.
Ben bir müslümanım.
Ben Müslümanım.

Я люблю розмовляти з Томом.
Tom'la konuşmayı severim.
Tom'la konuşmayı seviyorum.

Це квітка?
Bu bir çiçek mi?
Çiçek mi bu?

Це велика честь нарешті вас зустріти.
Sonunda sizinle tanışmak büyük bir onur.
Nihayet tanışmak büyük bir onur.

Мені вісімнадцять років.
Ben 18 yaşındayım.
18 yaşındayım.

Місто повністю спустошене.
Åžehir tamamen harap ediliyor.
Åžehir tamamen harap olmuÅŸtu.

Том та Мері багаті.
Tom ve Mary zenginler.
Tom ve Mary zengin.

Ти забув свої гроші?
Paranı unuttun mu?
Paranı unuttun mu?

Знаєш чому?
Nedenini biliyor musun?
Neden biliyor musun?

Я більше не ходжу до церкви.
Artık kiliseye gitmiyorum.
Artık kiliseye gitmem.

Це кажан?
O bir yarasa mı?
Yarasa mı bu?

Том відвезе тебе до аеропорту.
Tom seni arabayla havaalanına götürecek.
Tom seni havaalanına götürecek.

Не шуміть.
Gürültü yapmayın.
Sessiz olun.

Я думаю, що Франція — найпрекрасніша країна в Європі.
Ben Fransa'nın Avrupa'nın en güzel ülkesi olduğunu düşünüyorum.
Bence Fransa Avrupa'nın en güzel ülkesi.

Дякуємо.
Teşekkür ederiz!
Teşekkürler.

Том поцілував ручку Мері.
Tom Mary'nin elini öptü.
Tom, Mary'nin kalemini öptü.

Дуже складно говорити про те, що трапилося.
Ne olduğu hakkında konuşmak çok zor.
Olanlar hakkında konuşmak çok zor.

Я мушу поставити йому запитання.
Ona bir soru sormak zorundayım.
Ona bir soru sormalıyım.

Лейла запанікувала.
Leyla panikledi.
Lala panikledi.

Що тобі в нас подобається?
Bizim hakkımızda ne seviyorsun?
Bizden ne istiyorsun?

У мене немає температури.
Ben ateÅŸim yok.
AteÅŸim yok.

Вона дуже добре співає і танцює.
O çok iyi şarkı söyler ve dans eder.
Çok güzel şarkı söylüyor ve dans ediyor.

Це яблуко.
Bu bir elma.
Bu bir elma.

Моєму сину десять років.
Oğlum on yaşında.
Oğlum on yaşında.

Я з Кіото.
Ben Kyotoluyum.
Kyoto'yla birlikteyim.

Не клади цього до сумки.
Onu çantaya koyma.
Çantaya koyma.

Я скажу тобі, що говорити.
Ben sana ne söyleyeceğini anlatacağım.
Sana ne diyeceÄŸim.

Ти знаєш Тома особисто?
Tom'u şahsen tanıyor musun?
Tom'u bizzat tanıyor musun?

Том це знає.
Tom bunu biliyor.
Tom bunu biliyor.

Різдво 25-го грудня.
Noel 25 Aralıktadır.
25 Aralık Noel.

Том ніколи нікого не вбивав.
Tom asla kimseyi öldürmedi.
Tom kimseyi öldürmedi.

Вони повернуться.
Geri gelecekler.
Geri dönecekler.

Будь ласка, не плач.
Lütfen ağlama.
Lütfen ağlama.

Полум'я дуже гаряче.
Ateş çok sıcak.
Alevler çok sıcak.

Фадль не був знайомий з ціюєю новенькою дівчиною.
Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.
Fadel yeni kız arkadaşıyla tanışmadı.

Том все ще може мати шанс.
Tom'un hâlâ bir şansı olabilir.
Tom hala bir ÅŸansa sahip olabilir.

Добрий день. Це Джо Карлтон. Чи можу я поговорити з Майклом?
Merhaba. Ben Joe Carlton. Michael ile konuÅŸabilir miyim?
Joe Carlton, Michael'la konuÅŸabilir miyim?

За хатою є великий сад.
Evinin arkasında büyük bir bahçe var.
Evin arkasında büyük bir bahçe var.

Що я забув написати?
Ne yazmayı unuttum?
Ne yazmayı unuttum?

Що це за річка?
Bu hangi nehir?
Bu ne tür bir nehir?

У мене є машина.
Bir arabam var.
Arabam var.

Я готова працювати.
Çalışmaya hazırım.
İşe hazırım.

Там дорога повертає ліворуч.
Yol orada sola döner.
Yol orada sola dönüyor.

Том сказав Мері, як він познайомився з Джоном?
Tom Mary'ye John'la nasıl tanıştığını söyledi mi?
Tom Mary'ye John'la nasıl tanıştı?

Вона навчилася плавати.
O yüzmeyi öğrendi.
Yüzmeyi öğrendi.

Це пиво недостатньо холодне.
Bu bira yeterince soÄŸuk deÄŸil.
Bu bira yeterince soÄŸuk deÄŸil.

У неї був поганий тиждень.
Bu onun için kötü bir haftaydı.
Kötü bir hafta geçirdi.

Я їм банан.
Muz yiyorum.
Ben muz yiyorum.

Хто став новим директором?
Kim yeni yönetici oldu?
Yeni müdür kim oldu?

Це диво!
Bu bir mucize!
Bu bir mucize!

Звичайно, я допоможу тобі.
Tabii ki sana yardım edeceğim.
Tabii ki sana yardım edeceğim.

Ти дуже добре говориш французькою. Я б хотів говорити так само добре, як ти.
Çok iyi Fransızca konuşuyorsun. Keşke ben de senin kadar iyi konuşabilsem.
Çok güzel Fransızca konuşuyorsun, senin kadar iyi konuşmak istiyorum.

У мене немає комп'ютера.
Benim bir bilgisayarım yok.
Bilgisayarım yok.

Не відкривай коробку. Всередині може бути бомба.
Kutuyu açmayın. İçinde bomba olabilir.
Kutuyu açma, içeride bomba olabilir.

Наш кіт загубився.
Kedimiz kayıp.
Kedimiz kayıp.

Добраніч.
Ä°yi geceler.
Ä°yi geceler.

Він розумний хлопець.
O, akıllı bir çocuktur.
Akıllı biri.

Як справи, пані Джоунс?
Nasılsınız, Bayan Jones?
Nasıl gidiyor Bayan Jones?

Том спить.
Tom uyuyor.
Tom uyuyor.

Том не любить теніс.
Tom tenis sevmez.
Tom Tenis'i sevmiyor.

Ми часто ходили плавати у річці.
Sık sık nehirde yüzmeye giderdik.
Sık sık nehirde yüzmeye giderdik.

Гаразд, дуже дякую.
Tamam, çok teşekkürler.
Tamam, çok teşekkür ederim.

Прусія не Росія.
Prusya, Rusya deÄŸil.
Prusya Rusya deÄŸil.

Мене звати Іван.
Benim adım Ivan.
Benim adım Ivan.

Де ми можемо зустрітися?
Nerede buluÅŸabiliriz?
Nerede buluşacağız?

Ми закрили валізу.
Biz bavulu kapattık.
Bavulumu kapattık.

Ви їх заарештували?
Onları tutukladınız mı?
Tutuklandınız mı?

Він говорить англійською.
O, Ä°ngilizce konuÅŸuyor.
Ä°ngilizce konuÅŸuyor.

Вона мусить прийти.
Gelmeli.
Gelmek zorunda.

Ти не співак.
Sen şarkıcı değilsin.
Sen şarkıcı değilsin.

Дракон непереможний.
Ejderha yenilmezdir.
Ejderha yenilmez.

Том забагато їсть.
Tom çok fazla yer.
Tom çok fazla yiyor.

Том молодший за Мері.
Tom Mary kadar yaşlı değildir.
Tom Mary'den küçük.

Ви німці, чи не так?
Siz Almansınız, değil mi?
Almansın, değil mi?

Ми не мусимо йти.
Gitmek zorunda deÄŸiliz.
Gitmemize gerek yok.

Що ви про це думаєте?
Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Він говорить німецькою.
O Almanca konuÅŸur.
Almanca konuÅŸuyor.