Gal atidarytum langą? Pencereyi açar mısın? Camı açar mısın? Ar aš tau skolingas pinigų? Sana para borçlu muyum? Sana borcum mu var? Tu nepasiruošęs. Hazır değilsin. Hazır değilsin. Prašau, įjunk radiją. Lütfen radyoyu aç. Lütfen telsizi aç. Lėktuvas saugiai nusileido. Uçak güvenli bir şekilde indi. Uçak güvenli bir şekilde indi. Ji pastatė naują namą. Yeni bir ev inşa etti. Yeni bir ev inşa etti. Grąžink Tomui. Tom'u geri getir. Thomas'ı geri ver. Ji buvo palaidota savo gimtinėje. O, memleketinde toprağa verildi. Kendi memleketinde gömülü. Mes juos jiems pardavėme, ar ne? Bunları onlara sattık, değil mi? Onları sattık, değil mi? Aš nesu už ją darbštesnė. Ondan daha çalışkan değilim. Ben ondan daha çalışkan değilim. Aš tik du ar tris gėrimus išgėriau. Sadece iki ya da üç içecek içtim. Sadece iki ya da üç içki içtim. Norite tikėkite, norite ne, bet ji turi tris vaikus. İster inanın ister inanmayın, onun üç çocuğu var. İster inanın ister inanmayın, üç çocuğu var. Tomas slepiasi po stalu. Tom masanın altında saklanıyor. Tom masanın altında saklanıyor. Man skauda ranką. Kolum ağrıyor. Kolum acıyor. Atsiprašau, kas skambina? Özür dilerim, kim arıyor? Affedersiniz, kim arıyor? Mes privalome kalbėti. Konuşmalıyız. Konuşmalıyız. Aš nemanau, kad mums reikia tai daryti. Onu yapmamız gerektiğini sanmıyorum. Bunu yapmamız gerektiğini sanmıyorum. Mano darbas beveik baigtas. İşim hemen hemen bitti. İşim bitmek üzere. Kinija yra didelė šalis. Çin büyük bir ülkedir. Çin büyük bir ülke. Nežinau, kodėl Tomas šiandien yra toks užsiėmęs. Tom'un bugün neden çok meşgul olduğunu bilmiyorum. Tom'un bugün neden bu kadar meşgul olduğunu bilmiyorum. Tu esi visiškai teisi apie jo charakterį. Onun karakteri hakkında kesinlikle haklısın. Onun karakteri konusunda kesinlikle haklısın. Dauguma amerikiečių mėgsta mėsainius. Amerikalıların çoğu hamburger sever. Çoğu Amerikalı hamburger sever. Gerai, eikime! Pekala, gidelim! Tamam, gidelim! Iš jo dar nėra žinių. Ondan henüz haberim yok. Henüz bir bilgi yok. Ar norėtum ką nors nuveikt šį savaitgalį? Bu hafta sonu bir şey yapmak ister misin? Bu hafta sonu yapmak istediğin bir şey var mı? Ji avėjo tamsiai rudus batus. O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu. Koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu. Jis gali būti nelaimingas. O mutlu olmayabilir. Mutsuz olabilir. Iš tikrųjų aš jos nemyliu. Aslında onu sevmiyorum. Aslında onu sevmiyorum. Jis tik praėjusį mėnesį grįžo iš užsienio. O, sadece geçen ay yurt dışından geri geldi. Geçen ay yabancı bir ülkeden döndü. Tomas savo darbe yra darbštus. Tom işinde çalışkan. Tom kendi işinde çalışkandır. Aš turiu eiti į ligoninę. Hastaneye gitmek zorundayım. Hastaneye gitmeliyim. Tomas pavėluos į pamoką. Tom derse geç kalacak. Tom dersine geç kalacak. Per paskutinius dešimt metų kainos pakilo penkiasdešimt procentų. Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı. Son on yılda fiyatlar yüzde 50 arttı. Daryk ką nori! İstediğini yap! Ne istersen yap! Jie nepavargę. Onlar yorgun değil. Yorgun değiller. Jeigu tik būčiau buvęs protingesnis. Keşke daha zeki olsaydım. Keşke daha zeki olsaydım. Jis geras muzikantas. O iyi bir müzisyen. O iyi bir müzisyen. Jei rytoj lis, pasiliksiu namie. Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım. Eğer yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım. Ji pasimatavo naują suknelę. O, yeni bir elbise denedi. Yeni bir elbise aldı. Vakar neturėjau laiko žiūrėti televizorių. Dün TV izlemek için zamanım yoktu. Dün gece televizyon izlemek için zamanım olmadı. Aš buvau naivi. Saftım. Ben saftım. Visi taip pat mąsto. Herkes aynı şekilde düşünüyor. Herkes öyle düşünüyor. Graži moteris po trejų dienų atsibosta. Prie negražios moters po trejų dienų pripranti. Güzel bir kadından üç gün sonra usanırsın. Çirkin bir kadına üç gün sonra alışırsın. Üç gün sonra güzel bir kadın sıkılır ve üç gün sonra çirkin bir kadına alışır. Aš skolingas jai 50 000 jenų. Ona 50.000 yen borçluyum. Ona 50.000 yen borçluyum. Tu darbštus. Sen çalışkansın. Çok çalışkansın. Aš noriu tai pakeisti. Onu değiştirmek istiyorum. Bunu değiştirmek istiyorum. Aš nenorėjau pinigų. Parayı istemedim. Parayı istemedim. Šie namai nėra mano. Bu ev benim değil. Burası benim evim değil. Iš ko jis padarytas? O, neyden yapılmıştır? Nereden yapıldı? Tomas pasakė Merei paslaptį. Tom sırrı Mary'ye söyledi. Tom Mary'ye sırrını söyledi. Eik į svetainę. Oturma odasına git. Oturma odasına git. Šis darbas mums sunkus. Bu iş bizim için zordur. Bu iş bizim için çok zor. Tomas darbštus. Tom çalışkan. Tom çalışkan biri. Nesupratau. Anlamadım. Anlamadım. Aš tau skolingas 1000 dolerių. Sana 1.000 $ borçluyum. Sana 1000 dolar borcum var. Aš beveik jo negalėjau suprasti. Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım. Neredeyse anlayamamıştım. Pagaliau gavome informaciją. Sonunda, bilgi aldık. Nihayet bir bilgi geldi. Jis darbštus studentas? O, çalışkan bir öğrenci mi? Çalışkan bir öğrenci mi? Ta mergina tikrai darbšti darbininkė. Şu kız kesinlikle çalışkan bir işçi. Bu kız gerçekten çalışkan bir işçi. Jam patinka ir muzika, ir sportas. O, hem müzik hem de sporları sever. Hem müziği hem de sporu sever. Ji atrodo labai stilingai. O çok şık görünüyor. Çok şık görünüyor. Ji gali mokyti tiek anglų, tiek ir prancūzų kalbos. O, hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir. Hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir. Aš noriu tai išbandyti. Bunu denemek istiyorum. Bunu denemek istiyorum. Kodėl tu čia dirbi? Niçin burada çalışıyorsun? Neden burada çalışıyorsun? Ačiū už dovaną. Hediye için teşekkürler. Hediyeniz için teşekkürler. Aš ne naivi. Saf değilim. Ben saf değilim. Tomas sėdėjo ant suolelio. Tom bankta oturuyordu. Tom bankta oturuyordu. Tai Tomo skėtis. Bu, Tom'un şemsiyesi. Bu Tom'un şemsiyesi. Tomo niekada nebepamatysi. Tom'u asla tekrar görmeyeceksin. Tom'u bir daha görmeyeceksin. Tomas nepripratęs vaikščioti basomis kojomis. Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir. Tom yalınayak yürümeyi alışkanlık edinmişti. Slepiesi? Saklanıyor musun? Saklanıyor musun? Dėl to jis nedalyvavo susitikime. O nedenle toplantıya katılmadı. Bu yüzden toplantıya gelmedi. Aš turiu pasakyti Tomui. Tom'a söylemeliyim. Thomas'a söylemeliyim. Havajuose visus metus gali plaukioti jūroje. Hawaii'de tüm yıl denizde yüzebilirsiniz. Hawaii'de bir yıl boyunca denizde yüzebilirsin. Aš atsakiau į visus Tomo klausimus. Tom'un sorularının hepsini cevapladım. Thomas'ın bütün sorularına cevap verdim. Jis siaubingas, tiesiog siaubingas. O berbat, sadece berbat. Çok kötü, çok kötü. Aš myliu arabą. Arapça'yı seviyorum. Arap'ı seviyorum. Aš neturiu šių spalvų. Bu renklere sahip değilim. Bu renk bende değil. Ar man reikės mokėti už pristatymą? Teslimat için bir ücret alıyor musunuz? Sunumu ödemem gerekiyor mu? Jis netiki Dievu. O Allah'a inanmaz. Tanrı'ya inanmıyor. Ji aprūpino keliautoją maistu ir drabužiais. O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı. Yolcuyu yiyecek ve giyecekle donattı. Niekas manęs nemyli, niekas manęs nemylėjo, nes aš negraži. Kimse beni sevmiyor, hiç kimse beni sevmedi, çünkü ben güzel değilim. Kimse beni sevmiyor, kimse beni sevmiyordu çünkü ben çirkinim. Turiu du sūnus. İki tane oğlum var. İki oğlum var. Ar tu esi prieš mano planą? Planıma karşı mısınız? Planımın önünde misin? Ji pasislepė už medžio. O, ağacın arkasına saklandı. Ağacın arkasına saklanmış. Šio pieno rūgštus skonis. Bu sütün tadı ekşi. Bu süt asitli tadı. Ar tu nukirsi visus čia esančius medžius? Buradaki tüm ağaçları kesecek misin? Buradaki bütün ağaçları keser misin? Mes turime judėti labai atsargiai. Biz çok dikkatli hareket etmeliyiz. Çok dikkatli hareket etmeliyiz. Mes turime laimėti. Biz kazanmalıyız. Kazanmalıyız. Aš siūlau tau daugiau nelaukt. Daha fazla beklememeni öneriyorum. Bir daha beklememeni öneririm. Jo skonis tobulas. Onun tadı mükemmel. Onun tadı mükemmel. Tomui visiškai nepatiko koncertas. Tom konserden hiç hoşlanmadı. Thomas konseri hiç sevmedi. Jei tik būčiau daugiau ruošusis egzaminui. Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım. Keşke sınava daha çok hazırlansaydım. Šiandieninis pasaulis už patogų gyvenimą yra dėkingas naftai. Bugünkü dünya rahat yaşamını petrole borçludur. Bugünün rahat dünyası petrole minnettardır. Kenas liepos mėnesio gale vyksta į Jungtines Amerikos valstijas. Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor. Temmuz sonunda Ken Amerika Birleşik Devletleri’ne gidiyor. Man patinka tas sijonas. O eteği seviyorum. Şu eteklere bayıldım. Nuo praeitos savaitės ji serga. O geçen haftadan beri hasta. Geçen haftadan beri hasta. Mes buvome toje pačioje klasėje. Biz, o zaman aynı sınıftaydık. Aynı sınıftaydık. Aš italė, bet gyvenu Tailande. Ben İtalyanım ama Tayland'ta yaşıyorum. Ben İtalyan'ım ama Tayland'da yaşıyorum. Ką aš turiu daryti šioje situacijoje? Ben bu durumda ne yapmalıyım? Bu durumda ne yapmam gerekiyor? Niekas neatsikėlė. Kimse kalkmadı. Kimse ortaya çıkmadı. Tai buvo graži saulėta diena. Güzel güneşli bir gündü. Güneşli bir gündü. Ji labai darbšti. O çok çalışkan. Çok çalışkan biri. Tu nepasiruošusi. Hazır değilsin. Hazır değilsin. Merė jau pradėjo. Mary zaten başladı. Mary başladı bile. Jis pripratęs prie darbo. O, işe alışıktır. İşe alışmış durumda. Dėl pagalbos tu neturėtum pasikliauti kitais. Yardım için diğerlerine güvenmemelisin. Yardım konusunda kimseye güvenmemelisin. Viskas buvo tvarkoj. Her şey yolundaydı. Her şey yolundaydı. Man reikia su tavim pasikalbėti akis į akį. Seninle birebir konuşmam lâzım. Seninle yalnız konuşmam gerek. Prie mano namų yra gražus parkas. Evimin yanında güzel bir park var. Evimde güzel bir park var. Niekas nežino. Kimse bilmiyor. Kimse bilmiyor. Kokia aš nesėkminga! Ne kadar şanssızım! Ne büyük bir başarısızlık! Aš noriu pasimatuoti šią suknelę. Bu elbiseyi denemek istiyorum. Bu elbiseyi denemek istiyorum. Rytoj nebūsiu užsiėmęs. Yarın meşgul olmayacağım. Yarın meşgul olmayacağım. Koks jūsų mėgstamiausias filmas? En sevdiğiniz film nedir? En sevdiğin film hangisi? Rytoj vykstu į Tokiją. Yarın Tokyo'ya gidiyorum. Yarın Tokyo'ya gideceğim. Kai būsi Parko gatvėje pasuk į dešinę. Park Caddesine vardığında sağa dön. Park Caddesi'ne çıktığında sağa dön. Nuobodžiauju. Sıkılıyorum. Sıkıldım. Jau miegok. Uyu artık. Uyu artık. Žiuljen, kaip ir Džonas Lenonas, nešioja apvalius akinius. Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor. John Lennon gibi Julien de yuvarlak gözlük takıyor. Aš nevykėlis. Başarısızın tekiyim. Ben eziğin tekiyim. Leisk tau padėti. Tavo rankinė atrodo sunki. Sana yardım edeyim. Çantan ağır gözüküyor. Sana yardım edeyim, çantan ağır görünüyor. Jis mokslininkas. O bir bilim adamıdır. O bir bilim adamı. Jis nesutiko su mano pasiūlymu. Teklifimi kabul etmedi. Teklifimi kabul etmedi. Man reikia nusiprausti po dušu. Duş almam gerekiyor. Duş almalıyım. Šis darbas gali būti baigtas per pusę valandos. Bu iş yarım saat içinde bitirilebilir. Bu iş yarım saat içinde bitebilir. Man sunku susitvarkyti su padėtimi. Durumla başa çıkmak benim için zor. Bu durumu çözmek benim için çok zor. Visai neturiu jėgų. Hiç mecalim yok. Hiç gücüm yok. Tomui skauda galvą. Tom'un başı ağrıyor. Thomas'ın başı ağrıyor. Tomas neturi tiek daug knygų, kiek Merė. Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok kitaba sahip değil. Tom'un Mary kadar çok kitabı yok. Pasiilgau senų gerų dienų. Eski iyi günleri özlüyorum. Eski günleri özledim. Skirtingų žmonių skirtingos idėjos. Farklı insanların farklı fikirleri vardır. Farklı fikirler var. Praėjusį mėnesį vykau į Bostoną. Boston'a geçen ay gittim. Geçen ay Boston'a gittim. Tomas turi planą. Tom'un bir planı vardı. Tom'un bir planı var. Tai nebuvo kvaila idėja. Bu aptalca bir fikir değildi. Aptalca bir fikir değildi. Aš nekenčiu mano šeimą. Ailemden nefret ediyorum. Ailemden nefret ediyorum. Manau, kad mano dešinė ranka yra lūžusi. Sanırım sağ kolum kırık. Sanırım sağ kolum kırık. Marija nežinojo nei jo vardo, nei telefono numerio. Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu. Meryem onun adını ve telefon numarasını bilmiyordu. Man Tomas nepatiko. Tom'u sevmiyordum. Tom'u sevmedim. Aš būsiu sąžiningas. Dürüst olacağım. Dürüst olacağım. Jis turi truputį pailsėti. O, biraz dinlenmeli. Biraz dinlenmesi lazım. Mes tinkamoje vietoje. Doğru yerdeyiz. Doğru yerdeyiz. Aš to nežinojau. Bunu bilmiyordum. Bunu bilmiyordum. Vaikas jau nebeverkia. Çocuk artık ağlamaz. Çocuk artık ağlamıyor. Kieno dviratį nori paskolinti? Kimin bisikletini ödünç almak istedin? Kimin bisikleti ödünç almak istiyor? Jis buvo tiesiog nuostabus. O sadece harikaydı. Çok güzeldi. Tomas visada jaučiasi alkanas mažiausiai vieną valandą prieš pietus. Öğle yemeğinden en az bir saat önce, Tom her zaman aç hisseder. Tom her zaman en az bir saat önce kendini aç hisseder. Galvojau, kad nebepamatysiu tavęs gyvo. Seni tekrar canlı görmeyeceğimi düşünüyordum. Seni canlı göremeyeceğimi sandım. Jie nekalba. Onlar konuşmuyorlar. Konuşmuyorlar. Jis pasislepė už medžio. O, ağacın arkasına saklandı. Ağacın arkasına saklanmış. Koks aš nesėkmingas! Ne kadar şanssızım! Ne büyük bir başarısızlık! Jei nesi labai užsiėmęs, gal galėtum man vieną minutę padėti? Çok meşgul değilsen bana bir dakika yardım edebilir misin? Eğer çok meşgul değilsen bir dakikalığına bana yardım eder misin? Ji labai darbšti. O çok çalışkandır. Çok çalışkan biri. Aš mėgstu šitą dalį. Bu bölümü severim. Bu kısmı seviyorum. Ar norėtum puodelio arbatos? Bir fincan çay ister misin? Bir fincan çay ister misin? Aš ne naivus. Saf değilim. Ben saf değilim. Kas parašė šį laišką neaišku. Bu mektubu kimin yazdığı belli değildir. Bu mektubu kimin yazdığını bilmiyoruz. Tai Tomo grupė. O, Tom'un grubu. Bu Tom'un grubu. Jis bandė nuslėpti savo jausmus. Hislerini saklamayı denedi. Duygularını gizlemeye çalıştı. Šiandien oras siaubingas. Bugün hava berbattır. Bugün hava çok kötü. Aš turiu patikrinti savo pašto dežutę. Posta kutumu kontrol etmek zorundayım. Posta kutumu kontrol etmeliyim. Man patinka žaisti sode. Bahçede oynamayı seviyorum. Bahçeyi seviyorum. Po sporto turi pailsėti. Spordan sonra dinlenmelisin. Spordan sonra dinlenmelisin. Mes važiuojame tuo pačiu autobusu į darbą. Biz işe gitmek için aynı otobüse bineriz. Aynı otobüse biniyoruz. Noriu nupirkti žmonai dovaną. Mąsčiau apie skarą. Eşim için bir hediye almak istiyorum. Bir eşarp düşündüm. Karıma bir hediye almak istiyorum. Nulis eina prieš vienetą. Sıfır birden önce gelir. Sıfır bire karşı geliyor. Kaip tu gamini plovą be krakmolo? Nişastasız pirinç pilavı nasıl pişirirsin? Kâğıt olmadan ne yapıyorsun? Aš nemanau, kad Tomas moka prancūziškai. Tom'un Fransızca bildiğini sanmıyorum. Tom'un Fransızca bildiğini sanmıyorum. Tomas labai darbštus mokinys. Tom çok çalışkan bir öğrencidir. Tom çok çalışkan bir öğrencidir. Aš visada pavargęs. Ben her zaman yorgunum. Her zaman yorgunum. Los Andželas yra antrasis pagal dydį miestas Jungtinėse Valstijose. Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ikinci en büyük kenttir. Los Angeles ABD'nin en büyük ikinci şehri. Aš pabandysiu kažką naujo. Yeni bir şey deneyeceğim. Yeni bir şeyler deneyeceğim. Tai labai gerai. Bu çok iyi. Bu çok iyi. Tomas negali kalbėti, nei prancūziškai, nei ispaniškai. Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir. Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabiliyor. Tavo sūnus yra beveik tavo tėvo kopija. Oğlun, neredeyse senin babanın bir kopyası. Oğlun babanın neredeyse kopyası. Obuolys yra raudonas. Elma kırmızı. Elma kırmızı. Tomas skolingas Merei tris šimtus dolerių. Tom Mary'ye üç yüz dolar borçlu. Tom, Mary'ye 300 dolar borçlu. Tomas dainavo dainą. Tom bir şarkı söyledi. Tom bir şarkı söylüyordu. Kur pasislėpei? Nereye saklandın? Nereye sakladın? Ji gali būti nelaiminga. O mutlu olmayabilir. Mutsuz olabilir. Kiek kainuoja? Ne kadar? Ne kadar? Eik šia gatve tiesiai ir kairėje prieisi paštą. Bu caddede doğru git ve solda postaneye geleceksin. Doğruca bu caddeye git ve postalarını soluna geç. Ar Tomas nuėjo? Tom gitti mi? Thomas gitti mi? Koks mėgstamiausias tavo vaisius? En sevdiğin meyve hangisidir? En sevdiğin meyve hangisi? Jis skaitė anglų kalba parašytą knygą. İngilizce yazılmış bir kitap okudu. İngilizce yazılmış bir kitap okuyordu. Tomas yra sąžiningas. Tom dürüst. Tom adil biri. Jie buvo ir turtingi, ir taip pat laimingi. Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı. Hem zengin hem de mutluydular. Aš parašiau dainą apie tave. Senin hakkında bir şarkı yazdım. Senin hakkında bir şarkı yazdım. Šis telefonas neveikia. Bu telefon bozuk. Bu telefon çalışmıyor. Jei tik būčiau daugiau ruošęsis egzaminui. Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım. Keşke sınava daha çok hazırlansaydım. Daugiau nebedarysiu. Bir daha yapmayacağım. Bir daha yapmayacağım. Jis yra studentas. O, öğrencidir. O bir öğrenci. Manau, kad tu alkanas. Sanırım açsın. Bence açsın. Tomas pats pastatė savo namą. Tom kendi evini inşa etti. Tom kendi evini inşa etti. Tu turi pailsėti. Dinlenmelisin. Biraz dinlenmelisin. Ji daug mokosi, kad išlaikytų egzaminą. Sınavı geçmek için çok çalışıyor. Sınava dayanabilmek için çok şey öğreniyor. Negaliu įsivaizduoti gyvenimo be tavęs. Sensiz bir hayat hayal edemem. Sensiz bir hayat düşünemiyorum. Ar tau tai patiko? Ondan hoşlandın mı? Hoşuna gitti mi? Turiu su tavim atsisveikinti. Sana veda etmeliyim. Sana veda etmeliyim. Visi man rodė gailestį. Herkes benim için üzüldü. Herkes bana acımıştı. Norėčiau su tavimi papusryčiauti. Seninle kahvaltı yemek istiyorum. Seninle kahvaltı etmek istiyorum. Naujienos ją nuliūdino. Haberler onu üzdü. Haberler onu hayal kırıklığına uğrattı. Ji paliko žinutę. Bir mesaj bıraktı. Bir mesaj bırakmış. Man sunku tuo patikėti. Buna inanmam zor. Buna inanmak zor. Tu turi drąsos jam paskambinti? Onu aramaya cesaretin var mı? Onu aramak için cesaretin var mı? Kodėl man neparašei? Bana neden yazmadın? Neden bana yazmadın? Visame pasaulyje buvo taika. Bütün dünyada barış vardı. Tüm dünyada barış vardı. Tas filmas siaubingas! O film berbat! Bu film berbat! Kodėl neatsakinėji? Neden cevaplamıyorsun? Neden cevap vermiyorsun? Valgau duoną. Ekmek yiyorum. Ekmek yiyorum. Kelte buvo daugiausiai tik 100 keleivių. En fazla, feribotta sadece 100 yolcu vardı. Kelly'de en fazla 100 yolcu vardı. Jis negali susitvarkyti su sudėtingomis situacijomis. Zor durumlarla başa çıkamıyor. Zor durumlarla başa çıkamaz. Ji nerimauja dėl tėvo sveikatos. Babasının sağlığı için endişe duyuyor. Babamın sağlığı konusunda endişeleniyor. Aš ne melagė. Ben yalancı değilim. Ben yalancı değilim. Pirmadienį Tom ir Mary gamino vakarienę. Tom ve Mary pazartesi günü akşam yemeğini pişirdiler. Pazartesi günü Tom ve Mary yemek pişirdiler. Vyras yra protingas ir darbštus. Adam akıllı ve çalışkan. Erkek zeki ve çalışkandır. Ji atrodo sąžininga. O dürüst görünüyor. Dürüst görünüyor. Per atostogas nieko nepadariau. Tatilde hiçbir şey yapmadım. Tatildeyken hiçbir şey yapmadım. Tomas nėra darbštesnis už Bilą. Tom Bill'den daha çalışkan değil. Tom Bill'den daha çalışkan biri değil. Aš visada klausausi muzikos. Be jos negaliu gyventi. Her zaman müzik dinliyorum; onsuz yaşayamam. Her zaman müzik dinlerim, onsuz yaşayamam. Dauguma čia esančių studentų yra darbštūs. Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan. Buradaki öğrencilerin çoğu çalışkan. Būk atsargus. Sriuba labai karšta. Dikkat et. Çorba çok sıcak. Dikkatli ol, çorba çok sıcak. Šios gėlės vysta. Bu çiçekler ölüyor. Bu çiçekler kurur. Kitą savaitę jam bus septyniolika metų. Gelecek hafta on yedi yaşında olacağım. Haftaya 17 yaşında olacak. Aš einu į biblioteką. Kütüphaneye gidiyorum. Kütüphaneye gidiyorum. Man tikrai reikia nusiprausti po dušu. Gerçekten duş almalıyım. Duş almam lazım. Nesiklausyk jo. Onu dinleme. Onu dinleme. Valgau pietus. Öğle yemeği yiyorum. Yemek yiyorum. Neišeik neatsisveikinęs. Veda etmeden gitme. Veda etme. Bilas atnešė man knygą. Bill bana bu kitabı getirdi. Bill kitabı bana getirdi. Kurį laiką ji nieko nedarė, tik žiūrėjo į mane. Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı. Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı. Šios sriubos geras skonis. Bu çorbanın tadı iyi. Bu çorbanın tadı güzel. Nežinau netgi ką vilkėsiu. Ne giyeceğimi bile bilmiyorum. Ne giyeceğimi bilmiyorum. Nepyk ant manęs. Bana kızma. Bana kızma. Tu esi mano širdyje. Sen benim kalbimdesin. Kalbimdesin. Teisinga kaina. Fiyat doğru. Doğru fiyat. Vienas iš mano batų yra purvinas. Ayakkabımın teki kirli. Ayakkabılarımdan biri kirli. Atrodė siaubingai. Berbat görünüyordu. Berbat görünüyordu. Aš skaitau knygą. Bir kitap okurum. Kitabı okurum. Ačiū! Teşekkürler! Teşekkür ederim! Nustok! Bırak! Dur! Tavo kelnės purvinos. Pantolonun kirli. Pantolonun çok pis. Jis neilgai trukus pavargo. O kısa sürede yoruldu. Çok geçmeden yoruldu. Visi vyrai yra darbštūs. Tüm erkekler çalışkandır. Tüm erkekler çalışkandır. Koks jūsų mėgstamiausias paukštis? En sevdiğiniz kuş nedir? En sevdiğin kuş hangisi? Aš visiškai sutinku su Tomu. Ben tamamen Tom'a katılıyorum. Thomas'la tamamen aynı fikirdeyim. "- Ar rezervavote kambarį viešbutyje?" "- Dar ne, atsiprašau" "Bir otel odası rezervasyonu yaptınız mı?" "Henüz değil, üzgünüm." - Otel odasında bir oda ayırdınız mı? - Henüz değil, üzgünüm. Aš turiu daugiau. Daha fazlasına sahibim. Bende daha çok var. Leisk man pabaigti. Bitirmeme izin ver. Bitirmeme izin ver. Nuskristi į salą tau kainuos 100 dolerių. Adaya uçmak sana 100 dolara mal olacak. Adaya uçabilmen 100 dolara mal olacak. Ji labai daug geria. O çok fazla içki içer. Çok fazla içki içiyor. Į ką panašus specialus skonis? Özel lezzet neye benziyor? Özel tatlar neye benziyor? Mes davėme jam obuolį. Elmayı ona verdik. Ona elma verdik. Kokio pobūdžio ši vieta? Ne tür bir yer bu? Burası nasıl bir yer? Einame į mano namus! Benim evime gidelim! Evime gelin! Ir Magdalena, ir taip pat Ania yra lenkės. Hem Magdalena, hem de Ania; Polonyalıdır. Hem Magdalena hem de Ania Polonyalı. Aš jį pažįstu nuo jo vaikystės. Onu çocukluğundan beri tanırım. Onu çocukluğumdan beri tanırım. Aš tau padėsiu, tikrai. Sana yardım edeceğim, elbette. Sana yardım edeceğim, gerçekten. Man reikia išeiti iš čia. Buradan ayrılmam gerekiyor. Buradan gitmeliyim. Kava tau duoda energijos! Kahve sana enerji verir! Kahve sana enerji veriyor! Maistas siaubingas. Yiyecek berbat. Yemekler berbat. Ji vilkėjo netinkamą suknelę. O biçimsiz bir elbise giyiyordu. Yanlış elbise giyiyordu. Aš teikiu pirmenybę mineraliniam vandeniui. Maden suyunu tercih ederim. Ben mineral suyu tercih ediyorum. Tas arklys yra mano arklys. O at benim. At benim atım. Ji ir patraukli, ir darbšti. O hem çekici hem de çalışkandır. Hem çekici hem çalışkandır. Atrodo, kad šiandien taip pat lis. Bugün de yağmur yağacağa benziyor. Görünüşe göre bugün de yağmur yağdı. Iš jos dar nėra žinių. Ondan henüz haberim yok. Henüz bir bilgi yok. Buvau mokykloje laiku. Okula zamanında vardım. Tam zamanında okuldaydım. Leila prašė pinigų. Leyla para istiyordu. Layla para istedi. Niekas juo netiki. Hiç kimse ona inanmıyor. Kimse ona inanmıyor. Tai yra gerai. Tu turi tai pabandyti. O iyidir. Onu denemelisin. Bunu denemek zorundasın. Kuris yra jūsų mėgstamiausias? En sevdiğiniz hangisi? En sevdiğiniz hangisi? Aš turiu labai ilgus plaukus. Çok uzun saçlarım var. Saçlarım çok uzun. Niekas neišeis. Kimse gitmeyecek. Kimse dışarı çıkmayacak. Jei būčiau žinojęs jo adresą, būčiau jam parašęs. Onun adresini bilseydim, ona yazardım. Adresini bilseydim ona yazardım. Tai labai naudinga. Bu çok yararlı. Bu çok yararlı bir şey. Ar galiu pasižiūrėti į jūsų pasą? Pasaportunuza bakabilir miyim? Pasaportunuzu görebilir miyim? Niekas nemirs. Kimse ölmeyecek. Kimse ölmeyecek. Aš gydytoja darbšti? Kadın doktor çalışkan mı? Ben çalışkan bir doktorum, değil mi? Mes jo nestatėme. Onu biz inşa etmedik. Onu biz başlatmadık. Eikime iki knygyno. Kitapçıya kadar yürüyelim. Kitapevine gidelim. Prieš karą nuvykau į Europą. Ben savaştan önce Avrupa'ya gittim. Savaştan önce Avrupa'ya gittim. Kiek dar vyno dar turiu nupirkti? Ne kadar daha şarap almalıyım? Daha ne kadar şarap almalıyım? Ji lengvai galėjo išspręsti problemą. O,kolaylıkla problemi çözebildi. Soruna kolayca çözüm bulabilirdi. Mano tėvo automobilis buvo pagamintas Italijoje. Babamın arabası İtalya'da yapılmıştır. Babamın arabası İtalya'da üretildi. Mano žmona gamina valgyti. Karım yemek pişiriyor. Karım yemek pişiriyor. Tomas išsiskyrė su manimi. Tom benden ayrıldı. Tom benden ayrıldı. Jei būčiau turėjęs daugiau pinigų, būčiau nusipirkęs parkerį. Eğer fazla param olsaydı, kalemi alırdım. Daha fazla param olsaydı, kalem alırdım. Visi išskyrus Tomą dėvi kepurę. Tom dışında herkes şapka takıyor. Tom dışında herkes şapka takar. Noriu uždaryti savo sąskaitą. Hesabımı kapatmak istiyorum. Hesabımı kapatmak istiyorum. Ji truputį pavėlavo. Biraz geç kalmıştı. Biraz geç kaldı. Man nerūpi tavo rasė, amžius ar religija. Irkın ya da yaşın ya da dinin umurumda değil. Irkın, yaşın ya da dinin umurumda değil. Palauk minutę. Manau, kad tau reikia eiti su jais. Bir dakika bekle. Sanırım onlarla gitmen gerekir. Dur bir dakika, bence onlarla gitmelisin. Merė ilgisi Bostono. Mary Boston' u özlüyor. Mary Boston'da yaşıyor. Niekas nekalba. Kimse konuşmuyor. Kimse konuşmuyor. Jis nerimauja dėl tėvo sveikatos. Babasının sağlığı için endişe duyuyor. Babamın sağlığı konusunda endişeleniyor. Tu turi naudoti popierinius maišelius dar ir dar kartą. Kağıt torbaları tekrar tekrar kullanmalısın. Kağıt torbalarını bir kez daha kullanmalısın. Tai pagaminta Kazachstane. Bu, Kazakistan'da yapıldı. Kazakistan'da yapılmış. Nori vairuok lėtai, ar greitai, bet vairuok atsargiai. İster yavaş ister hızlı sür, dikkatli sür. Yavaş ya da hızlı sür ama dikkatli sür. Kur tu matei šią moterį? Bu kadını nerede gördün? Bu kadını nerede gördün? Ji atrodo labai puošniai. O çok şık görünüyor. Çok güzel görünüyor. Jis labai darbštus. O çok çalışkan. Çok çalışkan biri. Tomas beveik kiekvieną savaitgalį čia ateina. Tom hemen hemen her hafta sonu buraya gelir. Tom neredeyse her hafta sonu buraya geliyor. Padarysiu, ką nori. İstediğini yapacağım. Ne istersen yaparım. Ji gali kalbėti ir rašyti rusiškai. O Rusça'yı konuşabilir ve yazabilir. Konuşabiliyor ve Rusça yazabiliyor. Kokia kvaila! Ne kadar aptal! Ne kadar aptalca! Pieno skonis buvo blogas. Sütün tadı kötüydü. Sütün tadı kötüydü. Laukiu vieno žmogaus. Bir kişiyi bekliyorum. Birini bekliyorum. Šis senas žmogus kažką pasakė. Bu yaşlı kişi bir şey söyledi. Bu yaşlı adam bir şey söyledi. Tomas rado tai. Tom onu buldu. Tom buldu bunu. Mano nuomone tai labai sunku. Bu benim için fazla zordur. Bence bu çok zor. Kodėl aš tai padariau? Onu niçin yaptım? Bunu neden yaptım? Tomas turėtų dabar būti namie, bet jis vis dar savo biure. Tom şimdi evde olmalı, ama hâlâ ofisinde bulunuyor. Tom şu an evde olmalıydı ama hala ofisinde. Tomas į tave žiūrėjo. Tom sana bakıyordu. Tom sana baktı. Aš tau už nugaros. Arkandayım. Arkandayım. Šis žodis nėra plačiai vartojamas. Bu kelimenin kullanımı yaygın değil. Bu sözcük geniş çapta kullanılmaz. Mano tėvas turi auksinę širdį. Babamın altın bir kalbi var. Babamın altın bir kalbi var. Tomas pasislėpė. Tom saklandı. Tom saklanıyordu. Tu siaubinga melagė. Sen berbat bir yalancısın. Sen korkunç bir yalancısın. Mūsų namo šeimininkas pasiūlė mums išgerti. Ev sahibimiz bize bir içki önerdi. Ev sahibi bize içki ikram etti. Tu jos bijai. Ondan korkuyorsun. Ondan korkuyorsun. Jei būčiau žinojusi jo adresą, būčiau jam parašiusi. Onun adresini bilseydim, ona yazardım. Adresini bilseydim ona yazardım. Pasakei jos mamai? Annesine söyledin mi? Annene söyledin mi? Aš gimiau 1995 metais Bostone. Boston'da 1995'te doğdum. 1995 yılında Boston'da doğdum. Aš myliu arabę. Arapça'yı seviyorum. Arapı seviyorum. Ne gyvenimui, bet mokyklai mokomės. Yaşam için değil ama okul için öğreniriz. Hayata değil ama okula gidiyoruz. Tomas klasėje užmigo. Tom sınıfta uyuyakaldı. Tom sınıfta uyuyakalmış. Jos darbas yra plauti indus. Onun işi bulaşık yıkamaktır. Onun işi bulaşıkları yıkamak. Kaip gražu! Ne kadar güzel! Çok güzel! Atsisakau atsakyti į klausimą. Soruya cevap vermeyi reddediyorum. Soruyu cevaplamayı reddediyorum. Jis paslėpė savo žaislus po lova. Oyuncaklarını yatağın altına sakladı. Oyuncaklarını yatağın altına saklamış. Jei būčiau žinojęs jos adresą, būčiau jai parašęs. Onun adresini bilseydim, ona yazardım. Adresini bilseydim ona yazardım. Metro stotyje sutikau Mihaelą. Metro istasyonunda Mihaela ile karşılaştım. Metroda Mihael ile tanıştım. Aš mokausi japonų kalbos penkerius metus. Beş sene Japonca çalıştım. 5 yıldır Japonca öğreniyorum. Palaikau tave šimtu procentų. Seni yüzde yüz destekliyorum. Yüzde yüz seni destekliyorum. Kiek mums tai kainavo? Bize kaça mal oldu? Bu bize ne kadara mal oldu? Kaip tu su juo susipažinai? Onu nasıl tanıdın? Onunla nasıl tanıştın? Jis su ja niekada nešoko. O, onunla asla dans etmedi. Onunla hiç dans etmedi. Tavo dukra jau nebe vaikas. Kızın artık bir çocuk değil. Kızın artık çocuk değil. Mano mama turi būti pikta. Annem kızgın olmalı. Annem öfkeli olmalı. Aš jau čia dvi valandas. Ben zaten iki saattir buradayım. İki saattir buradayım. Kiek metų šiam zoologijos sodui? Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında? Bu hayvanat bahçesi kaç yaşında? Tomas negalėjo atsakyti nei į vieną klausimą vakarykščiame teste. Tom dünkü testte bile bir soruya bile cevap veremedi. Tom dünkü testte cevap veremediği tek bir soru vardı. Jis avėjo tamsiai rudus batus. O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu. Koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu. Žiūrėkite į lentą. Tahtaya bakın. Tahtaya bak. Tomas turi įgyti daugiau žinių. Tom daha çok bilgi kazanmalı. Tom'un daha fazla bilgi alması lazım. Šuo valgo savo maistą. Köpek yemeğini yiyor. Köpek kendi yemeğini yer. Nenoriu, kad mano šalis taptų Europos Sąjungos nare. Ülkemin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum. Ülkemin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum. Ją visi mėgsta. Herkes ondan hoşlanıyor. Herkes sever. Ar galėčiau gauti puodelį arbatos? Bir fincan çay alabilir miyim? Bir fincan çay alabilir miyim? Aš buvau naivus. Saftım. Ben saftım. Mano mama paragavo pieno. Annem sütün tadına baktı. Annem süt yedi. Tu labai drąsus, ar ne? Çok cesursun, değil mi? Çok cesursun, değil mi? Nepasilik Bostone. Boston'da kalma. Boston'da kal. Nors ir atrodo labai keista, ką Tomas sakė, yra tiesa. Çok garip görünse de, Tom'un söylediği doğrudur. Thomas'ın söylediği şey çok garip görünse de doğru. Aš darbšti. Ben çalışkanım. Ben çalışkan biriyim. Tomas buvo susimąstęs. Tom düşünceliydi. Tom çok endişeliydi. Aš turiu daugiau nei vieną merginą. Bir kız arkadaştan daha fazlasına sahibim. Bende birden fazla kız var. Nesusirgau per paskutinius dešimt metų. Son on yıldır hastalanmadım. Son on yıldır arayamadım. Mano šuo ėda vynuoges. Köpeğim üzüm yiyor. Köpeğim üzüm yiyor. Tau reikės daugiau. Daha fazlasına ihtiyacın olacak. Daha fazlasına ihtiyacın olacak. Jie gali ateti. Onlar gelebilirler. Gelebilirler. Jie paliko fortą indėnams. Kaleyi kızıl derililere terk etti. Kaleyi Kızılderililere bıraktılar. Džonas išsitraukė raktą iš savo kišenės. John cebinden bir anahtar çıkardı. John, cebinden anahtarı çıkardı. Ji labai darbšti studentė. O çok çalışan bir öğrencidir. Çok çalışkan bir öğrenci. Paskubėk namo! Eve acele et. Çabuk eve gel! Ką jūs galvojate, žmonės? Siz insanlar ne düşünüyorsunuz? Ne dersiniz, millet? Aš tau turiu kelis klausimus. Sana bazı sorularım var. Sana bazı sorularım var. Kurį maistą jūs labiausiai mėgstate? En çok hangi yemeği seviyorsunuz? En sevdiğiniz yiyecek hangisi? Knygynas yra atidarytas. Kitabevi açıktır. Kitap açık. Aš čia nuo šeštadienio. Cumartesiden beri buradayım. Cumartesiden beri buradayım. Tomas nemėgsta būti kažkam skolingas. Tom başkasına borçlu olmayı sevmez. Tom birine borçlu olmaktan nefret eder. Jis atrodo sąžiningas. O dürüst görünüyor. Dürüst görünüyor. Palik kambarį taip, kaip jis buvo. Odayı olduğu gibi bırak. Odayı olduğu gibi bırak. Čia mano mėgstamiausia daina. Bu benim en sevdiğim şarkı. En sevdiğim şarkı bu. Jo skonis siaubingas. Onun tadı berbat. Tadı berbat. Koks buvo mirties laikas? Ölüm zamanı neydi? Ölüm zamanı nasıldı? Aš nesu pripratęs sakyti kalbą prieš visus. Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim. Herkesin önünde konuşma yapmaya alışık değilim. Mes dažnai valgėm žalią žuvį. Biz sık sık balığı çiğ yedik. Sık sık yeşil balık yedik. Jie sakė, kad nieko nematė. Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler. Hiçbir şey görmediklerini söylediler. Jis labiau užsiėmęs nei Taras. O Taro'dan daha meşguldür. Tara'dan daha çok meşgul. Aš buvau basa. Yalın ayaktım. Ben ayakkabıydım. Neliesk mano dviračio. Bisikletime dokunma. Bisikletime dokunma. Jis buvo išorėje. Dışardaydı. Dışarıdaydı. Tu esi visiškai teisus apie jo charakterį. Onun karakteri hakkında kesinlikle haklısın. Onun karakteri konusunda kesinlikle haklısın. Turi jausti blogai dėl Tomo. Tom için kötü hissetmelisin. Tom hakkında kötü hissetmen lazım. Tu mano mylimiausias. Sen benim en sevdiğimsin. Sen benim favorimsin. Tai mano skėtis, ne Tomo. O benim şemsiyem, Tom'unki değil. Bu benim şemsiyem, Tom değil. Jie gyvi? Onlar hayatta mı? Yaşıyorlar mı? Jis galėjo įsėsti į ne tą traukinį. Yanlış trene binmiş olabilir. Yanlış trene binebilirdi. Nebūkite naivus. Saf olmayın. Saf davranmayın. Jiems patinka stebėti paukščius. Kuşları gözlemekten hoşlanırlar. Kuşları izlemeyi severler. Jis turi šunį ir šešias kates. O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir. Bir köpeği ve altı kedisi var. Atneškite man truputį šalto vandens. Bana biraz soğuk su getirin. Bana biraz soğuk su getirin. Visi žino, kad tu turtingas. Herkes senin zengin olduğunu biliyor. Herkes zengin olduğunu biliyor. Per vakarienę jis išgeria butelį alaus. Akşam yemeğinde bir şişe bira içer. Yemekte bira içer. Teste padariau rimtą klaidą. Testte ciddi bir hata yaptım. Büyük bir hata yaptım. Aš myliu arbatą. Çayı seviyorum. Çayı seviyorum. Tomas Merei daug ko skolingas. Tom Mary'ye çok şey borçludur. Tom Mary'ye çok şey borçlusun. Aš padariau didelę klaidą. Ben büyük bir hata yaptım. Büyük bir hata yaptım. Mokyklos buvo pastatytos. Okullar yapıldı. Okullar kuruldu. Kada ji buvo pastatyta? Ne zaman inşa edildi? Ne zaman inşa edildi? Nieko nebuvo. Kimse yoktu. Hiçbir şey olmadı. Neklausk manęs vėl. Bana tekrar sorma. Bana tekrar sorma. Ji neturi darbo. Ji pensininkė. Onun bir iş yok. O emeklidir. Onun bir işi yok, emekli. Pelė yra po grindimis. Fare döşemenin altında. Fare zeminin altında. Niekas nesijuokė. Kimse gülmedi. Kimse gülmedi. Jūsų kambarys yra nešvarus. Odanız kirli. Odanız kirli. Kiekvienas žmogus yra savo namų šeimininkas. Her insan kendi evinin efendisidir. Her insan kendi evinin efendisidir. Jis sąžiningas ir darbštus, bet jo brolis visiškai priešingas. O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir. Dürüst ve çalışkan biri ama kardeşi tamamen zıttır. Jei būčiau žinojusi jos adresą, būčiau jai parašiusi. Onun adresini bilseydim, ona yazardım. Adresini bilseydim ona yazardım. Šiame internetiniame puslapyje daugiau yra narių vyrų nei moterų. Bu web sitesinde bayan üyelerden daha fazla erkek üye var. Bu sitede kadınlarda olduğundan daha fazla erkek var. Niekas nebuvo sužeistas. Kimse yaralanmadı. Kimse yaralanmadı. Ji bandė nuslėpti savo jausmus. Hislerini saklamayı denedi. Duygularını gizlemeye çalıştı. Ji nešioja sagę. O bir broş takıyor. Düğmesi var. Šaltas kaip ledas. Buz kadar soğuk. Buz gibi soğuk. Studentas jau anksčiau išsprendė visas problemas. Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü. Öğrencilerin sorunları daha önce çözmüş. Tomas dabar gyvena Bostone. Tom şimdi Boston'da yaşıyor. Tom şu anda Boston'da. Aš turiu keletą amerikiečių draugų. Bazı Amerikalı arkadaşlarım var. Birkaç Amerikalı arkadaşım var. Niekas nežinos. Kimse bilmeyecek. Kimse bilmeyecek. Aš priklausau ledo ritulio komandai. Ben bir hokey takımındayım. Ben hokey takımındayım. Mes nuliūdinome Tomą. Tom'u üzdük. Thomas'ı hayal kırıklığına uğrattık. Arba išeik, arba įeik. Ya çık, ya gir. Ya git ya da gir. Tomas atrodo patenkintas. Tom memnun görünüyor. Thomas mutlu görünüyor. Jau to nebenoriu. Artık onu istemiyorum. Artık istemiyorum. Kinai yra labai darbšti tauta. Çinliler çok çalışkan bir halktır. Çinliler çok çalışkan bir ulustur. Ar Tomas kažkoks ypatingas? Tom özel birisi mi? Thomas'ın özel bir yanı var mı? Aš noriu tai išbandyti. Onu denemek istiyorum. Bunu denemek istiyorum. Jį visi mėgsta. Herkes ondan hoşlanıyor. Herkes sever. Aš jam skolingas dešimt dolerių. Ona on dolar borçluyum. Ona 10 dolar borcum var. Nusiraminkime. Sakin olalım. Sakin olalım. Aš neparašau šio sakinio. Bu cümleyi ben yazmadım. Bu cümleyi yazmıyorum. Jos tikras vardas yra Liza. Onun gerçek adı Lisa'dır. Gerçek adı Lisa. Jis sumokėjo 20 dolerių už lūpdažį. O, ruj için 20 dolar ödedi. Ruj için 20 dolar ödedi. Aš noriu pradėti dirbti. Çalışmaya başlamak istiyorum. İşe başlamak istiyorum. Ilgiuosi senų gerų dienų. Eski iyi günleri özlüyorum. Eski günleri özlüyorum. Ar daktarė darbšti? Kadın doktor çalışkan mı? Doktor çalışkan mı? Katė yra po stalu. Kedi masanın altında. Kedi masanın altında. Tomas nenori kalbėti apie savo asmeninį gyvenimą. Tom, özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor. Tom özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor. Ji su juo niekada nešoko. O, onunla asla dans etmedi. Onunla hiç dans etmedi. Tomas bijo savo tėvo. Tom babasından korkuyor. Tom babasından korkuyor. Visos sodo gėlės yra geltonos. Bahçedeki tüm çiçekler sarı. Bahçedeki tüm çiçekler sarı. Noriu atsisveikinti. Veda etmek istiyorum. Veda etmek istiyorum. Ji pasimatavo vakarėlio suknelę. O, parti elbisesini denedi. Parti elbisesini giymiş. Šioje pamokoje išmoksime abėcėlę. Bu derste alfabeyi öğreneceğiz. Bu derste alfabeyi öğreneceğiz. Kariai pripratę prie pavojaus. Askerler tehlikeye alışıktırlar. Askerler tehlikeden uzak dururlar. Čia tavo šuo? Bu senin köpeğin mi? Bu senin köpeğin mi? Kas ta moteris su rudu paltu? Kahverengi montlu kadın kim? Kahverengi paltolu kadın kim? Ar galėtum nupiešti man žemėlapį? Benim için bir harita çizer misin? Bana harita çizebilir misin? Ar norėtum pusės vištos? Yarım tavuk ister misin? Yarım tavuk ister misin? Įjungiau radiją, kad paklausyčiau naujienų. Haberleri dinlemek için radyoyu açtım. Haberleri dinlemek için radyoyu açtım. Jaučiuosi siaubingai. Berbat hissediyoruz. Kendimi çok kötü hissediyorum. Ji buvo darbšti. O çalışkandı. O çalışkan biriydi. Kaip blogai? Ne kadar kötü? Ne kadar kötü? Aš niekada prieš tai nemačiau tavęs besijuokiančio. Daha önce asla güldüğünü görmedim. Seni daha önce hiç güldüğünü görmemiştim. Būkime draugais. Arkadaş olalım. Arkadaş olalım. Man reikia čia pasilikti. Burada kalmam gerekiyor. Burada kalmalıyım. Kadangi aš esu čia, leisk tau padėti. Mademki buradayım, sana yardım edeyim. Burada olduğum için sana yardım etmeme izin ver. Rankšluoščiai yra purvini. Havlular kirli. Havlular kirli. Mes turime nuspręsti, kada pradėsime. Ne zaman başlayacağımıza karar vermeliyiz. Ne zaman başlayacağımıza karar vermeliyiz. Tu drąsesnė už mane. Sen benden daha cesursun. Benden daha cesursun. Ji turi įdomią knygą. Onun çok ilginç bir kitabı var. İlginç bir kitabı var. Jis būdavo darbštus. O çalışkandı. Çalışkan biriydi. Dar liko bilietų šiandienai? Bugün için bilet kaldı mı? Bugün için hala bilet var mı? Nesiklausyk jos. Onu dinleme. Onu dinleme. Koks tavo mėgstamiausias gėrimas? En sevdiğin içecek hangisidir? En sevdiğin içki hangisi? Manau, kad geriau pasilikti čia. Bence burada kalmak daha iyi. Burada kalmayı tercih ederim. Koks jūsų geriausio draugo vardas? En iyi arkadaşınızın adı nedir? En iyi arkadaşınızın adı ne? To nevalgyk. Onu yeme! Onu yeme. Už mano namo yra bažnyčia. Evimin arkasında bir kilise var. Evimin arkasında bir kilise var. Labai geras skonis. Çok iyi tadı var. Tadı çok güzel. Tomas yra vedęs. Tom evli. Tom evli. Ponas Kondo yra pats darbščiausias savo firmoje. Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır. Bay Condo, şirketteki en çalışkan kişi. Tomas gali vairuoti beveik kiekvienos rūšies transporto priemonę. Tom hemen hemen her türlü aracı sürebilir. Tom hemen hemen her tür araç kullanabilir. Mano prancūzų kalba siaubinga. Fransızcam berbat. Fransızcam berbat. Norite tikėkite, norite netikėkite, bet aš tikrai galiu piešti. İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim. İster inanın ister inanmayın, resim yapabilirim. Merė drąsi mergaitė. Mary cesur bir kız. Mary cesur bir kız. Tai buvo tiesiog nuostabu. O sadece harikaydı. Bu inanılmazdı. Miega kaip kūdikis. Bir bebek gibi uyuyor. Bebek gibi uyuyor. Mūsų mokykla turi dešimt klasių. Okulumuz on sınıfa sahiptir. Okulumuzun 10 sınıfı var. Kai aš prabudau, visi kiti keleiviai buvo išlipę. Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti. Uyandığımda tüm yolcular indi. Ji atrodo, kaip keletą dienų nieko nevalgius. Günlerdir hiç yemek yememiş gibi görünüyordu. Birkaç gündür hiçbir şey yapmak istemiyormuşum gibi görünüyor. Turėtum gėdytis savo elgesio. Davranışından utanmalısın. Bu tavırlarından utanmalısın. Lauksite? Bekleyecek misiniz? Bekler misiniz? Niekas neklauso. Kimse dinlemiyor. Kimse dinlemiyor. Nežinau, kas šio sakinio autorius. Bu duanın yazarı kim bilmiyorum. Bu cümlenin yazarı kim bilmiyorum. Jei persigalvosi, pranešk mums. Fikrini değiştirirsen, bize bildir. Fikrini değiştirirsen bize haber ver. Tikriausiai dėvėsiu šį raudoną megztinį. Galiba bu kırmızı kazağı giyeceğim. Sanırım bu kırmızı kazağı giyeceğim. Atrodo, kad lis. Yağmur yağacak gibi görünüyor. Yağmur yağmış gibi görünüyor. Kodėl tu turi Tomo raktus. Neden Tom'un anahtarları sende? Neden Thomas'ın anahtarları sende? Tomas vis dar rašo dainas. Tom hâlâ şarkılar yazar. Tom hala şarkı söylüyor. Kai šį rytą atsikėliau, skaudėjo galvą. Bu sabah kalktığımda, başım ağrıyordu. Bu sabah uyandığımda başım ağrıyordu. Kūdikis gali stovėti, bet negali vaikščioti. Bebek ayakta durabilir ama yürüyemez. Bebek ayakta durabiliyor ama yürüyemiyor. Nederėtų laužyti pažadų. Sözlerinden dönmemelisin. Verdiğin sözü tutmamalısın. Manau, kad supratau. Sanırım anlıyorum. Sanırım anladım. Jis lengvai galėjo išspręsti problemą. O,kolaylıkla problemi çözebildi. Soruna kolayca çözüm bulabilirdi. Tomas vis dar neatrodo susidomėjęs. Tom hâlâ çok ilgili görünmüyor. Tom hala pek ilgi çekici görünmüyor. Tau nepatinka dirbti su manim? Benimle çalışmayı sevmiyormusun? Benimle çalışmayı sevmiyor musun? Mano namas didelis. Evim büyüktür. Çok büyük bir evim var. Gavau laišką iš savo draugo. Arkadaşımdan bir mektup aldım. Arkadaşımdan bir mektup aldım. Tomas protestavo prieš tai, kad su juo buvo elgiamasi kaip su vaiku. Tom bir çocuk gibi davranılmasına itiraz etti. Tom, çocuğa kötü davranılması konusunda ısrar etti. Aš pavargau nuo namų darbų. Ev ödevinden bıktım. Ödevimden sıkıldım. Siūlau mums tęsti. Devam etmemizi öneriyorum. Devam edelim derim. Ar Tomas baigė? Tom bitirdi mi? Tom bitirdi mi? Nekenčiu žiemos. Kıştan nefret ederim. Kıştan nefret ederim. Kiek kainavo? Kaça mal oldu? Ne kadara mâl oldu? Ar čia tavo žodynas? Bu senin sözlüğün mü? Bu senin sözlüğün mü? Atneškite man šiek tiek šalto vandens. Bana biraz soğuk su getirin. Bana biraz soğuk su getirin. Kiek valandų per savaitę dirbate? Haftada kaç saat çalışıyorsunuz? Haftada kaç saat çalışıyorsunuz? Tomas beveik kiekvieną naktį ėjo gerti. Tom hemen hemen her gece içmeye gitti. Tom neredeyse her gece içmeye gitti. Niekas su manim nekalbėjo. Kimse benimle konuşmadı. Kimse benimle konuşmadı. Jei būčiau turėjusi daugiau pinigų, būčiau nusipirkusi parkerį. Eğer fazla param olsaydı, kalemi alırdım. Daha fazla param olsaydı, kalem alırdım. Kokia tavo mėgstamiausia grupė? Senin en sevdiğin grup hangisidir? En sevdiğin grup hangisi? Ačiū už jūsų atsakymą. Yanıtınız için teşekkür ederim. Cevabınız için teşekkürler. Turiu nuvesti Tomą namo. Tom'u eve götürmeliyim. Tom'u eve götürmeliyim. Suplanavau mums nuostabų patiekalą. Bizim için harika bir yemek planladım. Bize harika bir yemek ayarladım. Ji darbšti studentė? O, çalışkan bir öğrenci mi? Çalışkan bir öğrenci mi? Nagi, paskambink. Haydi ara. Hadi, ara beni. Aš nebuvau sąžiningas. Dürüst değildim. Dürüst olmadım. Ji visą laiką nenustojo rūkyti. O her zaman sigara içmeye devam etti. Sürekli sigara içmeyi bıraktı. Ji man jau nebesišypso. O, bana artık gülmüyor. Artık bana gülümsemiyor. Aš žinau apie tave viską. Senin hakkında her şeyi biliyorum. Hakkında her şeyi biliyorum. Tu turi įmonę. Şirketin var. Şirketin var. Aš tau negaliu leisti. Sana izin veremem. Gitmene izin veremem. Logiška. Mantıklı. Mantıklı. Vakar ir smarkiai vėjas pūtė, ir taip pat smarkiai lietus lijo. Dün hem güçlü rüzgarlar vardı hem de yoğun yağmur yağdı. Dün ve şiddetli rüzgar yağdı ve şiddetli yağmur yağdı. Kur turiu padėti savo bagažą? Bagajımı nereye koymalıyım? Eşyalarımı nereye koyayım? Šis dydis man per per didelis. Bu ölçü benim için çok büyük. Bu boyut benim için çok büyük. Ji gali groti fleita. O flüt çalabilir. Flüt çalıyor. Aš vis dar alkanas. Hâlâ açım. Hala açım. Leiskit jums padėti padaryti jūsų darbą. İşi yapmanıza yardım edeyim. İzin verin işinizi yapmanıza yardım edeyim. Rytoj liksiu namie. Yarın evde kalacağım. Yarın evde kalacağım. Negalėjau ateiti į tavo gimtadienio vakarėlį. Doğum günü partine gelemedim. Doğum günü partine gelemezdim. Jis tavęs lauke namuose. O senin için evde bekliyor. Seni evde bekliyor. Man patinka austriška muzika. Avusturya müziğini severim. İstiridye müziği severim. Ji sumokėjo 20 dolerių už lūpdažį. O, ruj için 20 dolar ödedi. Ruj için 20 dolar ödedi. Jis neturi darbo. Jis pensininkas. Onun bir iş yok. O emeklidir. Onun bir işi yok, emekli. Ligoninės yra labai brangios. Hastaneler çok pahalıdır. Hastaneler çok pahalıdır. Tomas mus seka. Tom bizi izliyor. Tom bizi takip ediyor. Aš galiu suprasti, kaip Tomas jaučiasi. Tom'un nasıl hissettiğini anlayabiliyorum. Thomas'ın neler hissettiğini anlayabiliyorum. Ar gali matyti Tomą šioje nuotraukoje? Tom'u bu resimde görebiliyor musun? Bu fotoğrafta Tom'u görebiliyor musun? Dar neperskaičiau paskutinio romano puslapio. Romanın son sayfasını henüz okumadım. Daha romanın son sayfasını okumadım. Šis laiškas kalba apie jo vedybas su Greise kitą mėnesį. Bu mektup, onun gelecek ay Grace'le evleneceğini söylüyor. Bu mektup gelecek ay Grace'le evlenmekten bahsediyor. Man patinka žvakės šviesa. Mum ışığını severim. mum ışığı hoşuma gidiyor. Vakarėlyje visi vilkėjo gražius drabužius. Partide, herkes güzel elbiseler giyiyordu. Partide herkes güzel giysiler giymişti. Jis mažas ir silpnas. O, küçük ve güçsüz. Küçük ve zayıf. Skonis nebuvo geras. Tadı güzel değildi. Tadı iyi değildi. Jis mūvi pirštines. O, eldiven giyiyordu. Eldiven giyiyor. Niekas nekalbės. Kimse konuşmayacak. Kimse konuşamaz. Mes to nestatėme. Onu biz inşa etmedik. Biz öyle bir şey yapmadık. Aš esu padaręs dalykų, kuriais nesididžiuoju. Gurur duymadığım şeyler yaptım. Gurur duymadığım şeyler yaptım. Tomas mano bute buvo su manimi. Tom dairemde benimleydi. Tom benim dairemde benimleydi. Kiek ilgai turiu ilsėtis? Ne kadar süre dinlenmeliyim? Ne kadar dinlenmem gerekiyor? Tavo idėjos yra kitokios nei mano. Senin fikirlerin benimkinden farklı. Senin fikirlerin benimkinden farklı. Ji nustebino jį atvykusi anksti. O erken vardığında onu şaşırttı. Erken geldiğinde çok şaşırdı. Aš nerimauju dėl jo sveikatos. Ben onun sağlığı hakkında endişe duyuyorum. Sağlığı için endişeleniyorum. Kur mes esame? Neredeyiz? Neredeyiz? Tomas man nieko neskolingas. Tom bana hiçbir şey borçlu değildir. Tom bana hiçbir şey borçlu değil. Žiūrėdamas į šią nuotrauką prisimenu savo šeimą. Bu fotoğrafa bakarken ailemi hatırlarım. Bu fotoğrafa baktığımda ailemi hatırlıyorum. Jis buvo naivus. O saftı. O saftı. Filipas ir Šeila pavėlavo. Aš ir pavėlavau? Philip ve Sheila geç kaldı. Ben de geç kaldım mı? Phillip ve Sheila geciktiler. Jis tokiu metu jau turi būti namuose. Şimdiye kadar eve varmış olmalı. Böyle bir zamanda evde olmalı. Jis tikrai labai pasikeitė nuo paskutinio karto. O gerçekten son zamandan beri çok değişti. Son gördüğümden beri gerçekten çok değişti. Jie daugiau nieko nedaro tik skundžiasi. Onlar şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Başka bir şey yapmazlar. Tu labai drąsus. Çok cesursun. Çok cesursun. Kas tu? Sen kimsin? Kimsin sen? Aš žinau, kad Džonas sąžiningas. John'ın dürüst olduğunu biliyorum. John'un dürüst olduğunu biliyorum. Tau reikia daug dirbti. Çok çalışman gerekiyor. Çok çalışman lazım. Jis pabučiavo ją į skruostą. O, onu yanağından öptü. Onu yanağından öptü. Nori jis gali išeiti, nori tegu pasilieka, man nerūpi. İster gitsin ister kalsın umurumda değil. Gitmesini ister. Kalmasını ister. Umurumda değil. Jis drąsus ir sąžiningas. O cesur ve dürüst. Cesur ve dürüst. Jis patyrė šoką. O bir şok geçirdi. Şok geçirdi. Jis ją myli. Ji taip pat jį myli. O,onu seviyor. O da onu seviyor. O da onu seviyor. Ji nešiojo akinius. O gözlük takıyordu. Gözlük takıyormuş. Ji užaugo mažame miestelyje. Küçük bir kentte büyüdü. Küçük bir kasabada büyüdü. Aš truputį išgėręs. Biraz sarhoşum. Ben biraz içki içtim. Jis atrodo, kaip keletą dienų nieko nevalgęs. Günlerdir hiç yemek yememiş gibi görünüyordu. Birkaç gündür hiçbir şey yememiş gibi. Tai siaubinga, tiesiog siaubinga. O berbat, sadece berbat. Korkunç, korkunç. Mes turime nuspręsti. Karar vermeliyiz. Karar vermemiz gerek. Tomas ir Merė sekė Džoną. Tom ve Mary John'u izlediler. Tom ve Mary John'u izlediler. Dar nėra naujos informacijos. Henüz yeni bilgi yok. Henüz yeni bir bilgi yok. Jis nevalgo mėsos, ar ne taip? O et yemez , değil mi? Et yemiyor, değil mi? Filmas buvo siaubingas. Film berbattı. Film korkunçtu. Man patinka džiazo muzika. Caz müziği severim. Caz müziği severim. Noriu susitikti su tavo tėvu. Babanla görüşmek istiyorum. Babanı görmek istiyorum. Jam patinka bosinė gitara. O, bas gitarı seviyor. Patron gitarı sever. Aš esu sąžiningas. Dürüst oluyorum. Ben dürüstüm. Tau patinka muzika? Müziği sever misin? Müzik sever misin? Niekas nestebi. Kimse izlemiyor. Kimse izlemiyor. Brazilija yra didelė šalis. Brezilya büyük bir ülke. Brezilya büyük bir ülke. Aš visada pavargusi. Ben her zaman yorgunum. Her zaman yorgunum. Aš miegojau. Uyuyordum. Uyuyordum. Mokytojas parodė mokinių klaidas. Öğretmen öğrencilerinin hatalarını gösterdi. Öğretmen, öğrencilerinin hatalarını gösterdi. Sveiki atvykę į mūsų restoraną. Restoranımıza hoş geldiniz! Restorana hoş geldiniz. Kodėl man nepadėjai? Neden bana yardım etmedin? Neden bana yardım etmedin? Nežinau, kada jis čia ateis. Onun buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum. Ne zaman geleceğini bilmiyorum. Kur šitą turiu padėti? Bunu nereye koymalıyım? Bunu nereye koyayım? Gerai, be problemų. Pekala, sorun yok. Tamam, sorun değil. Iš tikrųjų aš jo nemyliu. Aslında onu sevmiyorum. Aslında onu sevmiyorum. Kokia tavo mėgstamiausia spalva? Senin en sevdiğin renk hangisidir? En sevdiğin renk ne? Dabar aš turiu pailsėti. Şimdi dinlenmeliyim. Şimdi dinlenmem gerek. Jei tik mano mama būtų buvus vis dar gyva, tada būtų man padėjusi. Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu. Keşke annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardım ederdi. Tris mėnesius kartu keliavome. Üç ay birlikte seyahat ettik. Üç ay birlikte yolculuk ettik. Mačiau ją įeinančią į kambarį. Onun odaya girdiğini gördüm. Odaya girerken gördüm. Twitter nėra tikras draugas. Twitter, gerçek bir arkadaş değildir. Twitter gerçek bir dost değil. Tomas nori išbandyti naują šampūną. Tom, yeni bir şampuan denemek istiyor. Tom yeni bir şampuan denemek istiyor. Ji skaitė anglų kalba parašytą knygą. İngilizce yazılmış bir kitap okudu. İngilizce yazılmış bir kitap okuyordu. Aš turiu tai pabandyti dabar. Şimdi onu denemeliyim. Şimdi denemek zorundayım. Noriu atsigerti kažko šilto. İçmek için sıcak bir şey istiyorum. Sıcak bir şeyler içmek istiyorum. Tu netiki ta teorija, ar ne? O teoriye inanmıyorsun, değil mi? Bu teoriye inanmıyorsun, değil mi? Tikėk tuo, ar ne, Tomui yra 70 metų. İster inan ister inanma, Tom 70 yaşında. İnan ya da inanma Tom 70 yaşında. Tomui tai patinka. Tom bunu seviyor. Tom buna bayılır. Aš negaliu patikėti, kad privertei Tomą verkti. Tom'u ağlattığına inanamıyorum. Tom'u ağlattığına inanamıyorum. Tu jo bijai. Ondan korkuyorsun. Ondan korkuyorsun. Aš turiu pasikalbėti su Tomu. Tom'la konuşmalıyım. Tom'la konuşmalıyım. Būkime sąžiningi. Dürüst olalım. Dürüst olalım. Jis gali groti fleita. O flüt çalabilir. Flüt çalıyor. Sekmadienis yra diena, kai žmonės eina į bažnyčią. Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür. Pazar, insanların kiliseye gittiği bir gün. Aš teikiu didesnę pirmenybę pavasariui negu rudeniui. İlkbaharı sonbahara tercih ederim. Baharı sonbahardan daha çok tercih ederim. Tu per daug įsitempęs. Çok gerginsin. Çok gerginsin. Tau sakau! Sana diyorum! Sana söylüyorum! Reikia būti atidžiu ir darbščiu, tačiau norint išlaikyti šį kursą to nepakanka. Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir. Bu rotayı korumak için dikkatli ve çalışkan olmak yeterli değildir. Negalėjau surasti Tomo. Tom'u bulamadım. Thomas'ı bulamadım. Man reikia vaistų. Kur yra vaistinė? Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede? İlaçlara ihtiyacım var. Ji padėjo nosinę ant savo žaizdos. Yarasına bir mendil koydu. Yarasına mendil koydu. Jam daugiau nei trisdešimt. O otuz yaşın üzerindedir. 30'un üzerinde. Be tavęs gyvenimas siaubingas. Sensiz hayat berbat. Sensiz hayat berbat. Galiausiai darbščiam žmogui pavyksta. Sonuçta çalışkan kişi başarır. Sonunda çalışkan biri başarılı olur. Mes davėme jai obuolį. Elmayı ona verdik. Ona elma verdik. Gyvendamas Bostone kiekvieną dieną važinėdavau su dviračiu. Boston'da yaşadığımda, her gün bisikletimi sürdüm. Boston’dayken her gün bisikletimle seyahat ederdim. Aš buvau basas. Yalın ayaktım. Ben yalınayaktım. Kiek kainavo? Ne kadardı? Ne kadara mâl oldu? Ar tu ateisi į koncertą su manimi? Benimle konsere gelecek misin? Benimle konsere gelecek misin? Atostogos jau praėjo. Tatil geçti artık. Tatiller geçti. Mes pakvietėm jį savo namus. Biz onu evimize davet ettik. Onu evimize davet ettik. Aš jau užsiėmusi. Ben zaten meşgulüm. Meşgulüm. Ji avi aukštakulnius, kad atrodytų aukštesnė. O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. Daha uzun görünmesi için topuklu giyiyor. Tomas darbščiausias mokinys klasėje. Tom sınıfta en çalışkan öğrencidir. Tom sınıfın en çalışkan öğrencisi. Akivaizdu, kad tu myli Tomą, ir kad jis myli tave. Belli ki Tom'u seviyorsun ve belli ki o da seni seviyor. Belli ki Tom'u seviyorsun ve seni seviyor. Pamiršau, kas tai pasakė. Onu kimin söylediğini unuttum. Bunu kimin söylediğini unuttum. Tu visą laiką dėvi ryškiaspalvį kaklaraištį. Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun. Her zaman parlak bir kravat takıyorsun. Šis paukštis negyvena nei Japonijoje, nei Kinijoje. Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar. Bu kuş ne Japonya’da, ne de Çin’de yaşar. Nebuvo kitos išeities, kaip laukti. Beklemekten başka çare yoktu. Beklemenin başka yolu yoktu. Niekas neateina. Kimse gelmiyor. Kimse gelmiyor. O kad lietus liautųsi. Keşke yağmur dursa. Yağmurun durmasını. Ar galiu padaryti ką nors, kad padėčiau? Yardım etmek için bir şey yapabilir miyim? Yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı? Mano tėvas rūko. Babam sigara içiyor. Babam sigara içiyor. Tomas laukia Mary skambučio. Tom Mary'nin aramasını bekliyor. Tom Mary'nin telefonunu bekliyor. Tomas yra pedofilas. Tom pedofildir. Tom bir pedofil. Kai kurie žmonės pasaulyje kenčia badą. Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker. Dünyadaki bazı insanlar açlık çekiyor. Džekas protingiausias klasės vaikas. Jack sınıftaki en zeki çocuktur. Jack sınıfın en zeki çocuğu. Jis pastatė naują namą. Yeni bir ev inşa etti. Yeni bir ev inşa etti. Aš žinau visus šio puslapio žodžius. Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum. Bu sayfanın bütün sözlerini biliyorum. Tu labai drąsi. Çok cesursun. Çok cesursun. Kodėl Tomas nužudė Merę? Tom Mary'yi neden öldürdü? Tom neden Mary'yi öldürdü? Buvo siaubinga savaitė. Berbat bir haftaydı. Korkunç bir haftaydı. Manau ji sąžininga. Bence o dürüsttür. Bence adil. Visi tą patį galvoja. Herkes aynı şeyi düşünüyor. Herkes aynı şeyi düşünüyor. Tu darbšti. Sen çalışkansın. Çok çalışkansın. Tomas labai darbštus studentas. Tom çok çalışkan bir öğrencidir. Tom çok çalışkan bir öğrencidir. Aš nemoku anglų kalbos. İngilizce bilmiyorum. İngilizce bilmiyorum. Siūlau mums eiti namo. Eve gitmemizi öneriyorum. Eve gidelim derim. Tu labai drąsi, ar ne? Çok cesursun, değil mi? Çok cesursun, değil mi? Aš statau sieną. Bir duvar inşa ediyorum. Sınırı ben kuruyorum. Kiek kainavo akiniai? Gözlük ne kadardı? Gözlüğün fiyatı ne kadardı? Tomo odos spalva tamsi. Tom koyu tenli. Tom'un deri rengi koyu. Jis daug mokosi, kad išlaikytų egzaminą. Sınavı geçmek için çok çalışıyor. Sınava dayanabilmek için çok şey öğreniyor. Kokius ledus tu mėgsti? Ne tür dondurma seversin? Ne tür dondurma seversin? Jis žaisdavo tenisą kiekvieną sekmadienį. Her pazar tenis oynardı. Her pazar tenis oynardı. Prisijungsi prie manęs vakarienei? Öğle yemeğinde bana katılır mısın? Akşam yemeğine gelir misin? Aš nerimauju dėl jos sveikatos. Ben onun sağlığı hakkında endişe duyuyorum. Onun sağlığı için endişeleniyorum. Aš nepatenkintas rezultatais. Sonuçlardan memnun değilim. Sonuçları beğenmiyorum. Dar nevalgiau. Henüz bir şey yemedim. Daha yemedim. Ei, nedaryk to! Hey, onu yapma! Hey, yapma bunu! Taigi mes mylime sakinius. Bet labiau mes mylime kalbas. Bu yüzden cümleleri seviyoruz. Fakat dahası biz dilleri seviyoruz. Bu yüzden cümleleri seviyoruz ama dillerimizi daha çok seviyoruz. Tau išvykus prižiūrėsiu tavo kačiuką. Sen gidince yavru kedine bakacağım. Sen gittikten sonra kedine ben bakarım. Kodėl pavėlavai? Neden geç kaldın? Neden geciktin? Aš visiškai nuogas. Ben tamamen çıplağım. Tamamen çıplakım. Ne visi sąžiningi. Herkes dürüst değil. Herkes dürüst değil. Tu buvai drąsus. Cesurdun. Cesurdun. Aš mėgstu lazaniją. Lazanyayı severim. Lazanyayı seviyorum. Stiklinė yra purvina. Bardak kirli. Sicil kirlidir. Mano viešbučio kambarys kainavo daugiau nei aš tikėjausi. Otel odam beklediğimden daha fazlasına mal oldu. Otel odam beklediğimden daha pahalıydı. Jis Dievo rankose. O Allah'ın elinde. Tanrı'nın ellerinde. Marija nežinojo nei jos vardo, nei telefono numerio. Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu. Mary ne adını ne de numarasını biliyordu. Aš pamečiau savo bagažą. Bagajımı kaybettim. Eşyalarımı kaybettim. Jis darbštus mokinys? O, çalışkan bir öğrenci mi? Çalışkan bir öğrenci mi? Ne visi policininkai yra drąsūs. Tüm polisler cesur değildir. Tüm polisler cesur değil. Koks tavo tikslas? Amacın nedir? Amacın ne? Aš išmokau gyventi be jos. Onsuz yaşamayı öğrendim. Onsuz yaşamayı öğrendim. Kokia keista moteris! Ne garip bir kadın! Ne tuhaf bir kadın! Jie pradėjo šokti. Onlar dans etmeye başladılar. Dans etmeye başladılar. Tomas jį rado. Tom onu buldu. Tom onu buldu. Mano draugas bus mūsų gidas. Arkadaşım rehberimiz olacak. Arkadaşım rehberimiz olacak. Kokio dydžio batus avi? Kaç numara ayakkabı giyiyorsun? Ayakkabılar ne kadar büyük? Žmonės kompiuterį naudoja ir žaidimams, ir taip pat darbui. İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar. İnsanlar bilgisayarlarını oyun ve iş için kullanıyorlar. Jis išėjo iš kambario neatsisveikinęs. Veda etmeden ayrıldı odadan. Veda etmeden odadan çıktı. Tomas nėra narys. Tom bir üye değil. Tom bir üye değil. Tu tik mergina. Sen sadece bir kızsın. Sen sadece bir kızsın. Aš turiu eiti ir surasti Tomą. Gidip Tom'u bulmam gerekiyor. Gidip Tom'u bulmalıyım. Tomas būtų galėjęs laimėti, jeigu būtų to norėjęs. Tom eğer isteseydi kazanabilirdi. Tom isteseydi kazanabilirdi. Aš ją pažįstu nuo jos vaikystės. Onu çocukluğundan beri tanırım. Onu çocukluğumdan beri tanıyorum. Ačiū už informaciją. Bilgi için teşekkür ederim. Bilgi için teşekkürler. Jis buvo lauke. Dışardaydı. Dışarıdaydı. Skubėk namo! Eve acele et. Evine git! Mokau ispanų kalbos. Ben İspanyolca öğretirim. İspanyolca öğreniyorum. Aš žinau, ką jaučiu. Ne hissettiğimi biliyorum. Ne hissettiğimi biliyorum. Šiuos paveikslus nutapė jis. Bu resimler onun tarafından yapıldı. Bu resimleri o çizdi. Pažiūrėk į mergaites. Kızlara bak. Kızlara bak. Karvė aprūpina mus pienu. İnek bize süt sağlamaktadır. İnek bize süt verir. Jis labai darbštus. O çok çalışkandır. Çok çalışkan biri. Leisk man pabandyti. Denememe izin ver. Ben deneyeyim. Man patinka rokas. Ben rock seviyorum. Rock'ı severim. Kokio tipo ši vieta? Ne tür bir yer bu? Burası nasıl bir yer? Šildau kambarį. Odayı ısıtıyorum. Odayı ısıtıyorum. Jis labai sąžiningas. O çok dürüst. Çok dürüst. Man reikia eiti į ligoninę. Hastaneye gitmek zorundayım. Hastaneye gitmeliyim. Jis dėvi akinius nuo saulės. O güneş gözlüğü takıyor. Güneş gözlüğü giyiyor. Negaliu nieko suprasti, ką sakei. Ne söylediğini hiç anlayamıyorum. Ne dediğini anlayamıyorum. Prašau pakeiskite jenas į dolerius. Lütfen yen'i dolarla değiştirin. Lütfen, nehirleri dolarla değiştirin. Ji tikrai labai pasikeitė nuo paskutinio karto. O gerçekten son zamandan beri çok değişti. Son gördüğümden beri gerçekten çok değişti. Ji paprastai vėluodavo į mokyklą. O çoğu zaman okula geç kaldı. Genelde okula geç kalıyordu. Ji stengėsi atsikelti. O kalkmak için çabaladı. Ayağa kalkmaya çalışıyordu. Mes negalime laukti. Bekleyemeyiz. Bekleyemeyiz. Kodėl tai darai, Tomai? Neden bunu yapıyorsun, Tom? Bunu neden yapıyorsun Tom? Ji sąžinina ir darbšti, bet jos brolis visiškai priešingas. O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir. Çalışkan biri olsa da erkek kardeşi ona tamamen zıttır. Prašau palaukite priešais 213 kambarį. Lütfen oda 213'ün önünde bekleyin. 213 numaralı odada bekleyin lütfen. Merės vaikino vardas yra Tomas. Mary'nin erkek arkadaşının adı Tom'dur. Mary'nin erkek arkadaşının adı Tom. Dėkoju tau iš visos širdies. Ben bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Tüm kalbimle teşekkür ederim. Tomas turi advokatą. Tom'un bir avukatı var. Tom'un bir avukatı var. Diena beveik baigėsi. Gün hemen hemen bitti. Gün neredeyse sona erdi. Mano mama nepripratus prie sunkaus darbo. Annem zor işe alışık değildir. Annem zor bir işe alışık değil. Aš irgi turėjau tų pačių problemų. Bende aynı sorunlar vardı. Benim de aynı sorunlarım vardı. Kad nepavėluočiau, išėjau anksti. Geç kalmamak için erken ayrıldım. Geç kalmak için erken çıktım. Jai patinka bosinė gitara. O, bas gitarı seviyor. Patron gitarı sever. Turime būti sąžiningi. Dürüst olmalıyız. Dürüst olmalıyız. Mamos bulvės labai gerai pagamintos. Annem patatesi çok iyi pişirdi. Annemin patatesleri çok iyi üretildi. Metai turi dvylika mėnesių. Bir yıl on iki aya sahiptir. Yıl 12 ay. Praėjusį sekmadienį mano mama man nupirko gražią suknelę. Geçtiğimiz Pazar annem bana güzel bir elbise aldı. Geçen pazar annem bana güzel bir elbise aldı. Žinojau, ką dariau. Ne yaptığımı biliyordum. Ne yaptığımı biliyordum. Mes darbštūs. Biz çalışkanız. Çok çalışkanız. Tai nelengva. Bu kolay değil. Bu kolay değil. Tai tikrai ne paskutinis traukinys, ar ne? Bu elbette son tren değil, öyle değil mi? Bu son tren değil, değil mi? Su kokiu tikslu? Hangi amaçla? Ne amaçla? Kokia mėgstamiausia tavo pamoka? Senin en sevdiğin ders hangisidir? En sevdiğin ders ne? Ji patyrė šoką. O bir şok geçirdi. Şok geçirdi. Rytais paprastai geriu kavą, o vakarais arbatą. Sabahları genellikle kahve içerim, akşamları çay içerim. Sabahları genelde kahve ve akşamları çay içerim. Iš tikrųjų ji serga. Aslında o hasta. Aslında hasta. Visos mano giminės gyvena šiame mieste. Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor. Bütün ailem bu şehirde yaşıyor. Dvi jaunos merginos laimingai šypsojosi. İki genç kız mutlu bir şekilde gülümsedi. İki genç kız mutlu gülümsedi. Kokia tavo mėgstamiausia mašina? Senin en sevdiğin araba nedir? En sevdiğin araba hangisi? Įdomu, kas tai išrado? Onu kim icat etti acaba? Bunu kim icat etti acaba? Tomas išlipo iš savo mašinos. Tom arabasından çıktı. Tom arabasından çıktı. Tomas negalėjo atsakyti net į paprastą klausimą. Tom basit sorulara bile cevap veremedi. Tom basit bir soruya bile cevap veremedi. Jūs visi darbštūs. Hepiniz çalışkansınız. Hepiniz çalışkansınız. Mano senelis mirė netrukus po mano gimtadienio. Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra öldü. Dedem doğum günümden kısa süre sonra öldü. Aš ne milijonierė. Ben bir milyoner değilim. Milyoner değilim. Neturiu laiko net skaitymui. Okumak için zamanım bile yok. Okumaya bile vaktim yok. Aš nepatenkinta rezultatais. Sonuçlardan memnun değilim. Sonuçları beğenmedim. Jis buvo darbštus. O çalışkandı. Çok çalışkandı. Tomas darbščiausias mokinys klasėje. Tom sınıfında en çalışkan öğrencidir. Tom sınıfın en çalışkan öğrencisi. Tomas ir Merė vis dar biure. Šiandien jie abu planuoja dirbti iki vėlumos. Tom ve Mary hâlâ ofislerindeler. İkisi de bugün geç vakte kadar çalışmayı planlıyorlar. Tom ve Mary hala ofisteler ve bugün ikisi de gece geç saatlere kadar çalışmayı planlıyorlar. Leisk jam įeiti. Girmesine izin ver. Bırak girsin. Aš beveik niekada neplaukioju. Ben hemen hemen hiç yüzemem. Neredeyse hiç yüzmüyorum. Aš turiu tris vaikus. Üç çocuğum var. Üç çocuğum var. Tomas, kada paskutinį kartą jį mačiau, dėvėjo akių raištį. Tom, son gördüğümde, bir gözbandı takıyordu. Tom, onu en son gördüğümde göz bandı giyiyordu. Aš nei geriu, nei rūkau. Ne içki içerim ne de sigara içerim. Ne içmiyorum, ne de sigara içiyorum. Prašau rašyk su parkeriu. Lütfen bir dolmakalem ile yaz. Parkerle yaz lütfen. Gerai. Sutinku. Tamam. Kabul ediyorum. Tamam, anlaştık. Vaikas yra purvinas. Çocuk kirli. Çocuk kirli. Gali pasilikti tiek, kiek nori. İstediğin kadar kalabilirsin. İstediğin kadar kalabilirsin. Tomas dažniausiai buvo vienas. Tom çoğu zaman yalnızdı. Tom genelde yalnızdı. Tomas labai protingas žmogus. Tom çok mantıklı bir kişidir. Tom çok zeki biridir. Man patinka trumpų plaukų šukuosenos. Kısa saç stilini severim. Saç kesimini beğendim. Padaryti tau vakarienę? Senin için akşam yemeği pişireyim mi? Sana yemek hazırlayayım mı? Aš turiu su tavim pasikalbėti. Seninle konuşmalıyım. Seninle konuşmalıyım. Mes nerimaujame, kur jis dabar yra. Biz şimdi onun nerede olduğu hakkında endişe ediyoruz. Şu anda nerede olduğunu merak ediyoruz. Tomas beveik niekada neklauso radijo. Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez. Tom radyoyu neredeyse hiç dinlemiyor. Aš nerašiau šio sakinio. Bu cümleyi ben yazmadım. Bu cümleyi ben yazmadım. Jokių klaidų nedarantis žmogus yra nieko nedarantis žmogus. Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Hiçbir hata yapmayan kişi, hiçbir şey yapmayan biridir. Dabar nieko negaliu pasakyti. Şu anda bir şey söyleyemem. Şu anda hiçbir şey söyleyemem. Aš vis dar myliu Tomą. Tom'u hâlâ seviyorum. Hâlâ Tom'u seviyorum. Girdėjome naujienas, kad tu išlaikei egzaminą. Sınavı geçtiğin haberini duyduk. Sınavda kaldığına dair haberler duyduk. Pabudau šeštą ryto. Sabah saat yedide uyandım. Sabah altıda uyandım. Mažos kalvelės iš lėktuvo atrodo plokščios. Küçük tepeler uçaktan düz görünüyorlar. Uçaktan küçük tepeler düz görünüyor. Jei rytoj lis, pasiliksiu namie. Eğer yarın yağmur yağarsa, evde oturacağım. Eğer yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım. Tomas atrodė sumišęs. Tom şaşkın görünüyordu. Tom şaşkın görünüyordu. Tomas pradėjo dainuoti savo mėgstamiausią dainą ir Merė kartu su juo pradėjo dainuoti. Tom, en sevdiği şarkıyı söylemeye başladı ve Mary onunla birlikte söylemeye başladı. Tom en sevdiği şarkıyı söylemeye başladı ve Mary onunla birlikte şarkı söylemeye başladı. Neatsisveikinsi? Veda etmeyecek misin? Veda etmeyecek misin? Nueiti į stotį reikėjo penkių minučių. İstasyona gitmek beş dakika aldı. İstasyona gitmek beş dakika sürdü. Ji neilgai trukus pavargo. O kısa sürede yoruldu. Çok geçmeden yorgun oldu. Niekas neatėjo! Kimse gelmedi! Kimse gelmedi! Parke buvo daug jaunų porelių. Parkta birçok genç çift bulunuyordu. Parkta bir sürü genç çift vardı. Nebūkite naivūs. Saf olmayın. Alkollü olmayın. Meg net nepasižiūrėjo į mane. Meg bile bana bakmadı. Meg bana bakmadı bile. Tau patinka repas? Rap sever misin? Rap sever misin? Tas sūris pagamintas iš ožkos pieno. O peynir keçi sütünden yapılır. Bu peynir keçi sütünden yapılmış. Jie nori būti įžymūs. Ünlü olmak istiyorlar. Ünlü olmak istiyorlar. Jie yra mano bendraklasiai. Onlar benim sınıf arkadaşlarım. Onlar benim arkadaşlarım. Tu turi drąsos jai paskambinti? Onu aramaya cesaretin var mı? Onu aramak için cesaretin var mı? Viskas, ką ji sakė, buvo tiesa. Onun söylediği her şey doğruydu. Söylediği her şey doğruymuş. Šį rytą oras labai šalta, ar ne? Bu sabah hava çok soğuk, değil mi? Bu sabah hava çok soğuk, değil mi? Mes turime pabandyti. Denemeliyiz. Denemek zorundayız. Tomas jau išgėrė tris puodelius kavos. Tom daha önce üç fincan kahve içti. Tom zaten üç fincan kahve içti. Tu viską prarasi. Her şeyini kaybedeceksin. Her şeyi kaybedeceksin. Žmonės gyvena visose pasaulio vietose. İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyorlar. İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyor. Ji parodė man dovaną, gautą iš mylimojo. Erkek arkadaşından almış olduğu hediyeyi bana gösterdi. Bana aşkından aldığı hediyeyi gösterdi. Tomas yra jaunas. Tom genç. Tom genç. Kiek aš tau skolingas? Sana ne kadar borçluyum? Borcum ne kadar? Manau jis sąžiningas. Bence o dürüsttür. Bence dürüst. Turi rūpintis savimi. Kendine bakmalısın. Kendine iyi bakmalısın. Tomui skauda gerklę. Tom'un boğazı ağrıyor. Tom'un boğazı ağrıyor. Tu drąsesnis už mane. Sen benden daha cesursun. Benden daha cesursun. Man reikia pasakyti Tomui. Tom'a söylemem gerekiyor. Tom'a söylemeliyim. Labai vėlai atsikėliau ir pavėlavau į mokyklą. Çok geç kalktım ve okula çok geç kaldım. Çok geç uyandım ve okula geç kaldım. Koks tavo tikslas? Amacın ne? Amacın ne? Jis buvo neklaužada, kai buvo vaikas. O küçük bir çocukken yaramazdı. Çocukken berbattı. Tu naivus. Sen safsın. Sen safsın. Tu sąžiningas. Sen dürüstsün. Dürüstsün. Aš irgi laimingas. Ben de mutluyum. Ben de mutluyum. Tomas pasislėpė spintoje. Tom dolaba saklandı. Tom dolabın içinde saklanmış. Tomas nuo universiteto nei kiek nepasikeitė. Tom üniversiteden beri bir parça değişmedi. Tom'la üniversiteden beri hiç değişmemiş. Kodėl jis slepiasi? O, niçin saklanıyor? Neden saklanıyor? Prašau taip į mane nežiūrėk. Lütfen bana öyle bakma. Lütfen bana öyle bakma. Naujosios Zelandijos klimatas panašus į Japonijos. Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir. Yeni Zelanda iklimi Japonya’nınkine çok benziyor. Tu tik mergaitė. Sen sadece bir kızsın. Sen sadece bir kızsın. Kas jūs? Siz kimsiniz? Kimsin sen? Būkime sąžiningi! Dürüst olalım! Dürüst Olun! Mano kalbos sąraše nėra. Benim lisanım listede yok. Konuşma listemde yok. Ką tik pabaigiau daryti prancūzų kalbos namų darbus. Fransızca ev ödevimi yapmayı az önce bitirdim. Fransızca ödevimi yeni bitirdim. Labai mažai žmonių pastebėjo, kad jo nebuvo vakarėlyje. Çok az kişi onun partideki yokluğunu fark etti. Partide olmadığını çok az kişi fark etti. Vėlai atsikėlė ir pavėlavo į mokyklą. Geç kalktı ve okula geç kaldı. Geç kalktı ve okula geç kaldın. Iš tiesų aš tai padariau. Aslında, onu yaptım. Aslında ben yaptım. Kuo anksčiau pradėsime, tuo anksčiau baigsime. Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz. Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken biter. Ji atrodė sąžininga. O dürüst görünüyordu. Dürüst görünüyordu. Ką turėjau daryti toje situacijoje? O durumda ne yapmalıydım? Bu durumda ne yapmalıydım? Nepyk. Kızma. Özür dilerim. Šią naktį jis vyksta į Ameriką. Bu gece Amerika'ya gidiyor. Bu gece Amerika'ya gidiyor. Vakar pirmą kartą kalbėjau su Tomu prancūziškai. Dün ilk kez Tom'la Fransızca konuştum. Dün gece Tom'la Fransızca konuştum. "Kas parašė šią knygą?" "Džonas." "Bu kitabı kim yazdı? " John yazdı. " "Bu kitabı kim yazdı?" John. Einu į biurą. Büroya gidiyorum. Ofise gidiyorum. Amnezija reiškia "atminties praradimą". Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir. Amnezi'nin anlamı hafıza kaybıdır. Tomas bus pasiruošęs. Tom hazır olacak. Thomas hazır olacak. Ko nori? Ne istersin? Ne istiyorsun? "- Aš tikrai žinau, kaip tu jautiesi." "- Ne, tu nežinai!" "Gerçekten nasıl hissettiğini biliyorum." " Hayır, bilmiyorsun!" "Nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum." "Hayır, bilmiyorsun!" Tai buvo išorėje. Dışardaydı. Dışarıdaydı. Aš nebijau mirties. Ölümden korkmam. Ölümden korkmuyorum. Praleidome visą dieną pliaže. Tüm günü plajda geçirdik. Bütün gün bulaşıkları boşalttık. Būk atsargi. Sriuba labai karšta. Dikkat et. Çorba çok sıcak. Dikkatli ol, çorba çok sıcak. Ji gera muzikantė. O iyi bir müzisyen. İyi bir müzisyendir. Tai mano mėgstamiausia daina! Bu, en sevdiğim şarkı! Bu en sevdiğim şarkı! Manau, kad tau aš patinku. Bence benden hoşlanıyorsun. Sanırım benden hoşlanıyorsun. Sriuba nepaprastai karšta. Çorba son derece sıcak. Çorba çok sıcak. Kodėl mums neduodi dar 5 minučių? Neden bize beş dakika daha vermiyorsun? Neden bize 5 dakika daha vermiyorsun? Ji pabučiavo jį į skruostą. O, onu yanağından öptü. Onu yanağından öptü. Jis buvo drąsus. O cesurdu. Cesurdu. Aš nesu labai geras daininkas. Ben çok iyi bir şarkıcı değilim. Pek iyi biri değilimdir. Su kuo kalbėjai? Kiminle konuşuyordun? Kiminle konuşuyordun? Tomas rado vietą gyvenimui. Tom yaşamak için bir yer buldu. Tom hayat dolu bir yer buldu. Palaukite iki šešių. Altıya kadar bekleyin. Altıya kadar bekleyin. Ar leisi padėti tau su šia dėže? Bu kutuyla sana yardım edeyim mi? Bu kutuyla sana yardım etmeme izin verir misin? Aš noriu, kad Tomas žinotų, kad mes jį mylime. Tom'un onu sevdiğimizi bilmesini istiyorum. Tom'un onu sevdiğimizi bilmesini istiyorum. Nerimas paveikė jo sveikatą. Endişe onun sağlığını etkiledi. Kaygısı onun sağlığını etkiledi. Kas slepiasi už užuolaidos? Perdenin arkasında kim saklanıyor? Perdenin arkasında kim var? Visi vaikai yra sąžiningi. Bütün çocuklar dürüst. Tüm çocuklar dürüst. Man patinka fotografuoti. Ben fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Man reikia pasikalbėti su Tomu. Tom'la konuşmam gerekiyor. Tom'la konuşmalıyım. Žiūrėk į knygą ant stalo. Masadaki kitaba bak. Masadaki kitaba bak. Įtikinau ją eiti į vakarėlį. Onu partiye gitmeye ikna ettim. Onu partiye gitmeye ikna ettim. Tomas pasislėpė po stalu. Tom masanın altına saklandı. Tom masanın altına saklanmış. Aš šio laivo kapitonas. Ben bu geminin kaptanıyım. Bu geminin kaptanı benim. Jis tikrai gali kalbėti angliškai. O, elbette İngilizce konuşabilir. İngilizce konuşabiliyor. Dabar aš prisiminiau. Şimdi hatırlıyorum. Şimdi hatırladım. Aš pradedu suprasti, ką tu nori pasakyti. Ne demek istediğini anlamaya başlıyorum. Ne demek istediğini anlamaya başlıyorum. Man nėra pamokų. Benim dersim yok. Dersim yok. Aš žinau, kad tu nori man kažką pasakyti. Bana bir şey söylemek istediğini biliyorum. Bana söylemek istediğin bir şey olduğunu biliyorum. Aš išsikeičiau jenas į dolerius. Yen'i dolarla değiştirdim. Ben de jelibonu dolara değiştirdim. Mes per daug užsiėmę. Çok meşgulüz. Çok meşgulüz. Koks jūsų el. pašto adresas? E-posta adresiniz nedir? E- posta adresiniz nedir? Tavo sesuo yra darbščiausia iš visų mano draugų. Kız kardeşin tüm arkadaşlarımın en çalışkanıdır. Kız kardeşin tüm arkadaşlarımın en çalışkanı. Kada jis buvo pastatytas? Ne zaman inşa edildi? Ne zaman inşa edildi? Mums reikia daugiau. Daha fazlasına ihtiyacımız var. Daha fazlasına ihtiyacımız var. Aš visiškai nuoga. Ben tamamen çıplağım. Tamamen çıplakım. Vokietijoje yra daug marokiečių? Almanya'da çok Faslı var mıdır? Almanya'da bir sürü Faslı var mı? Julianas nešioja apvalius kaip Džono Lenono akinius. Julian, John Lennon'unki gibi yuvarlak gözlük takıyor. Julian, John Lennon'ın gözlükleri gibi yuvarlak giyer. Tai nebuvo mano idėja. O benim fikrim değildi. Benim fikrim değildi. Arba tu, arba aš turime jį aplankyti. Onu ya sen ya da ben ziyaret etmeliyim. Ya sen ya da ben onu ziyaret etmeliyiz. Ji buvo vaikas, bet ji buvo drąsi. O bir çocuktu, ama cesurdu. O bir çocuktu ama cesurdu. Tomas tiki manimi? Tom bana inanıyor mu? Thomas bana inanıyor mu? Mano žmona gamina maistą. Karım yemek pişiriyor. Karım yemek pişiriyor. Pakalbėk su mano advokatais. Avukatlarımla konuş. Avukatlarımla konuş. Nepasivarginkite ateiti į mano namus. Evime gelmek için zahmet etmeyin. Evime gelmek için zahmet etmeyin. Jis padėjo nosinę ant savo žaizdos. Yarasına bir mendil koydu. Yarasına mendil koydu. Manau, kad einu iš proto. Sanırım çıldırıyorum. Sanırım deliriyorum. Praeitą naktį čia miegojai? Geçen gece burada mı uyudun? Dün gece burada mı uyudun? Jis ne erelis. O bir kartal değildir. O bir kartal değil. Kodėl dėvi megztinį? Neden bir kazak giyiyorsun? Neden kazak giyiyorsun? Jis rūko kaip kaminas ir geria kaip žuvis. Baca gibi sigara içer, balık gibi içki içer. Baca gibi içer ve balık gibi içer. Tomas padarė siaubingą darbą. Tom berbat bir iş yaptı. Tom korkunç bir iş yaptı. Aš nesu darbštesnis už ją. Ondan daha çalışkan değilim. Ben ondan daha çalışkan değilim. Neturiu daug žinių apie fiziką. Fizik hakkında çok fazla bilgim yok. Fizikten pek haberim yok. Tomas drąsus vyras. Tom cesur bir adam. Tom cesur bir adam. Bilietai yra greitai parduodami visuose miestuose. Biletler, tüm şehirlerde çabuk satılıyor. Biletler her şehirde hızlı satılıyor. Jis net už tave darbštesnis. O bile senden daha çalışkan. Senden daha çok çalışıyor. Dirbsi iki dešimtos valandos? Saat ona kadar çalışacak mısın? Saat 10'a kadar mı çalışıyorsun? Niekas nežiūri. Kimse izlemiyor. Kimse bakmıyor. Aš tik visai neseniai pradėjau mokytis prancūzų kalbos, todėl jos dar nemoku gerai. Fransızca öğrenmeye henüz başladım, bu yüzden henüz çok iyi değilim. Fransızca öğrenmeye yeni başladım, o yüzden henüz iyi bilmiyorum. Lyja nuo sekmadienio. Pazar gününden beri yağmur yağıyor. Pazardan beri yağmur yağıyor. Aš turiu čia pasilikti. Burada kalmalıyım. Burada kalmalıyım. Situacija buvo be išeities. Durum çaresizdi. Durum ümitsizdi. Tu siūlai kitą teoriją? Başka bir teori öneriyor musun? Başka bir teori mi öneriyorsun? Jei ji būtų mane mylėjus, ar aš būčiau buvęs nelaimingas? O beni sevseydi mutlu olmaz mıydım? Beni sevseydi mutsuz olur muydum? Jis gali mokyti tiek anglų, tiek ir prancūzų kalbos. O, hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir. Hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir. Tu toks naivus. Çok safsın. Çok safsın. Mano namuose yra du miegamieji. Evimin iki yatak odası var. Evimde iki oda var. Apie ką nori su manim kalbėti? Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun? Ne hakkında konuşmak istiyorsun? Aš dar daug ko nežinau apie Tomą. Tom hakkında hala bilmediğim çok şey var. Tom hakkında bilmediğim çok şey var. Kur jūs matėte šią moterį? Kadını nerede gördün? Bu kadını nerede gördünüz? Aš dirbu šioje įmonėje. Bu şirkette çalışırım. Bu şirkette çalışıyorum. Mėgsti obuolius? Elmaları sever misin? Elma sever misin? Dabar turiu eiti į teatrą. Şimdi tiyatroya gitmeliyim. Şimdi tiyatroya gitmeliyim. Koks gražus! Ne kadar güzel! Çok güzel! Bobas dabar jau savaitę lovoje serga. Bob şimdi bir hafta boyunca yatakta hastadır. Bob bir haftadır yatakta hasta. Ar tau reikia kiekvieną dieną ten eiti? Her gün oraya gitmek zorunda mısınız? Her gün oraya gitmek zorunda mısın? Manau, kad mums iš tikrųjų reikia daug daugiau negu aš galvojau. Sanıyorum aslında düşündüğümden çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Bence düşündüğümden çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Visi žmonės kvėpuoja oru. Tüm insanlar havayı solur. Tüm insanlar hava solur. Man patinka šunys, bet mano sesei patinka katės. Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever. Köpekleri severim ama ablam kedileri sever. Aš turėjau tai mesti. Onu bırakmayı denemeliydim. Bırakmalıydım. Geriu apelsinų sultis. Portakal suyu içiyorum. Portakal suyu içiyorum. Jai daugiau nei trisdešimt. O otuz yaşın üzerindedir. 30'un üzerinde. Jis ir patrauklus, ir darbštus. O hem çekici hem de çalışkandır. Hem çekici hem çalışkandır. Jis nusprendė važiuoti į užsienį. O, yurtdışına gitmeye karar verdi. O yabancı bir ülkeye gitmeye karar verdi. Atsiprašome. Özür dileriz. Özür dilerim. Man nepatinka pomidorų skonis. Domatesin tadını sevmiyorum. Domates tadı hoşuma gitmiyor. Šiandien vakarienei bus žuvis. Bugün akşam yemeği için balığımız var. Akşam yemeği için balık olacak. Tomas tikrai gali žaisti tenisą. Tom elbette tenis oynayabilir. Tom tenis oynayabilir. Iš viso mūsų yra vienuolika žmonių. Toplam olarak on bir kişiyiz. Toplam 11 kişi var. Parke yra daug vaikų. Parkta birçok çocuk var. Parkta bir sürü çocuk var. Kokie tavo savaitgalio planai? Hafta sonu planlarınız nedir? Hafta sonu planların ne? Kur ji nuėjo? O nereye gitti? Nereye gitti? Ji kalba ir prancūziškai, ir taip pat angliškai. O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Ar galiu parūkyti? Sigara içebilir miyim? Sigara içebilir miyim? Aš mokausi prancūzų kalbos. Fransızca okuyorum. Fransızca öğreniyorum. Nustebau, kad jis nežinojo kaip naudotis žodynu. Şaşırdım, o, sözlüğü nasıl kullanacağını bilmiyordu. Kelime dağarcığını nasıl kullanacağını bilmemesine şaşırdım. Tomui reikia pinigų. Tom'un paraya ihtiyacı var. Thomas'ın paraya ihtiyacı var. Ji būdavo darbšti. O çalışkandı. O çalışkan biriydi. Tomas beveik kiekvieną šeštadienį čia ateina. Tom hemen hemen her Cumartesi buraya gelir. Tom neredeyse her cumartesi buraya gelir. Ar galime įeiti į vidų? İçeri girebilir miyiz? İçeri girebilir miyiz? Šis ežeras aprūpina mus vandeniu. Bu göl kentimize su sağlamaktadır. Bu göl bize su sağlıyor. Kurį laiką ji buvo laiminga. Bir süre mutluydu. Bir süre mutluydu. Nebijokite išbandyti naujų dalykų. Yeni şeyler denemekten korkmayın. Yeni şeyler denemekten korkmayın. Tai buvo labai lėtas traukinys. Sustodavo kiekvienoje mažoje stotyje. Çok yavaş bir trendi. Her küçük istasyonda durdu. Tren çok yavaştı ve her küçük istasyonda dururdu. Tomai, ką norėtum valgyti vakarienei? Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin? Tom, akşam yemeğinde ne yemek istersin? Aš vis dar alkana. Hâlâ açım. Hala açım. Kodėl skambinai? Neden aradın? Neden aradın? Ateik ir pasiimk tai. Gel ve onu al. Gel de al. Tu esi visiškai teisus apie jos charakterį. Onun karakteri hakkında kesinlikle haklısın. Onun karakteri konusunda kesinlikle haklısın. Man įgėlė bitė. Ben bir arı tarafından sokuldum. Arı tarafından ısırıldım. Tomas lygina marškinius. Tom gömlekleri ütülüyor. Tom gömlekleri ütüler. Vieta buvo beveik tuščia. Yer hemen hemen boştu. Neredeyse boştu. Jeigu tik būčiau buvus protingesnė. Keşke daha zeki olsaydım. Keşke daha zeki olsaydım. Jos skonis siaubingas. Onun tadı berbat. Tadı berbat. Tu labai darbšti. Çok çalışkansın. Çok çalışkansın. Tavo sesė yra darbščiausia iš visų mano draugų. Kız kardeşin tüm arkadaşlarımın en çalışkanıdır. Kız kardeşin tüm arkadaşlarımın en çalışkanı. Ten nieko nėra. Orada kimse yok. Orada kimse yok. Jei kiekvieną dieną kaip kiaulė ėsi, tikrai daug kilogramų priaugsi. Her gün domuz gibi yersen elbette çok kilo alırsın. Her gün domuz eti yersen çok kilo alırsın. Šaldytuvas yra nešvarus. Buzdolabı kirli. Buzdolabı kirli. Iš tikrųjų jis serga. Aslında o hasta. Aslında hasta. Ji drąsi ir sąžininga. O cesur ve dürüst. Cesur ve dürüst. Tomas pradėjo pykti. Tom kızmaya başladı. Tom öfkelenmeye başladı. Tai siaubinga. Bu berbat. Bu korkunç bir şey. Noriu padaryti jus laimingus. Sizi mutlu etmek isterim. Sizi mutlu etmek istiyorum. Tu tokia naivi. Çok safsın. Çok safsın. Kur tu buvai iki šiol? Şimdiye kadar neredeydin? Şu ana kadar neredeydin? Dabar jaučiuosi gerai. Şimdi iyi hissediyorum. Şimdi iyiyim. Vakar penktą valandą aš ploviau galvą. Dün saat beş'te saçımı yıkıyordum. Dün saat 5'te başımı yıkadım. Markas paėmė knygą. Mark kitabı aldı. Mark kitabı aldı. Šį rytą buvo dešimt laipsnių žemiau nulio. Bu sabah sıfırın altında on dereceydi. Bu sabah sıfırın on derece altındaydı. Jūs visi tikite Dievu? Hepiniz Allah'a inanıyor musunuz? Tanrı'ya inanıyor musunuz? Mokytojas norėjo iš jo sulaukti atsakymo. Öğretmen ondan bir cevap istedi. Öğretmeni ona cevap vermek istedi. Man reikia su tavim pasikalbėti. Seninle konuşmam gerekiyor. Seninle konuşmam gerek. Eik pažaisk su Tomu. Git Tom'la oyna. Git Thomas'la oyna. Jis buvo palaidotas savo gimtinėje. O, memleketinde toprağa verildi. Kendi memleketinde gömülü. Jos nuomone, jis neateina. Ona göre, o gelmiyor. Gelmediğine inanıyor. Ji nesutiko su mano pasiūlymu. Teklifimi kabul etmedi. Teklifimi kabul etmedi. Patinka tau ar ne, bet kokiu atveju tau reikia anksti išvykti. Hoşuna gitsin ya da gitmesin, her durumda erken ayrılmak zorundasın. İstesen de istemesen de erken gitmelisin. Laikrodis sustojo. Saat durdu. Saat durdu. Tomas yra darbštesnis už visus klasės mokinius. Tom sınıftaki herhangi bir öğrenciden daha çalışkandır. Tom tüm öğrencilerden daha çalışkandır. Kelintą valandą Tomas ateina čia? Tom saat kaçta buraya geliyor? Tom saat kaçta buraya geliyor? Kas laimės? Kim kazanacak? Kim kazanacak? Tomas nežino Merės batų dydžio. Tom Mary'nin ayakkabı ölçüsünü bilmiyor. Tom, Mary'nin ayakkabı boyunu bilmiyor. Šių apelsinų skonis yra geras. Bu portakalların tadı iyi. Bu portakalların tadı iyi. Tu esi visiškai teisi apie jos charakterį. Onun karakteri hakkında kesinlikle haklısın. Onun karakteri konusunda kesinlikle haklısın. Tu turi pabandyti. Denemelisin. Denemek zorundasın. Dabar tikrai nuobodžiauju. Şu anda gerçekten sıkılıyorum. Şimdi çok sıkıldım. Niekas nemirė. Kimse ölmedi. Kimse ölmedi. Ji rytoj žais futbolą. O yarın futbol oynayacak. Yarın futbol oynayacak. Jis išėjo neatsisveikinęs. Veda etmeden gitti. Veda etmeden gitti. Aš čia sau svetimas. Ben kendim burada bir yabancıyım. Buraya ait değilim. Namas dabar yra statomas. Ev şimdi inşa ediliyor. Artık ev inşa ediliyor. Tomas rado Merę parke sėdint ant suolelio. Tom Mary'yi parkta bir bankta otururken buldu. Tom, Mary'yi parkta bir bankta buldu. Ar turiu jums padėti? Size yardım etmeli miyim? Yardım edeyim mi? Mano žmona mirė nuo vėžio. Karım kanserden öldü. Karım kanserden öldü. Aš privalau nusipirkti porą batų. Bir çift ayakkabı almalıyım. Birkaç ayakkabı almam gerek. Aš negaliu patikėti, kad Tomas padarė tokią klaidą. Tom'un böyle bir hata yaptığına inanamıyorum. Thomas'ın böyle bir hata yaptığına inanamıyorum. Nuo šio nekenčiu vardo Tomas. Artık "Tom" adından nefret ediyorum. Tom isminden nefret ediyorum. Ar ši informacija teisinga? Bu bilgi doğru mu? Bu bilgi doğru mu? Jie paliko atidarytas duris. Kapıyı açık bıraktık. Kapı açık kaldı. Koks kvailas! Ne kadar aptal! Ne aptal ama! Aš valgau kriaušę. Armut yiyorum. Karnaval yiyorum. Mes labai užsiėmę. Çok meşgulüz. Çok meşgulüz. Tu sekantis, Tomai. Bir sonraki sensin, Tom. Sıra sende Tom. Aš nemyliu blogų vaikų. Kötü çocukları sevmem. Kötü çocukları sevmem. Aš nevykėlė. Başarısızın tekiyim. Ben bir ezikim. Arbatinukas yra ant stalo. Çaydanlık masanın üstündedir. Çaydanlık masada. Sniegas greitai krenta. Kar hızlı düşüyor. Kar hızla düşüyor. Vakar man skaudėjo ranką. Dün kolum ağrıyordu. Dün gece kolumu incittim. Tomas nežino, į ką kreiptis. Tom naçar kaldı. Tom kiminle konuşacağını bilmiyor. Tu labai įsitempęs. Çok gerginsin. Çok gerginsin. Aš dabar neturiu laiko. Şu anda vaktim yok. Şu an vaktim yok. Jam patinka keisti gyvūnai, tokie kaip gyvatė. O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor. Yılan gibi tuhaf hayvanları tercih eder. Nėra daug laiko. Fazla zaman yok. Fazla vaktimiz yok. Tomas slėpėsi kalnuose. Tom dağlarda saklanıyordu. Tom dağlarda saklanıyordu. Negaliu pasakyti, kiek laiko praėjo. Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem. Ne kadar zaman geçtiğini söyleyemem. Kokiu tikslu? Hangi amaçla? Ne için? Tai tampa rimta. Bu ciddi oluyor. Bu iş ciddileşiyor. Jūs turite parodyti savo pasus. Pasaportunuzu göstermelisiniz. Pasaportlarınızı göstermelisiniz. Aš myliu ir Lidiją ir Feliciją. Hem Lidia'yı, hem de Felicja'yı seviyorum. Lydia ve Felicia'yı seviyorum. Kuo daugiau padarysi dabar, tuo mažiau darysi rytoj. Şimdi ne kadar çok yaparsan, yarın o kadar az yaparsın. Şimdi ne kadar çok yaparsan yarın o kadar az yapacaksın. Turiu nuspręsti, ką darysiu. Ne yapacağıma karar vermeliyim. Ne yapacağıma karar vermeliyim. Visi vaikinai yra darbštūs. Tüm erkekler çalışkandır. Tüm erkekler çalışkandır. Tomui trūksta disciplinos. Tom disiplinden yoksun. Tom'un disiplini yok. Tomas nesustos verkęs. Tom ağlamayı durdurmayacak. Thomas asla ağlamaz. Kuo ankščiau nueinu miegoti, tuo anksčiau keliuosi. Ne kadar erken yatağa gidersem o kadar erken uyanırım. Ne kadar erken yatarsam o kadar erken kalkarım. Hiromi vilki naują suknelę. Hiromi yeni bir elbise giyiyor. Hiromi yeni elbise giyiyor. Skanaus! Afiyet olsun! Afiyet olsun! Ačiū! Teşekkürler! Teşekkür ederim! Tomas nunešė knygą. Mark kitabı götürdü. Tom kitabı aldı. Jis turi įdomią knygą. Onun çok ilginç bir kitabı var. İlginç bir kitabı var. Jis išprotėjo. O çıldırdı. Delirmiş. Kiek žmonių yra parduotuvėje? Mağazada kaç kişi var? Dükkanda kaç kişi var? Mesk! Bırak! At silahını! Mano tėtis nei geria, nei rūko. Benim babam ne sigara ne de içki içer. Babam ne içer ne de içer. Jeigu jis mane mylėtų, ar aš būčiau nelaiminga? O beni sevseydi mutlu olmaz mıydım? Eğer beni sevseydi mutsuz olur muydum? Jeigu ji mane mylėtų, ar aš būčiau nelaimingas? O beni sevseydi mutlu olmaz mıydım? Eğer beni sevseydi mutsuz olur muydum? Ji buvo drąsi. O cesurdu. Cesurdu. Londone yra labai daug gražių parkų. Londra'da birçok güzel park vardır. Londra'da çok güzel parklar var. Tau turėtų būti gėda už tokį elgesį. Davranışından utanmalısın. Bu yaptığın için utanmalısın. Bijai mirties, ar ne? Ölümden korkuyorsun, değil mi? Ölümden korkuyorsun, değil mi? Visi žino, kad tu turtinga. Herkes senin zengin olduğunu biliyor. Herkes senin zengin olduğunu biliyor. Mano tėtis turi auksinę širdį. Babamın altın bir kalbi var. Babamın altın bir kalbi var. Pinigai pakeitė jos gyvenimą. Para onun hayatını değiştirdi. Para onun hayatını değiştirdi. Ji buvo naivi. O saftı. Çok saftı. Ne gana to, dar ir pradėjo snigti. Daha da kötüsü kar yağmaya başladı. Yeterince değil, kar yağmaya başladı. Darbas turi būti pabaigtas prieš pietus. İşin öğlenden önce bitmesi gerekiyor. İş öğle yemeğinden önce bitmeli. Kur jis nuėjo? O nereye gitti? Nereye gitti? Tu susirasi darbą. Bir iş bulacaksın. Bir iş bulacaksın. Nesirūpinkite dėl tokio dalyko. Böyle bir şey için endişe etmeyin. Bunun için endişelenmeyin. Tu turi vykdyti daktaro rekomendacijas. Doktorun tavsiyesine uymalısın. Doktorun tavsiyelerini uygulaman gerek. Kiek viešbučių yra Paryžiuje? Paris'te kaç tane otel var? Paris'te kaç otel var? Esu pensijoje. Emekli oldum. Emekli oldum. Aš nemėgstu alaus. Ben bira istemiyorum. Ben bira sevmem. Pažiūrėkite į lentą. Tahtaya bakın. Tahtaya bakın. Šviežias maistas yra nuostabus. Taze gıda harika. Taze yemekler harika. Ar tu moki skaičiuoti prancūziškai? Fransızca sayabilir misin? Fransızca okuyabiliyor musun? Kas gali susidoroti su šia sunkia situacija? Bu zor durumla kim baş edebilir? Bu zor durumla kim başa çıkabilir? Aš jau nebe mokytojas. Artık öğretmen değilim. Artık öğretmen değilim. Moteris skaito. Kadın okuyor. Kadın okuyor. Dar neradau gydytojo. Henüz bir doktor bulmadım. Henüz doktor bulamadım. Šis stalas yra naudojamas Tomo. Bu masa Tom tarafından kullanılıyor. Bu masa Tom'un kullandığı masa. Kareiviai buvo pripratę prie pavojaus. Askerler tehlikeye alışıktı. Askerler tehlikedeydi. Ji aplankė Bostoną. Boston'u ziyaret etti. Boston'u ziyaret etti. Rytoj vyksiu į Bostoną. Yarın Boston'a gideceğim. Yarın Boston'a gideceğim. Dar nenoriu mirti. Henüz ölmek istemiyorum. Henüz ölmek istemiyorum. Ar aš tau skolinga pinigų? Sana para borçlu muyum? Sana borcum mu var? Aš turėčiau būti laimingas. Mutlu olmalıyım. Mutlu olmam gerek. Aš nerimauju dėl jo prastos sveikatos. Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum. Onun kötü sağlığı için endişeleniyorum. Jis gali kalbėti tik viena kalba. O sadece bir dil konuşabilir. Sadece tek bir dilde konuşabiliyor. Aš tikrai nerimauju dėl savo draugo. Bir arkadaşım hakkında gerçekten endişe duyuyorum. Arkadaşım için gerçekten endişeleniyorum. Nepaleiskite to šuns. O köpeği serbest bırakmayın. O köpeği bırakma. Atsiprašau, bet esu prieš šį projektą. Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım. Üzgünüm ama bu projeye karşıyım. Vairuok ypač atsargiai Son derece dikkatli sür. Çok Dikkatli Kullan Nori, kad aš vėl pradėčiau? Tekrar başlamamı istiyor musun? Yeniden başlamamı mı istiyorsun? Čia yra pėlė! Pakviesk katę! Burada fare var! Kediyi çağır! Burada bir fare var, kediyi çağır! Aš noriu pakeisti datą į rytojaus naktį. Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum. Yarın gece tarih değiştirmek istiyorum. Išėjau į pensiją praėjusiais metais. Geçen yıl emekli oldum. Geçen sene emekli oldum. Niekas nesuprato. Kimse anlamadı. Kimse anlamadı. Ji gali kalbėti tik viena kalba. O sadece bir dil konuşabilir. Sadece tek bir dilde konuşabiliyor. Ji nevalgo mėsos, ar ne taip? O et yemez , değil mi? Et yemiyor, değil mi? Man patinka matematika. Matematiği severim. Matematiği seviyorum. Tomas netgi neatsisveikino. Tom bile veda etmedi. Thomas veda bile etmedi. Tomas nuobodžiauja. Tom sıkılıyor. Tom sıkılıyor. Ji netiki Dievu. O Allah'a inanmaz. Tanrı'ya inanmıyor. Visada norėjau pabandyti mokytis prancūzų kalbos. Her zaman Fransızca öğrenmeyi denemek istedim. Hep Fransızca öğrenmek istemişimdir. Tu gali tai padaryti. Bunu yapabilirsin. Bunu yapabilirsin. Gerai. Atsiprašau. Tamam. Özür dilerim. Tamam, özür dilerim. Mes turime eiti aplankyti Tomą ligoninėje. Tom'u hastanede ziyarete gitmelisiniz. Thomas'ı hastaneye götürmeliyiz. Ar tu gabus matematikai? Matematikte iyi misin? Matematik konusunda usta mısın? Tavo veidas purvinas. Yüzün kirli. Yüzün kirli. Gerai atrodai. İyi görünüyorsun. İyi görünüyorsun. Vandenynas yra užterštas. Okyanus kirli. Okyanus kirlendi. Tomas turi nuspręsti. Tom karar vermeli. Thomas karar vermeli. Dėl to pavėlavai? Bu yüzden mi geç kaldın? Bu yüzden mi geciktin? O kad turėčiau tokį draugą, kaip tu. Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa. Keşke senin gibi bir arkadaşım olsaydı. Arba aš, arba Tomas privalo eiti. Ya Tom ya da ben gitmeliyim. Ya ben ya da Tom gitmek zorunda. Šis žodis yra vis dar naudojamas. Bu kelime hâlâ kullanılıyor. Bu kelime hala kullanılıyor. Tu dirbi Milane. Milano'da çalışıyorsun. Milan'da çalışıyorsun. Jei tik būčiau turėjęs kamerą tada. O zaman keşke bir kameram olsaydı. Keşke bir kameram olsaydı. Kokia graži! Ne kadar güzel! Ne kadar güzel! Mums nesisekė. Şanslı değildik. Şansımız yaver gitmedi. Aš skolingas jam 50 000 jenų. Ona 50.000 yen borçluyum. Ona 50.000 yen borçluyum. Tomas pasakė vairuotojui pasilikti grąžą. Tom sürücüye para üstünün kalmasını söyledi. Tom sürücüye, matkapta kalabileceğini söyledi. Jis nusprendė išvažiuoti į užsienį. O, yurtdışına gitmeye karar verdi. O yabancı bir ülkeye taşınmaya karar verdi. Manau tu teisus. Sanırım haklısınız. Sanırım haklısın. Būsiu sąžiningas. Dürüst olacağım. Dürüst olacağım. Įtikinau jį eiti į vakarėlį. Onu partiye gitmeye ikna ettim. Onu partiye gitmeye ikna ettim. Aš turiu pabandyti. Denemek zorundayım. Denemek zorundayım. Ką darysi? Ne yapacaksın? Ne yapacaksın? Tomui reikia daugiau. Tom'un daha fazlasına ihtiyacı var. Thomas'ın daha fazlasına ihtiyacı var. Labai mažai žmonių pastebėjo, kad jos nebuvo vakarėlyje. Çok az kişi onun partideki yokluğunu fark etti. Partide olmadıklarını çok az kişi fark etti. Prašau elkis sąžiningai. Lütfen dürüst davran. Lütfen dürüst ol. Obuoliai šiandien su nuolaida. Elmalar bugün indirimli. Bugün indirimli elmalar. Koks tavo tikrasis tikslas? Gerçek amacın nedir? Asıl amacın ne? Mėsa dar neparuošta. Et henüz hazır değil. Et henüz hazır değil. Aš taip pat laiminga. Ben de mutluyum. Ben de mutluyum. Tomas pasislepė po lovą. Tom yatağın altına saklandı. Tom yatağın altına saklanmış. Aš niekada prieš tai nemačiau tavęs besijuokiančios. Daha önce asla güldüğünü görmedim. Seni daha önce hiç gülen görmemiştim. Kvailų klausimų nėra, yra tik kvaili žmonės. Aptal sorular yok, yalnızca aptal insanlar var. Aptalca sorular sormak yok. Sadece aptal insanlar var. Ji gali kalbėti ir angliškai, ir prancūziškai. O, hem İngilizce hem Fransızca konuşabilir. Hem İngilizce hem de Fransızca konuşabiliyor. Ji išėjo neatsisveikinus. Veda etmeden gitti. Veda etmeden gitti. Jis pradėjo dainuoti. O, şarkı söylemeye başladı. Şarkı söylemeye başladı. Norite tikėkite, norite ne, bet jis turi tris vaikus. İster inanın ister inanmayın, onun üç çocuğu var. İster inanın ister inanmayın, üç çocuğu var. Ji labai panaši į savo mamą. O annesine çok benziyor. Annesine çok benziyor. Aš mečiau rūkyti. Sigara içmeyi bıraktım. Sigarayı bıraktım. Būdamas septintoje klasėje mečiau mokyklą. Yedinci sınıftayken okulu bıraktım. Yedinci sınıftayken okulu bıraktım. Man daugiau nieko nereikia. Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Başka bir şeye ihtiyacım yok. Man patinka šunys. Köpekleri severim. Köpeklere bayılırım. Nevėluok į mokyklą. Okula geç kalma. Okula geç kalma. Peršalsi. Üşüteceksin. Üşüyeceksin. Ką dar nori veikti? Başka ne yapmak istiyorsun? Başka ne yapmak istiyorsun? Aš galiu tavęs palaukti. Seni bekleyebilirim. Seni bekleyebilirim. Turi mesti rūkyti. Sigara içmeyi bırakmalısın. Sigarayı bırakmalısın. Nuo vakar oras šaltas. Dünden beri hava soğuk. Dünden beri hava soğuk. Ryžių skonis geras. Pirincin tadı güzeldir. Pirinç tadı iyidir. Tu visada skundiesi. Her zaman şikâyet ediyorsun. Sürekli şikayet ediyorsun. Ji labai daršbti mokinė. O çok çalışan bir öğrencidir. Lise öğrencisi olmak için çok çalışıyor. Kaip šildaisi namus? Evi nasıl ısıtıyorsun? Evini nasıl ısıtıyorsun? Bobas skundėsi savo draugui. Bob arkadaşına şikâyet etti. Bob yakın arkadaşı için şikayette bulundu. Melanie valgo obuolį. Melanie bir elma yiyor. Melanie elma yer. Vaikas labai sąžiningas. Çocuk çok dürüst. Çocuk çok dürüst. Tu tai tyčia darai! Bunu bile bile yapıyorsun! Kasten yapıyorsun! Prašau duok man stiklinę vandens. Lütfen bana bir bardak su ver. Bir bardak su ver lütfen. Vyresni žmonės dažnai bijo išbandyti naujus dalykus. Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar. Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyler denemeye korkarlar. Ji atleido savo vyrą. Kocasını affetti. Kocasını affetti. Mes jos nestatėme. Onu biz inşa etmedik. Onu biz başlatmadık. Tomas nenori vėluoti. Tom geç kalmak istemiyor. Tom geç kalmak istemiyor. Man tai kainavo dešimt dolerių. Bana on dolara mal oldu. Bu bana 10 dolara mal oldu. Tomas man tai padarė. Tom bunu benim için yaptı. Bunu Tom yaptı. Išbandžiau visus būdus. Her yolu denedim. Her yolu denedim. To neleidžiu. Ona izin vermiyorum. Bunu yapmana izin veremem. Ji pradėjo dainuoti. O, şarkı söylemeye başladı. Şarkı söylemeye başladı. Tu labai įsitempusi. Çok gerginsin. Çok gerginsin. Japonijoje golfas yra labai populiarus. Golf, Japonya'da çok popülerdir. Japonya'da golf çok popülerdir. Tomas visada nori išbandyti vis kažką naujo. Tom her zaman yeni bir şey denemek ister. Tom her zaman yeni bir şeyler denemek istiyor. Jis labai darbštus studentas. O çok çalışan bir öğrencidir. Çok çalışkan bir öğrenci. Aš dar gyva. Hâlâ hayattayım. Hala hayattayım. Bėk ir slėpkis. Koş ve saklan. Kaç ve saklan. Prašau duok man savo adresą. Lütfen bana adresini ver. Adresini ver lütfen. Henris Džeimsas nuo gimimo yra amerikietis. Henry James doğuştan bir Amerikalıydı. Henry James doğumdan beri Amerikalı. Jis labai daug geria. O çok fazla içki içer. Çok fazla içer. Kiek procentų žmonių kalba trijomis kalbomis? İnsanların yüzde kaçı üç dil konuşur? İnsanların yüzde kaçı üçlü dil konuşuyor? Aš ne melagis. Ben yalancı değilim. Ben yalancı değilim. Mokytojas nerimavo dėl dažno Tomo nebuvimo pamokose. Öğretmen Tom'un sık sık derse gelmemesinden endişe duyuyordu. Öğretmen Thomas'ın sık sık var olmaması konusunda endişeliydi. Dėstau ispanų kalbą. Ben İspanyolca öğretirim. İspanyolca öğreniyorum. Tomas turi tris dukteris. Tom'un üç kızı vardır. Thomas'ın üç kızı var. Mano dviračio pataisymas man kainavo tūkstantį jenų. Bisikletimi onarmak bana bin yene mal oldu. Bisikletimi tamir etmem 1000 yene mâl oldu. O, kad aš mirčiau. Keşke ölsem. Keşke ölseydim. Ji visada išlaiko savo kambarį geroje būklėje. Odasını her zaman iyi durumda tutar. Odasını her zaman iyi durumda tutar. Vyras valgė duoną. Adam ekmeği yedi. Adam ekmek yedi. Nusprendžiau būti laiminga, nes tai gerai mano sveikatai. Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi. Mutlu olmaya karar verdim, çünkü bu benim sağlığım için iyi. Tiktai būk stiprus. Sadece güçlü ol. Güçlü ol yeter. Niekas neatsakė. Kimse cevaplamadı. Kimse cevap vermedi. Leisk man pasilikti. Kalmama izin ver. Kalmama izin ver. Mano tėvo mašina buvo pagaminta Italijoje. Babamın arabası İtalya'da yapılmıştır. Babamın arabası İtalya'da üretildi. Tomas sėdi šalia Merės. Tom Mary'nin yanında oturuyor. Tom, Mary'nin yanında oturuyor. Ji maža ir silpna. O, küçük ve güçsüz. Küçük ve zayıf. Mes negalime įsivaizduoti pasaulio be elektros ir vandens. Elektriksiz ve susuz bir dünya hayal edemeyiz. Elektrik ve su olmadan dünyayı hayal edemeyiz. Aš nesu už jį darbštesnė. Ondan daha çalışkan değilim. Ben ondan daha çalışkan değilim. Tu čia gyveni? Burada mı yaşıyorsun? Burada mı yaşıyorsun? Tomas turi seserį Bostone. Tom'un Boston'da bir kız kardeşi var. Tom'un Boston'da bir kız kardeşi var. Ji Dievo rankose. O Allah'ın elinde. Tanrı'nın ellerinde. Tu namo atėjai penktą. Sen 05:00'te eve geldin. Beşte eve geldin. Palauk. Bekle. Bekle. Tomas man padės. Tom bana yardım edecek. Tom bana yardım edecek. Jei nori taikos, būk pasiruošęs karui. Barış istiyorsan, savaşa hazır ol. Barış istiyorsan savaşa hazır ol. Betė mėgsta klasikinę muziką. Betty klasik müziği sever. Beth klasik müziği sever. Man nesiseka sportas. Sporda çok kötüyüm. Sporda iyi değilimdir. Tai nebuvau aš. Tai buvo Tomas. O ben değildim. Tom'du. Ben değildim, o Tom'du. Tomas žiūrėjo į savo rankas. Tom kendi ellerine baktı. Tom ellerini baktı. Tu naivi. Sen safsın. Çok safsın. Aš nesu darbštesnis už jį. Ondan daha çalışkan değilim. Ben ondan daha çalışkan değilim. Matai sodą? Bahçeyi görüyor musun? Bahçeyi görüyor musun? Ko norėtum? Ne istersin? Ne istersin? Ji mūvi pirštines. O, eldiven giyiyordu. Eldiven giyiyor. Vaikas slėpėsi dėžėje. Çocuk kutuda saklanıyordu. Çocuk bir kutuda saklanıyordu. Aš už tavęs. Arkandayım. Arkandayım. Mano tėtis rūko retai. Babam nadiren sigara içer. Babam çok içmez. Šio vyno geras skonis. Bu şarabın tadı iyi. Bu şarabın tadı güzel. Skaičiuok iki trisdešimt. Otuza kadar say. 30'a kadar say. Kodėl to nesakai? Niçin onu söylemiyorsun? Neden söylemiyorsun? Tomui reikėjo daugiau. Tom'un daha fazlasına ihtiyacı vardı. Tom'un daha fazlasına ihtiyacı vardı. Vaikas pasislėpė už durų. Çocuk, kapının arkasına saklandı. Çocuk kapının arkasında saklanmış. Tomas paprašė Merės padaryti jam masažą, bet ji nenorėjo. Tom Mary'nin kendine bir masaj yapmasını istedi fakat o yapmak istemedi. Tom, Mary'den ona masaj yapmasını istedi ama istemedi. Aš geriu pieną. Süt içiyorum. Ben süt içiyorum. Tu labai drąsus! Çok cesursun! Çok cesursun! Vskas, ką jis sakė, buvo tiesa. Onun söylediği her şey doğruydu. Vslick'in söylediği doğruymuş. Jis gali kalbėti ir rašyti rusiškai. O Rusça'yı konuşabilir ve yazabilir. Konuşabiliyor ve Rusça yazabilir. Jis labai darbštus mokinys. O çok çalışan bir öğrencidir. Çok çalışkan bir öğrenci. Aš nerimauju dėl jūsų sveikatos. Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum. Sağlığınız için endişeleniyorum. Nusprendžiau būti laimingas, nes tai gerai mano sveikatai. Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi. Sağlığıma iyi geldiği için mutlu olmaya karar verdim. Aš žinau, kad tu nori padėti Tomui. Tom'a yardım etmek istediğini biliyorum. Thomas'a yardım etmek istediğini biliyorum. Tomas mikrobangėje šildosi gabalą vakarykštės picos. Tom mikrodalgada bir parça dünkü pizzadan ısıtıyor. Thomas mikrodalgada dünkü pizzanın bir parçasını ısıtıyor. Jai patinka keisti gyvūnai, tokie kaip gyvatė. O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor. Yılan gibi tuhaf hayvanları seviyor. Iki 2:30 turi nuspręsti. 2.30'a kadar karar vermelisin. 2:30'a kadar karar vermelisin. Prieš pirkdamas batus, turi juos pasimatuoti. Ayakkabıları almadan önce onları denemelisin. Ayakkabılarını almadan önce denemelisin. Jis stengėsi atsikelti. O kalkmak için çabaladı. Ayağa kalkmaya çalıştı. Palikau savo raktus ant stalo viršaus. Gal galėtum atnešti man juos? Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin? Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Kaip keista! Ne garip! Bu çok garip! Beveik niekas ja netikėjo. Hemen hemen hiç kimse ona inanmadı. Neredeyse kimse ona inanmadı. Pagal mano laikrodį keturios valandos. Benim saatime göre saat dört. Saatim dört saat. Ji turi maždaug tiek pat pašto ženklų, kiek aš. O benim sahip olduğum kadar çok sayıda pula sahiptir. Benim kadar pulları var. Aš turiu daug daugiau. Çok daha fazlasına sahibim. Bende daha çok var. Tada Tomas ir aš abu buvome užsiėmę. Tom ve ben o zaman ikimiz de meşguldük. Sonra Tom ve ben meşguldük. Tu vis dar tiki tokiomis istorijomis? Hala bu tür hikayelere inanıyor musun? Hâlâ böyle hikâyelere inanıyor musun? Tu per daug įsitempus. Çok gerginsin. Çok gerginsin. Aš viską mačiau. Her şeyi gördüm. Her şeyi gördüm. Ji buvo lauke. Dışardaydı. Dışarıdaydı. Ji net už tave darbštesnė. O bile senden daha çalışkan. Senden daha çok çalışıyor. Galiausiai radau nuostabų sprendimą. Sonunda harika bir çözüm buldum. Sonunda harika bir çözüm buldum. Ji nemoka nei skaityti, nei rašyti. O, ne okuyabilir nede yazabilir. Okuyamıyor ya da yazamıyor. Jie netgi klausėsi muzikos. Onlar bile müzik dinledi. Hatta müziği bile dinlediler. Kodėl ji manęs neklausys? O beni neden dinlemeyecek? Neden beni dinlemiyor? Kas jis yra? O kim? O da kim? Nebijok padaryti klaidos. Hatalar yapmaktan korkmayın. Hata yapmaktan korkma. Gali eiti į vakarėlį, bet turi būti namie iki vidurnakčio. Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın. Partiye gidebilirsin ama gece yarısına kadar evde olmalısın. Aš neturiu laiko netgi skaityti. Okumak için bile zamanım yok. Okumak için vaktim yok. O, kad būčiau turtingas. Keşke zengin olsaydım. Keşke zengin olsaydım. Ji nešioja brangų vėrinį. Pahalı bir gerdanlık takıyor. Çok pahalı bir kolye taşıyor. Tomas yra pripratęs dirbti lauke. Tom dışarıda çalışmaya alışıktır. Tom dışarıda çalışmayı alışkanlık haline getirdi. Sugrįžk į vakarėlį. Partiye geri dön. Partiye geri dön. Mary myli ir Tomą, ir Džoną. Mary hem Tom'u hem John'u sever. Mary hem Tom'u hem de John'u seviyor. Tomas rytoj ateina į mūsų mokyklą. Tom yarın bizim okula geliyor. Tom yarın okulumuza geliyor. Padėkite pinigus į banką. Parayı bankaya yatırın. Parayı bankaya koyun. Kaip tavo vasaros atostogos? Yaz tatilin nasıl gidiyor? Yaz tatilin nasıl geçti? Ar norėtum tai pabandyti? Onu denemek ister misin? Denemek ister misin? Naujienos jį nuliūdino. Haberler onu üzdü. Haberler onu hayal kırıklığına uğrattı. Kaip seniai tai buvo? O ne kadar önceydi? Ne kadar oldu? Tu juokauji! Dalga geçiyorsun! Şaka yapıyorsun! Ne visi paukščiai gali skristi. Tüm kuşlar uçamaz. Her kuş uçamaz. Tomas nesustos verkti. Tom ağlamayı durdurmayacak. Tom ağlamaktan vazgeçmeyecek. Kaip tu su ja susipažinai? Onu nasıl tanıdın? Onunla nasıl tanıştın? Aš jau užsiėmęs. Ben zaten meşgulüm. Meşgulüm. Jei jis būtų mane mylėjęs, ar aš būčiau buvus nelaiminga? O beni sevseydi mutlu olmaz mıydım? Beni sevseydi mutsuz olur muydum? Kas tavo mėgstamiausias aktorius? En sevdiğin aktör kimdir? En sevdiğin aktör kimdir? Ji siaubinga, tiesiog siaubinga. O berbat, sadece berbat. Çok çirkin. Çok korkunç. Jei pasakytum "Aš tave myliu", aš irgi tą patį tau pasakyčiau. Eğer "Seni seviyorum" dersen, ben de aynısını sana söylerim. "Seni seviyorum" deseydin ben de sana aynısını söylerdim. "- Čia kieno kėdė?", "- Mano". "Bu kimin sandalyesi?" "Benim." "Kimin sandalyesi?" "Benim sandalyem." Tomas ir Merė kartu gerai atrodo. Tom ve Mary birlikte iyi görünüyorlar. Tom ve Mary birlikte güzel görünüyorlar. Jis tik vaikas. O, ancak bir çocuk. O sadece bir çocuk. Ji išprotėjo. O çıldırdı. Delirmiş. Tomas pradėjo truputį pykti. Tom biraz kızmaya başladı. Tom biraz kızmaya başladı. Koks jūsų geriausios draugės vardas? En iyi arkadaşınızın adı nedir? En iyi arkadaşınızın adı ne? Triušis pasislėpė už medžio. Tavşan ağacın arkasına saklandı. Tavşan ağacın arkasına saklandı. O, kad turėčiau mašiną. Keşke bir arabam olsa. Keşke bir arabam olsaydı. Merė drąsi mergina. Mary cesur bir kız. Mary cesur bir kız. Jis gali kalbėti ir angliškai, ir prancūziškai. O, hem İngilizce hem Fransızca konuşabilir. Hem İngilizce hem de Fransızca konuşabiliyor. Kas buvo Mona Liza? Mona Lisa kimdi? Mona Lisa kimdi? Edvardas yra jaunesnis už Robertą. Edvardas Robertas'tan daha genç. Edward Robert'dan daha küçük. Išsiaiškinkite, ką žino Tomas. Tom'un ne bildiğini bulun. Thomas'ın ne bildiğini öğrenin. Aš buvau Kinijoje trumpiau nei vieną mėnesį. Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum. Çin'e bir aydan kısa sürdüm. Eurovizijos blogiausia daina pirma, o pati geriausia liko antra nuo galo. Kokia nesąmonė! Eurovision'un en kötü şarkısı birinci, en iyi şarkısı sondan ikinci oldu. Ne bir saçmalık! Avrozyonun en kötü şarkısı önce gelir ve en iyi şarkı ise ikinci perdeden çıkar. Paskambink man! Beni ara! Ara beni! Jis rytoj žais futbolą. O yarın futbol oynayacak. Yarın futbol oynayacak. Jis serga nuo praeitos savaitės. O geçen haftadan beri hasta. Geçen haftadan beri hasta. Aš italas, bet gyvenu Tailande. Ben İtalyanım ama Tayland'ta yaşıyorum. Ben İtalyan'ım ama Tayland'da yaşıyorum. Ji darbšti mokinė? O, çalışkan bir öğrenci mi? Çok çalışan bir öğrenci mi? Vakar naktį gerai nemiegojote, ar ne taip? Dün gece iyi uyumadınız, değil mi? Dün gece iyi uyuyamadın, değil mi? Mano mama mėgsta arbatą, o aš kavą. Ben kahve severken, annem çay sever. Annem çayı sever, ben de kahve. Jos skonis tobulas. Onun tadı mükemmel. Tadı mükemmel. Jis nemėgsta kavos. O, kahve sevmez. Kahve sevmez. Aš negaliu niekur eiti. Hiçbir yere gidemiyorum. Hiçbir yere gidemem. Tomas taip pat mėgsta slidinėti. Tom da kayak sever. Tom da kayak sever. Tu nerimta. Ciddi değilsin. Tutuklanmıyorsun. Jis kalba ir prancūziškai, ir taip pat angliškai. O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Bobas užsuko į savo dėdės namus. Bob amcasının evine uğradı. Bob amcasının evine geldi. Kokia tavo mėgstamiausia knyga? Senin en sevdiğin kitap hangisidir? En sevdiğin kitap ne? Aš pasislėpiau po stalu. Ben masanın altına saklandım. Masanın altına saklandım. Tu plikas? Kel misin? Kel misin? Tomas sedėjo ant suolelio šalia Merės. Tom bankta Mary'nin yanında oturdu. Tom Mary'nin yanındaki bankta oturuyordu. Greitai pasveikai. Hızlı bir şekilde iyileştin. Çok geçmeden iyileştin. Jis neatrodo laimingas. O mutlu görünmüyor. Pek mutlu görünmüyor. Kaip įmanoma tave pamiršti? Seni unutmak ne mümkün. Seni nasıl unutabilirim? Tu turi manim didžiuotis. Benimle gurur duymalısın. Benimle gurur duymalısın. Leisk man kalbėti. Konuşmama izin ver. Bırak ben konuşayım. Kvartete yra vienu nariu daugiau, nei trio. Bir dörtlü, bir üçlüden bir üye daha fazladır. Quarte'de üçden fazla üye var. Mano tėvas rūko. Babam sigara içer. Babam sigara içiyor. Ji neatrodo laiminga. O mutlu görünmüyor. Pek mutlu görünmüyor. Aš ne milijonierius. Ben bir milyoner değilim. Ben milyoner değilim. Atvyksta užsienietis iš Škotijos. Yabancı İskoçya'dan geliyor. İskoçyalı bir yabancı geliyor. Jis nebuvo pripratęs miegoti vienas. Yalnız yatmaya alışık değildi. Yalnız uyumaya alışık değildi. Aš nemylėjau Tomo. Tom'u sevmiyordum. Tom'u sevmedim. Žaidei tenisą? Tenis oynadın mı? Tenis oynadın mı? Beveik vienas trečdalis viso biuro darbuotojų nešioja akinius. Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor. Büro çalışanlarının neredeyse üçte biri gözlük takıyor. Aš einu į tą pačią mokyklą kaip Kenji. Kenji ile aynı okula gidiyorum. Ben de Kenny gibi okula gidiyorum. Kažkas paiko savo kepurę. Biri şapkasını bıraktı. Birisi şapkasını çekmiş. Tomas ją rado. Tom onu buldu. Tom onu buldu. Kodėl ji slepiasi? O, niçin saklanıyor? Neden saklanıyor? Tai nepasikeis. Bu değişmeyecek. Bu değişmeyecek. Sėskites į jūsų norimą vietą. İstediğiniz yere oturun. İstediğiniz yere oturun. Aš jau nebe vaikas. Artık çocuk değilim. Artık çocuk değilim. Šį mėnesį dar nelijo. Bu ay henüz yağmur yağmadı. Bu ay yağmur yağmadı. Matei juos? Onları gördün mü? Onları gördün mü? Kokią kalbą paprastai naudoji, kai kalbi su Tomu? Tom'la konuşurken genellikle hangi dili kullanırsın? Tom'la konuşurken genelde hangi dili kullanıyorsun? Pinigai ir aš esame vienas kitam svetimi. Kitaip sakant, aš vargšas. Para ve ben birbirimize yabancıyız, yani, ben fakirim. Para ve ben birbirimize yabancıyız, yani fakirim. Galite man skambinti jūsų norimu laiku. İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz. İstediğin saatte arayabilirsin. Aš taip pat laimingas. Ben de mutluyum. Ben de mutluyum. Tai neverta rizikos. Bu, riske değmez. Riske değmez. Japonijos sostinė yra Tokijas. Japonya'nın başkenti Tokyo'dur. Japonya’nın başkenti Tokyo’dur. Gali pasirinkti savo norimą. İstediğinizi seçebilirsiniz. İstediğini seçebilirsin. Neišeik neatsisveikinus. Veda etmeden gitme. Veda etme. Aš dar gyvas. Hâlâ hayattayım. Hala hayattayım. Tomas tikrai geras mokytojas. Tom kesinlikle iyi bir öğretmen. Tom gerçekten iyi bir öğretmen. Pereik gatvę. Caddeyi geç. Karşıdan karşıya geç. Aš moku vairuoti. Araba sürebilirim. Araba kullanabilirim. Kiek kainuos? Kaça mal olacak? Ne kadar? Ta katė turi gražų kailį. O kedinin güzel bir kürkü var. Kedinin çok güzel kalçaları var. Jis blogoje padėtyje. O hapı yuttu. Kötü durumda. Niekas nejudėjo. Kimse taşınmadı. Kimse kıpırdamadı. Šį kartą mano tikslas yra Paryžius. Bu kez amacım Paris. Bu sefer benim hedefim Paris. Nesu tikras, kur aš esu. Nerede olduğumdan emin değilim. Nerede olduğumu bilmiyorum. Vyras, šokantis ant scenos, yra mano dėdė. Sahnede dans eden adam benim amcam. Sahnedeki adam benim amcam. Aš turiu pabandyti. Denemeliyim. Denemek zorundayım. Kodėl aš turiu mokytis prancūzų? Niçin Fransızca öğrenmeliyim? Neden Fransızca öğrenmek zorundayım? Šį vakarą užsuk į mano biurą. Bu akşam benim ofisime uğra. Bu gece ofisime gel. Merė nepaprastai graži mergina. Mary son derece güzel bir kız. Mary çok güzel bir kız. Koks mano tikslas? Amacım nedir? Amacım ne? Tiktai palauk. Sadece bekle. Sadece bekle. Aš nesupratau Tomo pokšto. Tom şakayı anlamadı. Thomas'ın şakasını anlamadım. Ji buvo tiesiog nuostabi. O sadece harikaydı. Çok güzeldi. Lietuva yra gera šalis. Litvanya güzel bir ülkedir. Litvanya iyi bir ülke. Kiek aš tau skolinga? Sana ne kadar borçluyum? Borcum ne kadar? Niekas nekalbėjo. Kimse konuşmadı. Kimse konuşmadı. Aš irgi laiminga. Ben de mutluyum. Ben de mutluyum. Kokį dydį jūs nešiojate? Kaç beden giyiyorsunuz? Ne kadar büyük taşıyorsunuz? Manau, kad turime pasikalbėti su Tomu. Bence Tom'la konuşmalıyız. Bence Tom'la konuşmalıyız. Aš nekalbu greitai. Hızlı konuşmam. Hızlı konuşmuyorum. Taigi, tu sutinki, kad melavai? Ar ne taip? Yani yalan söylediğini kabul ediyorsun, öyle mi? Yalan söylediğini kabul ediyor musun? Tu labai darbštus. Çok çalışkansın. Çok çalışkansın. Jie turi prastą atmintį. Onların kötü bir hafızaları var. Yanlış hafızaları var. Štai adresas. İşte adres. İşte adres. Jis aplankė Bostoną. Boston'u ziyaret etti. Boston'u ziyaret etti. Aš tau siūlau darbą. Sana iş öneriyorum. Sana bir iş teklifim var. Bill metė rūkyti. Bill, sigarayı bıraktı. Bill sigarayı bıraktı. Kas tiki Dievu? Kim Allah'a inanıyor? Tanrı’ya Kim İnanıyor? JAV tikėjo likti už karo ribų. Amerika Birleşik Devletleri savaşın dışında kalmayı umut ediyordu. ABD savaşın dışında kalacağına inanıyordu. Tai kambarys 839. Bu, Oda 839. Burası 839 numaralı oda. Kodėl jis manęs neklausys? O beni neden dinlemeyecek? Neden beni dinlemiyor? Ji labai sąžininga. O çok dürüst. Çok dürüst bir kadın. Mano mėgstamiausias sportas yra futbolas. Benim en sevdiğim spor futboldur. En sevdiğim spor futboldur. Mačiau jį įeinantį į kambarį. Onun odaya girdiğini gördüm. Odaya girerken gördüm. Tomas buvo mano studentas. Tom benim öğrencimdi. Tom benim öğrencimdi. Niekas ten nėjo. Kimse oraya gitmedi. Kimse oraya gitmedi. Jis atrodė sąžiningas. O dürüst görünüyordu. Dürüst görünüyordu. Mano tėvas vaikšto. Babam yürüyor. Babam yürüyor. Jei nesi labai užsiėmus, gal galėtum man vieną minutę padėti? Çok meşgul değilsen bana bir dakika yardım edebilir misin? Eğer çok meşgul değilsen bir dakikalığına bana yardım eder misin? Tomas dažniausiai dėvi akinius nuo saulės, netgi jei ir Saulė nešviečia labai ryškiai. Tom genellikle çok parlak olmasa bile güneş gözlüğü takıyor. Thomas çoğu zaman güneş gözlüğü giyer, hatta güneş çok parlak görünmese bile. Tomas buvo mano mokinys. Tom benim öğrencimdi. Tom benim çırağımdı. Ji žaisdavo tenisą kiekvieną sekmadienį. Her pazar tenis oynardı. Her pazar tenis oynardı. Aš manau, kad tu turi plaukti. Sanırım yüzmelisin. Bence yüzmelisin. Uždarykite langą. Pencereyi kapatın. Pencereyi kapat. Jis labai drovus. Jis sako norintis jus pamatyti. O çok utangaç. Sizi görmek istediğini söylüyor. Çok utangaçtır ve sizi görmek istediğini söylüyor. Tomas labai darbštus. Tom çok çalışkandır. Tom çok çalışkandır. Kaip aš galiu priaugti svorio? Nasıl kilo alabilirim? Nasıl kilo verebilirim? Kiekvieną dieną skaitai prancūziškai? Her gün Fransızca okur musun? Her gün Fransızca mı okuyorsun? Aš jai skolingas dešimt dolerių. Ona on dolar borçluyum. Ona 10 dolar borcum var. Girdėjau, kad Tomo šiandien čia nebus. Tom'un bugün burada olmayacağını duydum. Tom bugün burada olmayacakmış diye duydum. Užversk knygą. Kitabı kapat. Kitabı kapat. Situacija atrodė nekontroliuojama. Durum kontrol dışı görünüyordu. Durum kontrolden çıkmış gibi görünüyordu. Tomas darbštus. Tom çalışkandır. Tom çalışkan biri. Niekas nežiūri. Kimse bakmıyor. Kimse bakmıyor. Mačiau danguje keistą dalyką. Gökyüzünde garip bir şey gördüm. Gökyüzünde tuhaf bir şey gördüm. Mano tėvas rūko retai. Babam nadiren sigara içer. Babam çok içmez. Saulė teka. Güneş doğuyor. Güneş doğuyor. Dauguma studentų mėgsta sportą. Öğrencilerin çoğu sporları sever. Öğrencilerin çoğu spora bayılır. Jis labai panašus į savo mamą. O annesine çok benziyor. Annesine çok benziyor. Šis telefonas sugedo. Bu telefon bozuk. Bu telefon bozuldu. Kas jūs tokie? Siz kimsiniz? Siz kimsiniz? Dar neradau daktaro. Henüz bir doktor bulmadım. Doktor bulamadım. Jis nemoka nei skaityti, nei rašyti. O, ne okuyabilir nede yazabilir. Okuyamıyor ya da yazamıyor. Nešerkite šuns. Köpeğe yiyecek vermeyin. Köpeği beslemeyin. Niekada nesitikėjau tave vėl pamatyti. Seni tekrar görmeyi hiç beklemiyordum. Seni tekrar görmeyi beklemiyordum. Leisk tau padėti. Sana yardım edeyim. Sana yardım edeyim. Aš susišildžiau vonioje. Ben banyoda kendimi ısıttım. Banyoda ısındım. Kodėl nesėdi? Neden oturmuyorsun? Neden oturmuyorsun? Pasakei jo mamai? Annesine söyledin mi? Annene söyledin mi? Tomas privalo tai pabandyti. Tom onu denemeli. Tom bunu denemek zorunda. Maistas dar neparuoštas. Yemek henüz hazır değil. Yemek hazır değil. Neturiu laiko net skaityti. Okumak için zamanım bile yok. Okumak için vaktim yok. Aš nemėgstu pomidorų skonio. Ben domatesin tadını sevmiyorum. Domates tadı hoşuma gitmiyor. Galvoju, kad tu būsi nuostabus tėvas. Harika bir baba olacağını düşünüyorum. Bence harika bir baba olacaksın. Tu nerimtas. Ciddi değilsin. Ciddi değilsin. Aš darbštus. Ben çalışkanım. Ben çalışkan biriyim. Kaip mano sūnus? Oğlum nasıl? Oğlum nasıl? Leisk jai įeiti. Girmesine izin ver. Bırak girsin. Tomas turi labai gražią rašysena. Tom'un çok güzel el yazısı var. Tom'un çok güzel bir el yazısı var. Aš palikau tavo knygą mašinoje. Kitabını arabada bıraktım. Kitabını arabada bıraktım. Apskritai, japonai yra darbštūs. Genel olarak, Japonlar çalışkandır. Genel olarak Japonlar çalışkandır. Man patiko jūsų įmonė. Sizin şirketten hoşlandım. Şirketinizi sevdim. Jis buvo vaikas, bet jis buvo drąsus. O bir çocuktu, ama cesurdu. O bir çocuktu ama cesurdu. Duok Tomui viską. Onun hepsini Tom'a ver. Thomas'a her şeyi ver. Čia yra vienas iš geriausių Bostono viešbučių. Bu, Boston'un en iyi otellerinden biridir. Bu Boston'un en iyi otellerinden biri. Tomas turi truputį pailsėti. Tom biraz dinlenmeli. Thomas'ın biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Norėčiau paatostogauti Lenkijoje. Polonya'da bir tatile gitmek istiyorum. Polonya'da tatil yapmak istiyorum. Jie nieko nežino. Onlar hiçbir şey bilmiyorlar. Hiçbir şey bilmiyorlar. Į autobusą neįlipau, todėl dabar nesu namie. Otobüse binmedim,bu yüzden şimdi evde değilim. Otobüse binmediğim için şu an evde değilim. Visi taip galvoja. Herkes öyle düşünüyor. Herkes öyle düşünüyor. Kada buvo pastatyta pilis? Kale ne zaman inşa edildi? Şato ne zaman inşa edildi? Aš sustojau ir žiūrėjau į juos. Ben durdum ve onlara baktım. Durdum ve onlara baktım. Sadako norėjo tai pamiršti. Sadako onu unutmak istedi. Saadak bunu unutmak istedi. Niekas nemiršta. Kimse ölmez. Kimse ölmüyor. Ką nori veikti šiandien? Bugün ne yapmak istiyorsun? Bugün ne yapmak istiyorsun? Tai gali būti pavojinga. O tehlikeli olabilir. Tehlikeli olabilir. Tai man keista. Bu bana göre biraz garip. Bu benim için garip. Tomas sėdėjo šalia manęs. Tom benim yanımda oturuyordu. Tom yanımda oturuyordu. Kur ji mokosi? O, nerede okuyor? Nereye gidiyor? Tomas supras. Tom anlayacak. Tom anlayacaktır. Tomas neabejotinai apie tai žino daugiau už mane. Tom kesinlikle bu konu hakkında benim bildiğimden daha fazla biliyor. Tom kesinlikle benden daha çok şey biliyor. Ir Tomas, ir Merė vilkėjo lietpalčius. Hem Tom hem de Mary yağmurluk giyiyorlardı. Hem Tom hem de Mary'nin çöreği vardı. Kokia žala? Zarar nedir? Hasar ne? Pieno skonis rūgštus. Sütün tadı ekşi. Sütün tadı asitli. Jis daug skaitė. O, çok okurdu. Çok okudu. Ji turi truputį pailsėti. O, biraz dinlenmeli. Biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Jis turi labai daug ką padaryti. Onun yapacak çok şeyi var. Yapacak çok şeyi var. Aš noriu tik eiti namo ir miegoti. Sadece eve gitmek ve uyumak istiyorum. Sadece eve gidip uyumak istiyorum. Tai gali būti klaida. Bu bir hata olabilir. Bu bir hata olabilir. Neturėjau savo raktų kartu su savimi. Anahtarlarım yanımda yoktu. Anahtarlarımı yanımda getirmedim. Koks tavo mėgstamiausias miestas? En sevdiğin şehir hangisidir? En sevdiğin şehir hangisi? Jie nuėjo į barą. Onlar bir bara gittiler. Bara gittiler. Šią naktį ji vyksta į Ameriką. Bu gece Amerika'ya gidiyor. Bu gece Amerika'ya gidiyor. Ji išėjo iš kambario neatisveikinus. Veda etmeden ayrıldı odadan. Veda etmeden odadan çıktı. Berniukas skaito savo knygą. Oğlan, kitabını okuyor. Çocuk kitabını okuyor. Pagal orų prognozę rytoj snigs. Yarın hava tahminine göre kar yağacak. Hava durumuna göre yarın kar yağacak. Šis metalas vadinamas cinku. Bu metale çinko denir. Bu metale tarçın deniyor. Palaikykite švarą tualete. Tuvaleti temiz tutun. Tuvaletinizi temiz tutun. Pasiliksi su mumis? Bizimle mi kalacaksın? Bizimle kalacak mısın? Aš jau tai padariau. Ben onu zaten yaptım. Yaptım bile. Aš niekada negalėčiau to padaryti. Bunu hiç yapamadım. Asla yapamazdım. Šitas iš kur atkeliavo? Bu nereden geldi? Bu nereden geldi? Pažiūrėk į merginas. Kızlara bak. Kızlara bak. Tomas neturi vaikų. Tom'un çocukları yok. Tom'un çocuğu yok. Mes turime sekti jo pavyzdžiu. Onun örneğini takip etmeliyiz. Onun örneğini izlemeliyiz. Arba tu, arba aš turime ją aplankyti. Onu ya sen ya da ben ziyaret etmeliyim. Ya sen ya da ben onu ziyaret etmeliyiz. Ką nori daryti šiandien? Bugün ne yapmak istiyorsun? Bugün ne yapmak istiyorsun? Jie neateina. Onlar gelmiyor. Gelmiyorlar. Jie buvo naivūs. Onlar saftı. Çok iyilerdi. Prašau atneškite mums du puodelius arbatos ir vieną puodelį kavos. Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getirin. Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getirin. Esu įgeltas bitės. Ben bir arı tarafından sokuldum. Bir arı tarafından ısırıldım. Tu labai drąsi! Çok cesursun! Çok cesursun! Gali kalbėti tiek, kiek nori. İstediğin kadar konuşabilirsin. İstediğin kadar konuşabilirsin. Tai nėra jo rašysena. Bu onun yazısı değil. Bu onun el yazısı değil. Žaidžiau tenisą. Tenis oynadım. Tenis oynuyordum. Tu siaubingas melagis. Sen berbat bir yalancısın. Berbat bir yalancısın. Tai tas pats skėtis, kurį radau autobuse. O, otobüste bulduğum aynı şemsiye. Otobüste bulduğum şemsiye.