"Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Malese." "Hekimlerin nereli?" "Malezya." "Doktorların hangi milletten?" "Malezyalı." Esto es para ti. Bu, senin için. Bu senin için. Su hermana pequeña es muy dulce, ¿verdad? Küçük kız kardeşi çok tatlı, değil mi? Kız kardeşin çok tatlı, değil mi? Finirò questo lavoro in qualche modo. Bu işi bir şekilde bitireceğim. Bu işi bir şekilde bitireceğim. Quiero hablar contigo. Seninle konuşmak istiyorum. Seninle konuşmak istiyorum. Încrederea se câștigă. Güven kazanılır. Güven kazanılır. Non sono sicuro che sia corretto. Bunun doğru olmadığından eminim. Bunun doğru olduğundan emin değilim. Tengo que ayudar a mi madre. Anneme yardım etmek zorundayım. Anneme yardım etmeliyim. Marcos se arrepiente de su error. Marcos hatasından dolayı pişman. Marcos yaptığı hatadan pişman oldu. El hombre debe de estar loco. Adam deli olmalı. Adam kafayı yemiş olmalı. No me gusta el hombre nuevo. Yeni adamı sevmiyorum. Yeni adamı sevmiyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Inglese." "Dedelerin nereliydi?" "İngiliz." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İngiliz." Cât de sănătos vrei să fii? Ne kadar sağlıklı olmak istiyorsun? Ne kadar sağlıklı olmak istiyorsun? No lo soples. Onu çarçur etme. Üfleme. Nonostante Tom fosse il mio migliore amico, sto iniziando ad odiarlo. Tom benim en iyi arkadaşım olmasına rağmen, ondan nefret etmeye başlıyorum. Tom en iyi arkadaşım olmasına rağmen ondan nefret etmeye başladım. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Irlandese." "Komşularınız nereli?" "İrlanda." "Komşularınız hangi milletten?" "İrlandalı." Yo quería ser periodista. Gazeteci olmak istiyordum. Gazeteci olmak istiyordum. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Ghanese." "Hekimlerimiz nereli?" "Gana." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Ghanese." Ele salvou a princesa. O, prensesi kurtardı. Prensesi kurtardı. ¿Me has olvidado? Beni unuttun mu? Beni unuttun mu? Es muy lento. Bu çok yavaş. Çok yavaş. Nos vamos a quedar acá. Burada kalacağız. Burada kalacağız. Bărbații și femeile sunt diferiți din mai multe puncte de vedere. Erkek ve kadınlar birçok açıdan tamamen farklıdırlar. Erkekler ve kadınlar birçok açıdan farklıdır. Conozco al chico. Çocuğu biliyorum. Çocuğu tanıyorum. Non avete visitato la Russia. Rusya'yı ziyaret etmediniz. Rusya’yı ziyaret etmediniz. Comprerai dei bicchieri per noi? Bizim için bardak alacak mısın? Bize bardak alır mısın? Chi è questa donna misteriosa? Bu gizemli kadın kim? Kim bu gizemli kadın? Tom vio miedo en los ojos de Mary. Tom Mary'nin gözlerinde korku gördü. Tom Mary'nin gözlerinde korkuyu gördü. Não sei te explicar o que aconteceu. Ne olduğunu sana nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Ne olduğunu açıklayamam. Hanno visitato il Lussemburgo? Lüksemburg'u ziyaret ettiler mi? Lüksemburg'u ziyaret ettiler mi? Estão se preparando para um novo ataque. Onlar başka bir saldırı için hazırlanıyorlar. Yeni bir saldırıya hazırlanıyorlar. Creo que lo sabe todo el mundo. Herkesin bildiğini düşünüyorum. Bence bunu herkes biliyor. Mensaje automático. Otomatik mesaj. Otomatik mesaj. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Australiana." "Nineleri nereli?" "Avustralya." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Avustralyalı." Tom o queria ver. Tom onu görmek istiyordu. Tom seni görmek istedi. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Austriaca." "Dedelerimiz nereli?" "Avusturya." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Avusturyalı." Anul școlar începe pe 10 aprilie. Okul yılı 10 Nisan'da başlar. Okul yılı 10 Nisan’da başlıyor. Millie mange une pomme. Millie bir elma yiyor. Millie elma yiyor. Me dio pan y leche. Bana ekmek ve süt verdi. Bana ekmek ve süt verdi. ¿Por qué ya no me visita? O neden artık beni ziyaret etmiyor? Neden artık beni ziyaret etmiyorsunuz? Hai visitato l'Islanda. İzlanda'yı ziyaret ettin. İzlanda'yı ziyaret ettin. Quiero que vayáis. Gitmenizi istiyorum. Gitmenizi istiyorum. Se ne sono già andati. Onlar zaten gittiler. Çoktan gittiler. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Azera." "Komşularının uyruğu ne?" "Azeri." "Komşuları hangi milletten?" "Azera." Entra nella stanza dopo di me. Benden sonra odaya gel. Benden sonra odaya gir. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Argentina." "Halaların nereli?" "Arjantin." "Amcaların hangi milletten?" "Arjantinli." Tu as tué ma mère. Annemi öldürdün. Annemi sen öldürdün. Ils ont trouvé où elle était. Onun nerede olduğunu buldular. Nerede olduğunu buldular. I giapponesi mangiano tre volte al giorno. Japonlar günde üç kez yemek yerler. Japonlar günde üç kez yemek yerler. Allan es un poeta. Allan bir şairdir. Allan bir şair. Te responderé en un día o dos. Bir ya da iki gün içinde sana cevap vereceğim. Bir ya da iki gün içinde cevap veririm. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Norvegese." "Kuzenleriniz nereli?" "Norveç." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Norveçli." Ils se moquèrent de moi. Bana güldüler. Benimle dalga geçtiler. No estoy seguro de poder ayudar. Yardım edebilip edemeyeceğimden emin değilim. Yardım edebileceğimden emin değilim. Sé lo que quiero. Ne istediğimi biliyorum. Ne istediğimi biliyorum. Vivemos em uma bela cidade. Güzel bir kentte yaşıyoruz. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Comment as-tu découvert que c'était Tom qui avait volé l'argent ? Parayı çalanın Tom olduğunu nasıl anladın? Parayı çalanın Tom olduğunu nasıl anladın? Parlamentul a votat de treizeci și trei de ori. Meclis otuz üç kez oylama yaptı. Parlamento otuz üç kez oy kullandı. ¿Ha comprado usted los billetes? Biletleri satın aldınız mı? Biletleri siz mi aldınız? Non hai visitato l'Argentina? Arjantin'i ziyaret etmedin mi? Arjantin'e gitmedin mi? L'orateur parlait anglais. Söylevci ingilizce konuşuyordu. Konuşmacı İngilizce konuşuyordu. Estoy esperando a Tom. Tom'u bekliyorum. Tom'u bekliyorum. ¿Irás conmigo a la tienda? Mağazaya benimle gelecek misin? Benimle dükkana gelir misin? ¿De verdad quieres dejar el instituto? Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun? Gerçekten okulu bırakmak istiyor musun? Queremos que vengáis a nuestra fiesta. Partimize gelmenizi istiyoruz. Partimize gelmenizi istiyoruz. O jogo foi adiado por causa da chuva. Yağmur dolayısıyla oyun ertelendi Maç yağmur nedeniyle ertelendi. No me estoy riendo. Gülmüyorum. Ben gülmüyorum. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Norvegese." "Akrabaları nereli?" "Norveç." "Akrabaları hangi milletten?" "Norveçli." "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Siriana." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Suriye." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Suriyeli." Pensaré algo. Bir şey düşüneceğim. Bir şeyler düşüneceğim. Lo hizo para su hermana. Onu kız kardeşi için yaptı. Bunu kız kardeşi için yaptı. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Lituana." "Öğretmenleri nereliydi?" "Litvanya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Litvanya." No sé qué es lo que sabe. Onun ne bildiğini bilmiyorum. Ne bildiğini bilmiyorum. Hier soir, j'ai mangé des asperges et du jambon chez une copine. Bir arkadaşın evinde dün gece jambon ve kuşkonmaz yedim. Dün gece bir arkadaşımın evinde kuşkonmaz ve jambon yedim. "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Ceca." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Çek." "Komşularınız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Vado in vacanza in Vietnam. Vietnam'a tatile gidiyorum. Vietnam'a tatile gidiyorum. Ho avuto la mia parte di problemi. Ben sorunlardan nasibimi aldım. Ben kendi payıma düşeni yaptım. Los animales ya han comido suficiente. Hayvanlar zaten yeterince yedi. Hayvanlar zaten yeterince yedi. Din câte știu, vine cu mașina. Bildiğim kadarıyla, arabayla geliyor. Bildiğim kadarıyla arabayla geliyor. Non ci hai parlato? Onunla konuşmadın mı? Onunla konuşmadın mı? ¿Alguna vez le has dicho palabrotas a un policía? Hiç bir polis memuruna küfür ettin mi? Hiç bir polise küfür ettin mi? "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Maltese." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Malta." "Komşularınız hangi millettendi?" "Maltese." Sono di nazionalità islandese? Onlar İzlanda uyruklu mu? İzlanda vatandaşı mısınız? Ho bisogno di soldi per prendere un regalo a Tom. Tom'a bir hediye almak için paraya ihtiyacım var. Tom'a hediye almak için paraya ihtiyacım var. Il bimbo scomparso è stato ritrovato dopo due giorni. Kayıp çocuk iki gün sonra bulundu. Kayıp çocuk 2 gün sonra bulundu S-a așezat pe pat cu ochii deschiși. Gözleri açık şekilde yatağa uzandı. Gözleri açık bir şekilde yatağa oturdu. Soffrire è dunque il mio destino? Acı çekmek kaderim mi? Acı çekmek benim kaderim mi? Tom ne m'aime pas. Tom beni sevmiyor. Tom beni sevmiyor. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Bulgara." "Kardeşleriniz nereli?" "Bulgar." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Bulgaristan." Dacă tu pierzi altcineva va câștiga. Sen kaybedersen başkası kazanır. Sen kaybedersen, başkası kazanır. Pensi che io sia intelligente? Akıllı olduğumu düşünüyor musun? Zeki olduğumu mu düşünüyorsun? Es culpa tuya. Senin hatan. Bu senin hatan. Non vai in vacanza in Danimarca. Tatile Danimarka'ya gitmiyorsun. Danimarka'ya tatile gitmiyorsun. Succesul său este legat de efortul depus. Başarısını çok çalışmaya bağladı. Onun başarısı çabası ile ilgilidir. Nossas galinhas puseram muitos ovos ontem. Bizim tavuklar dün çok yumurta verdi. Tavuklarımız dün çok yumurtladı. Él nos quiere. O bizi sever. Bizi seviyor. Hice la cena. Ben akşam yemeği yaptım. Yemek yaptım. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Tunisina." "Hocaların nereli?" "Tunus." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Tunus." Sono alto. Ben, uzunum. Uzunum. Estaba equivocado contigo. Senin hakkında yanıldım. Senin hakkında yanılmışım. L'atmosfera si fece tesa quando arrivò lui. O geldiğinde ortam gerginleşti. O geldiğinde ortam gerildi. ¿Él quiere volver al ejército? O, orduya geri dönmek istiyor mu? Orduya geri mi dönmek istiyor? No les grito. Onlara bağırmıyorum. Onlara bağırmıyorum. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Irlandese." "Öğretmenlerin nereli?" "İrlanda." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "İrlandalı." "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Malese." "Hekimleri nereli?" "Malezya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Malezya." Toute la Gaule est divisée en trois parties. Tüm Galya üç parçaya bölündü. Tüm Galya üç parçaya bölünmüştür. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Vietnamita." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Vietnam." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Vietnamlı." Non mi va di farlo. Canım yapmak istemiyor. Bunu yapmak istemiyorum. Vous mangez. Yersiniz. Yemek yiyorsun. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Spagnola." "Öğretmenlerin nereli?" "İspanyol." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "İspanyolca." "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Nigeriana." "Arkadaşların nereli?" "Nijerya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Nijeryalı." Ojalá fuera como él. Keşke onun gibi olsam. Keşke onun gibi olabilseydim. Prometí que lo obedecería. Ona itaat etmeye söz verdim. Ona itaat edeceğime söz verdim. Mientras Alí miraba al caballo Ipek saltaba a la cuerda. Ali ata bakarken İpek ip atlıyordu. Ali, atı görünce ipe atladı. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Colombiana." "Ninelerin nereliydi?" "Kolombiya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Oi, como você está? Merhaba, nasılsın? Selam, nasılsın? No tengo la llave. Anahtarım yok. Anahtarım yok. Hoy hace un poco de frío. Bugün biraz soğuk. Bugün hava biraz soğuk. ¿De qué hablabais Tom y tú ayer por la noche? Sen ve Tom dün gece ne hakkında konuşuyordunuz? Dün gece Tom'la ne konuşuyordunuz? Tocmai ce am devenit bunic. Ben sadece büyükbaba oldum. Daha yeni dede oldum. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Camerunense." "Dedelerin nereli?" "Kamerun." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Kamerunlu." ¿Cuál es vuestra película favorita de este año? Bu yıl favori filminiz nedir? Bu yıl en sevdiğiniz film hangisi? "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Peruviana." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Peru." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Perulu." As guerras não trazem paz; ao contrário, trazem dores e tristezas para ambos os lados. Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o iki tarafa da acı ve keder getirir. Savaşlar barış getirmez; aksine her iki tarafa da acı ve üzüntü getirir. Tom quería que Mary dijera la verdad. Tom Mary'nin gerçeği söylemesini istedi. Tom, Mary'nin doğruyu söylemesini istedi. O que é isto? O nedir? Bu da ne? C'est exactement ce que je veux. Tam olarak istediğim odur. Ben de tam olarak bunu istiyorum. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Austriaca." "Öğretmenleri nereli?" "Avusturya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Avusturyalı." Ella es nuestra profesora. O bizim öğretmenimiz. O bizim öğretmenimiz. O criză globală se apropie. Küresel bir kriz yakındır. Küresel bir kriz yaklaşıyor. Există cineva care poate răspunde? Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı? Cevap verebilecek biri var mı? Tom no logra acordarse de la dirección de Mary. Tom Mary'nin adresini hatırlayamıyor. Tom, Mary'nin adresini hatırlayamaz. Estoy seguro de que todo saldrá bien. Her şeyin iyi gideceğinden eminim. Her şeyin yoluna gireceğine eminim. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Peruviana." "Komşuları nereliydi?" "Peru." "Komşuları hangi millettendi?" "Perulu." Elle a besoin de notre aide. Onun yardımımıza ihtiyacı var. Yardımımıza ihtiyacı var. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Spagnola." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "İspanyol." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İspanyolca." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Belga." "Dedelerimiz nereli?" "Belçika." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Belçika." Conozco a alguien que puede estar interesado en tu proyecto. Senin projenle ilgilenebilecek birini tanıyorum. Projenle ilgilenebilecek birini tanıyorum. Mi tío vino a verme. Amcam beni görmek için geldi. Amcam beni görmeye geldi. Hoy es mi día de suerte. Bugün benim şanslı günüm. Bugün benim şanslı günüm. Tendré que pensármelo. Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım. Bunu düşünmem gerekecek. ¿Por qué estás sola? Niçin yalnızsın? Neden yalnızsın? Possiamo parlare con Tom? Tom'la konuşabilir miyiz? Tom'la konuşabilir miyiz? La abuela está haciendo ejercicio. Büyükanne egzersiz yapıyor. Büyükanne egzersiz yapıyor. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Australiana." "Amcalarımız nereli?" "Avustralya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Avustralyalı." Todos quieren dinero. Bütün insanlar para isterler. Herkes para istiyor. Rama trebuie să fie șlefuită și lăcuită. Çerçeve kumlanmak ve verniklenmek zorunda. Çerçeve zımparalanmalı ve cilalanmalıdır. Mulți dintre noi au obosit. Birçoğumuz yorgunduk. Çoğumuz yorulduk. ¿Te vas o te quedas? Gidiyor musun yoksa kalıyor musun? Gidiyor musun, kalıyor musun? Había como mil personas. Yaklaşık bin kişi vardı. Yaklaşık bin kişi vardı. Marie a commencé à pleurer. Mary ağlamaya başladı. Mary ağlamaya başladı. Recuerda que estás embarazada. Hamile olduğunu unutma. Hamile olduğunu unutma. ¿Tienes bicicleta? Bisikletin var mı? Bisikletin var mı? Los muebles de su oficina son muy modernos. Onun ofisindeki mobilya çok modern. Ofis mobilyaları çok modern. On n'a pas encore décidé de quand on ira à Nankin. Nankin'e ne zaman gideceğimize henüz karar vermedik. Nanking'e ne zaman gideceğimize henüz karar vermedik. Vi esa película hace mucho tiempo. Ben, o filmi uzun zaman önce izledim. O filmi uzun zaman önce izlemiştim. No tienes que ir si no quieres. Eğer istemiyorsan gitmemelisin. İstemiyorsan gitmek zorunda değilsin. Ha detto che doveva andarsene immediatamente. O, derhal gitmesi gerektiğini söyledi. Hemen gitmesi gerektiğini söyledi. Andiamo in vacanza in Lettonia? Letonya'ya tatile mi gidiyoruz? Letonya'ya tatile mi gidiyoruz? Tom essaie de réveiller Marie. Tom Mary'yi uyandırmaya çalışıyor. tom mary'yi uyandırmaya çalışıyor. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Belga." "Kuzenleri nereli?" "Belçika." "Kuzenleri hangi milletten?" "Belçika." Avem nevoie de odihnă. Dinlenmeye ihtiyacımız var. Dinlenmeye ihtiyacımız var. ¿Están en casa? Evdeler mi? Evdeler mi? Comamos sushi. Suşi yiyelim. Suşi yiyelim. Como pan. Ekmek yerim. Ekmek gibi. Tom le pidió a Mary que le hablara de la casa en la que vivía cuando era niña. Tom Mary'nin ona çocukken yaşadığı evden bahsetmesini rica etti. tom mary'den çocukken yaşadığı evi anlatmasını istedi. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Marocchina." "Onun nineleri nereliydi?" "Fas." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Fas." E beat. Sarhoş. Sarhoş. Vanno in vacanza in Irlanda. İrlanda'ya tatile gidiyorlar. İrlanda'ya tatile gidiyorlar. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Rumena." "Hocaların nereli?" "Rumen." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Romanya." Experimente sem molho. Sossuz dene. Sossuz deneyin. Tom me ayudó bastante. Tom bana yeterince yardım etti. Tom bana çok yardımcı oldu. Poți veni oricând. Herhangi bir zamanda gelebilirsin. İstediğin zaman gelebilirsin. Siempre es amable con todo el mundo. O, her zaman herkese karşı naziktir. Herkese karşı her zaman naziktir. ¿Por qué olvidaste eso? Onu neden unuttun? Bunu neden unuttun? "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Bosniaca." "Dedeleriniz nereli?" "Boşnak." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Bosnalı." Él leyó el libro en ocho días. O, kitabı sekiz günde okudu. Kitabı 8 günde okudum. Qual è lo scopo principale di questo progetto? Bu projenin temel amacı nedir? Bu projenin temel amacı nedir? O povo precisa de comida. İnsanlar yemeğe ihtiyaç duyarlar. İnsanların yiyeceğe ihtiyacı var. Toți lucrătorii din fabrica asta sunt de sex feminin. Bu fabrikadaki tüm işçiler kadın. Bu fabrikadaki tüm işçiler kadın. Eu bocejei. Ben esnedim. Esnedim. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Croata." "Kuzenleri nereli?" "Hırvat." "Kuzenleri hangi milletten?" "Haçlı." Hai visitato la Romania. Romanya'yı ziyaret ettin. Romanya'yı ziyaret ettin. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Svizzera." "Onların dedeleri nereli?" "İsviçre." "Büyükbabaları hangi milletten?" "İsviçre." Melanie pense que la situation est très mauvaise. Melanie durumun çok kötü olduğunu düşünüyor. Melanie durumun çok kötü olduğunu düşünüyor. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Peruviana." "Onun nineleri nereliydi?" "Peru." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Perulu." Ceasul meu nu arată bine ora. Saatim doğru değil. Saatim pek iyi değil. ¿Es tuyo? O senin mi? Senin mi? "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Danese." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Danimarka." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Danimarkalı." Eso es verdaderamente triste. O gerçekten üzücü. Bu çok üzücü. Hace demasiado frío para nadar. Yüzmek için hava çok soğuk. Yüzmek için çok soğuk. Nu îmi va fi frică. Korkmayacağım. Korkacak bir şey yok. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Portoghese." "Amcalarınız nereli?" "Portekiz." "Amcalarınız hangi milletten?" "Portekizli." Tom quería saber por qué Mary no le quería. Tom Mary'nin onu niçin sevmediğini bilmek istiyordu. Tom, Mary'nin onu neden sevmediğini bilmek istedi. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Slovena." "Doktorları nereli?" "Sloven." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Slovenya." "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Greca." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Yunan." "Doktorları hangi milletten?" "Yunanistan." Hanno visitato la Groenlandia? Grönland'ı ziyaret ettiler mi? Grönland'ı ziyaret ettiler mi? Estamos trabajando juntos. Beraber çalışıyoruz. Birlikte çalışıyoruz. Yo voy a la escuela con él. Onunla birlikte okula giderim. Ben de onunla aynı okula gidiyorum. Tengo una bicicleta nueva. Yeni bir bisikletim var. Yeni bir bisiklet aldım. Eu tenho trinta anos. Otuz yaşındayım. 30 yaşındayım. Tant qu'il y a de la vie, il y a de l'espoir. Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır. Hayat var olduğu sürece, umut vardır. Habla mucho de Alemania. Almanya hakkında çok fazla konuşur. Almanya’dan çok bahsediyor. ¡Di algo! Bir şey söyle! Bir şey söyle! Nu ai zis nici măcar la revedere. Güle güle bile demedin. Veda bile etmedin. Salut tuturor! Herkese selam! Herkese merhaba! A Tom le gusta ver el fútbol. Tom, futbol izlemekten hoşlanır. Tom futbol izlemeyi seviyor. Vei găsi pe cineva. Birini bulacaksın. Birini bulacaksın. Sami ha venido para amenazar a Layla. Sami Layla'yı tehdit etmeye geldi. Sami, Layla'yı tehdit etmeye geldi. Non hanno visitato il Messico. Meksika'yı ziyaret etmediler. Meksika'yı ziyaret etmediler. Ecco delle foto. İşte bazı resimler. İşte fotoğraflar. ¿Qué estabas mirando? Neye bakıyordun? Neye bakıyordun? Sono di nazionalità bosniaca. Boşnak vatandaşılar. Boşnak uyrukluyum. Non sembri per niente stanco. Hiç yorgun görünmüyorsun. Hiç yorgun görünmüyorsun. Avem nevoie de niște cafea. Biraz kahveye ihtiyacımız var. Biraz kahveye ihtiyacımız var. ¿Por qué estás enfadada? Niçin kızgınsın? Neden bu kadar kızgınsın? "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Colombiana." "Komşuları nereliydi?" "Kolombiya." "Komşuları hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Il prigioniero evaso non è stato ancora catturato. Kaçan mahkûm henüz yakalanmadı. Kaçan mahkûm henüz yakalanmadı. La pizza es mi comida favorita. Pizza benim en sevdiğim yiyecek. Pizza benim en sevdiğim yemektir. Sento caldo. Sıcak hissediyorum. Sıcacık hissediyorum. Por favor, dame una última oportunidad. Rica ediyorum, son bir şans daha ver. Lütfen bana son bir şans ver. Tienes una linda sonrisa. Güzel bir gülüşün var. Güzel bir gülümsemen var. Nu-mi pot dezvălui sursele. Kaynaklarımı teşhir edemem. Kaynaklarımı açıklayamam. ¿Habláis turco? Türkçe konuşur musunuz? Türkçe biliyor musunuz? Esto va a ser difícil. Bu zor olacak. Bu biraz zor olacak. Miente bien. O iyi bir yalancı. İyi yalan söylüyor. Han pasado tres años desde que vi a Tom. Tom'u gördüğümden beri üç yıl oldu. Tom'u görmeyeli üç yıl oldu. Mais il y a un problème. Ama bir sorun var. Ama bir sorun var. Je ne comprends pas le sens de cette phrase. Bu cümleyi anlamadım. Bu cümlenin anlamını bilmiyorum. Tom estaba durmiendo en su cama. Tom yatağında uyuyordu. Tom yatağında uyuyordu. Je veux votre amour. Aşkınızı istiyorum. Senin sevgini istiyorum. Sei ubriaco? Non guidare! Sarhoş musun? Araba sürme! Sarhoş musun? ¿A que ese estudiante corre mucho? Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi? Bu öğrenci çok mu koşuyor? "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Italiana." "Doktorları nereli?" "İtalyan." "Doktorların hangi milletten?" "İtalyan." L'Allemagne est un grand pays. Almanya büyük bir ülkedir. Almanya büyük bir ülke. Luptă sau fugi. Savaş ya da sıvış. Savaş ya da kaç. Sunteţi împotriva planului meu? Planıma karşı mısınız? Planıma karşı mısınız? Deberías haberle dejado solo. Onu yalnız bırakmalıydın. Onu yalnız bırakmalıydın. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Uruguaiana." "Akrabalarınız nereli?" "Uruguay." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Uruguaylı." "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Marocchina." "Amcaları nereli?" "Fas." "Amcaları hangi milletten?" "Fas." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Nigeriana." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Nijerya." "Doktorları hangi milletten?" "Nijeryalı." Fui a casa de Mary. Mary'nin evine gittim. Mary'nin evine gittim. Je suis arrivé à temps pour mon train. Zamanında trene vardım. Trenim için tam zamanında geldim. Le gusta el dinero. O, parayı sever. Parayı seviyor. Tenemos seis clases al día. Bir günde altı dersimiz var. Günde altı dersimiz var. Acest lucru încalcă politica noastră. Bu bizim ilkelerimizi ihlal eder. Bu bizim politikamızı ihlal ediyor. Je sais que vous me détestez, mais je resterai ici. Benden nefret ettiğinizi biliyorum ama burada kalacağım. Benden nefret ettiğini biliyorum ama burada kalacağım. ¿De verdad quieres comerte eso? Onu yemeyi gerçekten istiyor musun? Onu gerçekten yemek istiyor musun? Smetti di fare scherzi a tuo fratello. Kardeşine muziplik yapmayı bırak. Kardeşinle dalga geçmeyi bırak. Ella dijo que todo acabará entre nosotros. Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi. Aramızdaki her şeyin biteceğini söyledi. Vai in vacanza in Sudafrica. Güney Afrika'ya tatile gidiyorsun. Güney Afrika'ya tatile git. ¿Qué hay ahí? Oradaki nedir? Orada ne var? "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Colombiana." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Kolombiya." "Doktorları hangi milletten?" "Kolombiyalı." Ahí estaremos. Orada olacağız. Orada olacağız. Tem problema de eu deixar meu dever de casa aqui? Ev ödevimi burada bırakmamın bir sakıncası var mı? Ödevimi burada bıraksam sorun olur mu? "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Russa." "Dedeleriniz nereliydi?" "Rus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Rus." "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Nigeriana." "Halaların nereli?" "Nijerya." "Amcaların hangi milletten?" "Nijeryalı." Era demasiado tarde. Çok geçti. Artık çok geçti. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Ghanese." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Gana." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Ghanese." SIDA înseamnă "Sindromul Imunodeficienței Dobândite". AIDS "Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu" anlamına gelir. AIDS, "Alınan Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" anlamına gelir. Les garçons chuchotaient, je savais qu'ils préparaient quelque chose. Çocuklar aralarında fısıldaşıyorlardı. Bir şeyin peşinde olduklarını biliyordum. Çocuklar fısıldıyordu. Bir şeyler planladıklarını biliyordum. Puedes hablar con ella. Onunla konuşabilirsin. Onunla konuşabilirsin. ¿Dónde las perdiste? Onları nerede kaybettin? Nerede kaybettin? Hai visitato il Paraguay? Paraguay'ı ziyaret ettin mi? Paraguay'ı ziyaret ettiniz mi? Savez-vous pourquoi il est absent de l'école ? Neden okula gelmediğini biliyor musunuz? Neden okula gelmediğini biliyor musunuz? Uită-te sub pat. Yatağın altına bak. Yatağın altına bak. Você pode ir nadar ou pescar. Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin. Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsiniz. Você tem alguma ideia de quem matou o Tom? Tom'u kimin öldürmüş olabileceğine dair bir fikrin var mı? Tom'u kimin öldürdüğüne dair bir fikrin var mı? Qu'est ce que tu as fait ensuite ? O zaman ne yaptın? Sonra ne yaptın? Ya no tengo ganas de dormir. Canım artık uyumak istemiyor. Artık uykum yok. Estamos en la misma clase. Aynı sınıftayız. Aynı sınıftayız. ¡Tengo ganas de hablar italiano! Canım İtalyanca konuşmak istiyor! İtalyanca konuşmak istiyorum! Tom es una buena persona. Tom iyi bir kişidir. Tom iyi bir insan. Tom este în consiliul de administrație. Tom yönetim kurulunda. Tom yönetim kurulunda. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Bulgara." "Onun nineleri nereli?" "Bulgar." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Bulgaristan." No sé qué quiero hacer. Ne yapmak istediğimi bilmiyorum. Ne yapmak istediğimi bilmiyorum. È appena uscito. Az önce gitti. Az önce çıktı. Está com um cheiro delicioso. Bu lezzetli kokuyor Leziz kokuyor. Quand j'étais petit, je passais des heures à lire tout seul dans ma chambre. Küçükken saatlerimi tek başıma odamda okuyarak geçirirdim. Küçükken odamda tek başıma saatlerce kitap okurdum. Tom ha detto a Mary di comprare del caffè e delle sigarette. Tom, Mary'ye biraz kahve ve sigara almasını söyledi. Tom, Mary'ye kahve ve sigara almasını söyledi. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Libica." "Onun nineleri nereliydi?" "Libya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Libya." Est-ce que les étudiants étrangers peuvent entrer dans ce club ? Yabancı öğrenciler bu klübe girebilirler mi? Yabancı öğrenciler bu kulübe girebilir mi? Mi puoi passare il sale e il pepe per favore? Lütfen bana tuzu ve karabiberi verir misin? Tuzu ve biberi uzatır mısın lütfen? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Portoghese." "Dedelerin nereli?" "Portekiz." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Portekizli." Es mi primer día. Bu benim ilk günüm. Bu benim ilk günüm. "Mi aiuti con i compiti di inglese?" "Certo che sì." "İngilizce ödevime yardım edecek misin?" "Tabii ki de." "İngilizce ödevime yardım eder misin?" "Tabii ki ederim." Vado in vacanza a Roma. Roma'ya tatile gidiyorum. Roma'ya tatile gidiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Austriaca." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Avusturya." "Komşularımız hangi milletten?" "Avusturyalı." Il était en train de le regarder. Ona bakıyordu. Tam da ona bakıyordu. Son fils est mort l'année dernière. Oğlu geçen yıl öldü. Oğlu geçen yıl öldü. Ni se te ocurra acercarte. Sakın yaklaşma. Yanına bile yaklaşma. ¿Cuál es el secreto? Sır nedir? Sırrın ne? Tom are un salariu rezonabil. Tom'un makul bir maaşı vardır. Tom'un makul bir maaşı var. El și-a forțat ochii de la prea mult citit. Çok okumaktan gözlerini zorlamıştı. Gözlerini çok fazla okumaya zorladı. Ho ordinato un gelato al cioccolato. Çikolatalı dondurma sipariş ettim. Çikolatalı dondurma sipariş ettim. Tarde o temprano confesará. Er ya da geç itiraf edecek. Er ya da geç itiraf edecek. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Albanese." "Hekimleriniz nereli?" "Arnavut." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Arnavutça." Nunca había visto nada parecido. Daha önce hiç böyle bir şey görmedim. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. El consejo de Tom no ayudó en nada. Tom'un tavsiyesi hiç yardımcı olmadı. Tom'un tavsiyesi işe yaramadı. Tony podía ver un río y un puente viejo. Tony, bir nehir ve eski bir köprü görebiliyordu. Tony bir nehir ve eski bir köprü görebiliyordu. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Bosniaca." "Doktorları nereli?" "Boşnak." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Bosnalı." ¿Tienes planes para las vacaciones de verano? Yaz tatili için hiç planınız var mı? Yaz tatili için planlarınız var mı? Tom não gosta de gatos. Tom kedileri sevmez. Tom kedileri sevmez. Tom e Mary si sono rilassati trascorrendo una settimana in una casa galleggiante. Tom ve Meryem yüzen evde bir hafta geçirip dinlendiler. Tom ve Mary bir yüzen evde bir hafta geçirerek rahatladı. Grupurile sanitare sunt la parter. Tuvaletler alt katta. Sağlık ekipleri alt katta. Vous avez cuit le bifteck exactement comme je l'aime. Tam benim istediğim gibi bifteği pişirdiniz. Biftekleri tam benim sevdiğim gibi pişirdin. El zorro pierde el pelo pero no las mañas. Can çıkar, huy çıkmaz. Tilki saçlarını kaybeder, ama sabahları değil. Ojalá pudiera dejar de pensar en Tom. Keşke Tom hakkında düşünmeyi bırakabilsem. Keşke Tom'u düşünmeyi bırakabilsem. Je ne crois pas que je ferai ça. Bunu yapacağıma inanmıyorum. Bunu yapacağımı hiç sanmıyorum. Je suis en train de lire, éteins la télé ! Kitap okuyorum, televizyonu kapat! Kitap okuyorum. Kapat şu televizyonu! Tom vino a mi casa ayer. Tom dün evime geldi. Tom dün evime geldi. J'ai été agressée. Saldırıya uğradım. Saldırıya uğradım. Questa è stata un'idea di Tom, non è vero? Bu, Tom'un fikriydi, değil mi? Bu Tom'un fikriydi, değil mi? Tom estaba de camino. Tom yoldaydı. Tom yoldaydı. Tom le preguntó a su padre si podía ir al cine. Tom babasına sinemaya gidip gidemeyeceğini sordu. Tom babasına sinemaya gidip gidemeyeceğini sordu. Tom, você está aí? Tom, orada mısın? Tom, orada mısın? Je suis désolé de décevoir tes plans. Planlarını suya düşürdüğüm için üzgünüm. Planlarını hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. O meu amigo veio. Arkadaşım geldi. Arkadaşım geldi. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Tunisina." "Arkadaşlarınız nereli?" "Tunus." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Tunus." Los hombres no son tan diferentes de las mujeres. Erkekler kadınlardan o kadar farklı değiller. Erkekler kadınlardan o kadar da farklı değil. Tom se enfadó porque no había sido invitado a la fiesta de Mary. Tom Mary'nin partisine davet edilmediği için kızgındı. Tom, Mary'nin partisine davet edilmediği için sinirlendi. He estado en París. Paristeydim. Paris'e gittim. Él es mi hermano pequeño. O benim küçük erkek kardeşimdir. O benim küçük kardeşim. No me importa lo que diga tu madre. Annenin söylediği umurumda değil. Annenin ne dediği umurumda değil. ¿Les gusta el inglés? İngilizceyi sever misiniz? İngilizce sever misiniz? ¿Te sientes un poco mejor? Biraz daha iyi misin? Daha iyi hissediyor musun? "De que nacionalidade era o seu avô?" "Era suíço." "Dedeleri nereliydi?" "İsviçre." "Büyükbabanız hangi millettendi?" "İsviçreliydi." Tom llevó a los niños al parque. Tom çocukları parka götürdü. Tom çocukları parka götürdü. Eu não gosto de Alice. Alice'i sevmiyorum. Alice'i sevmiyorum. Conosco tuo fratello. Erkek kardeşini tanıyorum. Kardeşini tanıyorum. Le conoces mejor que yo. Onu benim tanıdığımdan daha iyi tanırsın. Onu benden daha iyi tanıyorsun. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Brasiliana." "Amcaları nereli?" "Brezilya." "Amcaların hangi milletten?" "Brezilyalı." El latín no es difícil. Latince zor değil. Latince zor değil. ¡Después de usted, señora! Sizden sonra, hanımefendi! Önden buyurun hanımefendi! Salut ! Comment vas-tu ? Merhaba! Nasılsın? Selam, nasılsın? Os llamaremos. Sizi arayacağız. Sizi ararız. I-ai dezamăgit. Onları hayal kırıklığına uğrattın. Onları hayal kırıklığına uğrattın. Es muy difícil. Bu çok zor. Çok zor. L'économie mondiale est maintenant en récession. Dünya ekonomisi şimdi gerileme döneminde. Dünya ekonomisi şu anda resesyonda. Un docteur rendit visite à un patient pour lui apporter une bonne et une mauvaise nouvelle : "La mauvaise nouvelle c'est que vous ne vivrez pas plus loin qu'au terme de ce jour. Et voici la bonne nouvelle : j'ai oublié de vous le dire hier." Doktor, hastasına bir iyi ve bir kötü haberi olduğunu söyler: "Kötü haber artık bu günden sonra yaşamayacaksınız. Ve işte iyi haber, bunu size dün söylemeyi unuttum." Bir doktor bir hastayı ziyaret etti ve ona hem iyi hem de kötü bir haber getirdi: "Kötü haber şu ki, o günün sonundan daha fazla yaşamayacaksınız. Ve işte iyi haber: Dün size söylemeyi unuttum." Tom pagó con tarjeta de crédito. Tom kredi kartı ile ödedi. Tom kredi kartıyla ödedi. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Canadese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Kanada." "Arkadaşların hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Greca." "Teyzeleriniz nereli?" "Yunan." "Amcalarınız hangi milletten?" "Yunanistan." El nu poate nici să ne audă nici să ne vadă. O bizi ne duyabilir ne de görebilir. Ne bizi duyuyor ne de görüyor. El juez se rió sin querer. Hâkim istemeden güldü. Hakim istemeden güldü. Lo he visto todo. Onun hepsini gördüm. Her şeyi gördüm. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Bosniaca." "Komşularının milliyeti ne?" "Boşnak." "Komşuların hangi milletten?" "Bosnalı." Éste es mi padre. Bu benim babam. Bu benim babam. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Ucraina." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Ukrayna." "Aileniz hangi milletten?" "Ukrayna." Tom me hizo esto. Tom bunu benim için yaptı. Bunu bana Tom yaptı. Estás me devendo um beijo. Sen bana bir öpücük borçlusun. Bana bir öpücük borçlusun. Abbiamo visitato la Lituania. Litvanya'yı ziyaret ettik. Litvanya’yı ziyaret ettik. Il perdit son emploi. O işini kaybetti. İşini kaybetti. Ce livre peut être utile pour toi. Bu kitap senin için faydalı olabilir. Bu kitap sizin için yararlı olabilir. Avem nevoie de un plan nou. Bize yeni bir plan lazım. Yeni bir plana ihtiyacımız var. Je n'avais jamais rencontré un homme aussi gentil. Ben henüz nazik bir beyefendiyle tanışmadım Hiç bu kadar iyi bir adamla tanışmamıştım. Non sono di nazionalità ungherese. Macar vatandaşı değiller. Ben Macar vatandaşı değilim. Ma femme essaya de me convaincre d'acheter une nouvelle voiture. Karım beni yeni bir araba almam için ikna etmeye çalıştı. Karım beni yeni bir araba almaya ikna etmeye çalışıyordu. Dammi tutto quello che hai. Sahip olduğun her şeyi bana ver. Elindeki her şeyi bana ver. Dis-le à Tom ! Qu’il sache que c’était moi. Bunu Tom'a söyle! Onun ben olduğumu bilsin diye. Tom'a benim yaptığımı söyle. Es un hombre sin suerte. O şanssız bir adam. Şanssız bir adam. Oriunde vă duceți, duceți-vă, vă voi urma. Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim. Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Ucraina." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Ukrayna." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Ukrayna." Vamos a ir a Hong Kong primero, y luego iremos a Singapur. Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz. Önce Hong Kong'a sonra da Singapur'a gideceğiz. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Nigeriana." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Nijerya." "Komşuları hangi millettendi?" "Nijeryalı." Non andate in vacanza in Cina. Tatile Çin'e gitmiyorsunuz. Çin’e tatile gitmeyin. Nadie abrazó a Tom. Kimse Tom'a sarılmadı. Tom'a kimse sarılmadı. Non abbiamo visitato la Polonia. Polonya'yı ziyaret etmedik. Polonya'yı ziyaret etmedik. Mi irrita che abbiano dimenticato di pagare. Ödemeyi unutmuş olmaları sinirimi bozuyor. Ödemeyi unuttukları için kızgınım. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Tunisina." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Tunus." "Aileleri hangi milletten?" "Tunus." Tengo una tía que vive en Osaka. Osaka'da yaşayan bir teyzem var. Osaka'da yaşayan bir teyzem var. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Boliviana." "Dedelerin nereli?" "Bolivya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Boliviana." "Onun nineleri nereli?" "Bolivya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Bolivyalı." Mi coche está ahí. Arabam orada. Arabam orada. Sois adorables. Siz sevimlisiniz. Çok tatlısınız. Je veux juste vous aider. Size sadece yardım etmek istiyorum. Sadece yardım etmek istiyorum. Finalmente, Tom decidió dejar a Mary. Tom nihayet Mary'den ayrılmaya karar verdi. tom mary'den ayrılmaya karar verdi. Au lucrat împreună la acest proiect. Bu proje üzerinde ortaklaşa çalıştılar. Bu projede birlikte çalıştılar. La verdad es que no tenía ninguna gana de jugar al tenis. Canım gerçekten hiç tenis oynamak istemiyordu. Gerçek şu ki, tenis oynamak için hiçbir arzum yoktu. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Greca." "Doktorların nereli?" "Yunan." "Doktorların hangi milletten?" "Yunanistan." Tom e eu falamos um pouco. Tom ve ben sık sık konuşuruz. Tom ve ben biraz konuştuk. Miles perdieron sus hogares. Binlerce insan evlerini kaybettiler. Binlerce kişi evlerini kaybetti. A Tom le gustó esto. Bu Tom'un hoşuna gitmiş. Tom bunu beğendi. Je suis désolé de vous dire que ... Bunu size söylediğim için üzgünüm... Bunu söylediğim için üzgünüm ama... "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Siriana." "Kuzenlerimiz nereli?" "Suriye." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Suriyeli." Estoy buscando mi reloj. Saatimi arıyorum. Saatimi arıyorum. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Finlandese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Fin." "Arkadaşların hangi milletten?" "Finli." Estoy deseando que lleguen las vacaciones de verano. Yaz tatilini dört gözle bekliyorum. Yaz tatilinin gelmesini dört gözle bekliyorum. Ieși afară cu mâinile ridicate. Ellerin yukarıda dışarı çık. Ellerin havada dışarı çık. Quiero eso. Onu istiyorum. Bunu istiyorum. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Finlandese." "Ninelerin nereliydi?" "Fin." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Finli." Tengo hambre porque no he almorzado. Açım çünkü öğle yemeğimi yemedim. Öğle yemeği yemediğim için acıktım. No hay nada que decir. Söylenecek bir şey yok. Söylenecek bir şey yok. Tiene siete años. O, yedi yaşında. Yedi yaşında. Unde și când ai primit acest cadou? Nerede ve ne zaman bu hediyeyi aldın? Bu hediyeyi nerede ve ne zaman aldınız? Tom veut te voir avant que tu partes. Tom, sen ayrılmadan önce seni görmek istiyor. Tom gitmeden önce seni görmek istiyor. Sono troppo vecchio per queste cose. Ben böyle şeyler için çok yaşlıyım. Bunun için çok yaşlıyım. Ese es el niño que vino aquí ayer. Dün buraya gelen çocuk odur. Dün buraya gelen çocuk bu. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Siriana." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Suriye." "Ailen hangi milletten?" "Suriyeli." "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Danese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Danimarka." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Danimarkalı." Non hai visitato il Regno Unito. Birleşik Krallık'ı ziyaret etmedin. Birleşik Krallık'ı ziyaret etmedin. Tom a însoțit-o pe Maria la eveniment. Tom etkinlikte Mary'ye eşlik etti. tom mary'ye eşlik etti. Posso avere il vostro nome e indirizzo? Adınızı ve adresinizi alabilir miyim? Adınızı ve adresinizi alabilir miyim? Dios ha creado este mundo en seis días. Allah dünyayı altı günde yarattı. Tanrı bu dünyayı altı günde yarattı. Sería mejor que no hicieras eso. Bunu yapmasan daha iyi olur. Bunu yapmasan daha iyi olur. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Svizzera." "Onun komşuları nereliydi?" "İsviçre." "Komşuları hangi millettendi?" "İsviçre." È fuori a giocare. O dışarıda oynuyor. Dışarıda oyun oynuyor. Andate in vacanza in Austria. Avusturya'ya tatile gidiyorsunuz. Avusturya'ya tatile gidin. ¿Cuál es mejor, éste o ése? Hangisi daha iyi, bu mu yoksa şu mu? Hangisi daha iyi, bu mu yoksa bu mu? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Ucraina." "Dedelerin nereli?" "Ukrayna." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Ukraynalı." Puede nadar muy rápido. O çok hızlı yüzebilir. Çok hızlı yüzebilir. Por favor, pesa estos melocotones. Lütfen bu şeftalileri tart. Lütfen şeftalileri tart. Mi interessa questo libro. Bu kitapla ilgileniyorum. Bu kitapla ilgileniyorum. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Uruguaiana." "Anneleriniz nereli?" "Uruguay." "Anneleriniz hangi milletten?" "Uruguaylı." Volverá como muy tarde el lunes. En geç Pazartesiye kadar dönecek. En geç pazartesi dönecek. Por que você quer ir à Alemanha? Niçin Almanya'ya gitmek istiyorsun? Neden Almanya'ya gitmek istiyorsun? Non andate in vacanza in Germania? Tatile Almanya'ya gitmiyor musunuz? Almanya'ya tatile gitmiyor musunuz? No confunda el portugués con el español. Portekizceyi İspanyolca ile karıştırma. İspanyolca ile Türkçeyi karıştırmayın. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Malese." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Malezya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Malezyalı." Tom quiere sentirse importante. Tom önemli hissetmek istiyor. Tom kendini önemli hissetmek istiyor. Quiero mucho a Laurie. Laurie'yi çok seviyorum. Laurie'yi çok seviyorum. O faci cu bună știință! Bunu bile bile yapıyorsun! Bilerek yapıyorsun! Estaba intentando ayudaros. Size yardım etmeye çalışıyordum. Size yardım etmeye çalışıyordum. Tu es pire que Tom. Tom'dan betersin. Tom'dan daha kötüsün. No puedo esperar hasta el verano. Yaza kadar bekleyemem. Yaza kadar bekleyemem. Me siento culpable por haber mentido. Yalan söylediğim için kendimi suçlu hissediyorum. Yalan söylediğim için kendimi suçlu hissediyorum. Am muncit din greu la acest proiect. Bu proje üzerinde çok çalışıyorduk. Bu proje için çok çalıştım. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Azera." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Azeri." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Azera." "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Argentina." "Onun komşuları nereli?" "Arjantin." "Komşularınız hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Uruguaiana." "Akrabaların nereli?" "Uruguay." "Akrabaların hangi milletten?" "Uruguaylı." Amava minha vida e meu dinheiro. Hayatımı ve paramı sevdim. Hayatımı ve paramı seviyordum. Ho camminato lungo il fiume. Ben nehir boyunca yürüdüm. Nehir boyunca yürüdüm. Nous n'avons pas oublié. Unutmadık. Biz unutmadık. Le deuxième document est une lettre destinée au Roi, écrite par le Parlement de Paris. İkinci dosya Paris Parlamentosu'ndan yazılan, Kral'a gönderilen bir mektuptur. İkinci belge, Paris Parlamentosu tarafından Kral'a yazılmış bir mektuptur. La tua amicizia è preziosa per me. Arkadaşlığın benim için değerli. Arkadaşlığın benim için çok değerli. Eso me hizo reír. O beni güldürdü. Bu beni güldürdü. O silêncio não é sempre bom. Sessizlik her zaman iyi değildir. Sessizlik her zaman iyi değildir. Prometo dejar solo a Tom. Tom'u yalnız bırakmaya söz veriyorum. Tom'u yalnız bırakacağıma söz veriyorum. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Gallese." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Galler." "Komşularınız hangi millettendi?" "Galler." "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Colombiana." "Onun komşuları nereli?" "Kolombiya." "Komşularınız hangi milletten?" "Kolombiyalı." ¿Se pondrá bien? O iyileşecek mi? İyileşecek mi? "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Camerunense." "Akrabalarınız nereli?" "Kamerun." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Francese." "Hocalarımız nereli?" "Fransız." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Fransız." ¡Es realmente fantástico! Gerçekten harika. Bu gerçekten harika! La poussière recouvre le bureau. Toprak tozu, yazı masasının üstünü kaplar. Masayı toz kapladı. Tom s-a bucurat de sejur. Tom kalışından zevk aldı. Tom kalmaktan keyif aldı. Am crezut că spusele lui Tom au fost necorespunzătoare. Tom'un söylediklerinin çok uygunsuz olduğunu düşündüm. Tom'un sözlerinin uygunsuz olduğunu düşündüm. Unii dintre ei sunt profesori. Onlardan bazıları öğretmendir. Bazıları öğretmendir. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Malese." "Arkadaşları nereli?" "Malezya." "Arkadaşları hangi milletten?" "Malezyalı." Lo vi ayer. Ben onu dün gördüm. Onu dün gördüm. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Danese." "Hocaların nereli?" "Danimarka." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Danimarkalı." Abbiamo preso tutto. Her şey aldık. Her şeyi aldık. Pensavo che avessimo mangiato tutto quello che c'era in casa, ma poi ho trovato un altro pacchetto di cracker. Evdeki her şeyi yediğimizi düşünmüştüm, fakat bir kutu kraker daha buldum. Evdeki her şeyi yediğimizi sanıyordum ama sonra bir paket daha kraker buldum. ¿Conoces al chico de la foto? Resimdeki çocuğu tanıyor musun? Resimdeki çocuğu tanıyor musun? Cuando era niño, tenía un cachorro de perro. Ben çocukken yavru bir köpeğim vardı. Küçükken bir köpeğim vardı. Eu sou como você. Ben tam sana benziyorum. Ben de senin gibiyim. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Italiana." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "İtalyan." "Komşuları hangi millettendi?" "İtalyan." Michael ha rotto i piatti. Michael tabakları kırdı. Michael tabakları kırdı. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Boliviana." "Dedelerin nereliydi?" "Bolivya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Bolivyalı." En dépit de toute sa richesse, il est encore radin. Tüm zenginliğine rağmen, hâlâ cimri. Tüm zenginliğine rağmen hala cimridir. Cerré mi paraguas. Şemsiyemi kapadım. Şemsiyemi kapattım. No te encontrarán. Onlar seni bulmayacaklar. Seni bulamayacaklar. La película empieza. Film başlıyor. Film başlıyor. Use sua imaginação. Hayal gücünü kullan. Hayal gücünü kullan. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Azera." "Onun dedeleri nereliydi?" "Azeri." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Azera." "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Canadese." "Akrabaları nereli?" "Kanada." "Akrabaları hangi milletten?" "Kanadalı." Henry quiere verte. Henry seni görmek istiyor. Henry seni görmek istiyor. No había muchas noticias en el periódico de anoche. Dün geceki gazetede çok haber yoktu. Dün gece gazetede pek haber yoktu. He avisado a Tom. Tom'u uyardım. Tom'u uyardım. Jim foi para Londres. Jim Londra'ya gitti. Jim Londra'ya gitti. Se așteaptă o creștere a temperaturilor. Sıcaklıklarda bir artış beklenmektedir. Sıcaklıklarda bir artış bekleniyor. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Bosniaca." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Boşnak." "Arkadaşların hangi milletten?" "Bosnalı." C'est un crime contre l'humanité ! Bu insanlığa karşı bir suçtur! Bu insanlığa karşı bir suçtur! Não parece que você está se divertindo muito. Çok eğleniyorsun gibi görünmüyor. Pek eğleniyormuş gibi görünmüyorsun. ¿Cuándo quieres hacer esto? Bunu ne zaman yapmak istersin? Bunu ne zaman yapmak istiyorsun? Ne me mens plus jamais. Bana asla bir daha yalan söyleme. Bana bir daha yalan söyleme. ¿Adónde me lleváis? Beni nereye götürüyorsunuz? Beni nereye götürüyorsunuz? Quiero tu amor. Aşkını istiyorum. Sevgini istiyorum. Realmente quería ir a América. O gerçekten Amerika'ya gitmek istedi. Gerçekten Amerika'ya gitmek istiyordum. Tom es un lobo. Tom bir kurt. Tom bir kurt. Avevi detto che era gentile e difatti lo è. Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle. İyi biri olduğunu söylemiştin, aslında öyle. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Polacca." "Komşuları hangi milletten?" "Polonya." "Komşuları hangi milletten?" "Polak." Jane sacó a pasear a su perro. Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı. Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı. Le problème reste à résoudre. Sorun çözümsüz kalır. Hala çözülmesi gereken bir sorun var. Si es posible hoy deberías evitar a Tom. Está muy enfadado contigo. Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın. Mümkünse bugün Tom'dan uzak durmalısın, sana çok kızgın. Esta palabra tiene origen griego. Bu kelimenin özü Yunancadır. Bu kelime Yunanca kökenlidir. ¿Qué piensas de la economía japonesa? Japon ekonomisi hakkında ne düşünüyorsun? Japon ekonomisi hakkında ne düşünüyorsunuz? A fost frumos din partea ta să faci atâtea eforturi. Bu kadar gayret göstermen senin tarafından çok güzeldi. Bu kadar çaba göstermen çok hoştu. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Lituana." "Komşuları hangi milletten?" "Litvanya." "Yakınları hangi milletten?" "Litvanya." "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Libica." "Hekimlerin nereli?" "Libya." "Doktorların hangi milletten?" "Libya." Soy Mike. ¿Hiroshi está ahí? Ben Mike. Hiroshi orada mı? Ben Mike. Hiroshi orada mı? Quiere casarse con un millonario. O bir milyonerle evlenmek istiyor. Bir milyonerle evlenmek istiyor. Tenía una habitación con una hermosa vista de las montañas. Çok güzel dağ manzarası olan bir odam vardı. Güzel bir dağ manzarası olan bir odam vardı. Ella debería ayudar a su madre. O, annesine yardım etmeli. Annesine yardım etmeli. Quiero comprar un sofá. Bir kanepe satın almak istiyorum. Bir kanepe almak istiyorum. Mi coche es alemán. Arabam Alman'dır. Benim arabam Alman. La candela si spense all'improvviso. Mum aniden söndü. Mum aniden söndü. Trebuie să îl avertizăm pe Tom. Tom'u uyarmamız lazım. Tom'u uyarmalıyız. Fui a esa fiesta. O partiye gittim. O partiye gittim. Eles estão mentindo. Onlar yalan söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. La historia acabó bien. Hikâye güzel bitti. Hikaye iyi bitti. Din păcate există o neînțelegere. Maalesef bir yanlış anlama var. Ne yazık ki bir yanlış anlaşılma var. Conozco a la chica que está jugando al tenis. Tenis oynayan kızı tanıyorum. Tenis oynayan kızı tanıyorum. Tom quiere saber cuándo irá de compras Mary. Tom Mary'nin ne zaman alışverişe gideceğini bilmek istiyor. Tom, Mary'nin ne zaman alışverişe çıkacağını soruyor. ¿Tienes hambre? Aç mısın? Aç mısın? Abra bien sus ojos. Gözlerini iyi aç. Gözlerini iyice aç. Todos nos pusimos de pie al mismo tiempo. Hepimiz aynı anda ayağa kalktık. Hepimiz aynı anda ayağa kalktık. Al gato le gusta dormir. Kedi uyumayı seviyor. Kedi uyumayı sever. Nu mă tenta. Beni tahrik etme. Beni kışkırtma. Los trenes son menos frecuentes en la noche. Geceleyin trenlerin yoğunluğu daha azdır. Trenler geceleri daha az sıklıktadır. Tom no debería haber hecho esperar tanto a Mary. Tom Mary'yi o kadar uzun bekletmemeliydi. Tom, Mary'yi bu kadar bekletmemeliydi. ¿Quién está escribiendo estos comentarios? Bu yorumları kim yazıyor? Bu yorumları kim yazıyor? Cineva înarmat l-a împușcat în martie 1981. Silahlı biri Mart, 1981'de onu vurdu. Silahlı biri Mart 1981'de onu vurdu. Non hai visitato la Romania. Romanya'yı ziyaret etmedin. Romanya’yı ziyaret etmediniz. C'est ma nourriture favorite. Bu benim favori yiyeceğim. En sevdiğim yemektir. Mettilo nella scatola dei giocattoli. Bunu oyuncak kutuna koy. Oyuncak kutusuna koy. ¿Entraste al concurso de canto? Şarkı yarışmasına girdin mi? Şarkı söyleme yarışmasına katıldın mı? "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Gallese." "Dedelerimiz nereliydi?" "Galler." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Galler." N-am putut veni din cauza ploii. Yağmur yüzünden gelemedim. Yağmur yüzünden gelemedim. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Portoghese." "Hekimlerimiz nereli?" "Portekiz." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Portekizli." Tom a fost funcționar public. Tom bir kamu görevlisiydi. Tom bir devlet memuruydu. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Polacca." "Ninelerimiz nereliydi?" "Polonya." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Polak." Atunci când norocul te părăsește, altul îl înlocuiește. Eu, puțin mai devreme, am trecut un examen pentru un loc de muncă. Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim. Şans sizi terk ettiğinde, başka biri onun yerini alır. Ben, ve daha önce, bir iş için sınava girdim. Acest fapt nu poate fi negat. O gerçek inkar edilemez. Bu inkar edilemez. Sono qui per te, Tom. Senin için buradayım, Tom. Senin için buradayım, Tom. Es verdad. Bu gerçektir. Doğru. Tengo que ir al médico. Hastaneye gitmem lazım. Doktora gitmem gerek. Pedro se puso hecho una furia cuando le rompí la PlayStation sin querer; solo se le pasó cuando le prometí que le compraría otra. Pedro, PlayStation'ınını kazayla bozduğumda küplere bindi. Öfkesi ancak yenisini alacağıma söz verdiğimde dindi. Pedro, PlayStation'ını yanlışlıkla kırdığımda çok öfkelendi; ancak ona bir tane daha alacağıma söz verdiğimde geçti. Mi chiese se conoscevo l'indirizzo di Tom. Bana Tom'un adresini biliyor muyum diye sordu. Tom'un adresini bilip bilmediğimi sordu. Este imposibil să îl fac să înțeleagă teoria. Onun teoriyi anlamasını sağlamak imkansızdır. Onun teoriyi anlamasını sağlamak imkansız. Tengo mi propia habitación. Kendi odam var. Kendi odam var. Esto no es español. Bu İspanyolca değil. Bu İspanyolca değil. Admití que estaba equivocado. Hatalı olduğumu itiraf ettim. Yanıldığımı kabul ettim. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Portoghese." "Kuzenlerin nereli?" "Portekiz." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Portekizli." Estou comendo macarrão. Makarna yiyorum. Makarna yiyorum. Mi teléfono se está actualizando. Telefonum güncelleniyor. Telefonum güncelleniyor. Me cuesta jugar golf. Golf oynamakta zorluk çekiyorum. Golf oynamakta zorlanıyorum. Non hai visitato il Messico. Meksika'yı ziyaret etmedin. Meksika'ya hiç gitmedin. Soy más bajo que tú. Ben senden daha kısayım. Senden daha kısayım. Boala l-a împiedicat să își facă munca. Hastalık onun işini yapmasını engelledi. Hastalığı onu işini yapmaktan alıkoydu. Perdí mi arete. Küpemi kaybettim. Küpemi kaybettim. Vivo a Canton. Canton'da yaşıyorum. Kanton'da yaşıyorum. ¿Está fría? Soğuk mu? Soğuk mu? "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Canadese." "Hocalarının milliyeti ne?" "Kanada." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Kanadalı." Nous devons le faire! Bunu yapmalıyız! Bunu yapmak zorundayız! El hombre se comió el pan. Adam ekmeği yedi. Adam ekmeğini yedi. Todos estamos muy orgullosos de ti. Hepimiz seninle çok gurur duyuyoruz. Hepimiz seninle gurur duyuyoruz. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Marocchina." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Fas." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Fas." Andate in vacanza in Islanda. İzlanda'ya tatile gidiyorsunuz. İzlanda'ya tatile gidin. ¿Puede decirme dónde está en este momento? Bana şu an nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Şu anda nerede olduğunu söyleyebilir misiniz? "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Peruviana." "Dedelerimiz nereli?" "Peru." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Cinese." "Onun nineleri nereli?" "Çin." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Çinli." Tom nu a vrut să o forțeze pe Mary să accepte. Tom Mary'ye zorla kabul ettirmek istemiyordu. Tom, Mary'yi kabul etmeye zorlamadı. Empiezo a trabajar todos los días a las nueve. Her gün sabah saat dokuzda işe başlarım. Her gün saat 9'da işe başlıyorum. Tom a leșinat din cauza căldurii. Tom ısıdan dolayı çöktü. Tom sıcaktan bayıldı. No morirás de viejo. Yaşlılıktan ölmeyeceksin. Yaşlılıktan ölmeyeceksin. Sunt gata să plec dacă asta e ceea ce vrei să fac. Eğer yapmamı istiyorsan çıkmaya hazırım. Eğer yapmamı istediğin buysa gitmeye hazırım. Tengo que ganar. Kazanmak zorundayım. Kazanmak zorundayım. La sincérité est une grande vertu. Dürüstlük büyük bir erdemdir. Dürüstlük büyük bir erdemdir. ¿Están satisfechos? Memnunlar mı? Tatmin oldunuz mu? Ella va a aprender a conducir. O, araba sürmeyi öğrenecek. Araba kullanmayı öğrenecek. ¿Cogemos un taxi? Bir taksiye binelim mi? Taksiye binelim mi? זאמינהוף פﬞואי און גﬞודﬞייו אשכנזי. Zamenhof, Aşkenaz Yahudisiydi. ## ## ## ### #### Il ne devait jamais revoir sa femme et ses enfants. Karısını ve çocuklarını asla bir daha görmesi gerekmedi. Karısını ve çocuklarını bir daha göremeyecekti. Je ne pense pas que Tom ait fait quelque chose avec ça. Tom'un onunla bir şey yaptığını sanmıyorum. Tom'un bununla bir şey yaptığını sanmıyorum. Ce train est composé de sept wagons. Bu trenin yedi tane vagonu var. Bu tren yedi vagondan oluşuyor. ¿Esto es nuevo? Bu yeni mi? Bu yeni mi? "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Libanese." "Komşularınız nereliydi?" "Lübnan." "Komşularınız hangi millettendi?" "Lübnanlı." "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Bielorussa." "Onun komşuları nereliydi?" "Belarus." "Komşuları hangi millettendi?" "Belarus." No tengo tiempo para esto. Buna vaktim yok. Bunun için zamanım yok. È troppo costoso! Bu çok pahalı. Çok pahalı! Il faut que nous venions. Gelmeliyiz. Biz de gelmek zorundayız. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Tunisina." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Tunus." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Tunus." Parfois, un souvenir inattendu surgit brutalement des ténèbres. Bazen beklenmedik bir hatıra birdenbire karanlıkların arasından çıkıp geliverir. Bazen karanlıktan beklenmedik bir hatıra aniden ortaya çıkar. ¿Por qué suelen ser amarillos los taxis? Taksiler neden genelde sarı renkte? Taksiler neden sarı olur? J’ai réclamé de me faire payer mes heures supplémentaires, mais on m’a fait comprendre que ma demande était incongrue. Ek saatlerimin ödenmesini ısrarla talep ettim ama isteğimin yersiz olduğunu anladım. Fazla mesai ücretimi talep ettim, ancak talebimin tutarsız olduğunu fark ettim. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Portoghese." "Halaların nereli?" "Portekiz." "Amcaların hangi milletten?" "Portekizli." Hanno visitato Israele? İsrail'i ziyaret ettiler mi? İsrail'i ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Etiope." "Komşuları nereli?" "Etiyopya." "Komşuları hangi milletten?" "Etiyopya." Eu gosto de me deitar de costas e observar as nuvens passando. Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum. Arkama yaslanıp bulutların geçişini izlemeyi seviyorum. Verso che ora? Yaklaşık saat kaçta? Saat kaçta? Me gusta ducharme por las noches. Geceleri duş almayı severim. Geceleri duş almayı severim. "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Siriana." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Suriye." "Komşularınız hangi milletten?" "Suriyeli." Elle a perdu beaucoup de poids depuis qu'elle fait ce régime. Rejim yaptığından beri çok kilo verdi. Bu diyeti uyguladığından beri çok kilo verdi. A Tom parece gustarle la comida japonesa. Tom Japon yemeklerini seviyor gibi görünüyor. Tom Japon yemeklerini seviyor gibi görünüyor. Monsieur Smith est un grand professeur. Bay Smith, iyi bir öğretmendir. Bay Smith harika bir öğretmendir. «Está sonando el teléfono.» «Yo lo cojo.» " Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm." "Telefon çalıyor." "Ben bakarım." Hai visitato il Niger. Nijer'i ziyaret ettin. Nijer'i ziyaret ettin. Ca să fim sinceri, nu știm. Doğruyu söylemek gerekirse bilmiyoruz. Dürüst olmak gerekirse, bilmiyoruz. Non riesce a controllarsi. O kendini kontrol edemiyor. Kendini kontrol edemiyor. Él es joven. O genç. O daha genç. Quando vão chegar? Ne zaman gelecekler? Ne zaman gelecekler? Él está mintiendo. O yalan söylüyor. Yalan söylüyor. Rezultatul rămâne de văzut. Sonuç görülmek için kalır. Sonuç henüz belli değil. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Canadese." "Onların dedeleri nereli?" "Kanada." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Russa." "Onun komşuları nereli?" "Rus." "Komşuları hangi milletten?" "Rus." Tom me explicó el problema. Tom problemi bana izah etti. Tom bana durumu açıkladı. Ese hombre es un enfermo. O adam bir hasta. Bu adam hasta. La mujer se despierta. Kadın uyanıyor. Kadın uyanıyor. Ces diamants viennent d'Afrique du Sud. Bu elmaslar Güney Afrika'dan geliyorlar. Bu elmaslar Güney Afrika'dan. Tom însuși și-a dat foc. Tom kendini yaktı. Tom kendini ateşe verdi. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Siriana." "Hocalarımız nereliydi?" "Suriye." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Suriyeli." Debería haber tenido más cuidado con eso. Daha dikkatli olmalıydım. O konuda daha dikkatli olmalıydım. Mejorará. Bu iyileşecek. Daha iyi olacak. ¿Es una buena noticia? Bu iyi haber mi? Bu iyi bir haber mi? Grătarul este o modalitate de a găti carnea. Mangal et pişirmek için bir yoldur. Barbekü, eti pişirmenin bir yoludur. Mañana es el último día de escuela. Yarın okulun son günü. Yarın okulun son günü. Je ne comprends pas. Anlamıyorum. - Anlamıyorum. Linda tirò fuori la lingua. Linda, dilini dışarı çıkardı. Linda dilini çıkardı. El proceso es importante. Proses mühimdir. Süreç önemlidir. Moi, j'espérais des vacances calmes dans la montagne. Ben, dağlarda sessiz bir tatil umuyordum. Ben de dağlarda sakin bir tatil bekliyordum. Café, por favor. Kahve, lütfen. Kahve lütfen. Me suscribí a dos periódicos. Ben iki gazeteye abone oldum. İki gazeteye abone oldum. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Scozzese." "Komşuların nereli?" "İskoç." "Komşuların hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Brasiliana." "Komşuları nereliydi?" "Brezilya." "Komşuları hangi millettendi?" "Brezilyalı." Quiero ir a verte. Gelmek ve seni görmek istiyorum. Gelip seni görmek istiyorum. Sé dónde nació Tom. Tom'un nerede doğduğunu biliyorum. Tom'un nerede doğduğunu biliyorum. No comimos carne durante unos días. Birkaç gündür hiç et yemedik. Birkaç gündür et yemedik. Francamente hablando, está equivocado. Açık konuşmak gerekirse, o hatalı. Dürüst olmak gerekirse, yanılıyorsunuz. Tom estaba al teléfono. Tom telefondaydı. Tom telefondaydı. Mi ordenador es lento. Bilgisayarım yavaş. Bilgisayarım çok yavaş. Nu muşca pe partea dreaptă. Sağ tarafla ısırma. Sağ tarafı ısırma. Bolile disperate necesită remedii disperate. Umutsuz hastalıklar umutsuz çareler gerektirir. Umutsuz hastalıklar umutsuz çareler gerektirir. Tom vino a la fiesta con Mary. Tom Mary ile partiye geldi. Tom partiye Mary ile geldi. Ce whisky est trop fort. Bu viski çok sert. Bu viski çok sert. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Uruguaiana." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Uruguay." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Am luat în considerare toate aceste posibilități. Tüm bu olasılıkları hesaba kattım. Bütün bu olasılıkları düşündüm. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Paraguaiana." "Arkadaşlarınız nereli?" "Paraguay." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Slovacca." "Akrabalarınız nereli?" "Slovak." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Slovakyalı." ¿Me ves? Beni görüyor musun? Beni görüyor musun? "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Russa." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Rus." "Kız kardeşlerin hangi millettendi?" "Rus." Me quedé sin bencina. Yakıtım bitti. Benzinim bitti. Le macchine tedesche sono molto popolari. Alman arabaları çok popüler. Alman arabaları çok popüler. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Boliviana." "Amcaları nereli?" "Bolivya." "Amcaları hangi milletten?" "Bolivyalı." Adoro el amor. Aşka bayılıyorum. Aşkı seviyorum. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Lettone." "Hekimlerimiz nereli?" "Letonya." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Letonya." Dis-moi où tu as été. Neredeydin söyle! Bana nerede olduğunu söyle. Siento una profunda simpatía por ti. Senin için derin bir sempati hissediyorum. Sana karşı derin bir sempatim var. Dov'è l'ufficio oggetti smarriti? Kayıp eşya bürosu nerede? Kayıp eşya bürosu nerede? Trebuie să te concentrezi pe punctele tale forte. Güçlü olduğun yönlere odaklanman lazım. Güçlü yanlarına odaklanmalısın. Esos son regalos. Onlar hediye. Bunlar hediye. Estoy en contra del matrimonio. Evliliğe karşıyım. Ben evliliğe karşıyım. Lo siento, pero no te puedes casar con Susan. Üzgünüm fakat Susan'la evlenemezsin. Üzgünüm ama Susan'la evlenemezsin. Sono di nazionalità maltese? Onlar Malta uyruklu mu? Malta vatandaşı mısınız? Combien de fois par minute un homme cligne-t-il des yeux, en moyenne ? Bir insan dakikada ortalama kaç kez göz kırpar? Ortalama bir insan dakikada kaç kez göz kırpıyor? Dovresti scusarti. Özür dilemelisin. Özür dilemelisin. Mientras tú estés aquí, me quedo. Sen burada oldukça ben kalırım. Sen burada olduğun sürece, ben burada kalacağım. Era la madre de Tom. O, Tom'un annesiydi. Tom'un annesiydi. Când a fost ultima dată când ai umblat cu Tom? En son ne zaman Tom'la takıldın? Tom'la en son ne zaman takılmıştın? Nu te voi mai deranja. Artık canını sıkmayacağım. Seni bir daha rahatsız etmeyeceğim. Onde ele vive? O nerede yaşıyor? Nerede yaşıyor? Nāo parece estranho mas por alguma razão sinte se estranho. Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor. Garip görünmüyor ama nedense garip hissediyor. Por favor, manténgase a la espera. Lütfen, beklemeye devam et. Lütfen beklemede kalın. Nós tivemos um pequeno problema. Biraz sorunumuz vardı. Küçük bir sorunumuz vardı. Querría estar en París. Paris'te olmak isterdim. Paris'te olmak isterdim. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Islandese." "Öğretmenleri nereliydi?" "İzlanda." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İzlandalı." Ela tem olhos azuis. Onun mavi gözleri var. Mavi gözleri var. Je suis en train de manger un sandwich. Sandviç yiyorum. Şu an sandviç yiyorum. Ouça bem o que eu digo. Benim söylediklerimi iyi dinle. Beni iyi dinle. Am încercat să-mi cer scuze, dar cuvintele mi s-au blocat în gât. Özür dilemeyi denedim ama sözler boğazıma takıldı. Özür dilemeye çalıştım ama kelimeler boğazıma takıldı. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Bielorussa." "Hocaları nereli?" "Belarus." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Belarus." Verdaderamente hace un día magnífico. Gerçekten muhteşem bir gün. Gerçekten harika bir gün. Están comiendo. Yiyorlar. Yemek yiyorlar. C'est une rumeur complètement infondée. O, tamamen asılsız bir söylenti. Bu tamamen asılsız bir söylenti. Penso spesso a loro. Onlar hakkında sık sık düşünürüm. Sık sık onları düşünüyorum. Tom court-il quotidiennement ? Tom her gün koşuyor mu? Tom her gün koşuyor mu? Ma mère s'entend bien avec ma tante. Annem teyzemle iyi anlaşıyor. Annem teyzemle çok iyi anlaşır. Je n'aime pas les chats, et mon frère non plus. Kedileri sevmem, erkek kardeşim de öyle. Ben kedileri sevmem, kardeşim de sevmez. Nadie puede obligarme a hacer lo que no quiero. Hiç kimse bana istemediğim bir şeyi zorla yaptıramaz. Kimse beni istemediğim bir şeyi yapmaya zorlayamaz. Nu-mi place nici ceaiul nici cafeaua. Ne çayı ne de kahveyi severim. Ne çaydan ne de kahveden nefret ederim. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Ucraina." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Ukrayna." "Komşularımız hangi milletten?" "Ukrayna." Tom non voleva che Mary vedesse il dipinto finché non fosse finito. Tom bitene kadar Mary'nin tablosunu görmesini istemiyordu. Tom bitene kadar Mary'nin tabloyu görmesini istemedi. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Irlandese." "Kardeşlerin nereli?" "İrlanda." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İrlandalı." Donald Trump es un mintirozo patolojiko. Donald Trump iflah olmaz bir yalancı. Donald Trump bir patolojik minör. Am fost concediați fără nicio explicație. Herhangi bir açıklama yapılmadan kovulduk. Hiçbir açıklama yapmadan kovulduk. Qui c'è un albergo. Burada bir otel var. Burada bir otel var. Hay una fina línea entre lo que es aceptable y lo que no. Kabul edilebilirler ve edilemezler arasında ince bir çizgi vardır. Neyin kabul edilebilir olup olmadığı arasında ince bir çizgi vardır. ¿Quién hizo la foto? Resmi kim aldı? Fotoğrafı kim çekti? ¿Esto por qué fue? Bu neden oldu? Bu ne içindi? Tom quería conducir el coche, pero como estaba borracho Mary no se lo permitió. Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi. Tom arabayı sürmek istedi, ama Mary sarhoş olduğu için buna izin vermedi. Hoje em dia, ninguém se surpreende com isso. Günümüzde bu hiç de sürpriz değil. Bugünlerde kimse buna şaşırmıyor. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Francese." "Arkadaşları hangi milletten?" "Fransız." "Arkadaşları hangi milletten?" "Fransız." Pueden hablar alemán. Almanca konuşabilirsiniz. Almanca konuşabilirsiniz. Non abbiamo visitato il Niger. Nijer'i ziyaret etmedik. Nijer’e hiç gitmedim. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Uruguaiana." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Uruguay." "Kardeşleri hangi milletten?" "Uruguaylı." Hablo un poco de alemán. Çok az Almanca konuşurum. Biraz Almanca biliyorum. Debo estar con mi familia. Ailemle olmalıyım. Ailemin yanında olmalıyım. ¿Él realmente hizo eso? O onu gerçekten yaptı mı? Bunu gerçekten o mu yaptı? Todavía no es tu turno. Sıra daha sana gelmedi. Henüz senin sıran değil. Esto es karne. Et bu. Bu karne. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Irlandese." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "İrlanda." "Arkadaşların hangi milletten?" "İrlandalı." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Slovena." "Hocalarınız nereliydi?" "Sloven." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Slovenya." Lui ha un gatto. Onun bir kedisi var. Bir kedisi var. Come y bebe. İç ve ye. Ye ve iç. Non vado in vacanza a Taiwan. Tatile Tayvan'a gitmiyorum. Tayvan'a tatile gitmiyorum. Se eu não fizer isso, quem vai fazer? Bunu yapmazsam, kim yapacak? Ben yapmazsam, kim yapacak? ¿Para qué tienes los pies? Neden ayakların var? Ayakların ne için? Tu cosa stai indossando? Ne giyiyorsun? Sen ne giyiyorsun? ¿No has visto mi jardín? Bahçemi görmedin mi? Bahçemi görmedin mi? Fue difícil terminar el trabajo. İşi bitirmek zordu. İşi bitirmek zordu. Non vai in vacanza in Germania? Tatile Almanya'ya gitmiyor musun? Almanya'ya tatile gitmiyor musun? Moro en Etiopia. Etiyopya'da yaşıyorum. Etiyopya'da yaşıyorum. Vino a divertirse. Eğlenmeye geldi. Eğlenmeye gelmiş. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Ucraina." "Onun akrabaları nereli?" "Ukrayna." "Akrabaların hangi milletten?" "Ukrayna." Me fui a la cama a la una. Saat birde yatmaya gittim. Saat birde yattım. Yumi usará esta cámara mañana por la tarde. Yumi yarın öğleden sonra bu kamerayı kullanacak. Yumi yarın öğleden sonra bu kamerayı kullanacak. ¿Cómo piensas pagarlo? Onu nasıl ödemeyi planlıyorsun? Nasıl ödemeyi düşünüyorsun? De verdad que está ahí. Gerçekten orada. Gerçekten orada. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Vietnamita." "Onun arkadaşları nereli?" "Vietnam." "Arkadaşların hangi milletten?" "Vietnamlı." Non sono di nazionalità scozzese. İskoç vatandaşı değiller. Ben İskoç vatandaşı değilim. Tengo que hacerte una pregunta. Sana bir soru sormak zorundayım. Sana bir şey sormam gerek. Non riesco a dimenticare i suoi occhi. Gözlerini unutamam. Onun gözlerini unutamıyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Irlandese." "Kuzenlerin nereli?" "İrlanda." "Kuzenlerin hangi milletten?" "İrlandalı." El chicle perdió el sabor. Sakızın tadı kaçtı. Sakızın tadı kaçtı. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Canadese." "Komşuları nereliydi?" "Kanada." "Komşuları hangi millettendi?" "Kanadalı." "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Belga." "Dedeleriniz nereli?" "Belçika." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Belçika." Tom non canta mai in pubblico. Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez. Tom asla halka açık yerlerde şarkı söylemez. Ho un piano fantastico. Harika bir planım var. Harika bir planım var. ¿Dónde estás? Neredesin? Neredesin? Llegamos primero. İlk olarak biz geldik. İlk biz geldik. Você sabe onde nós moramos? Nerede yaşadığımızı biliyor musun? Nerede yaşadığımızı biliyor musun? Quanto hai speso in tutto? Harcadığın toplam para miktarı nedir? Ne kadar harcadın? Tom no va a responder. Tom cevap vermeyecek. Tom cevap vermiyor. ¿Han visto a mi hermana? Ablamı gördünüz mü? Kız kardeşimi gördünüz mü? Prefiero el rojo. Kırmızı tercih ederim. Kırmızıyı tercih ederim. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Svizzera." "Hekimlerin nereli?" "İsviçre." "Doktorların hangi milletten?" "İsviçreli." Ele é um animal. O bir hayvan. O bir hayvan. Nu îi voi dezamăgi. Onları hayal kırıklığına uğratmayacağım. Onları hayal kırıklığına uğratmayacağım. Le comité se compose de huit membres. Komisyon sekiz üyeden oluşuyor. Komite sekiz üyeden oluşmaktadır. Hai spento il riscaldamento? Isıtıcıyı kapattın mı? Kaloriferi kapattın mı? "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Messicana." "Dedeleriniz nereliydi?" "Meksika." "Büyükanneniz ve büyükbabanız hangi millettendi?" "Meksikalı." Le navire n'était pas en ordre de bataille. Gemi, savaş için hazır değildi. Gemi savaş düzeninde değildi. No quiero estar solo. Yalnız olmak istemem. Yalnız kalmak istemiyorum. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Belga." "Arkadaşları nereli?" "Belçika." "Arkadaşları hangi milletten?" "Belçika." A él le gusta ver partidos de béisbol en la televisión. O, televizyonda beyzbol oyunları izlemeyi seviyor. Televizyonda beysbol maçlarını izlemeyi seviyor. Vai in vacanza in Uruguay. Uruguay'a tatile gidiyorsun. Uruguay'a tatile git. Non vanno in vacanza in Camerun? Tatile Kamerun'a gitmiyorlar mı? Kamerun'a tatile gitmiyorlar mı? Había mucha gente. Bir sürü insan oradaydı. Bir sürü insan vardı. Non andiamo in vacanza in Bolivia? Tatile Bolivya'ya gitmiyor muyuz? Bolivya'ya tatile gitmiyor muyuz? O cão caça o gato ao redor da árvore. Köpek kediyi ağacın etrafında takip ediyor. Köpek, kediyi ağacın etrafında avlar. Esto no es malo. Bu kötü değil. Bu kötü değil. Bem-vindo a Boston. Boston'a hoş geldiniz. Boston'a hoş geldin. Il faut que je vienne. Gelmem gerekiyor. Benim de gelmem gerek. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Brasiliana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Brezilya." "Aileleri hangi milletten?" "Brezilyalı." Quem é você? Sen kimsin? Kimsin sen? Tom preparó espaguetis para la cena. Tom akşam yemeği için spagetti yaptı. Tom akşam yemeği için spagetti yaptı. Cette ville est à 1600 mètres d'altitude. Bu şehrin rakımı 1600 metredir. Bu şehir 1600 metre yükseklikte. Tom răspunde bine la noul tratament. Tom yeni tedaviye iyi yanıt veriyor. Tom yeni tedaviye iyi yanıt veriyor. Por aquí había un hotel. Buralarda bir otel vardı. Buralarda bir otel vardı. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Cinese." "Amcaları nereli?" "Çin." "Amcaların hangi milletten?" "Çinli." Sé cuál es el rango del soldado. Askerin rütbesini biliyorum. Askerin rütbesini biliyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Uruguaiana." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Uruguay." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Uruguaylı." Eu sei. Biliyorum. Evet, biliyorum. Vamos a conquistar el mundo. Hadi dünyayı ele geçirelim! Dünyayı ele geçireceğiz. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Svedese." "Hocalarının uyruğu neydi?" "İsveç." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "İsveçli." "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Camerunense." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Kamerun." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Ayer, él hizo una caja. O dün bir kutu yaptı. Dün bir kutu yaptı. Me voy de vacaciones la próxima semana. Gelecek hafta tatile gidiyorum. Gelecek hafta tatile çıkıyorum. Tom voleva andare in spiaggia con noi. Tom bizimle sahile gitmek istedi. Tom bizimle sahile gitmek istedi. Creo que será mejor. Daha iyi olacağına inanıyorum. Bence böylesi daha iyi. Él lee árabe. O, Arapça okur. Arapça okuyor. Tú eres mi vida. Hayatımsın. Sen benim hayatımsın. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Lituana." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Litvanya." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Litvanya." Tom vive en Boston ahora. Tom şimdi Boston'da yaşıyor. Tom artık Boston'da yaşıyor. Non avete visitato la Polonia. Polonya'yı ziyaret etmediniz. Polonya’yı ziyaret etmediniz. Vous avez ouvert la boîte. Kutuyu açtınız. Kutuyu sen açtın. Al llegar, me recogerán en el aeropuerto. Varınca, beni havaalanından alacaklar. Oraya vardığımda beni havaalanından alacaklar. Tom no se rio de mi broma. Tom şakama gülmedi. Tom şakalarıma gülmedi. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Scozzese." "Arkadaşları nereli?" "İskoç." "Arkadaşları hangi milletten?" "İskoç." En este momento no me siento triste. Şu an üzgün hissetmiyorum. Şu anda üzgün hissetmiyorum. Cos'avete mangiato per pranzo oggi? Bugün öğle yemeği için ne yedin? Bugün öğle yemeğinde ne yediniz? "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Scozzese." "Halaları nereli?" "İskoç." "Amcaların hangi milletten?" "İskoç." Non andiamo in vacanza in Camerun. Tatile Kamerun'a gitmiyoruz. Kamerun'a tatile gitmiyoruz. Ella es codiciosa. O açgözlüdür. Açgözlü biri. Eu amo Hitomi. Hitomi'yi seviyorum. Hitomi'yi seviyorum. No quieres eso, ¿verdad? Onu istemiyorsun, değil mi? Bunu istemezsin, değil mi? J'ai pensé que la nourriture était trop grasse. Bu yiyeceğin çok yağlı olduğunu sandım. Yemeklerin çok yağlı olduğunu düşündüm. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Italiana." "Halaların nereli?" "İtalyan." "Amcaların hangi milletten?" "İtalyan." Comment s'appelle-t-il ? Onun adı nedir? - Adı ne? ¿Puede encender el aire acondicionado? Klimayı açabilir misiniz? Klimayı açabilir misin? Eres un buen mentiroso. Sen iyi bir yalancısın. İyi bir yalancısın. No hables así. Öyle konuşma. Böyle konuşma. Il castello è al di là del fiume. Kale nehrin karşısındadır. Kale, nehrin karşısında. Anoche estuvimos viendo la televisión. Dün gece TV izledik. Dün gece televizyon izliyorduk. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Danese." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Danimarka." "Arkadaşların hangi milletten?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Svedese." "Doktorların nereli?" "İsveç." "Doktorların hangi milletten?" "İsveçli." È una festa piacevole. Hoş bir parti. Güzel bir parti. Tu peux réussir, mais il te faut étudier avec application. Başarabilirsin, yalnız çok çalışman gerek. Başarılı olabilirsin, ama pratik çalışman gerek. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Estone." "Komşularınız nereliydi?" "Estonya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Estonya." Ce qu'il a dit m'a vraiment blessé. Onun bana dediği şey beni gerçekten yaraladı. Söylediği şey beni gerçekten incitti. Onde é a próxima farmácia? En yakın eczane nerededir? Bir sonraki eczane nerede? "Di che nazionalità è?" "Scozzese." "Uyruğu ne?" "İskoç." "Hangi millettensiniz?" "İskoçsunuz." "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Bulgara." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Bulgar." "Kızkardeşlerin hangi millettendi?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Rumena." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Rumen." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Romanya." Tom estaba haciendo preguntas. Tom sorular soruyordu. Tom sorular soruyordu. ¿Por qué huele mal el perro? Neden köpek kötü kokuyor? Köpek neden kötü kokuyor? Fără ajutorul tău, nu aş fi putut ieşi din această criză. Yardımın olmadan o krizden kurtulamazdım. Senin yardımın olmadan bu krizden çıkamazdım. Tom está viendo golf. Tom golf izliyor. Tom golf oynuyor. C'est ton destin. Bu senin kaderin. Bu senin kaderin. ¿Tuviste relaciones sexuales con él? Onunla cinsel ilişkiye girdin mi? Onunla cinsel ilişkiye girdin mi? Grazie per avermelo detto. Onu bana söylediğin için teşekkürler. Söylediğin için sağ ol. Me encanta esta canción. Bu şarkıyı severim. Bu şarkıya bayılıyorum. "Credo che ormai sia troppo tardi." "No, Tom. Non è mai troppo tardi!" "Sanırım artık çok geç." "Hayır, Tom. Asla çok geç değildir!" "Sanırım artık çok geç." "Hayır, Tom. Asla çok geç değil!" Hagan un buen uso de su tiempo. Zamanınızı iyi kullanın. Zamanınızı iyi kullanın. Será difícil. Zor olacak. Zor olacak. Non sono di nazionalità bielorussa? Belarus uyruklu değiller mi? Belarus vatandaşı değiller mi? Será esta noche. Bu gece olacak. Bu gece. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Francese." "Hocaları nereliydi?" "Fransız." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Fransız." Elle est jalouse. O kıskançtır. - Kıskanıyor. Un tal Henry quería verte. Henry isimli birisi seni görmek istedi. Henry seni görmek istiyor. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Croata." "Arkadaşlarımız nereli?" "Hırvat." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Haçlı." Avete fatto tutto questo senza chiedermelo. Bunların hepsini bana sormadan yaptınız. Bütün bunları bana sormadan yaptınız. «¿En serio?» «Por supuesto.» "Gerçekten mi?" "Tabii ki." "Gerçekten mi?" "Tabii ki." Él tuvo una vida feliz. O, mutlu bir hayat yaşadı. Mutlu bir hayatı vardı. Duermo desnudo. Çıplak uyurum. Çıplak uyurum. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Svizzera." "Amcaların nereli?" "İsviçre." "Amcaların hangi milletten?" "İsviçreli." Ha habido un accidente. Bir kaza oldu. Bir kaza oldu. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Bosniaca." "Kardeşleri nereli?" "Boşnak." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Bosnalı." Fie intră, fie ieși. Ya içeri gel ya da dışarı git. Ya girersin ya da gidersin. Non c'è bisogno di te qui. Burada gerekli değilsin. Sana burada ihtiyacımız yok. Me perdí cuando trataba de encontrar la biblioteca. Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum. Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Cinese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Çin." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Çinli." Sono andato a letto alle nove ma mi sono addormentato alle dieci. Saat dokuzda yatmaya gittim ama saat onda uykuya daldım. Saat 9'da yattım ama 10'da uyudum. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Estone." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Estonya." "Komşuları hangi millettendi?" "Estonya." Noi ci saremo comunque. Nasılsa orada olacağız. Biz yine de orada olacağız. Le directeur a donné la réponse précise que j'attendais. Müdür beklediğim net cevabı verdi. Müdür tam da beklediğim cevabı verdi. Solo quiero que se sienta bien. Ben sadece onun iyi hissetmesini istiyorum. Sadece iyi hissetmesini istiyorum. Posso prová-lo? Deneyebilir miyim ? Kanıtlayabilir miyim? Tom habla francés. Tom Fransızca konuşur. Tom Fransızca konuşuyor. Am fost obosit. Yorgundum. Yorgundum. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Canadese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Kanada." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Kanadalı." Mary indossava un vestito marrone scuro. Mary koyu kahverengi elbise giyiyordu. Mary koyu kahverengi bir elbise giyiyordu. Non sono di nazionalità macedone. Makedon vatandaşı değiller. Ben Makedonya vatandaşı değilim. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Ucraina." "Dedelerimiz nereliydi?" "Ukrayna." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Ukraynalı." Búscalo en el diccionario. Ona sözlükte bak. Sözlüğe bak. Estaba en la biblioteca. Kütüphanedeydim. Kütüphanedeydim. Quiero mucho a Mary. Mary'yi çok seviyorum. Mary'yi çok seviyorum. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Maltese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Malta." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Maltalı." È una ragazza. O bir kız. O bir kız. En mi habitación hay dos camas. Odamda iki tane yatak var. Odamda iki yatak var. Fui un idiota por confiar en Tom. Ben Tom'a güvendiğim için bir aptaldım. Tom'a güvenmekle aptallık ettim. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Lituana." "Komşuların nereli?" "Litvanya." "Komşuların hangi milletten?" "Litvanya." Voglio far compere in questo negozio. O mağazada alışverişe gitmeyi seviyorum. Bu dükkandan alışveriş yapmak istiyorum. La capital de Turquía es Ankara. Türkiye'nin başkenti Ankaradır. Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Lituana." "Komşuların nereliydi?" "Litvanya." "Komşuların hangi millettendi?" "Litvanya." Mi serve più di questo. Bundan daha fazlasına ihtiyacım var. Bundan daha fazlasına ihtiyacım var. Il faut te calmer. Sakin olmak zorundasın. Sakin olman gerek. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Inglese." "Ninelerin nereliydi?" "İngiliz." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "İngiliz." Todo fue culpa mía. Hepsi benim hatamdı. Hepsi benim hatamdı. L'ho fatto per te. Onu senin için yaptım. Bunu senin için yaptım. Hay un lago al este del pueblo. Köyün doğusunda bir göl var. Kasabanın doğusunda bir göl var. Andiamo in vacanza in Lituania Litvanya'ya tatile gidiyoruz. Litvanya'ya tatile gidiyoruz "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Russa." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Rus." "Komşuları hangi millettendi?" "Rus." Il vecchio catturò un grosso pesce. Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı. Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı. Davvero sai chi l'ha fatto? Onu kimin yaptığını gerçekten biliyor musun? Gerçekten kimin yaptığını biliyor musun? Esta é uma arma nova ainda não testada. Hala test edilmeyen yeni bir silahtır. Bu henüz test edilmemiş yeni bir silah. O să recunosc că am greșit. Hatalı olduğumu itiraf edeceğim. Tecrübem olduğunu kabul ediyorum. Las armas no matan gente. La gente mata gente. Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür. Silahlar insanları öldürmez, insanlar öldürür. Olvidé mi dirección de correo electrónico. E-posta adresimi unuttum. E-posta adresimi unuttum. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Paraguaiana." "Amcalarımız nereli?" "Paraguay." "Amcalarımız hangi milletten?" "Paraguaylı." Estoy bien, ¿y vosotros? İyiyim. Ya siz? Ben iyiyim, ya siz? ¿Cuál es la música que estabas escuchando? Dinlediğin müzik neydi? Dinlediğiniz müzik neydi? Una vez no es suficiente. Bir kez yeterli değil. Bir kere yeterli değil. Tom sa perché l'hai fatto? Tom bunu neden yaptığını biliyor mu? Tom bunu neden yaptığını biliyor mu? O Tom é brilhante. Tom zekidir. Tom çok zeki. Eu salvei Maria. Mary'yi kurtardım. Maria'yı kurtardım. Quiero hacer feliz a mi mujer. Karımı mutlu etmek istiyorum. Karımı mutlu etmek istiyorum. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Camerunense." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Kamerun." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Kamerunlu." Eu terminei o trabalho. İşi bitirdim. İşi bitirdim. Questo problema è troppo semplice. Bu problem çok basit Bu sorun çok basit. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Camerunense." "Nineleriniz nereli?" "Kamerun." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Tom es hipócrita. Tom ikiyüzlü. Tom ikiyüzlüdür. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Polacca." "Nineleriniz nereliydi?" "Polonya." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Polak." "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Australiana." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Avustralya." "Komşularımız hangi milletten?" "Avustralyalı." «¿Dónde está Tom?» «¿Cómo puedo saberlo?» "Tom nerede?" "Nasıl bilebilirim?" "Tom nerede?" "Nereden bileyim?" Mangez du pain et buvez de l'eau. Ekmek ye ve su iç. Ekmek yiyin ve su için. Je ne comprends pas pourquoi vous partez. Neden gittiğinizi anlamıyorum. Neden ayrıldığını anlamıyorum. Tom le dijo adiós a Mary. Tom Mary'ye hoşça kal dedi. tom mary'ye veda etti. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Libanese." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Lübnan." "Doktorları hangi milletten?" "Lübnanlı." Pune-ţi camera deoparte foto. Kameranı ortadan kaldır. Fotoğraf makineni kaldır. Ils firent ce qu'il fallait. Olması gerekeni yaptılar. Doğru olanı yaptılar. ¿Está sano? O sağlıklı mı? Sağlıklı mı? De ce ai nevoie? Neye ihtiyacın var? Neye ihtiyacın var? Bebe un vaso de agua. Bir bardak su iç. Bir bardak su iç. No está en el mapa. O haritada değil. Haritada yok. Je suis Arménienne. Ben Ermeniyim. Ben Ermeniyim. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Russa." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Rus." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Rus." Êtes-vous traducteur ? Çevirmen misiniz? Çevirmen misiniz? Isto é perfeito. Bu mükemmel. Bu mükemmel. Ce n'est pas votre affaire. Bu sizi ilgilendirmez. Bu seni ilgilendirmez. Il se comportait comme s'il était fou. O sanki deliymiş gibi davrandı. Delirmiş gibi davranıyordu. Dove hai imparato a farlo? Bunu yapmayı nerede öğrendin? Bunu yapmayı nereden öğrendin? Conte me uma história de fantasma, por favor. Lütfen bana bir hayalet hikayesi anlat. Bana bir hayalet hikayesi anlat lütfen. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Danese." "Hocaları nereliydi?" "Danimarka." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Danimarkalı." Você pode esperar dez minutos? On dakika bekleyebilir misiniz? On dakika bekleyebilir misin? Forse per prima cosa dovremmo parlare di questo. Belki ilk bunu konuşmamız gerek. Belki de önce bunu konuşmalıyız. Qu'èi enveja de bèure. Canım içki istiyor. Ne kadar da kıskançsın. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Peruviana." "Kuzenleriniz nereli?" "Peru." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Ceca." "Komşuları nereliydi?" "Çek." "Komşuları hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Albanese." "Komşularının uyruğu ne?" "Arnavut." "Komşuları hangi milletten?" "Arnavutça." Tom, has tenido que ayudarme. Tom, bana yardım etmek zorundasın. Tom, bana yardım etmek zorundaydın. No salgo mucho. Çok dışarı çıkmam. Pek dışarı çıkmam. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Messicana." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Meksika." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Meksikalı." Tom voleva parlare con te. Tom seninle konuşmak istiyordu. Tom seninle konuşmak istedi. Ce vrei ca Tom să facă? Tom'un ne yapmasını istersin? Tom'un ne yapmasını istiyorsun? No cometo errores. Ben hatalar yapmam. Ben hata yapmam. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Estone." "Arkadaşlarımız nereli?" "Estonya." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Estonya." "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Macedone." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Makedon." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Makedonyalı." Tom se compró una casa con una magnífica vista al mar. Tom harika deniz manzaralı bir ev satın aldı. Tom harika deniz manzaralı bir ev aldı. Lleva puesto un vestido azul claro. Açık mavi bir elbise giyiyor. Açık mavi bir elbise giyiyor. Tom no estaba esperando a nadie. Tom kimseyi beklemiyordu. Tom kimseyi beklemiyordu. Tom dice que hace calor. Tom havanın sıcak olduğunu söylüyor. Tom sıcak olduğunu söylüyor. Mamá está preparando la comida. Anne öğle yemeği hazırlıyor. Annem yemek hazırlıyor. ¿Por qué no estaban allí? Neden orada değillerdi? Neden orada değildiniz? La cena está lista, así que podemos comer cuando queramos. Akşam yemeği hazır, bu yüzden istediğimiz zaman yiyebiliriz. Yemek hazır, o yüzden ne zaman istersek yiyebiliriz. Mañana va a llover. Yarın yağmur yağacak. Yarın yağmur yağacak. Sono di nazionalità spagnola. İspanyol vatandaşılar. İspanyol uyrukluyum. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Svizzera." "Doktorları nereli?" "İsviçre." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İsviçre." Vado in vacanza in Norvegia. Norveç'e tatile gidiyorum. Norveç'e tatile gidiyorum. ¿Es importante? O önemli mi? Önemli mi? Amo a mi madre y mi madre me ama. Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor. Annemi seviyorum, annem de beni seviyor. Mañana desayunaré con Tom. Yarın Tom'la kahvaltı yapacağım. Yarın Tom'la kahvaltı edeceğim. Estoy buscando un sitio donde dormir. Uyuyacak bir yer arıyorum. Yatacak bir yer arıyorum. Tu étais en retard pour le dîner. Akşam yemeğine geç kaldın. Akşam yemeğine geç kalmıştın. Te voy a dar una última oportunidad. Sana son bir şans daha vereceğim. Sana son bir şans vereceğim. È stata un'idea di Tom quella di rapinare la banca. Bankayı soymak Tom'un fikriydi. Bankayı soymak Tom'un fikriydi. O faci intenționat! Bunu bile bile yapıyorsun! Bunu bilerek yapıyorsun! Ayer todos se rieron de mí. Dün herkes bana güldü. Dün herkes bana güldü. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Argentina." "Arkadaşlarımız nereli?" "Arjantin." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Arjantin." Tu non sai niente di me. Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Ella es una amiga de una amiga. O bir arkadaşın arkadaşıdır. Bir arkadaşımın arkadaşı. Mon père fait une promenade dans le parc. Babam parkta bir yürüyüş yapıyor. Babam parkta bir yürüyüş yapıyor. Mi madre compró dos botellas de zumo de naranja. Annem iki şişe portakal suyu aldı. Annem iki şişe portakal suyu aldı. Solo somos amigos. Biz sadece arkadaşız. Sadece arkadaşız. Este un concept destul de neobișnuit. Oldukça sıradışı bir kavram. Bu oldukça sıra dışı bir kavram. ¿Dónde podemos llamar por teléfono? Nerede telefon açabiliriz? Nereden telefon edebiliriz? ¿Planea ayudarnos? O bize yardım etmeyi planlıyor mu? Bize yardım etmeyi mi planlıyorsun? Eu comprei. Aldım. Ben aldım. Sono contenti del tuo lavoro. Onlar senin işinden memnunlar. Yaptıklarından memnunlar. Questo libro è troppo grande per entrare nella mia tasca. Bu kitap cebimde gitmek için çok büyük. Bu kitap cebime sığmayacak kadar büyük. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Colombiana." "Anneleriniz nereli?" "Kolombiya." "Anneleriniz hangi milletten?" "Kolombiyalı." Tom comeu todo o sorvete que estava no congelador. Tom dondurucudaki tüm dondurmayı yedi. Tom dondurucudaki tüm dondurmaları yedi. Este es el perro de Ken. Bu Ken'in köpeğidir. Bu Ken'in köpeği. Răspunde-mi de îndată ce primeşti această scrisoare. Bu mektubu alır almaz bana cevap yaz. Bu mektubu alır almaz bana cevap ver. Has venido pronto a casa. Eve erken geldin. Eve erken gelmişsin. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Egiziana." "Hekimlerimiz nereli?" "Mısır." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Mısırlı." Societatea este compusă din oameni. Toplum, bireylerden oluşur. Toplum insanlardan oluşur. Vai in vacanza in Libia. Libya'ya tatile gidiyorsun. Libya'ya tatile git. Pensé que había perdido mis llaves. Anahtarlarımı kaybettiğimi sandım. Anahtarlarımı kaybettiğimi sandım. Ella habla un poco de árabe. O biraz Arapça konuşur. Biraz Arapça biliyor. Non avete visitato l'Italia? İtalya'yı ziyaret etmediniz mi? İtalya'yı ziyaret etmediniz mi? Non abbiamo visitato l'Islanda. İzlanda'yı ziyaret etmedik. İzlanda'yı ziyaret etmedik. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Spagnola." "Komşuların nereli?" "İspanyol." "Komşuların hangi milletten?" "İspanyolca." Ken habló ayer con sus amigos. Ken dün arkadaşları ile konuştu. Ken dün arkadaşlarıyla konuştu. Derrière la maison il y a un jardin. Evin arkasında bir bahçe var. Evin arkasında bir bahçe var. Mi calabaza fue la mejor. Benim kabağım en iyisiydi. Balkabağım en iyisidir. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Nigeriana." "Doktorlarınız nereli?" "Nijerya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Nijeryalı." Avete visitato la Lettonia? Letonya'yı ziyaret ettiniz mi? Letonya'yı ziyaret ettiniz mi? No quiero ser asesinado. Öldürülmek istemiyorum. Öldürülmek istemiyorum. La guerra li ha privati della felicità. Savaş onları mutluluklarından mahrum etti. Savaş onları mutluluktan mahrum etti. Vive solo en el bosque. Ormanda tek başına yaşıyor. Ormanda tek başına yaşıyor. Trebuie să raportez acest lucru lui Tom. Bunu Tom'a bildirmem gerekiyor. Bunu Tom'a bildirmeliyim. Dimmi solo come pensavi di farlo. Sadece bana onu nasıl yapacağını planladığını söyle. Sadece bunu nasıl yapmayı düşündüğünü söyle. Mi casa está cerca de la estación de tren. Evim tren istasyonuna yakındır. Evim tren istasyonunun yanında. Avete visitato il Camerun? Kamerun'u ziyaret ettiniz mi? Kamerun'u ziyaret ettiniz mi? ¿Y a mí qué? Bana ne? Peki ya ben? Nu trage în cineva. Birisine ateş etmeyin. Kimseyi vurma. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Francese." "Kuzenleri nereli?" "Fransız." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Fransız." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Ungherese." "Kardeşleri nereli?" "Macar." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Macarca." "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Australiana." "Kız kardeşleri nereli?" "Avustralya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Avustralyalı." Fuera hacía frío, así que entró en la habitación. Dışarısı soğuk, bu yüzden o, odanın içine geldi. Dışarısı soğuktu, o yüzden odaya girdi. Al fin consiguió levantarse del suelo. Sonunda yerden kalkmayı başardı. Sonunda yerden kalkmayı başardı. Hay un perro en esta habitación. Bu odada bir köpek var. Bu odada bir köpek var. O să sun pe cineva. Birinin arayacağım. Birini arayacağım. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Nigeriana." "Onun komşuları nereliydi?" "Nijerya." "Komşuları hangi millettendi?" "Nijeryalı." No sé dónde ocurrió. Nerede olduğunu bilmiyorum. Nerede olduğunu bilmiyorum. Tenías una semana para terminar esto. Bunu bitirmek için bir haftan vardı. Bunu bitirmek için bir haftan vardı. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Gallese." "Dedeleri nereliydi?" "Galler." "Dedeleri hangi millettendi?" "Galler." Nara es una ciudad muy antigua. Nara çok eski bir şehir. Nara çok eski bir şehir. Tom celebrou seu vigésimo aniversário na semana passada. Tom geçen hafta yirminci yaş gününü kutladı. Tom geçen hafta 20. doğum gününü kutladı. Dovreste andare a letto presto. Yatmaya erken gitmelisin. Erken yatmalısınız. Vado a letto. Yatağa gidiyorum. Ben yatıyorum. «¿Dónde está mi tarta?» «Lo siento, me la he comido toda.» "Pastam nerede?" "Üzgünüm, hepsini ben yedim." "Kekim nerede?" "Üzgünüm, hepsini yedim." "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Croata." "Komşuları nereli?" "Hırvat." "Komşuları hangi milletten?" "Hırvatistan." Non puoi aiutarmi. Bana yardım edemezsin. Bana yardım edemezsin. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Lituana." "Kız kardeşleri nereli?" "Litvanya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Litvanyalı." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Islandese." "Arkadaşlarımız nereli?" "İzlanda." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "İzlandalı." Veo a una anciana bajo el árbol. Ağacın altında yaşlı bir kadın görüyorum. Ağacın altında yaşlı bir kadın görüyorum. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Etiope." "Onun komşuları nereli?" "Etiyopya." "Komşularınız hangi milletten?" "Etiyopya." ¿Has dejado la ventana abierta? Pencereyi açık bıraktın mı? Pencereyi açık mı bıraktın? Eres cuidadoso. Sen dikkatlisin. Dikkatlisin. Alí es astuto como un zorro. Ali tilki gibi kurnaz biri. Ali bir tilki kadar kurnazdır. ¿No vas a venir? Gelmeyecek misiniz? Sen gelmiyor musun? Ce program de televiziune cu profil educațional preferi? En sevdiğiniz TV eğitim programı nedir? Hangi eğitim profilli televizyon programını tercih edersiniz? Tom sta aspettando da tanto? Tom uzun süredir bekliyor mu? Tom çok bekledi mi? Non li ho ancora dati a Tom. Henüz onları Tom'a vermedim. Daha Tom'a vermedim. Sto cercando Andy. Sai dov'è? Andy'yi arıyorum. Nerede olduğunu biliyor musun? Andy'yi arıyorum, nerede olduğunu biliyor musun? Não posso usar isso. Bunu kullanamam. Bunu giyemem. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Francese." "Kardeşleriniz nereli?" "Fransız." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Fransız." Tom sabe lo que hicimos. Tom ne yaptığımızı biliyor. Tom ne yaptığımızı biliyor. Estamos en huelga. Grevdeyiz. Grevdeyiz. A făcut ceea ce i-am zis să facă. Ona yapmasını söylediğim şeyi yaptı. Ona yapmasını söylediğim şeyi yaptı. Parece una buena idea. Bu iyi bir fikir gibi görünüyor. İyi bir fikre benziyor. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Bosniaca." "Kardeşlerimiz nereli?" "Boşnak." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Bosnalı." ¿Te suele entrar sueño después del almuerzo? Öğle yemeğinden sonra genelde uykun geliyor mu? Öğle yemeğinden sonra uykunuz geliyor mu? La farmacia está cerca del hospital. Eczane, hastanenin yakınında. Eczane hastanenin yanında. S'il y a quelqu'un qui doit demander pardon, c'est toi. Özür dilemesi gereken biri varsa, o da sensin. Özür dilemesi gereken biri varsa o da sensin. Nu poți trăi pe vecie. Sonsuza dek yaşayamazsın. Sonsuza kadar yaşayamazsın. Non mi piace sbagliare. Ben hata yapmayı sevmiyorum. Hata yapmayı sevmem. Espero que venga. Onun geleceğini umuyorum. Umarım gelir. Cuando vaya al trabajo, dejaré este paquete en casa de Jones. Ben işe giderken, bu paketi Jones'ın evine bırakacağım. İşe gittiğimde, bu paketi Jones'un evine bırakacağım. Oggi ho altri piani. Bugün başka planlarım var. Bugün başka planlarım var. ¿Hay alguien aquí que hable japonés? Burada birisi Japonca konuşuyor mu? Japonca bilen var mı? Pareces muy cansada. Çok yorgun görünüyorsun. Çok yorgun görünüyorsun. Aceste șosete groase de lână vă vor ține de cald la picioare. Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacak. Bu kalın yün çoraplar ayaklarınızı sıcak tutacaktır. Para cambiar algo, debes hacer algo. Bir şeyi değiştirmek için bir şey yapmak zorundasın. Bir şeyi değiştirmek için, bir şeyler yapmalısın. Noi vrem să întrerupem această negociere. Biz bu müzakereyi bozmak istiyoruz. Bu müzakereye son vermek istiyoruz. Hai visitato l'Uganda. Uganda'yı ziyaret ettin. Uganda'yı ziyaret ettin. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Macedone." "Kuzenleri nereli?" "Makedon." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Makedonyalı." "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Spagnola." "Onun arkadaşları nereli?" "İspanyol." "Arkadaşların hangi milletten?" "İspanyolca." Has corrido un gran riesgo. Büyük bir risk aldın. Büyük bir risk aldın. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Svedese." "Kuzenleriniz nereli?" "İsveç." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "İsveçli." Non sto dicendo che non sei bella. Güzel olmadığını söylemiyorum. Güzel olmadığını söylemiyorum. No necesito un coche. Arabaya ihtiyacım yok. Arabaya ihtiyacım yok. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Etiope." "Kız kardeşleri nereli?" "Etiyopya." "Kızkardeşleri hangi milletten?" "Etiyopya." Non vai in vacanza in Romania. Tatile Romanya'ya gitmiyorsun. Romanya'ya tatile gitmiyorsun. Acest lucru se datorează diferențelor de cultură dintre curtoazia japoneză și curtoazia americană. Bu Japon nezaketi ve Amerikan nezaketi arasındaki farktan kaynaklanmaktadır.. Bu, Japon nezaketi ve Amerikan nezaketi arasındaki kültürel farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Resping toate aceste acuzații. Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum. Tüm bu suçlamaları reddediyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Vietnamita." "Arkadaşların nereli?" "Vietnam." "Arkadaşların hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Albanese." "Onun dedeleri nereli?" "Arnavut." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Arnavutça." Eu não sei como utilizar isto. Onun nasıl kullanılacağını bilmiyorum. Bunu nasıl kullanacağımı bilmiyorum. No debería haber vuelto nunca aquí. Buraya asla geri gelmemeliydim. Buraya asla geri dönmemeliydim. Questo non le sarà d'aiuto. Bu size yardımcı olmaz. Bunun size bir faydası olmaz. No sabe nada sobre tu familia. Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor. Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Tunisina." "Onun nineleri nereli?" "Tunus." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Tunuslu." ¿Cuál es tu apodo? Senin lakabın ne? Senin lakabın ne? Para ir al museo ve hacia el río y al llegar, gira a la derecha. Müzeye gitmek için nehre doğru yürü ve oraya geldiğinde sağa dön. Müzeye gitmek için nehre git ve oraya vardığında sağa dön. Vado in vacanza in Cina. Çin'e tatile gidiyorum. Çin'e tatile gidiyorum. Habla inglés con un acento alemán. İngilizceyi Alman aksanıyla konuşuyor. Almanca aksanıyla İngilizce konuşuyor. Parece estar enfermo. O hasta görünüyor. Hasta gibi görünüyor. ¿Hay alguna excusa que te hayas cansado de oír? Duymaktan yorulduğun bir bahane var mı? Duymaktan bıkıp usandığın bir bahanen var mı? Mi padre tiene un restaurante. Babamın bir restoranı var. Babamın bir restoranı var. Tom arriva sempre puntuale agli appuntamenti. Tom randevulara her zaman zamanında gelir. Tom her zaman randevularına zamanında gelir. Ma mère ne m'a jamais punie. Annem beni asla cezalandırmadı. Annem beni hiç cezalandırmadı. Hay un poquito de agua en el vaso. Bardakta azıcık su var. Bardağın içinde biraz su var. Come sempre non servono tante parole per descrivere. Her zaman olduğu gibi tarif etmek için bir sürü kelime kullanmak işe yaramıyor. Her zamanki gibi, tarif etmek için çok fazla kelimeye gerek yok. Io non ho mai sentito nulla del genere. Ben asla öyle bir şey duymadım. Daha önce hiç böyle bir şey duymamıştım. No trabajo los domingos. Pazar günü çalışmam. Pazar günleri çalışmıyorum. ¿Hay algo que quieras preguntarme? Bana sormak istediğin bir şey var mı? Bana sormak istediğin bir şey var mı? Me duele el corazón. Kalbim acılıdır. Kalbim ağrıyor. Non sono in vena di scherzi. Şaka kaldırabilecek durumda değilim. Hiç şaka kaldıracak havada değilim. Tom le dijo a Mary que iba a ir a Boston. Tom Mary'ye Boston'a gideceğini söyledi. Tom, Mary'ye Boston'a gideceğini söylemiş. Tom no sabe si es verdad o no. Tom onun doğru olup olmadığını bilmiyor. Tom bunun doğru olup olmadığını bilmiyor. Tom tan sólo no entiende. Tom sadece anlamıyor. tom anlamıyor. Niciuna dintre părți nu a renunțat. Hiçbir taraf vazgeçmedi. Tarafların hiçbiri vazgeçmedi. En serio quiero saber. Gerçekten bilmek istiyorum. Gerçekten bilmek istiyorum. Permiteți-mi să explic de ce. Sebebini açıklayayım. Nedenini açıklamama izin verin. Isabela fue mi primera novia. Isabela benim ilk kız arkadaşımdı. Isabella benim ilk kız arkadaşımdı. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Belga." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Belçika." "Ailen hangi milletten?" "Belçika." Nosotros vamos de vez en cuando al zoológico. Biz ara sıra hayvanat bahçesine gideriz. Ara sıra hayvanat bahçesine gidiyoruz. Abrí la puerta con una llave inglesa. Kapıyı ingiliz anahtarıyla açtım. Kapıyı bir İngiliz anahtarıyla açtım. Tu as besoin de travailler le dimanche? Pazar günü çalışmaya ihtiyacın var mı? Pazar günleri çalışmak zorunda mısın? "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Bosniaca." "Dedelerimiz nereliydi?" "Boşnak." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Bosnalı." Eles salvaram o menino que se afogava. Çocuğu boğulmaktan kurtardılar. Boğulan çocuğu kurtardılar. Siempre viste de negro. Her zaman siyah giyer. Her zaman siyah giyersin. Tú no me impresionas. Beni etkilemiyorsun. Beni etkilemiyorsun. Al parecer no tenías que hacer eso. Görünüyor ki onu yapmana gerek yokmuş. Görünüşe göre bunu yapmak zorunda değildin. Perché non andiamo a sederci? Neden oturmaya gitmiyoruz? Neden gidip oturmuyoruz? Ieri am mâncat un măr. Dün bir elma yedim. Dün bir elma yedim. Este es un libro sobre las estrellas. Bu yıldızlar hakkında bir kitaptır. Bu kitap yıldızlarla ilgili. Non mi hai pensato nemmeno un po'? Hiç benim hakkımda düşündün mü? Beni hiç düşünmedin mi? Je savais cela depuis longtemps déjà. Bunu çok uzun zamandan beri zaten biliyordum. Bunu uzun zamandır biliyordum. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Marocchina." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Fas." "Arkadaşların hangi milletten?" "Fas." Pentru cât timp îl pot împrumuta? Ben onu ne kadar uzunlukta ödünç alablirim? Ne kadar süreliğine ödünç alabilirim? Tom tiene miedo. Tom korkuyor. Tom korkuyor. Esto realmente no es una isla. Bu gerçekten bir ada değil. Burası gerçek bir ada değil. Tom veut être ton ami. Tom senin arkadaşın olmak istiyor. Tom arkadaşın olmak istiyor. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Vietnamita." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Vietnam." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Cuidaré de tu gato mientras estés fuera. Sen yokken kedine bakacağım. Sen yokken kedine ben bakarım. ¿Dormiste con ella? Onunla uyudun mu? Onunla yattın mı? "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Boliviana." "Ninelerin nereli?" "Bolivya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Belga." "Akrabalarımız nereli?" "Belçika." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Belçika." Este es para mi amigo. Bu benim arkadaşım için. Bu arkadaşım için. Sembra che neppure a te piaccia molto Tom. Öyle görünüyor ki sen de Tom'dan hoşlanmıyorsun. Görünüşe göre sen de Tom'dan pek hoşlanmıyorsun. Me alegro por ellos. Onlar için mutluyum. Onlar adına sevindim. Je cédai à leurs exigences. Onların isteklerine boyun eğdim. Taleplerine boyun eğdim. Gli alberi sono vivi. Ağaçlar canlıdır. Ağaçlar canlı. Andiamo in vacanza in Colombia? Kolombiya'ya tatile mi gidiyoruz? Kolombiya'ya tatile mi gidiyoruz? Sabía que me querías enseñar algo. Bana bir şey göstermek istediğini biliyordum. Bana bir şey göstermek istediğini biliyordum. Lleva muerto diez años. O, on yıldır ölüdür. 10 yıldır ölü. Cristiano Ronaldo es un futbolista. Cristiano Ronaldo bir futbolcudur. Cristiano Ronaldo bir futbolcudur. Je suis arrivée en voiture. Arabayla geldim. Arabayla geldim. Di' loro cosa intendi. Onlara ne demek istediğini söyle. Onlara ne demek istediğini anlat. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Svedese." "Onun komşuları nereli?" "İsveç." "Komşularınız hangi milletten?" "İsveçli." Isso me livra de quaisquer outras responsabilidades. O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor. Bu da beni diğer sorumluluklardan kurtarıyor. Tom mora no andar de cima do meu. Tom benim bir üst katımda oturuyor. Tom benim üst katımda yaşıyor. Pensaba que él te quería, pero en realidad quería a otra. Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu. Seni sevdiğini sanıyordum ama aslında başka birini istiyordu. ¿Quién va ganando? Kim kazanıyor? Kim kazanıyor? Non vai in vacanza in Nigeria. Tatile Nijerya'ya gitmiyorsun. Nijerya'ya tatile gitmiyorsun. Tom puede oírnos. Tom bizi duyabilir. Tom bizi duyabilir. El hombre murió en un accidente de coche. Adam bir araba kazasında öldü. Adam bir araba kazasında öldü. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Paraguaiana." "Kuzenlerin nereli?" "Paraguay." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Maltese." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Malta." "Arkadaşların hangi milletten?" "Maltalı." Afară plouă abundent. Dışarıda şiddetli yağmur yağıyor. Dışarıda çok yağmur yağıyor. Discuten prácticamente cada día. Neredeyse her gün tartışıyorlar. Neredeyse her gün tartışıyorlar. Il achète un vieux chapeau. Eski bir şapka satın alıyor. Eski bir şapka satın alır. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Slovena." "Onların dedeleri nereli?" "Sloven." "Dedeleri hangi milletten?" "Slovenya." Cuatro hombres están cantando. Dört adam şarkı söylüyor. Dört adam şarkı söylüyor. Andiamo in vacanza in Cina? Çin'e tatile mi gidiyoruz? Çin'e tatile mi gidiyoruz? "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Libanese." "Onların dedeleri nereli?" "Lübnan." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Lübnanlı." Siguió trabajando. O çalışmaya devam etti. Çalışmaya devam etti. Le vi llorar. Onu ağlarken gördüm. Ağladığını gördüm. Credevo che mi avresti lasciato andare. Gitmeme izin vereceğini düşündüm. Gitmeme izin vereceğini sanıyordum. Bebe un poco de té. Biraz çay iç. Biraz çay iç. Todos esperaron. Herkes bekledi. Herkes bekledi. Ainda estou aqui. Hâlâ buradayım. Hala buradayım. Este livro es preto. Bu kitap siyah. Bu kitap siyah. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Rumena." "Kuzenleri nereli?" "Rumen." "Kuzenleri hangi milletten?" "Romanya." Você precisa de mais alguma coisa de mim? Sen benden daha fazla bir şey ihtiyaç duyuyor musun? Benden istediğin başka bir şey var mı? Nous tînmes parole. Sözümüzü tuttuk. Sözümüzü tutarız. Eres joven. Sen gençsin. Daha gençsin. ¿Cuál es su novela más reciente? Onun en son romanı nedir? En son romanınız nedir? Durante el ayuno del ramadán aparte de no comer ni beber también hay que mantenerse alejado de cosas como peleas, discusiones y cotilleos. Ramazan'da oruçluyken yeme-içme dışında; kavga, tartışma ve dedikodu gibi şeylerden de uzak durmaya çalışmak lazım. Ramazan orucu sırasında, yemek ve içmek dışında, kavga, tartışma ve dedikodu gibi şeylerden de uzak durulmalıdır. Hablas un poco rápido para mí, ¿puedes hablar un poco más despacio? Benim için biraz çok hızlı konuşuyorsun. Biraz daha yavaş konuşur musun? Benim için biraz hızlı konuşuyorsun. Biraz daha yavaş konuşabilir misin? Pensábamos que Tom era bueno. Tom'un iyi olduğunu düşündük. Tom'un iyi olduğunu düşünüyorduk. Tom no se puede creer que Mary haya dicho eso. Tom, Mary'nin onu söylediğine inanamıyor. Tom, Mary'nin bunu söylediğine inanamıyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Marocchina." "Kardeşlerin nereli?" "Fas." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Fas." "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Ungherese." "Teyzeleriniz nereli?" "Macar." "Amcalarınız hangi milletten?" "Macarca." ¿Tom se va a quedar con nosotros? Tom bizimle kalacak mı? Tom bizimle mi kalacak? Tienimi informato. Beni bilgilendirin. Beni haberdar et. Si scusò per non essere venuto. O, gelmediği için özür diledi. Gelemediği için özür diledi. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Lettone." "Dedeleri nereliydi?" "Letonya." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Letonya." Ha sido un día agotador. Yorucu bir gündü. Yorucu bir gün oldu. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Russa." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Rus." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Boliviana." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Bolivya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Bolivyalı." A volte le persone mentono per non essere fraintese. Bazen insan yanlış anlaşılmamak için yalan söylüyor. Bazen insanlar yanlış anlaşılmamak için yalan söyler. Él la ama, pero ella no le ama. O, onu seviyor, ama o onu sevmiyor. Adam onu seviyor ama kadın onu sevmiyor. Tom prese il portagioie di Mary e lo aprì. Tom Mary'nin mücevher kutusunu aldı ve onu açtı. Tom Mary'nin mücevher kutusunu aldı ve açtı. Los que quieran permanecer, pueden permanecer. Kalmak isteyenler kalabilirler. Kalmak isteyenler kalabilir. Tom dice que es feliz. Tom mutlu olduğunu söylüyor. Tom mutlu olduğunu söylüyor. Esse livro é fácil de ler. Bu kitap kolay okunur. Bu kitabı okumak kolaydır. El dinero lo es todo. Para her şeydir. Para her şeydir. Tom stava guardando la televisione. Tom televizyon izliyordu. Tom televizyon izliyordu. Me llamo Tom. Benim adım Tom. Adım Tom. Non andate in vacanza in Serbia. Tatile Sırbistan'a gitmiyorsunuz. Sırbistan'a tatile gitmeyin. Muita gente falece em acidentes no trânsito. Trafik kazalarında birçok insan ölür. Birçok insan trafik kazalarında ölüyor. "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Argentina." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Arjantin." "Komşularınız hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Messicana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Meksika." "Arkadaşların hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità siete?" "Macedone." "Uyruğunuz ne?" "Makedon." "Hangi millettensiniz?" "Makedonyalı." "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Vietnamita." "Arkadaşları nereli?" "Vietnam." "Arkadaşları hangi milletten?" "Vietnamlı." Avete visitato l'Egitto. Mısır'ı ziyaret ettiniz. Mısır'ı ziyaret ettiniz. Tom, știu că ești acolo. Tom, orada olduğunu biliyorum. Tom, orada olduğunu biliyorum. Non andiamo in vacanza in Russia? Tatile Rusya'ya gitmiyor muyuz? Rusya'ya tatile gitmiyor muyuz? "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Etiope." "Hekimleri nereli?" "Etiyopya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Etiyopya." La palabra "trabajador" es un sustantivo derivado de la palabra "trabajo". işçi kelimesi iş kelimesinden türetilmiştir. "İşçi" kelimesi, "iş" kelimesinden türetilen bir isimdir. Il est tombé dans une embuscade. Tuzağa düşürüldü. Pusuya düştü. ¡Mezcla bien los ingredientes! Malzemeleri iyi karıştır! Malzemeleri iyice karıştırın! Nevou ontem. Dün kar yağdı . Dün kar yağdı. Chi è stato a colpirti? Sana kim vurdu? Sana kim vurdu? Avete mai notato che l'orecchio destro di Tom è molto più grande di quello sinistro? Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi? Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu fark ettiniz mi? No quiero decirte nada hoy. Bugün sana hiçbir şey söylemek istemiyorum. Bugün sana hiçbir şey söylemek istemiyorum. ¿Cuándo llegaremos? Ne zaman varacağız? Ne zaman varırız? Ella me pidió ayuda. O benim yardımımı istedi. Benden yardım istedi. Deberías pedir perdón. Özür dilemelisin. Özür dilemelisin. Sólo es un sueño. O sadece bir rüya. Sadece bir rüya. Ho provato a smettere, ma non ce l'ho fatta. Sigarayı bırakmayı denedim ama onu yapamadım. Bırakmaya çalıştım ama yapamadım. No, sono stanco. Hayır, yorgunum. Hayır, yorgunum. No debes usar el ascensor en caso de emergencia. Acil durumlarda asansörü kullanmamalısın. Acil bir durumda asansörü kullanmamalısınız. Todo esto es para mi uso personal. Bunun hepsi benim kişisel kullanımım içindir. Bunların hepsi benim kişisel kullanımım için. A fost un act disperat. O bir umutsuzluk eylemiydi. Çaresizce bir hareketti. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Uruguaiana." "Hocaları nereli?" "Uruguay." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Uruguaylı." Es lo último de lo que me voy a preocupar. Endişe edeceğim en son şey bu. Endişelenmem gereken en son şey bu. Invece non è così difficile. Bu aslında o kadar zor değil. O kadar da zor değil. Llámale esta tarde. Bu akşam onu ara. Öğleden sonra ara. El a traversat strada. Sokağın karşısına geçti. Karşıdan karşıya geçti. ¿Cuánto tiempo tengo que tomar este remedio? Ne kadar süre bu ilacı almak zorundayım? Bu ilacı ne kadar süre kullanmalıyım? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Austriaca." "Dedelerin nereli?" "Avusturya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Avusturyalı." Stai andando bene. Continua così. Çok iyi yapıyorsun. Devam et. İyi gidiyorsun, devam et. Soy amado por mis padres. Ben, annem ve babam tarafından sevilirim. Ailem tarafından seviliyorum. Non vado in vacanza in Lettonia. Tatile Letonya'ya gitmiyorum. Letonya'ya tatile gitmiyorum. Lors de la 2ème guerre mondiale, il y avait aussi des camps de concentration aux États-Unis. Les japonais étaient rassemblés. İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika'da da toplama kampları vardı. Japonlar toplanıyordu. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Amerika Birleşik Devletleri'nde de toplama kampları vardı. Japonlar toplandı. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Giapponese." "Doktorların nereli?" "Japon." "Doktorların hangi milletten?" "Japon." Tom no lloró. Tom ağlamadı. Tom ağlamadı. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Austriaca." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Avusturya." "Aileleri hangi milletten?" "Avusturyalı." ¿Cómo perdiste el brazo? Kolunu nasıl kaybettin? Kolunu nasıl kaybettin? Bisogna lasciare una mancia al cameriere. Oğlana bahşiş bırakmak lazım. Garsona bahşiş bırakmalısın. Le gustan los juguetes. O oyuncakları sever. Oyuncakları sever. C'est une solution innovante. Bu yenilikçi bir çözüm. Bu yenilikçi bir çözüm. Tom a petrecut o noapte albă gândindu-se la Mary. Tom Mary'yi düşünerek uykusuz bir gece geçirdi. Tom bütün geceyi Mary'yi düşünerek geçirdi. Poți intra. Girebilirsin. Girebilirsiniz. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Inglese." "Nineleri nereli?" "İngiliz." "Büyükanneleri hangi milletten?" "İngiliz." Odio a mi vecino. Komşumdan nefret ederim. Komşumdan nefret ediyorum. La France a peur. Fransa korkuyor. Fransa korkuyor. Esto no es lo que estaba pensando. Düşündüğüm bu değildi. Düşündüğüm şey bu değildi. Il loro lavoro è installare nuovi software sui computer dell'azienda. Onların işi, şirketteki bilgisayarlara yeni yazılımları yüklemektir. Onların işi şirketin bilgisayarlarına yeni yazılımlar yüklemek. Évitez le risque de glisser sur la glace. Buzun üstünde kayma tehlikesinden sakının. Buz üzerinde kayma riskinden kaçının. Mon succès est principalement dû à ton aide. Temelde başarım senin yardımınla oldu. Başarımın büyük bir kısmı senin yardımın sayesinde oldu. Votre plan est condamné à l'échec. Planınız başarısızlığa uğramaya mahkum. Planın başarısızlığa mahkum. Tom no quiere casarse con Mary. Tom Mary ile evlenmek istemiyor. tom mary ile evlenmek istemiyor. Andate in vacanza in Italia? İtalya'ya tatile mi gidiyorsunuz? İtalya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Mañana no tenemos clases. Yarın okulumuz yok. Yarın okul yok. Vuoi vedere la mia cicatrice? Yara izimi görmek ister misin? Yara izimi görmek ister misin? "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Estone." "Hocalarınız nereliydi?" "Estonya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Estonca." Non andiamo in vacanza in Lettonia. Tatile Letonya'ya gitmiyoruz. Letonya'ya tatile gitmiyoruz. Me hizo esperar alrededor de media hora. Beni yaklaşık yarım saat bekletti. Beni yaklaşık yarım saat bekletti. ¿Cuál es la dirección de tu casa? Ev adresin nedir? Evinizin adresi nedir? Sois afortunados. Siz şanslısınız. Şanslısınız. Non andate in vacanza a Roma? Tatile Roma'ya gitmiyor musunuz? Roma'ya tatile gitmiyor musunuz? Isso não te ajudará. Şu sana yardım etmeyecek. Bunun sana bir faydası olmaz. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Scozzese." "Amcalarımız nereli?" "İskoç." "Amcalarımız hangi milletten?" "İskoç." Conte-me a história. Bana hikayeyi anlat. Bana hikayeyi anlat. Tot ce trebuie să faci este să înveți această frază de rost. Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek. Yapmanız gereken tek şey bu cümleyi öğrenmek. Tatoeba é um dicionário de idiomas. Tatoeba bir dil sözlüğüdür. Tatoeba bir dil sözlüğüdür. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Cinese." "Kardeşleriniz nereli?" "Çin." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Çinli." Cette photo m'a rappelé des souvenirs d'enfance. Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı. Bu fotoğraf bana çocukluğumu hatırlattı. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Belga." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Belçika." "Aileniz hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Brasiliana." "Öğretmenleri nereliydi?" "Brezilya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Les politiciens ne voient pas les choses sous cet angle. Politikacılar olaya bu açıdan bakmıyor. Siyasetçiler bu açıdan bakmıyor. Você é um anjo! Sen bir meleksin! Sen bir meleksin! Hai visitato la Svizzera? İsviçre'yi ziyaret ettin mi? İsviçre'yi ziyaret ettiniz mi? Veneza é uma cidade bonita. Venedik güzel bir şehir. Venedik güzel bir şehir. Unii oameni cred în Dumnezeu, alții nu. Bazı insanlar Allah'a inanır, bazıları inanmaz. Bazı insanlar Tanrı'ya inanır, bazıları inanmaz. Despre ce este toată agitația asta? Tüm bu kargaşa ne hakkında? Tüm bu yaygara da neyin nesi? Am nevoie de niște bani. Bana biraz para lazım. Biraz paraya ihtiyacım var. ¿Quién es ella? Kim o? Bu kim? Solo es un niño. O sadece bir çocuk. O sadece bir çocuk. So che prenderai la giusta decisione. Doğru kararı vereceğini biliyorum. Doğru kararı vereceğini biliyorum. ¿Cuántos libros lees al mes? Her ay kaç tane kitap okursun? Ayda kaç kitap okuyorsunuz? "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Svedese." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "İsveç." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "İsveçli." "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Rumena." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Rumen." "Komşularınız hangi millettendi?" "Romanya." Hai ben chiarito quello che volevi dire. Ne demek istediğini yeterince anlattın. Ne demek istediğini açıkça belirttin. Vuoi giocare a golf o no? Golf oynamak ister misin yoksa istemez misin? Golf oynamak istiyor musun, istemiyor musun? Eu posso dirigir um carro. Bir araba sürebilirim. Araba kullanabilirim. Tom est miséricordieux. Tom merhametlidir. Tom merhametlidir. Me puse enfermo. Hastalandım. Hastalandım. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Austriaca." "Kuzenleri nereli?" "Avusturya." "Kuzenleri hangi milletten?" "Avusturyalı." ¿Quieres comer? Yemek yemek ister misin? Yemek ister misin? "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Russa." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Rus." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Rus." "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Gallese." "Amcalarınız nereli?" "Galler." "Amcalarınız hangi milletten?" "Galler." Donald Trump é um mentiroso patológico. Donald Trump patolojik bir yalancıdır. Donald Trump patolojik bir yalancı. Jones nació en los Estados Unidos. Jones, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu. Jones Amerika’da doğdu. Am adormit. Uyuyakaldım. Uyuyakalmışım. Abbiamo trovato anche questo. Biz ayrıca bunu bulduk. Bunu da bulduk. Nu a fost un accident. O bir kaza değildi. Bu bir kaza değildi. Non rinunciare mai ai tuoi sogni. Hayallerinden asla vazgeçme. Hayallerinden asla vazgeçme. Los preservativos ofrecen protección contra las enfermedades de transmisión sexual. Prezarvatifler seksüel hastalıkların geçmesinden korurlar. Prezervatifler cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar. Je l'ai embrassée sur la bouche. Onu dudağından öptüm. Onu dudağından öptüm. Esto es comida. Bu yemek. Bu yemek. Je conduis ma propre voiture. Ben kendi arabamı sürüyorum. Kendi arabamı kullanıyorum. No hay ningún reloj en mi habitación. Odamda hiç saat yok. Odamda saat yok. Mañana a estas horas, Tom estará ocupado. Yarın bu saatlerde Tom meşgul olacak. Yarın bu saatlerde Tom meşgul olacak. Sé adónde ha ido Tom. Tom'un nereye gittiğini biliyorum. Tom'un nereye gittiğini biliyorum. Sono di nazionalità inglese. İngiliz vatandaşılar. Ben İngiliz vatandaşıyım. Tom sabe el secreto. Tom sırrı biliyor. Tom sırrı biliyor. Non mi importa di Tom. Tom'u umursamıyorum. Tom umurumda değil. Como posso chegar até o hospital de ônibus? Hastaneye otobüsle nasıl gidebilirim? Otobüsle hastaneye nasıl gidebilirim? No sabe quién soy. O benim kim olduğumu bilmiyor. Kim olduğumu bilmiyor. Casa aceea a fost construită de vărul meu. O ev, kuzenim tarafından yaptırıldı. O ev kuzenim tarafından inşa edildi. No sé quién es Scott. Ben Scott'un kim olduğunu bilmiyorum. Scott'ın kim olduğunu bilmiyorum. Tenho que usar inglês o dia todo. Bütün gün İngilizce kullanmak zorundayım. Bütün gün İngilizce konuşmak zorundayım. Vă rog să-mi arătați un exemplu de utilizare. Örnek bir kullanım gösterin lütfen. Lütfen bana bir kullanım örneği gösterin. Tom non verrà con me. Tom benimle gitmeyecek. Tom benimle gelmiyor. Ve al hospital. Hastaneye git. Hastaneye git. Nu am putut să dorm. Uyuyamadım. Uyku tutmadı. De ce trebuie să mă suni la astfel de ore nepotrivite? Böyle pek uygunsuz saatlerde neden beni aramak zorundasın? Neden beni böyle uygunsuz bir saatte arıyorsun? Dê-me um beijo. Bana bir öpücük ver. Bir öpücük ver. Non potete andare contro le leggi della natura. Doğanın yasalarına karşı gelemezsiniz. Doğanın kanunlarına karşı gelemezsiniz. Las clases empiezan el 8 de abril. Okul 8 Nisan'da başlıyor. Dersler 8 Nisan’da başlıyor. Vai in vacanza in Sicilia. Sicilya'ya tatile gidiyorsun. Sicilya'ya tatile git. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Croata." "Akrabalarımız nereli?" "Hırvat." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Hırvatistan." Tom conocía a Mary. Tom Mary'yi tanıyordu. Tom Mary'yi tanıyordu. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Polacca." "Onun nineleri nereliydi?" "Polonya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Polonya'dan." Eso no es problema mío. O benim sorunum değil. Bu benim sorunum değil. Spero che questo bel tempo durerà fino ad allora. Umarım bu iyi hava o zamana kadar devam edecek. Umarım bu güzel hava o zamana kadar devam eder. Es hora de irse a la cama. Apaga la radio. Yatma zamanı.Radyoyu kapa. Yatma vakti, radyoyu kapat. ¿Cuál es tu marca de yogur favorita? Favori yoğurt markan nedir? En sevdiğiniz yoğurt markası nedir? El problema era muy difícil. Sorun çok zordu. Sorun çok zordu. Andate in vacanza a Taiwan? Tayvan'a tatile mi gidiyorsunuz? Tayvan'a tatile mi gidiyorsunuz? "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Italiana." "Akrabaları nereli?" "İtalyan." "Akrabaları hangi milletten?" "İtalyan." O inimigo é fraco. Düşman zayıf. Düşman zayıf. Siéntate, Kate. Otur, Kate. Otur, Kate. No me gusta enrocarme. Rok yapmayı sevmem. Kendimi kandırmayı sevmem. Tom é muito inteligente. Tom çok akıllı. Tom çok zeki. Avete visitato la Slovenia? Slovenya'yı ziyaret ettiniz mi? Slovenya'yı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Egiziana." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Mısır." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Mısırlı." Je n'ai pas lu de livre depuis longtemps et j'en ai honte. Bu kitabı uzun zamandır okumadım ve bundan utanç duyuyorum. Uzun zamandır kitap okumuyorum ve bundan utanıyorum. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Tunisina." "Arkadaşları nereli?" "Tunus." "Arkadaşları hangi milletten?" "Tunus." "Di che nazionalità sono?" "Russa." "Uyrukları ne?" "Rus." "Bunlar hangi milletten?" "Rus." Feliz Natal! Mutlu Noeller. Mutlu Noeller! Ha lasciato la scuola la settimana scorsa. Okuldan geçen hafta ayrıldı. Geçen hafta okulu bıraktı. Dile a Tomás que yo no conozco a María. Tom'a Mary'yi tanımadığımı söyle. Tomas'a Maria'yı tanımadığımı söyle. Disculpe, ¿le importaría sacarnos una foto? Affedersiniz. Rica etsek bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz? Affedersiniz, bir fotoğrafımızı çekebilir misiniz? Él murió la semana pasada. O geçen hafta öldü. Geçen hafta öldü. Tom nu a vrut să o împingă pe Mary să accepte. Tom Mary'ye zorla kabul ettirmek istemiyordu. Tom, Mary'yi kabul etmeye zorlamadı. Est-ce que quelqu'un sait ce qui s'est vraiment passé ? Gerçekten ne olduğunu bilen biri var mı? Gerçekte ne olduğunu bilen var mı? ¿En qué país nació? Hangi ülkede doğmuş? Hangi ülkede doğdun? ¿Podéis andar? Yürüyebiliyor musunuz? Yürüyebilir misiniz? "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Etiope." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Etiyopya." "Doktorları hangi milletten?" "Etiyopya." Tu es une enfant. Sen bir çocuksun. Sen bir çocuksun. No pensaba que Tom fuera a venir a la fiesta de Mary. Tom'un Mary'nin partisine geleceğini düşünmüyordum. Tom'un Mary'nin partisine geleceğini sanmıyordum. Comment ça va ? Nasılsın? Nasıl gidiyor? Compró un Honda. O bir Honda aldı. Bir Honda aldım. Tu ești cel care a decis să facă această meserie, nu-i așa? Bu mesleği yapma kararı veren sendin değil mi? Bu işi yapmaya sen karar verdin, değil mi? Tom s-a întins după mâna Mariei. Tom Mary'nin eline uzandı. tom mary'nin elini tuttu. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Estone." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Estonya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Estonya." Él escribe poemas de amor. Aşk şiirleri yazar. Aşk şiirleri yazıyor. Lei è una ragazza. O bir kız. O bir kız. Ne fais pas les choses à moitié. İşleri yarım yamalak yapma. Bu işi yarım yamalak yapma. Estamos comiendo manzanas. Biz elma yiyoruz. Elma yiyoruz. Tom se enamoró de Mary, su amiga de la infancia. Tom çocukluk arkadaşı olan Mary'ye âşık oldu. Tom çocukluk arkadaşı Mary'e aşık oldu. Eu odeio meu companheiro de quarto. Oda arkadaşımdan nefret ediyorum. Oda arkadaşımdan nefret ediyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Irlandese." "Komşuların nereli?" "İrlanda." "Komşuların hangi milletten?" "İrlandalı." Le lapin s'est dissimulé derrière l'arbre. Tavşan ağacın arkasına saklandı. Tavşan ağacın arkasına saklandı. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Bulgara." "Öğretmenleri nereli?" "Bulgar." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Azera." "Hocalarınız nereli?" "Azeri." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Azera." Ha estado en la cama enfermo durante cuatro días. O, dört gündür yatakta hastadır. Dört gündür hasta yatıyor. Voici ton sac ! İşte senin çantan. İşte çantan! Tom se parece a ti. Tom sana benziyor. Tom sana benziyor. È passato molto tempo da quando sono stato a Boston. Boston'da bulunduğumdan beri uzun zaman oldu. Boston'a geleli uzun zaman oldu. Estamos escuchando. Dinliyoruz. Dinliyoruz. Tom dijo que él solo estaba interesado en ayudar a Mary Tom sadece Mary'ye yardım etmekle ilgilendiğini söyledi. Tom sadece Mary'ye yardım etmekle ilgilendiğini söyledi. Nos hicimos amigos. Arkadaş olduk. Arkadaş olduk. Le médecin a violé son serment d'Hippocrate. Doktor, Hipokrat Yemini'ni çiğnedi. Doktor Hipokrat yeminini bozdu. Daba clases de historia en la escuela. Okulda tarih dersi verdi. Okulda tarih dersi veriyordum. ¿Ahora podemos llamar a Tom? Şimdi Tom'u arayabilir miyiz? Artık Tom'u arayabilir miyiz? Che piacevole sorpresa! Ne hoş bir sürpriz! Ne hoş bir sürpriz. Puis-je voir votre ticket ? Biletinize bakabilir miyim? Biletinizi görebilir miyim? Tom n'est pas biochimiste. Tom biyokimyacı değil. Tom biyokimyacı değil. Sono stato bocciato all'esame perché non ho studiato. Çalışmadığım için sınavda başarısız oldum. Sınavdan kaldım çünkü çalışmadım. No tengo ni pizca de miedo. Hiç korkmuyorum. Hiç korkum yok. Ella la vio en la estación. O, istasyonda onu gördü. Onu istasyonda görmüş. Je me rends à l'école à huit heures du matin. Okula saat sekizde giderim. Sabahın sekizinde okula gidiyorum. Acest bilet permite intrarea a două persoane. Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır. Bu bilet iki kişinin girişine izin verir. Non andiamo in vacanza in Irlanda? Tatile İrlanda'ya gitmiyor muyuz? İrlanda'ya tatile gitmiyor muyuz? Tom tiene una linda sonrisa. Tom'un hoş bir gülümsemesi var. Tom'un güzel bir gülümsemesi var. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Ghanese." "Halaların nereli?" "Gana." "Amcaların hangi milletten?" "Ghanese." Acabo de verlo. Ben şimdi onu gördüm. Az önce gördüm. En este momento mi padre no está en casa. Babam şu anda evde değil. Babam şu an evde değil. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Greca." "Öğretmenleri nereli?" "Yunan." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Yunanistan." J'ai pensé que je pourrais compter sur toi. Senden emin olabileceğimi düşündüm. Sana güvenebileceğimi düşündüm. ¿Tom te ha dado algo para mí? Tom sana bana vermen için bir şey verdi mi? Tom benim için bir şey verdi mi? "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Ghanese." "Amcaların nereli?" "Gana." "Amcaların hangi milletten?" "Ghanese." Comitetul nostru este format din zece membri. Komitemiz on üyeden oluşmaktadır. Komitemiz 10 üyeden oluşmaktadır. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Svizzera." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "İsviçre." "Komşuları hangi millettendi?" "İsviçre." Non andiamo in vacanza in Colombia. Tatile Kolombiya'ya gitmiyoruz. Kolombiya'ya tatile gitmiyoruz. Bazarov, mettendo da parte la caparbietà, confessa il suo amore, ma viene bruscamente respinto da Odintsova. Bazarov inadından vazgeçerek aşkını itiraf ediyor fakat Odintsova tarafından kaba bir biçimde reddediliyor. Bazarov, inatçılığını bir kenara bırakarak aşkını itiraf eder, ancak Odintsova tarafından keskin bir şekilde reddedilir. Ci sono alcune domande che vorrei farti. Sana sormak istediğim bazı sorularım var. Sana sormak istediğim birkaç soru var. Él estuvo en prisión de por vida. Hayatı boyunca hapisteydi. Müebbet hapis cezası aldı. ¿Cuál es tu perfume preferido? Senin en sevdiğin parfüm nedir? En sevdiğin parfüm hangisi? Te balharèi un líber. Sana bir kitap vereceğim. Seni libero yaparım. Non vado in vacanza in Australia. Tatile Avustralya'ya gitmiyorum. Avustralya'ya tatile gitmiyorum. Non può volere niente di meglio. O daha iyi bir şey isteyemiyor. Daha iyisini isteyemezsin. Sono il fratello di Tom. Tom'un erkek kardeşiyim. Ben Tom'un kardeşiyim. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Svedese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "İsveç." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "İsveçli." María nos ayudó. Mary bize yardım etti. Maria bize yardım etti. Todos nós podemos nos beneficiar da experiência dele. Biz onun tüm deneyiminden istifade edebiliriz. Hepimiz onun deneyimlerinden yararlanabiliriz. Cada dos días va de pesca. İki günde bir balık tutmaya gider. Her gün balık tutuyor. Où travailles-tu ? Nerede çalışıyorsun? Nerede çalışıyorsun? Ho visto il cane. Köpeği gördüm. Köpeği gördüm. So el satan. Ben şeytanım. Ben şeytanım. Il n'est pas nécessaire que vous attendiez. Beklemenize gerek yok. Beklemenize gerek yok. Merci beaucoup ! Çok teşekkür ederim! Çok teşekkür ederim. Je n'ai pas besoin d'eux. Onlara ihtiyacım yok. Onlara ihtiyacım yok. No sé si es más grande o más pequeño que yo. Benden büyük mü yoksa küçük mü bilmiyorum. Benden büyük mü yoksa küçük mü bilmiyorum. ¿Me voy a morir? Ölecek miyim? Ölecek miyim? No hay nadie que quiera ir allí. Oraya gitmek isteyen hiç kimse yok. Oraya gitmek isteyen kimse yok. Acesta este pavilionul Japoniei. Bu, Japonya'nın bayrağıdır. Burası Japonya'nın bayrağı. Puedes quedarte en esta sala siempre que no hagas ruido. Sessiz olduğun sürece bu odada kalabilirsin. Sessiz kaldığın sürece bu odada kalabilirsin. Tengo ganas de salir con ella. Canım onunla çıkmak istiyor. Onunla çıkmak istiyorum. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Austriaca." "Komşularının uyruğu ne?" "Avusturya." "Komşuları hangi milletten?" "Avusturyalı." Cada año, ciento cincuenta mil turistas vienen a esta isla para disfrutar de los impresionantes paisajes y maravillosas playas. Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir. Her yıl yüz elli bin turist bu adaya çarpıcı manzaraların ve harika plajların tadını çıkarmak için geliyor. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Spagnola." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "İspanyol." "Öğretmenleri hangi milletten?" "İspanyol." Ela não parecia se importar. Umrundaymış gibi görünmüyor. Umurundaymış gibi görünmüyordu. No todo estudiante tiene un diccionario. Her öğrencinin bir sözlüğü yok. Her öğrencinin bir sözlüğü yoktur. ¿Trabajas todos los días? Her gün çalışır mısın? Her gün çalışıyor musun? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Ucraina." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Ukrayna." "Komşularınız hangi milletten?" "Ukrayna." "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Brasiliana." "Onun nineleri nereliydi?" "Brezilya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Brezilyalı." ¿Puede ayudarme, por favor? Lütfen yardım eder misiniz? Bana yardım edebilir misiniz, lütfen? ¡Dame la libertad o la muerte! Bana özgürlük ya da ölüm ver! Bana ya özgürlük ya ölüm ver! Su pasatiempo es pintar cuadros. Onun hobisi resimler yapmaktır. Hobisi resim yapmaktır. El oro es el rey de reyes. Altın kralın kralıdır. Altın kralların kralıdır. No soy el único que piensa que Mary es guapa. Mary'nin güzel olduğunu düşünen tek ben değilim. Mary'nin güzel olduğunu düşünen tek kişi ben değilim. Tuvimos que esperar un poco al autobús. Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık. Otobüsü biraz beklemek zorunda kaldık. Le hice una pregunta difícil. Ona zor bir soru sordum. Sana zor bir soru sordum. Abbiamo visitato il Lussemburgo. Lüksemburg'u ziyaret ettik. Lüksemburg’u ziyaret ettik. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Uruguaiana." "Kardeşlerin nereli?" "Uruguay." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Uruguaylı." Nu ne mai este permis să facem asta. Bunu yapmamıza artık izin verilmiyor. Artık bunu yapmaya iznimiz yok. Ele está agindo de maneira estranha. Garip davranıyor. Çok garip davranıyor. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Ghanese." "Komşularınız nereliydi?" "Gana." "Komşularınız hangi millettendi?" "Ghanese." Esto es un hospital. Bu bir hastanedir. Burası bir hastane. La regla es corta. Cetvel kısadır. Kural çok kısa. Si fuera cierto, ¿qué harías? Doğru olsa, ne yaparsın? Eğer bu doğru olsaydı, ne yapardın? Non capisco. Potete ripetere per favore? Anlamıyorum. Lütfen onu tekrarlar mısın? Anlamadım, tekrar eder misiniz? Tom quería llorar. Tom ağlamak istedi. Tom ağlamak istiyordu. Steve parecía muy feliz. Steve çok mutlu görünüyordu. Steve çok mutlu görünüyordu. Il pleut depuis la nuit passée. Geçen geceden beri yağmur yağıyor. Dün geceden beri yağmur yağıyor. Quiero aprender francés. Fransızca öğrenmek istiyorum. Fransızca öğrenmek istiyorum. Les enfants veulent se comporter comme des adultes. Çocuklar yetişkin gibi davranmak isterler. Çocuklar yetişkin gibi davranmak ister. Sono appena rincasato. Az önce eve geldim. Daha yeni geldim. Non vanno in vacanza in Belgio. Tatile Belçika'ya gitmiyorlar. Belçika'ya tatile gitmiyorlar. Devi fare attenzione. Dikkatli olmak zorundasın. Dikkatli olmalısın. J'ai demandé à Tom de jouer de la guitare. Tom'dan gitar çalmasını istedim. Tom'dan gitar çalmasını istedim. El señor es un pianista muy famoso. Beyefendi çok meşhur bir piyanisttir. Siz çok ünlü bir piyanistsiniz. Tom sta guardando il cielo. Tom gökyüzüne bakıyor. Tom gökyüzüne bakıyor. Surtout, ne perds pas espoir ! Özellikle, umudunu kaybetme! Ve en önemlisi umudunuzu kaybetmeyin! "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Cinese." "Onun arkadaşları nereli?" "Çin." "Arkadaşların hangi milletten?" "Çinli." Tom vuole fare affari con Mary. Tom Mary ile iş yapmak istiyor. Tom, Mary ile iş yapmak istiyor. Este es su paraguas, ¿verdad? Bu onun şemsiyesi, doğru mu? Bu sizin şemsiyeniz, değil mi? "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Paraguaiana." "Komşularınız nereliydi?" "Paraguay." "Komşularınız hangi millettendi?" "Paraguaylı." Tom posa le livre. Tom kitabı yerine koydu. Tom kitabı aldı. Andiamo in vacanza in Australia. Avustralya'ya tatile gidiyoruz. Avustralya'ya tatile gidiyoruz. Aleargă. Koşuyor. Koş. Tom s'est mis en colère. Tom kızmaya başladı. Tom çok kızmıştı. Secondo me Tom sa qualcosa che noi non sappiamo. Bence Tom bizim bilmediğimiz şeyleri biliyor. Bence Tom bizim bilmediğimiz bir şey biliyor. "Di che nazionalità sei?" "Macedone." "Milliyetin ne?" "Makedon." "Hangi millettensin?" "Makedonyalı." Tom se fue a casa enfadado. Tom eve kızgın gitti. Tom kızgın bir şekilde eve gitti. Tom se paró cerca de Mary. Tom Mary'ye yakın durdu. tom mary'nin yanına gitti. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Russa." "Hekimleriniz nereli?" "Rus." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Rus." Hai visitato il Niger? Nijer'i ziyaret ettin mi? Nijer’i ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Egiziana." "Onun komşuları nereli?" "Mısır." "Komşularınız hangi milletten?" "Mısırlı." O parte din sare provine din mine, alta din apă. Bazı tuz madenlerden gelir, bazısı sudan. Tuzun bir kısmı benden, bir kısmı da sudan geliyor. "Soy japonés" respondió el niño. Çocuk cevap verdi: "Ben Japonum." “Ben Japonum,” diye cevap verdi çocuk. Sono una professoressa. Ben bir profesörüm. Ben bir öğretmenim. Această navă are nevoie de un nou căpitan. Bu gemiye yeni bir kaptan lazım. Bu geminin yeni bir kaptana ihtiyacı var. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Lituana." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Litvanya." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Litvanya." Non avevo idea che sarebbe stato così bello. Onun bu kadar güzel olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu kadar güzel olacağını bilmiyordum. ¿Es ésa una foto mía? O benim bir resmim mi? O benim resmim mi? Oí que él estaba haciendo bullying en la escuela. Ona okulda zorbalık ettiklerini duydum. Okulda zorbalık yaptığını duydum. Si te gusta este puedes quedártelo. Bu hoşuna gittiyse alabilirsin. Bunu beğendiysen, senin olsun. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Svizzera." "Anne-babasının uyruğu ne?" "İsviçre." "Aileniz hangi milletten?" "İsviçre." El bar está cerrado. Bar kapalı. Bar kapandı. Hubo un accidente de tráfico delante de la casa. Evin önünde bir trafik kazası olmuştu. Evin önünde bir trafik kazası oldu. Tengo miedo de Allah. Allah'tan korkuyorum. Allah'tan korkuyorum. Mamá fue lo suficientemente inocente para preguntarle: ¿te gustaría un poco más de cerveza? Annem yeteri kadar masum bir halde "Biraz daha bira ister misin?" diye sordu. Annem ona biraz daha bira ister misin diye soracak kadar masumdu. ¿Quién está tocando la guitarra? Kim gitar çalıyor? Gitarı kim çalıyor? Eu te amava. Seni seviyordum. Seni sevmiştim. Pase lo que pase no juegues al póquer con Tom. Ne olursa olsun, Tom'la poker oynama. Ne olursa olsun Tom'la poker oynama. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Ucraina." "Ninelerin nereli?" "Ukrayna." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Ukraynalı." Tom quiere hacerte algunas preguntas. Tom sana bazı sorular sormak istiyor. Tom sana birkaç soru sormak istiyor. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Giapponese." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Japon." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Japonca." Él murió de esa enfermedad. O, o hastalıktan öldü. Bu hastalıktan öldü. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Camerunense." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Kamerun." "Kardeşleri hangi milletten?" "Kamerunlu." Suntem o comunitate deschisă. Biz açık bir toplumuz. Biz açık bir topluluğuz. Il écrit très rapidement. Çok hızlı yazar. Çok hızlı yazıyor. Me hizo llorar. Beni ağlattı. Beni ağlattı. Estou muito ocupado. Ben çok meşgulüm. Çok meşgulüm. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Tunisina." "Kardeşlerimiz nereli?" "Tunus." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Tunus." ¿Por qué deberíamos confiar en ti? Sana neden güvenmeliyiz? Sana neden güvenelim? No era interesante. İlginç değildi. İlginç değildi. Hay muchos pájaros en este parque. Bu parkta birçok kuş vardır. Bu parkta bir sürü kuş var. Es viejo. O yaşlı. Çok eski. ¿Cuál es la solución? Çözüm nedir? Çözüm ne? Que yo sepa no tengo familia en Boston. Bildiğim kadarıyla Boston'da hiç akrabam yok. Bildiğim kadarıyla Boston'da ailem yok. La raíz de una flor es tan débil como el dedo de un bebé. Bir çiçeğin kökü bir bebeğin parmağı kadar zayıftır. Bir çiçeğin kökü, bir bebeğin parmağı kadar zayıftır. Dime algo que no sepa. Bana benim bilmediğim bir şey söyle. Bilmediğim bir şey söyle. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Azera." "Akrabaların nereli?" "Azeri." "Akrabaların hangi milletten?" "Azera." Andate in vacanza in Australia. Avustralya'ya tatile gidiyorsunuz. Avustralya'ya tatile gidin. Ce să fac?! Ne yapabilirim? Ne yapmalıyım?! "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Ghanese." "Öğretmenlerin nereli?" "Gana." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Ghanese." No es una Cena de Acción de Gracias si no hay pavo. O, hindisiz bir şükran yemeği değil. Hindi yoksa Şükran Günü yemeği de olmaz. ¡Qué frío! Ne kadar soğuk! Çok soğuk! Non hai visitato Malta? Malta'yı ziyaret etmedin mi? Malta’ya hiç gittiniz mi? Il mio orologio si è rotto, per cui ne vorrei uno nuovo. Saatim bozuldu, bu yüzden yeni bir tane istiyorum. Saatim bozuldu, o yüzden yeni bir tane istiyorum. Ce cauchemar prendra-t-il fin? Bu kabus hiç sona erecek mi? Bu kabus bitecek mi? "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Australiana." "Kız kardeşlerin nereli?" "Avustralya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Avustralyalı." Ei s-au îndreptat către vest. Onlar batıya yöneldiler. Batıya yöneldiler. Tom parece estar sano. Tom sağlıklı gibi görünüyor. Tom sağlıklı görünüyor. Me dijo que se iba a América. O, bana Amerika'ya gittiğini söyledi. Amerika'ya gideceğini söyledi. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Messicana." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Meksika." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Meksikalı." Pe 14 martie este Ziua Pi. 14 Mart Pi Günü'dür. 14 Mart Pi günüdür. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Colombiana." "Dedelerimiz nereliydi?" "Kolombiya." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Non vado in vacanza in Finlandia. Tatile Finlandiya'ya gitmiyorum. Finlandiya'ya tatile gitmiyorum. Lo puedes vender. Onu satabilirsin. Satabilirsin. ¿Tienes un diccionario de inglés? İngilizce bir sözlüğün var mı? İngilizce sözlüğünüz var mı? Tuvo un hijo sano. Onun sağlıklı bir bebeği vardı. Sağlıklı bir oğlu vardı. ¿No estabais en casa? Evde değil miydiniz? Evde değil miydiniz? No puedo salir del trabajo hasta las cinco. Ben beşe kadar işten ayrılamam. Saat 5'e kadar işten çıkamam. Tu oublies toujours ton argent. Paranı her zaman unutursun. Paranı hep unutuyorsun. El inglés es hablado en todo el mundo. İngilizce tüm dünyada konuşulur. İngilizce tüm dünyada konuşulmaktadır. È un'idea stupida. Bu aptalca bir fikir. Aptalca bir fikir. Tom ha fatto la scelta giusta. Tom doğru seçim yaptı. Tom doğru seçimi yaptı. Creo que los necesitamos. Sanırım onlara ihtiyacımız var. Bence onlara ihtiyacımız var. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Libanese." "Arkadaşları nereli?" "Lübnan." "Arkadaşları hangi milletten?" "Lübnanlı." Hanno visitato il Giappone. Japonya'yı ziyaret ettiler. Japonya'yı ziyaret ettiler. Eu acho que é hora de eu terminar a discussão. Tartışmayı bitirmenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Sanırım tartışmayı bitirmemin zamanı geldi. La niña no dijo nada. Kız bir şey söylemedi. Küçük kız hiçbir şey söylemedi. Isso me absolve das responsabilidades restantes. O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor. Bu da beni kalan sorumluluklarımdan azat ediyor. Nunca se olvida de llamar a su madre por su cumpleaños. O, doğum gününde annesini aramayı asla unutmaz. Doğum gününde annesini aramayı asla unutmaz. La tienda ya podría estar cerrada. Mağaza zaten kapalı olabilir. Dükkan çoktan kapanmış olabilir. Llueve mucho. Çok yağmur yağıyor. Çok yağmur yağıyor. Yo so un gato. Ben bir kediyim. Ben bir kediyim. Tu as déjà goûté à la cuisine turque ? Hiç Türk mutfağını denedin mi? Hiç Türk mutfağını denedin mi? La puerta se abre sola. Kapı kendi kendine açılıyor. Kapı kendiliğinden açılıyor. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Australiana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Avustralya." "Aileleri hangi milletten?" "Avustralyalı." La música no tiene edad. Müziğin yaşı yoktur. Müziğin yaşı yoktur. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Marocchina." "Amcaları nereli?" "Fas." "Amcaların hangi milletten?" "Fas." Non vai in vacanza in Arabia Saudita? Tatile Suudi Arabistan'a gitmiyor musun? Suudi Arabistan'a tatile gitmiyor musun? "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Vietnamita." "Nineleri nereli?" "Vietnam." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Belga." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Belçika." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Belçika." Non vai in vacanza in Romania? Tatile Romanya'ya gitmiyor musun? Romanya'ya tatile gitmiyor musun? No quiero que Tom me odie. Tom'un benden nefret etmesini istemiyorum. Tom'un benden nefret etmesini istemiyorum. Tiene los ojos verdes. Yeşil gözleri var. Yeşil gözleri var. Tenemos que reducir el costo a un mínimo. Maliyeti asgariye indirmeliyiz. Maliyeti en aza indirmeliyiz. Ça ne brûle pas. Bu yanmıyor. - Yanmıyor. ¿Sabe usted quién es? Onun kim olduğunu biliyor musunuz? Kim olduğunu biliyor musun? Non parlerò di questo con loro. Onlarla bu konu hakkında konuşmayacağım. Bu konuyu onlarla konuşmayacağım. In realtà tutto quel che voglio è essere lasciato solo. Gerçekten bütün istediğim yalnız bırakılmak. Aslında tek istediğim yalnız kalmak. Tom nu știe nici măcar de ce a fost expulzat din școală. Tom okuldan niçin atıldığını bile bilmiyor. Tom neden okuldan atıldığını bile bilmiyor. Suelo desayunar a las siete. Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım. Genelde 7'de kahvaltı ederim. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Inglese." "Onun dedeleri nereliydi?" "İngiliz." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İngiliz." "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Paraguaiana." "Ninelerimiz nereli?" "Paraguay." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Paraguaylı." Dites-moi quand il arrivera. Bana onun ne zaman geleceğini söyleyin. Geldiğinde bana haber ver. Sei parecchio propenso ad andare con loro? Onlarla gitmeye çok istekli misin? Onlarla gitmeye çok istekli misin? Je suis une fille. Ben bir kızım. Ben bir kızım. Non avete visitato la Libia? Libya'yı ziyaret etmediniz mi? Libya’yı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Serba." "Komşularınız nereli?" "Sırp." "Komşularınız hangi milletten?" "Otlar." No estoy estudiando. Çalışmıyorum. Ders çalışmıyorum. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Messicana." "Teyzeleriniz nereli?" "Meksika." "Amcalarınız hangi milletten?" "Meksikalı." ¡Lee el libro! Kitabı oku! Kitabı oku! "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Portoghese." "Hocalarımız nereliydi?" "Portekiz." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Portekizli." Est-ce une question piège? Bu hileli bir soru mu? Tuzak soru mu bu? Me dê um beijo! Bana bir öpücük ver! Bana bir öpücük ver! Puis-je l'essayer ? Bunu deneyebilir miyim? Deneyebilir miyim? Avete visitato il Canada? Kanada'yı ziyaret ettiniz mi? Kanada'yı ziyaret ettiniz mi? No puedo ir solo. Tek başıma gidemem. Tek başıma gidemem. O noivo se escondeu dentro do bolo de casamento. Damat düğün pastasının içinde saklandı. Damat düğün pastasının içine saklanmış. Te rog nu te mai gândi la asta. Lütfen bunu daha fazla düşünme. Lütfen bunu düşünmeyi bırak. Mis dos hermanas están casadas. Kız kardeşlerimin her ikisi evlidir. İki kız kardeşim de evli. Flirta con ogni donna che incontra. Tanıştığı her kadınla flört eder. Karşılaştığı her kadınla flört ediyor. ¿Está muy lejos para ir caminando? Yürümek için çok uzak mı? Yürümek için çok mu uzak? Tom n'est pas traducteur. Tom çevirmen değil. Tom bir çevirmen değil. Este no es su lugar. Onların yeri burası değil. Buraya ait değilsin. Estou a comer uma maçã. Ben bir elma yiyorum. Elma yiyorum. Tom recibió el trabajo. Tom işi aldı. Tom işi aldı. Eles foram a uma pizzaria italiana. Onlar bir italyan pizzacısına gittiler. Bir İtalyan pizzacısına gittiler. Eu só estou pensando. Sadece tahmin ediyorum. Sadece düşünüyorum. Nu îmi plac întâlnirile matinale. Erken sabah toplantılardan hoşlanmam. Sabah toplantılarını sevmem. Solo era un sueño. Sadece bir rüyaydı. Sadece bir rüyaydı. Je veux cuisiner pour toi. Senin için yemek pişirmek istiyorum. Senin için yemek yapmak istiyorum. Sé que estabas ocupado. Meşgul olduğunu biliyorum. Meşgul olduğunu biliyorum. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Etiope." "Arkadaşlarınız nereli?" "Etiyopya." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Etiyopya." Sono di nazionalità neozelandese. Yeni Zelanda vatandaşılar. Yeni Zelanda uyrukluyum. Creo que estás cometiendo un error. Sanırım hata yapıyorsun. Bence bir hata yapıyorsun. Mi tío y mi tía viven en Francia. Amcam ve halam Fransa'da yaşıyor. Amcam ve teyzem Fransa'da yaşıyor. Non ho visitato il Lussemburgo. Lüksemburg'u ziyaret etmedim. Lüksemburg'a hiç gitmedim. É para um amigo meu. O, benim bir arkadaşım için. Bir arkadaşım için. Tom miró a su perro y su perro le devolvió la mirada. Tom köpeğine baktı ve köpeği ona baktı. Tom köpeğine baktı, köpeği de ona baktı. Los soldados murieron. Askerler öldü. Askerler öldü. Aquí no se habla inglés. Burada İngilizce konuşulmaz. Burada İngilizce konuşulmuyor. Es muy pronto. Bu çok erken. Daha çok erken. Perché non hai portato Tom? Niçin Tom'u götürmedin? Neden Tom'u getirmedin? Non era così facile. O kadar kolay değildi. O kadar kolay değildi. Non sono ancora sicuro di aver capito. Ben hâlâ anladığıma emin değilim. Hala anladığımdan emin değilim. Mets les œufs dans l'eau bouillante. Kaynar suyun içine yumurtaları koy. Yumurtaları kaynar suya koy. A física é um ramo da ciência. Fizik, fenin bir dalıdır. Fizik bir bilim dalıdır. No sabe casi nada de ese tema. O konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Bu konuda neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Eu visitei Dan. Ben Dan'ı ziyaret ettim. Dan'i ziyaret ettim. Non se potrò farlo senza di te. Bunu sensiz yapabilip yapamayacağımı bilmiyorum. Bunu sensiz yapamazsam olmaz. Ahora tengo que ver a Tom. Şimdi Tom'u görmeliyim. Şimdi Tom'u görmem gerek. Esta silla es demasiado pequeña. Bu sandalye oldukça küçüktür. Bu sandalye çok küçük. Ele não é jovem. O genç değil. O genç değil. Mi ha raccontato l'incidente come se l'avesse visto con i propri occhi. O, kazayı bana kendi gözleriyle görmüş gibi anlattı. Bana kazayı kendi gözleriyle görmüş gibi anlattı. Si tu n'as pas d'argent, tu dois faire sans. Eğer paran yoksa, onsuz yapmak zorundasın. Paran yoksa, paran olmadan yapmak zorundasın. No lo hagas por mí. Bunu benim için yapma. Benim için yapma. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Austriaca." "Onun nineleri nereliydi?" "Avusturya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Avusturyalı." Tu hermano está muy enfadado. Erkek kardeşin çok kızgın. Kardeşin çok kızgın. Tom è tornato a casa poco fa. Tom bir süre önce eve geri gitti. Tom az önce eve geldi. Hablaré con Tom. Tom'la konuşacağım. Tom'la konuşacağım. ¿Tu coche es un automático? Araban otomatik vitesli mi? Arabanız otomatik mi? Hola de nuevo. Tekrar merhaba. Tekrar merhaba. ¿Estabas en el tren? Sen trende miydin? Trende miydin? Ne avresti bisogno. Buna ihtiyacın olabilir. Buna ihtiyacın olacak. Me gusta mucho cuidar de los animales. Hayvanlara bakmayı çok fazla severim. Hayvanlara bakmayı çok seviyorum. Tom non si fida ancora molto di Mary. Tom hâlâ Mary'ye çok fazla güvenmiyor. tom mary'ye güvenmiyor. Él tiene una buena cámara. Onun iyi bir kamerası var. İyi bir kamerası var. Andate in vacanza in Uruguay. Uruguay'a tatile gidiyorsunuz. Uruguay'a tatile gidin. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Brasiliana." "Doktorların nereli?" "Brezilya." "Doktorların hangi milletten?" "Brezilyalı." El se opune acestui proiect. O, bu projeye karşı çıkıyor. Bu projeye karşı çıkıyor. Tom non si ammala mai. Tom hiç hasta olmaz. Tom asla hastalanmaz. Tenemos un mapa. Haritamız var. Bir haritamız var. Tornò proprio mentre io me ne stavo andando. Tam ben giderken o geri geldi. Tam ben çıkarken geri geldi. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Peruviana." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Peru." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Perulu." Iré si hace bueno. Hava iyi olursa, giderim. Hava güzelse gelirim. Tom es jugador de baloncesto. Tom bir basketbol oyuncusudur. Tom bir basketbol oyuncusu. Eu tenho um irmão. Bir erkek kardeşim var. Bir kardeşim var. Tom se apuntó a un curso de francés. Tom bir Fransızca kursuna kayıt yaptırdı. tom fransızca kursuna gitti. Si tienes que ir a alguna parte, podría venir por ti. Eğer bir yere gitmen gerekirse, ben gelip seni alabilirim. Gitmen gereken bir yer varsa senin için gelebilir. ¿Dónde están mis relojes? Saatlerim nerede? Saatlerim nerede? Lo visitamos anoche. Dün gece onu ziyaret ettik. Dün gece ziyaret ettik. Estoy en una casa hermosa. Güzel bir evdeyim. Çok güzel bir evdeyim. Él dijo algo que no entendí. Anlamadığım bir şey söyledi. Anlamadığım bir şey söyledi. Volvió a empezar. Tekrar başladı. Yine başladı. Hanno visitato Cipro. Kıbrıs'ı ziyaret ettiler. Kıbrıs'ı ziyaret ettiler. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Libica." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Libya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Libyalı." "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Lituana." "Halaların nereli?" "Litvanya." "Amcaların hangi milletten?" "Litvanyalı." C'est un fait qu'on ne peut nier. Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir. Bu inkar edilemeyecek bir gerçek. No quiero volver a verte nunca. Seni asla tekrar görmek istemiyorum. Seni bir daha görmek istemiyorum. Tu gardais l’équilibre. Dengeni koruyordun. Sen dengeyi korudun. Nava noastră a navigat pe un vânt favorabil. Gemimiz uygun rüzgarla denize açıldı. Gemimiz olumlu bir rüzgara maruz kaldı. ¿Lo sabes? Bunu biliyor musun? Biliyor musun? Agárrate bien. Sıkı tutun. Sıkı tutun. Carol está estudiando español. Carol İspanyolca çalışıyor. Carol İspanyolca öğreniyor. J'aime le bœuf plus que le mouton. Sığır etini koyun etinden daha çok severim. Sığır etini koyundan daha çok severim. Él va al concierto. O konsere gidiyor. Konsere gidiyor. Me quedo contigo. Seninle kalıyorum. Seninle kalıyorum. Toate ouăle din cutie au fost sparte. Kutudaki bütün yumurtalar kırıldı. Kutudaki tüm yumurtalar kırılmış. Non avete visitato Israele? İsrail'i ziyaret etmediniz mi? İsrail'i ziyaret etmediniz mi? Fără încurajarea dumnevoastră, aş fi renunţat la acest proiect. Teşviğiniz olmasaydı, bu projeyi boş verirdim. Siz teşvik etmeseydiniz, bu projeden vazgeçerdim. Non vai in vacanza in Sicilia. Tatile Sicilya'ya gitmiyorsun. Sicilya'ya tatile gitmiyorsun. Gostaria de ser inteligente. Keşke zeki olsam. Keşke zeki olsaydım. Tom es muy paciente. Tom çok sabırlı. Tom çok sabırlıdır. ¿Por qué no avisaste a Tom? Neden Tom'u uyarmadın? Neden Tom'a söylemedin? Tom non era qui quel giorno specifico. Tom o özel günde burada değildi. Tom o gün burada değildi. Eu estou ajudando você. Sana yardım ediyorum. Sana yardım ediyorum. El sabor es un poco amargo. Bu biraz acı. Tadı biraz acı. Que insetos você comeu? Hangi böcekleri yedin. Hangi böcekleri yedin? "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Irlandese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "İrlanda." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "İrlandalı." Tras acabar su tarea, Alí se sentía libre como un pájaro. Ali ödevini bitirince kendini kuşlar gibi özgür hissetti. İşini bitirdikten sonra, Ali bir kuş gibi özgür hissetti. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Slovena." "Öğretmenlerin nereli?" "Sloven." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Slovenya." Non si può abitare in questa casa. Bu ev içinde oturulmaz. Bu evde yaşayamazsın. Se van a casa. Onlar eve gidiyorlar. Eve gidiyorlar. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Vietnamita." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Vietnam." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Polacca." "Kuzenleri nereli?" "Polonya." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Polak." Cuando era niño, él fue a París tres veces. Bir çocukken, Paris'e üç kez gitti. Çocukken Paris'e üç kez gitmiş. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Uruguaiana." "Onun komşuları nereli?" "Uruguay." "Komşularınız hangi milletten?" "Uruguaylı." "Di che nazionalità sei?" "Libanese." "Milliyetin ne?" "Lübnan." "Hangi millettensin?" "Lübnanlı." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Libica." "Komşularının uyruğu ne?" "Libya." "Komşuları hangi milletten?" "Libya." La comida tiene un olor delicioso. Yemek lezzetli kokuyor. Yemekler çok güzel kokuyor. Quand tu t'en iras tu me manqueras. Gittiğinde seni özleyeceğim. Gittiğinde seni çok özleyeceğim. ¡Mire! Hay un gato en la cocina. Bakın! Mutfakta bir kedi var. Bak, mutfakta bir kedi var. Rocío está mejorando su turco. Rocío Türkçesini ilerletiyor. Rocio Türkçesini geliştiriyor. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Serba." "Teyzeleriniz nereli?" "Sırp." "Amcalarınız hangi milletten?" "Otlar." Estaré en el camión. Kamyonda olacağım. Ben kamyonda olacağım. Vai! Eyvah! Git! Tengo las manos pequeñas. Küçük ellerim var. Ellerim küçük. La fotografía es un arte. Fotoğraf bir sanattır. Fotoğraf bir sanattır. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Tunisina." "Akrabalarımız nereli?" "Tunus." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Tunus." Los gatos no comen plátanos. Kediler muz yemez. Kediler muz yemez. Personne ne nous cherche. Hiç kimse bizi aramıyor. Kimse bizi aramıyor. Finalmente ella cedió a la tentación y se comió toda la torta. Sonunda pes etti ve tüm pastayı yedi. Sonunda baştan çıktı ve tüm pastayı yedi. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Vietnamita." "Hocalarınız nereli?" "Vietnam." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Il telefono squillò ma nessuno rispose. Telefon çaldı ama kimse cevap vermedi. Telefon çaldı ama kimse cevap vermedi. Para mí es una buena noticia. Bu benim için iyi bir haber. Bu benim için iyi bir haber. No trabajo el domingo. Ben pazar günü çalışmam. Pazarları çalışmıyorum. Non andate in vacanza in Spagna. Tatile İspanya'ya gitmiyorsunuz. İspanya’ya tatile gitmeyin. Credevo avessi detto che vivevi a Boston. Boston'da yaşadığını söylediğini düşünüyordum. Boston'da yaşadığını söylediğini sanıyordum. Obviamente, não posso obrigá-la a fazer algo que não quer fazer. işin doğrusu, seni, yapmak istemediğin şeyi yapman için zorlamam. Belli ki yapmak istemediğin bir şeyi sana yaptıramam. ¿Soñamos todos los días? Her gün rüya görür müyüz? Her gün rüya görür müyüz? "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Macedone." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Makedon." "Arkadaşların hangi milletten?" "Makedonyalı." Tom se subió al tren de las dos y media. Tom 2.30 trenine bindi. Tom saat iki buçuk trenine bindi. Chaque membre doit payer une cotisation. Her üye bir ücret ödemek zorundadır. Her üye bir ücret ödemek zorundadır. Thomas, je crois que je suis amoureuse de toi. Thomas, bence sana âşığım. Thomas, sanırım sana aşık oldum. ¿Crees que me quiere? Onun beni sevdiğini düşünüyor musun? Sence beni seviyor mu? Ese es un bonito vestido. O güzel bir elbise. Güzel elbise. Como mucho pavo. Çok hindi yerim. Bir sürü hindi yiyorum. Es demasiado tarde para ti. Senin için çok geç. Senin için çok geç. Combien y a-t-il de plumes sur le bureau ? Masanın üzerinde kaç tane dolmakalem var? Masada kaç tane tüy var? Mi hermano es rico. Erkek kardeşim zengindir. Kardeşim zengin. Me pregunto si me casaré algún día. Evlenip evlenmeyeceğimi merak ediyorum. Acaba bir gün evlenecek miyim? "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Macedone." "Onun dedeleri nereli?" "Makedon." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Makedonyalı." Eu posso falar com Bill? Bill ile konuşabilir miyim? Bill'le konuşabilir miyim? Tom aime contenter sa femme. Tom hanımını memnun etmeyi sever. Tom karısını memnun etmeyi sever. Tom no habla francés tan bien como Mary. Tom Mary kadar iyi Fransızca konuşmaz. Tom, Mary kadar iyi Fransızca konuşamıyor. As-tu eu une petite amie avant moi ? Benden önce bir sevgilin oldu mu? Benden önce bir kız arkadaşın oldu mu? So come si guida un'automobile. Nasıl araba süreceğimi biliyorum. Araba kullanmayı biliyorum. ¿Qué te entristece tanto? Seni bu kadar üzen şey ne? Seni bu kadar üzen ne? Tout le monde à voté pour. Personne n'a voté contre. Herkes buna oy verdi. Kimse karşı değildi. Herkes evet dedi, kimse hayır demedi. Tom tiene que esperar tres horas más. Tom üç saat daha beklemek zorunda. Tom'un üç saat daha beklemesi gerekiyor. Tom es un padre terrible. Tom çok kötü bir baba. Tom berbat bir baba. "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Polacca." "Komşuları nereli?" "Polonya." "Komşuları hangi milletten?" "Polak." Tom escribió esto hace tres semanas. Tom bunu üç hafta önce yazdı. Tom bunu üç hafta önce yazdı. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Boliviana." "Öğretmenleri nereli?" "Bolivya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bolivyalı." Tengo que trabajar mañana. Yarın çalışmam gerekiyor. Yarın çalışmam lazım. Me levanté y me fui a la escuela. Kalktım ve okula gittim. Kalktım ve okula gittim. Vivo en Turquía. Türkiye'de yaşıyorum. Türkiye'de yaşıyorum. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Azera." "Nineleriniz nereli?" "Azeri." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Azera." FBI-ul a fost adus pentru a investiga crima. FBI, cinayeti araştırmak üzere getirildi. FBI, cinayeti araştırmak için buraya getirildi. ¿Cuál es tu coche preferido? Senin en sevdiğin araba nedir? En sevdiğin araba hangisi? Tom nu l-a crezut nici un moment. Tom bir an bile ona inanmadı. Tom bir an bile inanmadı. Elles ont encore besoin d'entrainement. Hâlâ alıştırmaya ihtiyaçları var. Hala eğitime ihtiyaçları var. Tom casi sonrió. Tom neredeyse gülümsedi. Tom neredeyse gülümsedi. El gimnasio de la escuela fue extendido. Okulun spor salonu genişletildi. Okulun spor salonu genişletildi. Non vanno in vacanza in Sicilia. Tatile Sicilya'ya gitmiyorlar. Sicilya'ya tatile gitmezler. Este edificio tiene 5 pisos y 20 apartamentos. Bu binada 5 kat ve 20 daire var. Bu binanın 5 katı ve 20 dairesi var. Mes jambes me font constamment mal. Bacaklarım sürekli ağrıyor. Bacaklarım sürekli ağrıyor. Tom a bănuit că Mary a glumit. Tom Mary'nin şaka yaptığından kuşkulandı. Tom, Mary'nin şaka yaptığından şüphelendi. Tente não se preocupar tanto. Çok endişelenmemeye çalış. Bu kadar endişelenmemeye çalış. Potete venire se volete. İsterseniz gelebilirsiniz. İsterseniz siz de gelebilirsiniz. ¡Qué rápido escribes! Ne hızlı yazıyorsun! Ne kadar hızlı yazıyorsun! Je suis désolé d'appeler si tard. Je voulais juste entendre ta voix. Bu kadar geç aradığım için üzgünüm. Sadece sesini duymak istedim. Bu kadar geç aradığım için özür dilerim, sadece sesini duymak istedim. Estoy buscando comida. Yemek arıyorum. Yiyecek arıyorum. Se vuoi posso rimetterlo nel cassetto. İstiyorsan onu çekmeceye geri koyabilirim. İstersen çekmeceye geri koyabilirim. Non vado in vacanza in Scandinavia. Tatile İskandinavya'ya gitmiyorum. İskandinavya'ya tatile gitmiyorum. Estaba a punto de irme a la cama cuando sonó el teléfono. Telefon çaldığında yatmaya gitmek üzereydim. Tam yatmak üzereydim ki telefon çaldı. Fratele meu mai mare muncește într-o mare organizație comercială. Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor. Ağabeyim büyük bir ticaret organizasyonunda çalışıyor. La storia è che Mary vuole il divorzio. Söylenti Mary'nin boşanmak istemesi. Olay şu ki, Mary boşanmak istiyor. Creo que volveremos pronto. Erken geleceğimizi düşünüyorum. Sanırım yakında döneceğiz. Nous avons été mariés pendant 30 ans. Otuz yıldır evliyiz. 30 yıldır evliyiz. Non vanno in vacanza in Polonia. Tatile Polonya'ya gitmiyorlar. Polonya'ya tatile gitmiyorlar. Tengo que decirte algo. Sana bir şey söylemem gerek. Sana söylemem gereken bir şey var. Din câte înțeleg eu, aceste două experimente nu au factori comuni. Anladığım kadarıyla, bu iki deneyin ortak faktörleri yok. Bildiğim kadarıyla, bu iki deney ortak bir faktöre sahip değildir. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Paraguaiana." "Onun nineleri nereli?" "Paraguay." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Paraguaylı." Nunca te amé. Seni hiç sevmedim. Seni hiç sevmedim. Non andate in vacanza in Palestina. Tatile Filistin'e gitmiyorsunuz. Filistin'e tatile gitmeyin. Venha adiante. Öne gel! Öne çık. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Norvegese." "Kuzenlerin nereli?" "Norveç." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Norveçli." Claro, Tom, lo entiendo. Tabii, Tom, anlıyorum. Elbette Tom, anlıyorum. Llegamos tarde. Geç kaldık. Geç kaldık. Me gusta vuestra ciudad. Şehrinizi seviyorum. Şehrinizi seviyorum. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Argentina." "Onun arkadaşları nereli?" "Arjantin." "Arkadaşların hangi milletten?" "Arjantin." No parece estar muy cansado. O, çok yorgun görünmüyor. Çok yorgun görünmüyor. No soy malo. Ben kötü değilim. Ben kötü biri değilim. Tengo un hijo y una hija. Mi hijo está en Nueva York y mi hija en Londres. Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da. Bir oğlum ve bir kızım var, oğlum New York'ta, kızım da Londra'da. Et comment le saurais-je ? Bunu nasıl bilebilirdim? Ben nereden bileyim? Minha casa não tem telhado. Evimin çatısı yok. Benim evimin çatısı yok. Ella le saluda cada mañana. O, her sabah onu selamlar. Her sabah ona selam veriyor. Non hanno visitato la Spagna. İspanya'yı ziyaret etmediler. İspanya'yı ziyaret etmediler. ¿Puedo pedirte ayuda con una cosa? Bana bir şeyde yardımcı olmanı rica edebilir miyim? Senden bir konuda yardım isteyebilir miyim? Nu este nevoie de a exagera. Abartmaya gerek yok. Abartmaya gerek yok. Absența lui a cauzat la tot felul de zvonuri. Onun yokluğu her türlü söylentiye yol açtı. Yokluğu her türlü dedikoduya sebep oldu. Chove muito em Sendai no mês de Julho. Sendai'de temmuz ayında çok yağmur olur. Temmuz ayında Sendai'de çok yağmur yağar. Estoy tan cansada que no puedo estudiar. O kadar yorgunum ki çalışamam. O kadar yorgunum ki çalışamıyorum. Ele é velho. O yaşlı. O yaşlı. Tom tocó unas pocas canciones en el piano. Tom piyanoda birkaç melodi çaldı. Tom piyanoda birkaç şarkı çaldı. Se fue de la habitación en cuanto me vio. Beni gördüğü anda odadan ayrıldı. Beni görür görmez odadan çıktı. Este de la sine înțeles. O, apaçık ortadadır. Bu çok açık. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Rumena." "Akrabaların nereli?" "Rumen." "Akrabaların hangi milletten?" "Romanya." "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Camerunense." "Kuzenleriniz nereli?" "Kamerun." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." ¿Por qué no se lo dijiste a ella? Niçin ona söylemedin? Neden ona söylemedin? Vado in vacanza in Nigeria. Nijerya'ya tatile gidiyorum. Nijerya'ya tatile gidiyorum. Hablé con ella durante una hora. Bir saat boyunca onunla konuştum. Onunla bir saat konuştum. Non andiamo in vacanza in Vietnam? Vietnam'a tatile gitmiyor muyuz? Vietnam'a tatile gitmiyor muyuz? ¿Este es tu paraguas? Bu senin şemsiyen mi? Bu senin şemsiyen mi? M-am săturat de remarcile tale disprețuitoare. Senin küçümseyen uyarılarından bıktım. Küçümseyici yorumlarından bıktım. Siamo contenti che resti con noi. Bizimle kalmandan memnunuz. Bizimle kaldığın için çok mutluyuz. ¿Es un vuelo directo? O bir direkt uçuş mu? Direkt uçuş mu? Mon passe-temps est de collectionner les vieux jouets. Benim hobim eski oyuncakları toplamaktır. Benim hobim eski oyuncakları toplamak. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Statunitense." "Amcaları nereli?" "Amerikan." "Amcalarınız hangi milletten?" "Amerikalı." ¡Ipek, salta a la cuerda! İpek ip atla! İpek, ipe atla! La musica mi ha riportato alla mia infanzia. Müzik beni çocukluğuma götürdü. Müzik beni çocukluğuma götürdü. Acest termen nu este utilizat în prezent. Bu kelime şu an kullanımda değil. Bu terim şu anda kullanılmamaktadır. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Bosniaca." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Boşnak." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Bosnalı." Tom se dio cuenta de que estaba equivocado. Tom hatalı olduğunu fark etti. Tom yanıldığını fark etti. Am obosit făcându-mi temele. Ödevimi yapmaktan yoruldum. Ödevimi yapmaktan yoruldum. Non avete visitato la Corsica? Korsika'yı ziyaret etmediniz mi? Korsika'yı ziyaret etmediniz mi? No volveré a hablar contigo nunca. Asla seninle tekrar konuşmayacağım. Seninle bir daha asla konuşmayacağım. Sediamoci sull'erba. Çimde oturalım. Çimlere oturalım. Tu es arrivée en voiture, n'est-ce pas ? Arabayla geldin, değil mi? Arabayla geldin, değil mi? París es una ciudad más bien cara. Paris oldukça pahalı bir şehir. Paris çok daha pahalı bir şehir. Ci sono problemi se resto qui? Burada kalırsam sorun olur mu? Burada kalsam sorun olur mu? Il dizionario raccoglie quasi mezzo milione di parole. Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar. Sözlüğü yaklaşık yarım milyon kelimeden oluşuyor. "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Norvegese." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Norveç." "Komşularınız hangi milletten?" "Norveçli." "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Polacca." "Hekimlerin nereli?" "Polonya." "Doktorların hangi milletten?" "Polak." Gli ho chiesto se sarebbe tornato presto. Ona yakında dönüp dönmeyeceğini sordum. Yakında döner mi diye sordum. Tom mi ha detto che lui parlava francese. Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi. Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Macedone." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Makedon." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Makedonya." Qué ha pasado? Ne oldu? Ne oldu? "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Slovacca." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Slovak." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Slovakyalı." Non abbiamo visitato il Camerun. Kamerun'u ziyaret etmedik. Kamerun’u ziyaret etmedik. Purim é o meu feriado favorito. Purim benim en sevdiğim tatil. Purim en sevdiğim tatildir. È troppo buio per vedere bene. Açıkça görmek için çok karanlık. Görmek için çok karanlık. Espero que no sea Tom. Onun Tom olmadığını umuyorum. Umarım Tom değildir. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Serba." "Öğretmenlerin nereli?" "Sırp." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Herba." No puedo pagarles. Onları ödeyemem. Onlara ödeme yapamam. Il ne leur écrit plus depuis longtemps. Onlara uzun zamandır yazmadı. Uzun zamandır onlara yazmıyor. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Bulgara." "Hocalarımız nereli?" "Bulgar." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Bulgaristan." Miró el mapa y señaló algunos lugares. Haritaya bakıp bazı yerlere işaret koydu. Haritaya baktı ve bazı yerleri işaret etti. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Finlandese." "Doktorları nereli?" "Fin." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Finli." Gracias, cariño. Teşekkür ederim canım. Teşekkürler, tatlım. Tom está desesperado. Tom umutsuz. Tom çaresiz. Ele é meu irmão. O benim erkek kardeşim. O benim kardeşim. On ne va pas se marier. Evlenmeyeceğiz. Biz evlenmiyoruz. ¿Cuántos días duró la Guerra de los Seis Días? Altı-Gün savaşı kaç gün sürdü? Altı Gün Savaşı kaç gün sürdü? Non risponderò alla tua domanda. Soruna cevap vermeyeceğim. Soruna cevap vermeyeceğim. N'est-ce pas juste ? O doğru değil mi? Bu adil değil mi? El médico me dijo que dejara el tabaco. Doktorum sigara içmeyi bırakmamı söyledi. Doktor sigarayı bırakmamı söyledi. Ele não gosta de nós. O bizi sevmiyor. Bizi sevmiyor. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Azera." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Azeri." "Komşularımız hangi milletten?" "Azera." Il vaudrait mieux responsabiliser au lieu de sanctionner. Sorumluluk bilinci kazandırmak, cezalandırmaktan iyidir. Cezalandırmak yerine sorumluluk almak daha iyidir. Mi hanno espulso dal liceo. Liseden atıldım. Liseden atıldım. Puedes usarlo siempre que quieras. İstediğin zaman onu kullanabilirsin. İstediğin zaman kullanabilirsin. Coge el teléfono. Telefona cevap ver. Telefonu aç. Suntem deja în luna august. Zaten ağustostayız. Zaten Ağustos ayındayız. Sono io che ho dipinto questo quadro. Bu resmi yapan benim. Bu resmi ben yaptım. ¿De qué te ríes? Neye gülüyorsun? Neye gülüyorsun? A nadie le gusta la guerra. Hiç kimse savaşı sevmez. Kimse savaşı sevmez. Voi vi radete ogni mattina? Her sabah tıraş olur musunuz? Her sabah tıraş oluyor musunuz? "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Irlandese." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "İrlanda." "Ailemiz hangi milletten?" "İrlandalı." No hay vuelta atrás. Geri dönüş yok. Geri dönüş yok. Non volevo colpire Tom. Ben Tom'a vurmak istemedim. Tom'a vurmak istemedim. Nous vivons dans une belle ville. Güzel bir kentte yaşıyoruz. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Această mină se va închide luna viitoare. Bu maden gelecek ay kapanacak. Bu maden gelecek ay kapanacak. Eu nunca gostei de biologia. Biyolojiyi asla sevmedim. Biyolojiyi hiç sevmedim. Tom regarda le ciel étoilé. Tom yıldızla dolu olan gökyüzüne baktı. Tom yıldızlı gökyüzüne baktı. Sunt sigur că el va fi cineva într-o zi. Onun bir gün birisi olacağından eminim. Eminim bir gün önemli biri olacak. De que cor é o cabelo do Tom? Tom'un saçı ne renk? Tom'un saçı ne renk? Tu ne m’impressionne pas. Beni etkilemiyorsun. Sen beni etkilemiyorsun. Esa palabra se escribe con mayúscula. Bu kelime büyük harfle yazılır. Bu kelime büyük harfle yazılır. Tom se casó. Tom evlendi. Tom evlendi. Ma femme adore la tarte aux pommes. Hanımım, elmalı tarta bayılır. Karım elmalı turtaya bayılır. Non je ne le suis pas, c'est toi qui l'es ! Hayır, ben öyle değilim; sensin o! Hayır, ben değilim. Sensin. No eres una mala persona. Eres una persona muy buena a la que le han ocurrido cosas malas. Sen kötü biri değilsin. Başına kötü şeyler gelmiş çok iyi birisin. Sen kötü bir insan değilsin, başına kötü şeyler gelmiş çok iyi bir insansın. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Italiana." "Onun dedeleri nereliydi?" "İtalyan." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İtalyan." Lo que dices es cierto. Söylediğin doğru. Söylediklerin doğru. Hay un largo camino hasta Boston. Boston'a uzun bir yol var. Boston'a uzun bir yol var. Esta película me resulta muy interesante. Bu film bence çok ilginç. Bu film benim için çok ilginç. Fie nu vor, fie nu pot face. Ya istemiyorlar ya da yapamıyorlar. Ya istemezler ya da yapamazlar. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Irlandese." "Kardeşlerimiz nereli?" "İrlanda." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "İrlandalı." Non vai in vacanza in Scandinavia? Tatile İskandinavya'ya gitmiyor musun? İskandinavya'ya tatile gitmiyor musun? Eu i-am cumparat o maşină nouă. Ben ona yeni bir araba satın aldım. Ona yeni bir araba aldım. Dame la llave. Bana anahtarı ver. Anahtarı ver. ¿Eres John? Sen John'mısın? Sen John musun? En la puerta hay un hombre que quiere verte. Kapıda sizi görmek isteyen bir adam var. Kapıda seni görmek isteyen bir adam var. Non abbiamo aiutato Tom a fuggire. Tom'un kaçmasına yardım etmedik. Tom'un kaçmasına yardım etmedik. În ciuda eforturilor lor, nu au reușit. Çabalarına rağmen, başaramadılar. Tüm çabalarına rağmen başarılı olamadılar. ¿Cuándo empieza? Ne zaman başlar? Ne zaman başlıyor? "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Russa." "Hocaları nereli?" "Rus." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Rus." É preciso estudar as lições. Derslere çalışmak gerekiyor. Dersleri çalışmak lazım. Esto me está volviendo loco. Bu beni deli ediyor. Bu beni deli ediyor. Această tendință este puternică în rândul americanilor. O eğilim Amerikalılar arasında güçlüdür. Bu eğilim Amerikalılar arasında güçlüdür. Eu não tive tempo de anotar. Not almak için zamanım yoktu. Not alacak vaktim olmadı. Terminemos el trabajo. İşi bitirelim. Hadi şu işi bitirelim. Este libro es demasiado difícil para mí. Bu kitap benim için çok zor. Bu kitap benim için çok zor. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Boliviana." "Teyzelerimiz nereli?" "Bolivya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Bolivyalı." ¿Por qué estás trabajando? Niçin çalışıyorsun? Neden çalışıyorsun? Non abbiamo visitato il Liechtenstein. Lihtenştayn'ı ziyaret etmedik. Lihtenştayn'ı ziyaret etmedik. Sé que has tenido problemas con tu madre. Senin annenle sorunların olduğunu biliyorum. Annenle sorunların olduğunu biliyorum. Plec în luna martie. Ben Mart ayında ayrılıyorum. Mart ayında ayrılıyorum. Abbiamo concluso il pranzo con il caffè. Öğle yemeğini kahveyle bitirdik. Öğle yemeğimizi kahve ile bitirdik. Sólo pienso en ti. Sadece seni düşünüyorum. Sadece seni düşünüyorum. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Boliviana." "Onun komşuları nereli?" "Bolivya." "Komşularınız hangi milletten?" "Bolivyalı." Há um ponto de ônibus aqui. Burada bir otobüs durağı var. Burada bir otobüs durağı var. Pourtant, nombreux sont ceux qui choisissent la retraite anticipée. Yine de, çoğu erken emekliliği seçiyor. Birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor. No sé nada sobre ella. Ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Eu quero esquecê-la. Onu unutmak istiyorum. Onu unutmak istiyorum. Solo necesito un gato. Sadece bir kediye ihtiyacım var. Sadece bir kediye ihtiyacım var. Ho perduto il suo amore, non è vero? Onun sevgisini kaybettim, değil mi? Onun sevgisini kaybettim, değil mi? "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Peruviana." "Amcaları nereli?" "Peru." "Amcaların hangi milletten?" "Perulu." Vous prenez du thé ? Çay alır mısınız? Çay alır mısınız? Si llueve mañana no iré al picnic. Yarın yağmur yağarsa,pikniğe gitmeyeceğim. Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim. Ha pasado mucho tiempo desde la última vez que te escribí. Sana son kez yazdığımdan beri uzun zaman oldu. Sana yazmayalı uzun zaman oldu. ¿Qué has cenado? Akşam yemeği için ne yedin? Yemekte ne yedin? El nu a făcut nimic altceva decât să citească ziarele. Gazete okumaktan başka bir şey yapmadı. Gazete okumaktan başka bir şey yapmadı. No estás en tu sano juicio tú. Aklı başında olmayan sensin. Aklı başında olan sen değilsin. No son idiotas. Onlar aptal değil. Aptal değiller. Je ne suis pas gros ! Şişman değilim! Ben şişman değilim! Hanno visitato la Slovacchia? Slovakya'yı ziyaret ettiler mi? Slovakya'yı ziyaret ettiler mi? Chiunque riesce a farlo con facilità. Herkes bunu kolayca yapabilir. Herkes bunu kolaylıkla yapabilir. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Polacca." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Polonya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Polaka." Il est venu hier pour te voir. Dün seni görmeye geldi. Dün seni görmeye geldi. J'aimerais que tu sois là. Burada olmanı isterdim. Keşke sen de burada olsaydın. Voulez-vous le faire ou pas ? Bunu yapmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Bunu yapmak istiyor musun, istemiyor musun? "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Marocchina." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Fas." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Fas." "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Canadese." "Onun nineleri nereliydi?" "Kanada." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Kanadalı." Estarei aqui até o seu retorno. Ben sen dönene kadar burada olacağım. Sen dönene kadar burada olacağım. Le gustó. O onu sevdi. Hoşuna gitti. Quiero otra taza de té antes de irme. Ben gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum. Gitmeden önce bir fincan çay daha istiyorum. A Tom también le gusta nadar. Tom, yüzmeyi de seviyor. Tom da yüzmeyi sever. Si él no te gusta, ¿por qué le estabas hablando? Onu sevmiyorsan,neden onunla konuşuyorsun? Eğer ondan hoşlanmıyorsan, neden onunla konuşuyordun? În birou este o atmosferă prietenoasă. Büroda samimi bir atmosfer var. Ofiste dostça bir atmosfer var. En as-tu une idée ? Onun hakkında hiç fikrin var mı? Bir fikrin var mı? Ella ayudó a su hermano pequeño con sus deberes. O, küçük erkek kardeşinin ev ödevine yardım etti. Küçük kardeşine ev ödevlerinde yardım etti. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Bulgara." "Hekimleriniz nereli?" "Bulgar." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Bulgaristan." Yo amo el agua. Suyu severim. Suyu severim. ¿Por qué no te gusto? Neden benden hoşlanmıyor? Neden benden hoşlanmıyorsun? S-au uitat la noi ca și cum ar spune 'Sărmanii!'. Bize "Zavallı yaratık." dercesine baktılar. Bize sanki ‘Zavallı’ diyormuş gibi baktılar. Me preocupé mucho por ti. Senin için çok endişelendim. Senin için çok endişelendim. Ellos comen. Yerler. Yemek yiyorlar. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Scozzese." "Hocalarınız nereli?" "İskoç." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "İskoç." Acest program are atât opțiuni de descărcare cât și de încărcare. Bu programın hem indirme hem de yükleme olanakları vardır. Bu program hem indirme hem de yükleme seçeneklerine sahiptir. Il chercha à s'abriter de la pluie. Yağmurdan sığınacak bir yer aradı. Yağmurdan korunmaya çalışıyordu. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Ghanese." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Gana." "Komşularınız hangi millettendi?" "Ghanese." Avete visitato il Regno Unito. Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiniz. Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiniz. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Ghanese." "Kuzenlerin nereli?" "Gana." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Ghanese." Recuerda bien lo que te digo. Sana ne söylediğimi iyi hatırla. Sana söylediklerimi iyi hatırla. Non ho ancora pranzato. Henüz öğle yemeği yemedim. Daha yemek yemedim. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Colombiana." "Komşuların nereliydi?" "Kolombiya." "Komşuların hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Quiero cenar con vosotros. Ben, akşam yemeğini sizinle birlikte yemek istiyorum. Sizinle yemek yemek istiyorum. Le diamant a un bel éclat. Elmasın güzel bir parıltısı var. Pırlanta çok güzel parlıyor. Nous voulons une solution pacifique. Barışçıl bir çözüm istiyoruz. Barışçıl bir çözüm istiyoruz. Los terroristas han atacado una mezquita. Teröristler bir camiye saldırdılar. Teröristler bir camiye saldırdı. Il lavoro sarà finito entro domani? İş yarına kadar bitirilecek mi? Yarına kadar iş biter mi? Es una persona amable. O nazik bir insandır. O iyi bir insan. Tom te ha hecho llorar, ¿verdad? Tom seni ağlattı, değil mi? Tom seni ağlattı, değil mi? Dites-moi lequel vous voulez. Bana hangisini istediğinizi söyleyin. Hangisini istediğini söyle. De ce mă iubești? Neden beni seviyorsun? Beni neden seviyorsun? A fost palpitant. Heyecan vericiydi. Çok heyecanlıydı. Con su salario no se va a hacer rico. Maaşıyla zengin olmayacak. Onun maaşıyla zengin olmayacaksın. Parecía que no había nadie en el pueblo. Köyde kimse yok gibi görünüyordu. Köyde kimse yokmuş gibi görünüyordu. Ci stai pensando troppo. Sen bunu çok düşünüyorsun. Çok fazla düşünüyorsun. Ha estado lloviendo a ratos desde anoche. Dün geceden beri ara sıra yağmur yağıyor. Dün geceden beri yağmur yağıyor. Uno de sus tres autos es azul, y los otros rojos. Onun üç arabasından biri mavi ve diğerleri kırmızıdır. Üç araçtan biri mavi, diğerleri kırmızı. Hai visitato l'Ucraina? Ukrayna'yı ziyaret ettin mi? Ukrayna’yı ziyaret ettiniz mi? Tom n'avait besoin d'aucune aide. Tom'un yardıma ihtiyacı yoktu. tom'un yardıma ihtiyacı yoktu. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Italiana." "Kuzenlerin nereli?" "İtalyan." "Kuzenlerin hangi milletten?" "İtalyan." "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Austriaca." "Onun arkadaşları nereli?" "Avusturya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Avusturyalı." Le pasó algo realmente malo. Ona gerçekten kötü bir şey oldu. Başına çok kötü bir şey geldi. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Brasiliana." "Onun nineleri nereli?" "Brezilya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Brezilyalı." No lo estoy haciendo bien. İyi yapmıyorum. İyi bir iş çıkarmıyorum. "Hai capito?" - "Più o meno." "Anladın mı?" "Az çok." "Anladın mı?" - "Aşağı yukarı." "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Giapponese." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Japon." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Japon." Há seis maçãs na caixa. Kutuda altı elma var. Kutuda altı elma var. Am încercat să scot câinele afară din casă. Köpekleri evden dışarı çıkarmaya çalıştım. Köpeği evden çıkarmaya çalıştım. Esta silla está hecha de plástico. Bu sandalye plastikten yapılmıştır. Bu sandalye plastikten yapılmış. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Greca." "Öğretmenleri nereliydi?" "Yunan." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Yunanistan." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Austriaca." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Avusturya." "Ailemiz hangi milletten?" "Avusturyalı." Non avete visitato la Macedonia? Makedonya'yı ziyaret etmediniz mi? Makedonya’yı ziyaret ettiniz mi? Ese autor italiano no es muy conocido en Japón. Bu italyan yazar Japonya'da çok tanınmıyor. Bu İtalyan yazar Japonya'da pek tanınmıyor. Si no lo hago ahora, nunca lo haré. Onu şimdi yapmazsam, asla yapamam. Bunu şimdi yapmazsam, asla yapamam. Voglio sapere chi ha fatto questo e perché. Bunu kimin yaptığını ve neden yaptığını bilmek istiyorum. Bunu kimin ve neden yaptığını bilmek istiyorum. ¿Cuál es tu palabra japonesa favorita? Favori Japonca kelimen nedir? En sevdiğin Japonca kelime ne? Echipa de securitate a verificat mașina de explozibili. Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı. Güvenlik ekibi patlayıcıları kontrol etti. "Di che nazionalità è?" "Nigeriana." "Uyruğu ne?" "Nijerya." "Hangi milletten?" "Nijeryalı." Tú no escuchas, ¿verdad? Dinlemezsin, değil mi? Dinlemiyorsun, değil mi? Tom ha bisogno di riposarsi un po'. Tom'un biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Tom'un dinlenmesi gerek. Croacia era muy bonita. Hırvatistan çok güzeldi. Hırvatistan çok güzeldi. Tom avrebbe dovuto chiedere aiuto a Mary. Tom Mary'den yardım istemeliydi. tom mary'den yardım istedi. Tom fue a Boston a estudiar música. Tom müzik öğrenimi için Boston'a gitti. Tom müzik çalışmak için Boston'a gitti. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Danese." "Komşuların nereliydi?" "Danimarka." "Komşuların hangi millettendi?" "Danimarkalı." Si quieres puedes ir. Eğer istersen oraya gidebilirsin. İstersen gidebilirsin. La normalidad es aburrida. Normallik sıkıcıdır. Normallik sıkıcıdır. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Spagnola." "Arkadaşların nereli?" "İspanyol." "Arkadaşların hangi milletten?" "İspanyolca." Vivo en Roma. Roma'da yaşıyorum. Roma'da yaşıyorum. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Vietnamita." "Arkadaşlarımız nereli?" "Vietnam." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Vietnamlı." ¿Están en China? Çin'deler mi? Çin'de misiniz? Hace seis años que vivo en San Salvador. Altı seneden beri San Salvador'da yaşıyorum. 6 yıldır San Salvador’da yaşıyorum. Ahora me pertenece. Artık o bana ait. Artık bana ait. Non vai in vacanza in Bielorussia? Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyor musun? Belarus'a tatile gitmiyor musun? Ne-am ciocnit unul de celălalt în stație. Biz istasyonda birbirimizle karşılaştık. İstasyonda birbirimize çarptık. ¿Cuál crees que es el más difícil? En zoru sence hangisi? Sence hangisi daha zor? Ella cocina muy bien. O çok iyi yemek yapar. Çok iyi yemek yapar. Ils veulent devenir célèbres. Ünlü olmak istiyorlar. Ünlü olmak istiyorlar. Mi sono imbattuta in Tom sul treno. Trende Tom'a rastladım. Trende Tom'a rastladım. Maria é uma boa ouvinte. Mary iyi bir dinleyicidir. Maria iyi bir dinleyicidir. Devi farlo molto spesso? Bunu çok sık yapmak zorunda mısın? Bunu çok sık yapmak zorunda mısın? Era difícil de satisfacer. Onu memnun etmek zordu. Tatmin etmek zordu. Hai visitato la Romania? Romanya'yı ziyaret ettin mi? Romanya'yı ziyaret ettiniz mi? Ella quiere que él sea sólo un amigo. O, onun sadece bir arkadaş olmasını istiyor. Onun sadece bir arkadaş olmasını istiyor. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Tunisina." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Tunus." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Tunus." Es un bebé. O bir bebek. O bir bebek. È inutile che tu mi dica "Ciao, come stai?" se poi non hai altro da dirmi. Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana "Merhaba, nasılsın?" demenin hiçbir faydası yok. Bana söyleyecek başka bir şeyin yoksa "Merhaba, nasılsın?" demene gerek yok. Siempre pensé que el tener un ataque cardiaco era la manera de la naturaleza de decirte que mueras. Kalp krizi geçirmenin her zaman doğanın senin öldüğünü anlatma şekli olduğunu düşündüm. Her zaman kalp krizi geçirmenin doğanın sana ölmeni söyleme şekli olduğunu düşünmüşümdür. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Libica." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Libya." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Libyalı." Él habló de esto y aquello, pero no dijo nada útil. Oradan buradan konuştu ama yararlı bir şey söylemedi. Bundan ve bundan bahsetti, ama işe yarar bir şey söylemedi. Tom no quiso esperar. Tom beklemek istemedi. Tom beklemek istemedi. Non sapevo dove guardare. Nereye bakacağımı bilmiyordum. Nereye bakacağımı bilemedim. Je ne tolérerai aucune critique. Hiç eleştiriye tahammül etmeyeceğim. Hiçbir eleştiriye tahammülüm yok. Hai visitato Cipro. Kıbrıs'ı ziyaret ettin. Kıbrıs'ı ziyaret ettin. Solía vivir aquí. O burada yaşardı. Eskiden burada yaşardı. E o muscă în cafea. Kahvede bir sinek var. Kahvenin içinde sinek var. Mio fratello dice che non ha paura del buio. Erkek kardeşim karanlıktan korkmadığını söylüyor. Kardeşim karanlıktan korkmadığını söylüyor. Tom non è il tipo di persona che fa errori del genere. Tom bu tür hatalar yapan kişi türü değildir. Tom böyle hatalar yapacak biri değil. Nu trebuie să îţi fie teamă. Korkmana gerek yok. Korkacak bir şey yok. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Albanese." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Arnavut." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Arnavutça." Você devia ser professor. Öğretmen olmalısın. Öğretmen olmalısın. Pe lângă faptul că el este un bun doctor, este și un bun pianist. Bir doktor olmasının yanı sıra o iyi bir piyanistti. İyi bir doktor olmasının yanı sıra, iyi bir piyanisttir. Cuando mi padre llegó a casa, yo estaba viendo la televisión. Babam eve geldiğinde, TV izliyordum. Babam eve geldiğinde ben televizyon izliyordum. En este momento estoy hablando con ellos. Şu anda onlarla konuşuyorum. Şu anda onlarla konuşuyorum. Mi padre murió cuando yo tenía siete años. Ben yedi yaşındayken babam öldü. Babam ben yedi yaşındayken öldü. La distraction, ça n'est pas sérieux. Hobi, bu ciddi değil. Dikkat dağıtma ciddi bir şey değildir. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Colombiana." "Kardeşlerimiz nereli?" "Kolombiya." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Kolombiyalı." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Brasiliana." "Dedelerimiz nereli?" "Brezilya." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Brezilyalı." Creía que estabas embarazada. Seni hamile sanıyordum. Hamile olduğunu sanıyordum. ¿Cuántas tazas de café te has tomado hoy? Bugün kaç fincan kahve içtin? Bugün kaç fincan kahve içtin? Todos te están esperando. Herkes seni bekliyor. Herkes seni bekliyor. Estávamos à espera que isso acontecesse. Bunun olmasını bekliyorduk. Biz de bunu bekliyorduk. No dejes que se beba este zumo. Onun bu meyve suyunu içmesine izin verme. Bu meyve suyunu içmesine izin verme. Ya no trabajo para ti. Artık sana çalışmıyorum. Artık senin için çalışmıyorum. Speravo che tu potessi dirmi dov'è Tom. Tom'un nerede olduğunu bana söyleyebileceğini umuyordum. Tom'un nerede olduğunu söyleyebileceğini umuyordum. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Svizzera." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "İsviçre." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İsviçre." Es-tu célèbre ? Ünlü müsün? Ünlü müsün? Creí haber oído tu voz. Sesini duyduğumu düşündüm. Sesini duyduğumu sandım. Echilibrul naturii este fragil. Doğanın dengesi kırılgandır. Doğanın dengesi kırılgandır. No te enviti. Seni davet etmedim. Seni kıskanmıyorum. Am fost la petrecere. Partideydim. Partiye gittim. Hanno visitato il Galles. Galler'i ziyaret ettiler. Galler'i ziyaret ettiler. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Bulgara." "Kuzenleri nereli?" "Bulgar." "Kuzenleri hangi milletten?" "Bulgaristan." Él está en la carcel. O hapiste. O hapiste. Nu avem nevoie de banii tăi. Parana ihtiyacımız yok. Senin parana ihtiyacımız yok. Tom no tenía ganas de jugar al golf. Tom'un canı golf oynamak istemiyordu. Tom golf oynamak istemiyordu. Por favor, pregúntaselo a otro. Lütfen başka birine sor. Lütfen başka birine sor. J'abhorre les maths. Matematikten tiksinirim. Matematikten nefret ederim. Todos queremos que Tom sea feliz. Hepimiz Tom'un mutlu olmasını istiyoruz. Hepimiz Tom'un mutlu olmasını istiyoruz. ¿Has enseñado francés a alguien alguna vez? Birine hiç Fransızca öğrettin mi? Hiç birine Fransızca öğrettin mi? Metto il mio destino nelle tue splendide mani. Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum. Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum. Qu'avez-vous dissimulé ? Ne gizlediniz? - Ne saklıyordun? Abbiamo visitato il Paraguay. Paraguay'ı ziyaret ettik. Paraguay'ı ziyaret ettik. Você tem um livro? Kitabın var mı? Kitabın var mı? Io sono più alto. Ben daha uzunum. Ben daha uzunum. Saresti dovuto andare a nord. Kuzeye gitmeliydin. Kuzeye gitmeliydin. Odio la lluvia pero me encanta su olor. Yağmurdan nefret ederim ama kokusunu severim. Yağmurdan nefret ediyorum ama kokusunu seviyorum. Bună ziua, cum vă pot fi de folos? Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim? Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim? No som la policia. Biz polis değiliz. Biz polis değiliz. Com que rapidez você pode fazer isto? Hangi hızda bunu yapabilirsin? Bunu ne kadar hızlı yapabilirsin? Non ho visitato il Portogallo. Portekiz'i ziyaret etmedim. Portekiz'i ziyaret etmedim. Adesso vivo in una casa molto piccola. Şu anda çok küçük bir evde oturuyorum. Şimdi çok küçük bir evde yaşıyorum. C'è un posto da segretario scoperto. Sekreter olarak boş bir yer var. Açık bir sekreterlik işi var. Se hai le labbra secche, ti consiglio di metterti del burro cacao regolarmente. Kuru dudaklarınız varsa, üzerine düzenli olarak kakao yağı koymanızı öneririm. Dudaklarınız kuruysa, düzenli olarak kakao yağı kullanmanızı öneririm. "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Messicana." "Komşularımız nereli?" "Meksika." "Komşularımız hangi milletten?" "Meksikalı." Podul nu a rezistat din cauza inundațiilor. Köprü sel nedeniyle dayanamadı. Köprü, sel nedeniyle ayakta kalamadı. Quiero mandarle una carta a Tom. Tom'a bir mektup göndermek istiyorum. Tom'a bir mektup göndermek istiyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Boliviana." "Komşularının milliyeti neydi?" "Bolivya." "Komşuların hangi millettendi?" "Bolivyalı." În sfârșit. Hele şükür. Sonunda. Esta tarde tendremos una entrevista. Bu akşamüstü bir görüşmemiz var. Öğleden sonra bir röportajımız var. Ele toca piano? O, piyano çalar mı? Piyano çalıyor mu? Tom precisa perder alguns quilos. Tom'un birkaç kilo zayıflaması gerekiyor. Tom'un biraz kilo vermesi gerekiyor. Fadil manteve sua palavra. Fadil sözünü tuttu. Fadil sözünü tuttu. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Australiana." "Nineleriniz nereliydi?" "Avustralya." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Avustralyalı." A todos los niños se les dio un regalo. Her çocuğa bir hediye verildi. Her çocuğa bir hediye verildi. Fino a che punto possiamo fidarci di lui? Ne ölçüde ona güvenilebilir? Ona ne kadar güvenebiliriz? Puedes usar este teléfono. Bu telefonu kullanabilirsin. Bu telefonu kullanabilirsin. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Camerunense." "Dedelerimiz nereliydi?" "Kamerun." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Kamerunlu." Él no está aquí, ¿verdad? O burada değil, değil mi? Burada değil, değil mi? Sono di nazionalità rumena? Onlar Rumen uyruklu mu? Romanya vatandaşı mısınız? Le escribí una carta a Mary. Mary'ye bir mektup yazdım. Mary'ye bir mektup yazdım. Aire fresco y ejercicio son buenos para la salud. Temiz hava ve egzersiz, sağlık için iyidir. Temiz hava ve egzersiz sağlık için iyidir. Si mañana hace bueno, iremos de picnic. Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz. Yarın hava güzel olursa pikniğe gideriz. Tom estaba mintiendo. Tom yatıyordu. Tom yalan söylüyordu. No trabajo con él. Onunla çalışmam. Onunla çalışmıyorum. Tom es distinto a mí. Tom benden farklı. Tom benden farklı. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Finlandese." "Onun akrabaları nereli?" "Fin." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Finli." Quiero jugar con mis amigos. Arkadaşlarımla oynamak istiyorum. Arkadaşlarımla oynamak istiyorum. Tenemos un problemilla. Küçük bir sorunumuz var. Küçük bir sorunumuz var. Perdió a su hijo en el accidente de tráfico. Trafik kazasında oğlunu kaybetti. Oğlunu trafik kazasında kaybetti. A vida é curta. Hayat kısa. Hayat kısa. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Islandese." "Kız kardeşleri nereli?" "İzlanda." "Kızkardeşleri hangi milletten?" "İzlandalı." Ses yeux s'emplissent de larmes. Gözleri yaşla doldu. Gözleri yaşlarla doluyor. Elle a deux frères et une sœur. İki erkek kardeşi ve bir kız kardeşi var. İki erkek ve bir kız kardeşi var. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Messicana." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Meksika." "Doktorları hangi milletten?" "Meksikalı." No era necesario que te dieras prisa. Acele etmene gerek yoktu. Acele etmene gerek yoktu. Hay alguien en la casa. Evde biri var. Evde biri var. J'ai une idée insondable. Akıl almaz bir fikrim var. Aklıma inanılmaz bir fikir geldi. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Macedone." "Hocalarınız nereli?" "Makedon." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Makedonyalı." "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Tunisina." "Dedeleriniz nereli?" "Tunus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Tunus." Joey reprezintă familia. Joey aileyi temsil ediyor. Joey aileyi temsil ediyor. Trebuie să plătească pentru păcatele lui. Günahlarının bedelini ödemesi lazım. Günahlarının bedelini ödemeli. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Greca." "Hekimlerimiz nereli?" "Yunan." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Yunanistan." Es verano en París. Paris'te yaz. Paris'te yaz. Acesta este un proiect foarte ambițios. Bu çok iddialı bir proje. Bu çok iddialı bir proje. Non era mai stata baciata in quel modo. Hiç böyle öpülmemişti. Daha önce hiç böyle öpülmemişti. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Cinese." "Arkadaşlarınız nereli?" "Çin." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Çinli." "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Paraguaiana." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Paraguay." "Arkadaşların hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Svizzera." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "İsviçre." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "İsviçre." ¿Qué comida es la más perjudicial? Hangi yemek en zararlıdır? En zararlı yiyecekler hangileridir? Mi è difficile alzarmi prima delle sei. Altıdan önce kalkmam zor. Saat 6'dan önce kalkmak çok zor. ¿Por qué no pruebas esto? Bunu niçin denemiyorsun? Neden bunu denemiyorsun? C'est un mauvais présage. Bu kötüye işaret. Bu kötü bir işaret. Es maravilloso estar aquí. Burada olmak harika. Burada olmak harika. Non sapevo cos'era successo finché non me lo disse Tom. Tom söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum. Tom bana söyleyene kadar ne olduğunu bilmiyordum. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Francese." "Hocalarımız nereliydi?" "Fransız." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Fransız." Me preguntó qué había comprado. O, bana ne aldığımı sordu. Bana ne aldığını sordu. Tom dijo que estaba enfermo, lo cual fue una mentira. Tom hasta olduğunu söyledi, bu bir yalandı. Tom hasta olduğunu söyledi, ki bu bir yalandı. Sai cosa dicono di Tom. Tom hakkında ne diyorlar, biliyorsun. Tom hakkında ne derler bilirsin. C'è un po' d'acqua nel bicchiere. Bardakta biraz su var. Bardakta biraz su var. Tenéis cinco años. Beş yaşındasınız. Beş yaşındasınız. Poți da un înțeles celor spuse de scriitor? Yazarın söylediklerine anlam verebiliyor musun? Yazarın söylediklerine bir anlam verebilir misiniz? Non hai visitato l'Islanda? İzlanda'yı ziyaret etmedin mi? İzlanda'ya hiç gitmedin mi? Tengo ganas de beber cerveza. Canım bira içmek istiyor. Canım bira istiyor. ¿Puedo medirle la tensión? Tansiyonunuzu ölçebilir miyim? Tansiyonunu ölçebilir miyim? Gostaria de saber quem ajudará a decorar o boneco de neve. Kardan adamı süslemesine kim yardım edecek merak ediyorum. Kardan adamın süslenmesine kim yardım edecek merak ediyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Svedese." "Hocaların nereli?" "İsveç." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "İsveçli." A linha de montagem fica à direita. Montaj hattı sağdadır. Montaj hattı sağ tarafta. Ce sont juste des étudiants. Onlar sadece öğrenci. Onlar sadece öğrenci. Mes pronostics s’avèrent exacts. Tahminlerim gerçek oluyor. Tahminlerim doğru çıktı. Tom non pensò a Mary per giorni. Tom günlerce Mary hakkında düşünmedi. Tom günlerce Mary'yi düşünmedi. Quest'offerta è valida per cinque giorni. Bu teklif beş gün için geçerlidir. Bu teklif beş gün için geçerlidir. Resta con me, Tom. Benimle kal, Tom. Benimle kal, Tom. Andate in vacanza in Libia? Libya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Libya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Tout le monde te connaît. Herkes seni tanıyor. Herkes seni tanıyor. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Paraguaiana." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Paraguay." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Brasiliana." "Hocalarımız nereli?" "Brezilya." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Brezilyalı." "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Cinese." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Çin." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Çinli." Es dangerós d'escaladar una montanha per marrit temps. Kötü bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir. Dağa tırmanmak tehlikeli bir iştir. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Svedese." "Dedeleri nereliydi?" "İsveç." "Dedeleri hangi millettendi?" "İsveçli." Je lis mon livre. Kitabımı okuyorum. Kitabımı okuyorum. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Macedone." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Makedon." "Aileniz hangi milletten?" "Makedonyalı." Ella nos gusta a todos. Hepimiz onu severiz. Hepimiz ondan hoşlanıyoruz. Necesito ducharme. Duş almam gerekiyor. Duş almam lazım. Tom è impaziente di vederti. Tom seni görmek için çok sabırsızlanıyor. Tom seni görmek için sabırsızlanıyor. Tom ha muerto. Tom öldü. Tom öldü. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Camerunense." "Komşularımız nereliydi?" "Kamerun." "Komşularımız hangi millettendi?" "Kamerunlu." Non andate in vacanza in Germania. Tatile Almanya'ya gitmiyorsunuz. Almanya’ya tatile gitmeyin. ¿Sabes hasta qué hora está abierto? Oranın saat kaça kadar açık olduğunu biliyor musun? Saat kaça kadar açık biliyor musun? "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Slovena." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Sloven." "Aileniz hangi milletten?" "Slovenya." "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Siriana." "Hocaları nereli?" "Suriye." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Suriyeli." Estoy bromeando. Şaka yapıyorum. Şaka yapıyorum. Marie a réussi à s'enfuir par une fenêtre. Mary bir camdan kaçmayı başardı. Mary bir pencereden kaçmayı başardı. Esta mañana he ido a un parque. Bu sabah bir parka gittim. Bu sabah bir parka gittim. La mattina era solito fare meditazione. Sabahleyin meditasyon yapardı. Sabahları meditasyon yapardı. Ela me faz feliz. O beni mutlu ediyor. Beni mutlu ediyor. Esperaré cinco minutos más. Beş dakika daha bekleyeceğim. Beş dakika daha bekleyeceğim. A minha bicicleta é vermelha. Bisikletim kırmızı. Bisikletim kırmızı. Io non ho letto nessuno dei suoi romanzi. Onun romanlarından hiçbirini okumadım. Romanlarının hiçbirini okumadım. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Cinese." "Ninelerin nereli?" "Çin." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Çinli." Andiamo in vacanza in Paraguay. Paraguay'a tatile gidiyoruz. Paraguay'a tatile gidiyoruz. "Di che nazionalità è?" "Italiana." "Uyruğu ne?" "İtalyan." "Hangi milletten?" "İtalyan." Il se comporte comme un enfant. O bir çocuk gibi davranır. Çocuk gibi davranıyor. Tom quería que vinierais. Tom gelmenizi istedi. Tom gelmenizi istedi. Creo que Tom te estaba buscando. Tom'un seni aradığına inanıyorum. Sanırım Tom seni arıyordu. Non avete visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret etmediniz. Slovenya'yı ziyaret etmediniz. Tu te lèves à quelle heure tous les jours ? Her gün saat kaçta uyanırsın? Her gün saat kaçta kalkıyorsun? "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Cinese." "Hocalarınız nereliydi?" "Çin." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Çinli." Tom è tornato ieri da Boston. Tom dün Boston'dan geri döndü. Tom dün Boston'dan döndü. J'essaie juste d'aider. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Fa așa cum îți spun să faci. Sana yapmanı söylediğim gibi yap. Ne diyorsam onu yap. Trebuie să pleci de aici imediat. Buradan hemen ayrılmak zorundasın. Buradan hemen gitmelisin. Me sentaré con él. Onunla oturacağım. Onunla oturacağım. Estou em Tóquio hoje. Bugün Tokyo'dayım. Bugün Tokyo'dayım. He venido a verte. Seni görmek için geldim. Seni görmeye geldim. ¿Ahora tenéis hambre? Şimdi aç mısınız? Şimdi acıktınız mı? "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Vietnamita." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Vietnam." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Por favor, no te rías de mí. Lütfen bana gülme. Lütfen bana gülme. Tom ayudó a Mary con su trabajo. Tom Mary'ye işinde yardım etti. tom mary'ye yardım etti. Il se vante d'être un artiste. Bir artist olmakla çok övünüyor. Bir sanatçı olduğu için övünüyor. Non posso lavorare per voi. Sizin için çalışamam. Sizin için çalışamam. Sei un angelo! Sen bir meleksin! Sen bir meleksin! Siempre me pregunté si volverías. Geri gelip gelmeyeceğini her zaman merak ettim. Dönüp dönmeyeceğini hep merak etmişimdir. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Statunitense." "Kardeşleriniz nereli?" "Amerikan." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Amerikalı." "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Libanese." "Akrabaları nereli?" "Lübnan." "Akrabaları hangi milletten?" "Lübnanlı." No piensas así. Öyle düşünmüyorsun. Öyle düşünmüyorsun. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Ungherese." "Hocalarının milliyeti ne?" "Macar." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Macarca." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Estone." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Estonya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Estonyalı." Quiero una manzana. Bir elma istiyorum. Elma istiyorum. Parece estar muy asustado. O çok korkuyor görünüyor. Çok korkmuş görünüyor. Me olvidé de comprarle flores a Mary. Mary'ye çiçek satın almayı unuttum. Mary'ye çiçek almayı unuttum. Se va a las ocho. O saat sekizde gider. Saat 8'de gidiyor. Mary è mancina. Mary solaktır. Mary solak. Il s'enfuit à la vue du policier. Polisi görünce kaçtı. Polisin gözü önünde kaçtı. Lo veo incluso en mis sueños. Onu rüyalarımda bile görüyorum. Rüyalarımda bile görüyorum. Te esperaremos Tom y yo. Tom ve ben sizi bekleyeceğiz. Tom ve ben seni bekliyoruz. Citiți nota din partea de jos a paginii. Sayfanın altındaki notu okuyun. Sayfanın altındaki notu okuyun. Solo déjame solo. Sadece beni yalnız bırak. Beni yalnız bırak. No entendíamos qué nos quiere decir la guagua. Bebeğin bize ne demek istediğini anlamıyoruz. Biz Kürt'ün ne demek istediğini anlamadık. Oui, ça fait mal. Evet, acıyor. Evet, acıyor. En mi país las costumbres son diferentes. Benim ülkemdeki âdetler farklıdır. Benim ülkemde gelenekler farklıdır. Tom lo compró para mí. Tom onu benim için aldı. Tom benim için aldı. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Scozzese." "Nineleri nereli?" "İskoç." "Büyükanneleri hangi milletten?" "İskoç." Elles me mentent. Bana yalan söylüyorlar. Bana yalan söylüyorlar. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Argentina." "Nineleriniz nereliydi?" "Arjantin." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Arjantinli." Abbiamo riprovato ma non ci siamo riusciti. Onu tekrar denedik ama başaramadık. Tekrar denedik ama başaramadık. Fui al cine con mi hermano. Erkek kardeşimle sinemaya gittim. Kardeşimle sinemaya gittik. Eu port pijama din flanel. Ben flanel pijama giyerim. Flanel pijama giyiyorum. Connaissez-vous de bons endroits pour manger, autour d'ici ? Buralarda yemek yiyebileceğimiz güzel mekan biliyor musunuz? Buralarda yemek yiyebileceğiniz güzel yerler var mı? El munceşte pentru ea. Adam kadın için çalışıyor. Onun için çalışıyor. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Giapponese." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Japon." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Japonca." Non hai visitato la Polonia? Polonya'yı ziyaret etmedin mi? Polonya'ya hiç gitmedin mi? La vie est un exil. Hayat bir sürgündür. Hayat bir sürgündür. Abbiamo visitato l'Estonia. Estonya'yı ziyaret ettik. Estonya’yı ziyaret ettik. Elle correspondait à la description. O, tanıma uydu. Tarife uyuyordu. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Ghanese." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Gana." "Aileniz hangi milletten?" "Ghanese." Tom non voleva arrendersi. Tom vazgeçmek istemedi. Tom pes etmedi. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Tunisina." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Tunus." "Komşularımız hangi milletten?" "Tunus." La vie est un exil. Yaşam bir sürgündür. Hayat bir sürgündür. Más o menos lo entiendo. Az çok anlıyorum. Az çok anlıyorum. Serez-vous libre demain soir ? Yarın akşam müsait misiniz? Yarın akşam boş musun? Je m'ennuie. Canım sıkılıyor. Sıkıldım. Eu não tenho amigo japonês. Japon arkadaşım yok. Benim Japon arkadaşım yok. Il lui a donné la voiture. Ona araba verdi. Arabayı ona verdi. Deberías agradecerme. Bana teşekkür etmelisin. Bana teşekkür etmelisin. Te echo mucho de menos. Seni çok özlüyorum. Seni çok özledim. Nu l-am văzut pe nicăieri. Onu herhangi bir yerde görmedik. Onu hiçbir yerde görmedim. Toate personajele acestui roman de benzi desenate sunt fete. Bu çizgi romanın tüm karakterleri kız. Bu çizgi romandaki tüm karakterler kız. Que la vie est courte ! Hayat ne kadar kısa! Hayat ne kadar kısa! Él echa de menos a su familia. Ailesini özlüyor. Ailesini özlüyor. "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Inglese." "Komşularımız nereli?" "İngiliz." "Komşularımız hangi milletten?" "İngilizce." Tom ayudó a Mary ayer por la tarde. Tom dün öğleden sonra Mary'ye yardım etti. Tom dün öğleden sonra Mary'ye yardım etti. Bursa a făcut posibilă continuarea studiilor mele. Burs çalışmalarıma devam etmemi mümkün kıldı. Bursu sayesinde eğitimime devam edebildim. Su questo argomento non sono della vostra stessa idea. Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim. Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Ucraina." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Ukrayna." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Ukraynalı." Isso deve ser parado. Bunun durdurulması gerekiyor. Bu durdurulmalı. "Di che nazionalità sei?" "Scozzese." "Milliyetin ne?" "İskoç." "Hangi millettensin?" "İskoçsun." Solo soy un niño que comete errores. Ben sadece hata yapan bir çocuğum. Ben sadece hata yapan bir çocuğum. Nunca llega tarde a la escuela. O, asla okula geç kalmaz. Okula asla geç kalmaz. ¡Recuerda mis palabras! Sözlerimi unutma! Sözlerimi unutma! "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Ucraina." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Ukrayna." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Ukrayna." Ei au ales cele mai bune două lucrări. Onlar en iyi iki eseri seçti. En iyi iki işi seçtiler. Je veux aller en Italie. İtalya'ya gitmek istiyorum. İtalya'ya gitmek istiyorum. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Australiana." "Amcaları nereli?" "Avustralya." "Amcaları hangi milletten?" "Avustralyalı." Hacía un tiempo perfecto. Hava mükemmeldi. Hava mükemmeldi. No esperaba que Tom estuviera ahí. Tom'un orada olmasını beklemiyordum. Tom'un orada olmasını beklemiyordum. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Argentina." "Akrabalarınız nereli?" "Arjantin." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Lituana." "Amcaları nereli?" "Litvanya." "Amcaların hangi milletten?" "Litvanya." Vuestra casa es grande. Eviniz büyük. Eviniz çok büyük. Peux-tu définir ce mot de manière univoque ? Bu kelimeyi açıkça tanımlayabilir misin? Bu kelimeyi benzersiz bir şekilde tanımlayabilir misiniz? ¿Por qué ha pasado esto? Bu neden oldu? Bu neden oldu? Elas estão mentindo. Onlar yalan söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. Mándamelo. Onu bana gönder. Gönder. Tom quiere que muramos con él. Tom onunla ölmemizi istiyor. Tom onunla birlikte ölmemizi istiyor. Vanno in vacanza a Roma. Roma'ya tatile gidiyorlar. Roma'ya tatile gidiyorlar. Tuve que quedarme dos días en la cama. İki gün yatakta kalmak zorunda kaldım. İki gün yatakta kalmak zorunda kaldım. Sto facendo esattamente quello che mi hai detto di fare. Yapmamı istediğin şeyi tam olarak yapıyorum. Bana tam olarak ne yapmamı söylediysen onu yapıyorum. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Bielorussa." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Belarus." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Belaruslu." Le vi hace tres horas. Onu üç saat önce gördüm. Onu üç saat önce gördüm. Aceasta este prioritatea actuală. Şimdiki öncelik bu. Şu anki önceliğimiz bu. El a venit aproximativ pe la două. O yaklaşık ikide geldi. Saat iki gibi geldi. ¿De qué sabor es el helado que compraste? Neli dondurma aldın? Aldığın dondurmanın tadı nasıl? "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Italiana." "Teyzelerimiz nereli?" "İtalyan." "Amcalarımız hangi milletten?" "İtalyan." Hay un niño en este cuarto. Bu odada bir çocuk var. Bu odada bir çocuk var. Esa chica guapa es mi hermana. O güzel kız benim kız kardeşim. O güzel kız benim kız kardeşim. ¿Quién cuidará de tu perro? Köpeğine kim bakacak? Köpeğinize kim bakacak? Sunt total împotriva ei. Tamamen ona karşıyım. Ona tamamen karşıyım. Non abbiamo visitato la Slovacchia. Slovakya'yı ziyaret etmedik. Slovakya'yı ziyaret etmedik. Ella acaba de cumplir los doce. O, sadece onikiye girdi. Daha yeni 12 yaşına girdi. Esta es la casa en la que vivía. İşte onun yaşadığı ev. Bu onun yaşadığı ev. "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Macedone." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Makedon." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Makedonyalı." Você me ensinará como jogar xadrez? Nasıl satranç oynandığını bana öğretirmisin ? Bana satranç oynamayı öğretecek misin? Se fosse verdade, o que você faria? Bu doğru olsaydı, ne yapardınız? Eğer bu doğru olsaydı, ne yapardın? "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Svizzera." "Ninelerin nereli?" "İsviçre." "Büyükannelerin hangi milletten?" "İsviçre." Yo llego en el próximo bus. Bir sonraki otobüs ile geliyorum. Bir sonraki otobüse bineceğim. Abbiamo visitato l'Italia. İtalya'yı ziyaret ettik. İtalya'yı ziyaret ettik. Estudiamos francés cada día en la escuela. Okulda her gün Fransızca öğreniriz. Okulda her gün Fransızca öğreniyoruz. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Nigeriana." "Onun dedeleri nereli?" "Nijerya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Nijeryalı." ¡Mañana por la mañana levántate pronto! Yarın sabah erken kalk! Yarın sabah erken kalk! Vérifiez la véracité de cet article. Bu makalenin doğruluğunu kontrol edin. Bu makalenin doğruluğunu kontrol edin. Este libro era fácil. Bu kitap kolaydı. Bu kitap kolaydı. Todo está muy barato. Her şey çok ucuz. Her şey çok ucuz. Sí, Bob me ha ayudado. Evet, Bob bana yardım etti. Evet, Bob yardım etti. A muchos hombres les gustan los videojuegos infantiles. Çoğu erkek çocuğu bilgisayar oyunlarını sever. Birçok erkek çocuk video oyunlarını sever. Plimbarea noastră depinde de condițiile meteorologice. Gezimiz havaya bağlı. Yürüyüşümüz hava koşullarına bağlıdır. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Slovacca." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Slovak." "Aileniz hangi milletten?" "Slovakyalı." Vanno in vacanza in Germania? Almanya'ya tatile mi gidiyorlar? Almanya'ya tatile mi gidiyorlar? Din câte știu eu, el nu are nimic de-a face cu scandalul. Bildiğim kadarıyla, onun skandalla bir ilgisi yok. Bildiğim kadarıyla, onun skandalla hiçbir ilgisi yok. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Norvegese." "Kız kardeşleri nereli?" "Norveç." "Kardeşleri hangi milletten?" "Norveçli." Por desgracia, no puedo ir. Maalesef ben gelemiyorum. Ne yazık ki gelemem. Le nombre de morts causées par l'ouragan a grimpé jusqu'à 200. Kasırgadan dolayı ölenlerin sayısı 200'e kadar tırmandı. Kasırgada ölenlerin sayısı 200'e yükseldi. Nous venons tard. Geç geliyoruz. Geç kaldık. Mis amigos no juegan al tenis. Arkadaşlarım tenis oynamazlar. Arkadaşlarım tenis oynamaz. Me llamasteis traidor, me llamasteis cobarde, os burlasteis de mí, ¿y ahora qué? Bana hain dediniz, korkak dediniz, alay ettiniz ya başka? Bana hain dediniz, korkak dediniz, benimle alay ettiniz, şimdi ne olacak? "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Gallese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Galler." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Galler." Nosotros hablamos por teléfono horas y horas. Biz telefonda saatlerce konuşuruz. Saatlerce telefonda konuştuk. ¡Feliz Año Nuevo! Mutlu yıllar! Mutlu yıllar! Vorrei davvero passare un po' di tempo da sola con Tom. Tom'la yalnız başıma biraz zaman harcamayı gerçekten istiyorum. Tom'la biraz yalnız kalmak istiyorum. Nu am nici măcar o casă. Bir evim bile yok. Bir evim bile yok. Tom es un filozofo. Tom bir filozof. Tom bir filozof. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Brasiliana." "Nineleriniz nereliydi?" "Brezilya." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Toda persona tiene un lado oculto. Her insanın saklı bir yanı vardır. Herkesin gizli bir tarafı vardır. Non vado in vacanza in Bulgaria. Tatile Bulgaristan'a gitmiyorum. Bulgaristan'a tatile gitmiyorum. La casa de Tom es fácil de encontrar. Tom'un evini bulmak kolaydır. Tom'un evini bulmak çok kolay. ¿Me puedo quedar? Kalabilir miyim? Kalabilir miyim? ¿De qué trata? O ne hakkındadır? Ne hakkında? Por favor, dime cuándo ir. Lütfen ne zaman gideceğimi bana söyle. Lütfen ne zaman gideceğimi söyle. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Canadese." "Kuzenlerin nereli?" "Kanada." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Kanadalı." Je resterai chez un ami des miens. Bir arkadaşımın evinde kalacağım. Ailemin bir arkadaşının evinde kalacağım. Podemos hacer lo que queramos. Ne istersek yapabiliriz. Ne istersek yapabiliriz. Avremo un problema, non è vero? Bir sorunumuz olacak, değil mi? Bir sorunumuz var, değil mi? "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Messicana." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Meksika." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Meksikalı." ¿Te gustaría que dijese la verdad? Gerçeği anlatmamı ister misin? Gerçeği söylememi ister misin? Ahora estoy muy feliz. Ben şimdi çok mutluyum. Şimdi çok mutluyum. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Statunitense." "Hekimleri nereli?" "Amerikan." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Amerikalı." Posso prepararti qualcosa di caldo da bere? Sana sıcak bir içecek hazırlayabilir miyim? Sana sıcak bir şeyler hazırlayayım mı? Los conozco a todos. Onların hepsini biliyorum. Hepsini tanıyorum. Quiero estar solo. Yalnız olmak istiyorum. Yalnız kalmak istiyorum. Sunt sigur că putem livra echipamentul de laborator până pe 15 martie. 15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim. Laboratuvar malzemelerini 15 Mart'a kadar teslim edebileceğimize eminim. Les kangourous sont-ils de gros lapins ? Kangurular büyük tavşanlar mıdır? Kangurular büyük tavşanlar mıdır? ¿Cuánto cuesta el cuarto? Oda ne kadar? Oda ne kadar? Non vai in vacanza in Spagna. Tatile İspanya'ya gitmiyorsun. İspanya'ya tatile gitmiyorsun. As-tu rencontré beaucoup de gens intéressants à la fête ? Partide çok sayıda enteresan insanla tanıştın mı? Partide çok ilginç insanlarla karşılaştın mı? Acest tren oprește în toate stațiile. Bu tren tüm istasyonlarda durur. Bu tren bütün istasyonlarda durur. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Tedesca." "Hocaları nereliydi?" "Alman." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Alman." No deberías olvidar que es más joven que tú. Onun senden daha genç olduğunu unutmamalısın. Senden daha genç olduğunu unutmamalısın. No te puedo ayudar porque estoy ocupado. Sana yardım edemem çünkü meşgulüm. Sana yardım edemem çünkü meşgulüm. El hombre que visité era el señor Doi. Ziyaret ettiğim adam Bay Doi'ydi. Ziyaret ettiğim adam Bay Doi'ydi. "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Libica." "Nineleri nereliydi?" "Libya." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Libya'dan." "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Svizzera." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "İsviçre." "Komşularınız hangi millettendi?" "İsviçre." Tom căuta ceva pe sub pernele de pe canapea. Tom bir şey için kanepe yastıklarının altına bakıyordu. Tom kanepedeki yastıkların altında bir şey arıyordu. Él murió por el frío anoche. Dün gece soğuktan öldü. Dün gece soğuktan öldü. Non riusciranno a prenderci. Onlar bizi yakalamayacak. Bizi yakalayamazlar. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Macedone." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Makedon." "Komşularımız hangi millettendi?" "Makedonya." El a renunțat la cititul ziarelor. O, gazete okumaktan vazgeçti. Gazeteleri okumayı bıraktı. Profesorul meu mi-a recomandat să citesc Shakespeare. Öğretmenim bana Shakespeare'i okumamı önerdi. Öğretmenim Shakespeare okumamı tavsiye etti. No pasa nada. Hiçbir şey olmuyor. Sorun değil. El ejercicio es bueno para el cuerpo. Egzersiz vücut için iyidir. Egzersiz vücut için iyidir. Sulla luna non c'è ossigeno. Ayda oksijen yok. Ay'da oksijen yok. Sei timida. Sen utangaçsın. Utangaçsın. Tom a folosit un limbaj neadecvat. Tom uygunsuz dil kullandı. Tom uygunsuz bir dil kullandı. ¿Cómo se llama el perro de Tom? Tom'un köpeğinin adı ne? Tom'un köpeğinin adı ne? Nós a vimos. Onu gördük. Onu gördük. Estoy en contra de la guerra. Savaşa karşıyım. Ben savaşa karşıyım. Tom no sabía a qué hora tenía que estar allí. Tom saat kaçta orada olması gerektiğini bilmiyordu. Tom ne zaman orada olacağını bilmiyordu. Essa é Copacabana! Burası Copacabana! Burası Copacabana! Ho appena cenato. Akşam yemeğini daha yeni yedim. Daha yeni yemek yedim. Tom quiere bailar. Tom dans etmek istiyor. Tom dans etmek istiyor. Mi tío me dio un regalo. Amcam bana bir hediye verdi. Amcam bana bir hediye verdi. ¿Estás furioso? Öfkeli misin? Kızgın mısın? Non ti piace, vero? Bunu sevmiyorsun, değil mi? Ondan hoşlanmıyorsun, değil mi? Quem semeia vento colherá tempestade. Rüzgar eken, fırtına biçer. Rüzgar eken fırtına biçer. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Peruviana." "Teyzeleriniz nereli?" "Peru." "Amcalarınız hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Ceca." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Çek." "Doktorları hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Belga." "Hekimlerimiz nereli?" "Belçika." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Belçika." ¿Dónde has estado todo este tiempo? Bütün bu zaman neredeydin? Bunca zamandır neredeydin? Sento le voci. Bir takım sesler duyuyorum. Sesler duyuyorum. Era una bugia. O bir yalandı. Bu bir yalandı. Estos son nuestros libros. Bunlar bizim kitaplarımız. Bunlar bizim kitaplarımız. Sabe quiénes son. Onların kim olduğunu bilir. Kim olduklarını biliyorsun. ¿Funciona? Çalışıyor mu? İşe yarıyor mu? ¿Cuánto tiempo lleva vomitando? Ne kadar zamandır kusuyorsunuz? Ne zamandır kusuyor? Andiamo via questo fine settimana. Bu hafta sonu çekip gidelim. Bu hafta sonu gidiyoruz. Estava olhando para ela. Ona bakıyordum. Ona bakıyordum. ¿Cuál es el planeta más cercano al sol? Güneş'e en yakın gezegen hangisi? Güneşe en yakın gezegen hangisidir? La casa in cui vive Tom è nella parte vecchia della città. Tom'un yaşadığı ev şehrin eski kısmındaydı. Tom'un yaşadığı ev şehrin eski kısmında. ¡Por favor, date prisa! Lütfen acele et! Lütfen acele et! Eso esta contra el contrato. O, sözleşmeye aykırıdır. Bu sözleşmeye aykırı. Hace mucho tiempo que no nos hemos visto. Birbirimizi görmeyeli uzun zaman oldu. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. ¿A qué distancia está? Ne kadar uzakta? Ne kadar uzakta? Tom ti ha fatto un favore. Tom sana bir iyilik yaptı. Tom sana iyilik yaptı. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Francese." "Arkadaşları nereli?" "Fransız." "Arkadaşları hangi milletten?" "Fransız." Si tu es heureux, je suis heureuse. Eğer sen mutluysan, ben de mutluyum. Sen mutluysan, ben de mutluyum. Ela toca piano? O, piyano çalar mı? Piyano çalıyor mu? Tom dice que no quiere estudiar francés. Tom Fransızca çalışmak istemediğini söylüyor. tom fransızca öğrenmek istemiyor. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Uruguaiana." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Uruguay." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Uruguaylı." Je vois le portrait. Portreyi görüyorum. Portreyi görebiliyorum. L'histoire était très intéressante. Hikaye çok ilginçti. Hikaye çok ilginçti. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Serba." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Sırp." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Ot." El test fue fácil. Test kolaydı. Test çok kolaydı. Il Giappone ha molti tratti distintivi. Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır. Japonya'nın birçok ayırt edici özelliği var. Je ne blesse personne. Kimseyi incitmiyorum. Kimseye zarar vermiyorum. ¿Con quién preferirías salir, con Tom o con John? Kimle gitmeyi tercih edersin, Tom'la mı yoksa John'la mı? Kiminle çıkmayı tercih ederdin, Tom'la mı, John'la mı? Nu crede în încălzirea globală. Küresel ısınmaya inanmaz. Küresel ısınmaya inanmayın. Je n'ai pas l'intention de contester votre théorie. Teorinizi inkar etmek gibi bir niyetim yok. Teorini sorgulamak gibi bir niyetim yok. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Gallese." "Kuzenleri nereli?" "Galler." "Kuzenleri hangi milletten?" "Galler." Ho appena pranzato. Az önce öğle yemeğini yedim. Daha yeni yemek yedim. Eles compraram. Aldılar. Satın aldılar. Son casi las siete. Tenemos que irnos a la escuela. Saat neredeyse yedi oldu. Okula gitmemiz gerek. Saat neredeyse 7 oldu, okula gitmemiz gerek. Tom precisa de um guardanapo. Tom bir peçeteye ihtiyaç duyuyor. Tom'un peçeteye ihtiyacı var. ¿Cómo era la estructura del ensayo? ¿Qué estaba conectado y cómo? Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı? Testin yapısı nasıldı? Ne bağlıydı ve nasıl? Tom se ha ido hace unos minutos. Tom birkaç dakika önce ayrıldı. Tom birkaç dakika önce gitti. Puoi ballare tu se vuoi, io ho superato l'età per ballare. İstersen sen dans edebilirsin, ben dans edecek yaşı geçtim. İstersen dans edebilirsin. Ben dans etmek için çok yaşlıyım. Tom está muy preocupado. Tom çok endişeli. Tom çok endişeli. No quería que Tom se preocupara por mí. Tom'un benim hakkımda endişelenmesini istemedim. Tom'un benim için endişelenmesini istemedim. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Russa." "Arkadaşlarımız nereli?" "Rus." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Greca." "Arkadaşlarınız nereli?" "Yunan." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Yunanistan'dan." Les souliers de Marie sont sales. Marie'nin ayakkabaları kirli. Marie'nin ayakkabıları kirli. Melanie dorme in un letto comodo. Melanie rahat bir yatakta uyuyor. Melanie rahat bir yatakta uyuyor. Nu a fost provocat. O tahrik edilmemişti. O kışkırtılmadı. ¿No ibas a comer? Yemek yemeyecek miydin? Yemek yemeyecek miydin? Me gustan los colores claros. Ben açık renkleri severim. Açık renkleri severim. El mundo es peligroso. Dünya tehlikeli. Dünya tehlikeli bir yer. Él es más rico que cualquiera en esta ciudad. O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir. O bu şehirdeki herkesten daha zengin. A fost înțeles greșit din cauza limbajului vulgar. Kaba dili nedeniyle yanlış anlaşıldı. Bu da kaba dil yüzünden oldu. Estamos aquí para ayudarte. Sana yardım etmek için buradayız. Sana yardım etmek için buradayız. O político deve servir ao povo. Politikacı insanlara hizmet etmelidir. Siyasetçi halka hizmet etmelidir. "Di che nazionalità siete?" "Peruviana." "Uyruğunuz ne?" "Peru." "Hangi millettensiniz?" "Perulusunuz." Creo que Yumi está enferma. Sanırım Yumi hasta. Sanırım Yumi hasta. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Bielorussa." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Belarus." "Aileleri hangi milletten?" "Belarus." "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Tunisina." "Komşularının milliyeti neydi?" "Tunus." "Komşuların hangi millettendi?" "Tunus." Aș vrea să pot renunța la obiceiul de a fuma. Keşke sigara içme alışkanlığından vazgeçebilsem. Keşke sigara içme alışkanlığımdan vazgeçebilsem. Me acusaron de coger el dinero. Beni parayı almakla suçladılar. Beni parayı almakla suçladılar. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Libica." "Amcaları nereli?" "Libya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Libya." Poi ha detto a Jackson di cominciare. Sonra Jackson'a başlamasını söyledi. Sonra Jackson'a başlamasını söyledi. Hoy no vamos a necesitar tu ayuda. Bugün yardımına ihtiyacımız olmayacak. Bugün yardımına ihtiyacımız olmayacak. ¿Cómo fue? Nasıldı? Nasıl gitti? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Bosniaca." "Dedelerin nereli?" "Boşnak." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Bosnalı." No le gustaba la escuela. O, okulu sevmiyordu. Okulu sevmiyordu. Tom está en el jardín. Tom bahçede. Tom bahçede. Abbiamo visitato la Corsica. Korsika'yı ziyaret ettik. Korsika'yı ziyaret ettik. No como carne. Ben et yemem. Et yemem. Abbiamo visitato l'Ucraina. Ukrayna'yı ziyaret ettik. Ukrayna’yı ziyaret ettik. Que portes-tu ? Ne giyiyorsun? Ne giyiyorsun? Tom ha tre ex mogli. Tom'un üç eski karısı var. Tom'un üç eski karısı var. "Di che nazionalità è?" "Australiana." "Uyruğu ne?" "Avustralya." "Hangi milletten?" "Avustralyalı." Leul este puternic. Bir aslan güçlüdür. Aslan güçlüdür. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Marocchina." "Onun akrabaları nereli?" "Fas." "Akrabaların hangi milletten?" "Fas." "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Paraguaiana." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Paraguay." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Paraguaylı." La playa está llena de personas. Plaj insanlarla dolu. Plaj insanlarla dolu. Al momento no hay nadie en la oficina. Şu anda ofiste kimse yok. Şu anda ofiste kimse yok. Andate in vacanza in Nuova Zelanda. Yeni Zelanda'ya tatile gidiyorsunuz. Yeni Zelanda'ya tatile gidin. Ne cerem scuze pentru neplăcerile create. Zahmet için özür dileriz. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Como no teníamos tiempo para hacer la comida nos comimos una lata de atún. Yemek yapmaya vakit kalmadığından ton balığı konservesi yedik. Yemek yapmak için zamanımız olmadığından ton balığı konservesi yedik. Il a obtenu un master en droit. O, hukukta mastır yaptı. Hukuk alanında master yaptı. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Inglese." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "İngiliz." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İngilizce." "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Belga." "Nineleri nereliydi?" "Belçika." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Belçika." Ahora estoy ocupada. Şimdi meşgulüm. Şu an meşgulüm. Yo quiero algo dulce de comer. Yemek için tatlı bir şey istiyorum. Ben tatlı bir şeyler yemek istiyorum. ¿Puedes hablar más despacio, por favor? Lütfen daha yavaş konuşabilir misin? Biraz daha yavaş konuşur musun lütfen? Non ti lascerò qui! Seni burada bırakmayacağım! Seni burada bırakmayacağım! Realmente debes hablar con Tom. Gerçekten Tom'la konuşmalısın. Gerçekten Tom'la konuşmalısın. Veo una estrella. Bir yıldız görüyorum. Bir yıldız görüyorum. Ce n'è ancora? Daha fazla var mı? Daha var mı? Anoche tuve un hermoso sueño. Dün gece güzel bir rüya gördüm. Dün gece çok güzel bir rüya gördüm. I cavalli sono animali pericolosi. Atlar tehlikeli hayvanlardır. Atlar tehlikeli hayvanlardır. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Albanese." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Arnavut." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Arnavutça." Mi dispiace di non avervi creduto. Size inanmadığım için üzgünüm. Sana inanmadığım için özür dilerim. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Giapponese." "Ninelerin nereliydi?" "Japon." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Japonca." Tom admitió que se había equivocado. Tom hatalı olduğunu itiraf etti. Tom yanıldığını kabul etti. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Albanese." "Hocalarımız nereliydi?" "Arnavut." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Arnavutça." "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Malese." "Akrabaların nereli?" "Malezya." "Akrabaların hangi milletten?" "Malezya." Chi sei tu per parlarmi in questo modo? Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun? Sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşuyorsun? "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Estone." "Dedelerin nereliydi?" "Estonya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Estonya'dan." Potete stare tranquilli, io non vi ho tradito, o credete a lui o credete a me. İçiniz rahat olsun ben size ihanet etmedim ya ona inanacaksınız ya da bana. Sizi temin ederim ki, ben size ihanet etmedim, ya ona inanın ya da bana inanın. Gostaria de enviar isto por carta registrada. Bunu, taahhütlü posta ile yollamak isterim. Bunu yazılı olarak göndermek istiyorum. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Rumena." "Komşuların nereliydi?" "Rumen." "Komşuların hangi millettendi?" "Romanya." Ela foi a primeira mulher a ganhar o concurso. O yarışmayı kazanan ilk kadın oldu. Yarışmayı kazanan ilk kadın oldu. Poți pleca. Gidebilirsin. Gidebilirsin. Le car est complet. Vous devez attendre le prochain. Bu otobüs dolu. Ötekini beklemelisiniz. Otobüs dolu, bir sonrakini beklemelisiniz. Me voy a duchar. Bir duş alacağım. Ben duşa giriyorum. Ea are o figură bine proporționată. O orantılı bir figüre sahiptir. Çok iyi orantılı bir yüzü var. El hombre está aquí. Adam burada. Adam burada. Tom è molto indipendente. Tom çok özgür. Tom çok bağımsız. ¿Dónde duerme Tom? Tom nerede uyuyor? Tom nerede uyuyor? "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Belga." "Onun nineleri nereliydi?" "Belçika." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Belçika." Ai nevoie de un avocat. Sana bir avukat lazım. Bir avukata ihtiyacın var. Quiero mandarle un mensaje codificado a Tom. Tom'a bir kodlu mesaj göndermek istiyorum. Tom'a şifreli bir mesaj göndermek istiyorum. Adesso ascolta molto attentamente. Şimdi gerçekten dikkatli dinleyin. Şimdi çok dikkatli dinle. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Brasiliana." "Onun dedeleri nereli?" "Brezilya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Brezilyalı." Le visité ayer. Dün onu ziyaret ettim. Dün onu ziyaret ettim. Los niños deberían tomar leche todos los días. Çocuklar her gün süt içmeliler. Çocuklar her gün süt içmelidir. Onde está o garçom? Garson nerede? Garson nerede? Non lo dirai a nessuno, vero? Herhangi birine söylemeyeceksin, değil mi? Kimseye söylemeyeceksin, değil mi? La abuelita viajaba con sus dos nietos. Büyükanne iki torunuyla seyahat ediyordu. Büyükannesi iki torunuyla birlikte seyahat ediyordu. Onde estamos? Biz neredeyiz? Neredeyiz? Tom confía en mí. Tom bana güveniyor. Tom bana güveniyor. Vreau să îi calmez durerea lui Tom. Tom'un acısını dindirmek istiyorum. Tom'un acısını dindirmek istiyorum. Marie aime-t-elle cuisiner ? Mary yemek yapmayı sever mi? Marie yemek yapmayı sever mi? Iré allí aunque llueva mañana. Yarın yağmur yağsa bile, oraya gideceğim. Yarın yağmur yağsa bile oraya gideceğim. Tom, possiamo parlarti in privato, per favore? Tom, seninle yalnız konuşabilir miyiz, lütfen? Tom, seninle özel olarak konuşabilir miyiz lütfen? Nous sommes fatigués. Yorgunuz. Çok yorgunuz. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Maltese." "Öğretmenleri nereli?" "Malta." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Maltalı." "Di che nazionalità sei?" "Boliviana." "Milliyetin ne?" "Bolivya." "Hangi millettensin?" "Bolivyalı." Avete visitato la Romania. Romanya'yı ziyaret ettiniz. Romanya'yı ziyaret ettiniz. Estamos escribiendo. Biz yazıyoruz. Yazıyoruz. No queremos nada de ti. Senden hiçbir şey istemiyoruz. Senden hiçbir şey istemiyoruz. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Libica." "Öğretmenleri nereliydi?" "Libya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Libya." Tom non lo stava aspettando. Tom onu beklemiyordu. Tom onu beklemiyordu. Nos conocemos muy bien. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ehi, dove mi stai portando? Hey, beni nereye götürüyorsun? Beni nereye götürüyorsun? "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Macedone." "Komşuları nereli?" "Makedon." "Komşuları hangi milletten?" "Makedonya." «Tom, ¿qué estás haciendo?» «Nada.» "Tom, ne yapıyorsun?" "Hiçbir şey." "Tom, ne yapıyorsun?" "Hiçbir şey." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Brasiliana." "Komşularının uyruğu ne?" "Brezilya." "Komşuları hangi milletten?" "Brezilyalı." Déjame hacer mi trabajo. İşimi yapmama izin ver. Bırak işimi yapayım. Mary es neurótica. Mary evhamlı. Mary nevrotiktir. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Cinese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Çin." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Çinli." Est-ce la tienne ? O senin mi? Bu senin mi? Vado in vacanza in Canada. Kanada'ya tatile gidiyorum. Kanada'ya tatile gidiyorum. Dovremmo riposarci un attimo. Bir dakika dinlenmeliyiz. Biraz dinlenmeliyiz. Consommes-tu de l'alcool ? Alkol tüketir misin? Alkol kullanıyor musun? Pourquoi te bats-tu ? Neden mücadele ediyorsun? Neden savaşıyorsun? Nu am putut veni din cauza ploii. Yağmur yüzünden gelemedim. Yağmur yüzünden gelemedim. Nu este nevoie să poţi zbura pentru a prinde o pasăre. Bir kuşu yakalamak için uçabilmeye gerek yok. Bir kuşu yakalamak için uçmak zorunda değilsiniz. J’ai toujours cru que les étudiants en médecine étaient des gens vaillants et très occupés. Jusqu’à ce que je te rencontre. Her zaman tıp öğrencilerinin çalışkan ve çok meşgul kişiler olduklarına inanırdım. Seninle tanışana kadar. Tıp öğrencilerinin her zaman cesur ve çok meşgul insanlar olduğuna inandım. Seninle tanışana kadar. Non voglio uscire. Ben dışarı çıkmak istemiyorum. Dışarı çıkmak istemiyorum. ¿Por qué hoy no hay ningún taxi en la estación? Neden bugün istasyonda taksi yok? Neden bugün istasyonda hiç taksi yok? Je crois que notre histoire se termine ici. Bence hikayemiz burada bitiyor. Sanırım hikayemiz burada sona eriyor. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Slovena." "Kız kardeşleri nereli?" "Sloven." "Kardeşleri hangi milletten?" "Sloven." Forse dovresti chiedere in giro e capire cosa pensano le altre persone. Belki birilerine sormalısın ve diğer insanların ne düşündüğünü anlamalısın. Belki de etrafa sormalısın ve diğer insanların ne düşündüğünü öğrenmelisin. Je ne suis pas un serpent. Ben bir yılan değilim. Ben yılan değilim. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Colombiana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Kolombiya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Si mañana hace bueno, iré a dar un paseo. Yarın hava güzel olursa yürüyüşe gideceğim. Yarın hava güzel olursa yürüyüşe çıkacağım. Te mostraré dónde está. Nerede olduğunu sana göstereceğim. Nerede olduğunu göstereyim. Tom è morto all'età di 97 anni. Tom 97 yaşında öldü. Tom 97 yaşında öldü. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Boliviana." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Bolivya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Camerunense." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Kamerun." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Kamerunlu." Avete visitato la Francia. Fransa'yı ziyaret ettiniz. Fransa'yı ziyaret ettiniz. Él está enfermo. O, hasta. O hasta. Empecé a estudiar esperanto. Esperanto öğrenmeye başladım. Esperanto öğrenmeye başladım. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Polacca." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Polonya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Polaka." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Ceca." "Dedelerimiz nereli?" "Çek." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." ¿Seguro que quieres saber la verdad? Gerçeği bilmeyi gerçekten istiyor musun? Gerçeği bilmek istediğine emin misin? "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Austriaca." "Doktorları nereli?" "Avusturya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Avusturyalı." Sono di nazionalità tedesca? Onlar Alman uyruklu mu? Alman vatandaşı mıyım? "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Bielorussa." "Kardeşleriniz nereli?" "Belarus." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Belarus." Combien coûte une bière ? Bir bira ne kadar tutar? Bir bira ne kadar? Unul din degetele lui Tom s-a rupt. Tom'un parmaklarından biri kırıldı. Tom'un parmaklarından biri kırıldı. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Libanese." "Halaların nereli?" "Lübnan." "Amcaların hangi milletten?" "Lübnanlı." Atât bunicul meu cât și bunica mea au murit. Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü. Hem dedem hem de büyükannem öldü. Non avete visitato la Slovacchia? Slovakya'yı ziyaret etmediniz mi? Slovakya'ya hiç gitmediniz mi? Se hallaron mucha sangre y cristales rotos en la escena del crimen. Suç mahallinde çok fazla kan ve kırık cam bulundu. Olay yerinde çok fazla kan ve kırık cam bulundu. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Peruviana." "Komşularının uyruğu neydi?" "Peru." "Komşuları hangi millettendi?" "Perulu." Yo no hablo turco. Türkçe konuşamıyorum. Ben Türkçe bilmiyorum. Comment étaient tes vacances ? Tatilin nasıldı? Tatilin nasıldı? Eles estão apoiando o seu projeto. Onlar senin projenin lehinde. Projenizi destekliyorlar. Non sarò mai più capace di guardarlo in faccia. Ben ona yüzüne karşı tekrar bakamayacağım. Bir daha asla yüzüne bakamayacağım. Mi padre ha estado desempleado durante un año. Babam bir yıldır işsiz. Babam bir yıldır işsiz. Que tu répondes ou pas, ça n'a pas d'importance. Cevap verip vermemem önemli değil. Cevap versen de vermesen de fark etmez. Non sono sicuro del perché Tom sia contrario all'idea. Tom'un fikre niçin karşı olduğundan emin değilim. Tom'un bu fikre neden karşı olduğundan emin değilim. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Bulgara." "Teyzelerimiz nereli?" "Bulgar." "Amcalarımız hangi milletten?" "Bulgaristan." È una perfetta estranea per me. O, bana tamamen yabancıdır. Benim için mükemmel bir yabancı. Nici măcar eu nu am putut să ghicesc. Ben bile tahmin edemedim. Ben bile tahmin edemedim. Tengo dos hermanos. İki erkek kardeşim var. İki erkek kardeşim var. Parece enfermo. O, hasta gibi görünüyor. Hasta görünüyor. Tom n’a plus besoin de notre aide. Tom'un artık yardımımıza ihtiyacı yok. Tom'un artık yardıma ihtiyacı yok. Lo están buscando. Onlar onu arıyor. Onu arıyorlar. Vuestros amigos están esperando. Arkadaşlarınız bekliyor. Arkadaşların seni bekliyor. ¿Está todo preparado para mañana? Yarın için her şey hazır mı? Yarın için her şey hazır mı? Se avessi voluto tradire tutti voi vi avrei traditi, ma non l'ho fatto. Hepinize ihanet etmek isteseydim ihanet ederdim ama ihanet etmedim. Hepinize ihanet etmek isteseydim, size ihanet ederdim, ama etmedim. Il s'est occupé du bébé. O, bebeğe baktı. Bebeğe o baktı. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Rumena." "Komşularımız nereliydi?" "Rumen." "Komşularımız hangi millettendi?" "Romanya." Ogni volta che ci ho provato ho fallito. Denediğim her sefer başarısız oldum. Ne zaman denesem başarısız oldum. Tom mudou de assunto. Tom konuyu değiştirdi. Tom konuyu değiştirdi. ¿Qué está leyendo Tom? Tom ne okuyor? Tom ne okuyor? I cavi elettrici sono fatti di rame. Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır. Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır. «¿Usted habla alemán?» «No.» " Almanca biliyor musunuz? " "Hayır, bilmiyorum" "Almanca biliyor musun?" "Hayır." «¿Conoces a Alí?» «Yo no le conozco, pero quizá él me conozca.» "Ali'yi tanıyor musun?" "Ben onu tanımıyorum, ama belki o beni tanıyordur." "Ali'yi tanıyor musun?" "Onu tanımıyorum ama belki o beni tanıyordur." "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Cinese." "Hocalarınız nereli?" "Çin." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Çinli." Qual è il tuo ricordo d'infanzia preferito? En sevdiğin çocukluk anın nedir? En sevdiğin çocukluk hatıran nedir? Je veux voir un volcan ! Bir yanardağ görmek istiyorum. Bir volkan görmek istiyorum. Aspettate il mio segnale. İşaretimi bekleyin. İşaretimi bekleyin. Nos conocimos un invierno. Kışın tanıştık. Bir kış tanıştık. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Italiana." "Komşularının milliyeti neydi?" "İtalyan." "Komşuların hangi millettendi?" "İtalyan." Estaré aquí de lunes a jueves. Pazartesiden Perşembeye kadar burada olacağım. Pazartesiden perşembeye burada olacağım. Tom nici măcar nu poate să citească. Tom okuyamıyor bile. Tom okuyamıyor bile. Forse dovresti parlare con lui. Belki onunla konuşmalısın. Belki de onunla konuşmalısın. Es muy bueno. Bu çok iyi. Çok iyi. Su bicicleta es azul. Onun bisikleti mavi. Bisikletim mavi. Possiamo farlo? Onu yapabilir miyiz? Bunu yapabilir miyiz? Alcune persone sono molto cattive. Bazı insanlar çok kötüdür. Bazı insanlar çok kötü. Ele ainda não veio. O henüz gelmedi. Henüz gelmedi. Es possibla una causa atau ? Böyle bir şey mümkün mü? Atatürk'ün bir nedeni olabilir mi? Pourquoi as-tu abandonné ? Neden vazgeçtin? Neden vazgeçtin? Ma langue maternelle est une langue étrangère pour quelqu'un d'autre. Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir. Ana dilim başka biri için yabancı bir dildir. Não aceito isso. Onu kabul etmiyorum. Bunu kabul edemem. Él sonreía como si no le hubiera pasado nada. Ona hiçbir şey olmamış gibi gülümsüyordu. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsedi. Ela está completamente confusa. Onun kafası tamamen karışık. Kafası çok karışık. Non vanno in vacanza in Grecia? Tatile Yunanistan'a gitmiyorlar mı? Yunanistan'a tatile gitmiyorlar mı? Come si spegne? Bunu nasıl kapatabilirim? Nasıl kapatılıyor? La medicina me sentó mal. İlaç bana kötü geldi. İlaçlar beni hasta etti. Lo so, è difficile capire. Biliyorum, anlamak zor. Biliyorum, anlaması zor. De ce să facă asta? Neden bunu yapsınlar? Bunu neden yapsın ki? Nu-mi place să fiu controlat. Kontrol edilmekten hoşlanmam. Kontrol edilmekten hoşlanmam. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Islandese." "Komşularının uyruğu neydi?" "İzlanda." "Komşuları hangi millettendi?" "İzlandalı." "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Danese." "Komşularınız nereli?" "Danimarka." "Komşularınız hangi milletten?" "Danimarkalı." Non vanno in vacanza in Bolivia. Tatile Bolivya'ya gitmiyorlar. Bolivya'ya tatile gitmiyorlar. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Bielorussa." "Amcaları nereli?" "Belarus." "Amcaların hangi milletten?" "Belarus." "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Cinese." "Komşularınız nereli?" "Çin." "Komşularınız hangi milletten?" "Çinli." Tom non aveva realmente voglia di andare in campeggio con John e Mary. Tom'un canı gerçekten John ve Mary ile birlikte kampa gitmek istemiyor. Tom, John ve Mary ile kamp yapmak istemiyordu. Coma os vegetais. Sebzeleri yiyin. Sebzeleri ye. Pouvez-vous nous en parler ? Bunu bize anlatabilir misiniz? Bize bundan bahsedebilir misiniz? Ci canteresti una canzone in inglese per favore? Lütfen bize İngilizce bir şarkı söyler misin? Bize İngilizce bir şarkı söyler misin lütfen? "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Nigeriana." "Öğretmenlerin nereli?" "Nijerya." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Nijeryalı." Amerò Mary fino alla morte. Mary'i ölene kadar seveceğim. Mary'yi ölene kadar seveceğim. No somos terroristas. Terörist değiliz. Biz terörist değiliz. Parli francese, vero? Fransızca konuşabilirsin, değil mi? Fransızca biliyorsun, değil mi? Vanno in vacanza in Bolivia? Bolivya'ya tatile mi gidiyorlar? Bolivya'ya tatile mi gidiyorlar? A mi padre le gusta pescar y a mí también. Babam balık tutmayı sever, ve ben de. Babam balık tutmayı sever, ben de severim. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Svedese." "Komşuların nereli?" "İsveç." "Komşuların hangi milletten?" "İsveçli." "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Francese." "Kuzenleri nereli?" "Fransız." "Kuzenleri hangi milletten?" "Fransız." Solo domande serie, per favore. Ciddi sorular sadece, lütfen. Sadece ciddi sorular, lütfen. Nu contează cât de bogați sunt unii oameni, ei doresc întotdeauna mai mult. İnsanlar ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, her zaman daha fazlasını isterler. Bazı insanlar ne kadar zengin olursa olsun, her zaman daha fazlasını isterler. Por favor, muéstreme la herida. Lütfen yarayı gösterin. Lütfen yarayı gösterin. Nos vemos más tarde. Daha sonra görüşürüz. Sonra görüşürüz. Moltes gràcies. Çok teşekkür ederim! Çok teşekkürler. El este bogat și pe deasupra este și de viță nobilă. O zengin, dahası, o soylu. Zengindir ve ayrıca soylu bir asmadır. Muchos soldados perdieron la vida en la Segunda Guerra Mundial. İkinci Dünya Savaşı'nda birçok asker hayatını kaybetti. İkinci Dünya Savaşı'nda birçok asker hayatını kaybetti. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Egiziana." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Mısır." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Mısırlı." Andremo entrambi. İkimiz de gideceğiz. İkimiz de gideceğiz. L'ho trovato io. Ben buldum. Onu ben buldum. Tom fece esattamente come gli aveva detto Mary. Tom tam olarak Mary'nin ona yapmasını söylediği gibi yaptı. tom mary'nin söylediği her şeyi yaptı. Su cabello era como la seda. Saçı ipek gibiydi. Saçları ipek gibiydi. ¿Qué hiciste? Ne yaptın? Ne yaptın sen? La vita di Tom era piena di contraddizioni. Tom'un hayatı çelişkilerle doluydu. Tom'un hayatı çelişkilerle doluydu. Mai degrabă aș muri decât să trăiesc în rușine. Utanç içinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. Utanç içinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim. ¿Qué lengua extranjera estás aprendiendo? Hangi yabancı dili öğreniyorsun? Hangi yabancı dili öğreniyorsunuz? Non ho visitato la Bielorussia. Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedim. Belarus'a hiç gitmedim. Ela lhe deu um beijo. Ona bir öpücük verdi. Seni öptü. ¿Te gusta el baloncesto? Basketbolu sever misin? Basketbol sever misin? ¿Fuiste al doctor? Doktora gittin mi? Doktora gittin mi? Quando fa così caldo non ho voglia di fare niente. Bu kadar sıcak olduğunda canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Hava bu kadar sıcakken hiçbir şey yapmak istemiyorum. Ve la televisión aquí. Televizyonu burada izle. Televizyonu burada izle. No fumo. Ben sigara içmem. Sigara içmiyorum. Je suis sûr. Eminim. Eminim öyledir. Amar es estar solo. Sevmek yalnız olmaktır. Sevmek yalnız olmaktır. Quería preguntaros algo. Sizlere bir şey sormak istedim. Size bir şey sormak istiyorum. Non sono di nazionalità islandese. İzlanda vatandaşı değiller. Ben İzlanda vatandaşı değilim. Você está dirigindo muito rápido. Çok hızlı sürüyorsun. Çok hızlı sürüyorsun. Unde e sala de mese? Yemek salonu nerede? Yemek odası nerede? Me gustaba jugar al tenis los fines de semana. Hafta sonunda tenis oynamayı sevdim. Hafta sonları tenis oynamayı seviyorum. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Giapponese." "Ninelerimiz nereli?" "Japon." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Japon." ¿Está el Sr. Jones en la oficina? Bay Jones ofiste mi? Bay Jones ofiste mi? "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Gallese." "Komşuları hangi milletten?" "Galler." "Yakınları hangi milletten?" "Galler." Tom quiere ayudar. Tom yardım etmek istiyor. Tom yardım etmek istiyor. ¿Has despedido a Tom? Tom'u kovdun mu? Tom'u kovdun mu? Você gosta da Copa Libertadores? Libertadores Kupası'nı sever misin? Copa Libertadores sever misiniz? Tom fissava le fiamme. Tom aleve bakıyordu. Tom alevlere baktı. Las naranjas son más dulces que los limones. Portakallar limonlardan daha tatlıdır. Portakallar limonlardan daha tatlıdır. ¿Cuántos años tiene tu padre? Baban kaç yaşında? Baban kaç yaşında? Tom no está bebiendo té verde. Tom yeşil çay içmiyor. Tom yeşil çay içmiyor. Anche questo è vero. O da doğru. Bu da doğru. Je me suis habillé. Giyindim. Giyindim bile. Puis-je payer par chèque-voyage ? Seyahat çeki ile ödeme yapabilir miyim? Seyahat çeki ile ödeme yapabilir miyim? Mary es más inteligente que su hermana. Mary kız kardeşinden daha zekidir. Mary kız kardeşinden daha zeki. Todavía no me fío de ella. Ona hâlâ güvenmiyorum. Ona hala güvenmiyorum. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Scozzese." "Arkadaşlarınız nereli?" "İskoç." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İskoç." Domani andrò a lezione di giapponese. Ben yarın Japonca sınıfına gideceğim. Yarın Japonca dersine gideceğim. Fue a esquiar durante el invierno. Kış boyunca kayak yapmaya gitti. Kışın kayak yapmaya gitti. La conferenza è finita due ore fa. Konferans iki saat önce bitti. Konferans iki saat önce bitti. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Svizzera." "Hocalarının uyruğu neydi?" "İsviçre." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "İsviçre." Di solito tra i pasti mangia un sacco di caramelle, gelati, popcorn e frutta. Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor. Genellikle yemekler arasında şeker, dondurma, patlamış mısır ve meyve bir sürü yemek. Tom era qui, vero? Tom buradaydı, değil mi? Tom buradaydı, değil mi? No creo que Tom esté en Boston el verano que viene. Tom'un gelecek yaz Boston'da olacağını sanmıyorum. Tom'un önümüzdeki yaz Boston'da olacağını sanmıyorum. Hay un libro sobre la mesa. Masanın üstünde bir kitap var. Masada bir kitap var. Admitió que le quería. Onu sevdiğini itiraf etti. Onu sevdiğini itiraf etti. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Ungherese." "Amcalarınız nereli?" "Macar." "Amcalarınız hangi milletten?" "Macarca." Necesito café. Kahveye ihtiyacım var. Kahveye ihtiyacım var. Abbiamo ancora un'altra decisione da prendere. Verecek başka bir kararımız daha var. Vermemiz gereken bir karar daha var. J'ai trouvé aisé de répondre à la question. Soruya cevap vermeyi kolay buldum. Bu soruya cevap vermek kolay oldu. Îmi place felul în care mă faci să râd. Senin beni güldürme tarzını seviyorum. Beni güldürme şeklini seviyorum. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Libica." "Amcaları nereli?" "Libya." "Amcaları hangi milletten?" "Libya." Cette voiture m'appartient. Bu araba benimdir. Bu araba bana ait. ¿Me cree? Bana inanmıyor musunuz? Bana inanıyor musun? Ți-ai îndeplinit obiectivele? Hedeflerini gerçekleştirdin mi? Hedeflerine ulaştın mı? Limba mea maternă este o limbă străină pentru altcineva. Benim anadilim bir başkası için yabancı dildir. Ana dilim bir başkası için yabancı bir dildir. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Messicana." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Meksika." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Belga." "Komşuları hangi milletten?" "Belçika." "Komşuları hangi milletten?" "Belçika." Doar falsifică-l. Sadece onu taklit et. Sadece sahtesini yap. Tom iniziò a togliersi la giacca. Tom ceketini çıkarmaya başladı. Tom ceketini çıkarmaya başladı. Creo que esto te parecerá interesante. Sanırım bunu ilginç bulacaksın. Bence bunu ilginç bulacaksın. Creo que prefiero caminar. Sanırım yürümeyi tercih ederim. Sanırım yürümeyi tercih ederim. Câinele a fost în cutia de sub masă. Köpek, masanın altındaki kutudaydı. Köpek masanın altındaki kutudaydı. Ei sunt mulțumiți de situația actuală. Onlar mevcut durumdan memnun. Mevcut durumdan memnunlar. Es más sano comer frutas y verduras de temporada. Meyve ve sebzeleri mevsiminde yemek daha sağlıklı. Mevsim meyveleri ve sebzeleri yemek daha sağlıklıdır. Estos libros son míos. Bu kitaplar benim. Bu kitaplar benim. Se vier ao Brasil, não deixe de experimentar a pizza. Brezilya'ya geliyorsan, pizza denemeden gitme. Brezilya’ya giderseniz mutlaka pizza deneyin. Voglio che parta. Onun gitmesini istiyorum. Gitmesini istiyorum. Soy muy pequeño. Ben çok küçüğüm. Çok küçüğüm. Quina hora és? Saat kaç? Saat kaç? El nu este nici bun, nici rău. O, ne iyi ne de kötüdür. O ne iyi ne de kötü. Vanno in vacanza in Colombia. Kolombiya'ya tatile gidiyorlar. Kolombiya'ya tatile gidiyorlar. Tom no es tan viejo como tú. Tom senin kadar yaşlı değildir. Tom senin kadar yaşlı değil. Deixe-a dar uma olhada! O ona bir göz atsın. Bırak da bir baksın! "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Statunitense." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Amerikan." "Komşularınız hangi millettendi?" "Amerikalı." No te distraigas. Dikkatini başka yere verme. Dikkatin dağılmasın. No tengo tiempo para leer. Okumak için zamanım yok. Okumaya vaktim yok. Son salaire l'autorise à vivre confortablement. Maaşı onu rahatça yaşatmaya yeter. Maaşı rahat bir şekilde yaşamasına izin veriyor. Fata de acolo se uită la tine. Oradaki kız sana bakıyor. Şuradaki kız sana bakıyor. Choveu ontem à noite. Dün gece yağmur yağdı. Dün gece yağmur yağdı. Care este domeniul tău principal? Asıl branş alanın nedir? Ana alanınız nedir? No me vuelvas a llamar. Beni tekrar arama. Beni bir daha arama. Nací en 1980. 1980'de doğdum. 1980'de doğdum. Le capitalisme est une pyramide de Ponzi. Kapitalizm bir piramit şeması. Kapitalizm bir Ponzi piramididir. Non bevo mai da sola. Asla yalnız içki içmem. Ben asla yalnız içmem. Foi apenas um beijo. Sadece bir öpücüktü. Sadece bir öpücüktü. Betty la mató. Betty onu öldürdü. Betty onu öldürdü. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Portoghese." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Portekiz." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Portekizli." Parecía que él estaba bien. O, iyi gibi görünüyordu. İyi görünüyordu. Il francese è la mia lingua madre. Fransızca benim ana dilimdir. Fransızca benim ana dilim. Vorrei solo capire, ma a volte è molto difficile . Sadece anlamak istiyorum ama çok zor oluyor bazen? Keşke anlayabilsem ama bazen çok zor oluyor. "Di che nazionalità è?" "Portoghese." "Uyruğu ne?" "Portekiz." "Hangi milletten?" "Portekizli." Fiecare echipă de fotbal trebuie să selecteze un căpitan. Her futbol takımı bir kaptan belirlemek zorundadır. Her futbol takımı bir kaptan seçmelidir. Tom no es Trump. Tom Trump değil. Tom Trump değil. Tom demanda à Mari de l’attendre devant la bibliothèque. Tom Mary'den onu kütüphanenin önünde beklemesini rica etti. tom mary'ye kütüphanenin önünde beklemesini söyledi. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Bulgara." "Teyzeleri nereli?" "Bulgar." "Amcaları hangi milletten?" "Bulgaristan." Bonito día, ¿verdad? Güzel gün, değil mi? Güzel bir gün, değil mi? Él tiene pelo graso. Onun yağlı saçı var. Yağlı saçları var. J'étais en train de tousser. Öksürüyordum. Öksürmeye başlamıştım. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Slovena." "Kardeşlerimiz nereli?" "Sloven." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Slovenya." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Bulgara." "Dedelerimiz nereliydi?" "Bulgar." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Peruviana." "Onun dedeleri nereli?" "Peru." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Austriaca." "Arkadaşların nereli?" "Avusturya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Avusturyalı." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Belga." "Arkadaşlarımız nereli?" "Belçika." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Belçika." Anch'io vorrei tanto andare in Cappadocia insieme a te. Kapadokya'ya beraber gitmeyi ben de çok isterim. Ben de seninle Kapadokya'ya gitmeyi çok isterim. Tom compró una rosa para Mary. Tom Mary için bir gül aldı. tom mary'ye bir gül aldı. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Ungherese." "Onun komşuları nereli?" "Macar." "Komşularınız hangi milletten?" "Macarca." Hubo una época en la que Nigeria era colonia británica. Bir zamanlar, Nijerya bir Britanya kolonisiydi. Bir zamanlar Nijerya bir İngiliz kolonisiydi. Bussa alla porta prima di entrare. İçeri girmeden önce kapıyı çal. Girmeden önce kapıyı çal. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Bosniaca." "Nineleri nereli?" "Boşnak." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Bosnalı." Unde e telecomanda? Uzaktan kumanda nerede? Kumanda nerede? Es-tu occupée depuis hier ? Dünden beri meşgul müsün? Dünden beri meşgul müsün? Il ne faut pas briser les miroirs. Aynaları kırmamak gerek. Aynaları kırmamak lazım. No sé si él va a estar de acuerdo con nuestro plan o no. Onun planımızı kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum. Planımızı kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum. Yo le levanto todos los días a las seis. Her gün sabah saat altıda onu uyandırırım. Ben onu her gün saat 6'da kaldırıyorum. Il formaggio è giallo. Peynir sarı. Peynir sarıdır. Tom no habla nada de francés. Tom hiç Fransızca konuşmaz. tom fransızca bilmiyor. Je parle le kurde. Kürtçe konuşuyorum. Ben Kürtçe konuşuyorum. No solía fumar. Sigara içmezdim. Eskiden sigara içmezdi. Vado in vacanza in Bulgaria. Bulgaristan'a tatile gidiyorum. Bulgaristan'a tatile gidiyorum. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Ungherese." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Macar." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Macarca." Empezó a nevar. Kar yağmaya başladı. Kar yağmaya başladı. Pourquoi n'es-tu pas prête ? Neden hazır değilsin? Neden hazır değilsin? Tom não tinha dinheiro o suficiente. Tom'un yeterli parası yoktu. Tom'un yeterince parası yoktu. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Maltese." "Komşuların nereliydi?" "Malta." "Komşuların hangi millettendi?" "Maltalı." Nu ne place această casă. Bu evi beğenmiyoruz. Bu evi sevmiyoruz. ¿Qué opinas? Ne düşünüyorsun? Ne düşünüyorsun? Lo sto aspettando da stamattina presto. Bu sabahın erken saatlerinden beri onu bekliyorum. Sabahtan beri onu bekliyorum. Cerró la puerta del frigorífico con el pie. Buzdolabının kapısını ayağıyla kapattı. Buzdolabının kapısını ayağıyla kapattı. Tom s'est vêtu. Tom giyindi. Tom giyindi. Où sont les enfants ? Çocuklar nerede? Çocuklar nerede? Ma grand-mère ne peut pas voir. Büyükannem göremez. Büyükannem bunu göremez. El esperanto es la lengua del siglo veintiuno. Esperanto 21. yüzyılın dilidir. Esperanto, 21. yüzyılın dilidir. Odio viajar. Ben seyahat etmekten nefret ediyorum. Seyahat etmekten nefret ediyorum. Duele verte así. Seni böyle görmek acı veriyor. Seni böyle görmek acı veriyor. Voy a la escuela a las siete. Okula saat yedide gidiyorum. Saat 7'de okula gidiyorum. Estoy flojo en física. Fizikte zayıfım. Fizikte çok zayıfım. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Italiana." "Komşularınız nereli?" "İtalyan." "Komşularınız hangi milletten?" "İtalyan." Tom prometeu-me vir à festa. Tom partiye geleceği konusunda söz verdi. Tom partiye geleceğine söz verdi. Regardez-moi et faites de même. Beni izleyin ve aynısını yapın. Bana bak ve aynısını yap. Esse é o carro do Tom? Bu Tom'un arabası mı? Bu Tom'un arabası mı? Abre la puerta, por favor. Kapıyı aç, lütfen. Kapıyı aç lütfen. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Etiope." "Ninelerin nereliydi?" "Etiyopya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Etiyopya." Hanno visitato il Paraguay. Paraguay'ı ziyaret ettiler. Paraguay'ı ziyaret ettiler. "Se devo essere sincero, ho paura delle altezze." "Fifone!" "Dürüst olmak gerekirse, yüksekten korkuyorum." "Korkak!" "Dürüst olmam gerekirse, yükseklik korkum var." "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Boliviana." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Bolivya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Bolivyalı." Me hizo esperar media hora. O beni yarım saat bekletti. Beni yarım saat bekletti. Os estaré esperando en mi habitación. Odamda sizi bekliyor olacağım. Sizi odamda bekliyor olacağım. O să te duc acolo într-una din zilele astea. Bu günlerden birinde seni oraya götüreceğim. Bir gün seni oraya götüreceğim. Care este leguma ta preferată? Gözde sebzen nedir? En sevdiğin sebze hangisi? În ciuda greșelilor ei, o iubesc. Hatalarına rağmen onu seviyorum. Hatalarına rağmen onu seviyorum. Ti ricordi ancora dove ci siamo incontrati la prima volta? İlk kez nerede karşılaştığımızı hâlâ hatırlıyor musun? İlk nerede tanıştığımızı hatırlıyor musun? He estado ocupado desde ayer. Ben dünden beri meşgulüm. Dünden beri meşgulüm. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Estone." "Akrabaları nereli?" "Estonya." "Akrabaları hangi milletten?" "Estonya." El este un copil delicat. O narin bir çocuktur. O narin bir çocuk. La lutte continue ! Mücadele devam ediyor! Mücadele devam ediyor! La caja está casi vacía. Kutu neredeyse boş. Kutu neredeyse boş. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Maltese." "Kuzenlerimiz nereli?" "Malta." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Maltese." Vanno in vacanza in Scandinavia? İskandinavya'ya tatile mi gidiyorlar? İskandinavya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Le vent soufflait, avant-hier. Evvelsi gün rüzgar esiyordu. Dünden önceki gün rüzgar esiyordu. Il y a deux commodes dans cette chambre. Yatak odasında iki komodin vardır. Bu odada iki tane şifonyer var. Non andate in vacanza in Libano? Tatile Lübnan'a gitmiyor musunuz? Lübnan'a tatile gitmiyor musunuz? Fue muy divertido. Bu oldukça şaşırtıcıydı. Çok eğlenceliydi. Do que é feito? O, neyden yapılmıştır? Neyden yapılmış? Cineva venea. Biri geliyordu! Biri geliyordu. Míralos. Onlara bak. Şunlara bak. Este e aquele são duas estórias diferentes. Bu ve şu iki farklı hikayedir. Bu ve bu iki farklı hikaye. Tom ya lo sabe. Tom zaten biliyor. Tom zaten biliyor. Ela é uma mulher ciumenta. O kıskanç bir kadın. Kıskanç bir kadın. ¿A qué hora llega este tren a Yokohama? Bu tren saat kaçta Yokohama'ya varır? Bu tren Yokohama'ya ne zaman varacak? Nu-mi place modul în care Tom face afaceri. Tom'un iş yapma tarzını sevmiyorum. Tom'un iş yapma şeklinden hoşlanmıyorum. Tom vino a Japón hace tres años y desde entonces vive aquí. Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır.. Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşıyor. Tenho saudade dos beijos dela. Onun öpücüklerini özlüyorum. Öpücüklerini özledim. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Messicana." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Meksika." "Komşularımız hangi milletten?" "Meksikalı." Eu te mandei um cartão-postal na semana passada e te mandarei outro hoje. Geçen hafta sana bir kart postal gönderdim ve bugün diğer bir tane göndereceğim. Geçen hafta sana bir kart gönderdim ve bugün bir kart daha göndereceğim. Cât timp doarme un urs? Bir ayı ne kadar süre uyur? Bir ayı ne kadar uyur? Am nevoie de chei. Anahtarlara ihtiyacım var. Anahtarlara ihtiyacım var. Salut! Selam. Merhaba. Non ho visitato l'Australia. Avustralya'yı ziyaret etmedim. Avustralya'ya hiç gitmedim. ¿Hay algo nuevo? Yeni bir şey var mı? Yeni bir şey var mı? "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Lettone." "Kardeşleri nereli?" "Letonya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Letonca." Que fis-tu alors ? O zaman ne yaptın? O zaman ne yaptın? ¿No puedes hacer nada para detenerlo? Onu durdurmak için bir şey yapamaz mısın? Onu durdurmak için yapabileceğin bir şey yok mu? Non sono di nazionalità scozzese? İskoç uyruklu değiller mi? Onlar İskoç değil mi? Trabajó duro para hacer feliz a su hija. Çocuğunu mutlu etmek için çok çalıştı. Kızını mutlu etmek için çok çalıştı. Estaba un poco asustado. Ben biraz korkuyordum. Biraz korkmuştum. Primul calculator electronic a fost produs în țara noastră în anul 1941. İlk elektronik bilgisayar 1941 yılında ülkemizde üretildi. İlk elektronik bilgisayar 1941 yılında ülkemizde üretildi. Este puente parece seguro. Bu köprü güvenli görünüyor. Bu köprü güvenli görünüyor. No puedo hablar con Tom. Tom'la konuşamam. Tom'la konuşamam. Ese anciano cruzó la carretera con gran precaución. Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti. Yaşlı adam çok dikkatli bir şekilde karşıdan karşıya geçti. "Di che nazionalità siete?" "Slovacca." "Uyruğunuz ne?" "Slovak." "Hangi millettensiniz?" "Slovakyalı." Me gusta tu manera de ver las cosas. Olaylara bakma şeklini seviyorum. Olaylara bakış açın hoşuma gitti. Un dirigeable est plus léger que l'air. Bir zeplin, havadan hafiftir. Bir zeplin havadan daha hafiftir. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Canadese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Kanada." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Kanadalı." Așa trece slava lumii. Böylece dünyanın şanı geçer. Dünyanın şanı geçebilir. Non c'è nulla dopo la morte e la morte è essa stessa il nulla. Ölümden sonra hiçbir şey yok ve ölüm hiçliğinin kendisidir. Ölümden sonra hiçbir şey yoktur ve ölümün kendisi hiçbir şeydir. Nu am nevoie de o scuză. Bir mazerete ihtiyacım yok. Mazerete ihtiyacım yok. El plan de Lincoln era bueno. Lincoln'un planı iyiydi. Lincoln'ün planı iyiydi. Măcar lasă-mă să te ajut cu masa. Bırak da en azından sana masada yardımcı olayım. En azından masayı hazırlamana yardım edeyim. Porque é grande demais. Çünkü o çok büyük. Çünkü çok büyük. Sto mangiando una fetta di cocomero. Bir dilim karpuz yiyorum. Bir dilim karpuz yiyorum. Non andiamo in vacanza nelle Filippine. Tatile Filipinler'e gitmiyoruz. Filipinler'e tatile gitmiyoruz. ¿Por qué cometiste un error así? Niçin böyle bir hata yaptın? Neden böyle bir hata yaptın? "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Finlandese." "Hocaların nereli?" "Fin." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Finli." Non vanno in vacanza in Ungheria. Tatile Macaristan'a gitmiyorlar. Macaristan'a tatile gitmiyorlar. Isso deve ser parado. Bunun durdurulması gerek. Bu durdurulmalı. Hai visitato l'Irlanda del Nord? Kuzey İrlanda'yı ziyaret ettin mi? Kuzey İrlanda'yı ziyaret ettin mi? Tom no dio respuesta. Tom cevap vermedi. Tom cevap vermedi. Tom i-a spus lui Mary că nu va face nimic periculos. Tom Mary'e tehlikeli bir şey yapmayacağını söyledi. Tom, Mary'ye tehlikeli bir şey yapmayacağını söyledi. Mi padre todavía no ha cenado. Babam henüz akşam yemeği yemedi. Babam daha yemek yemedi. Ayer, fui al cine. Dün sinemaya gittim. Dün sinemaya gittim. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Maltese." "Amcalarımız nereli?" "Malta." "Amcalarımız hangi milletten?" "Maltalı." A maçã começou a apodrecer. Elma çürümeye başladı. Elma çürümeye başladı. O livro pareceu-me muito interessante. Kitabı çok enteresan buldum. Kitap bana çok ilginç geldi. Il ne connait pas l'anglais, sans mentionner l'allemand ou le français. Bırak Almanca ya da Fransızcayı, o İngilizce bile bilmiyor. Almanca ya da Fransızca'dan bahsetmeden İngilizce bilmiyor. Finirò il lavoro in cinque giorni. Beş gün içinde işi bitireceğim. Bu işi beş gün içinde bitireceğim. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Danese." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Danimarka." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Danimarkalı." Tom quería que María se quedara en casa con los niños. Tom, Meryem'in evde çocuklarla kalmasını istedi. tom mary'nin evde kalmasını istedi. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Cinese." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Çin." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Çinli." "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Argentina." "Dedelerin nereli?" "Arjantin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Arjantin." Am ausit lo gojat qui tutava lo vriulon. Çocuğun Keman çaldığını duyduk. Vriulon'u koruyan uğultuyu duydum. ¿Tienes algún pasatiempo que te guste hacer los domingos? Pazar günleri yapmaktan zevk aldığın bir hobin var mı? Pazar günleri yapmayı sevdiğiniz bir hobiniz var mı? "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Ghanese." "Doktorlarınız nereli?" "Gana." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Ghanese." Deberías comer más despacio. Daha yavaş yemelisin. Daha yavaş yemelisin. ¿Tiene algo para el dolor de estómago? Mide ağrısı için bir şeyiniz var mı? Mide ağrısı için bir şeyiniz var mı? ¿A qué hora dijo que iba a venir? O, saat kaçta geleceğini söyledi? Ne zaman geleceğini söylemiştin? Ela quebrou a perna patinando sobre o gelo. Buz üzerinde paten yaparken, bir ayağını kırdı. Buz pateni yaparken bacağını kırdı. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Svedese." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "İsveç." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İsveçli." No podrás hacerlo sin mí. Onu bensiz yapamayacaksın. Bunu bensiz yapamazsın. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Nigeriana." "Ninelerimiz nereliydi?" "Nijerya." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Nijeryalı." Estoy haciendo pescado a la parrilla. Balık ızgara yapıyorum. Izgarada balık yapıyorum. No la amo. Onu sevmiyorum. Onu sevmiyorum. Suo padre è un medico? Onun babası bir doktor mu? Babanız doktor mu? Dite ai nostri nemici che potranno prendersi le nostre vite, ma non potranno mai toglierci la nostra libertà! Düşmanlarımıza, canımızı alsalar da, özgürlüğümüzü asla alamayacaklarını söyle! Düşmanlarımıza hayatlarımızı alabileceklerini ama özgürlüğümüzü asla alamayacaklarını söyleyin! No puedo encontrar mi bolsa. Ben çantamı bulamıyorum. Çantamı bulamıyorum. ¿No sabías que murió hace dos años? Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun? İki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun? "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Nigeriana." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Nijerya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Camerunense." "Kardeşlerin nereli?" "Kamerun." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Polacca." "Nineleriniz nereli?" "Polonya." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Polak." Si hace buen tiempo, iré mañana. Hava iyi olursa, yarın gideceğim. Hava güzel olursa yarın giderim. Il est plus agréable d'être honnête que de mentir. Dürüst olmak yalan söylemekten daha zevkli. Dürüst olmak yalan söylemekten daha iyidir. Toate ouăle astea nu sunt proaspete. Tüm bu yumurtalar taze değildir. Bu yumurtaların hepsi taze değil. Fai del tuo meglio in ogni cosa che fai. Yaptığın bir şeyde elinden geleni yap. Yaptığın her şeyde elinden gelenin en iyisini yap. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Vietnamita." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Vietnam." "Kardeşleri hangi milletten?" "Vietnamlı." Hai detto a Tom a che ora è la riunione? Toplantının saat kaçta olduğunu Tom'a söyledin mi? Tom'a toplantının saat kaçta olduğunu söyledin mi? Câte alte mașini mai are Tom? Tom'un başka kaç tane arabası var? Tom'un daha kaç tane istihbaratı var? No hice nada. Hiçbir şey yapmadım. Ben bir şey yapmadım. Echamos de menos a Tom. Tom'u özlüyoruz. Tom'u özledik. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Danese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Danimarka." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Danimarkalı." ¿Comes carne o eres vegetariano? Et yer misin ya da bir vejetaryen misin? Et mi yiyorsun yoksa vejetaryen misin? Intenté decírtelo. Ben bunu sana anlatmaya çalıştım. Sana söylemeye çalıştım. Stavi parlando con Tom? Tom'la konuşuyor muydun? Tom'la mı konuşuyordun? Si sedette sulla sedia. O, sandalyede oturdu. Sandalyeye oturdu. Tom me ayuda con el francés. Tom Fransızcada bana yardın eder. Tom bana Fransızca konusunda yardım ediyor. Non c'è niente che tu possa fare in merito. Bunun hakkında yapabileceğin bir şey yok. Bu konuda yapabileceğin bir şey yok. Mi piace lavorare con Tom. Tom ile çalışmayı seviyorum. Tom'la çalışmayı seviyorum. Él descansó un rato. O bir süre dinlendi. Bir süre dinlendi. Avrai più tempo la settimana prossima. Gelecek hafta daha fazla zamanın olacak. Haftaya daha çok zamanın olacak. ¿Hay alguna aplicación para eso? Şunun için bir uygulama (app) var mı? Bunun için bir uygulama var mı? Este es el libro que quiero comprar. Satın almak istediğim kitap budur. Satın almak istediğim kitap bu. C'était toi qui lui as raconté le secret ? Ona sırrı açık eden sen miydin? Ona sırrı sen mi söyledin? Non hai visitato la Nigeria. Nijerya'yı ziyaret etmedin. Nijerya'ya hiç gitmedin. «¡Mamá, saca el bizcocho del horno, que me lo quiero comer ya!» «Tranquilo, Manfredo, no seas impaciente, que todavía no está.» "Keki fırından çıkarsana anne, hemen şimdi yemek istiyorum!" "Sakin ol Manfredo, sabırsızlanma. Daha olmadı." "Anne, fırından keki çıkar, onu şimdi yemek istiyorum!" "Sakin ol, Manfredo, sabırsız olma, henüz değil." Avete figlio? Oğlunuz var mı? Çocuğunuz var mı? Es joven. O gençtir. Daha genç. J'ai le bout des doigts gelés. Parmak uçlarım donuyor. Parmak uçlarım dondu. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Australiana." "Doktorlarınız nereli?" "Avustralya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Avustralyalı." Por que você não me dá uma mão? Neden bana yardım etmiyorsun? Neden bana yardım etmiyorsun? Am văzut un monument interesant. Ben ilginç bir anıt gördüm. İlginç bir anıt gördüm. Aunque llueva, jugará al golf. Yağmur yağmasına rağmen, o golf oynayacak. Yağmur yağsa bile golf oynayacak. Tom estudia francés. Tom Fransızca çalışır. tom fransızca öğreniyor. Le llamé, pero no estaba allí. Ona telefon ettim fakat orada değildi. Onu aradım ama orada değildi. Estoy buscando la llave. Anahtarı arıyorum. Anahtarı arıyorum. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Azera." "Ninelerin nereli?" "Azeri." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Azera." Discursul tău se potrivește în circumstanța dată. Konuşman ortama uyuyor. Konuşman, verilen şartlara uyuyor. Non hai visitato la Libia. Libya'yı ziyaret etmedin. Libya’yı ziyaret etmediniz. Tom explicou o problema para mim. Tom problemi bana izah etti. Tom bana durumu açıkladı. Nessuno di noi è contento del sistema. Hepimiz sistemden memnun olmadık. Hiçbirimiz sistemden memnun değiliz. Preciso de um carro novo. Yeni bir arabaya ihtiyacım var. Yeni bir arabaya ihtiyacım var. Posso parlare con te adesso? Şimdi seninle konuşabilir miyim? Şimdi konuşabilir miyiz? Siempre te he querido mucho. Seni her zaman çok sevdim. Seni hep çok sevdim. Eu espero que essa discussão nunca acabe. Umarım bu tartışma sona ermez. Umarım bu tartışma hiç bitmez. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Ceca." "Kuzenleri nereli?" "Çek." "Kuzenleri hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Quiero ver la película. Filmi görmek istiyorum. Filmi izlemek istiyorum. Bebí vino. Şarap içtim. Şarap içtim. J'étais très fatigué. Ben çok yorgundum. Çok yorgundum. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Uruguaiana." "Arkadaşlarımız nereli?" "Uruguay." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Uruguaylı." Eso es interesante. O ilginç. Bu ilginç. ¿Qué me has traído? Bana ne getirdin? Bana ne getirdin? Ahí viene. İşte o geliyor. İşte geliyor. Tom ha detto che non ci avrebbe aspettato. Tom bizi beklemeyeceğini söyledi. Tom bizi beklemeyeceğini söyledi. Todavía no confío en Tom. Tom'a hâlâ güvenmiyorum. Tom'a hala güvenmiyorum. "Di che nazionalità sono?" "Nigeriana." "Uyrukları ne?" "Nijerya." "Hangi millettenler?" "Nijeryalı." ¿Por qué yo? Neden ben? Neden ben? "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Danese." "Anneleriniz nereli?" "Danimarka." "Anneleriniz hangi milletten?" "Danimarkalı." Nunca había sido tan popular. Hiç bu kadar popüler olmamıştım. Hiç bu kadar popüler olmamıştım. Penses-tu que c'est juste une coïncidence ? Bunun sadece bir tesadüf olduğunu mu düşünüyorsun? Sence bu sadece bir tesadüf mü? Dov'è la mia scatola di cioccolatini? Çikolata kutum nerede? Çikolata kutum nerede? Ela vem amanhã? O yarın geliyor mu? Yarın geliyor mu? Tony rompió esta mesa. Bu masa Tony tarafından kırıldı. Tony bu masayı kırdı. Sono assonnata! Uykum var! Uykum var! Non ti vedo. Seni görmüyorum. Seni göremiyorum. ¿Dónde está el tren? Tren nerededir? Tren nerede? Ce matin je me suis levé à 4h pour être à l'heure pour le premier train. Bu sabah ilk trene yetişmek için saat 4'de uyandım. Bu sabah saat 4'te kalktım ve ilk trene yetiştim. Foi muito difícil seduzir Layla. Layla'yı baştan çıkartmak çok zordu. Layla'yı baştan çıkarmak çok zordu. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Francese." "Onun nineleri nereli?" "Fransız." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Fransız." Am discutat problema pe larg. Sorunu uzun uzadıya tartıştık. Bu konuyu etraflıca tartıştık. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Giapponese." "Hocalarımız nereliydi?" "Japon." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Japonca." Ele quer se casar com a minha filha. O, kızımla evlenmek istiyor. Kızımla evlenmek istiyor. Ho scoperto che aggiungere le proprie frasi a Tatoeba può risultare molto più divertente di tradurne altre già esistenti. Cümleleri eklemeyi keşfettim, Tatoeba'da çevirmek diğerlerinden daha çok eğlenceli olabilir. Kendi cümlelerinizi Tatoeba'ya eklemenin, mevcut cümleleri çevirmekten çok daha eğlenceli olabileceğini buldum. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Francese." "Teyzelerimiz nereli?" "Fransız." "Amcalarımız hangi milletten?" "Fransız." Mary es mucho más guapa de lo que recordaba. Mary hatırladığımdan çok daha güzel. Mary hatırladığımdan çok daha güzel. Hace largo rato que estamos aquí. Uzun bir süredir buradayız. Uzun zamandır buradayız. Hoy es un hermoso día. Bu güzel bir gün. Bugün güzel bir gün. No puedo ir a casa. Eve gidemem. Eve gidemem. A înțeles că toate eforturile sale au fost în zadar. Bütün çabalarının nafile olduğunu anladı. Tüm çabalarının boşuna olduğunu anladı. "Di che nazionalità sei?" "Portoghese." "Milliyetin ne?" "Portekiz." "Hangi millettensin?" "Portekizli." Tom es bastante popular. Tom oldukça popüler. Tom oldukça popüler. Non provarci di nuovo. Onu tekrar deneme. Bir daha deneme. Celui qui veut conquérir la fille doit commencer par la mère. Kızın gönlünü fethetmek isteyen annesinden başlamalı. Kızı fethetmek isteyen kişi önce anneden başlamalı. Vai in vacanza in Grecia? Yunanistan'a tatile mi gidiyorsun? Yunanistan'a tatile mi gidiyorsunuz? Est-ce que tu seras ici demain ? Yarın burada mısın? Yarın burada olacak mısın? ¿Cómo está tu marido? Kocan nasıl? Kocan nasıl? Tom me dejó sus llaves. Tom anahtarları bana bıraktı. Tom bana anahtarlarını bıraktı. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Camerunense." "Anneleri nereli?" "Kamerun." "Anneleri hangi milletten?" "Kamerunlu." A esa mujer le queda mucho mejor el pelo corto. Kısa saç o kadına daha çok yakışıyor. Bu kadının kısa saçları daha güzel. La primavera è arrivata presto quest'anno. Bahar bu yıl erken geldi. Bahar bu yıl erken geldi. ¿Cómo os sentís? Nasıl hissediyorsunuz? Nasıl hissediyorsunuz? "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Ghanese." "Kuzenleriniz nereli?" "Gana." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Ghanese." Cine nu seamănă nu culege. Zahmet yoksa kazanç da yok. Birbirine benzemeyen insanlar toplamaz. À cette époque, j'étais étudiant. O sıralar, ben öğrenciydim. O zamanlar öğrenciydim. Fadil ligou para Layla na noite de sexta-feira. Fadil Layla'yı cuma akşamı telefonla aradı. Fadil cuma gecesi Layla'yı aramış. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Messicana." "Komşularınız nereli?" "Meksika." "Komşularınız hangi milletten?" "Meksikalı." Tu as quitté ton époux. Kocanı terk ettin. Kocanı terk ettin. Las malas experiencias son como un tatuaje, no se borran con facilidad. Kötü geçmiş dövme gibidir, kolay kolay silinmez. Kötü deneyimler dövme gibidir, kolay kolay silinmezler. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Boliviana." "Teyzeleri nereli?" "Bolivya." "Amcaları hangi milletten?" "Bolivyalı." Abiti in Turchia? Türkiye'de mi yaşıyorsun? Türkiye'de mi yaşıyorsun? Pământul este atacat de invadatori străini. Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında. Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırıya uğrar. Esta agua es buena para beber. Bu su içmek için iyidir. Bu su içmek için iyidir. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Uruguaiana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Uruguay." "Aileleri hangi milletten?" "Uruguaylı." Pagué dos mil yenes por el libro. Kitap için iki bin yen ödedim. Kitap için iki bin yen ödedim. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Finlandese." "Amcaların nereli?" "Fin." "Amcaların hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Serba." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Sırp." "Ailemiz hangi milletten?" "Otlar." En tu opinión, ¿tiene Tom hambre? Sence Tom aç mı? Tom'un aç olduğunu mu düşünüyorsun? Il fut un temps, l'aluminium coûtait plus cher que l'or. Bir zamanlar alüminyum altından daha pahalıydı. Bir zamanlar alüminyum, altından daha pahalıydı. Solo estaba bromeando. Sadece şaka yapıyordum. Sadece şaka yapıyordum. ¿Dónde estarás el lunes? Pazartesi nerede olacaksın? Pazartesi nerede olacaksın? "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Maltese." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Malta." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Maltalı." "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Ceca." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Çek." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Canadese." "Dedelerin nereliydi?" "Kanada." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Kanadalı." Deberían montar a caballo. Ata binmeliler. Ata binmelisiniz. Esto es un balón de baloncesto. Bu bir basketbol topu. Bu bir basketbol topu. Medimos la profundidad de ese río. Biz o nehrin derinliğini ölçtük. Nehrin derinliğini ölçtük. Tom si è battuto bene. Tom iyi dövüştü. Tom iyi dövüştü. Il va probablement neiger demain. Yarın muhtemelen kar yağacak. Muhtemelen yarın kar yağacak. El are o maşină cu patru uşi. Dört kapılı bir arabası var. Dört kapılı bir arabası var. Trebuie să recunoști că a greșit. Hatalı olduğunu itiraf etmelisin. Yaptığını kabul etmelisin. È venuto al lavoro nonostante la malattia. O, hastalığına rağmen çalışmaya gitti. Hasta olmasına rağmen işe geldi. A mi padre no le gusta el fútbol. Babam futbolu sevmez. Babam futboldan hiç hoşlanmaz. ¿Dónde está el mapa? Harita nerede? Harita nerede? L'orage rajeunit les fleurs. Fırtına çiçekleri gençleştiriyor. Fırtına çiçekleri gençleştiriyor. Si usted quiere aprender bien una lengua, estúdiela por su cuenta. Bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendiniz öğrenin. Bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendi başınıza öğrenin. Por que você não pode vir? Neden gelemiyorsun? Sen neden gelemiyorsun? Deve iniziare al più presto. En kısa sürede başlamak zorunda. Bir an önce başlamalı. Es tan bello. Bu çok güzel. Çok güzel. Tom ha cucinato dei biscotti. Tom biraz kurabiye pişirdi. Tom kurabiye pişirdi. No sé si él vendrá. Geleceğini bilmiyorum Gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Vietnamita." "Komşularının uyruğu neydi?" "Vietnam." "Komşuları hangi millettendi?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Bosniaca." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Boşnak." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Bosnalı." Il oublie souvent son parapluie par distraction. Dikkatsizliğinden sık sık şemsiyesini unutur. Şemsiyesini sık sık unutuyordu. Non ti permetterò di creare problemi qui. Burada sorun çıkarmana izin vermeyeceğim. Burada sorun çıkarmana izin vermeyeceğim. Tom patienta sous les portiques de la mosquée pendant que Marie priait. Tom, Mary namaz kılarken caminin revaklarının altında bekliyordu. Tom, Meryem dua ederken caminin girişlerinin altında bekledi. Es difícil caminar 60 kilómetros en un día. Bir günde 60 kilometre yürümek zordur. Bir günde 60 kilometre yürümek çok zor. ¿Puedo verte en mi oficina? Seni ofisimde görebilir miyim? Ofisimde görüşebilir miyiz? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Azera." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Azeri." "Komşularınız hangi milletten?" "Azera." Zone mari ale oceanului au fost poluate. Okyanusun büyük alanları kirletildi. Büyük okyanus alanları kirlendi. ¿Por qué no debería hacer eso? Bunu neden yapmamalıyım? Neden yapmayayım ki? No lo sabremos nunca. Asla bilmeyeceğiz. Asla bilemeyeceğiz. Decidieron derribar el viejo edificio. Eski binayı yıkmaya karar verdiler. Eski binayı yıkmaya karar verdiler. Me estoy desvistiendo. Soyunuyorum. Soyunuyorum. J'ai demandé à Tom de fermer la porte. Tom'dan kapıyı kapatmasını istedim. Tom'a kapıyı kapatmasını söyledim. Tes lunettes me plaisent. Gözlüklerini beğendim. Gözlüklerini beğendim. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Danese." "Nineleriniz nereli?" "Danimarka." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Danimarkalı." Por favor, quédate aquí. Lütfen burada kal. Lütfen burada kal. Dovrei essere con te. Seninle olmalıyım. Seninle birlikte olmalıyım. O mundo é belo! Dünya güzeldir! Dünya çok güzel! El deber de la monja es regar las flores y las coliflores. Rahibenin görevi, çiçekleri ve karnabaharları sulamaktır. Rahibenin görevi çiçekleri ve karnabaharları sulamaktır. Tom este investigat. Tom soruşturma altında. Tom araştırılıyor. Estoy feliz porque estás aquí. Burada olduğun için mutluyum. Burada olduğun için mutluyum. Estabas flirteando con ellos. Onlarla flört ediyordun. Onlarla flört ediyordun. Esta mañana Tom se ha levantado antes de lo normal. Tom bu sabah her zamankinden daha erken kalktı. Tom bu sabah her zamankinden erken kalktı. Tuve que correr a la estación. Ben istasyona kadar koşmak zorunda kaldım. İstasyona gitmek zorunda kaldım. ¿Qué le regalaste a Tom el día de su cumpleaños? Doğum gününde Tom'a ne verdin? Tom'a doğum gününde ne aldın? Eu não o conheço. Onu tanımıyorum. Onu tanımıyorum. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Francese." "Dedeleri nereliydi?" "Fransız." "Dedeleri hangi millettendi?" "Fransız." Ele ainda está dormindo? O hâlâ uyuyor mu? Hala uyuyor mu? "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Statunitense." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Amerikan." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Amerikalı." Nos quedamos en el hotel tres días y dos noches. O otelde üç gün iki gece kaldık. Otelde 3 gün 2 gece kaldık. La Chine est le plus grand pays d'Asie. Çin, Asya'daki en büyük ülkedir. Çin, Asya’nın en büyük ülkesidir. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Inglese." "Hocalarının milliyeti ne?" "İngiliz." "Öğretmenleri hangi milletten?" "İngilizce." Cojamos el autobús. Otobüse binelim. Otobüse binelim. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Bielorussa." "Arkadaşların nereli?" "Belarus." "Arkadaşların hangi milletten?" "Belaruslu." O prato escorregou da mão dela e caiu no chão. Tabak elinden kaydı ve yere düştü. Tabağı elinden kaydı ve yere düştü. Masaru se casa hoy. Masaru bugün evlenir. Masaru bugün evleniyor. Mentre aspettavo John, ho visto Tom e Mary. John'u beklerken Tom ve Mary'yi gördüm. John'u beklerken Tom ve Mary'yi gördüm. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Italiana." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "İtalyan." "Aileniz hangi milletten?" "İtalyan." "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Boliviana." "Kuzenlerin nereli?" "Bolivya." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Bolivyalı." Está nevando aquí. Burada kar yağıyor. Burada kar yağıyor. "¿Vosotros sois estudiantes?" "Sí." “ Siz öğrenci misiniz?” “Evet, öğrenciyiz.” "Siz öğrenci misiniz?" "Evet." Encontraré otro trabajo. Başka bir iş bulacağım. Başka bir iş bulurum. Mi hermano vive en Inglaterra desde hace más de treinta años. Erkek kardeşim 30 yıldan fazladır İngiltere'de yaşıyor. Kardeşim 30 yıldan fazla bir süredir İngiltere'de yaşıyor. Nunca estaban solos. Onlar asla yalnız değildi. Asla yalnız değillerdi. Fuma mucho. O çok fazla sigara içiyor. Çok sigara içiyor. Quiero un asiento espacioso. Geniş bir koltuk istiyorum. Geniş bir koltuk istiyorum. Por favor, lee ese libro. Lütfen şu kitabı oku. Lütfen şu kitabı okuyun. ¿Sabe cuánto pesa? Kilonuzu biliyor musunuz? Kaç kilo olduğunu biliyor musun? "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Spagnola." "Kuzenlerimiz nereli?" "İspanyol." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "İspanyolca." A veces pierde la esperanza. O, bazen ümidini kaybeder. Bazen umudunu kaybediyor. No me gusta la música tanto como a ti. Müziği senin sevdiğin kadar çok sevmiyorum. Ben de senin kadar müziği sevmiyorum. Ela precisa de nossa ajuda. Onun yardımımıza ihtiyacı var. Yardımımıza ihtiyacı var. Tu es impatiente. Sabırsızsın. Sabırsızlanıyorsun. Fericirea este ca sticla: fragilă. Mutluluk cam gibidir: kırılgandır. Mutluluk cam gibidir: kırılgandır. El inglés se ha convertido en mi asignatura favorita. İngilizce en sevdiğim ders oldu. İngilizce benim en sevdiğim ders oldu. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Tunisina." "Ninelerin nereliydi?" "Tunus." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Tunuslu." Quando acordei estava nevando. Uyandığımda kar yağıyordu. Uyandığımda kar yağıyordu. Trebuie să intri înăuntru. İçeri girmen lazım. İçeri girmelisin. Acestui gem nu i s-au adăugat aditivi. Bu reçele hiçbir katkı maddesi eklenmemiştir. Bu reçele hiç katkı maddesi eklenmedi. Iată ordinea de zi finală pentru întâlnirea de pe 16 iunie. 16 Haziran'daki toplantı için işte son gündem. İşte 16 Haziran'daki toplantının son günü. Mary usciva con un uomo più giovane. Mary daha genç bir adamla çıkıyordu. Mary daha genç bir adamla çıkıyordu. Le quiero más que a nada. Onu her şeyden çok severim. Onu her şeyden çok seviyorum. Vete al garaje. Garaja git. Garaja git. Sincer, nu îmi place de el. Doğrusu ondan hoşlanmıyorum. Dürüst olmak gerekirse, ondan hoşlanmıyorum. ¿Te gustan más los gatos o los perros? Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seversin? Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seviyorsun? Mangiamo qui. Burada yeriz. Burada yiyelim. Te he hablado de Tom. Sana Tom'dan bahsettim. Sana Tom'dan bahsetmiştim. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Australiana." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Avustralya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Avustralyalı." ¿Por qué unidad vais? Kaçıncı ünitedesiniz? Hangi birliğe gidiyorsunuz? No nos gusta la lluvia. Yağmuru sevmiyoruz. Yağmuru sevmiyoruz. No se levantó pronto. O erken kalkmadı. Erken kalkmadı. Il sole sta calando dietro l'orizzonte. Güneş ufkun altında batıyor. Güneş ufkun arkasına düşüyor. Tom despierta a las once. Tom saat onbirde uyanır. Tom saat 11'de uyanıyor. Eu comi um pouco de pão e um ovo cozido no almoço. Öğle yemeğinde biraz ekmek ve bir haşlanmış yumurta yedim. Öğle yemeğinde biraz ekmek ve haşlanmış yumurta yedim. Ahora me acuerdo. Şimdi hatırlıyorum. Şimdi hatırladım. Selon Mary il ne vient pas. Mary'ye göre o gelmiyor. Mary gelmeyeceğini söyledi. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Colombiana." "Hocaları nereli?" "Kolombiya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Kolombiyalı." O que você disse para nós? Sen bize ne dedin? Bize ne dedin? El a călătorit prin lume. O, dünyayı gezdi. Dünyayı gezdi. El accidente sucedió a altas horas de la noche. Kaza gece geç saatlerde oldu. Kaza gece geç saatlerde meydana geldi. Tom era qui per aiutare. Tom yardım etmek için oradaydı. Tom yardım etmek için buradaydı. Copilul se dovedeşte a fi obraznic. Çocuk terbiyesizlik yapıyor. Çocuk yaramazlık yapıyor. Dovresti scusarti con lui per essere arrivato in ritardo. Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin. Geç kaldığın için ondan özür dilemelisin. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Maltese." "Ninelerimiz nereli?" "Malta." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Maltalı." ¿Cuál es la raíz cuadrada de 100? 100'ün kare kökü kaç? 100'ün karekökü nedir? Vivimos cerca de ella. Ona yakın yaşıyoruz. Ona yakın yaşıyoruz. Estoy haciendo pan. Ekmek pişiriyorum. Ekmek yapıyorum. Ça utilise l'énergie solaire. O, güneş enerjisi kullanır. Güneş enerjisiyle çalışıyor. Tom sapeva che non poteva farci niente. Tom onun hakkında yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu. Tom elinden bir şey gelmeyeceğini biliyordu. Vayamos a un restaurante japonés. Japon restoranına gidelim. Bir Japon restoranına gidelim. ¿Me has echado de menos? Beni özledin mi? Beni özledin mi? "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Canadese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Kanada." "Komşularımız hangi millettendi?" "Kanadalı." Nei mesi estivi fa molto caldo qui. Yaz aylarında burası çok sıcaktır. Yaz aylarında burası çok sıcak oluyor. Tengo que usar el inglés todo el día. Bütün gün İngilizce kullanmak zorundayım. Bütün gün İngilizce konuşmak zorundayım. ¿A quién buscas, Tom? Kimi arıyorsun, Tom? Kimi arıyorsun, Tom? Această rochie arată bine pe tine. Bu elbise senin üzerinde iyi görünüyor. Bu elbise sana çok yakışmış. S'il te plaît, arrête de parler ! Lütfen artık konuşmayı keser misin? Lütfen, konuşmayı kes! Va trebui să ne mulțumim cu Ken până când Mary va reveni la muncă. Mary işe dönünceye kadar, Ken ile yetinmek zorunda kalacağız. Mary işe dönene kadar Ken'e teşekkür etmeliyiz. Trebuie să jucăm conform regulilor. Kurallara göre oynamalıyız. Kurallara göre oynamalıyız. Los dos estamos bien. İkimiz de iyiyiz. İkimiz de iyiyiz. Invita a quien quieras. Kimi istersen davet et. Kimi istersen davet et. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Slovena." "Öğretmenleri nereliydi?" "Sloven." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Slovenya." Per favore vai più piano. Daha yavaş git lütfen. Lütfen yavaşla. La ley no se aplica en este caso. Yasa bu durumda uygulanmaz. Yasalar bu durumda geçerli değildir. "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Slovacca." "Halaları nereli?" "Slovak." "Amcaların hangi milletten?" "Slovakyalı." Me pregunto si nos podremos sentar en esa mesa. Oradaki masada oturup oturamayacağımızı merak ediyorum. Acaba şu masaya oturabilir miyiz? Si, pour une raison quelconque, cela advenait, que feriez-vous ? Eğer, herhangi bir sebepten dolayı, bu gerçekleşseydi, ne yapardınız? Eğer herhangi bir sebepten dolayı böyle bir şey olsaydı, ne yapardınız? "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Boliviana." "Hocaları nereliydi?" "Bolivya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Bolivyalı." Estabas allí, ¿verdad? Oradaydın, değil mi? Sen de oradaydın, değil mi? Comme je ne savais quoi faire, je lui ai demandé conseil. Ne yapacağımı bilmediğimden, ondan akıl istedim. Ne yapacağımı bilemedim, ondan tavsiye istedim. Ella no está en su lugar. O yerinde değil. Onun yerinde değil. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Islandese." "Anneleriniz nereli?" "İzlanda." "Anneleriniz hangi milletten?" "İzlandalı." Ori merge Tom, ori eu. Ya Tom gider ya da ben! Ya Tom gidecek ya da ben. "Di che nazionalità siete?" "Albanese." "Uyruğunuz ne?" "Arnavut." "Hangi millettensiniz?" "Arnavutça." Comment va votre fille ? Kızınız nasıl? Kızınız nasıl? "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Maltese." "Hocalarının milliyeti ne?" "Malta." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Maltalı." La doccia è rotta. Duş bozuk. Duş bozuldu. Era un buen jefe además de un gran amigo. Büyük bir arkadaş olmasının yanı sıra büyük bir şeftir. İyi bir patron ve iyi bir arkadaştı. Le dimos otra oportunidad a Tom. Tom'a bir şans daha verdik. Tom'a bir şans daha verdik. Tom a vrut să părăsească avocatura. Tom avukatlıktan ayrılmak istedi. Tom avukatlığı bırakmak istedi. Tom ha muerto, ¿verdad? Tom öldü, değil mi? Tom öldü, değil mi? Pidió ayuda. O, yardım istedi. Yardım istedi. Su discurso duró tanto que algunas personas empezaron a quedarse dormidas. Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı. Konuşması o kadar uzun sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı. La victoria está de nuestro lado. Zafer bizim. Zafer bizim tarafımızda. Am crezut ca spusele lui Tom au fost inadecvate. Tom'un söylediklerinin çok uygunsuz olduğunu düşündüm. Tom'un söylediklerinin uygunsuz olduğunu düşündüm. Yo visité a Dan. Ben Dan'ı ziyaret ettim. Dan'i ziyaret ettim. ¡Eres el mejor papá del mundo! Sen dünyanın en iyi babasısın! Sen dünyanın en iyi babasısın! Dámelo. Onu bana ver. Ver şunu. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Uruguaiana." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Uruguay." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Has cambiado mucho desde la última vez que te vi. Görmeyeli çok değişmişsin. Seni son gördüğümden beri çok değiştin. È solo un problema meccanico. O sadece mekanik bir sorun. Sadece mekanik bir sorun. Je me suis toujours demandé ce qu'était ce bruit. Bu gürültünün hep ne olduğunu merak ettim. Bu gürültünün ne olduğunu hep merak etmişimdir. ¿Te parece divertido? Onu komik mi buluyorsun? Sence bu komik mi? Isaac Newton nació el 25 de diciembre de 1642. Isaac Newton 25 Aralık 1642'de doğdu. Isaac Newton, 25 Aralık 1642 tarihinde doğmuştur. John le escribe a sus padres una vez al mes. John ayda bir kez anne ve babasına yazar. John ailesine ayda bir mektup yazar. Kate non festeggia quasi mai il suo compleanno. Kate neredeyse doğum gününü hiç kutlamaz. Kate neredeyse hiç doğum gününü kutlamıyor. Soy panameño. Ben Panamalıyım. Ben Panamalıyım. Ella nunca había estado tan asustada. O, asla o kadar korkmamıştı. Hiç bu kadar korkmamıştı. Le necesitas. Ona ihtiyacın var. Ona ihtiyacın var. Nu am putut găsi nimic pe măsura mea. Benim boyutumda herhangi bir şey bulamadım. Bana göre bir şey bulamadım. Está escribiendo un libro. O bir kitap yazıyor. Bir kitap yazıyor. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Messicana." "Hocalarınız nereli?" "Meksika." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Meksikalı." Am terminat tot ce era necesar. Gerekli olan her şeyi tamamladım. Gereken her şeyi yaptım. Qu'apprenez-vous à l'école ? Okulda ne öğreniyorsunuz? Okulda ne öğreniyorsun? ¿Cuándo fuiste a Roma? Roma'ya ne zaman gittin? Roma'ya ne zaman gittin? Creo que estás listo. Sanırım hazırsın. Bence hazırsın. Nous devons la sauver. Onu kurtarmak zorundayız. Onu kurtarmalıyız. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Finlandese." "Amcaları nereli?" "Fin." "Amcaların hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Tedesca." "Komşuları nereli?" "Alman." "Komşuları hangi milletten?" "Alman." Eso no parece muy difícil. O çok zor görünmüyor. O kadar da zor görünmüyor. La felicidad no se busca, se construye. Mutluluk aranmaz, inşa edilir. Mutluluk aranmaz, inşa edilir. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Portoghese." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Portekiz." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Portekizli." Mio fratello vive a Tokyo. Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor. Kardeşim Tokyo'da yaşıyor. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Malese." "Hocalarının milliyeti ne?" "Malezya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Malezya." Lavoriamo con quell'azienda. Biz o firma ile iş yaparız. O şirketle çalışıyoruz. Tom è l'unico che può farlo. Tom onu yapabilecek tek kişidir. Bunu yapabilecek tek kişi Tom. Perdonami per quello che devo fare. Yapmak zorunda olduğum şey için beni affet. Yapmak zorunda olduğum şey için beni affet. ¿Cuántas manzanas tienes? Kaç tane elman var? Kaç tane elman var? ¿Qué le voy a decir a Tom? Tom'a ne söyleyeceğim? Tom'a ne diyeceğim? No te sientes bien, ¿verdad? Sen iyi hissetmiyorsun, değil mi? Kendini iyi hissetmiyorsun, değil mi? "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Norvegese." "Arkadaşları nereli?" "Norveç." "Arkadaşları hangi milletten?" "Norveçli." Sono di nazionalità russa? Onlar Rus uyruklu mu? Rus vatandaşı mıyım? Il castello è stato restaurato ed aperto al pubblico. Kale restore edildi ve halka açık. Kale restore edilmiş ve halka açılmıştır. Bienvenidos a Boston. Boston'a hoş geldiniz. Boston'a hoş geldiniz. Se casó con un músico. O, bir müzisyenle evlendi. Bir müzisyenle evlendi. Voi cumpăra niște cereale și suc de portocale. Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım. Mısır gevreği ve portakal suyu alacağım. Dame el libro. Bana kitabı ver. Kitabı bana ver. Yo misma lo entregaré. Onu kendim teslim edeceğim. Kendim teslim ederim. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Gallese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Galler." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Galler." No queremos creerle. Ona inanmak istemiyoruz. Sana inanmak istemiyoruz. Meu pai é médico. Babam bir doktordur. Babam doktor. No me subo a tu coche. Senin arabana binmem. Arabana binmiyorum. Estoy viendo una peli del oeste. Bir Western filmi izliyorum. Batı'dan bir film izliyorum. Lo men hilh ne sap pas enqüèra léger ni escriure. Oğlum henüz ne okuyabilir ne de yazabilir. Meno Hilh ne hafife alabilir ne de yazabilir. Guvernul ne pune să plătim taxe. Hükümet bize vergi ödetir. Hükümet vergi ödememizi istiyor. ¿A qué hora es la cena? Akşam yemeği ne zaman? Yemek ne zaman? Ella sabe hablar francés. O, Fransızca konuşabilir. Fransızca konuşabiliyor. Dame todo tu dinero. Tüm paranı bana ver. Bütün paranı ver. Din ce direcție? Ne taraftan? Ne taraftan? "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Malese." "Amcalarımız nereli?" "Malezya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Malezya." Hanno visitato la Spagna? İspanya'yı ziyaret ettiler mi? İspanya'yı ziyaret ettiler mi? Por que dizer 'Bom dia!' quando o dia não começa bem? Gün iyi başlamıyorsa neden "İyi günler!" diyelim ki? Güne iyi başlayamıyorsa neden "Günaydın" desin ki? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Belga." "Dedelerin nereli?" "Belçika." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Belçika." Rompre ta promesse est irresponsable de ta part. Sözünü bozman sorumsuzca bir hareketti. Sözünü tutmaman sorumsuzca bir davranış. Tengo el mejor trabajo del mundo. Dünyadaki en iyi işe sahibim. Dünyadaki en iyi işe sahibim. Estabais en Berlín. Berlin'deydiniz. Berlin'deydiniz. Hobby-ul meu este ridicarea greutăților. Hobim ağırlık kaldırmak. Hobim ağırlık kaldırmak. ¿Cuál es el nombre de tu barco? Senin geminin adı nedir? Geminin adı ne? Tom me vio darle algo de dinero a Mary. Tom benim Mary'ye biraz para verdiğimi gördü. Tom, Mary'e biraz para verdiğimi gördü. Vocês juram dizer a verdade mas somente a verdade? Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Gerçeği ama sadece gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Abre los ojos, por favor. Gözlerini aç lütfen. Gözlerini aç, lütfen. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Ucraina." "Arkadaşlarımız nereli?" "Ukrayna." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Ukraynalı." Fue un día estresante. Bu stresli bir gündü. Stresli bir gündü. Mi dispiace, però sono contrario a questo progetto. Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım. Kusura bakmayın ama ben bu projeye karşıyım. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Slovacca." "Doktorlarınız nereli?" "Slovak." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Slovakyalı." Me daba miedo. Ondan korktum. Korkmuştum. Se întâlnea Tom cu cineva? Tom birisiyle çıkıyor muydu? Tom'un görüştüğü biri var mıydı? Tom aprì la porta sul retro per far uscire il cane. Tom, köpeğin çıkması için arka kapıyı açtı. Tom köpeği dışarı çıkarmak için arka kapıyı açtı. Andate in vacanza negli Stati Uniti? Amerika'ya tatile mi gidiyorsunuz? Amerika'ya tatile mi gidiyorsunuz? Sa bouche écume de colère. Ağzı öfkeden köpürdü. Ağzı öfkeden köpürüyor. O să-mi vizitez prietenul la spital o dată la două zile. İki günde bir arkadaşımı hastanede ziyaret edeceğim. İki günde bir hastanedeki arkadaşımı ziyaret edeceğim. ¿Quieres un poco de vino? Biraz şarap ister misin? Biraz şarap ister misin? Está en el cuarto de baño. O banyoda. Şu an banyoda. Hanno visitato il Portogallo? Portekiz'i ziyaret ettiler mi? Portekiz'i ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Italiana." "Hocalarımız nereliydi?" "İtalyan." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İtalyan." "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Slovacca." "Amcaları nereli?" "Slovak." "Amcaların hangi milletten?" "Slovakyalı." "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Spagnola." "Halaların nereli?" "İspanyol." "Amcaların hangi milletten?" "İspanyol." Non cercare di ricordare ogni singola frase del testo, questo è pressoché impossibile. Metindeki bütün cümleleri hatırlamaya çalışma, bu neredeyse imkansız. Metnin her bir cümlesini hatırlamaya çalışmayın, bu neredeyse imkansızdır. Cât de departe este hotelul de aici? Otel buradan ne kadar uzaklıkta? Otel buradan ne kadar uzakta? "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Croata." "Nineleriniz nereliydi?" "Hırvat." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Haçlı." ייו סו און גאטו. Ben bir kediyim. ## ## ### ### Mi madre hace las mejores tartas del mundo. Annem dünyadaki en iyi kekleri yapar. Annem dünyanın en iyi turtasını yapar. Los periódicos no publicaron nada. Gazeteler bir şey yayımlamadı. Gazeteler hiçbir şey yayınlamadı. ¿Por qué estás ocupada hoy? Bugün niçin meşgulsün? Bugün neden meşgulsün? "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Inglese." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "İngiliz." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İngiliz." Am discutat problema între noi. Konuyu birbirimizle tartıştık. Bunu aramızda tartıştık. ¿Qué le decimos? Ona ne söyleriz? Ona ne diyeceğiz? Îmi poți da niște bani? Bana biraz para verebilir misin? Biraz para alabilir miyim? Tom pensa che sia una perdita di tempo. Tom onun zaman kaybı olduğunu düşünüyor. Tom bunun zaman kaybı olduğunu düşünüyor. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Statunitense." "Komşuları nereliydi?" "Amerikan." "Komşuları hangi millettendi?" "Amerikalı." "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Peruviana." "Onun nineleri nereli?" "Peru." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Perulu." Estoy cansado de esta monótona vida. Bu monoton hayattan yoruldum. Bu monoton hayattan bıktım. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Slovena." "Hekimleriniz nereli?" "Sloven." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Slovenyalı." "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Spagnola." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "İspanyol." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İspanyolca." Iré contigo después de que me haya comido mi almuerzo. Öğle yemeğimi yedikten sonra seninle gideceğim. Yemeğimi yedikten sonra seninle geleceğim. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Nigeriana." "Nineleriniz nereliydi?" "Nijerya." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Nijeryalı." Aquele atalho vai até a montanha. Bu kısa yol dağa kadar gidiyor. Şu kestirme dağa çıkıyor. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Giapponese." "Nineleri nereli?" "Japon." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Japon." Tiene graves problemas. Onun büyük sorunları var. Başı büyük belada. Non sono di nazionalità argentina. Arjantin vatandaşı değiller. Arjantin vatandaşı değilim. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Slovena." "Ninelerimiz nereliydi?" "Sloven." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Slovenya." Prometo trabajar duro. Çok çalışmak için söz veriyorum. Çok çalışacağıma söz veriyorum. Tom irá a Boston el mes que viene. Tom gelecek ay Boston'a gidecek. Tom gelecek ay Boston'a gidiyor. Está escuro aqui. Burası karanlık. Burası çok karanlık. Tom tiene tres gatos. Tom'un üç kedisi var. Tom'un üç kedisi var. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Spagnola." "Ninelerin nereli?" "İspanyol." "Büyükannelerin hangi milletten?" "İspanyol." ¿Puedo llamar a mi amigo en Japón? Japonya'daki arkadaşımı arayabilir miyim? Japonya'daki arkadaşımı arayabilir miyim? Me voy a ir a dormir. Yatacağım. Ben yatmaya gidiyorum. Vieni qui tutti i giorni? Her gün buraya geliyor musun? Her gün buraya mı geliyorsun? "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Islandese." "Doktorlarınız nereli?" "İzlanda." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İzlandalı." Lo sabe todo sobre Alemania. Almanya hakkında her şeyi biliyor. Almanya hakkında her şeyi biliyor. Până acum este prima dată când am ștampilat un document. Şimdiye kadar ilk kez bir belgeye damga vurdum. Şimdiye kadar ilk kez bir belgeyi damgaladım. ¿Por qué no es feliz Tom? Tom neden mutlu değil? Tom neden mutlu değil? No tengo hermanos. Hiç erkek kardeşim yok. Benim kardeşim yok. Comme il ne se sent pas bien aujourd'hui, il ne peut pas venir au bureau. O bugün iyi hissetmediği için, ofise gelemez. Bugün kendini iyi hissetmediği için ofise gelemiyor. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Islandese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "İzlanda." "Komşularımız hangi millettendi?" "İzlandalı." Él es cruel con los niños. Çocuklara karşı acımazdır. Çocuklara karşı acımasızdır. Sono di nazionalità slovena. Sloven vatandaşılar. Slovenya vatandaşıyım. Un té verde, por favor. Bir yeşil çay, lütfen. Yeşil çay, lütfen. Tom sapeva di non avere scelta. Tom seçeneği olmadığını biliyordu. Tom başka seçeneği olmadığını biliyordu. Tom tiene novia. Tom'un bir kız arkadaşı var. Tom'un kız arkadaşı var. Hola, ¿eres Jackie Scott? Merhaba. Sen Jackie Scott musun? Merhaba, Jackie Scott siz misiniz? Tom cercò di aiutare Mary. Tom, Mary'ye yardım etmeye çalıştı. tom mary'ye yardım etmeye çalıştı. Eras mi amiga. Benim arkadaşımdın. Sen benim arkadaşımdın. Non andiamo in vacanza in Ucraina? Tatile Ukrayna'ya gitmiyor muyuz? Ukrayna'ya tatile gitmiyor muyuz? ¿Qué dice él en su carta? Mektubunda ne diyor? Mektubunda ne diyor? În ciuda bogăției ei, nu este deloc fericită. Zenginliğine rağmen, hiç de mutlu değil. Zenginliğine rağmen hiç mutlu değil. Às vezes ainda acontecem milagres. Bazen hala mucizeler olabiliyor. Bazen mucizeler gerçekleşir. Cada persona cuenta. Her insan sayar. Her insan önemlidir. Quizá podamos quedarnos un poco más. Belki biraz daha kalabiliriz. Belki biraz daha kalabiliriz. Vorrei lasciare un messaggio per Tom. Tom'a bir mesaj bırakmak isterim. Tom'a bir mesaj bırakmak istiyorum. Tienes que comer algo. Bir şey yemen gerekiyor. Bir şeyler yemelisin. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Brasiliana." "Komşularınız nereliydi?" "Brezilya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Brezilyalı." Quiero elegir un regalo para mi amigo. Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum. Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Siriana." "Komşularının milliyeti neydi?" "Suriye." "Komşuların hangi millettendi?" "Suriyeli." El perro parece estar enfermo. Köpek hasta görünüyor. Köpek hasta gibi görünüyor. Je voulais juste être utile. Sadece yararlı olmak istedim. Sadece yardım etmek istedim. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Malese." "Kuzenlerimiz nereli?" "Malezya." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Malezya." Ponte en mi lugar. Kendini benim yerime koy. Kendini benim yerime koy. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Tunisina." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Tunus." "Ailen hangi milletten?" "Tunus." Onde é o aeroporto? Havaalanı nerede? Havaalanı nerede? "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Slovena." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Sloven." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Slovenya." "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Etiope." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Etiyopya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Etiyopya." Tenéis que venir conmigo. Benimle gelmek zorundasınız. Benimle gelmeniz gerekiyor. Los dos somos amigos. Biz ikimiz arkadaşız. İkimiz de arkadaşız. ¿Puedo irme a dar un paseo? Yürüyüşe gidebilir miyim? Yürüyüşe çıkabilir miyim? No lo entiendo. Anlamıyorum. Hiç anlamıyorum. Esto también es una manzana. Bu da bir elma. Bu da bir elma. Admitió haberse enamorado de mí. Bana âşık olduğunu itiraf etti. Bana aşık olduğunu itiraf etti. Tom perse la testa e colpì Mary. Tom'un gözü karardı ve Mary'ye vurdu. Tom aklını kaçırdı ve Mary'ye vurdu. Tom și Mary au mers de-a lungul holului unul lângă altul. Tom ve Mary yan yana holden aşağıya doğru yürüdü. Tom ve Mary koridor boyunca yan yana yürüdüler. Tenemos más manzanas de las que podríamos comer en un día. Bir günde yiyebileceğimizden daha fazla elmamız var. Bir günde yiyebileceğimizden çok daha fazla elmamız var. Yo no estaba escuchando la radio. Radyo dinlemiyordum. Ben radyo dinlemiyordum. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Egiziana." "Öğretmenleri nereli?" "Mısır." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Mısırlı." No hay tiempo que perder. Kaybedecek zaman yok. Kaybedecek zaman yok. Ha estado nevando a ratos desde anoche. Dün geceden beri ara sıra kar yağıyor. Dün geceden beri kar yağıyor. Je sais qu'il part. O gidiyor, biliyorum. Gittiğini biliyorum. Ojalá hubiera estudiado más cuando era joven. Keşke gençken daha çok çalışsaydım. Keşke gençken daha çok çalışsaydım. Você tem uma mesa com vista para o oceano? Okyanus manzaralı bir tablonuz var mı? Okyanus manzaralı bir masanız var mı? "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Ungherese." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Macar." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Macarca." "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Scozzese." "Hocalarının uyruğu neydi?" "İskoç." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "İskoç." Tom l'ha fatto con molta attenzione. Tom onu çok dikkatli yaptı. Tom bunu çok dikkatli bir şekilde yaptı. Je ne peux pas boire le thé sans sucre. Şekersiz çay içemem. Şekersiz çay içemiyorum. Cine a fost cel mai mare filozof care a trăit vreodată? Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? Merci beaucoup ! Çok teşekkürler! Çok teşekkür ederim. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Canadese." "Doktorların nereli?" "Kanada." "Doktorların hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Australiana." "Komşularımız nereliydi?" "Avustralya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Avustralyalı." Ocurrió cuando no estaba mirando. Ben bakmıyorken oldu. Ben bakmıyorken oldu. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Cinese." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Çin." "Ailen hangi milletten?" "Çinli." Es mi mejor amigo. O benim en iyi arkadaşım. O benim en iyi arkadaşım. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Portoghese." "Ninelerimiz nereli?" "Portekiz." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Portekizli." Soy muy bajo. Ben çok kısayım. Çok kısayım. Mi fa ancora male la schiena. Sırtım hala ağrıyor. Sırtım hala ağrıyor. Pienso igual que tú. Senin gibi düşünüyorum. Ben de senin gibi düşünüyorum. Cui îi este destinată asta? O neye yönelik? Bu kimin için? Esta semana he estado ocupada. Bu hafta meşguldüm. Bu hafta çok meşguldüm. Prépare du café. Kahve hazırla. Kahve yap. Ellos no lo harán. Onu yapmayacaklar. Bunu yapmayacaklar. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Francese." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Fransız." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Fransız." Avete visitato l'Irlanda. İrlanda'yı ziyaret ettiniz. İrlanda'yı ziyaret ettiniz. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Belga." "Dedelerimiz nereliydi?" "Belçika." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Belçika." He estado comprando con él. Onunla birlikte alışveriş yapıyordum. Onunla alış veriş yapıyordum. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Norvegese." "Ninelerimiz nereliydi?" "Norveç." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Norveçli." Es el reloj de Tom. O, Tom'un saati. Bu Tom'un saati. Me siento genial. Harika hissediyorum. Harika hissediyorum. Tom no cree que Mary esté en casa. Tom Mary'nin evde olduğunu düşünmüyor. Tom, Mary'nin evde olmadığını düşünüyor. Su familia me quería. Onun ailesi beni sevdi. Ailesi beni severdi. Tom camina despacio. Tom yavaşça yürür. Tom yavaş yürüyor. El trayecto en avión fue agobiante. Uçak seyahati bunaltıcıydı. Uçak yolculuğu çok yorucuydu. Avete visitato la Scozia? İskoçya'yı ziyaret ettiniz mi? İskoçya'yı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Nigeriana." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Nijerya." "Aileniz hangi milletten?" "Nijeryalı." Necesitaba dinero. Paraya ihtiyacı vardı. Paraya ihtiyacım vardı. No puedes pararme. Beni durduramazsın. Beni durduramazsın. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Lituana." "Öğretmenleri nereli?" "Litvanya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Litvanya." No dije nada. Bir şey söylemedim. Hiçbir şey söylemedim. Non hanno visitato gli Stati Uniti? ABD'yi ziyaret etmediler mi? Amerika'yı ziyaret etmediler mi? Tom, mi dispiace molto di averti disturbato. Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm Tom. Tom, seni rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. Ellas pueden ayudar. Onlar yardım edebilirler. Yardım edebilirler. Il bagno è a sinistra. Banyo solda. Banyo sol tarafta. ¿Por qué no lo haces? Onu niçin yapmıyorsun? Neden sen yapmıyorsun? Di' a Tom tutto quello che sai. Bildiğin her şeyi Tom'a söyle. Tom'a bildiğin her şeyi anlat. Tom tiene un gato negro. Tom'un siyah bir kedisi var. Tom'un siyah bir kedisi var. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Vietnamita." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Vietnam." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Finlandese." "Dedeleri nereliydi?" "Fin." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Finli." "Di che nazionalità siete?" "Siriana." "Uyruğunuz ne?" "Suriye." "Hangi millettensiniz?" "Suriyeli." Nos encanta comer manzanas. Elma yemeyi severiz. Elma yemeyi seviyoruz. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Irlandese." "Komşuları nereliydi?" "İrlanda." "Komşuları hangi millettendi?" "İrlandalı." Nu m-am putut face auzită din cauza zgomotului. Gürültüden dolayı kendimi duyuramadım. Gürültüden dolayı sesimi duyuramadım. Nunca he visto reír a Tom. Tom'un güldüğünü hiç görmedim. Tom'un güldüğünü hiç görmedim. Les cartes de crédits sont utiles mais dangereuses. Kredi kartları yararlıdır ama tehlikelidir. Kredi kartları hem kullanışlı hem de tehlikelidir. טום נו איס טרומפ. Tom Trump değil. ## ## ### ### Il professore ficca il naso dappertutto. Öğretmen burnunu her şeye sokar. Profesör her yere burnunu sokuyor. O que significa? Bu ne anlama geliyor? Bu ne anlama geliyor? Elle n'a donné qu'un seul exemple. Sadece bir tek örnek verdi. Sadece bir örnek verdi. Les poèmes que l'auteur a lui-même lu à voix haute ont fait grande impression. Şairin şiirlerini kendi sesiyle okuması büyük bir etki yarattı. Yazarın kendisi tarafından yüksek sesle okuduğu şiirler büyük bir etki yarattı. ¿Cuándo fue la última vez que tomasteis alcohol? En son ne zaman alkol kullandınız? En son ne zaman alkol aldınız? Glie l'ha dato il dottore. Bunu ona doktor verdi. Bunu ona doktor verdi. "Di che nazionalità sei?" "Messicana." "Milliyetin ne?" "Meksika." "Hangi millettensin?" "Meksikalı." Il commença à avoir peur. Korkmaya başlamıştı. O korkmaya başladı. Vuole che io vada con lui. Benim onunla gitmemi istiyor. Onunla gitmemi istiyor. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Greca." "Hekimlerin nereli?" "Yunan." "Doktorların hangi milletten?" "Yunanistan." O que eles estão cochichando? Onlar ne fısıldaşıyorlar? Ne fısıldıyorlar? Eu sou belo. Ben güzelim. Ben güzelim. Tom sapeva che non c'era niente che potesse fare in merito. Tom onun hakkında yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu. Tom bu konuda yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Egiziana." "Hekimleriniz nereli?" "Mısır." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Mısırlı." Las enfermeras son muy simpáticas. Hemşireler çok hoş. Hemşireler çok cana yakın. Él es esquizofrénico. O şizofreniktir. O bir şizofren. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Rumena." "Komşularınız nereli?" "Rumen." "Komşularınız hangi milletten?" "Romanya." Tengo que ir a ayudar a Tom. Tom'a yardım etmeye gitmeliyim. Gidip Tom'a yardım etmeliyim. Dites-moi comment vous vous sentez. Bana nasıl hissettiğinizi söyleyin. Bana nasıl hissettiğini söyle. Sus tartas son buenas. Onların kekleri iyidir. Turtaları çok güzel. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Norvegese." "Komşuların nereli?" "Norveç." "Komşuların hangi milletten?" "Norveçli." Non c'è niente ch'io possa fare. Yapabileceğim bir şey değil. Yapabileceğim bir şey yok. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Ungherese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Macar." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Macarca." Nu face obrăznicii când eu nu sunt aici. Ben yokken terbiyesizlik yapma. Ben burada yokken kabalık etme. Tom espera que seas feliz. Tom mutlu olduğunu umuyor. Tom senin mutlu olmanı bekliyor. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Finlandese." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Fin." "Aileniz hangi milletten?" "Finli." Astăzi este 1 septembrie. Bugün 1 Eylül. Bugün 1 Eylül. Has venido muy pronto. Çok erken geldin. Erkencisin. Quiero a otro. Ben başka birini istiyorum. Başka birini istiyorum. Él le preguntó dónde vivía. O, ona nerede yaşadığını sordu. Nerede yaşadığını sordu. Por favor, cuida de mi perro mientras estoy fuera. Ben yokken lütfen köpeğime bak. Lütfen ben yokken köpeğime göz kulak ol. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Scozzese." "Doktorlarınız nereli?" "İskoç." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Finlandese." "Hekimleri nereli?" "Fin." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Finli." Me cambiaré de camisa antes de irme. Gitmeden önce gömleğimi değiştireceğim. Gitmeden önce üstümü değiştireyim. Am nevoie de niște medicamente pentru a îi calma durerea. Ağrıyı dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var. Acısını dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var. Non avete visitato l'Irlanda del Nord? Kuzey İrlanda'yı ziyaret etmediniz mi? Kuzey İrlanda'ya hiç gitmediniz mi? Marika ne sort plus avec moi. Marika artık benimle çıkmıyor. Marika artık benimle çıkmıyor. Si tú no vas, yo tampoco. Sen gitmezsen, ben de gitmem. Sen gitmezsen, ben de gitmem. Tom le dio a Mary un libro acerca de Australia. Tom Mary'ye Avustralya hakkında bir kitap verdi. Tom Mary'ye Avustralya hakkında bir kitap verdi. No necesito una novia. Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok. Kız arkadaşa ihtiyacım yok. Nos abrazamos. Sarılıyoruz. Sarılıyoruz. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Polacca." "Amcaları nereli?" "Polonya." "Amcaları hangi milletten?" "Polak." Străzile sunt sub apă. Sokaklar su altında. Sokaklar su altında. Ella nos cantó una canción japonesa. O, bizim için bir Japon şarkısı söyledi. Bize bir Japon şarkısı söyledi. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Portoghese." "Kız kardeşleri nereli?" "Portekiz." "Kızkardeşleri hangi milletten?" "Portekizli." "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Greca." "Ninelerimiz nereli?" "Yunan." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Yunanistan." Lo que yo haga es mi problema. Yaptığım şey benim sorunumdur. Ne yaptığım beni ilgilendirir. Tutti gli esseri umani nascono liberi ed eguali in dignità e diritti. Essi sono dotati di ragione e di coscienza e devono agire gli uni verso gli altri in spirito di fratellanza. Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. Tüm insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidirler. Le visito con frecuencia. Sık sık onu ziyaret ederim. Onu sık sık ziyaret ediyorum. "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Croata." "Nineleri nereliydi?" "Hırvat." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Haçlı." Îmi voi părăsi locul de muncă actual. Şimdiki işimi bırakacağım. Şu anki işimden istifa edeceğim. "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Slovacca." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Slovak." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Slovakyalı." Lo Tòm a pas minjat de tota la jornada. Tom bütün gün yemek yemedi. Tom bütün gün işememişti. "Di che nazionalità sono?" "Slovena." "Uyrukları ne?" "Sloven." "Hangi millettenler?" "Slovenya." Non riesco ad aprire la porta. Tu hai la chiave? Ben kapıyı açamıyorum. Anahtarın var mı? Kapıyı açamıyorum, anahtarın var mı? À plus tard, les gars ! Görüşürüz, dostlar! Sonra görüşürüz çocuklar! ¿Me debería ir o quieres que me quede? Gitmeli miyim yoksa kalmamı ister misin? Gitmeli miyim yoksa kalmamı mı istersin? "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Libica." "Hocalarınız nereli?" "Libya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Libya." Mary me dio una muñeca americana. Mary bana Amerikalı bir bebek verdi. Mary bana bir Amerikan bebeği verdi. Ai grijă la ceea ce spui. Söylediklerine dikkat et. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Tom trece printr-o criză a vârstei mijlocii. Tom orta yaş krizi geçiriyor. Tom orta yaş krizi yaşıyor. S'il te plaît, parle moins vite. Lütfen daha yavaş konuşun. Lütfen daha yavaş konuş. Podría nevar por la tarde. Öğleden sonra kar yağabilir. Öğleden sonra kar yağabilir. Tornerai mai? Hiç geri geliyor musun? Geri dönecek misin? Quizás ella venga mañana. Belki o yarın gelecek. Belki yarın gelir. ¿De verdad hiciste eso? Gerçekten onu yaptın mı? Bunu gerçekten yaptın mı? Daniela mi-a telefonat acasă. daniela beni evde aradı. Daniela beni evden aradı. Vai in vacanza in Nuova Zelanda? Yeni Zelanda'ya tatile mi gidiyorsun? Yeni Zelanda'ya tatile mi gidiyorsunuz? Ils sont plus petits que Tom. Tom'dan daha gençler. Tom'dan daha küçükler. Questo è il tuo computer? Bu senin bilgisayarın mı? Bu senin bilgisayarın mı? Non vai in vacanza in Paraguay. Tatile Paraguay'a gitmiyorsun. Paraguay'a tatile gitmiyorsun. Ses sales affaires sont enfin dévoilées. Onun kirli işleri en sonunda ortaya çıktı. Sonunda kirli çamaşırları ortaya çıktı. Tom va a la iglesia todos los domingos. Tom her pazar kiliseye gider. Tom her pazar kiliseye gider. No está mal esta idea. Bu fikir fena değil. Fena fikir değil. Eu não quero incomodar. Zahmet vermek istemem. Rahatsız etmek istemem. Non abbiamo visitato la Bielorussia. Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedik. Beyaz Rusya'yı ziyaret etmedik. Guida con più attenzione, o finirai nei guai. Daha dikkatli sür, aksi halde başın belaya girecek. Daha dikkatli sür, yoksa başın belaya girer. ¿Para qué necesitáis dinero? Ne için paraya ihtiyacınız var? Neden paraya ihtiyacınız var? Los hombres tienen que trabajar. Erkekler çalışmalı. Erkekler çalışmak zorunda. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Cinese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Çin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Çinli." Tengo un mensaje de tu padre para ti. Senin için babandan bir mesajım var. Babandan sana bir mesaj getirdim. A menudo se van de picnic en bicicleta. Onlar sık sık bisikletle pikniğe giderler. Sık sık bisikletle pikniğe giderler. Creo que ella está enferma. Onun hasta olduğunu düşünüyorum. Sanırım o hasta. No vamos a necesitarlo. Ona ihtiyacımız olmayacak. Ona ihtiyacımız olmayacak. Espera, hay más. Bekle, daha fazlası var. Bekle, dahası var. Tom fue quien disparó a Mary. Mary'yi vuran kişi Tom'dur. Mary'yi vuran Tom'du. Pourquoi ne répondez-vous pas à mon message ? Neden mesajıma cevap vermiyorsunuz? Neden mesajıma cevap vermiyorsunuz? Le journal d'aujourd'hui rapporte que le premier ministre a abandonné l'idée de visiter les États-Unis. Bugünkü gazetede cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler'e ziyaret etme fikrinden vazgeçtiği yazıyor. Bugünün gazetesi, başbakanın ABD'yi ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildirdi. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Ceca." "Kuzenleriniz nereli?" "Çek." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Finlandese." "Halaların nereli?" "Fin." "Amcaların hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Egiziana." "Akrabaları nereli?" "Mısır." "Akrabaları hangi milletten?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Inglese." "Teyzelerimiz nereli?" "İngiliz." "Amcalarımız hangi milletten?" "İngiliz." Era molto timida e dolce. O çok utangaç ve tatlıydı. Çok utangaç ve tatlıydı. No te voy a dejar aquí. Seni burada bırakmayacağım. Seni burada bırakmayacağım. A causa de la nieve, el tren no corrió. Kar yüzünden tren çalışmadı. Kar yağışı nedeniyle tren hareket etmedi. Tom estaba desarmado. Tom silahsızdı. Tom silahsızdı. Sei il solo amico che ho. Sen sahip olduğum tek arkadaşımsın. Sahip olduğum tek arkadaş sensin. Hoy tenemos mucha comida. Bugün bizim çok yiyeceğimiz var. Bugün çok yiyeceğimiz var. Os lo dejaré a vosotros. Onu size bırakacağım. Bunu size bırakıyorum. Oye, quiero hablar contigo. Hey, seninle konuşmak istiyorum. Seninle konuşmak istiyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Greca." "Dedelerin nereliydi?" "Yunan." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Yunanistan'dan." No lo puedo explicar. Onu açıklayamam. Bunu açıklayamam. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Libica." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Libya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Libya." Devo farlo adesso. Bunu şimdi yapmak zorundayım. Bunu şimdi yapmalıyım. Nu cred că acest lucru este o tendință. Bunun bir eğilim olduğunu sanmıyorum. Bunun bir trend olduğunu düşünmüyorum. È stato Mike a telefonare alla polizia. Polise telefon eden Mike idi. Mike polisi aradı. Ella es amable. O, naziktir. O iyi biri. Tom versò il contenuto del suo bicchiere nel lavandino. Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü. Tom bardağının içindekileri lavaboya döktü. Te escucharé. Seni dinleyeceğim. Seni dinleyeceğim. Tom se negó a aceptar el regalo de Mary. Tom Mary'den hediye almayı reddetti. tom mary'nin hediyesini kabul etmedi. Non superare i limiti di velocità. Hız limitini aşma. Hız sınırlarını aşmayın. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Ceca." "Kız kardeşleri nereli?" "Çek." "Kardeşleri hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Il est difficile de résoudre ce problème. Problemi çözmek zor. Bu sorunu çözmek çok zor. Pagaré con tarjeta de crédito. Ödemeyi kredi kartıyla yapacağım. Kredi kartıyla öderim. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Croata." "Dedeleri nereliydi?" "Hırvat." "Dedeleri hangi millettendi?" "Hırvatistan." No tengo ganas de intentar. Canım denemek istemiyor. Denemek için havamda değilim. Es-tu revenu d'Istanbul ? İstanbul'dan döndün mü? İstanbul'dan döndünüz mü? Él se quedó sin dinero. Parasız kaldı. Parası bitmişti. Le canard en plastique de mon fils est jaune. Oğlumun plâstik ördeği sarıdır. Oğlumun plastik ördeği sarıdır. No me importa lo que piense, señor. Mis pensamientos particulares nunca cambiaron. Sizin ne düşündüğünüz beni alakadar etmez bayım. Benim kendime has düşüncelerim hiçbir zaman değişmedi. Ne düşündüğünüz umurumda değil efendim, özel düşüncelerim hiç değişmedi. Para que servem as amigas? Arkadaşlar ne içindir? Arkadaşlar ne içindir? "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Azera." "Komşularınız nereli?" "Azeri." "Komşularınız hangi milletten?" "Azera." Cuando le vi, estaba sentado en la biblioteca. Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu. Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu. Todos morimos. Hepimiz ölürüz. Hepimiz öleceğiz. Cred că lui Tom îi va plăcea cum ai decorat această cameră. Sanırım Tom bu odayı dekore etme tarzını sevecek. Bence Tom bu odayı dekore ediş şekline bayılacak. Eso es demasiado caro. O çok fazla pahalı. Bu çok pahalı. No tengo dinero, pero tengo sueños. Param yok ama hayallerim var. Param yok ama hayallerim var. Creemos que fue Tom quien mató a Mary. Mary'yi öldürenin Tom olduğuna inanıyoruz. Mary'yi Tom'un öldürdüğünü düşünüyoruz. ¿Qué harías si yo fuera infiel? Ben sadakatsiz olsam ne yaparsın? Ben sadakatsiz olsam ne yapardın? ¿Pensáis que Tom ha cambiado? Sizce Tom değişti mi? Tom'un değiştiğini mi düşünüyorsun? Él es un hombre cruel. O, zalim bir adamdır. O zalim bir adam. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Bulgara." "Doktorların nereli?" "Bulgar." "Doktorların hangi milletten?" "Bulgaristan." Tom tolse la scheggia dal dito di Mary. Tom Mary'nin parmağından kıymığı çıkardı. tom mary'nin parmağındaki kıymığı çıkardı. Una mujer apareció detrás de un árbol. Bir ağacın arkasından bir kadın çıktı. Bir kadın bir ağacın arkasında belirdi. Avete visitato l'Irlanda? İrlanda'yı ziyaret ettiniz mi? İrlanda'yı ziyaret ettiniz mi? Tom sabía lo que estaba haciendo. Tom ne yaptığını biliyordu. Tom ne yaptığını biliyordu. Muitas pessoas foram enganadas pelo anúncio. Birçok kişi reklam tarafından aldatıldı. Birçok kişi bu reklamdan etkilendi. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Tunisina." "Öğretmenleri nereli?" "Tunus." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Tunus." ¿Qué no sabemos? Ne bilmiyoruz? Neyi bilmiyoruz? Mañana deberías levantarte pronto. Yarın erken kalkmalısın. Yarın erken kalkmalısın. Voy al cine una vez a la semana. Haftada bir kez sinemaya giderim. Haftada bir kez sinemaya giderim. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Bosniaca." "Onun akrabaları nereli?" "Boşnak." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Bosnalı." Non ci crederebbe. O bize inanmazdı. Buna inanmayacaksın. Il n'aime pas sa petite amie. Kız arkadaşını sevmiyor. Kız arkadaşından hoşlanmıyor. Todavía no confío en ella. Ona hâlâ güvenmiyorum. Ona hala güvenmiyorum. Acest program TV este destinat copiilor. Bu TV programı çocuklara yöneliktir. Bu TV programı çocuklar içindir. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Siriana." "Hocalarımız nereli?" "Suriye." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Suriyeli." Posso comer isto? Bunu yiyebilir miyim? Bunu yiyebilir miyim? "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Australiana." "Kuzenleriniz nereli?" "Avustralya." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Avustralyalı." Nos hemos comido tu comida. Yemeğini yedik. Yemeğini yedik. Mary vuole essere trattata come una principessa. Mary bir prenses gibi davranılmasını istiyor. Mary bir prenses gibi davranılmak istiyor. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Colombiana." "Arkadaşları hangi milletten?" "Kolombiya." "Arkadaşları hangi milletten?" "Kolombiyalı." Vado in vacanza in Libia. Libya'ya tatile gidiyorum. Libya'ya tatile gidiyorum. Ne m'attends pas ! Va-t'en ! Bekleme beni! Git! Beni bekleme, git buradan! "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Giapponese." "Onun dedeleri nereli?" "Japon." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Japon." Tu as vraiment l'oreille musicale. Senin gerçekten müzik kulağın var. Gerçekten müzik kulağın var. Era molto buio. Çok karanlıktı. Çok karanlıktı. Abre el armario con esta llave. Dolabı bu anahtarla aç. Dolabı bu anahtarla aç. Allí sacamos un montón de fotos de recuerdo. Orada bol bol hatıra fotoğrafı çektik. Orada bir sürü hatıra fotoğrafı çektik. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Camerunense." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Kamerun." "Aileniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Ya no me necesitas. Artık bana ihtiyacın yok. Artık bana ihtiyacın yok. Hoy no hay clase. Bugün okul yok. Bugün ders yok. Je ne veux pas y aller seul. Oraya yalnız gitmek istemiyorum. Yalnız gitmek istemiyorum. ¿Qué vas a hacer al respecto? Bunun hakkında ne yapacaksın? Bu konuda ne yapacaksın? "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Vietnamita." "Onun akrabaları nereli?" "Vietnam." "Akrabaların hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Norvegese." "Dedelerimiz nereli?" "Norveç." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Norveçli." Eu não acho mesmo. Gerçekten öyle düşünmüyorum. Hiç sanmıyorum. Vuelvan a sus asientos. Koltuklarınıza geri dönün. Koltuklarınıza geri dönün. Mă întreb de ce. Sebebini merak ediyorum. Neden acaba? Este prima dată când ating un delfin. İlk defa bir yunus balığına dokunuyorum. İlk defa bir yunusa dokunuyorum. "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Greca." "Dedeleriniz nereli?" "Yunan." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Yunanistan'dan." Él tiene un perro. Onun bir köpeği var. Bir köpeği var. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Norvegese." "Ninelerin nereliydi?" "Norveç." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Norveçli." L'équateur divise la Terre en deux hémisphères. Ekvator dünyayı iki yarım küreye ayırır. Ekvator, Dünya'yı iki yarım küreye böler. ¿Qué hora es allí ahora? Orada saat kaç şimdi? Şu anda orada saat kaç? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Lettone." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Letonya." "Komşularınız hangi milletten?" "Letonya." Nous déshabillions Tom. Tom'un kıyafetlerini çıkarıyorduk. Tom'u soyuyorduk. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Libica." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Libya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Libya." Solo estoy intentando ayudar. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Es la primera vez que digo palabrotas en presencia de mis hijos. İlk defa çocuklarımın yanında küfür ediyorum. İlk defa çocuklarımın önünde küfürlü konuşuyorum. Atmosfera este poluată. Atmosfer kirleniyor. Atmosfer kirlenmiş. Ella tiene dos gatos. Onun iki kedisi var. İki kedisi var. Tom está tranquilo. Tom sakin. Tom sakin. El anciano dijo algo. Yaşlı adam bir şey söyledi. Yaşlı adam bir şey söyledi. Ese tranvía es del modelo más reciente. O tramvay son model. Tramvay son model. Kumi no habló sobre su club. Kumi kulübü hakkında konuşmadı. Kumi kulübü hakkında konuşmadı. Los dos somos de Tampa. Her ikimiz de Tampa'lıyız. İkimiz de Tampa'lıyız. Non dormo molto. Çok uyumam. Pek uyuyamıyorum. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Bulgara." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Bulgar." "Kardeşleri hangi milletten?" "Bulgaristan." Não posso mentir a vocês. Sizlere yalan söyleyemiyorum. Size yalan söyleyemem. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Greca." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Yunan." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Yunanistan." "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Argentina." "Amcalarınız nereli?" "Arjantin." "Amcalarınız hangi milletten?" "Arjantin." Condusse una vita difficile dopo quello. O, ondan sonra zor bir hayat sürdü. Ondan sonra zor bir hayat yaşadı. È cresciuto negli Stati Uniti ma la sua lingua madre è il giapponese. O, Birleşik Devletler'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca. Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü, ancak ana dili Japonca'dır. Je ne peux pas encourir ce risque. Ben bu riski alamam. Bu riski göze alamam. Ea are chiar și dinți. Onun dişleri bile var. Dişleri bile var. Fue genial. Bu harika gitti. Harikaydı. Ella no parece feliz. O mutlu görünmüyor. Mutlu görünmüyor. No estoy aquí. Burada değilim. Burada değilim. Temos que recuperar o tempo perdido. Kaybolan zamanı telafi etmeliyiz. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmeliyiz. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Spagnola." "Doktorların nereli?" "İspanyol." "Doktorların hangi milletten?" "İspanyolca." Me despertó el sonido del trueno esta mañana. Bu sabah beni şimşek sesi uyandırdı. Bu sabah gök gürültüsü beni uyandırdı. Me gusta el café. Kahveyi seviyorum. Kahveyi severim. Potresti dirmi come sei arrivato qui? Buraya nasıl geldiğini bana söyler misin? Buraya nasıl geldiğini söyler misin? Se llama Tomoyuki Ogura. Onun adı Tomoyuki Ogura. Adı Tomoyuki Ogura. Sentiu saudades de mim? Beni özledin mi? Beni özledin mi? Odia esta bicicleta. Bu bisikletten nefret ediyor. Bu bisikletten nefret ediyor. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Maltese." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Malta." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Maltalı." ¿Cómo puedes ser tan cruel? Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin? Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun? "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Spagnola." "Nineleri nereliydi?" "İspanyol." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "İspanyol." He visto a Tom besar a Mary. Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm. Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüm. ¡Trae una pizza y una cerveza! Pizza ve bira getir! Pizza ve bira getir! No necesitas mi ayuda. Yardımıma ihtiyacın yok. Yardımıma ihtiyacın yok. C'est impossible pour moi de te l'expliquer. Bunu sana açıklamam imkansız. Bunu sana açıklamam mümkün değil. Vai in vacanza in Norvegia. Norveç'e tatile gidiyorsun. Norveç'e tatile git. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Ceca." "Hocaları nereliydi?" "Çek." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Islandese." "Dedelerin nereliydi?" "İzlanda." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İzlandalı." Non sono di nazionalità palestinese. Filistin vatandaşı değiller. Ben Filistin vatandaşı değilim. Ce dezamăgire! Ne bir hayal kırıklığı! Hayal kırıklığına uğradım. Eles têm mais ou menos o mesmo tamanho. Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar. Aşağı yukarı aynı boydalar. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Etiope." "Akrabalarınız nereli?" "Etiyopya." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Etiyopya." "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Siriana." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Suriye." "Kız kardeşlerin hangi milletten?" "Suriyeli." "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Marocchina." "Teyzelerimiz nereli?" "Fas." "Amcalarımız hangi milletten?" "Fas." "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Nigeriana." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Nijerya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Nijeryalı." Eu estou bem, obrigado. İyiyim, teşekkür ederim. İyiyim, teşekkürler. Je ne l'ai pas dit. Onu söylemedim. Öyle bir şey demedim. Ai vreun frate? Hiç erkek kardeşin var mı? Kardeşin var mı? Vous ne pouvez pas entrer. İçeri giremezsin. İçeri giremezsiniz. Acest aparat nu mai este de actualitate. Bu makine şimdi çağ dışıdır. Bu makine artık güncel değil. Vete a despertar a Tom. Git ve Tom'u uyandır. Git Tom'u uyandır. Ella no le gustaba. O onu sevmiyordu. Ondan hoşlanmıyordu. Je ne suis pas meilleur que ma mère pour la cuisine. Annem kadar mutfakta mükemmel değilim. Mutfakta annemden daha iyi değilim. ¡Muchas gracias! Çok teşekkürler! Çok teşekkür ederim! ¿Por qué odiáis a Tom? Neden Tom'dan nefret ediyorsunuz? Neden Tom'dan nefret ediyorsun? "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Statunitense." "Onun arkadaşları nereli?" "Amerikan." "Arkadaşların hangi milletten?" "Amerikalı." Ils ont embarqué sur cet avion. Bu uçağa bindiler. O uçağa bindiler. No creo que quiera volver a ver a Tom. Tom'u tekrar görmek istediğimi sanmıyorum. Tom'u bir daha görmek istediğimi sanmıyorum. Vuelve a la cama. Yatağa geri dön. Yatağına dön. No puedo decirlo. Onu söyleyemem. Söyleyemem. Eu não sou uma menina. Ben küçük bir kız değilim. Ben küçük bir kız değilim. Nu pot să cred cât am fost de prost. Ne kadar aptal olduğuma inanamıyorum. Bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum. Questa è la casa in cui sono cresciuto. Bu benim büyüdüğüm evdir. Bu benim büyüdüğüm ev. Non c'è bisogno che tu lo faccia. Bunu yapmana gerek yok. Bunu yapmana gerek yok. Non posso andare là. Oraya gidemem. Oraya gidemem. Travaillent-elles ici ? Onlar burada mı çalışıyor? Burada mı çalışıyorlar? Voy a dejar mi actual trabajo. Şimdiki işimi bırakacağım. Şu anki işimden ayrılıyorum. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Nigeriana." "Onun komşuları nereli?" "Nijerya." "Komşularınız hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Serba." "Doktorlarınız nereli?" "Sırp." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Herba." "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Gallese." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Galler." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Galler." Tom salió temprano del trabajo. Tom işten erken ayrıldı. Tom işten erken çıktı. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Svedese." "Kuzenlerin nereli?" "İsveç." "Kuzenlerin hangi milletten?" "İsveçli." Hai visitato l'Uruguay. Uruguay'ı ziyaret ettin. Uruguay'ı ziyaret ettin. Mi piace molto. Ondan çok hoşlanıyorum. Çok hoşuma gitti. ¿Son estos tus hijos? Bunlar senin çocukların mı? Bunlar senin çocukların mı? Sono di nazionalità colombiana. Kolombiya vatandaşılar. Ben Kolombiya vatandaşıyım. Es celoso. O kıskançtır. Kıskanıyor. Mi madre no habla inglés. Annem İngilizce konuşmaz. Annem İngilizce bilmiyor. ¿Estás diciendo que soy un mentiroso? Yalancı olduğumu mu söylüyorsun? Bana yalancı mı diyorsun? "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Nigeriana." "Hocalarının milliyeti ne?" "Nijerya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Nijeryalı." Yo no tengo una hermana. Bir kız kardeşim yok. Benim kız kardeşim yok. Non andate in vacanza in Russia. Tatile Rusya'ya gitmiyorsunuz. Rusya’ya tatile gitmeyin. Me dijo que estaba enfermo. O bana hasta olduğunu söyledi. Bana hasta olduğunu söyledi. El perro bebió un poco de agua y se fue. Köpek biraz su içti ve gitti. Köpek biraz su içti ve gitti. ¿Conoces un buen restaurante? İyi bir restoran biliyor musun? İyi bir restoran biliyor musun? Tom vendió medio litro de su sangre por trece dólares. Tom on üç dolara kanından yarım litre sattı. Tom, kanının bir litresini 13 dolara sattı. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Irlandese." "Dedeleri nereliydi?" "İrlanda." "Dedeleri hangi millettendi?" "İrlandalı." Mi sono tagliato la mano destra con un pezzo di vetro. Bir cam parçasıyla sağ elimi kestim. Sağ elimi bir cam parçasıyla kestim. Mi chiedo se a Tom piaccia la birra. Tom'un birayı sevip sevmediğini merak ediyorum. Tom bira sever mi merak ediyorum. Ne faites pas le moindre bruit. Hiç gürültü yapmayın. Sakın ses çıkarmayın. Andiamo in vacanza a Taiwan. Tayvan'a tatile gidiyoruz. Tayvan'a tatile gidiyoruz. ¿Es verdad que quieres vivir en Alemania? Almanya'da yaşamak istediğin doğru mu? Almanya’da yaşamak istediğiniz doğru mu? "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Etiope." "Onun nineleri nereliydi?" "Etiyopya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Etiyopya." Isso deve ser parado. Bu durdurulmalı. Bu durdurulmalı. Tom se disculpó por lo que dijo. Tom söyledikleri için özür diledi. Tom söyledikleri için özür diledi. ¿Tu nombre era...? ismin neydi? Adın neydi? No tenemos que hablar de esto ahora. Bunun hakkında şimdi konuşmamız gerekmiyor. Bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz. Conosco i miei limiti. Sınırlarımı biliyorum. Sınırlarımı biliyorum. Nella maggior parte dei casi le sue risposte sono giuste. Çoğu durumda, onun cevapları doğru. Çoğu durumda, cevapları doğrudur. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Danese." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Danimarka." "Doktorları hangi milletten?" "Danimarkalı." Algumas pessoas me fazem rir. Bazı insanlar beni güldürürler. Bazı insanlar beni güldürüyor. Tom odia Mary. Tom Mary'den nefret ediyor. Tom Mary'den nefret ediyor. Non hanno visitato la Macedonia. Makedonya'yı ziyaret etmediler. Makedonya’yı ziyaret etmediler. Ralentis ! Yavaşla! Yavaşla! Dovresti essere abbastanza intelligente da sapere che non è il caso di fare telefonate nel cuore della notte. Gece yarısı arama yapılmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın. Gecenin bir yarısı telefon görüşmesi yapmaman gerektiğini bilecek kadar akıllı olmalısın. J'aime pas qu'on me traite comme un enfant. Bana çocukmuşum gibi davranılmasından hoşlanmıyorum. Bana çocukmuşum gibi davranılmasından hoşlanmam. La nourriture s'avarie rapidement sous un climat chaud. Yiyecekler sıcak havada hızlıca bozulur. Yiyecekler sıcak bir iklimde hızla bozulur. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Libanese." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Lübnan." "Komşularınız hangi millettendi?" "Lübnanlı." C'est bizarre, non ? Bu tuhaf, değil mi? Garip, değil mi? Până seara, s-au adunat câțiva nori. Akşama kadar, birkaç bulut oluştu. Akşama kadar birkaç bulut toplanmıştı. Me gusta mucho. Onu çok severim. Çok hoşuma gitti. Estoy desempleado. İşsizim. İşsizim. Vremea de ieri a fost îngrozitoare. Dünkü hava berbattı. Dünkü hava çok kötüydü. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Spagnola." "Kız kardeşleriniz nereli?" "İspanyol." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "İspanyolca." Maria não considera o Latim uma língua morta. Maria, Latin dilinin yok olduğunu düşünmüyor. Maria, Latince'yi ölü bir dil olarak görmüyor. Je ne sais parler ni français ni allemand. Ne Fransızca ne de Almanca konuşmayı biliyorum. Ne Fransızca ne de Almanca konuşabiliyorum. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Tedesca." "Onların dedeleri nereli?" "Alman." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Alman." Nu există nici o ambiguitate. Belirsizlik yok. Ortada bir belirsizlik yok. Ella está visitando París. O, Paris'i ziyaret ediyor. Paris'i ziyaret ediyor. Ella tiene una familia grande. Onun büyük bir ailesi var. Büyük bir ailesi var. Crois-le ou non ... Buna inan ya da inanma... İster inan ister inanma... Hoy no puedo llevar a Tom a la escuela. Bugün Tom'u okula götüremem. Bugün Tom'u okula götüremem. Unde sunt restul dosarelor? Dosyaların geri kalanı nerede? Dosyaların geri kalanı nerede? Sia quel che sia voglio vederlo. Ne olursa olsun onu görmek istiyorum. Ne olursa olsun onu görmek istiyorum. No les haré daño. Size zarar vermeyeceğim. Size zarar vermeyeceğim. Tom se întâlnește cu cineva. Tom biriyle çıkıyor. Tom biriyle çıkıyor. Il aime les oranges. O portakalı sever. Portakalı çok sever. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Austriaca." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Avusturya." "Aileniz hangi milletten?" "Avusturyalı." No sé cantar tan bien como Tom, pero sé cantar. Tom kadar iyi şarkı söyleyemeyebilirim fakat şarkı söyleyebilirim. Tom kadar iyi şarkı söyleyemem ama şarkı söyleyebilirim. Tráemelo. Onu bana getir. Getir onu. Este libro esta repleto de chistes sucios. Bu kitap açık saçık şakalarla dolu. Bu kitap kirli şakalarla dolu. Hay un mensaje para usted. Size bir mesaj var. Size bir mesaj var. Nessuno vuole giocare con lui. Hiç kimse onunla oynamak istemiyor. Kimse onunla oynamak istemiyor. Vado in vacanza in America. Amerika'ya tatile gidiyorum. Amerika'ya tatile gidiyorum. Il était un bon ami. O iyi bir arkadaştı. İyi bir arkadaştı. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Lettone." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Letonya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Letonya." Él llevó a cabo el plan. O, planı gerçekleştirdi. Planı o yürüttü. No hace falta que respondas. Cevap vermek zorunda değilsin. Cevap vermek zorunda değilsin. On ne peut dissimuler ni l'amour ni la toux. Ne aşk ne de öksürük gizlenebilir. Aşkı ve öksürüğü gizleyemezsin. Eres el amor de mi vida. Sen benim hayatımın aşkısın. Sen hayatımın aşkısın. Non sono di nazionalità rumena? Rumen uyruklu değiller mi? Romanya vatandaşı değil misiniz? ¿Cómo has podido hacerlo? Onu nasıl yapabildin? Bunu nasıl yapabildin? ¿Cuánto vale este vestido? Bu elbise ne kadar? Bu elbise ne kadar? Por favor, responde a la pregunta. Lütfen bana sorunun cevabını söyle. Lütfen soruya cevap ver. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Austriaca." "Komşularının uyruğu neydi?" "Avusturya." "Komşuları hangi millettendi?" "Avusturyalı." Andate in vacanza in Francia. Fransa'ya tatile gidiyorsunuz. Fransa'ya tatile gidin. Este foarte palpitant. Çok heyecan verici. Çok heyecan verici. O que ela disse? O ne dedi? Ne dedi? No voy a añadirte a mi lista de amigos. Seni arkadaş listeme eklemiyorum. Seni arkadaş listeme eklemeyeceğim. Andiamo in vacanza in Albania. Arnavutluk'a tatile gidiyoruz. Arnavutluk'a tatile gidiyoruz. Mi gata no estaba impresionada. Kedim etkilenmedi. Kedim hiç etkilenmedi. Trebuie să plec. Gitmeliyim. Gitmem gerek. Est-ce que tu attends des invités? Hiç ziyaretçi bekliyor musun? Misafir mi bekliyorsun? No estamos sonriendo. Gülümsemiyoruz. Biz gülmüyoruz. Elles veulent juste s'amuser. Onlar sadece eğlenmek istiyor. Sadece eğlenmek istiyorlar. Nu îmi place să aștept. Beklemekten hoşlanmam. Beklemek hoşuma gitmiyor. Tu sei Simon, il figlio di Jean. Sen Simon'sin, Jean'ın oğlu. Sen Simon'sın, Jean'in oğlu. Peux-tu rompre avec tes parents ? Aileni kırabilir misin? Annenle babandan ayrılabilir misin? "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Canadese." "Arkadaşların nereli?" "Kanada." "Arkadaşların hangi milletten?" "Kanadalı." El libro es chico. Kitap küçüktür. Kitap çok küçük. Lui aveva torto. O hatalıydı. O yanılmıştı. Los días son más largos que las noches. Gündüzler gecelerden daha uzundur. Günler gecelerden daha uzundur. Il trattato rese il Texas indipendente. Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi. Anlaşma Teksas'ı bağımsız yaptı. Non vado in vacanza a Roma. Tatile Roma'ya gitmiyorum. Roma'ya tatile gitmiyorum. In che modo lo calcoli? Neye göre hesaplıyorsun bunu? Bunu nasıl hesaplıyorsun? "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Croata." "Komşularınız nereliydi?" "Hırvat." "Komşularınız hangi millettendi?" "Haçlı." Queremos hablar con Tom. Tom'la konuşmak istiyoruz. Tom'la konuşmak istiyoruz. Non sono sicuro che Tom abbia capito di cosa stessimo parlando. Tom'un ne hakkında konuştuğumuzu anladığından emin değilim. Tom'un neden bahsettiğimizi anladığından emin değilim. No se aleje demasiado. Uzaklaşmayın. Çok uzağa gitme. Yo sé tu nombre. Adını biliyorum. Adını biliyorum. Le train devrait atteindre Osaka à 10 heures. Tren Osaka'ya 10 saatte varmalı. Tren saat 10'da Osaka'ya varacak. Se chover amanhã, ficarei em casa. Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım. Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Macedone." "Ninelerimiz nereli?" "Makedon." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Makedonya." Hoje está muito frio. Bugün hava çok soğuk. Bugün hava çok soğuk. Un ubriaco è caduto dalle scale. Bir sarhoş merdivenlerden düştü. Sarhoşun biri merdivenlerden düşmüş. Tom fue a la ciudad en autobús. Tom şehre otobüsle gitti. Tom otobüsle şehre gitti. Yo creo esto sinceramente. Ben buna dürüst olarak inanıyorum. Buna yürekten inanıyorum. La moglie di Tom lo ha lasciato. Tom'un karısı onu terk etti. Tom'un karısı onu terk etti. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Portoghese." "Onun dedeleri nereli?" "Portekiz." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Portekizli." Tom sabe nadar. Tom yüzebilir. Tom yüzme biliyor. ¿Mary es la madre de Tom? Mary Tom'un annesi mi? Mary, Tom'un annesi mi? Ogni bambino ha ricevuto un regalo. Her çocuğa bir hediye verildi. Her çocuğa bir hediye verildi. Te veré mañana en la biblioteca. Yarın seni kütüphanede göreceğim. Yarın kütüphanede görüşürüz. Vanno in vacanza in Argentina? Arjantin'e tatile mi gidiyorlar? Arjantin'e tatile mi gidiyorlar? Non hai visitato la Repubblica Ceca? Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret etmedin mi? Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret etmedin mi? "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Brasiliana." "Amcaların nereli?" "Brezilya." "Amcaların hangi milletten?" "Brezilyalı." J'ai annulé les fiançailles. Nişan törenini iptal ettim. Nişanı iptal ettim. Por favor dime cuándo tengo que irme. Lütfen ne zaman gideceğimi bana söyle. Lütfen ne zaman gitmem gerektiğini söyle. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Giapponese." "Amcalarınız nereli?" "Japon." "Amcalarınız hangi milletten?" "Japon." Tom no quería hablar de ello por teléfono. Tom telefonda ondan bahsetmek istemedi. Tom telefonda konuşmak istemedi. Es bueno volver a verte después de tantos años. Yıllar sonra seni tekrar görmek çok güzel. Bunca yıldan sonra seni tekrar görmek güzel. În mare parte, sora mea are grijă de bebeluș. Bebeğe çoğunlukla kız kardeşim bakar. Çoğunlukla kız kardeşim bebeğe bakıyor. Avete ancora molto da imparare. Hâlâ öğreneceğiniz çok şey var. Daha öğrenecek çok şeyiniz var. O que eu estou comendo? Ne yiyorum? Ne yiyorum ben? Ella no me puede detener. O beni durduramaz. Beni durduramaz. Nunca te he mentido. Sana hiç yalan söylemedim. Sana hiç yalan söylemedim. "Di che nazionalità sei?" "Siriana." "Milliyetin ne?" "Suriye." "Hangi millettensin?" "Suriyeli." Hoje à tarde estou em casa. Bugün öğleden sonra evdeyim. Öğleden sonra evdeyim. Cela fait vingt ans qu'il enseigne. Öğretmeye başlayalı yirmi yıl oluyor. 20 yıldır öğretmenlik yapıyor. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Siriana." "Nineleri nereli?" "Suriye." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Suriyeli." Non sono mai in ritardo. Asla geç kalmam. Asla geç kalmam. Non mi piace quel colore. O rengi sevmiyorum. Bu renk hoşuma gitmedi. Sono di nazionalità norvegese? Onlar Norveç uyruklu mu? Onlar Norveç vatandaşı mı? Dile que estamos ocupadas. Ona meşgul olduğumuzu söyle. Meşgul olduğumuzu söyle. Quiero que estés preparada. Hazır olmanı istiyorum. Hazır olmanı istiyorum. Nu pot să cred cât de prost am fost. Ne kadar aptal olduğuma inanamıyorum. Bu kadar aptal olduğuma inanamıyorum. Quelle horrible mère ! Ne berbat bir anne! Ne korkunç bir anne! ¿Cuánto te pagó Tom? Tom sana ne kadar ödedi? Tom sana ne kadar ödedi? "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Islandese." "Komşularınız nereliydi?" "İzlanda." "Komşularınız hangi millettendi?" "İzlandalı." Aquí no se puede nadar. Burada yüzülemez. Burada yüzmek yasak. - Pero tres millones es todo lo que tengo -dijo Dima-. Nada más y nada menos. "Fakat bütün sahip olduğum üç milyon" dedi Dima. "Ne daha çok ne daha az." "Ama üç milyon, sahip olduğum tek şey," dedi Dima. Ne daha fazlası ne de daha azı. Tomás pode falar com Maria. Tom, Mary ile konuşabilir. Tom Mary ile konuşabilir. Bon anniversaire ! Sana mutlu yıllar! Doğum günün kutlu olsun! Encontré las llaves. Anahtarları buldum. Anahtarları buldum. Los plátanos son deliciosos. Muzlar lezzetlidir. Muzlar çok lezzetli. No sabía que Tom había dado una fiesta. Tom'un bir parti verdiğini bilmiyordum. Tom'un parti verdiğini bilmiyordum. Dopo aver raccolto un po' di mirtilli farò una torta. Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım. Biraz yaban mersini topladıktan sonra pasta yapacağım. Me gusta vuestro perro. Köpeğinizi seviyorum. Köpeğinizi sevdim. Ella dijo que estaba en cama enferma, lo que era mentira. O, yatakta hasta yattığını söyledi, bu bir yalandı. Yatakta hasta olduğunu söyledi, ki bu bir yalandı. As ruas de Istambul são apinhadas. İstanbul'un yolları kalabalıktır. İstanbul'un sokakları kalabalık. Dedicherò la mia vita allo studio della storia. Hayatımı tarih çalışmasına adayacağım. Hayatımı tarih çalışmaya adayacağım. Esto es un gato. Bu bir kedidir. Bu bir kedi. Tom se comió todo el pan que compré ayer. Tom dün aldığım bütün ekmeği yedi. Tom dün aldığım tüm ekmeği yedi. Aqui não há livros em russo, devemos ir a outra loja no centro da cidade. Burada Rusça kitaplar yok, şehir merkezinde diğer kitapçıya gitmeliyiz. Burada Rusça kitap yok, şehir merkezindeki başka bir dükkana gitmeliyiz. La policía utilizó balas de goma para dispersar a los manifestantes. Polis göstericileri dağıtmak için plastik mermi kullandı. Polis göstericileri dağıtmak için plastik mermi kullandı. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Siriana." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Suriye." "Komşularınız hangi millettendi?" "Suriyeli." Esta é minha casa. Bu benim evimdir. Burası benim evim. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Rumena." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Rumen." "Arkadaşların hangi milletten?" "Romanya." ¿Quieres mi ayuda? Yardımımı ister misin? Yardımımı mı istiyorsun? "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Ceca." "Akrabalarımız nereli?" "Çek." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." ¿Por qué no llamamos al perro Cookie? Neden köpeğe Cookie ismini vermiyoruz? Neden köpeği Cookie diye çağırmıyoruz? Tom non vuol lasciar andare Mary. Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor. tom mary'nin gitmesine izin vermez. Nu-mi place să fiu forțat să fac lucruri pe care nu vreau să le fac. Yapmak istemediğim şeylerin yaptırılmasını sevmiyorum Yapmak istemediğim şeyleri yapmaya zorlanmak hoşuma gitmiyor. Tom este un om morocănos. Tom huysuz bir adamdır. Tom huysuz bir adam. Hanno visitato l'Australia? Avustralya'yı ziyaret ettiler mi? Avustralya'yı ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Tedesca." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Alman." "Komşularımız hangi millettendi?" "Alman." El día que él nació llovía. Onun doğduğu gün yağmur yağmıştı. Doğduğu gün yağmur yağıyordu. So el diavlo. Ben şeytanım. Diavlo'yu biliyorum. Estaré con vosotros en diez minutos. On dakika içinde sizinle olacağım. On dakika sonra yanınızda olacağım. Il regarda par la fenêtre. Pencereden baktı. Pencereden dışarı baktı. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Slovacca." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Slovak." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Slovakyalı." Quanto rimani? Ne kadar kalıyorsun? Ne kadar kalacaksın? Corrimos hacia el fuego. Ateşe koştuk. Ateşe doğru koştuk. Andate in vacanza in Siria. Suriye'ye tatile gidiyorsunuz. Suriye'ye tatile gidin. "Di che nazionalità è?" "Bielorussa." "Uyruğu ne?" "Belarus." "Hangi millettensin?" "Belarus." No he hecho nada malo. Yanlış bir şey yapmadım. Ben yanlış bir şey yapmadım. Está completamente borracho. O gerçekten sarhoş. Tamamen sarhoş. Non c'è niente di più brutto della guerra. Hiçbir şey savaştan daha kötü değildir. Savaştan daha kötü bir şey yoktur. Non mi chiamare. Beni arama. Beni arama. Responda! Cevapla! Cevap ver! "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Paraguaiana." "Hocalarımız nereli?" "Paraguay." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Ghanese." "Nineleri nereli?" "Gana." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Ghanese." "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Polacca." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Polonya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Polak." Suntem în mijlocul unei crize. Bir krizin ortasındayız. Bir krizin ortasındayız. Ci è voluta tutta la sera. O bütün akşam sürdü. Bütün gece sürdü. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Ceca." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Çek." "Komşuları hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." Ojalá estuvieras aquí. Keşke burada olsan. Keşke burada olsaydın. Por favor, no pares. Lütfen durma. Lütfen durma. Hai visitato il Paraguay. Paraguay'ı ziyaret ettin. Paraguay'ı ziyaret ettin. Non avete visitato la Svizzera. İsviçre'yi ziyaret etmediniz. İsviçre’yi ziyaret etmediniz. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Irlandese." "Onun komşuları nereliydi?" "İrlanda." "Komşuları hangi millettendi?" "İrlandalı." Limpia el cañón de esta escopeta. Bu tüfeğin namlusunu temizle. Tüfeğin namlusunu temizle. En mi opinión, debes escucharme. Bence beni dinlemelisin. Bana sorarsan, beni dinlemelisin. Tom podía nadar mucho más rápido cuando era joven. Gençken, Tom çok daha hızlı yüzebiliyordu. Tom gençken çok daha hızlı yüzebiliyordu. Je m'entends bien avec ma femme. Karımla iyi anlaşıyorum. Eşimle çok iyi anlaşıyoruz. Fue una gran fiesta. O harika bir partiydi. Harika bir partiydi. ¿Qué has preparado para mañana? Yarın için ne hazırladın? Yarın için ne hazırladın? Tom quiere hacerse rico y famoso. Tom zengin ve ünlü olmak istiyor. Tom zengin ve ünlü olmak istiyor. So che ti preoccupi per Tom. Tom hakkında endişelendiğini biliyorum. Tom için endişelendiğini biliyorum. No es ni bueno ni malo. O, ne iyi ne de kötüdür. İyi ya da kötü değil. Você tem algum remédio pra tosse? Öksürük ilacın var mı? Öksürük ilacın var mı? Él siempre llega tarde a la escuela. O her zaman okula geç gelir. Her zaman okula geç kalır. Maria s-a mutat în apartamentul de sub mine acum câteva veri. Mari birkaç yaz önce benim altımdaki daireye taşındı. Maria birkaç yaz önce benim altımdaki daireye taşındı. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Ucraina." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Ukrayna." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Ukrayna." Inglês é muito difícil, né? İngilizce çok zor, değil mi? İngilizce çok zor değil mi? Ella no es mi hermana, es mi esposa. O, benim kız kardeşim değil, o, benim eşim. O benim kız kardeşim değil, karım. Si stava spazzolando i capelli davanti allo specchio. Bir aynanın önünde saçını fırçalıyordu. Aynanın önünde saçlarını taradı. Le gusta tanto la música como el deporte. O, hem müzik hem de sporları sever. Hem müziği hem de sporu seviyor. Las uñas de la mano crecen casi cuatro veces más rápido que las de los pies. El tırnakları ayaklarınkinden yaklaşık dört kat daha hızlı büyür. El tırnakları, ayak tırnaklarına göre yaklaşık dört kat daha hızlı büyür. Tom tem um amigo em Boston. Tom'un Boston'da bir arkadaşı var. Tom'un Boston'da bir arkadaşı var. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Serba." "Hocalarının milliyeti ne?" "Sırp." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Otlar." ¡Tienes que estar loco para hacer una cosa así! Kafayı mı yedin sen? Böyle bir şey yapmak için deli olmak lazım! Ken está ocupado agora, não está? Ken şu anda meşgul, değil mi? Ken şu an meşgul, değil mi? Il cria « Dehors ! » "Dışarı!" diye haykırdı. “Dışarı!” diye bağırdı. Non vanno in vacanza in Bosnia? Tatile Bosna'ya gitmiyorlar mı? Bosna'ya tatile gitmiyorlar mı? Trebuie să îmi fac curat în cameră. Odamı temizlemek zorundayım. Odamı temizlemem lazım. Ellos nunca entenderán. Onlar asla anlamayacaklar. Asla anlamayacaklar. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Slovacca." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Slovak." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Slovak." C'est plus agréable d'être honnête que de mentir. Dürüst olmak yalan söylemekten daha zevkli. Dürüst olmak yalan söylemekten daha iyidir. Es muy guapo. O çok güzel. Çok yakışıklı. Él va a la escuela en autobús. O, okula otobüsle gider. Okula otobüsle gidiyor. Hanno visitato l'Ungheria. Macaristan'ı ziyaret ettiler. Macaristan'ı ziyaret ettiler. Ya se nos hizo tarde. Biz zaten geç kaldık. Zaten geç kaldık. Creo que deberíamos hablar con Tom. Bence Tom'la konuşmalıyız. Bence Tom'la konuşmalıyız. El gato es negro. Kedi siyah. Kedi siyahtır. Tom le entregó un mensaje a Mary. Tom Mary'ye bir mesaj verdi. tom mary'ye bir mesaj verdi. Sono impegnato nei preparativi del mio viaggio. Yolculuğum için hazırlanmakla meşgulüm. Seyahatimin hazırlıklarıyla meşgulüm. Trabalhe duro e você passará no exame. Sıkı çalış ve sınavı geçersin. Çok çalışırsan sınavı geçersin. El soborno salió a la luz. Rüşvet açığa çıktı. Rüşvet ortaya çıktı. Io penso che Tom sia normale. Sanırım Tom normal. Tom'un normal olduğunu düşünüyorum. Él es de Francia. O Fransalıdır. O Fransa'dan. El anciano sentado en aquel banco es mi abuelo. Şurada bankta oturan yaşlı adam benim dedem. O bankta oturan yaşlı adam benim büyükbabam. Nu este sigur să sari dintr-un camion aflat în mișcare. Hareket eden bir kamyondan atlamak güvenli değil. Hareket halindeki bir kamyondan atlamak güvenli değildir. Non sono di nazionalità messicana? Meksika uyruklu değiller mi? Meksika vatandaşı değiller mi? "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Bulgara." "Hocalarınız nereli?" "Bulgar." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Rumena." "Arkadaşlarımız nereli?" "Rumen." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Romanya." "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Peruviana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Peru." "Aileleri hangi milletten?" "Perulu." Tem hora para tudo. Herkes için zaman var. Her şeyin bir zamanı var. 25 personnes tiennent dans ce minibus. Bu minibüs 25 yolcu alıyor. Minibüste 25 kişi var. Recuérdalo por favor. Lütfen onu hatırla. Lütfen bunu unutma. Tu ne devrais pas lire avec un éclairage aussi faible. Zayıf ışıkta okumamalısın. Bu kadar düşük ışıkta okumamalısın. C’est arrivé aujourd’hui. O bugün geldi. Bu bugün oldu. Il nous faut une voiture. Bize bir araba gerek. Bir arabaya ihtiyacımız var. Devo cambiarmi la maglietta. Gömleğimi değiştirmeliyim. Gömleğimi değiştirmem lazım. Bona nit. İyi geceler. İyi akşamlar. ¿Mary está contigo? Mary seninle birlikte mi? Mary seninle mi? "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Austriaca." "Nineleriniz nereliydi?" "Avusturya." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Avusturyalı." A senhora não pode mostrar este vídeo a ninguém. Bu videoyu birine gösteremezsin. Bu videoyu kimseye gösteremezsiniz. Non sono sicuro se questo sia un complimento o un insulto. Bunun bir iltifat mı yoksa bir hakaret mi olduğundan emin değilim. Bunun bir iltifat mı yoksa hakaret mi olduğundan emin değilim. Secondo te, per consumare poca benzina, come potrei fare a risparmiare sul carburante? Sence az benzin harcamak için yakıt tasarrufunu nasıl yapabilirim? Benzini az kullanmak için yakıttan nasıl tasarruf edeceğimi düşünüyorsun? "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Lituana." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Litvanya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Litvanya." Se domani c'è il sole andiamo a fare un picnic. Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz. Yarın güneş doğarsa pikniğe gideriz. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Svizzera." "Kuzenlerin nereli?" "İsviçre." "Kuzenlerin hangi milletten?" "İsviçre." "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Colombiana." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Kolombiya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Kolombiyalı." "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Svizzera." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "İsviçre." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İsviçre." Que souhaitez-vous boire ? Ne içmek istersiniz? Ne içmek istersiniz? ¿Por qué no pueden hablar los animales? Hayvanlar neden konuşamaz? Hayvanlar Neden Konuşamaz? No tengo nada que darte. Sana verecek bir şeyim yok. Sana verecek bir şeyim yok. Ella se hace su propia ropa. O kendi elbiselerini yapıyor. Kendi kıyafetlerini yapıyor. Donald Trump es un mintirozo patolojiko. Donald Trump patolojik bir yalancıdır. Donald Trump bir patolojik minör. Il n'y a pas de réponse à ta question. Sorun için cevap yok. Soruna verecek bir cevabım yok. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Marocchina." "Hocaların nereli?" "Fas." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Fas." Dobbiamo decidere oggi. Bugün karar vermeliyiz. Bugün karar vermeliyiz. Revolvió la habitación buscando las llaves perdidas. Kayıp anahtarları ararken odayı dağıttı. Kayıp anahtarlar için odayı aradı. ¿Necesitas un lugar en el que quedarte? Kalacak bir yere ihtiyacın var mı? Kalacak bir yere ihtiyacın var mı? Non avevo idea che Tom sapesse così tante cose sulle zebre. Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu. Tom'un zebralar hakkında bu kadar çok şey bildiğini bilmiyordum. Están muy cerca. Onlar çok yakın. Çok yakınlar. Non andiamo in vacanza in Libia. Tatile Libya'ya gitmiyoruz. Libya'ya tatile gitmiyoruz. Îmi place să gătesc tot felul de mâncăruri. Her türlü yemeği pişirmeyi severim. Her türlü yemeği pişirmeyi seviyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Libica." "Komşuların nereli?" "Libya." "Komşuların hangi milletten?" "Libya." Solía ir con frecuencia a pescar. O sık sık balık tutmaya giderdi. Sık sık balık tutmaya giderdim. Mi mamá se enojó y me gritó. Annem öfkelendi ve bana bağırdı. Annem sinirlendi ve bana bağırdı. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Messicana." "Ninelerimiz nereliydi?" "Meksika." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Meksikalı." El tenedor está sucio. Çatal kirli Çatal kirli. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Finlandese." "Arkadaşları nereli?" "Fin." "Arkadaşları hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Greca." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Yunan." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Yunanistan." Non mi aspettavo che arrivassi qui in così breve tempo. O kadar kısa sürede buraya varmanı beklemiyordum. Bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Italiana." "Hocalarının uyruğu neydi?" "İtalyan." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "İtalyan." Jorge vorbeşte patru limbi. Jorge dört dil konuşuyor. Jorge dört dil biliyor. Era noite. Geceydi. Geceydi. ¿Tienen computadora? Bilgisayarları var mı? Bilgisayarın var mı? Vino a vernos ayer. O dün bizi görmek için geldi. Dün bizi görmeye geldi. Non ricordo dove e quando vi ho incontrato. Sizinle ne zaman ve nerede karşılaştığımı hatırlamıyorum. Sizinle nerede ve ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum. Où est le journal ? Gazete nerede? Gazete nerede? Soy feliz. Ben mutluyum. Mutluyum. Non so chi voi siate. Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum. Kim olduğunuzu bilmiyorum. Ho ancora bisogno del tuo aiuto per trovare le mie chiavi. Anahtarlarımı bulmak için hâlâ yardımına ihtiyacım var. Anahtarlarımı bulmak için hâlâ yardımına ihtiyacım var. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Danese." "Akrabaları nereli?" "Danimarka." "Akrabaları hangi milletten?" "Danimarkalı." De qui ai-je peur ? Kimden korkuyorum? Kimden korkuyorum? ¿Con quién piensas cenar? Akşam yemeğini kimle yemeği planlıyorsun? Kiminle yemek yiyeceksin? Viaggio leggero. Az bagajla seyahat ederim. Hafif bir yolculuk. Non so se lui lo sa. Onun bilip bilmediğini bilmiyorum. O biliyor mu bilmiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Bielorussa." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Belarus." "Ailemiz hangi milletten?" "Belarus." Él habla rápido. O hızlı konuşur. Hızlı konuşuyor. Hace calor esta mañana, ¿no? Bu sabah sıcak değil mi? Bu sabah çok sıcak, değil mi? Mulți și-au pierdut casele după cutremur. Birçoğu depremden sonra evlerini kaybetti. Birçoğu depremden sonra evlerini kaybetti. Ti aspetti troppo da lei. Ondan çok şey bekliyorsun. Ondan çok şey bekliyorsun. Os meninos começaram a lutar. Çocuklar kavga etmeye başladılar. Çocuklar kavga etmeye başladı. Nada hace feliz a Tom. Tom'u hiçbir şey mutlu etmez. Hiçbir şey Tom'u mutlu edemez. Puede que sea o no sea cierto. Doğru olabilir ya da olmayabilir. Doğru olabilir de olmayabilir de. Plantele se îndreaptă spre lumina soarelui. Bitkiler güneş ışığına doğru yönelir. Bitkiler güneş ışığına doğru gidiyor. Quando si svegliò, Tom scoprì che Mary era scomparsa. Tom uyandığında Mary'nin gözden kaybolduğunu keşfetti. Tom uyandığında, Mary'nin kayıp olduğunu öğrendi. Fue a verle cuando estaba en Londres. O, Londra'da kalırken, o onu görmek için gitti. Londra'dayken onu görmeye gitmiş. Durmamos un poco. Biraz uyuyalım. Biraz uyuyalım. Tu as rénové une maison. Bir evi onardın. Bir evi yeniledin. Cât de departe suntem de mare? Biz denizden ne kadar uzaktayız? Denizden ne kadar uzaktayız? Qui tutti hanno paura di me. Buradaki herkes benden korkuyor. Buradaki herkes benden korkuyor. Llámame si necesitas mi ayuda. Yardımıma ihtiyacın olursa, beni ara. Yardımıma ihtiyacın olursa beni ara. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Belga." "Arkadaşların nereli?" "Belçika." "Arkadaşların hangi milletten?" "Belçika." Le bus était vide, à l'exception d'une vieille dame. Yaşlı bir kadın dışında otobüs boştu. Otobüs boştu, yaşlı bir kadın hariç. Se enamoró de su mejor amigo. O en iyi arkadaşına aşık oldu. En iyi arkadaşına aşık oldu. Non vai in vacanza in Repubblica Ceca. Tatile Çek Cumhuriyeti'ne gitmiyorsun. Çek Cumhuriyeti'ne tatile gitmiyorsun. Derrotaste o Tom. Tom'u yendin. Tom'u yendin. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Colombiana." "Doktorların nereli?" "Kolombiya." "Doktorların hangi milletten?" "Kolombiyalı." Non avete visitato l'Australia. Avustralya'yı ziyaret etmediniz. Avustralya’yı ziyaret etmediniz. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Bulgara." "Komşularının milliyeti neydi?" "Bulgar." "Komşuların hangi millettendi?" "Bulgaristan." Le gusta beber. O içmeyi seviyor. İçmeyi seviyor. Nous ne pouvons pas simplement rester assis là sans rien faire. Burada böylece bir şey yapmadan oturamayız. Öylece oturup hiçbir şey yapmadan duramayız. Tengo una muy buena noticia. Çok iyi bir haberim var. Çok iyi haberlerim var. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Libica." "Doktorları nereli?" "Libya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Libyalı." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Belga." "Kardeşleri nereli?" "Belçika." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Belçika." Il n'a pas de travail, il est retraité. İşi yok, emekli oldu. İşi yok, emekli oldu. "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Estone." "Komşuları nereli?" "Estonya." "Komşuları hangi milletten?" "Estonya." Ar fi bine dacă ai purta un pulover pe sub haină. Ceketinin altına bir kazak giysen iyi olur. Paltonun altına süveter giysen iyi olur. Tom quiere que yo te mande un mensaje. Tom sana bir mesaj vermemi istiyor. Tom sana bir mesaj iletmemi istedi. Quelle mele sono grandi. Şu elmalar büyük. Elmalar çok büyük. Você sempre me faz rir. Beni her zaman güldürüyorsun. Beni hep güldürüyorsun. Un passaporto vi identifica come cittadini di un Paese e vi permette di viaggiare all'estero. Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir. Bir pasaport sizi bir ülkenin vatandaşı olarak tanımlar ve yurtdışına seyahat etmenizi sağlar. Je ne vous propose pas de réductions. Size fiyatı düşürmeyi önermiyorum. Size indirim önermiyorum. Non è necessario che abbia un senso. O mantıklı olmak zorunda değil. Mantıklı olmasına gerek yok. Nu știu. Bilmiyorum. Yapamazsınız. ¿Queréis vivir en Boston? Boston'da yaşamak ister misiniz? Boston'da yaşamak ister misiniz? Jabón, por favor. Sabun, lütfen. Sabun, lütfen. ¿Sabes por qué no pudo venir? Onun niçin gelemediğini biliyor musun? Neden gelemedi biliyor musun? Iré a Kioto. Kyoto'ya gideceğim. Kyoto'ya gidiyorum. Necesitas un abogado. Sana bir avukat lazım. Avukata ihtiyacın var. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Ceca." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Çek." "Doktorları hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Non dimenticherò mai Tom. Tom'u asla unutmayacağım. Tom'u asla unutmayacağım. Diga, você o viu? Söyle, onu gördün mü? Onu gördün mü? Non andate in vacanza in Nuova Zelanda. Tatile Yeni Zelanda'ya gitmiyorsunuz. Yeni Zelanda’ya tatile gitmeyin. ¡Háblame de ello! Bana ondan bahset! Bir de bana sor! A luat vreunul notițe? Herhangi birisi not tuttu mu? Not alan oldu mu? ¿Dónde vives en Turquía? Türkiye'de nerede yaşıyorsun? Türkiye'de nerede yaşıyorsun? Non hai visitato la Grecia. Yunanistan'ı ziyaret etmedin. Yunanistan'ı ziyaret etmediniz. Non hai visitato l'Uruguay? Uruguay'ı ziyaret etmedin mi? Uruguay'a hiç gitmedin mi? Am întrebat de el pe cineva. Onun hakkında birilerine sordum. Birine sordum. Un pájaro puede volar. Bir kuş uçabilir. Bir kuş uçabilir. Yo soy coreano. Ben Koreliyim. Ben Koreliyim. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Colombiana." "Onun arkadaşları nereli?" "Kolombiya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Kolombiyalı." ¿Qué es lo que quisiste decirle a alguien pero no se lo dijiste y se convirtió en tu mayor carga? Birine söylemek isteyip de söyleyemediğin ve içinde yük olan en büyük şey ne? Birine söylemek istediğin ama söylemediğin ve en büyük yükün haline gelen şey neydi? Ce fel de metode utilizezi pentru a direcționa oamenii către muncă? Banii, frica, ego-ul, forța sau ce altceva? İnsanları bir işe yöneltmek için ne gibi metotlar kullanıyorsun? Para, korku, ego tatmini, gaz verme çantanda başka neler var? İnsanları işe yönlendirmek için ne tür yöntemler kullanıyorsunuz? Para, korku, ego, güç ya da başka bir şey? Mă voi duce la teatru. Tiyatroya gideceğim. Tiyatroya gideceğim. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Norvegese." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Norveç." "Aileniz hangi milletten?" "Norveçli." Tengo el pelo muy largo. Çok uzun saçım var. Saçlarım çok uzun. Tom tenía que darse prisa. Tom'un acele etmesi gerekiyordu. Tom'un acelesi vardı. Fue una buena película. Güzel bir filmdi. İyi bir filmdi. ¿Hace cuánto se fue el bus? Otobüs ne kadar süre önce ayrıldı? Otobüs gideli ne kadar oldu? Estos son maravillosos. Bunlar harikalardır. Bunlar harika. Gli hai scritto? Ona yazdın mı? Ona yazdın mı? Hoy no me siento muy bien de salud. Bugün kendimi çok sağlıklı hissetmiyorum. Bugün sağlığım pek iyi değil. L'orgueil de l'homme est sa faiblesse. İnsanın kibri, onun zayıflığıdır. İnsanın gururu onun zayıflığıdır. Per favore fammi uscire. Lütfen dışarı çıkayım. Lütfen çıkar beni. ¿Tu hermano sabe conducir un coche? Erkek kardeşin araba sürebilir mi? Kardeşin araba kullanmayı biliyor mu? Tom no volverá antes de las dos y media. Tom 2.30'dan önce gelmeyecek. Tom iki buçuktan önce dönmeyecek. Vorrei chiacchierare con te tramite e-mail. Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum. Seninle e-posta yoluyla konuşmak istiyorum. Es su novio. O onun erkek arkadaşı. Erkek arkadaşı. Tom no quería hablar con nadie. Tom kimseyle konuşmak istemiyordu. Tom kimseyle konuşmak istemedi. Tout le monde peut le faire. Bunu herkes yapabilir. Bunu herkes yapabilir. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Bulgara." "Ninelerin nereliydi?" "Bulgar." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Bulgaristanlı." Esta noche estoy ocupado. Bu gece meşgulüm. Bu gece meşgulüm. Elle ignore même que j'existe. Benim burada olduğumu bile umursamıyor. Varlığımdan bile haberi yok. ¿Quieres conocerla? Onunla tanışmak istiyor musun? Onunla tanışmak ister misin? ¿Me veo bien? İyi görünüyor muyum? İyi görünüyor muyum? Nunca hago nada estúpido. Asla aptalca bir şey yapmam. Asla aptalca bir şey yapmam. Vreau să intru în contact cu el. Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onunla temas kurmak istiyorum. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Statunitense." "Öğretmenleri nereli?" "Amerikan." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Amerikalı." Je savais qu'elles venaient. Onların geleceğini biliyordum. Geleceklerini biliyordum. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Bielorussa." "Komşuların nereli?" "Belarus." "Komşuların hangi milletten?" "Belarus." Eu sou um corredor. Koşucuyum. Ben bir koşucuyum. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Boliviana." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Bolivya." "Kız kardeşlerin hangi millettendi?" "Bolivyalı." Ahora Tom no está viendo la televisión. Tom şimdi TV izlemiyor. Şimdi Tom televizyon izlemiyor. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Gallese." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Galler." "Doktorları hangi milletten?" "Galler." Ese teclado es costoso. Bu klavye pahalı. O klavye çok pahalı. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Statunitense." "Kardeşleri nereli?" "Amerikan." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Amerikalı." Tom se află sub presiune. Tom baskı altında. Tom baskı altında. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Colombiana." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Kolombiya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Voy con Tom. Tom ile gidiyorum. Tom'la gidiyorum. Era más fácil de lo que pensaba. Düşündüğümden kolaydı. Düşündüğümden daha kolay oldu. A barba dele faz ele parecer uns dez anos mais velho. Sakalı onu on sene daha yaşlı gösteriyordu. Sakalı onu 10 yaş daha yaşlı gösteriyor. Tom viene a mi casa esta noche. Tom bu gece benim evime geliyor. Tom bu gece bana geliyor. Ei au spus că el a avut un comportament jenant. Onun utanç verici bir biçimde davrandıklarını söylediler. Utanç verici bir davranış sergilediğini söylediler. Buona notte, Timmy. İyi geceler, Timmy. İyi geceler, Timmy. Él se casó con una canadiense. O, Kanadalı bir kızla evlendi. Kanadalı bir kadınla evlendi. O avião pousou sem problemas. Uçak sorunsuz bir şekilde iniş yaptı. Uçak sorunsuz indi. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Colombiana." "Teyzeleriniz nereli?" "Kolombiya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Kolombiyalı." J'ai regardé un film suédois la nuit dernière. Geçen gece bir İsveç filmi izledim. Dün gece bir İsveç filmi izledim. Sono stanco delle tue storie! Hikayelerinden bıktım! Bıktım senin hikayelerinden! Non sono di nazionalità camerunense? Kamerun uyruklu değiller mi? Kamerunlu değiller mi? Me alegra que te guste. Ondan hoşlandığına sevindim. Beğenmene sevindim. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Ceca." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Çek." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." No puedo rendirme. Vazgeçemem. Pes edemem. El supermercado abre a las diez. Supermarket saat onda açılır. Market saat 10'da açılıyor. Este libro se vende aquí. Bu kitap burada satılır. Bu kitap burada satılıyor. Sono di nazionalità svizzera? Onlar İsviçre uyruklu mu? İsviçre vatandaşı mısınız? Devi comprare pure questo! Bunu da almak zorundasın! Bunu da almalısın! So che avrei dovuto chiamare prima. Önce telefon etmem gerektiğini biliyorum. Biliyorum daha önce aramalıydım. Viviamo in una bella città. Güzel bir kentte yaşıyoruz. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Non vanno in vacanza in Albania? Tatile Arnavutluk'a gitmiyorlar mı? Arnavutluk'a tatile gitmiyorlar mı? Soy un hombre paciente. Ben sabırlı bir adamım. Ben sabırlı bir adamım. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Camerunense." "Onun komşuları nereliydi?" "Kamerun." "Yakınları hangi millettendi?" "Kamerunlu." Tom queria ir a Boston. Tom Boston'a gitmek istedi. Tom Boston'a gitmek istedi. Fui llamado con urgencia al cuartel. Ben acil olarak karargaha çağrıldım. Acil olarak karargaha çağrıldım. ¡No estoy gordo! Ben şişman değilim! Ben şişman değilim! Les cours commencent à 8 heures et demie du matin. Okul sabah sekiz buçukta başlar. Dersler sabah 8.30'da başlıyor. No me enseñaste. Bana öğretmedin. Bana öğretmedin. Las lágrimas son el arma de los niños. Gözyaşları çocukların silahlarıdır. Gözyaşı çocukların silahıdır. La nueva biblioteca se está construyendo desde el año pasado. Yeni kütüphane, geçen yıldan beri yapım aşamasında. Yeni kütüphane geçen yıldan beri inşa ediliyor. O bebê chorou por leite. Bebek süt için ağladı. Bebek süt için ağladı. Fue una sorpresa genial. Bu harika bir sürprizdi. Harika bir sürprizdi. Non abbiamo visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret etmedik. Slovenya'ya hiç gitmedim. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Bielorussa." "Komşuları hangi milletten?" "Belarus." "Komşuları hangi milletten?" "Belarus." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Ungherese." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Macar." "Doktorları hangi milletten?" "Macarca." Ea a jucat un rol important în acest proiect. O bu projede önemli bir rol oynadı. Bu projede önemli bir rol oynadı. Una persona non può fuggire dal proprio passato. Bir insan geçmişinden kaçamaz. Bir insan geçmişinden kaçamaz. Ese era el hospital que visité el mes pasado. O, benim geçen ay ziyaret ettiğim hastane idi. Geçen ay ziyaret ettiğim hastaneydi. Hai visitato l'Estonia. Estonya'yı ziyaret ettin. Estonya'yı ziyaret ettin. Ils peuvent faire ce qu'ils veulent. İstediklerini yapabilirler. Ne isterlerse yapabilirler. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Ghanese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Gana." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Ghanese." Tom nu a ridicat niciun deget. Tom kılını kıpırdatmadı. Tom parmağını bile kıpırdatmadı. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Belga." "Teyzeleri nereli?" "Belçika." "Amcaları hangi milletten?" "Belçika." Non vai in vacanza in Uruguay? Tatile Uruguay'a gitmiyor musun? Uruguay'a tatile gitmiyor musun? Você sabe o alfabeto russo de cor? Rus alfabesini ezbere biliyor musun? Rus alfabesini biliyor musun? Le vi hace tres años. Ben onu üç yıl önce gördüm. Onu üç yıl önce gördüm. Es mi hermano. O benim erkek kardeşim. O benim kardeşim. Cuidemos do nosso planeta. Gezegenimizi koruyalım. Gezegenimizle ilgilenelim. ¿Lo tocó? Size dokundu mu? Ona dokundun mu? "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Malese." "Teyzeleri nereli?" "Malezya." "Amcaları hangi milletten?" "Malezya." Él tiene un libro interesante. Onun ilginç bir kitabı var. İlginç bir kitabı var. Almania es un paiz grande. Almanya büyük bir ülkedir. Almanya büyük bir ülke. ¿Cuál es el planeta más cercano al sol? Güneş'e en yakın gezegen hangisidir? Güneşe en yakın gezegen hangisidir? Por que dizer 'Bom dia!' quando o dia não começa bem? Gün aydın değilse neden "Günaydın!" diyelim ki? Güne iyi başlayamıyorsa neden "Günaydın" desin ki? Stanno andando dalla parte sbagliata. Onlar yanlış yöne gidiyorlar. Yanlış tarafa gidiyorlar. Il a les mains absolument propres ; il utilise toujours des gants. Daima eldiven kullandığı için, elleri tertemizdir. Elleri çok temizdir ve her zaman eldiven giyer. Această casă este foarte mică. Bu ev çok küçük. Bu ev çok küçük. Mi hermano todavía está durmiendo. Erkek kardeşim hâlâ uyuyor. Kardeşim hala uyuyor. Mi sono cambiato. Kıyafetlerimi değiştirdim. Üzerimi değiştirdim. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Irlandese." "Komşularının uyruğu ne?" "İrlanda." "Komşuları hangi milletten?" "İrlandalı." J'ai beaucoup travaillé cette semaine. Bu hafta çok çalıştım. Bu hafta çok çalıştım. ¿Cómo te va en tu nuevo trabajo? Yeni işin nasıl gidiyor? Yeni işin nasıl gidiyor? "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Austriaca." "Onun nineleri nereli?" "Avusturya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Avusturyalı." Hace años que no sigo la fórmula 1. Yıllardır F1'i hiç takip etmiyorum. Formula 1'i yıllardır takip etmiyorum. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Cinese." "Dedeleriniz nereliydi?" "Çin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Çinli." "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Irlandese." "Nineleriniz nereli?" "İrlanda." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "İrlandalı." Tom se siente mejor. Tom daha iyi hissediyor. Tom daha iyi. Tenemos mucho tiempo. Çok fazla zamanımız var. Daha çok zamanımız var. Sto aspettando con impazienza il suo regalo. Onun hediyesini sabırsızlıkla bekliyorum. Hediyeni dört gözle bekliyorum. Mary se parece a su madre. Mary annesine benziyor. Mary annesine benziyor. ¿No podemos hablar de eso por la mañana? Sabah konuşamaz mıyız bunun hakkında? Bunu sabah konuşamaz mıyız? Tom me dijo que no estaba ocupado. Tom bana meşgul olmadığını söyledi. Tom meşgul olmadığını söyledi. Je n'ai rien à déclarer. Bildirecek bir şeyim yok. Söyleyecek bir şeyim yok. ¿Por qué no dejas en paz a Tom? Niçin Tom'u yalnız bırakmıyorsun? Neden Tom'u rahat bırakmıyorsun? Ça lui prendra au moins deux ans avant d'être qualifiée à ce poste. Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak. Bu pozisyona gelmesi en az iki yıl alır. Lo tienen todo bajo control. Onlar her şeyi kontrol altına aldı. Her şey kontrol altında. ¿Me quedé dormido? Uyuya mı kaldım? Uyuya mı kaldım? Se c'è qualcosa che ti disturba dimmelo. Seni bir şey rahatsız ediyorsa bana söyle. Canını sıkan bir şey varsa söyle. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Svizzera." "Komşularının milliyeti neydi?" "İsviçre." "Komşuların hangi millettendi?" "İsviçre." Filmul a fost un pic dezamăgitor. Film biraz hayal kırıklığına uğratıcıydı. Film biraz hayal kırıklığı oldu. Amava-te. Seni seviyordum. Seni seviyordum. Las dos chicas tienen los ojos azules. Heriki kızın mavi gözleri var. İki kızın da mavi gözleri var. Ce calități admiri cel mai mult la Tom? Tom'da en çok hangi niteliklere hayransın. Tom'un en çok hangi özelliğine hayransın? Tiene una bandera. Bir bayrağı var. Bir bayrağı var. Gracias, amigo mío. Teşekkür ederim arkadaşım. Teşekkürler, dostum. Tutti possono sbagliare. Herkes yanılabilir. Herkes hata yapabilir. Verrò alla tua festa stasera. Bu akşam partine geleceğim. Bu gece partine geleceğim. Il nous a envoyé une lettre. O bize mektup gönderdi. Bize bir mektup gönderdi. Se quedaron en el hotel una semana. Bir hafta boyunca otelde kaldılar. Bir hafta boyunca otelde kaldılar. Acum s-a schimbat cursul evenimentelor. Şimdi olayların akışı değişti. Şimdi olayların gidişatı değişti. Tengo que leer mucho. Çok okumam lazım. Okumam gereken çok şey var. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Peruviana." "Kardeşlerin nereli?" "Peru." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Perulu." Estamos muy borrachos. Biz çok sarhoşuz. Çok sarhoşuz. Hai visto la televisione ieri sera? Dün gece televizyon izledin mi? Dün gece televizyon izledin mi? "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Svedese." "Ninelerimiz nereliydi?" "İsveç." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "İsveçli." Necesito saber que estás bien. Senin iyi olduğunu bilmem lâzım. İyi olduğunu bilmem gerek. Tom veut savoir la vérité. Tom gerçeği bilmek istiyor. Tom gerçeği öğrenmek istiyor. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Argentina." "Kuzenlerimiz nereli?" "Arjantin." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Vietnamita." "Dedelerimiz nereliydi?" "Vietnam." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Vietnamlı." Donne-moi une bonne raison. Bana iyi bir sebep göster. Bana iyi bir sebep söyle. Andate in vacanza in Russia? Rusya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Rusya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Ceniamo. Akşam yemeği yiyelim. Yemek yiyelim. Nado aquí todas las mañanas. Ben burada her sabah yüzerim. Her sabah burada yüzerim. Quiero matar a Tom. Tom'u öldürmek istiyorum. Tom'u öldürmek istiyorum. Es un fascista. O, bir faşist. O bir faşist. E o mișcare bună. O iyi bir hamle. Bu iyi bir hamle. Non lo dimenticherò. Onu unutmayacağım. Bunu unutmayacağım. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Paraguaiana." "Akrabalarınız nereli?" "Paraguay." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Paraguaylı." Anch'io una volta mi sono trovato nella stessa situazione in cui si trova lei in questo momento. Per questo la capisco molto bene. Ben de bir defasında sizin şu an içinde bulunduğunuz durumu yaşamıştım. O yüzden sizi iyi anlıyorum. Ben de bir zamanlar senin şu anda olduğun durumdaydım, bu yüzden seni çok iyi anlıyorum. Era davvero chiuso. O gerçekten kapalıydı. Gerçekten kapalıydı. Arată-ne împrejurimile. Bize etrafı gezdir. Bize etrafı göster. Non vanno in vacanza in Scandinavia? Tatile İskandinavya'ya gitmiyorlar mı? İskandinavya'ya tatile gitmiyorlar mı? Marie demeure ici. Mary burada yaşıyor. tom mary'nin yanında kaldı. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Portoghese." "Amcaları nereli?" "Portekiz." "Amcalarınız hangi milletten?" "Portekizli." "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Paraguaiana." "Hocaları nereliydi?" "Paraguay." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Bielorussa." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Belarus." "Komşularımız hangi millettendi?" "Belarus." ¡Lo estaba esperando! Onu bekliyordum! Ben de sizi bekliyordum! Me preocupo por él. Onun için endişeleniyorum. Ona değer veriyorum. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Libica." "Onun arkadaşları nereli?" "Libya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Libyalı." Estamos aquí para hablar. Konuşmak için buradayız. Buraya konuşmaya geldik. Andiamo a bere un caffè o qualcos'altro? Kahve ya da bir şey içmeye gidelim mi? Kahve falan içelim mi? Nu confunda răbdarea cu toleranța. Sabrı hoşgörü ile karıştırmayın. Sabır ile hoşgörüyü birbirine karıştırmayın. ¿Te bañaste? Banyo yaptın mı? Banyo mu yaptın? Él es un buen nadador. O iyi bir yüzücü. İyi bir yüzücüdür. La settimana scorsa era malato. Geçen hafta hastaydı. Geçen hafta hastaydı. Lui Tom îi place să doarmă gol dar, eu prefer să port pijama. Tom çıplak uyumayı sever ama ben pijama giymeyi tercih ederim. Tom çıplak uyumayı sever ama ben pijama giymeyi tercih ederim. Ella estuvo toda la mañana ahí. O, bütün sabah oradaydı. Bütün sabah oradaydı. Ci sono delle frasi che tutta la gente conosce. Herkesin bildiği cümleler var. Herkesin bildiği bazı cümleler vardır. Tu sais danser, n'est-ce pas ? Dans edebilirsin, değil mi? Dans etmeyi biliyorsun, değil mi? Nu te voi dezamăgi niciodată. Asla seni hayal kırıklığına uğratmayacağım. Seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım. Merci d'avoir bouilli l'eau ! Suyu kaynattığın için teşekkürler! Suyu kaynattığın için sağ ol. Avremmo dovuto permettere che la polizia si occupasse del problema. Polisin sorunla ilgilenmesine izin vermeliydik. Polisin bu işi halletmesine izin vermeliydik. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Slovacca." "Amcaların nereli?" "Slovak." "Amcaların hangi milletten?" "Slovakyalı." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Danese." "Dedelerimiz nereliydi?" "Danimarka." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Danimarkalı." Non ho capito la battuta. Ben fıkrayı anlamadım. Espriyi anlamadım. Esto está hecho en Kazajistán. Bu, Kazakistan'da yapıldı. Bu Kazakistan'da yapıldı. ¿Me puede añadir a la lista? Beni de listeye ekler misiniz? Beni de listeye ekleyebilir misiniz? Je ne dis rien et ça la mît en colère. Hiçbir şey söylemedim, onu kızdıran buydu. Hiçbir şey söylemiyorum ve bu onu kızdırıyor. Tom quería hablar con Mary cara a cara. Tom Mary ile yüz yüze konuşmak istedi. Tom, Mary ile yüz yüze konuşmak istedi. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Irlandese." "Hocalarımız nereliydi?" "İrlanda." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İrlandalı." Eu am câștigat medalia de aur. Ben altın madalya kazandım. Altın madalyayı ben kazandım. Quédate aquí hasta que Tom vuelva Tom dönene dek burada bekle. Tom dönene kadar burada kal. Lui sta dormendo? O, uyuyor mu? Uyuyor mu? Tom le escribió a Mary acerca de John. Tom, Mary'e John hakkında yazdı. Tom, Mary'ye John hakkında mektup yazdı. Ils voulaient savoir ce qui s'était passé. Ne olduğunu bilmek istiyorlardı. Ne olduğunu öğrenmek istediler. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Ghanese." "Ninelerin nereliydi?" "Gana." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Ghanese." Sono di nazionalità portoghese? Onlar Portekiz uyruklu mu? Bunlar Portekiz vatandaşı mı? Hacía tanto frío que me quedé en casa todo el día. O kadar soğuktu ki bütün gün evde kaldım. Hava o kadar soğuktu ki, bütün gün evdeydim. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Argentina." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Arjantin." "Ailemiz hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Malese." "Komşuları nereliydi?" "Malezya." "Komşuları hangi millettendi?" "Malezya." Fiecare persoană contează. Her insan sayar. Her insan önemlidir. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Libica." "Doktorlarınız nereli?" "Libya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Libyalı." Je brossais mes dents. Dişlerimi fırçalıyordum. Dişlerimi fırçalıyordum. Elles conduisent leur propre voiture. Kendi arabalarını sürüyorlar. Kendi arabalarını sürüyorlar. Tom no puede decirme qué hacer. Tom bana ne yapacağımı söyleyemez. Tom bana ne yapacağımı söyleyemez. Tiene usted un mensaje. Bir mesajınız var. Bir mesajınız var. Conosci la città in cui vive? Onun yaşadığı şehri biliyor musun? Yaşadığı şehri biliyor musun? Tengo el pelo largo. Uzun saçım var. Uzun saçlarım var. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Islandese." "Komşuları hangi milletten?" "İzlanda." "Komşularınız hangi milletten?" "İzlandalı." Hanno visitato l'Etiopia? Etiyopya'yı ziyaret ettiler mi? Etiyopya'yı ziyaret ettiler mi? Il est difficile de trouver un équilibre. Bir denge bulmak zor. Bir denge bulmak çok zor. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Nigeriana." "Komşularınız nereli?" "Nijerya." "Komşularınız hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Brasiliana." "Ninelerimiz nereliydi?" "Brezilya." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Non ho chiesto questi. Bunları istemedim. Bunları ben istemedim. Contesta a mi pregunta. Soruma cevap ver. Soruma cevap ver. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Camerunense." "Hocaların nereli?" "Kamerun." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Lituana." "Kardeşleri nereli?" "Litvanya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Litvanya." Am greșit. Yanıldım. Başardım. Él tenía 19 años entonces. O o zaman 19 yaşındaydı. O zaman 19 yaşındaydı. Tienes que ayudar. Yardım etmek zorundasın. Yardım etmelisin. Eu quero estudar inglês. İngilizce okumak istiyorum. İngilizce öğrenmek istiyorum. Hay un gato en la cocina. Mutfakta bir kedi var. Mutfakta bir kedi var. Este foarte amabil din partea ta să mă suni. Beni araman büyük nezaket. Beni araman büyük incelik. Hai del latte? Sütün var mı? Sütün var mı? Avec une certaine persévérance, on peut apprendre n'importe quelle langue. Kesin bir kararlılıkla, herhangi bir dili öğrenebiliriz. Biraz azim ile her dili öğrenebilirsin. ¿Adónde va Tom? Tom nereye gidiyor? Tom nereye gidiyor? Quiero que vaya allí. Onun oraya gitmesini istiyorum. Oraya gitmeni istiyorum. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Argentina." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Arjantin." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Arjantinli." "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Lituana." "Nineleri nereliydi?" "Litvanya." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Litvanya." "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Spagnola." "Kuzenleri nereli?" "İspanyol." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "İspanyolca." Es realmente una buena chica. O gerçekten iyi bir kız. Gerçekten iyi bir kız. Pur sapendo che ti rispettavo, mi hai spezzato il cuore. Sana saygı duyardım bilirsin, sen yine de kalbimi kırdın. Sana saygı duyduğumu bilmene rağmen kalbimi kırdın. Ninguém sabe o que isto ainda virá a ser. Kimse hala ne olacağını bilmiyor. Bunun ne olacağını kimse bilmiyor. Vai in vacanza in Palestina? Filistin'e tatile mi gidiyorsun? Filistin'e tatile mi gidiyorsunuz? Nos sèm complètament enganats. Tamamen yanlış yaptık. Tamamen yanılmışız. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Brasiliana." "Anneleriniz nereli?" "Brezilya." "Anneleriniz hangi milletten?" "Brezilyalı." No puedes discutir con un ángel. Sen bir melekle tartışamazsın. Bir melekle tartışamazsın. Él es mi vecino. O benim komşum. O benim komşum. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Ceca." "Doktorları nereli?" "Çek." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." ¿Cuándo empezó el dolor? Ağrı ne zaman başlamıştı? Ağrı ne zaman başladı? Je savais que ce jour allait advenir. Bu günün olacağını biliyordum. Bu günün geleceğini biliyordum. Creo que se alegrará de verte. Sanırım o seni gördüğüne memnun olacak. Bence seni gördüğüne çok sevinecek. Tu sai condurre una macchina con cambio a mano? Manüel vitesli bir araba kullanabilir misin? Elle vitesli araba kullanmayı biliyor musun? Tom cree que María no volverá nunca. Tom, Mary'nin bir daha geri dönmeyeceğini düşünüyor. tom mary'nin asla geri dönmeyeceğini düşünüyor. Nu pot să fac acest lucru să meargă. Ben bu şeyi çalıştıramam. Bu işi yürütemem. ¡Vaya! el forro de mi abrigo se ha descosido. Tüh, ceketimin astarı söküldü. Ceketimin astarı yırtıldı. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Spagnola." "Doktorlarınız nereli?" "İspanyol." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İspanyolca." Tom quería que su hijo viviera en Boston. Tom, oğlunun Boston'da yaşamasını istedi. Tom oğlunun Boston'da yaşamasını istedi. Il n'y a pas de réponses aisées. Kolay cevaplar yok. Bunun kolay bir cevabı yok. Has hecho más que suficiente. Gereğinden daha fazla yaptın. Yeterince şey yaptın. Te acalma. Sakin ol. Seni sakinleştirir. Vogliamo il caldo e il sole! Sıcak ve güneş istiyoruz! Sıcağı ve güneşi istiyoruz! Llamamos a nuestro perro "White". Köpeğimizi "White " diye çağırıyoruz. Köpeğimize "Beyaz" diyoruz. Am crezut că am auzit vocea cuiva în bucătărie. Mutfakta birilerinin sesini duyduğumu düşünüyordum. Mutfakta birinin sesini duyduğumu sandım. Ideile tale sunt destul de depășite. Fikirlerin oldukça çağ dışı. Senin fikirlerin oldukça eski. Los niños juegan en este parque todos los días. Çocuklar her gün bu parkta oynarlar. Çocuklar her gün bu parkta oynuyorlar. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Croata." "Teyzelerimiz nereli?" "Hırvat." "Amcalarımız hangi milletten?" "Hırvatistan." Questo libro è venduto qui. Bu kitap burada satılır. Bu kitap burada satılıyor. Amo parlare con la gente. İnsanlarla konuşmayı severim. İnsanlarla konuşmayı seviyorum. Ha sido un buen día. Güzel bir gündü. Güzel bir gündü. Elle n'écoutait pas Tom. Tom'u dinlemiyordu. Tom'u dinlemiyordu. Él no había hablado nunca antes con él. O zamandan önce onunla hiç konuşmadı. Onunla daha önce hiç konuşmamıştı. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Libica." "Ninelerin nereliydi?" "Libya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Libyalı." "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Maltese." "Komşularının uyruğu neydi?" "Malta." "Komşuları hangi millettendi?" "Maltese." No sale agua de la ducha. Duştan su akmıyor. Duştan su gelmiyor. Tendo sida escrita às pressas, esta carta contém muitos erros. Aceleyle yazıldığından dolayı, bu mektubun içinde çok hatası var. AIDS'i aceleyle yazdıktan sonra, bu mektup birçok hata içeriyor. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Azera." "Hekimleriniz nereli?" "Azeri." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Azera." Le gusta esta guitarra. O bu gitarı sever. Bu gitarı seviyor. Non andiamo in vacanza in Palestina? Tatile Filistin'e gitmiyor muyuz? Filistin'e tatile gitmiyor muyuz? Tom llegó el último. Tom son olarak vardı. Tom en son geldi. Há mais de sete mil milhões de pessoas no planeta. Dünyada yedi milyondan fazla insan var. Gezegende yedi milyardan fazla insan var. Su madre murió el año pasado. Annesi geçen yıl öldü. Annesi geçen yıl öldü. Avant, il y avait des lions en Irak. Eskiden İran'da aslanlar vardı. Eskiden Irak'ta aslanlar vardı. ¿Cuándo fue la última vez que te duchaste? En son ne zaman duş aldın? En son ne zaman duş aldın? "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Ucraina." "Akrabaları nereli?" "Ukrayna." "Akrabaları hangi milletten?" "Ukrayna." "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Ucraina." "Dedelerin nereliydi?" "Ukrayna." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Ukraynalı." "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Bulgara." "Kardeşlerimiz nereli?" "Bulgar." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Inglese." "Hocalarınız nereliydi?" "İngiliz." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İngilizce." "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Cinese." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Çin." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Çinli." Eu desejo renunciar. İstifa etmek istiyorum. İstifa etmek istiyorum. Era duro como pedra. O, kaya gibi sertti. Taş gibi sertti. Mañana por la tarde estará jugando al tenis. O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak. Yarın öğleden sonra tenis oynayacak. Andiamo in vacanza in Repubblica Ceca. Çek Cumhuriyeti'ne tatile gidiyoruz. Çek Cumhuriyeti'ne tatile gidiyoruz. Hubo un terremoto ayer. Dün bir deprem oldu. Dün bir deprem oldu. Nós ainda não ficamos sem água. Henüz suyumuz bitmedi. Henüz suyumuz tükenmedi. Puede que llueva mañana. Yarın belki yağmur yağacak. Yarın yağmur yağabilir. Nici o femeie nu este la fel de arogantă ca ea. Hiçbir kadın onun olduğu kadar kibirli değildir. Hiçbir kadın onun kadar kibirli değildir. Ella conoce bien la historia japonesa. Japon tarihini iyi biliyor. Japon tarihini çok iyi biliyor. No puedo ayudarle. Ona yardım edemiyorum. Size yardım edemem. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Albanese." "Amcaları nereli?" "Arnavut." "Amcaları hangi milletten?" "Arnavutça." Il film non era interessante quanto il libro. Film kitap kadar ilginç değildi. Film kitap kadar ilgi çekici değildi. Il cielo è nero, mi chiedo se pioverà o meno. Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum. Gökyüzü kara, yağmur yağacak mı merak ediyorum. Avete visitato gli Stati Uniti? ABD'yi ziyaret ettiniz mi? Amerika'yı ziyaret ettiniz mi? No me gusta esto. Bunu sevmiyorum. Bu hiç hoşuma gitmedi. Vai in vacanza in Polonia? Polonya'ya tatile mi gidiyorsun? Polonya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Non andate in vacanza in Islanda. Tatile İzlanda'ya gitmiyorsunuz. İzlanda’ya tatile gitmeyin. Mi llave, por favor. Oda anahtarım, lütfen. Anahtarım, lütfen. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Serba." "Onun akrabaları nereli?" "Sırp." "Akrabaların hangi milletten?" "Otlar." Eu sei, eu sei. Biliyorum, biliyorum. Biliyorum, biliyorum. Estoy aquí todas las noches. Her gece buradayım. Her gece buradayım. Quel âge aviez-vous quand vous avez quitté l'Australie ? Avustralya'dan ayrıldığınızda kaç yaşındaydınız? Avustralya'dan ayrıldığınızda kaç yaşındaydınız? La mère de Maral a quarante-trois ans. Maral'ın annesi kırk üç yaşında. Maral'ın annesi 43 yaşında. Hai bisogno di dormire ancora un po', non è vero? Hâlâ biraz daha uykuya ihtiyacın var, değil mi? Biraz daha uyuman lazım, değil mi? Elle attend. O bekliyor. Bekliyor. Cosa ti piace di Tom? Tom hakkında neyi seviyorsun? Tom'un nesini seviyorsun? Pienso que Tom no va a ir. Sanırım Tom gitmeyecek. Tom'un geleceğini sanmıyorum. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Maltese." "Komşularınız nereli?" "Malta." "Komşularınız hangi milletten?" "Maltalı." Sono passati tre anni da che Tom è venuto a farci visita. Tom bizi ziyaret etmek için geldiğinden beri üç yıl oldu. Tom bizi görmeye geleli üç yıl oldu. Ele estava muito cansado. O, çok yorgundu. Çok yorgundu. A veces es bueno probar cosas nuevas. Bazen yeni şeyleri denemek iyidir. Bazen yeni şeyler denemek iyidir. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Tedesca." "Akrabaların nereli?" "Alman." "Akrabaların hangi milletten?" "Alman." Ecco il mio numero. İşte numaram. Bu benim numaram. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Ceca." "Komşuları hangi milletten?" "Çek." "Komşularınız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Une bonne idée m'a traversé l'esprit. Aklıma iyi bir fikir geldi. Aklıma iyi bir fikir geldi. Nici intrare, nici ieșire. Ne giriş ne de çıkış. Giriş yok, çıkış yok. La planète la plus proche du soleil est Mercure. Güneş'e en yakın olan gezegen Merkür'dür. Güneş'e en yakın gezegen Merkür'dür. Vou ao trabalho de carro. İşe arabayla giderim. Arabayla işe gidiyorum. Ho prestato la macchina a Tom. Arabayı Tom'a ödünç verdim. Arabayı Tom'a ödünç verdim. Yo soy tu padre. Ben senin babanım. Ben senin babanım. Aquele homem comeu pão. Şu adam ekmek yedi. O adam ekmek yedi. ¿Te está molestando Tom? Tom seni rahatsız ediyor mu? Tom seni rahatsız mı ediyor? Él llegó aquí anoche. O, buraya dün gece geldi. Dün gece buraya geldi. Ho aspettato anni. Yıllarca bekledim. Yıllarca bekledim. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Ceca." "Kardeşlerin nereli?" "Çek." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Tom ha comprato dei nuovi lacci per le scarpe. Tom ayakkabıları için yeni bağcık satın aldı. Tom yeni ayakkabı bağcıkları aldı. Por favor, tráeme otra taza de café. Lütfen bana bir fincan kahve daha ver. Lütfen bana bir fincan kahve daha getir. Ce que j'aime est sa manière de parler. Onun sevdiğim konuşma tarzı bu. Benim hoşuma giden şey konuşma şekli. Dacă un copac moare plantează altul în locul lui. Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir. Bir ağaç ölürse yerine bir ağaç dikilir. J'espère ne pas avoir fait trop de fautes. Umarım çok fazla hata yapmadım. Umarım çok fazla hata yapmamışımdır. Por favor, corte a pizza em três. Lütfen , pizzayı üçe kesiniz . Lütfen pizzayı üçe böl. Prefiero leer un libro a ver la televisión. Kitap okumayı televizyon izlemeye tercih ederim. Televizyon izlemektense kitap okumayı tercih ederim. Asta este partea distractivă. İşte eğlenceli kısım. İşin eğlenceli kısmı da bu. Prima listă de verificare a fost publicată în anul 1961. İlk kontrol listesi 1961 yılında yayımlandı. İlk kontrol listesi 1961'de yayınlandı. State tutti bene? Herkes iyi mi? Herkes iyi mi? Andiamo in vacanza in Nigeria? Nijerya'ya tatile mi gidiyoruz? Nijerya'ya tatile mi gidiyoruz? Aici putem să jucăm fie tenis fie baseball. Burada ya tenis ya da beyzbol oynayabiliriz. Burada ya tenis oynarız ya da beysbol. Oficiul poștal este situat în centrul orașului. Postane, şehrin merkezinde yer almaktadır. Postane şehir merkezinde yer almaktadır. Nu este nevoie de explicaţii. Açıklamaya gerek yok. Açıklamaya gerek yok. Sua moglie non l'ha mai saputo. Onun karısı asla öğrenmedi. Karısının bundan haberi yoktu. Actúa como si no hubiera nada. Hiçbir şey olmuyor gibi davran. Hiçbir şey yokmuş gibi davran. A María le encanta bailar y cantar. Mary dans edip şarkı söylemeyi sever. Maria dans etmeyi ve şarkı söylemeyi sever. Estou atrasado para o trabalho. İşe geç kaldım. İşe geç kaldım. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Camerunense." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Kamerun." "Komşularımız hangi millettendi?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Scozzese." "Hocalarının milliyeti ne?" "İskoç." "Öğretmenleri hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Siriana." "Hekimleri nereli?" "Suriye." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Suriyeli." ¿Qué hiciste ayer? Dün sen ne yaptın? Dün ne yaptın? Je pense être prêt. Hazır olduğumu düşünüyorum. Sanırım hazırım. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Scozzese." "Kuzenleri nereli?" "İskoç." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Inglese." "Kardeşleri nereli?" "İngiliz." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "İngiliz." Non è quello che mi aspettavo. Beklediğim bu değil. Beklediğim bu değildi. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Cinese." "Ninelerin nereliydi?" "Çin." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Çinli." Ho camminato in punta di piedi per non svegliare il bambino. Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm. Bebeği uyandırmamak için parmak ucunda yürüdüm. Nunca perdimos la esperanza. Umudumuzu asla kaybetmedik. Umudumuzu hiç kaybetmedik. Eu queria fazê-lo feliz. Onu mutlu yapmak istiyordum. Onu mutlu etmek istedim. A che servono le amiche? Arkadaşlar ne içindir? Arkadaşlar ne içindir? Tom pensò che la casa che Mary voleva comprare fosse un po' troppo piccola. Tom Mary'nin satın almak istediği evin biraz fazla küçük olduğunu düşündü. Tom, Mary'nin almak istediği evin biraz küçük olduğunu düşündü. Cum se întâmplă adeseori, băiatul a fugit de acasă. Sık sık olduğu gibi, çocuk evden kaçtı. Sık sık olduğu gibi, çocuk evden kaçtı. Acconsentimmo. Kabul ettik. Kabul ettik. Se expresó con claridad. Kendini açıkça ifade etti. Kendini açıkça ifade etti. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Croata." "Kuzenlerimiz nereli?" "Hırvat." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Haçlı." Mi fa piacere vedere che hai ancora il tuo senso dell'umorismo. Hâlâ mizah duygusuna sahip olduğunu gördüğüme memnun oldum. Hâlâ espri anlayışın olduğunu görmek güzel. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Svedese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "İsveç." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İsveçli." "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Egiziana." "Anneleriniz nereli?" "Mısır." "Anneleriniz hangi milletten?" "Mısırlı." ¿Qué le quieres dar a Tom? Tom'a ne vermek istiyorsun? Tom'a ne vermek istiyorsun? Les informations envahissent la ville. Haberler şehirde yayıldı. Haber tüm şehri sarmış durumda. Ho sposato un canadese. Bir Kanadalı ile evlendim. Bir Kanadalıyla evlendim. Mențiunea lui a fost într-adevăr inadecvată. Onun sözü gerçekten uygunsuzdu. Onun yalanı gerçekten yetersizdi. Já é de manhã. Zaten sabah. Sabah oldu. Tom este acționarul majoritar al companiei. Tom şirketteki çoğunluk hissedarıdır. Tom şirketin en büyük hissedarı. ¡Ven aquí! Gel buraya! Buraya gel! "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Italiana." "Onların dedeleri nereli?" "İtalyan." "Büyükbabaları hangi milletten?" "İtalyan." Me encuentro muy cansado. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Cette soupe est vraiment très bonne. Bu çorba gerçekten çok güzel. Bu çorba gerçekten çok güzel. Eu darei isto ao Tom. Bunu Tom'a vereceğim. Bunu Tom'a vereceğim. Deberías haberle invitado, pero no lo hiciste. Onu davet etmeliydin fakat etmedin. Onu davet etmeliydin ama etmedin. Je suis fatigué d'être retraité. Emekli olmaktan yorgunum. Emekli olmaktan bıktım usandım. Ella fue a París por primera vez. Paris'e ilk kez gitti. İlk kez Paris'e gitti. Vreau să iei două camere una lângă alta. Yan yana iki oda almanı istiyorum. İki odayı yan yana almanı istiyorum. Es una buena bailarina. O iyi bir dansçı. İyi bir dansçıdır. Trebuie să ajungem la adevărul problemei. İşin gerçeğini kastetmek zorundayız. Sorunun aslına ulaşmalıyız. Hierva los ingredientes antes de continuar con la receta. Yemek tarifine devam etmeden önce malzemeleri kaynatın. Tarife devam etmeden önce malzemeleri kaynatın. Ese no es mi problema. O benim sorunum değil. Bu benim sorunum değil. ¿Qué puedo hacer por usted? Sizin için ne yapabilirim? Sizin için ne yapabilirim? Nu te îngrășa. Şişmanlama. Kilo alma. Soy español. İspanyol'um. Ben İspanyolum. Mi chiedo quale sia il cibo preferito di Tom. Tom'un en sevdiği yemeğin ne olduğunu merak ediyorum. Tom'un en sevdiği yemeğin ne olduğunu merak ediyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Etiope." "Amcaların nereli?" "Etiyopya." "Amcaların hangi milletten?" "Etiyopya." È mattina. I bambini stanno facendo colazione. Sabah. Çocuklar kahvaltı yapıyorlar. Sabah oldu, çocuklar kahvaltı ediyor. Según tú, ¿cuáles son las ventajas de ser pobre, si es que las hay? Fakir olmanın avantajları eğer varsa nedir sence? Sizce fakir olmanın avantajları nelerdir, nelere iyi gelir? Nous voulons manger des noix de coco. Hindistan cevizi yemek istiyoruz. Hindistan cevizi yemek istiyoruz. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Finlandese." "Dedelerimiz nereliydi?" "Fin." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Finli." Non è come le altre ragazze. O diğer kızlar gibi değil. Diğer kızlar gibi değil. Tom está de vacaciones con sus padres. Tom, ebeveynleriyle tatilde. Tom ailesiyle tatilde. He visto una cosa. Bir şey gördüm. Bir şey gördüm. Tom sale de Kobe mañana en la mañana. Tom Kobe'den yarın sabah ayrılıyor. Tom yarın sabah Kobe'den ayrılıyor. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Slovena." "Kuzenleri nereli?" "Sloven." "Kuzenleri hangi milletten?" "Slovenya." Non avete visitato il Camerun. Kamerun'u ziyaret etmediniz. Kamerun’u ziyaret etmediniz. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Peruviana." "Kız kardeşleri nereli?" "Peru." "Kardeşleri hangi milletten?" "Perulu." La démocratie est la base de tous les pays libres. Demokrasi tüm özgür ülkelerin temelidir. Demokrasi tüm özgür ülkelerin temelidir. Propun să se facă ceva. Bir şey yapılmasını öneririm. Bir şeyler yapmayı öneriyorum. Il giorno che andò in pensione l'azienda gli regalò un orologio d'oro. Emekli olduğu gün şirket ona altın bir saat hediye etti. Emekli olduğu gün, şirket ona altın bir saat hediye etti. Andate in vacanza in Cina? Çin'e tatile mi gidiyorsunuz? Çin'e tatile mi gidiyorsunuz? Distrugerea mediului este îngrozitoare. Çevrenin tahribi dehşet vericidir. Çevreyi tahrip etmek korkunç bir şey. Eles têm doze filhos. Onların on iki çocuğu var. 12 çocukları var. Quanti numeri di telefono ha? Onun kaç telefon numarası var? Kaç telefon numarası var? "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Irlandese." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "İrlanda." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "İrlandalı." No quiero que veas esto. Senin bunu görmeni istemiyorum. Bunu görmeni istemiyorum. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Brasiliana." "Dedelerimiz nereliydi?" "Brezilya." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Brezilyalı." Voy a Tokio todos los días. Her gün Tokyo'ya giderim. Her gün Tokyo'ya gidiyorum. Tiene que estudiar mucho. O çok çalışmak zorunda. Çok çalışması gerekiyor. Ayer conduje a través de vidrio, pero sólo el neumático se dañó. Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü. Dün camdan içeri girdim, ama sadece lastik zarar gördü. Tom suferă de dureri abdominale severe. Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor. Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor. Mon frère collectionne les timbres-poste. Erkek kardeşim pul koleksiyonu yapıyor. Kardeşim posta pullarını topluyor. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Messicana." "Hekimlerimiz nereli?" "Meksika." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Canadese." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Kanada." "Aileniz hangi milletten?" "Kanadalı." Non hanno visitato il Paraguay. Paraguay'ı ziyaret etmediler. Paraguay'ı ziyaret etmediler. Invité a veinte personas a mi fiesta pero ninguno de ellos vino. Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi. Partime 20 kişi davet ettim ama hiçbiri gelmedi. Eu peço desculpas pelo meu comportamento de ontem a noite. Dün geceki davranış şeklimden dolayı özür dilerim. Dün geceki davranışım için özür dilerim. Creo que Tom es muy listo. Tom'un çok akıllı olduğunu düşünüyorum. Bence Tom çok zeki. De ningún modo pude encontrar tiempo para almorzar contigo. Seninle öğle yemeği yemeye bir türlü vakit bulamadım. Seninle öğle yemeği yemek için vakit bulamadım. ¿Quieres añadir algo a lo que he dicho? Söylediklerime bir şey eklemek ister misin? Söylediklerime eklemek istediğin bir şey var mı? No le debo nada. Ona hiçbir şey borçlu değilim. Ona hiçbir şey borçlu değilim. Ven a ayudarme. Gel bana yardım et. Gel de bana yardım et. ¿Le duelen los oídos con frecuencia? Kulağınız sık sık ağrıyor mu? Kulaklarınız sık sık ağrıyor mu? Tom guardò un cartone animato. Tom bir çizgi film izledi. Tom bir çizgi film izledi. ¡No puedes irte ahora! Şimdi gidemezsin. Şimdi gidemezsin! Tom mi disse che non aveva paura di Mary. Tom bana Mary'den korkmadığını söyledi. Tom, Mary'den korkmadığını söyledi. Tom tomó un autobús de regreso a Boston. Tom Boston'a dönmek için otobüse bindi. Tom Boston'a giden bir otobüse bindi. Mañana estudiaré mucho. Yarın çok çalışacağım. Yarın çok çalışacağım. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Ceca." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Çek." "Komşularımız hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." ¿Dónde está tu familia? Ailen nerede? Ailen nerede? Esas rosas son muy bonitas. Şu güller çok güzeldir. Bu güller çok güzel. Tom prese del succo d'arancia dal frigo. Tom, buzdolabından portakal suyunu aldı. Tom buzdolabından portakal suyu aldı. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Danese." "Kardeşlerin nereli?" "Danimarka." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Danimarkalı." «¿Hacéis algo después de la escuela?» «No, la verdad es que no, ¿por qué?» «¿Quieres hacer algo conmigo?» "Okuldan sonra bir şey yapıyor musunuz?" "Hayır, gerçekten değil. Neden?" "Benimle bir şey yapmak ister misin?" "Okuldan sonra bir şey yapıyor musunuz?" "Hayır, neden olmasın?" "Benimle bir şey yapmak ister misin?" Es capaz de hablar diez idiomas. O, on dili konuşabiliyor. 10 dil konuşabiliyor. Nu m-am gândit nici un moment, că la vârsta mea încă voi face un astfel de lucru. Benim yaşımda bu tür bir şeyi hâlâ yapıyor olacağımı bir an bile düşünmedim. Bu yaşta böyle bir şey yapacağımı bir an bile düşünmedim. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Bielorussa." "Onun dedeleri nereliydi?" "Belarus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Belarus." Cette lettre est arrivée pendant que tu étais sorti. Bu mektup sen yokken geldi. Bu mektup sen dışarıdayken geldi. Tu cum ai fi răspuns? Sen nasıl karşılık verirdin? Sen olsan ne derdin? "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Ghanese." "Komşuları nereli?" "Gana." "Komşuları hangi milletten?" "Ghanese." Le lacrime sgorgarono dai suoi occhi. Gözlerinden yaş fışkırdı. Gözyaşları onun gözlerinden fışkırdı. Le aseguro que todo estará preparado a tiempo. Her şeyin zamanında hazır olacağını size garanti ediyorum. Sizi temin ederim, her şey zamanında hazır olacak. "Di che nazionalità sei?" "Bielorussa." "Milliyetin ne?" "Belarus." "Hangi millettensin?" "Belarus." "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Messicana." "Amcalarımız nereli?" "Meksika." "Amcalarımız hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Francese." "Dedeleriniz nereliydi?" "Fransız." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Fransız." Estaba en la montaña. Dağdaydım. Ben dağdaydım. J'ignorais que vous étiez aussi bonne en français. Fransızcada bu kadar iyi olduğunuzu bilmiyordum. Fransızcanın bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum. Todavía está enfermo en la cama. O, hâlâ yatakta hasta. Hala yatakta hasta. Todos somos ateos respecto a la mayoría de dioses en los que la humanidad ha creído alguna vez. Algunos simplemente vamos un dios más allá. Hepimiz insanlığın bir zamanlar inandığı tanrıların çoğuna karşı ateistiz. Bazıları sadece bir tanrı daha ileri gidiyor. Hepimiz insanlığın bir zamanlar inandığı çoğu tanrıya karşı ateistiz. Bazılarımız sadece bir tanrının ötesine geçiyor. Por favor, llámeme si llueve. Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın. Lütfen yağmur yağarsa beni arayın. Je sais qui vous êtes. Kim olduğunuzu biliyorum. Kim olduğunu biliyorum. Te quedarás en casa. Sen evde kalacaksın. Evde kalacaksın. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Tunisina." "Dedeleriniz nereliydi?" "Tunus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Tunuslu." Recordaré esta tarde. Ben bu akşamı hatırlayacağım. Bu öğleden sonra hatırlayacağım. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Portoghese." "Arkadaşların nereli?" "Portekiz." "Arkadaşların hangi milletten?" "Portekizli." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Boliviana." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Bolivya." "Ailemiz hangi milletten?" "Bolivyalı." Ecco la lettera che mi ha mandato Tom. İşte Tom'un bana gönderdiği mektup. İşte Tom'un bana gönderdiği mektup. Ci stiamo ancora lavorando su. Biz hâlâ onun üzerinde çalışıyoruz. Hala üzerinde çalışıyoruz. Neymar é brasileiro. Neymar Brezilyalıdır. Neymar Brezilyalı. Tom tiene intención de vivir de modo permanente en Japón. Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor. Tom, Japonya'da kalıcı olarak yaşamak istiyor. Las otras chicas se burlaban de ella a causa de su ropa. Diğer kızlar onunla giysileri hakkında alay etti. Diğer kızlar elbiseleri yüzünden onunla dalga geçiyorlardı. No puedo dormir por las noches. Gece uyuyamıyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Es un poco diferente. Bu biraz farklı. Bu biraz farklı. No deberías fumar tanto. Çok fazla sigara içmemelisin. Bu kadar çok içmemelisin. Non volevamo farti del male. Seni incitmek istemedik. Sana zarar vermek istemedik. Nu poți exista fără apă. Susuz var olamazsın. Su olmadan var olamazsınız. Non hai visitato il Marocco. Fas'ı ziyaret etmedin. Fas'ı ziyaret etmedin. Mi familia me quiere. Ailem beni sever. Ailem beni seviyor. E se qualcuno rapisse Tom? Che faresti? Birisi Tom'u kaçırırsa ne olur? Ne yaparsın? Biri Tom'u kaçırsa ne yapardın? Tom tenía un cuchillo en la mano. Tom'un elinde bir bıçak vardı. Tom'un elinde bir bıçak vardı. Voi merge chiar dacă plouă. Yağmur yağsa bile gideceğim. Yağmur yağsa bile gideceğim. ¿Hablas holandés? Hollandaca konuşur musun? Flemenkçe biliyor musun? Ele tem um dom para a música. Onun müziğe yeteneği var. Müziğe yeteneği var. No estoy contento aquí. Burada olmaktan memnun değilim. Burada mutlu değilim. A minha amiga veio. Arkadaşım geldi. Arkadaşım geldi. ¿Esta es tu última palabra? Bu son sözün mü? Son sözün bu mu? O Brasil é o maior país da América do Sul. Brezilya Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir. Brezilya, Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir. Era perfecto. Mükemmeldi. Mükemmeldi. Quiero aprender hebreo. İbranice öğrenmek istiyorum. İbranice öğrenmek istiyorum. ¿Pensás que él está muerto? Onun öldüğünü mü düşünüyorsun? Sence o öldü mü? Avresti dovuto vederci ballare insieme. Birlikte dans ettiğimizi görmeliydin. Bizi birlikte dans ederken görmeliydin. Ho paura che sia una perdita di tempo. Onun zaman kaybı olacağından korkuyorum. Korkarım ki bu bir zaman kaybı. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Inglese." "Hekimlerin nereli?" "İngiliz." "Doktorların hangi milletten?" "İngiliz." El fuerte viento indica que se acerca una tormenta. Güçlü rüzgar yaklaşan fırtınanın habercisidir. Şiddetli rüzgar bir fırtınanın yaklaştığını gösteriyor. Non so perché Tom l'abbia fatto. Tom'un onu niçin yaptığını bilmiyorum. Tom'un bunu neden yaptığını bilmiyorum. Asta e ceea ce dorește guvernul. Hükümetin istediği bu. Hükümetin istediği de bu. Non ho visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret etmedim. Slovenya'ya hiç gitmedim. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Camerunense." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Kamerun." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Kamerunlu." No quiero ir a nadar. Yüzmeye gitmek istemiyorum. Yüzmeye gitmek istemiyorum. Mi ricordo di averlo visto. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Tom solo hace lo que quiere. Tom sadece yapmak istediğini yapar. Tom sadece istediğini yapıyor. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Colombiana." "Onun akrabaları nereli?" "Kolombiya." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Kolombiyalı." "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Etiope." "Amcalarınız nereli?" "Etiyopya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Etiyopya." I piani a volte cambiano velocemente. Planlar bazen çabuk değişir. Planlar bazen hızlı değişir. Él también puede hablar ruso. O, Rusça da konuşabilir. O da Rusça konuşabiliyor. "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Svedese." "Komşularımız nereli?" "İsveç." "Komşularımız hangi milletten?" "İsveçli." Toate eseurile trebuie predate la timp. Tüm denemeler zamanında teslim edilmelidir. Tüm denemeler zamanında teslim edilmelidir. No molestes a Tom mientras lee. Tom kitap okurken onu rahatsız etme. Tom'u okurken rahatsız etme. Él se ha casado con mi hermana. O benim kız kardeşimle evlendi. Kız kardeşimle evlendi. Yo respondí a la pregunta. Soruyu cevapladım. Soruyu ben yanıtladım. ¿Necesitan las llaves? Anahtarlara ihtiyacınız var mı? Anahtara mı ihtiyacınız var? Je pesais soixante-dix kilos. Yetmiş kiloydum. 70 kiloydum. Aici nu putem folosi telefoanele mobile. Burada cep telefonu kullanamayız. Burada cep telefonu kullanamayız. Nu pot să răspund la solicitarea dumneavoastră, fără să mă gândesc. Talebinize düşünmeden yanıt veremem. İsteğinize düşünmeden cevap veremiyorum. El mi-a spus despre modificarea planului. O, plandaki değişikliği bana anlattı. Bana plan değişikliğinden bahsetti. Debería venir. Gelmeli. Sen de gelmelisin. A volte sembra molto distante. Bazen çok mesafeli görünüyor. Bazen çok uzak görünüyor. Ils n'ont pas adoré les idoles. İdolleri sevmediler. Onlar putlara tapmıyorlardı. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Croata." "Hekimleri nereli?" "Hırvat." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Hırvatça." No comprendo tu reacción. Tepkini anlamıyorum. Tepkini anlamıyorum. Meg tem um rosto adorável. Meg'in güzel bir yüzü var. Meg'in çok güzel bir yüzü var. Creo que Tom está vivo. Sanırım Tom yaşıyor. Sanırım Tom yaşıyor. Voy a vender mi coche. Arabamı satacağım. Arabamı satacağım. Se casaron, tuvieron hijos, y a lo largo de sus vidas fueron felices. Evlendiler, çoluk çocuk sahibi oldular ve hayatları boyunca mutlu yaşadılar. Evlendiler, çocukları oldu ve hayatları boyunca mutlu yaşadılar. Nu este nimeni altcineva decât Tom. O, Tom'dan başkası değil. Tom'dan başka kimse yok. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Azera." "Dedelerin nereli?" "Azeri." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Azera." J'étais occupé hier. Dün meşguldüm. Dün meşguldüm. Non vado in vacanza in Islanda. Tatile İzlanda'ya gitmiyorum. İzlanda'ya tatile gitmiyorum. Necesita algo de beber. İçecek bir şeye ihtiyacı var. Bir içkiye ihtiyacı var. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Boliviana." "Onun dedeleri nereli?" "Bolivya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Belga." "Komşuların nereliydi?" "Belçika." "Komşuların hangi millettendi?" "Belçika." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Ungherese." "Komşularının uyruğu ne?" "Macar." "Komşuları hangi milletten?" "Macarca." Me haces sentir vivo. Bana yaşadığımı hissettiriyorsun. Bana kendimi canlı hissettiriyorsun. Ayer pecamos, hoy pagamos. Dün günah işledik, bugün ödüyoruz. Dün günah işledik, bugün bedelini ödüyoruz. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Serba." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Sırp." "Komşularımız hangi milletten?" "Otlar." "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Paraguaiana." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Paraguay." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Paraguaylı." Non andate in vacanza in Libano. Tatile Lübnan'a gitmiyorsunuz. Lübnan'a tatile gitmeyin. Le contaste a Mary la historia completa. Sen Mary'ye bütün hikayeyi anlattın. Mary'ye tüm hikayeyi anlattın. Una lengua internacional sería de enorme utilidad para la humanidad. Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu. Uluslararası bir dil insanlık için çok yararlı olacaktır. Não há restrição. Kısıtlama yok. Kısıtlama yok. Estás en peligro, Tom. Tehlikedesin, Tom. Tehlikedesin, Tom. Siempre habla de ti. Her zaman senin hakkında konuşur. Hep senden bahsediyor. La amaba. Ben onu sevdim. Onu seviyordum. ¿Dónde está Mary? Mary nerede? Mary nerede? Andate in vacanza in Polonia. Polonya'ya tatile gidiyorsunuz. Polonya'ya tatile gidin. ¿Por qué te quedaste ayer en casa? Dün neden evde kaldın? Dün neden evde kaldın? Reparo a casa. Evi tamir edin . Evi tamir ediyorum. Nós compramos. Aldık. Satın aldık. ¿Hablas español? İspanyolca konuşabiliyor musun? İspanyolca biliyor musun? Mi s-a spart dintele din spate. Arka dişim kırıldı. Arka dişim kırıldı. Elle a déchiré la lettre. Mektubu yırttı. Mektubu yırtıp attı. Tom non ha bisogno di un avvocato. Tom'un bir avukata ihtiyacı yok. Tom'un avukata ihtiyacı yok. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Canadese." "Öğretmenlerin nereli?" "Kanada." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Austriaca." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Avusturya." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Avusturyalı." "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Etiope." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Etiyopya." "Komşuları hangi millettendi?" "Etiyopya." "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Greca." "Onların dedeleri nereli?" "Yunan." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Yunanlı." Tom speră să-și fi terminat treaba până la 02:30. Tom 2.30'a kadar işin yaptırılmasını umuyor. Tom 02:30'a kadar işini bitirmesini umuyor. ¿Tienen miedo? Korkuyorlar mı? Korkuyor musunuz? Tú vas a la escuela. Okula gidersin. Sen okula gidiyorsun. Esto no tiene ninguna importancia. Bunun hiçbir önemi yok. Bunun bir önemi yok. Andiamo in vacanza in Ucraina? Ukrayna'ya tatile mi gidiyoruz? Ukrayna'ya tatile mi gidiyoruz? Tom fue quien me recomendó contratar a un abogado. Bana avukat tutmamı tavsiye eden Tom'du. Avukat tutmamı öneren Tom'du. Nu mă judeca prea aspru. Beni çok kaba şekilde yargılama. Beni çok sert yargılama. Pourquoi veux-tu savoir ceci ? Neden onu bilmek istiyorsun? Bunu neden bilmek istiyorsun? Trebuie să ne consolidăm organizația. Kuruluşumuzu güçlendirmeliyiz. Organizasyonumuzu güçlendirmemiz gerekiyor. Dicen que en el vino está la verdad. Gerçeğin şarapta gizli olduğu söylenir. Şarabın içinde gerçek olduğunu söylerler. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Slovena." "Kız kardeşlerin nereli?" "Sloven." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Slovenyalı." "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Maltese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Malta." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Maltese." "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Belga." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Belçika." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Belçika." "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Islandese." "Amcaları nereli?" "İzlanda." "Amcaların hangi milletten?" "İzlandalı." Acest site este inutil. Bu internet sitesi işe yaramaz. Bu site işe yaramaz. No quiero contártelo. Sana anlatmak istemem. Sana söylemek istemiyorum. Conozco su nombre. Onun adını biliyorum. Adını biliyorum. ¿Hay algún tema del que no te canses de hablar? Konuşmaktan hiç sıkılmayacağın bir konu var mı? Konuşmaktan bıkmadığınız bir konu var mı? Sono stato in piedi tutta la notte facendo brainstorming. Bütün gece beyin fırtınası yaparak ayaktaydım. Bütün gece ayakta beyin fırtınası yaptım. Juguemos a algo. Bir şey oynayalım. Hadi bir oyun oynayalım. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Statunitense." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Amerikan." "Komşuları hangi millettendi?" "Amerikalı." "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Estone." "Nineleri nereli?" "Estonya." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Estonya." Él estaba trabajando en la oficina ayer por la tarde. Dün akşam ofiste çalışıyordu. Dün öğleden sonra ofiste çalışıyordu. Ayer fui al hospital. Dün hastaneye gittim. Dün hastaneye gittim. Tengo muchas ganas de irme a vivir a Finlandia, pero más me vale mejorar mi sueco primero. Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek. Finlandiya'ya taşınmayı çok istiyorum ama önce İsveççemi geliştirsem iyi olur. Nadie me entiende. Hiç kimse beni anlamıyor. Kimse beni anlamıyor. No me gusta conducir. Araba kullanmaktan hoşlanmıyorum. Araba kullanmayı sevmiyorum. Această afirmație poate fi utilă. Bu ifade kullanışlı olabilir. Bu ifade yararlı olabilir. Le papier est blanc. Kağıt beyaz. Kağıt beyazdır. Lo incontrerò questa sera. Bu akşam onunla görüşeceğim. Bu gece onunla buluşacağım. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Libica." "Hocaların nereli?" "Libya." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Libya." Il n'est toujours pas habitué à la vie citadine. Şehir hayatına hiç alışamadı. Hala şehir hayatına alışık değil. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Tedesca." "Amcaların nereli?" "Alman." "Amcaların hangi milletten?" "Alman." "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Messicana." "Nineleri nereliydi?" "Meksika." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Meksikalı." A ella también le encanta el chocolate. O da çikolata seviyor. O da çikolatayı çok seviyor. ¿Tú qué crees que es la felicidad? Sence mutluluk nedir? Sizce mutluluk nedir? Su madre era de la familia Kennedy. Annesi Kennedy ailesindendi. Annesi Kennedy ailesindendi. La cuestión es si vendrá. Sorun onun gelip gelmeyeceğidir. Asıl soru, gelecek mi? El tono del médico no era nada optimista. Doktorun ses tonu pek iyimser değildi. Doktorun sesi pek iyimser değildi. Soy brasileño, ¿y tú? Ben Brezilyalıyım, ya sen? Ben Brezilyalıyım, ya sen? "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Serba." "Halaların nereli?" "Sırp." Teyzelerin hangi milletten? Çimen. Elle a essayé de dissimuler son chagrin à la fête. Partide baş ağrısını gizlemeye çalıştı. Partide üzüntüsünü gizlemeye çalıştı. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Boliviana." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Bolivya." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Libica." "Komşularının uyruğu neydi?" "Libya." "Komşuları hangi millettendi?" "Libyalı." Quel est le salaire minimum en Bulgarie ? Bulgaristan'daki en düşük maaş nedir? Bulgaristan’da asgari ücret nedir? Será que ela vai me ligar? Beni arayacak mı acaba? Beni arayacak mı? Hay algo que quiero que oigas. Duymanı istediğim bir şey var. Duymanı istediğim bir şey var. Locuiesc alături. Yan tarafta yaşıyorum. Yan dairede oturuyorum. Ella es muy guapa. O çok güzel. Çok güzel bir kız. A ella le gustan los niños. O, çocukları sever. O çocukları seviyor. Îți mulțumesc pentru efort. Zahmetin için teşekkür ederim. Çaban için teşekkürler. Hoy no hace frío. Bugün soğuk değil. Bugün hava soğuk değil. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Maltese." "Doktorların nereli?" "Malta." "Doktorların hangi milletten?" "Maltese." Non ho visitato il Giappone. Japonya'yı ziyaret etmedim. Japonya'ya hiç gitmedim. Rien ne bougeait. Hiçbir şey kıpırdamıyordu. Hiçbir şey kımıldamıyordu. Hanno visto un gatto che saliva sull'albero. Bir kedinin ağaca tırmandığını gördüler. Ağaca tırmanan bir kedi görmüşler. Allah conoce mi corazón. Allah kalbimi bilir. Allah kalbimi biliyor. Sono sicuro che Tom non ne era al corrente. Tom'un onun hakkında bilmediğine eminim. Tom'un bundan haberi olmadığına eminim. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Portoghese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Portekiz." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Portekizli." "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Maltese." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Malta." "Komşuları hangi millettendi?" "Maltese." "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Marocchina." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Fas." "Komşularınız hangi milletten?" "Fas." Chiar dacă aș fi interesat, nu am timp. İlgilensem bile vaktim yok. İlgilensem bile, zamanım yok. Él no entiende las reglas del juego. O oyunun kurallarını anlamıyor. Oyunun kurallarını anlamıyor. Non avevamo quasi niente in cucina. Mutfakta neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu. Mutfakta neredeyse hiçbir şey yoktu. Mi padre solía ir a pescar con frecuencia. Babam sık sık balık tutmaya giderdi. Babam sık sık balığa giderdi. Laisse ça où tu l'as trouvé. Onu bulduğun yere bırak. Onu bulduğun yere bırak. ¿Cuándo estarás en Londres? Ne zaman Londra'da olacaksın? Ne zaman Londra'da olacaksın? Este papel es importado. Bu kağıt dışarıdan. Bu kağıt ithal. Farai meglio la prossima volta. Bir dahaki sefere daha iyi yapacaksın. Bir dahaki sefere daha iyisini yaparsın. Ascolti, non voglio perdere il mio lavoro. Dinleyin, ben işimi kaybetmek istemiyorum. Bakın, işimi kaybetmek istemiyorum. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Malese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Malezya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Malezya." Sono io il più vecchio, ma sono ancora molto giovane. En yaşlı benim ama hâlâ çok gencim. En büyükleri benim ama hala çok gencim. No estaba contento. Memnun değildim. Mutlu değildi. Él no oculta sus sentimientos. Duygularını gizlemez. Duygularını gizlemiyor. Tom no quería casarse con Mary. Tom Mary ile evlenmek istemiyordu. tom mary ile evlenmek istemedi. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Azera." "Doktorlarınız nereli?" "Azeri." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Azera." No le podíamos contar a nadie nuestro problema. Derdimizi kimseye anlatamadık. Sorunumuzu kimseye anlatamazdık. Él lo dejó todo a la suerte. O, her şeyi şansa bıraktı. Her şeyi şansa bıraktı. Nu toate browserele de internet sunt sigure. Tüm tarayıcılar güvenli değildir. Tüm internet tarayıcıları güvenli değildir. Pinochet sigue hospitalizado por problemas cardíacos. Pinochet kalp sorunları nedeniyle hastanede kalıyor. Pinochet, kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Él se fue a Austria a estudiar música. O, müzik okumak için Avusturya'ya gitti. Müzik eğitimi almak için Avusturya'ya gitti. En ningún otro país ocurren tan frecuentemente los terremotos como en Japón. Başka hiçbir ülkede Japonya'daki kadar sıklıkla deprem olmaz. Japonya’da depremler başka hiçbir ülkede bu kadar sık yaşanmıyor. Tom abrió el libro. Tom kitabı açtı. Tom kitabı açtı. Il a été accusé de lâcheté. Ödleklikle suçlandı. Korkaklıkla suçlandı. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Albanese." "Komşularınız nereli?" "Arnavut." "Komşularınız hangi milletten?" "Arnavutça." Vale la pena intentarlo. Denemeye değer. Denemeye değer. Ken já foi para a Inglaterra. Ken zaten İngiltere'ye gitti. Ken İngiltere'ye gitti. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Finlandese." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Fin." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Finli." Quiero ir a Inglaterra. İngiltere'ye gitmek istiyorum. İngiltere'ye gitmek istiyorum. ¡No es un juguete! Bu bir oyuncak değil! Bu bir oyuncak değil! Tienes siete hijos. Yedi çocuğun var. Yedi çocuğun var. Esto es para mi amiga. Bu benim arkadaşım için. Bu arkadaşım için. C'est lui qui est venu ici hier. Dün buraya gelen çocuk odur. Dün buraya gelen oydu. "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Ucraina." "Hocalarınız nereliydi?" "Ukrayna." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Ukraynalı." Au fait, serais-tu libre ce soir ? Bu arada, bu akşam meşgul müsün? Bu arada, bu gece boş musun? Entuziasmul este contagios. Coşku bulaşıcıdır. Heyecan bulaşıcıdır. Non vado in vacanza in America. Tatile Amerika'ya gitmiyorum. Amerika'ya tatile gitmiyorum. No hablo deprisa. Hızlı konuşmam. Hızlı konuşmuyorum. Sí, entiendo. Gracias. Evet, anlıyorum. Teşekkürler. Evet, anladım. «¿Quién ha escrito este libro?» «John.» "Bu kitabı kim yazdı? " John yazdı. " “Bu kitabı kim yazdı?” diye sordu John. Unele sunt roșii, iar altele sunt albe. Bazıları kırmızı ve diğerleri beyazdır. Bazıları kırmızı, bazıları beyazdır. Hai visitato il Lussemburgo? Lüksemburg'u ziyaret ettin mi? Lüksemburg'u ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità siete?" "Lettone." "Uyruğunuz ne?" "Letonya." "Hangi millettensiniz?" "Letonca." Susan passou as férias de verão na casa da avó. Susan yaz tatilini büyükannesinin evinde geçirdi. Susan yaz tatilini büyükannesinde geçirdi. He estado viviendo aquí por tres años. Üç yıldır burada yaşıyorum. Üç yıldır burada yaşıyorum. Jim no ha venido todavía. Jim henüz gelmedi. Jim daha gelmedi. Quiero el mismo reloj que tiene Jack. Jack'in sahip olduğu aynı saati istiyorum. Jack'in sahip olduğu saati istiyorum. Ella abrió los ojos. Gözlerini açtı. Gözlerini açtı. Muchos peruanos tienen el hábito de mascar hojas de coca. Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır. Birçok Perulunun koka yaprağı çiğneme alışkanlığı vardır. Vous avez de la peine à le dire. Bunu söylemekte zorlanıyorsunuz. Bunu söylemek senin için çok zor. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Bielorussa." "Kardeşleri nereli?" "Belarus." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Belarus." Necesito más dinero. Daha çok paraya ihtiyacım var. Daha fazla paraya ihtiyacım var. Me conocían. Onlar beni tanıyorlardı. Beni tanıyorlardı. ¿Cómo de grande es? O ne kadar büyük? Ne kadar büyük? Juego al tenis todos los días. Ben her gün tenis oynarım. Her gün tenis oynuyorum. Pronto me tendré que ir. Ben yakında ayrılmak zorundayım. Yakında gitmem gerekecek. Non ho mai visitato la Nigeria. Nijerya'yı hiç ziyaret etmedim. Nijerya'ya hiç gitmedim. ¿Qué película viste? Hangi filmi izledin? Hangi filmi izledin? Ce vrei de la ea? Ondan ne talep ediyorsun? Ondan ne istiyorsun? ¡No podéis dormir en mi cama! Benim yatağımda uyuyamazsınız! Benim yatağımda uyuyamazsınız! Estaba pensando en ti. Senin hakkında düşünüyordum. Ben de seni düşünüyordum. He engordado cinco quilos. Beş kilo aldım. 5 kilo aldım. Prefiero quedarme en casa a ir de pesca. Evde kalmayı balık tutmaya tercih ederim. Balık tutmaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Svedese." "Onun akrabaları nereli?" "İsveç." "Akrabalarınız hangi milletten?" "İsveçli." A minha mãe provou o leite. Annem sütü tattı. Annem sütün tadına baktı. Debería irme a casa. Eve gitmeliyim. Eve gitmeliyim. Tom no podía dormir. Tom uyuyamadı. Tom uyuyamadı. Tú eres listo, pero yo también. Sen zekisin fakat ben de zekiyim. Sen akıllısın ama ben de akıllıyım. ¿Cómo se llama el novio de Mary? Mary'nin erkek arkadaşının adı nedir? Mary'nin erkek arkadaşının adı ne? Llevaba mi anillo. Yüzüğümü takıyordum. Yüzüğümü takıyordum. Hai visitato la Russia? Rusya'yı ziyaret ettin mi? Rusya'yı ziyaret ettin mi? ¿Tom te ha devuelto tu bolígrafo? Tom sana kalemini geri verdi mi? Tom kalemini geri verdi mi? Dijo que me quería. O beni sevdiğini söyledi. Beni sevdiğini söyledi. ¿Quieren venir con nosotras? Bizimle gelmek ister misiniz? Bizimle gelmek ister misiniz? Mi ha detto di incontrarlo in stazione. İstasyonda onu karşılamamı söyledi. Onunla istasyonda buluşmamı söyledi. Vênus e Marte são os vizinhos da Terra. Venus ve Mars dünyanın komşularıdır. Venüs ve Mars Dünya'nın komşularıdır. ¿Puede verme? Beni görebiliyor mu? Beni görebiliyor musun? ¿Lo has hecho alguna vez? Onu hiç yaptın mı? Hiç yaptın mı? Este îngrozitor. O dehşet verici. Bu korkunç. Je suis en train d’étudier. Ders çalışmaktayım. Şu anda ders çalışıyorum. Sono sicura che Tom amerà il suo nuovo lavoro. Tom'un yeni işini seveceğinden eminim. Tom'un yeni işini seveceğinden eminim. Non sono di nazionalità estone. Estonya vatandaşı değiller. Estonya vatandaşı değilim. Non vai in vacanza in Lettonia. Tatile Letonya'ya gitmiyorsun. Letonya'ya tatile gitmiyorsun. Vi el monte Fuji. Mt Fuji'yi gördüm. Fuji Dağı'nı gördüm. Non sei andato una settimana a Boston l'anno scorso? Geçen yaz bir hafta Boston'a gitmedin mi? Geçen yıl bir haftalığına Boston'a gitmedin mi? È geloso. O kıskançtır. Kıskanıyor. Ho intenzione di lasciare la biblioteca alle sei e mezzo. Altı buçukta kütüphaneden ayrılacağım. 6:30'da kütüphaneden ayrılmayı planlıyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Albanese." "Kardeşlerin nereli?" "Arnavut." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Arnavutça." Sé que estás ocupada. Meşgul olduğunu biliyorum. Meşgul olduğunu biliyorum. Nosotros dormimos normalmente en esta habitación. Genellikle bu odada uyuruz. Biz genelde bu odada uyuruz. Nu am visat niciodată, nici măcar pentru un moment, că voi putea întâlni aşa mulți oameni celebri. Bu kadar çok ünlü insanlarla tanışabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim. Bir an için bile olsa bu kadar çok ünlü insanla tanışacağımı hayal etmemiştim. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Lituana." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Litvanya." "Aileniz hangi milletten?" "Litvanyalı." "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Maltese." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Malta." "Komşularınız hangi milletten?" "Maltalı." Tom chiese a Mary di ripetere quello che aveva appena detto. Tom Mary'nin az önce söylediklerini tekrarlamasını istedi. tom mary'den az önce söylediklerini tekrarlamasını istedi. Șomajul este în creștere. İşsizlik artıyor. İşsizlik artıyor. No sé cuándo podrá venir. Onun ne zaman gelebileceğini bilmiyorum. Ne zaman gelir bilmiyorum. Adesso devo cambiare. Şimdi değiştirmeliyim. Şimdi değişmem lazım. ¿Cuándo vas a volver de Milán? Milano'dan ne zaman döneceksin? Milan'dan ne zaman döneceksin? Il mio fratellino dice che ieri notte ha fatto un brutto sogno. Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor. Küçük kardeşim dün gece kötü bir rüya gördüğünü söyledi. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Estone." "Halaların nereli?" "Estonya." "Amcaların hangi milletten?" "Estonyalı." Quelle a été ta première impression de moi? Benim hakkımdaki ilk görüşün neydi? Benimle ilgili ilk izlenimin neydi? Há uma televisão nesta sala. Bu odada bir televizyon var. Bu odada bir televizyon var. L'homme se comportait bizarrement. Adam garip davranıyordu. Adam garip davranıyordu. Pequim é maior que Roma. Pekin, Roma'dan daha büyüktür. Pekin, Roma'dan daha büyük. Il criait de faim. Açlıktan ağlıyordu. Açlıktan çığlık atıyordu. Mi madre tiene cuatro hermanos. Annemin dört erkek kardeşi var. Annemin dört erkek kardeşi var. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Bulgara." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Bulgar." "Ailen hangi milletten?" "Bulgar." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Nigeriana." "Komşularının uyruğu ne?" "Nijerya." "Komşuları hangi milletten?" "Nijeryalı." Manierele la masă variază de la o țară la alta. Sofra adabı ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Masadaki davranışlar ülkeden ülkeye değişir. He visto todo lo que quiero ver. Görmek istediğim her şeyi gördüm. Görmek istediğim her şeyi gördüm. Non avete visitato la Lituania. Litvanya'yı ziyaret etmediniz. Litvanya'yı ziyaret etmediniz. On dit que son père serait mort à l'étranger. Babasının yurt dışında öldüğü söyleniyor. Babasının yurt dışında öldüğünü söylüyorlar. Presto sorgerà il sole. Güneş yakında doğacak. Yakında güneş doğacak. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Cinese." "Komşularının milliyeti neydi?" "Çin." "Komşuların hangi millettendi?" "Çinli." Suele acostarse a las nueve. O, genellikle dokuzda yatmaya gider. Genelde saat 9'da yatar. Estoy almorzando. Öğle yemeği yiyorum. Yemek yiyorum. Această casă este ecologică. Bu ev çevre dostudur. Bu ev çevre dostu. Tenemos que prevenir a Tom. Tom'u uyarmak zorundayız. Tom'u uyarmalıyız. Trebuie să știu sigur. Kesin olarak bilmem gerekiyor. Emin olmalısın. Qual è la capitale della Grecia? Yunanistan'ın başkenti nedir? Yunanistan'ın başkenti nedir? Me perdoa? Beni affediyor musun? Beni affediyor musun? ¿Adónde iba Tom? Tom nereye gidiyordu? Tom nereye gidiyordu? "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Italiana." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "İtalyan." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İtalyan." Non ho visitato l'Ungheria. Macaristan'ı ziyaret etmedim. Macaristan'ı ziyaret etmedim. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Greca." "Halaların nereli?" "Yunan." "Amcaların hangi milletten?" "Yunanlı." Es la una. Saat bir. Saat 1:00. Parece cansada. O yorgun görünüyor. Yorgun görünüyorsun. Cât de greu este să înveți să zbori? Uçmayı öğrenmek ne kadar zordur? Uçmayı öğrenmek ne kadar zor? Andate in vacanza in Colombia. Kolombiya'ya tatile gidiyorsunuz. Kolombiya'ya tatile gidin. Puedo comer cualquier cosa. Herhangi bir şey yiyebilirim. Her şeyi yiyebilirim. La bandiera italiana è verde, bianca e rossa. İtalyan bayrağı, yeşil, beyaz ve kırmızıdır. İtalyan bayrağı yeşil, beyaz ve kırmızıdır. El a dat bani multora. O birçoğuna para verdi. Birçok kişiye para verdi. Parece que ahí hay un ascensor. Orada bir asansör var gibi görünüyor. Orada bir asansör var gibi görünüyor. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Ungherese." "Nineleri nereli?" "Macar." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Macarca." Deja dormir a Tom. Tom'un uyumasına izin ver. Bırak Tom uyusun. El maestro deja usar calculadora en el examen. Hoca sınavda hesap makinesi kullanmaya izin veriyor. Öğretmen sınavda hesap makinesi kullanmasına izin veriyor. Degun lo vesoc pas quan se n'angoc. O gittiğinde kimse onu görmedi. Boğulurken mesanesini kontrol et. Olvidé tomarme la medicación esta mañana. Bu sabah ilacımı içmeyi unuttum. Bu sabah ilaçlarımı almayı unuttum. No puedo ir contigo. Ben seninle birlikte gelemem. Seninle gelemem. Has hecho bien. İyi yaptın. İyi iş çıkardın. Abbiamo visitato la Polonia. Polonya'yı ziyaret ettik. Polonya’yı ziyaret ettik. Ella tiene sus defectos, pero me gusta. Onun hataları var, ama onu seviyorum. Kusurları var ama hoşuma gidiyor. Ce marcă şi ce culoare are maşina directorului? Müdürün arabası ne marka ve ne renk? Müdürün arabasının markası ve rengi nedir? Era quello il motivo per cui ti avevo detto di non andare da solo. Kendi başına gitmemen gerektiğini söylememin nedeni buydu. Bu yüzden sana yalnız gitmemeni söylemiştim. Fă ce vrei. İstediğini yap. Ne istiyorsan onu yap. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Ceca." "Onun komşuları nereliydi?" "Çek." "Komşuları hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." Coloque as mãos no carro. Ellerini arabanın üzerine koy. Ellerini arabanın üstüne koy. No estoy desesperado. Umutsuz değilim. Çaresiz değilim. Sono giù di morale. Moralim bozuk. Moralim bozuk. Uită-te la toate cutiile acestea. Tüm bu kutulara bak. Şu kutulara bak. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Spagnola." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "İspanyol." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İspanyolca." Mary e sua sorella hanno una pettinatura somigliante. Mary ve kız kardeşinin benzer saç sitili var. Mary ve kız kardeşi benzer bir saç modeli var. Tom, tu vida está en peligro. Tom, hayatın tehlikede. Tom, hayatın tehlikede. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Marocchina." "Onun dedeleri nereliydi?" "Fas." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Fas." Le conducteur s'est engagé sur la route sans regarder à gauche. Sürücü sola bakmadan yola çikti. Sürücü sola bakmadan yola çıktı. A conta, por favor. Hesap, lütfen. Hesap lütfen. "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Uruguaiana." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Uruguay." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Uruguaylı." Aș dori să fac o cerere. Bir ricada bulunmak istiyorum. Bir istekte bulunmak istiyorum. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Brasiliana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Brezilya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Ne relaie pas cette information à Joana. Bu bilgiyi Joana'ya taşıma. Bu bilgiyi Joana'ya verme. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Rumena." "Ninelerimiz nereli?" "Rumen." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Romanya." Este secreto tiene que quedar entre nosotros dos. Bu sır ikimizin arasında kalmalı. Bu sır ikimizin arasında kalmalı. M-am săturat de acest lucru. Bundan çok bıktım. Bıktım artık. Quiero ir a Japón. Japonya'ya gitmek istiyorum. Japonya'ya gitmek istiyorum. Non ero mai stato qui prima d'ora. Daha önce burada hiç bulunmadım. Daha önce buraya hiç gelmemiştim. Salariul fiecărei persoane va fi proporțional cu munca depusă. Her insanın ödemesi çalışması ile orantılı olacaktır. Her bir kişinin maaşı, yapılan işle orantılı olacaktır. Am nevoie de un marker. Bana tahta kalemi lazım. Bir kaleme ihtiyacım var. Te amo, corazón. Seni seviyorum, kalbim. Seni seviyorum, tatlım. Espero casarme con él. Onunla evlenmeyi umuyorum. Onunla evlenmeyi umuyorum. É divertido viajar. Seyahat etmek eğlencelidir. Seyahat etmek eğlencelidir. Pocos estudiantes saben leer el latín. Çok az öğrenci Latince okumayı bilir. Çok az öğrenci Latince okuyabiliyor. Devo prendere delle medicine. Bazı ilaçlar almam gerekiyor. İlaç almam lazım. Je n'aime pas les choux de Bruxelles. Brüksel lahanasını sevmiyorum. Brüksel lahanasını hiç sevmem. Vraisemblablement vous plaisantez. Muhtemelen dalga geçiyorsunuz. Şaka yapıyor olmalısın. Calitatea este mai importantă decât cantitatea. Nitelik, nicelikten önemlidir. Kalite, nicelikten daha önemlidir. "¿Quién es él?" "Es Jim." "O kimdir?" "O Jim'dir." "Bu kim?" "Bu Jim." Ella le besó. O onu öptü. Onu öptü. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Austriaca." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Avusturya." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Avusturyalı." Existau greșeli care au fost făcute. Yapılan hatalar vardı. Yapılan bazı hatalar vardı. No puedo hacer que se quede. Onu kaldıramıyorum. Onu burada tutamam. Quand'è caduto si è fatto male al piede sinistro. O, düştüğünde sol ayağını yaraladı. Düştüğünde sol ayağını incitmiş. Nessuno me l'aveva mai detto prima. Hiç kimse daha önce onu bana söylemedi. Daha önce kimse bana böyle bir şey söylememişti. Vale, nos vemos mañana. Tamam, yarın görüşürüz. Tamam, yarın görüşürüz. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Bielorussa." "Nineleri nereli?" "Belarus." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Belarus." Non ha capito niente. Hiçbir şey anlamadı. Hiçbir şey anlamadı. J'ai dû y faire face seule. Bununla tek başıma yüzleşmeliydim. Bunu tek başıma yapmak zorunda kaldım. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Colombiana." "Onun nineleri nereliydi?" "Kolombiya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Kolombiyalı." ¿Cuánto has tardado en venir aquí? Buraya gelmen ne kadar zamanını aldı? Buraya gelmen ne kadar sürdü? No soy uno de ellos. Onlardan biri değilim. Ben onlardan biri değilim. Sabía dulce. Tatlı bir tadı vardı. Tadı tatlıydı. El encuentro tuvo lugar ayer. Toplantı dün yapıldı. Toplantı dün gerçekleşti. Après la journée de travail, j'étais très fatigué. İş gününden sonra çok yorgundum. İşten sonra çok yorgundum. Non vanno in vacanza in Libia? Tatile Libya'ya gitmiyorlar mı? Libya'ya tatile gitmiyorlar mı? Come posso raggiungerli? Onlara nasıl ulaşabilirim? Onlara nasıl ulaşabilirim? Voglio diventare più bravo con la chitarra. Gitarda daha iyi olmak istiyorum. Gitarda daha iyi olmak istiyorum. A durat patru luni să se scrie o nouă constituție. Yeni bir Anayasa yazmak dört ay sürdü. Yeni bir anayasanın hazırlanması dört ay sürdü. Je ne peux pas dire le contraire. Aksine bir şey söyleyemem. Aksini söyleyemem ama. L'an dernier, Tom revint à Boston. Geçen yıl, Tom Boston'a geri döndü. Geçen yıl Tom Boston'a geri döndü. Le oía hablar inglés con frecuencia. Onu sık sık İngilizce konuşurken duydum. Sık sık İngilizce konuştuğunu duydum. De joven, le gustaba montar en bicicleta. Gençken, bisikletle gitmeyi severdi. Gençken bisiklete binmeyi çok severdi. Es bastante grande. O oldukça büyük. Oldukça büyük. Tom abhorre le mensonge. Tom yalandan tiksinir. Tom yalandan nefret eder. Tom no cambia nunca. Tom asla değişmez. Tom asla değişmez. Non sono sicuro al cento per cento. Yüzde yüz kesin emin değilim. Yüzde yüz emin değilim. ¿Dónde está la cuerda? İp nerede? İp nerede? Tom es la clase de hombre a la que le gusta probar cosas nuevas. Tom yeni şeyleri denemeyi seven adam türüdür. Tom yeni şeyler denemeyi seven bir adam. Si no hubiera agua, no podríamos vivir. Su olmasaydı, yaşayamazdık. Su olmasaydı, yaşayamazdık. Un jour, c'est comme un miracle, ça disparaîtra. Bir gün, bir mucize gibi kaybolacak. Bir gün, bu bir mucize gibi, yok olacak. Saludos desde México. Meksika'dan selamlar. Meksika'dan selamlar. Poate altcineva să dea un răspuns? Başka birisi cevap verebilir mi? Başka biri cevap verebilir mi? Quiero más dinero. Daha fazla para isterim. Daha fazla para istiyorum. Lleva dos años casado con ella. Onunla iki yıldır evli. Onunla iki yıldır evli. ¿Cuál prefiere usted? ¿Éste o aquél? Hangisini tercih edersiniz? Bunu mu yoksa onu mu? Hangisini tercih edersin, bunu mu, onu mu? A parte Tom, sono l'unico che pensa che Mary non sia brutta. Tom'un haricinde Mary'nin çirkin olmadığını düşünen tek kişi benim. Tom dışında Mary'nin çirkin olmadığını düşünen tek kişi benim. "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Nigeriana." "Nineleri nereliydi?" "Nijerya." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Nijeryalı." Penso che Tom sia onesto. Sanırım Tom dürüst. Bence Tom dürüst biri. El director dice que quiere verte. Müdür seni görmek istediğini söylüyor. Müdür seni görmek istediğini söyledi. "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Islandese." "Dedeleriniz nereli?" "İzlanda." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "İzlandalı." ¿Cómo puedo ir al paraíso? Cennete nasıl gidebilirim? Cennete nasıl gidebilirim? Non ho visitato la Palestina. Filistin'i ziyaret etmedim. Filistin'i ziyaret etmedim. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Finlandese." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Fin." "Kardeşleri hangi milletten?" "Finli." Soy más baja que él. Ondan daha kısayım. Ben ondan kısayım. Al principio es difícil. Önce, zordur. İlk başta zordur. Où est parti tout le monde ? Herkes nereye gitti? Herkes nereye gitti? "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Libica." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Libya." "Ailen hangi milletten?" "Libyalı." Não sei se Mary vem de metrô ou de ônibus. Mary'nin otobüs ya da metroyla gelip gelmediğini bilmiyorum. Mary'nin metroyla mı yoksa otobüsle mi geldiğini bilmiyorum. Tom no se siente bien. Tom iyi hissetmiyor. Tom kendini iyi hissetmiyor. Non vai in vacanza in Albania. Tatile Arnavutluk'a gitmiyorsun. Arnavutluk'a tatile gitmiyorsun. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Ungherese." "Hekimlerin nereli?" "Macar." "Doktorların hangi milletten?" "Macarca." Lo bus qu'a un retard de dètz minutas. Otobüsün on dakikalık bir gecikmesi var. Otobüsün on dakika gecikmesi var. Duerme un poco, ¿vale? Biraz uyu, tamam mı? Biraz uyu, tamam mı? Sì, sappiamo già che sei un gran furbacchione! Evet, biz zaten senin koca bir kurnaz olduğunu biliyoruz! Evet, senin ne kadar zeki olduğunu biliyoruz. Il giovane medico si dedicava ad aiutare i poveri e i malati. Genç doktor kendini yoksul ve hastalara yardım etmeye adadı. Genç doktor kendini yoksullara ve hastalara yardım etmeye adamıştı. Împarte-l în două. Onu ikiye böl. İkiye böl. ¿Alguna vez te han firmado un libro? Hiç kitap imzalattın mı? Hiç kitap imzaladın mı? Vino corriendo a la habitación. O, koşarak odaya geldi. Odaya koşarak geldi. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Egiziana." "Dedeleri nereliydi?" "Mısır." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Mısırlı." Não gosto do seu senso de humor. Senin mizah anlayışını sevmiyorum. Espri anlayışın hoşuma gitmedi. Nu m-am îngrijorat deloc pentru Tom. Tom hakkında hiç endişe etmedim. Tom için hiç endişelenmedim. Muncesc. Çalışıyorum. Çalışıyorum. José Andrés es un gran cocinero. José Andrés büyük bir aşçıdır. José Andrés çok iyi bir aşçıdır. El însuși a făcut toate hainele. O bütün giysileri kendisi üretti. Bütün kıyafetleri kendisi yaptı. Voy a poner la mesa. Masayı hazırlayacağım. Ben masayı hazırlayayım. Yo soy justo como tú. Ben tam sana benziyorum. Ben de senin gibiyim. Me ne occuperò personalmente. Onunla kendim ilgileneceğim. Bunu kendim halledeceğim. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Polacca." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Polonya." "Aileniz hangi milletten?" "Polak." "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Libanese." "Hocaları nereliydi?" "Lübnan." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Lübnanlı." ¿Un beso o dos? Bir öpücük mü yoksa iki öpücük mü? Bir öpücük mü, iki mi? "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Portoghese." "Komşularının milliyeti ne?" "Portekiz." "Komşuların hangi milletten?" "Portekizli." Meu amigo perdeu a mãe dele. Arkadaşım annesini kaybetti. Arkadaşım annesini kaybetti. Quiero saber cuánto tiempo va a tomar. Onun ne kadar süreceğini bilmek istiyorum. Ne kadar süreceğini bilmek istiyorum. Es posible que llueva. Yağmur yağması ihtimali var. Yağmur yağabilir. Puede que nieve mañana por la noche. Yarın gece kar yağabilir. Yarın gece kar yağabilir. Donald Trump le da mala fama a la mierda. Donald Trump bokun adını lekeliyor. Donald Trump kötü bir şöhrete sahip. Non so per quale motivo sei così triste. Ne hakkında bu kadar üzgün olduğunu bilmiyorum. Neden bu kadar üzgünsün bilmiyorum. Poziția ta a fost reperată. Senin yerin belirlendi. Konumunuz tespit edildi. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Spagnola." "Hocalarınız nereli?" "İspanyol." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "İspanyolca." Él solía levantarse temprano. O erken kalkardı. Erken kalkardı. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Ucraina." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Ukrayna." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Ukraynalı." ¿Te puedo contar una historia? Sana bir hikaye anlatayım mı? Sana bir hikaye anlatabilir miyim? ¿Por qué no dejas tranquilo a Tom? Niçin Tom'u rahat bırakmıyorsun? Neden Tom'u rahat bırakmıyorsun? Sai che ora è a Boston? Boston'da saatin kaç olduğunu biliyor musun? Boston'da saat kaç biliyor musun? "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Scozzese." "Komşularınız nereli?" "İskoç." "Komşularınız hangi milletten?" "İskoç." Mary dijo que me amaba, pero no me lo creí. Mary beni sevdiğini söyledi fakat ben ona inanmadım. Mary beni sevdiğini söyledi ama ben inanmadım. C'est la plus grande tour au Japon. Bu Japonya'da en yüksek kule. Japonya'daki en büyük tur. El dinero es capaz de cambiar a alguien en pocos minutos. Para, herhangi birini birkaç dakikada değiştirme kapasitesine sahiptir. Para bir insanı birkaç dakika içinde değiştirebilir. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Polacca." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Polonya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Polak." Me preguntaba si me podrías hacer otro favor. Bana bir iyilik daha yapabilip yapamayacağını merak ediyordum. Bana bir iyilik daha yapabilir misin diye merak ediyordum. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Libica." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Libya." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Libya." Timpul este de partea noastră. Zaman bizim tarafımızda. Zaman bizden yana. Mary tiene sus propios problemas. Mary'nin kendi sorunları var. Mary'nin kendi sorunları var. John mora em Nova Iorque. John New York'ta yaşıyor. John New York'ta yaşıyor. No bebo vino. Şarap içmem. Şarap içmem. C'est un temps de neige. Kar zamanı. Bu bir kar zamanı. Tom sa che ho presto i soldi in prestito da Mary. Tom parayı Mary'den ödünç aldığımı biliyor. Tom, Mary'den borç para aldığımı biliyor. Alguém escreveu meu nome na parede. Biri duvara ismimi yazdı. Biri duvara adımı yazmış. Quando foi a última vez que você votou? En son ne zaman oy verdin? En son ne zaman oy verdiniz? ¿Cuándo esperas que vuelva? Onun ne zaman geri dönmesini umuyorsun? Ne zaman dönmesini bekliyorsun? În aprilie, avem o mulțime de evenimente școlare. Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var. Nisan ayında, okul etkinlikleri bir sürü var. ¿Dónde está su familia? Onun ailesi nerede? Ailesi nerede? Vós tendes alguma ideia sobre quem matou Tom? Tom'u kimin öldürmüş olabileceğine dair bir fikrin var mı? Tom'u kimin öldürdüğüne dair bir fikrin var mı? Murió en tus brazos. Kollarında öldü. Senin kollarında öldü. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Azera." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Azeri." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Azera." ¿Quién es este? Bu kim? Bu kim? Volveré por mi cartera. Cüzdanım için geri döneceğim. Cüzdanım için geri döneceğim. Il sig. e la sig.ra Yamada verranno a casa il mese prossimo. Bay ve Bayan Yamada gelecek ay eve gelecekler. Bay ve Bayan Yamada gelecek ay evde olacaklar. Tom ha qualcosa da chiedere a Mary. Tom'un Mary'ye soracak bir şeyi var. Tom'un Mary'ye sormak istediği bir şey var. ¿Cuál era el problema? Sorun neydi? Sorun neydi? Școlile încep pe opt ale lunii aprilie. Okullar Nisan'ın sekizinde açılıyor. Okullar 8 Nisan’da başlıyor. Eu quero te beijar. Seni öpmek istiyorum. Seni öpmek istiyorum. Il faut que nous venions. Gelmemiz gerek. Biz de gelmek zorundayız. Posso insegnarti a dimostrare il tuo amore. Sevgini nasıl göstereceğini sana öğretebilirim. Sana aşkını nasıl göstereceğini öğretebilirim. Mon opinion est contraire à la tienne. Benim düşüncem seninkinin aksinedir. Benim fikrim seninkine aykırı. Tengo que encontrarlo. Onu bulmak zorundayım. Onu bulmalıyım. Maria está fungando – agora começa a chorar. Maria burnunu çekiyor, şimdi ağlamaya başlıyor. Maria öksürüyor – şimdi ağlamaya başlıyor. El presidente se quedó en la cama. Başkan yatakta kaldı. Başkan yatakta kaldı. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Colombiana." "Hocaları nereliydi?" "Kolombiya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Entonces será demasiado tarde. O zaman çok geç olacak. O zaman çok geç olur. Ellos estuvieron conmigo en esa habitación toda la noche. Onlar bütün gece benimle birlikte o odadaydılar. Bütün gece benimle o odadaydılar. Trebuie să te duci. Gitmelisin. Gitmen gerek. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Svizzera." "Hekimlerimiz nereli?" "İsviçre." "Doktorlarımız hangi milletten?" "İsviçreli." "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Belga." "Akrabaları nereli?" "Belçika." "Akrabaları hangi milletten?" "Belçika." Una parte de mí siempre te querrá. Bir parçam seni hep sevecek. Bir parçam seni hep sevecek. Personne ne vous comprend. Kimse sizi anlamıyor. Kimse seni anlamıyor. La qualità dell'istruzione superiore deve rispondere ai più alti standard internazionali. Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir. Yüksek öğrenimin kalitesi en yüksek uluslararası standartlara uygun olmalıdır. Tom fue pobre. Tom fakirdi. Tom fakirdi. Hier, on a discuté du plan. Biz dün planı tartıştık. Dün plan hakkında konuştuk. Ecuatorul împarte globul în două emisfere. Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler. Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler. Cet argument m'a convaincue. Bu tartışma beni ikna etti. Bu tartışma beni ikna etti. Podéis pasar la noche con nosotros. Geceyi bizde geçirebilirsiniz. Geceyi bizimle geçirebilirsiniz. A ideia é boa, mas é difícil de implementar. Fikir iyi ama yerine getirmek zor. Fikir güzel ama uygulamak zor. Non stai aiutando. Yardım etmiyorsun. Hiç yardımcı olmuyorsun. Avete visitato l'Argentina. Arjantin'i ziyaret ettiniz. Arjantin'i ziyaret ettiniz. Nimeni nu ne poate controla. Kimse bizi kontrol edemez. Kimse bizi kontrol edemez. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Vietnamita." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Vietnam." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Vietnamlı." ¡Has ganado! Sen kazandın! Sen kazandın! "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Croata." "Komşuların nereliydi?" "Hırvat." "Komşuların hangi millettendi?" "Haçlı." Nimeni nu are voie să părăsească această clădire. Kimsenin bu binadan çıkmasına izin verilmiyor. Kimsenin bu binadan ayrılmasına izin verilmiyor. Tom è l'unico che sa dove si trovi Mary. Tom Mary'nin nerede olduğunu bilen tek kişidir. Tom, Mary'nin nerede olduğunu bilen tek kişi. La cuenta fue pagada con monedas. Hesap bozuk para ile ödendi. Fatura para ile ödendi. Să o facem împreună. Onu birlikte yapalım. Birlikte yapalım. Ils m'ont menti. Onlar bana yalan söyledi. Bana yalan söylediler. Ainda estou comendo. Hâlâ yiyorum. Hala yiyorum. Pedeapsa ar trebui să fie proporțională cu infracțiunea. Ceza suça orantılı olmalı. Ceza, suçla orantılı olmalıdır. ¿Encontraste interesante el libro? Kitabı ilginç buldun mu? Kitabı ilginç buldunuz mu? Me desnudo. Ben soyunuyorum. Soyunuyorum. J'étudie l'anglais car j'ai l'intention d'aller en Amérique. Amerika'ya gitmeye niyetlendiğim için İngilizce öğreniyorum. İngilizce çalışıyorum çünkü Amerika'ya gitmeyi planlıyorum. L'abbiamo saputo da fonti affidabili. Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim. Güvenilir bir kaynaktan öğrendik. Eu tenho 18 anos. Ben 18 yaşındayım. 18 yaşındayım. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Svizzera." "Amcaları nereli?" "İsviçre." "Amcaları hangi milletten?" "İsviçre." Interesul public trebuie să fie respectat. Kamu yararına saygı duyulmalıdır. Halkın çıkarlarına saygı duyulmalı. Tom no parece feliz. Tom mutlu görünmüyor. Tom mutlu görünmüyor. ¿A quién viste en el teatro? Tiyatroda kimi gördün? Tiyatroda kimi gördün? Au fost tot felul de activități de grup. Her türlü grup etkinlikleri vardı. Her türlü grup aktivitesi vardı. ¿De verdad quieres hacerlo? Onu yapmayı gerçekten istiyor musun? Bunu gerçekten yapmak istiyor musun? Tom está tosiendo. Tom öksürüyor. Tom öksürüyor. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Ucraina." "Komşularının milliyeti neydi?" "Ukrayna." "Komşuların hangi millettendi?" "Ukrayna." Nunca has ido a Boston, ¿verdad? Boston'a hiç gitmedin, değil mi? Boston'a hiç gitmedin, değil mi? Necesitarás esto. Buna ihtiyacın olacak. Buna ihtiyacın olacak. ¿Qué es ese edificio? O bina ne? Bu bina nedir? "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Scozzese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "İskoç." "Arkadaşların hangi milletten?" "İskoç." Estaba viendo la televisión cuando sonó el teléfono. Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum. Telefon çaldığında televizyon izliyordum. Perdona, pero no olvides. Affet, ama unutma. Kusura bakma ama unutma. Ho un amico che è vegetariano. Vejetaryen olan bir arkadaşım var. Vejetaryen bir arkadaşım var. Ele ainda não está em casa. O henüz evde değil. Henüz eve gelmedi. Alcune persone non dovrebbero essere autorizzate a guidare. Bazı insanların araba sürmesine izin verilmemeli. Bazı insanların araba kullanmasına izin verilmemelidir. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Danese." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Danimarka." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Danimarkalı." Aquí él es el jefe. Burada patron o. Burada patron o. Am nevoie de somnifere. Bana uyku hapı lazım. Uyku haplarına ihtiyacım var. Jim fue capaz de contener su enojo. Jim öfkesine hâkim olabildi. Jim öfkesini kontrol altına almayı başardı. Sunt competitiv. Ben rekabetçiyim. Ben rekabetçiyim. Nous n'avons rien à cacher. Hiçbir şey yakalamadık. Saklayacak bir şeyimiz yok. Estaba borracho y se quedó aquí dormido. Sarhoştu ve burada uyuyakaldı. Sarhoştu ve burada uyuyakaldı. Hay tres formas de ganar. Kazanmanın üç yolu var. Kazanmanın üç yolu vardır. Yo haré mi tarea más tarde. Ödevimi daha geç yapacağım. Ödevimi sonra yaparım. Ella dijo que tenía un leve resfriado. O, hafif üşüttüğünü söyledi. Biraz üşüttüğünü söyledi. Eso es difícil de decir. Söylemesi zor. Söylemesi zor. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Albanese." "Dedelerin nereliydi?" "Arnavut." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Arnavutça." Ils sont tellement négligés qu'ils sont la lie de la société. Bulundukları topluluğu gerçekten ihmal ediyorlar. O kadar ihmal edilmişler ki, toplum için bir yük haline gelmişler. Iba a comer con nosotros. O bizimle yemek yiyecekti. Bizimle yemek yiyecekti. Dejamos África para siempre. Ebediyen Afrika'yı terk ettik. Afrika'yı sonsuza dek terk ettik. Ei să-și facă treburile. Onlar işlerini yapsınlar. Onlar işlerini yapıyorlar. Che stai cercando di fare? Ne yapmaya çalışıyorsun? Ne yapmaya çalışıyorsun? Mis padres están muertos. Ebeveynlerimin her ikisi de öldü. Ailem öldü. Sunt mândru să fac parte din acest proiect. Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Tom habla muy rápido. Tom çok hızlı konuşur. Tom çok hızlı konuşuyor. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Svedese." "Teyzeleriniz nereli?" "İsveç." "Amcalarınız hangi milletten?" "İsveçli." Le serveur alla chercher un autre verre. Garson başka bir bardak aramaya gitti. Garson bir içki daha aldı. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Belga." "Hocalarının milliyeti ne?" "Belçika." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Greca." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Yunan." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Yunanistan." Non sono di nazionalità danese? Danimarka uyruklu değiller mi? Danimarka vatandaşı değiller mi? Pentru administrare orală. Oral kullanım için. Oral uygulama için. Los sábados por la tarde solíamos ir al cine. Cumartesi akşamları sinemaya giderdik. Cumartesi öğleden sonraları sinemaya giderdik. Eu tenho um cachorro. Benim bir köpeğim var. Bir köpeğim var. Non vi posso promettere niente. Sana hiçbir şeyi söz veremem. Hiçbir şey için söz veremem. Me preguntó si estaba ocupado. O, bana meşgul olup olmadığımı sordu. Meşgul olup olmadığımı sordu. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Statunitense." "Hocaların nereli?" "Amerikan." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Amerikalı." Nici măcar nu știi ce am făcut. Ne yaptığımı bile bilmiyorsun. Ne yaptığımı bile bilmiyorum. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Norvegese." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Norveç." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Norveçli." Tú y yo somos viejos amigos. Sen ve ben eski arkadaşız. Sen ve ben eski dostuz. Tom sabe hablar inglés y francés. Tom Fransızca ve İngilizce konuşabilir. Tom hem İngilizce hem de Fransızca konuşabiliyor. Enséñame la lengua. Bana dilini göster. Bana dilini göster. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Norvegese." "Dedeleri nereliydi?" "Norveç." "Dedeleri hangi millettendi?" "Norveçli." Vremea în luna aprilie este instabilă. Nisan ayında hava dengesiz. Nisan ayında hava kararsız. Te ves japonés. Japonyalı görünüyorsun. Japon gibi görünüyorsun. ¿Todavía me quieres? Hâlâ beni seviyor musun? Beni hala seviyor musun? Non andate in vacanza in Estonia. Tatile Estonya'ya gitmiyorsunuz. Estonya’ya tatile gitmeyin. Solo no confío en Tom. Sadece Tom'a güvenmiyorum. Sadece Tom'a güvenmiyorum. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Etiope." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Etiyopya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Etiyopya." Vous demeurez ici, n'est-ce pas ? Burada yaşıyorsunuz, değil mi? Burada kalıyorsun, değil mi? El examen era muy difícil. Sınav çok zordu. Sınav çok zordu. Non ho soldi. Lo capisci, vero? Param yok. Bunu anlıyorsun, değil mi? Param yok, anlıyorsun değil mi? ¿Cómo de grande es vuestra familia? Aileniz ne kadar büyük? Aileniz ne kadar büyük? Al taxista se le olvidó conectar el taxímetro. Taksi şoförü taksimetreyi açmayı unuttu. Taksici taksimetreyi açmayı unutmuş. "Di che nazionalità sono?" "Malese." "Uyrukları ne?" "Malezya." "Hangi millettenler?" "Malezya'dan." Quédese ahí. Orada kalın. Orada kal. Se convirtió en un buen joven. O iyi bir genç oldu. İyi bir genç adam oldu. Tom compró su entrada hace veinte minutos. Tom biletini yirmi dakika önce aldı. Tom biletini 20 dakika önce aldı. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Giapponese." "Onun nineleri nereli?" "Japon." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Japon." Él vino un poco más temprano de lo que solía. Eskisinden biraz daha erken geldi. Her zamankinden biraz daha erken geldi. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Gallese." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Galler." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Galler." El perro de Tom es marrón. Tom'un köpeği kahverengi. Tom'un köpeği kahverengi. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Danese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Danimarka." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità è?" "Greca." "Uyruğu ne?" "Yunan." "Hangi millettensin?" "Yunanistan'dan." "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Bosniaca." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Boşnak." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Bosnalı." "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Gallese." "Komşularının milliyeti neydi?" "Galler." "Komşuların hangi millettendi?" "Galler." "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Peruviana." "Dedeleriniz nereliydi?" "Peru." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Perulu." Gracias por las flores. Çiçekler için teşekkür ederim. Çiçekler için teşekkürler. Non hanno visitato il Belgio. Belçika'yı ziyaret etmediler. Belçika’yı ziyaret etmediler. Dommage que nous ne parlions pas la même langue. Ne yazık ki aynı dili konuşmuyoruz. Ne yazık ki aynı dili konuşmuyoruz. Toată lumea este egală în fața legii. Her şey kanun önünde eşittir. Yasa önünde herkes eşittir. Me leí todos estos libros en tres meses. Tüm bu kitapları üç ayda okudum. Bu kitapların hepsini 3 ayda okudum. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Vietnamita." "Hekimleri nereli?" "Vietnam." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Vietnamlı." Prefiero el tenis al béisbol. Tenisi beyzbola tercih ederim. Tenisi beyzbola tercih ederim. Mi madre es abogada. Annem bir avukattır. Annem avukattır. ¿Tienes que trabajar el domingo? Pazar çalışmak zorunda mısın? Pazar günü çalışmak zorunda mısın? "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Greca." "Dedelerimiz nereliydi?" "Yunan." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Yunanistan'dan." Feliz Dia Internacional da Mulher! Uluslararası Kadınlar Günü kutlu olsun! Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun! Solurile și apele formează suprafața pământului. Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur. Topraklar ve sular yeryüzünün yüzeyini oluşturur. La reunión casi había terminado. Toplantı neredeyse bitmişti. Toplantı neredeyse bitmişti. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Etiope." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Etiyopya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Etiyopya." Aceasta este de departe cea mai bună metodă. Bu gelmiş geçmiş en iyi metottur. Bu açık ara en iyi yöntem. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Vietnamita." "Ninelerimiz nereliydi?" "Vietnam." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Vietnamlı." Todavía no he desayunado. Henüz sabah kahvaltısı yemedim. Daha kahvaltı yapmadım. Tu as décidé de ne pas y aller. Oraya gitmemeye karar verdin. Sen de gitmemeye karar verdin. Mi hai fatto paura! Beni korkuttun! Korkuttun beni! ¿Cuándo fue la última vez que fuiste a la oficina de correos? En son ne zaman postaneye gittin? En son ne zaman postaneye gittin? Ese es el teclado de mi computadora. Benim bilgisayarımın klavyesi o. Bu benim bilgisayar klavyem. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Ucraina." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Ukrayna." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Ukrayna." Je n'aurais pas dit mieux. Daha iyi söyleyemezdim. Daha iyi ifade edemezdim. Qui non corri nessun pericolo. Burada tehlikede değilsin. Burada tehlikede değilsin. No quiero oír vuestras quejas. Şikâyetlerinizi duymak istemiyorum. Şikayetlerinizi duymak istemiyorum. Non hai visitato il Paraguay? Paraguay'ı ziyaret etmedin mi? Paraguay'a hiç gitmedin mi? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Scozzese." "Komşularınızın uyruğu ne?" "İskoç." "Komşularınız hangi milletten?" "İskoç." ¿Su esposo había trabajado o estudiado en Alemania? Kocası Almanya'da çalışmış mıydı yoksa okumuş muydu? Eşiniz Almanya'da çalışmış ya da okumuş muydu? A che piano mi trovo? Ben hangi kattayım? Kaçıncı kattayım? "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Danese." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Danimarka." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Danimarkalı." Non sono di nazionalità lettone. Letonya vatandaşı değiller. Letonya vatandaşı değilim. Les phrases ont été rajoutées. Cümleler eklendi. Cümleler eklenmiştir. Sto ripetendo la medesima cosa ancora e ancora. Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum. Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Maltese." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Malta." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Maltalı." Din punctul meu de vedere în adâncul Pământului trebuie să fie mai mult aur. Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. Benim bakış açıma göre, Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. Vanno in vacanza in Libano? Lübnan'a tatile mi gidiyorlar? Lübnan'a tatile mi gidiyorlar? C'est une plante très décorative. Bu çok dekoratif bir bitki! Çok dekoratif bir bitkidir. Ese lugar estaba muy lejos, por eso cogimos un taxi. O yer çok uzak, bu nedenle bir taksi tuttuk. Orası çok uzaktı, bu yüzden taksiye bindik. Non volete un altro bicchiere di birra? Bir bardak daha bira istemez misiniz? Bir bardak daha bira ister misiniz? ¿Se le ha ido el sueño? Uykusu mu kaçtı? Uykusu mu kaçtı? Sois libres. Özgürsünüz. Özgürsünüz. Quería decir que no. Hayır demek istedim. Hayır demek istedim. Ela é a mulher de Alain. O, Alain'in karısıdır. O Alain'in karısı. Solo l'Oceano Pacifico ci separa. Sadece Pasifik Okyanusu tarafından ayrılıyoruz. Sadece Pasifik Okyanusu bizi ayırır. Ellos no entraron. Onlar girmedi. İçeri girmediler. La carte de transport est valable deux semaines. Taşıma kartı iki hafta geçerlidir. Ulaşım kartı iki hafta geçerlidir. Non hai visitato la Slovenia? Slovenya'yı ziyaret etmedin mi? Slovenya'ya hiç gitmedin mi? Vai in vacanza in Romania? Romanya'ya tatile mi gidiyorsun? Romanya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Si yo hubiera sabido la verdad, te la habría dicho. Gerçeği bilseydim, ben sana söylerdim. Eğer gerçeği bilseydim, sana söylerdim. Vai in vacanza in Russia? Rusya'ya tatile mi gidiyorsun? Rusya'ya tatile mi gidiyorsunuz? ¿Tiene mascota? Evcil hayvanınız var mı? Evcil hayvanınız var mı? Bob intentó hablar con Anne, pero no pudo. Bob Anne ile konuşmaya çalıştı, ama yapamadı. Bob, Anne'e ulaşmaya çalıştı ama başaramadı. ¿Quién está hablando? Kim konuşuyor? Kim konuşuyor? Non hanno visitato l'Etiopia? Etiyopya'yı ziyaret etmediler mi? Etiyopya'yı ziyaret etmediler mi? "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Spagnola." "Onun nineleri nereliydi?" "İspanyol." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "İspanyolca." Me gusta el sashimi. Saşimiyi beğenirim. Sashimi'yi severim. Școala a fost închisă din cauza unei amenințări cu bombă. Bir bomba tehdidinden dolayı okul kapandı. Okul bomba tehdidi nedeniyle kapatıldı. Închide uşa aia blestemată! Kapat şu lanet kapıyı! Kapat şu lanet kapıyı! Toate cuvintele din acest dicționar sunt importante. Bu sözlükteki tüm kelimeler önemlidir. Bu sözlükteki tüm kelimeler önemlidir. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Scozzese." "Hocalarımız nereliydi?" "İskoç." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İskoç." ¿Qué pasa ahora? Şimdi ne oluyor? Şimdi ne olacak? "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Ucraina." "Doktorlarınız nereli?" "Ukrayna." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Ukrayna." Fue a jugar al golf el domingo pasado. O, geçen pazar günü golf oynadı. Geçen pazar golf oynamaya gitti. ¿Dónde está el baño? Banyo nerede? Tuvalet nerede? Eu te amo. Seni seviyorum. Seni seviyorum. Non hai visitato l'Uganda? Uganda'yı ziyaret etmedin mi? Uganda'ya hiç gitmedin mi? Comme on fait son lit, on se couche. Yatak yapılınca uyunur. Yatağını yaptıktan sonra, yatağa girersin. Lo vi diez años después. On yıl sonra onu gördüm. On yıl sonra onu gördüm. Vorrei cambiare questo libro con un altro. Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum. Bu kitabı başka bir kitapla değiştirmek istiyorum. ¿Te ha pasado algo? Sana bir şey mi oldu? Sana bir şey mi oldu? "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Inglese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "İngiliz." "Arkadaşların hangi milletten?" "İngiliz." No, io non ho aiutato. Hayır, ben yardım etmedim. Hayır, yardım etmedim. Taro habla inglés, ¿no? Taro İngilizce konuşur, değil mi? Taro İngilizce konuşuyor, değil mi? Voy a ponerte una inyección. Sana bir enjeksiyon vereceğim. Sana bir iğne yapacağım. Estoy viendo una casa. Bir ev görüyorum. Bir ev görüyorum. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Rumena." "Onun arkadaşları nereli?" "Rumen." "Arkadaşların hangi milletten?" "Romanya." No los veo en ninguna parte. Onları hiçbir yerde görmüyorum. Onları hiçbir yerde göremiyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Finlandese." "Dedelerin nereli?" "Fin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Siriana." "Hekimleriniz nereli?" "Suriye." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Suriyeli." Per favore non ridere di me. Lütfen bana gülme. Lütfen bana gülme. Tom tiene tres tíos. Tom'un üç eniştesi var. Tom'un üç amcası var. Salut ma poule ! Selam fıstık! Merhaba, tatlım. Alguien hará ese trabajo. Biri şu işi yapacak. Birileri bu işi yapacak. Non andate in vacanza in Canada. Tatile Kanada'ya gitmiyorsunuz. Kanada’ya tatile gitmeyin. No necesitas apresurarte. Acele etmene gerek yok. Acele etmene gerek yok. ¿Cómo se produjo el accidente? Kaza nasıl oldu? Kaza nasıl oldu? Nadie la está observando. Kimse ona bakmıyor. Kimse onu izlemiyor. Secondo me ha ragione. Bence o haklı. Bence o haklı. Non andiamo in vacanza in Canada. Tatile Kanada'ya gitmiyoruz. Kanada'ya tatile gitmiyoruz. Están en China. Çin'deler. Çin'deler. Ayer no fui al colegio. Dün okulda yoktum. Dün okula gitmedim. En sus marcas, listos, ¡fuera! Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın! Yerlerinize, hazır, dışarı! Si Tom y va, j’y vais pas. Tom giderse, ben gitmem. Tom giderse ben de gitmem. "O saleiro está vazio." "Você o encheu de sal?" "Sim, até a borda." Tuzluk boş. Sen onu doldurdun mu? Evet, ağzına kadar. "Tuzluk boş." "Tuzla mı doldurdun?" "Evet, ağzına kadar." Che questo sia amore? Bu aşk olabilir mi? Bunun aşk olduğunu mu? ¿Sabes lo que dijo? Onun ne söylediğini biliyor musun? Ne dedi biliyor musun? Cosa sai tu dell'amore? Aşk hakkında ne biliyorsun? Sen aşk hakkında ne bilirsin ki? Non volevo che Tom mi vedesse. Tom'un beni görmesini istemiyordum. Tom'un beni görmesini istemedim. Los dos niños empezaron a llorar. Her iki çocuk da ağlamaya başladı. İki çocuk ağlamaya başladı. Son visage perdit toutes ses couleurs. Yüzündeki tüm renkler soldu. Yüzü tüm renklerini kaybetti. Ricordati di me di quando in quando. Beni zaman zaman hatırla. Ara sıra beni hatırla. Non avete visitato la Macedonia. Makedonya'yı ziyaret etmediniz. Makedonya’yı ziyaret etmediniz. Bin vivió en Singapur. Bin Singapurda yaşadı. Bin Singapur'da yaşıyordu. Tom no sabe qué pensar. Tom ne düşüneceğini bilmiyor. Tom ne düşüneceğini bilmiyor. La cama de Tom está vacía. Tom'un yatağı boş. Tom'un yatağı boş. È abbastanza grande per te? Bu senin için yeterince büyük mü? Senin için yeterince büyük mü? Tom y su esposa querían tener un hijo antes de ser demasiado viejos. Tom ve karısı, çok yaşlanmadan önce bir çocuk sahibi olmak istedi. Tom ve karısı çok yaşlı olmadan önce çocuk sahibi olmak istiyorlardı. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Uruguaiana." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Uruguay." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Uruguaylı." ¿Cuál es tu número de teléfono? senin telefon numaran ne,nasıl? Telefon numaran ne? ¿Eres chino? Sen Çinli misin? Çinli misin? "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Bosniaca." "Anneleri nereli?" "Boşnak." "Anneleri hangi milletten?" "Bosnalı." Ven y quédate con nosotros en Boston. Gel ve Boston'da bizimle kal. Gel ve bizimle Boston'da kal. Você é louco? Deli misin? Delirdin mi sen? Eu não percebi. Ben bunu fark etmedim. Fark etmedim. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Macedone." "Onun arkadaşları nereli?" "Makedon." "Arkadaşların hangi milletten?" "Makedonyalı." Il n'a plus mal au coude. Artık dirseği acımıyor. Dirseğinin ağrısı geçti. Questo posto è troppo all'ombra per fare delle foto. Bu yer fotoğraf çekmek için çok gölgeli. Burası fotoğraf çekmek için çok gölgeli. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Peruviana." "Amcalarınız nereli?" "Peru." "Amcalarınız hangi milletten?" "Perulu." ¿Cuál es el lugar más raro en el que te has quedado dormido? Uyuyakaldığın en tuhaf yer neresiydi? Uyuduğun en garip yer neresi? Huele de maravilla. Bu lezzetli kokuyor Harika kokuyor. Ele é pobre. O fakirdir. O fakir. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Paraguaiana." "Doktorlarınız nereli?" "Paraguay." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Paraguaylı." Não temos sorvete napolitano. Napolitan dondurmamız yok. Napoliten dondurmamız yok. ¿Quiere comer con nosotros? Bizimle yemek ister misiniz? Bizimle yemek ister misiniz? Non andiamo in vacanza a Taiwan. Tatile Tayvan'a gitmiyoruz. Tayvan'a tatile gitmiyoruz. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Gallese." "Dedelerin nereliydi?" "Galler." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Galler." "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Macedone." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Makedon." "Doktorları hangi milletten?" "Makedonyalı." "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Camerunense." "Dedeleriniz nereli?" "Kamerun." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Kamerunlu." ¿Puedo ir a la casa de Tom a tocar música? Çalgı çalmak için Tom'un evine gidebilir miyim? Tom'un evine gidip müzik çalabilir miyim? À voix haute ! Yüksek sesle! Yüksek sesle! Él encontró mi bicicleta. O benim bisikletimi buldu. Bisikletimi buldu. Sta' attento alle pietre grandi e piccole sulla strada! Yoldaki büyük ve küçük taşlar için dikkatli ol! Yoldaki büyük ve küçük taşlara dikkat et! "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Giapponese." "Amcalarımız nereli?" "Japon." "Amcalarımız hangi milletten?" "Japon." O ditador oprimiu o povo. Diktatör insanlara zulüm yapıyordu. Diktatör halkı ezdi. ¿Por qué no quieres volver a Argelia? Neden Cezayir'e dönmek istemiyorsun? Neden Cezayir'e dönmek istemiyorsun? Ea a fost hărțuită sexual într-un lift. Bir asansörde cinsel olarak taciz edildi. Asansörde cinsel tacize uğramış. Domani a quest'ora starà parlando con la sua famiglia. Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak. Yarın bu saatlerde ailesiyle konuşuyor olacak. Estamos en medio de unos negocios. Birkaç iş görüşmesinin ortasındayız. Bir işin ortasındayız. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Rumena." "Amcalarımız nereli?" "Rumen." "Amcalarımız hangi milletten?" "Romanya." Tom va împlini 30 de ani în martie. Tom Mart ayında otuz olacaktır. Tom Mart ayında 30 yaşına girecek. Al giorno d'oggi pochi studenti utilizzano le matite. Bu günlerde az sayıda öğrenci kurşun kalem kullanıyor. Günümüzde çok az öğrenci kalem kullanıyor. Hago una hora de deporte al día. Her gün bir saat spor yaparım. Günde bir saat spor yapıyorum. L'ingegnere ci ha detto come utilizzare la macchina. Mühendis makineyi nasıl kullanacağımızı söyledi. Mühendis bize makineyi nasıl kullanacağımızı söyledi. Soy un buen profesor. Ben iyi bir öğretmenim. Ben iyi bir öğretmenim. Hice bien mi trabajo. Ben işimi iyi yaptım. İşimi iyi yaptım. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Azera." "Amcalarınız nereli?" "Azeri." "Amcalarınız hangi milletten?" "Azera." Dan ni siquiera invitó a Linda. Dan, Linda'yı davet etmedi bile. Dan, Linda'yı davet etmedi bile. A molte persone piace il nostro libro. Birçok kişi kitabımızı sever. Birçok kişi kitabımızı beğendi. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Irlandese." "Anne-babasının uyruğu ne?" "İrlanda." "Aileniz hangi milletten?" "İrlandalı." Todos saben eso. Hiç kimse bilmiyor. Bunu herkes bilir. Ela é nossa professora. O bizim öğretmenimiz. O bizim öğretmenimiz. ¿Querés que me quede o no? Kalmamı istiyor musun yoksa istemiyor musun? Kalmamı istiyor musun, istemiyor musun? "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Serba." "Komşularının milliyeti ne?" "Sırp." "Komşuların hangi milletten?" "Otlar." Eu moro em Helsinki. Helsinki'de yaşıyorum. Helsinki'de yaşıyorum. Tom no te dejó otra opción. Tom sana fazla seçenek bırakmadı. Tom sana başka seçenek bırakmadı. Cosa ti piace fare? Ne yapmayı seversin? Ne yapmaktan hoşlanırsın? Toate aceste dispozitive nu sunt de încredere. Bütün bu cihazlar güvenilir değil. Tüm bu cihazlar güvenilir değildir. ¿Has hablado con Tom? Tom'la konuştun mu? Tom'la konuştun mu? Ei locuiesc la etajul de mai sus. Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. Üst katta oturuyorlar. Tom tiene una contusión en su pierna derecha. Tom'un sağ bacağında bir çürük vardı. Tom'un sağ bacağında beyin sarsıntısı var. Por que você chorou? Neden ağladın? Neden ağladın? Vanno in vacanza in Marocco? Fas'a tatile mi gidiyorlar? Fas'a tatile mi gidiyorlar? "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Russa." "Amcaları nereli?" "Rus." "Amcaların hangi milletten?" "Rus." Je m'ennuie. Sıkıldım. Sıkıldım. Antes de que los bomberos pudieran llegar, ambos edificios se quemaron. İtfaiyeciler gelemeden her iki bina da yandı. İtfaiyeciler gelmeden önce iki bina da yanmıştı. La nieve desaparecerá pronto. Kar yakında kaybolacak. Kar yakında yok olacak. Es mejor líder que ella. Ondan daha iyi bir liderdir. Ondan daha iyi bir lider. Aiutami a farlo. Bunu yapmama yardım et. Yardım et. Trebuie să pleci. Senin gitmen lazım. Gitmen gerek. ¿Cuántos años tienen los niños? Çocuklar kaç yaşında? Çocuklar kaç yaşında? Él vive cerca de mi casa. O, evime yakın yaşıyor. Benim evime yakın bir yerde yaşıyor. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Svedese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "İsveç." "Kardeşleri hangi millettendi?" "İsveçli." Tu hermano dijo que ibas a París. Erkek kardeşin Paris'e gittiğini söyledi. Kardeşin Paris'e gideceğini söyledi. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Lettone." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Letonya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Letonya." Practicaba con el piano todos los días. Her gün piyano çalıştı. Her gün piyano çalardı. Este no es un muelle comercial. Bu, ticari bir İskele değil. Burası ticari bir liman değil. Tutti devono saperlo! Herkes duymalı! Herkesin bilmesi gerek! Los niños son las flores de nuestra vida. Çocuklar hayatlarımızın çiçekleridir. Çocuklar hayatımızın çiçekleridir. In realtà non li ho ancora incontrati. Aslında henüz onlarla tanışmadım. Aslında onlarla henüz tanışmadım. Tom não assistiu à cerimônia. Tom törene katılmadı. Tom törene katılmadı. Nos enseña francés. O bize Fransızca öğretir. Bize Fransızca öğretiyor. ¿Por qué no os casasteis? Neden evlenmediniz? Neden evlenmediniz? ¿Hay algún lugar al que quieras ir? Gitmek istediğin herhangi bir yer var mı? Gitmek istediğin bir yer var mı? Non voglio stare da solo. Yalnız olmak istemem. Yalnız kalmak istemiyorum. Haré lo que dices. Söylediğini yapacağım. Ne dersen yapacağım. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Slovena." "Hekimleri nereli?" "Sloven." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Slovenyalı." Não sei. Bilmiyorum. Bilmem. Nu am avut nici o idee că nu îţi plac morcovii. Havuçları sevmediğine dair hiç bir fikrim yoktu. Havuç sevmediğin hakkında hiçbir fikrim yoktu. Esta muchacha es de Rusia. Bu küçük kız Rus'tur. Bu kız Rusya'dan. El señor Johnson es un hombre rico. Bay Johnson, zengin bir adam. Bay Johnson zengin bir adam. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Cinese." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Çin." "Aileleri hangi milletten?" "Çinli." Si no fuera por tu consejo, no sabría qué hacer. Eğer tavsiyeniz olmasa, ne yapacağımı bilemem. Senin tavsiyen olmasaydı, ne yapacağımı bilemezdim. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Azera." "Onun akrabaları nereli?" "Azeri." "Akrabaların hangi milletten?" "Azera." Quiero ver a mis niños. Çocuklarımı görmek istiyorum. Çocuklarımı görmek istiyorum. Nu-i da lui Tom mai mulți bani decât este absolut necesar. Tom'a kesinlikle gerekli olandan daha fazla para verme. Tom'a kesinlikle gerekli olandan daha fazla para vermeyin. Ses mots me rendirent malade. Sözleri beni hasta ediyor. Sözleri beni hasta etti. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Nigeriana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Nijerya." "Aileleri hangi milletten?" "Nijeryalı." Personne ne connaît la bonne réponse. Kimse doğru cevabı bilmiyor. Kimse doğru cevabı bilmiyor. Ne cerem scuze pentru inconvenient. Zahmet için özür dileriz. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. Quiero comprar un mapa. Bir harita satın almak istiyorum. Bir harita almak istiyorum. Tom non riesce a smettere di pensare a Mary. Tom Mary hakkında düşünmekten vazgeçemez. tom mary'yi düşünmekten kendini alamıyor. ¿El perro está nadando? Köpek yüzüyor mu? Köpek yüzüyor mu? Eu estou comendo macarrão. Makarna yiyorum. Makarna yiyorum. Receio que o médico tenha saído. Maalesef doktor dışarıda. Korkarım doktor dışarıda. Passes-tu Noël au Brésil cette année ? Noel'i bu yıl Brezilya'da mı geçirdin? Bu sene Brezilya'da Noel mi geçireceksin? "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Tedesca." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Alman." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Alman." Ellos viven allí. Onlar orada yaşıyor. Orada yaşıyorlar. A menina parece muito com sua mãe. Küçük kız annesine çok benziyor. Küçük kız annesine çok benziyor. Tengo dos manos y dos piernas. İki elim ve iki bacağım var. İki elim ve iki bacağım var. Epstein no se mató. Epstein kendini öldürmedi. Epstein kendini öldürmedi. Vuelve a empezar. Tekrar başlıyor. Baştan başla. Tengo ganas de salir. Canım dışarı çıkmak istiyor. Dışarı çıkmak istiyorum. Pour l'avoir entendu tant de fois, je peux maintenant réciter le poème par cœur. Birçok kez duyduğum için, şiiri şimdi ezberden okuyabilirim. Bu şiiri o kadar çok dinledim ki artık ezbere okuyabiliyorum. Tom è molto affascinante quando sorride. Tom gülümsediği zaman çok çekici. Tom gülümsediğinde çok çekici oluyor. Sto cercando di catturare la tua attenzione. Dikkatini çekmeye çalışıyorum. Dikkatini çekmeye çalışıyorum. Preciso de analgésico para crianças. Çocuklar için ağrı kesici ihtiyacım var. Çocuklar için ağrı kesiciye ihtiyacım var. No lo conozco. Onu tanımıyorum. Onu tanımıyorum. Politica este arta de a face posibil ceea ce este necesar. Politika, gerekli olanı mümkün kılma sanatıdır. Siyaset, gerekli olanı mümkün kılma sanatıdır. ¿Alguien vio algo? Birisi bir şey gördü mü? Bir şey gören oldu mu? Prenez la pomme et divisez-la en deux. Elma alın ve onu ikiye bölün. Elmayı alın ve ikiye bölün. No veo mucho a Tom. Ben Tom'u çok görmüyorum. Tom'u pek göremiyorum. Puoi dirmi almeno il tuo nome? En azından bana adını söyleyebilir misin? En azından adını söyleyebilir misin? Tom tiene munchas paras, ama no tiene munchos amigos. Tom'un çok parası var, fakat çok arkadaşı yok. Tom'un çok işi var, dadısının hiç arkadaşı yok. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Francese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Fransız." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Fransız." "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Paraguaiana." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Paraguay." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Paraguaylı." Accidentul s-a datorat neglijenței sale. Kaza onun dikkatsizliğinden dolayıydı. Kaza onun dikkatsizliği yüzünden oldu. La primera esposa de Tom era muy rara. Tom'un ilk karısı çok garip biriydi. Tom'un ilk karısı çok tuhaftı. Non sta piovendo molto quest'anno. Bu yıl çok yağmur yağmıyor. Bu yıl pek yağmur yağmadı. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Svedese." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "İsveç." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "İsveçli." "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Colombiana." "Arkadaşların nereli?" "Kolombiya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Kolombiyalı." Tom si è bevuto un'intera bottiglia di vino tutto da solo. Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti. Tom tek başına bir şişe şarap içti. Tom a împins-o pe Maria în piscină. Tom Mary'yi havuzun içine ittirdi. Tom, Maria'yı havuza itti. Puțini oameni știu adevăratul sens. Gerçek anlamı birkaç kişi biliyor. Çok az insan gerçek anlamını biliyor. Ésta no es mi bolsa. Bu benim çantam değil. Bu benim çantam değil. Tom no recordaba haberle pedido ayuda a Mary. Tom Mary'den yardım istediğini hatırlamadı. Tom, Mary'den yardım istediğini hatırlamıyordu. Sono stato uno stupido. Ben bir aptaldım. Aptallık ettim. Es-tu traducteur ? Çevirmen misin? Çevirmen misiniz? Acesta este motivul real. Bu gerçek sebep. Gerçek sebebi bu. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Libanese." "Kuzenlerimiz nereli?" "Lübnan." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Lübnanlı." Ella me escuchó. O beni dinledi. Beni duydu. Quiero hacerlo. Onu yapmak istiyorum. Yapmak istiyorum. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Lettone." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Letonya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Letonya." A mãe de Tom estava chorando. Tom'un annesi ağlıyordu. Tom'un annesi ağlıyordu. Estoy cansado. Debería descansar un poco antes de salir. Yorgunum. Dışarı çıkmadan biraz dinlenmem lazım. Yorgunum, dışarı çıkmadan önce biraz dinlenmeliyim. ¿Puedes venir mañana? Yarın gelebilir misin? Yarın gelebilir misin? Il tempo peggiorò. Hava kötüleşti. Hava daha da kötüleşti. Escríbele. Ona yaz. Ona yaz. Tom se subió al barco con sus tres niños. Tom, üç çocuğu ile birlikte gemiye bindi. Tom üç çocuğuyla birlikte tekneye bindi. Se fue sin decir nada. Herhangi bir şey söylemeden gitti. Hiçbir şey söylemeden gitti. Ella nos enseña francés. O bize Fransızca öğretir. Bize Fransızca öğretiyor. Non vanno in vacanza in Austria? Tatile Avusturya'ya gitmiyorlar mı? Avusturya'ya tatile gitmiyorlar mı? "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Lituana." "Hocalarınız nereliydi?" "Litvanya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Litvanya." Habéis empezado a aprender esperanto. Esperanto öğrenmeye başladınız. Esperanto öğrenmeye başladım. Non puoi pretendere di cambiare di colpo le abitudini di un uomo, ragazza mia. Bir adamın alışkanlıklarını hemen değiştirmesini bekleyemezsin, kızım. Bir erkeğin alışkanlıklarını bir anda değiştiremezsin, kızım. Soy un buen cocinero. Ben iyi bir aşçıyım. Ben iyi bir aşçıyım. Alguien me ha robado el paraguas. Biri şemsiyemi çaldı. Biri şemsiyemi çalmış. Este dia vai ficar para a história. Bu gün tarihe geçecek. Bugün tarihe geçecek. El gato es café. Kedi kahverengidir. Kedi kahvedir. Soy tu compañero de habitación. Oda arkadaşınım. Ben senin oda arkadaşınım. Guardem os brinquedos agora! Şimdi oyuncaları bir kenara koyun! Oyuncaklarınızı hemen bırakın! "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Etiope." "Öğretmenlerin nereli?" "Etiyopya." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Etiyopya." "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Estone." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Estonya." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Estonya." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Portoghese." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Portekiz." "Doktorları hangi milletten?" "Portekizli." ¿Podrías cuidar de mi perro durante mi ausencia? Ben yokken köpeğime bakar mısın? Ben yokken köpeğime bakar mısın? "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Brasiliana." "Teyzelerimiz nereli?" "Brezilya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Brezilyalı." Estás olvidando algo muy importante. Çok önemli bir şey unutuyorsun. Çok önemli bir şeyi unutuyorsun. La cible est en vue. Hedef görüş alanında. Hedef görüş alanında. ¿Tom sabe hablar francés? Tom Fransızca konuşabilir mi? Tom Fransızca biliyor mu? ¿Son nuevas? Onlar yeni mi? Yeni misiniz? ¿Qué sintió? Ne hissettiniz? Ne hissettin? ¿Los peces duermen? Balıklar uyur mu? Balıklar uyur mu? Lei portava scarpe di colore marrone scuro. O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu. Koyu kahverengi ayakkabı giyiyordu. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Inglese." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "İngiliz." "Aileleri hangi milletten?" "İngilizce." Vorrei poter girare il mondo. Keşke dünyayı gezebilsem. Keşke dünyayı dolaşabilseydim. Creo que sé cuál es el problema. Sanırım sorunun ne olduğunu biliyorum. Sanırım sorunun ne olduğunu biliyorum. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Paraguaiana." "Anneleri nereli?" "Paraguay." "Anneleri hangi milletten?" "Paraguaylı." Pare imposibil, dar e adevărat. Olanaksız geliyor ama gerçek. İmkânsız gibi geliyor ama doğru. Nu vreau o scuză. Vreau o explicație. Ben bir özür istemiyorum. Ben bir açıklama istiyorum. Mazeret değil, açıklama istiyorum. Mi amiga tiene diecisiete años. Arkadaşım on yedi yaşındadır. Arkadaşım 17 yaşında. O sabão ajuda a remover a sujeira. Sabun kiri çıkarmaya yardım eder. Sabun, kirleri temizlemeye yardımcı olur. De unde ai știut că sunt canadian? Kanadalı olduğumu nasıl bildin? Kanadalı olduğumu nereden bildin? ¿Tom tiene un gato? Tom bir kediye sahip mi? Tom'un kedisi mi var? Non sono di nazionalità belga. Belçika vatandaşı değiller. Belçika vatandaşı değilim. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Ghanese." "Komşularının uyruğu ne?" "Gana." "Komşuları hangi milletten?" "Ghanese." Tout le monde sait que tu es plus intelligente qu'elle. Herkes senin ondan daha zeki olduğunu biliyor. Herkes ondan daha zeki olduğunu biliyor. No te creas la historia del cazador sin haber oído la del león. Aslanın hikâyesini dinlemeden avcının hikâyesine inanma. Aslanın hikayesini duymadan avcının hikayesine inanmayın. Yo voy a Kioto. Kyoto'ya giderim. Ben Kyoto'ya gidiyorum. Esta mesa es mía. Bu masa benim. Burası benim masam. Trebuie să o faci tu însuți. Onu kendin yapmalısın. Bunu kendin yapmak zorundasın. Volveremos. Biz tekrar geleceğiz. Geri döneceğiz. Tengo que esperar. Beklemem gerekiyor. Beklemek zorundayım. Por favor, quite su libro de esta mesa. Lütfen kitabınızı bu masadan alın. Lütfen kitabınızı masadan kaldırın. Clara me demanda pourquoi je travaillais aussi dur. Clara neden bu kadar çok çalıştığımı sordu. Clara neden bu kadar çok çalıştığımı sordu. Non sono di nazionalità islandese? İzlanda uyruklu değiller mi? İzlanda vatandaşı değil misiniz? No lo he olvidado. Unutmadım. Ben unutmadım. Planeamos invitar tanto a Tom como a Mary. Hem Tom'u hem de Mary'yi davet etmeyi planlıyoruz. Hem Tom'u hem de Mary'yi davet etmeyi planlıyoruz. Tenemos cosas más grandes de qué preocuparnos. Endişelenecek daha büyük şeylerimiz var. Endişelenmemiz gereken daha büyük şeyler var. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Finlandese." "Onun arkadaşları nereli?" "Fin." "Arkadaşların hangi milletten?" "Finli." Dovrei dir loro che sono tornato. Geri döndüğümü onlara söylemeliyim. Onlara döndüğümü söylemeliyim. Non andiamo in vacanza in Italia. Tatile İtalya'ya gitmiyoruz. İtalya'ya tatile gitmiyoruz. Cosa sta facendo John adesso? John şimdi ne yapıyor? John şimdi ne yapıyor? "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Canadese." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Kanada." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Kanadalı." Il ignore même que j'existe. O, benim varlığımı bile hiçe sayıyor. Varlığımdan bile haberi yok. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Lituana." "Anneleriniz nereli?" "Litvanya." "Anneleriniz hangi milletten?" "Litvanyalı." Sapevi che il viola si ottiene mescolando il rosso e il blu? Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydun? Morun kırmızı ve maviyi karıştırarak elde edildiğini biliyor muydunuz? Tutti si riunirono attorno a me. Herkes etrafımda toplandı. Herkes etrafımda toplandı. Puedo repetir la misma pregunta. Aynı soruyu tekrar sorabilirim. Aynı soruyu tekrar sorabilirim. Improvvisamente sentii un dolore acuto allo stomaco. Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim. Aniden karnımda keskin bir ağrı hissettim. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Islandese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "İzlanda." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İzlandalı." Te rog, păstrează cartea asta la îndemână. Lütfen bu kitabı el altında bulundurun. Lütfen bu kitabı el altında tut. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Uruguaiana." "Hocaları nereliydi?" "Uruguay." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Ellas nos están disparando. Onlar bize ateş ediyorlar. Bize ateş ediyorlar. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Siriana." "Dedelerin nereliydi?" "Suriye." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Suriyeli." Tom acaba de volver de la oficina de correos. Tom az önce postaneden döndü. Tom az önce postaneden geldi. ¡Te echo de menos también! Ben de seni özlüyorum. Ben de seni özledim! ¿Estás leyendo un libro interesante? İlginç bir kitap okuyor musun? İlginç bir kitap mı okuyorsun? Je ne sais pas qui il cherche. Onun kimi aradığını bilmiyorum. Kimi aradığını bilmiyorum. Marea majoritate sunt în favoarea proiectului. Büyük çoğunluk projeden yanadır. Büyük bir çoğunluğu projeyi destekliyor. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Albanese." "Kız kardeşleri nereli?" "Arnavut." "Kardeşleri hangi milletten?" "Arnavutça." Tom è passato a trovarti questo pomeriggio. Tom bu öğleden sonra seni görmeye geldi. Tom bu öğleden sonra seni görmeye geldi. Tom não quer ser rico. Tom zengin olmak istemiyor. Tom zengin olmak istemiyor. Volvamos al trabajo. İşe geri dönelim. İşimize dönelim. Comunque, sei libero oggi pomeriggio? Bu arada, bu öğleden sonra boş musun? Her neyse, öğleden sonra boş musun? Hai lasciato la mancia? Bir bahşiş bıraktın mı? Bahşiş bıraktın mı? Sami estaba a punto de pulsar el timbre de la puerta. Sami kapı ziline basmak üzereydi. Sami kapı ziline basmak üzereydi. Dame un fuerte abrazo. Bana sıkıca sarıl. Sarıl bana. Je préfère marcher que de prendre un taxi. Taksiye binmektense, yürümeyi tercih ederim. Taksiye binmektense yürümeyi tercih ederim. Él descubrió América. Amerika'yı keşfetti. Amerika'yı keşfetti. Mi hermana tiene muy buena letra. Kız kardeşimin çok iyi el yazısı var. Kardeşimin çok iyi el yazısı var. Preferisco l'acqua minerale. Maden suyunu tercih ederim. Maden suyunu tercih ederim. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Ungherese." "Doktorları nereli?" "Macar." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Macarca." "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Islandese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "İzlanda." "Kardeşleri hangi millettendi?" "İzlandalı." Por favor, no traduzcan esta oración. Lütfen, bu cümleyi çevirmeyin. Lütfen bu cümleyi tercüme etmeyin. Um cão tem quatro patas. Bir köpeğin dört bacağı var. Bir köpeğin dört ayağı vardır. Él me dijo que iba a Italia. İtalya'ya gittiğini söyledi. Bana İtalya'ya gideceğini söyledi. Me gusta correr. Ben koşmayı severim. Koşmayı severim. Conozco a tu padre. Senin babanı tanıyorum. Babanı tanıyorum. Peter estaba harto de niñas pueriles. Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı. Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Peruviana." "Kardeşleriniz nereli?" "Peru." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Ceca." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Çek." "Kız kardeşleriniz hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Slovena." "Kardeşleriniz nereli?" "Sloven." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Slovenya." Non c'è niente che non si possa comprare col denaro. Parayla alınamayacak şey yoktur. Paranın satın alamayacağı hiçbir şey yoktur. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Finlandese." "Hekimlerimiz nereli?" "Fin." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Finli." Solo quiero acabar esto e irme. Sadece bunu bitirmek ve gitmek istiyorum. Bu işi bitirip gitmek istiyorum. Este yogur está dulce. Bu yoğurt tatlı. Bu yoğurt çok tatlı. De ce? Niye? Neden ki? Não está chovendo. Yağmur yağmıyor. Yağmur yağmıyor. Tengo que llevarle algo a Tom. Tom'a bir şey almalıyım. Tom'a bir şey götürmeliyim. Pentru o perioadă va trebui să ne mulțumim cu cea veche. Bir süre için eskisiyle yetinmek zorunda kalacağız. Bir süre için eskisiyle yetinmek zorunda kalacağız. Mi padre es empleado de una empresa estatal. Babam bir devlet şirketi çalışanıdır. Babam bir devlet şirketinde çalışıyor. Je commence à la trouver antipathique. sevimsiz bulmaya başlıyorum. Onu sevimsiz bulmaya başladım. Nos marchamos cuatro días después. Dört gün sonra ayrıldık. Dört gün sonra ayrıldık. Une jeune fille s'est fait agressée dans le métro. Bir genç kız metroda saldırıya uğradı. Genç bir kız metroda saldırıya uğradı. Steve no vino a casa. Steve eve gelmedi. Steve eve gelmedi. Ho due fratelli. İki erkek kardeşim var. İki erkek kardeşim var. "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Marocchina." "Halaları nereli?" "Fas." "Amcaların hangi milletten?" "Fas." No llevó mucho tiempo. O uzun sürmedi. Çok uzun sürmedi. Soy un tenista. Tenisçiyim. Ben bir tenisçiyim. Non riesco più a sopportare questo freddo. Bu soğuğa daha fazla dayanamıyorum. Bu soğuğa daha fazla dayanamayacağım. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Canadese." "Kardeşlerimiz nereli?" "Kanada." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Kanadalı." A Tom se le da bien cantar. Tom şarkı söylemede iyidir. Tom şarkı söylemeyi çok iyi biliyor. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Inglese." "Hekimleri nereli?" "İngiliz." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İngiliz." Os homens estão vindo. Erkekler geliyor. Adamlar geliyor. Quase todas essas maçãs estão podres. Bu elmaların hemen hemen hepsi çürük. Bu elmaların çoğu çürümüş. Le aconsejó que fuera allá. O onun oraya gitmesini tavsiye etti. Oraya gitmesini tavsiye etti. Se non me ne dimentico lo dico a Tom. Unutmazsam Tom'a söylerim. Eğer unutmazsam, Tom'a söylerim. ¿Os gusta este jardín? Bu bahçeyi sevdiniz mi? Bu bahçeyi beğendiniz mi? Tom no ha muerto. Tom ölmedi. Tom ölmedi. Il y a trop de choses à faire ! Yapacak çok şey var! Yapacak çok şey var! Él fue allí solo. O, oraya kendisi gitti. Oraya tek başına gitti. Amamos la belleza. Güzelliği seviyoruz. Güzelliği seviyoruz. Ai încălcat regulile. Kurallara karşı geldin. Kuralları çiğnedin. Est-ce que la bonté charme plus que la beauté ? İyilik güzellikten daha mı hoştur? İyilik güzellikten daha mı çekicidir? "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Malese." "Teyzelerimiz nereli?" "Malezya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Malezya." Nu e nici o grabă. Aceleye gerek yok. Aceleye gerek yok. Mi sono alzato alle sei, ho fatto colazione e poi sono andato a scuola. Altıda kalktım, sabah kahvaltısı yedim ve sonra okula gittim. Sabah 6'da kalktım, kahvaltı yaptım ve okula gittim. Cosa ti fa pensare che sia stato Tom a farlo? Onu Tom'un yaptığını sana düşündüren ne? Bunu Tom'un yaptığını nereden çıkardın? J'étais abasourdi par le résultat. Sonuç beni şaşırttı. Sonuç beni çok şaşırttı. Hay un pez. Bir balık var. Bir balık var. Dorme? O, uyuyor mu? Uyuyor mu? Casi todos fueron invitados. Neredeyse herkes davet edildi. Hemen hemen herkes davet edildi. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Gallese." "Teyzelerimiz nereli?" "Galler." "Amcalarımız hangi milletten?" "Galler." Voy a dormir. Uyuyacağım. Ben yatıyorum. Este no es mi vaso de té, es el vaso de Tom. Bu benim çay bardağım değil. O Tom'un bardağı. Bu benim değil, Tom'un bardağı. Yo ya he leído este libro. Ben kitabı zaten okudum. Bu kitabı daha önce okumuştum. Non andiamo in vacanza in Sicilia. Tatile Sicilya'ya gitmiyoruz. Sicilya'ya tatile gitmiyoruz. Noul tunel este de două ori mai mare față de cel vechi. Yeni tünel eskisinin iki katı uzunluğunda. Yeni tünel eskisinden iki kat daha büyük. Trebuie să faci ce-ți spun. Dediğimi yapmak zorundasın. Ben ne dersem onu yapacaksın. Non vanno in vacanza in Australia? Tatile Avustralya'ya gitmiyorlar mı? Avustralya'ya tatile gitmiyorlar mı? Devo solo prendere qualche abito. Sadece birkaç giysi almam gerekiyor. Birkaç kıyafet almam lazım. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Croata." "Kardeşleri nereli?" "Hırvat." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." Fadil acreditava em cada palavra que Layla dizia. Fadil, Layla'nın söylediği her kelimeye inanıyordu. Fadil, Layla'nın söylediği her kelimeye inandı. Tom me prometeu que iria voltar. Tom bana döneceğine söz verdi. Tom geri döneceğine söz verdi. He perdido mis gafas, pero las necesito para encontrarlas. Gözlüğümü kaybettim fakat onu bulmak için ona ihtiyacım var. Gözlüklerimi kaybettim ama onları bulmak için onlara ihtiyacım var. La gata está bajo la silla. Kedi sandalyenin altındadır. Kedi sandalyenin altında. Sto facendo il pane. Ekmek pişiriyorum. Ekmek yapıyorum. Precipitaţiile puternice ne-au împiedicat să mergem afară. Şiddetli yağış dışarı çıkmamızı engelledi. Şiddetli yağışlar dışarı çıkmamızı engelledi. Non volevo che mi lasciassi. Beni terk etmeni istemedim. Beni bırakmanı istemedim. Mama îşi trezeşte fiica. Annesi kızını uyandırıyor. Anne kızını uyandırıyor. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Siriana." "Kardeşleri nereli?" "Suriye." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Suriyeli." En este momento no tengo planeado hacer ningún viaje. Şu anda seyahat etme planım yok. Şu anda herhangi bir seyahat planlamıyorum. Quiero dejar mi empleo. İşimi bırakmak istiyorum. İşimden ayrılmak istiyorum. Jocul de aseară a fost interesant. Dün geceki oyun heyecan vericiydi. Dün geceki maç ilginçti. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Giapponese." "Nineleriniz nereliydi?" "Japon." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Japonca." "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Camerunense." "Ninelerin nereliydi?" "Kamerun." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Libanese." "Kuzenlerin nereli?" "Lübnan." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Lübnanlı." Nakido es mejor que Twitter. Nakido, Twitter'dan daha iyidir. Nakido, Twitter'dan daha iyi. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Canadese." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Kanada." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Kanadalı." Ayer fue la primera vez que hablé con Tom en francés. Dün ilk kez Tom'la Fransızca konuştum. Dün Tom'la ilk kez Fransızca konuştum. Tom parecía cansado. Tom yorgun görünüyordu. Tom yorgun görünüyordu. El señor Brown tiene cuatro hijos. Bay Brown'ın dört çocuğu var. Bay Brown'ın dört çocuğu var. Non andate in vacanza in Etiopia? Tatile Etiyopya'ya gitmiyor musunuz? Etiyopya'ya tatile gitmiyor musunuz? Lo invitamos a nuestra casa. Biz onu evimize davet ettik. Onu evimize davet ettik. Le médecin soigna sa maladie. Doktor onun hastalığını tedavi etti. Doktor onun hastalığını teşhis etti. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Serba." "Hocalarınız nereli?" "Sırp." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Otlar." Abro un poco la ventana. Pencereyi biraz açıyorum. Pencereyi biraz açayım. "Di che nazionalità sono?" "Ghanese." "Uyrukları ne?" "Gana." "Hangi milletten bunlar?" "Ghanese." Zgârie-norii se află în centrul orașului. Gökdelen şehrin ortasındadır. Gökdelenler şehrin merkezinde yer alır. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Finlandese." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Fin." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Finli." Me robaron el poco dinero que tenía. Sahip olduğum çok az para çalındı. Sahip olduğum az miktardaki parayı çaldılar. Onde você mora na Turquia? Türkiye'de nerede yaşıyorsun? Türkiye'de nerede yaşıyorsunuz? J'ai torturé un prisonnier. Bir mahkuma işkence ettim. Bir mahkuma işkence ettim. À mon grand étonnement, la porte était ouverte. Beni en çok şaşırtan kapının açık olmasıydı. Çok şaşırmıştım, kapı açıktı. Hai visitato la Repubblica Ceca. Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret ettin. Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret ettiniz. Me gustan los dos. Onların ikisini de severim. İkisini de seviyorum. Tom es el amigo de mi amigo. Tom arkadaşımın arkadaşı. Tom arkadaşımın arkadaşı. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Argentina." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Arjantin." "Aileleri hangi milletten?" "Arjantin." Qu'èra un temps la mea amigueta. O benim kız arkadaşımdı. Kız arkadaşım bir süre burada kalsın. Hanno visitato la Scozia? İskoçya'yı ziyaret ettiler mi? İskoçya'yı ziyaret ettiler mi? Volevo essere un giornalista. Gazeteci olmak istiyordum. Gazeteci olmak istiyordum. Tom nos está buscando. Tom bizi arıyor. Tom bizi arıyor. Non sono di nazionalità serba. Sırp vatandaşı değiller. Ben Sırp vatandaşı değilim. Quizá todavía quede esperanza para ti. Belki senin için hâlâ umut vardır. Belki senin için hala umut vardır. Quiero escribirle una carta de amor en francés a mi novia. Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum. Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum. Iniziarono a camminare verso di lei. Onlar ona doğru yürümeye başladı. Ona doğru yürümeye başladılar. Masako acabó el instituto en Japón y después se graduó en Harvard. Masako, Japonya'da liseyi bitirdi ve sonra Harvard'dan mezun oldu. Masako liseyi Japonya'da bitirdi ve Harvard'dan mezun oldu. Pourquoi cela ne me surprend-il pas ? Bu beni neden şaşırtmadı? Bu beni neden şaşırtmadı? Non vanno in vacanza in Russia. Tatile Rusya'ya gitmiyorlar. Rusya'ya tatile gitmiyorlar. Mañana no tenemos clase. Yarın okulumuz yok. Yarın okul yok. El se potrivește descrierii din ziar. O gazetedeki tanıma uyuyor. Gazetedeki tarife uyuyor. Metti un po' di musica. Biraz müzik açın. Biraz müzik aç. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Greca." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Yunan." "Doktorları hangi milletten?" "Yunanistan." No me gustan las películas. Ben filmleri sevmiyorum. Filmlerden hoşlanmam. Estamos casados. Biz evliyiz. Biz evliyiz. ¿A quién está buscando Tom? Tom kimi arıyor? Tom kimi arıyor? El este absent din cauza bolii. O, hastalıktan dolayı yoktur. Hastalığı yüzünden burada değil. Solo tengo una pregunta para usted. Sizin için sadece bir sorum var. Sana bir sorum var. J'ignore s'il le sait. Onun bilip bilmediğini bilmiyorum. Biliyor mu bilmiyorum. El sueño es el hermano de la muerte. Uyku ölümün kardeşidir. Rüya ölümün kardeşidir. Non ho mai visitato il Belgio. Belçika'yı hiç ziyaret etmedim. Belçika'ya hiç gitmedim. Conversamos ontem. Biz dün konuştuk. Dün konuştuk. Hemos venido aquí a jugar al baloncesto. Buraya basketbol oynamaya geldik. Buraya basketbol oynamaya geldik. Quem é o homem tocando piano? Piyano çalan adam kim? Piyano çalan adam kim? Après avoir marché un moment, nous arrivâmes au lac. Bir süre yürüdükten sonra göle vardık. Bir süre yürüdükten sonra göle vardık. Me dan miedo los perros. Köpeklerden korkarım. Köpeklerden korkuyorum. Dov'è il mio tè? Çayım nerede? Çayım nerede? No deberías rendirte pase lo que pase. Ne olursa olsun vazgeçmemelisin. Ne olursa olsun pes etmemelisin. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Malese." "Komşularının uyruğu ne?" "Malezya." "Komşuları hangi milletten?" "Malezya." Tom controllò la cassetta della posta per vedere se aveva ricevuto qualche lettera. Tom hiç mektup alıp almadığını görmek için posta kutusunu kontrol etti. Tom mektup alıp almadığını görmek için posta kutusunu kontrol etti. Estoy acariciando a mi gato. Kedimi okşuyorum. Kedimi okşuyorum. ¡Aguanta, Tom, no te mueras! Dayan, Tom. Ölme. Dayan Tom, sakın ölme! Branleur. Otuz birci. Göt herif. ¿Qué me ha enseñado la vida? Hayat bana ne öğretti? Hayat bana ne öğretti? Dacă aduni trei cu patru, obții șapte. Üç ile dördü toplarsanız yedi yapar. Üçü dörde bölersen, yedi elde edersin. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Giapponese." "Öğretmenleri nereli?" "Japon." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Japon." Ele não fuma. O sigara içmiyor. Sigara içmiyor. Non hanno visitato la Slovacchia. Slovakya'yı ziyaret etmediler. Slovakya'yı ziyaret etmediler. Avete visitato l'Etiopia. Etiyopya'yı ziyaret ettiniz. Etiyopya'yı ziyaret ettiniz. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Islandese." "Hocalarımız nereliydi?" "İzlanda." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İzlandalı." Nuestro gato está en la cocina. Bizim kedimiz mutfaktadır. Kedimiz mutfakta. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Polacca." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Polonya." "Ailen hangi milletten?" "Polak." Todas las mañanas va al parque. Her sabah parka gider. Her sabah parka gidiyor. El hombre al que estaba esperando no vino. Beklediğim adam gelmedi. Beklediğim adam gelmedi. Los dos tenemos la misma edad. İkimiz de aynı yaştayız. İkimiz de aynı yaştayız. Per cosa è arrabbiato Tom? Tom ne hakkında kızgın? Tom neye kızıyor? "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Camerunense." "Hocalarınız nereli?" "Kamerun." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Lituana." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Litvanya." "Komşuları hangi millettendi?" "Litvanya." Esperé un buen rato. Uzun süre bekledim. Uzun süre bekledim. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Bielorussa." "Arkadaşları hangi milletten?" "Belarus." "Arkadaşları hangi milletten?" "Belaruslu." Los vimos anoche. Dün gece onları gördük. Onları dün gece gördük. Faites ce qui vous paraît juste. Size sadece doğru geleni yapın. Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap. Yo quería que ella ganara. Onun kazanmasını istiyordu. Onun kazanmasını istedim. Este libro me lo prestó un amigo. Bir arkadaş bu kitabı bana ödünç verdi. Bu kitabı bana bir arkadaşım ödünç verdi. Acabo de terminar de desayunar. Az önce kahvaltıyı bitirdim. Kahvaltımı yeni bitirdim. ¿Podemos ir allí? Oraya gidebilir miyiz? Oraya gidebilir miyiz? "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Ghanese." "Akrabaları nereli?" "Gana." "Akrabaları hangi milletten?" "Ghanese." "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Uruguaiana." "Komşuların nereli?" "Uruguay." "Komşuların hangi milletten?" "Uruguaylı." Quiero trabajar acá. Burada çalışmak istiyorum. Burada çalışmak istiyorum. Me gustan las matemáticas. Matematiği severim. Matematiği severim. Bill llevó a su hermano menor al zoo. Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü. Bill küçük kardeşini hayvanat bahçesine götürdü. Mañana se irá de aquí. O, yarın buradan ayrılacak. Yarın buradan gidecek. Si hubiera sabido la dirección de él, le hubiera escrito. Onun adresini bilseydim, ona yazardım. Adresini bilseydim, ona yazardım. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Statunitense." "Anneleriniz nereli?" "Amerikan." "Anneleriniz hangi milletten?" "Amerikalı." O dia da República é celebrado em vinte e seis de janeiro. Cumhuriyet Günü 26 Ocak'ta kutlanmaktadır. Cumhuriyet Bayramı 26 Ocak’ta kutlanıyor. A Tom le gusta jugar al fútbol. Tom futbol oynamaktan hoşlanır. Tom futbol oynamayı seviyor. La gente se lo decía a menudo a mi madre. İnsanlar bunu anneme sık sık söyledi. İnsanlar bunu anneme sık sık söylerdi. ¿Por qué no nos llamaste? Neden bizi aramadın? Neden bizi aramadın? Ideile mele sunt similare cu ale lui. Benim fikirlerim onunkine benzerdir. Benim fikirlerim de onunkilere benziyor. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Croata." "Komşuları nereliydi?" "Hırvat." "Komşuları hangi millettendi?" "Hırvatistan." Todos siguen mirando a Tom. Herkes hâlâ Tom'a bakıyor. Herkes Tom'a bakıyor. Ta réponse est fausse. Cevabın yanlış. Cevabın yanlış. ¿Irás en tren? Trenle gidecek misin? Trenle mi gideceksin? Tom no logra encontrar su bolsa. Tom çantasını bulamıyor. tom mary'nin çantasını bulamadı. Generația tânără a crescut cu Internetul. Genç kuşak internetle büyüdü. Genç nesil internet ile büyüdü. J'aime l'odeur que les pages d'un vieux livre libèrent lorsqu'on l'ouvre. Eski bir kitabın sayfalarını çevirirken ki çıkan kokuyu seviyorum. Eski bir kitabın sayfalarının açtığında bıraktığı kokuyu seviyorum. Vivo tres puertas más abajo. Üç kapı aşağıda yaşıyorum. Üç kapı aşağıda oturuyorum. Tom aveva bisogno d'aiuto. Tom'un yardıma ihtiyacı vardı. Tom'un yardıma ihtiyacı vardı. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Lettone." "Hekimleriniz nereli?" "Letonya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Letonya." Il abuse de sa gentillesse. Nezaketini kötüye kullanıyor. Nezaketini kötüye kullanıyor. So che si aspettava Tom qui. Tom'un burada olmasını beklediğini biliyorum. Tom'u burada beklediğinizi biliyorum. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Slovacca." "Öğretmenleri nereliydi?" "Slovak." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Slovakyalı." Eu vi Dana. Dana'yı gördüm. Dana'yı gördüm. Ayer fuimos a ver una película con un amigo mío. Dün bir arkadaşımla bir film izlemeye gittik. Dün bir arkadaşımla sinemaya gittik. Nos quedamos en una habitación pequeña. Küçük bir odada kaldık. Küçük bir odada kaldık. "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Cinese." "Komşuları nereli?" "Çin." "Komşuları hangi milletten?" "Çinli." Non te ne ho parlato? Ben ondan söz etmedim mi? Sana bundan bahsetmedim mi? Tom este în dormitor. Tom yatak odasında. Tom yatak odasında. Este posibil să fi greșit în privința lui Tom. Tom hakkında yanılmış olabilirim. Tom'la ilgili olabilir. El a construit un observator pentru a studia stelele. Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı. Yıldızları incelemek için bir gözlemevi inşa etti. Casa a fost distrusă de inundații. Ev sel tarafından yıkıldı. Ev sel yüzünden mahvoldu. Ești în arest la domiciliu. Göz hapsi altındasın. Ev hapsindesin. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Camerunense." "Arkadaşlarımız nereli?" "Kamerun." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Kamerunlu." Elle est quelque peu timide. O azıcık utangaç. Biraz utangaçtır. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Rumena." "Öğretmenleri nereliydi?" "Rumen." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Romanya." Non abbiamo visitato la Cina. Çin'i ziyaret etmedik. Çin'i ziyaret etmedik. Tom sabe que no somos felices. Tom mutlu olmadığımızı biliyor. Tom mutlu olmadığımızı biliyor. Hai visitato il Portogallo? Portekiz'i ziyaret ettin mi? Portekiz’i ziyaret ettiniz mi? Danos dos cuchillos y cuatro tenedores, por favor. Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin. İki bıçak ve dört çatal lütfen. Eu estarei em casa de manhã. Sabah evde olacağım. Sabah evde olacağım. No sabe cómo responder. Nasıl cevap vereceğini bilmiyor. Nasıl cevap vereceğini bilmiyor. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Croata." "Öğretmenlerin nereli?" "Hırvat." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." Acho que o Tom quer vir com a gente. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Messicana." "Hocalarımız nereli?" "Meksika." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Meksikalı." ¿Qué has comido? Öğlen yemeği için ne yedin? Ne yedin? Tom fue conductor de ambulancia durante la guerra. Tom savaşta bir ambulans sürücüsüydü. Tom savaş sırasında ambulans şoförüydü. Tom enseña francés en un instituto. Tom bir lisede Fransızca öğretiyor. Tom bir lisede Fransızca öğretiyor. Tom è partito all'inizio di ottobre. Tom ekim ayı başlarında gitti. Tom Ekim başında ayrıldı. Non vanno in vacanza in Marocco. Tatile Fas'a gitmiyorlar. Fas'a tatile gitmiyorlar. ¿Por qué me odias? Benden neden nefret ediyorsun? Neden benden nefret ediyorsun? Tom es el hermano pequeño de Mary. Tom, Mary'nin daha genç erkek kardeşidir. tom mary'nin küçük kardeşidir. Isto é muito curto. Bu çok kısa. Bu çok kısa. Je vais dans la ville où je suis né. Doğduğum yere gidiyorum. Ben doğduğum şehre gidiyorum. Ele comprou. Aldı. Satın aldı. ¿Quién cuida de este perro? Bu köpeğe kim bakıyor? Bu köpeğe kim bakıyor? Mike y Ken son amigos. Mike ve Ken arkadaştır. Mike ve Ken arkadaşlar. Smetti di parlare di noi. Bizim hakkımızda konuşmaya son ver. Bizim hakkımızda konuşmayı kes. Creo que a Tom le ha pasado algo terrible. Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu. Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu. Esta novela fue escrita por un autor americano. Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı. Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazılmıştır. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Islandese." "Hekimlerin nereli?" "İzlanda." "Doktorların hangi milletten?" "İzlandalı." La gente está jugando béisbol. İnsanlar beyzbol oynuyorlar. İnsanlar beyzbol oynuyor. Ai vrea să faci tu onorurile? Misafir ağırlamak ister misin? Bu şerefe nail olmak ister misin? Durmió con su jefe. Patronuyla uyudu. Patronuyla yattı. Tous les élèves doivent revêtir le même uniforme. Tüm öğrenciler aynı üniformayı giymek zorundadır. Tüm öğrenciler aynı üniformayı giymelidir. Los plátanos que me trajiste anoche estaban todos malos. Dün gece bana getirdiğin muzların hepsi kötüydü. Dün gece bana getirdiğin muzların hepsi kötüydü. Olá, eu me chamo Tina. Merhaba, benim adım Tina'dır. Merhaba, ben Tina. He jugado al tenis. Tenis oynadım. Tenis oynadım. Alí hizo una gran limpieza en su cuenta de Twitter y dejó de seguir a la mayoría de las cuentas a las que seguía. Ali Twitter hesabında büyük bir temizlik yapıp takip ettiği hesapların çoğunu takipten çıkmış. Ali, Twitter hesabında büyük bir temizlik yaptı ve takip ettiği hesapların çoğunu takip etmeyi bıraktı. Nu ne-am întâlnit unul cu celălalt. Birbirimizle tanışmadık. Birbirimizi hiç görmedik. Hablo inglés todos los días. Her gün İngilizce konuşuyorum. Her gün İngilizce konuşuyorum. Después de eso no volví a ver a Tom. O olaydan sonra Tom'u bir daha görmedim. Ondan sonra Tom'u bir daha görmedim. Ele joga beisebol todo dia. O her gün beyzbol oynar. Her gün beysbol oynuyor. Nueva York es la ciudad más grande del mundo. New York dünyanın en büyük şehridir. New York dünyanın en büyük şehridir. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Svizzera." "Arkadaşlarımız nereli?" "İsviçre." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "İsviçre." Non mi avete detto i vostri nomi. Bana isimlerinizi söylemediniz. Bana isimlerinizi söylemediniz. Il neige depuis deux jours. İki gündür kar yağıyor. İki gündür kar yağıyor. Tușesc. Öksürüyorum. Sen kazandın. Ella tenía una conciencia limpia. Onun açık bir bilinci vardı. Temiz bir vicdanı vardı. ¿Has dormido? Uyudun mu? Uyuyabildin mi? "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Messicana." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Meksika." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Meksikalı." Mary es ahora mi novia. Mary artık benim kız arkadaşım. Mary artık benim kız arkadaşım. Eso explica por qué la puerta estaba abierta. O, kapının niçin açık olduğunu açıklıyor. Bu kapının neden açık olduğunu açıklıyor. ¿Para qué eres bueno? Sen nede iyisin? Ne işe yararsın ki? "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Siriana." "Hekimlerin nereli?" "Suriye." "Doktorların hangi milletten?" "Suriyeli." Am venit doar pentru tine. Sırf senin için geldim. Sadece senin için geldim. Elle est tombée amoureuse de lui. O, ona âşık oldu. Ona aşık oldu. Mary es la hermana menor de Tom. Mary Tom'un küçük kız kardeşidir. tom mary'nin kız kardeşidir. Am fost dezamăgit de noul produs. Yeni ürün beni hayal kırıklığına uğrattı. Yeni ürün beni hayal kırıklığına uğrattı. Tom no es estúpido. Tom aptal değildir. Tom aptal değil. Chiar și copiii o pot înțelege. Çocuklar bile onu anlayabilir. Çocuklar bile bunu hissedebilir. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Maltese." "Halaların nereli?" "Malta." "Amcaların hangi milletten?" "Maltalı." Entonces tenía muy mal aspecto. O zaman çok kötü görünüyordu. O zamanlar çok kötü görünüyordu. Tom me salvou. Tom beni kurtardı. Tom beni kurtardı. Mi sento rinato. Yeni doğmuş gibi hissediyorum. Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Mi capisci? Beni anlıyor musunuz? Anlıyor musun? Tom non sembra molto speranzoso. Tom çok umutlu görünmüyor. Tom pek umutlu görünmüyor. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Libanese." "Arkadaşları hangi milletten?" "Lübnan." "Arkadaşları hangi milletten?" "Lübnanlı." Louis Braille, care a fost orb de la vârsta de trei ani, a inventat o modalitate prin care orbii să poată citi. Louis Braille, üç yaşından beri kör, körlerin okuyabilmesi için bir model keşfetti. Üç yaşından beri kör olan Louis Braille, körlerin okuyabileceği bir yol icat etti. Voglio parlare con il tuo capo. Patronunla konuşmak istiyorum. Patronunla konuşmak istiyorum. J'ai eu, il y a peu, un accident de voiture. Az önce araba kazası yaptım. Kısa bir süre önce bir araba kazası geçirdim. Enero es el primer mes del año. Ocak yılın birinci ayıdır. Ocak yılın ilk ayıdır. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Danese." "Onların dedeleri nereli?" "Danimarka." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Scozzese." "Teyzelerimiz nereli?" "İskoç." "Amcalarımız hangi milletten?" "İskoç." Non devi comportarti così. Öyle davranmamalısın. Böyle davranmana gerek yok. Vejo um homem e uma mulher nobres. Asil bir adam ve asil bir kadın görüyorum. Asil bir adam ve kadın görüyorum. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Slovena." "Komşuları hangi milletten?" "Sloven." "Yakınları hangi milletten?" "Slovenya." Tom tampoco es feliz. Tom da mutlu değil. Tom da mutlu değil. Jill y John se van a casar el mes que viene. Jill ve John gelecek ay evlenecekler. Jill ve John gelecek ay evleniyorlar. Él murió de cáncer. O kanserden öldü. Kanserden öldü. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Marocchina." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Fas." "Aileniz hangi milletten?" "Fas." No quiero a Tom en mi fiesta. Tom'u partimde istemiyorum. Tom'u partimde istemiyorum. È conosciuto come un grande pianista. O, iyi bir piyanist olarak bilinir. Büyük bir piyanist olarak bilinir. Este posibil ca această rochie să fie spălată? Bu elbiseyi yıkamak mümkün mü? Bu elbisenin yıkanması mümkün mü? S-a înțeles. Anlaşıldı. - Anlaşıldı. Non dimenticarti di me! Beni unutma! Beni unutma! Ayer nos dijo el profesor: "mañana os voy a poner un examen". Dün bize öğretmen:"yarın sınav olacaksınız" dedi. Öğretmen, “Yarın sınava gireceğim” dedi. Eu gosto de estar sozinho. Tek başıma olmayı seviyorum. Yalnız olmayı seviyorum. Qu'est-ce que vous voulez boire ? İçmek için ne istersiniz? - Ne içmek istersiniz? Ya no puedo hacerlo más. Onu yapamam artık. Bunu daha fazla yapamam. Sunt pasionat de munca mea. Ben işim hakkında hırslıyım. İşime tutkuyla bağlıyım. Tom abrió la puerta. Tom kapıyı açtı. Tom kapıyı açtı. Tenía un primo que vivía en Boston. Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı. Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı. Tom tiene amigos en Almania. Tom'un Almanya'da arkadaşları var. Tom'un Almanya'da arkadaşları var. Aceasta este o situație regretabilă. Bu talihsiz bir durumdur. Bu talihsiz bir durum. Pienso que lo que estás haciendo es peligroso. Bence yaptığın tehlikeli. Bence yaptığın şey çok tehlikeli. Io non sto più frequentando la scuola. Artık okula devam etmiyorum. Ben artık okula gitmiyorum. Tom se n'è andato un'ora fa. Tom bir saat önce ayrıldı. Tom bir saat önce gitti. Solo tengo tres livros. Sadece üç kitabım var. Sadece üç kitabım var. Vuestro perro está aquí. Köpeğiniz burada. Köpeğiniz burada. Mass-media nu difuzează această veste. Medya bu haberi bildirmiyor. Medya bu haberi yayınlamaz. Le dije que no fuera. Ona gitmemesini söyledim. Ona gitmemesini söyledim. È grande in molti modi. Birçok yönden büyük. Pek çok açıdan harika. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Camerunense." "Kız kardeşleri nereli?" "Kamerun." "Kardeşleri hangi milletten?" "Kamerunlu." Eles se oferereceram para nos ajudar. Onlar bize yardım etmek için öneride bulundular. Bize yardım etmeyi teklif ettiler. ¿Ella también viene? O da geliyor mu? O da geliyor mu? Il y a un grand nombre de galaxies dans l'univers. Evrende birçok gökada var. Evrende çok sayıda galaksi vardır. Scommetto che le piacerà. Onun onu seveceğinden eminim. Eminim hoşuna gidecektir. A morte do ex-presidente ainda não foi declarada. Eski devlet başkanının ölümü henüz ilan edilmedi. Eski Cumhurbaşkanı'nın ölümü henüz açıklanmadı. Ele estava muito sério. O çok ciddiydi. Çok ciddiydi. Ele é japonês. O Japon. O bir Japon. Puede ser cierto. Bu doğru olabilir. Bu doğru olabilir. Voi sosi pe 23 mai. 23 Mayıs'ta varacağım. 23 Mayıs'ta orada olacağım. Vous avez consulté le médecin. Doktora danıştınız. Doktorla görüşmüşsün. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Serba." "Dedeleriniz nereliydi?" "Sırp." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Otlar." Los niños querían jugar. Çocuklar oynamak istedi. Çocuklar oynamak istedi. Sunt în carantină. Ben karantina altındayım. Karantina altındayım. Est-ce la vôtre ? O sizin mi? Bu sizin mi? Él es más joven que yo. O benden daha genç. Benden daha genç. No conocía esta canción. Bu şarkıyı bilmiyordum. Bu şarkıyı bilmiyordum. ¿Conoces ese hotel? O oteli biliyor musun? O oteli biliyor musun? Până și atmosfera superioară este poluată. Üst atmosfer bile kirli. Üst atmosfer bile kirlenir. Estou em Paris. Paris'teyim. Paris'teyim. Tom y yo somos muy buenos amigos. Tom ve ben çok iyi arkadaşız. Tom ve ben çok iyi arkadaşız. He oído lo que te ha dicho Tom. Tom'un sana ne söylediğini duydum. Tom'un sana ne dediğini duydum. Tutti devono saperlo! Herkes öğrenmeli! Herkesin bilmesi gerek! "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Svizzera." "Halaları nereli?" "İsviçre." "Amcaların hangi milletten?" "İsviçreli." "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Uruguaiana." "Teyzeleri nereli?" "Uruguay." "Amcaları hangi milletten?" "Uruguaylı." Nu încălca regulile. Kurallara itaatsizlik etme. Kuralları çiğneme. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Etiope." "Onun nineleri nereli?" "Etiyopya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Etiyopya." Avevamo perso la strada e non sapevamo cosa fare. Yolumuzu kaybettik ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Yolumuzu kaybetmiştik ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Mi hermana fue a Kobe ayer. Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti. Kız kardeşim dün Kobe'ye gitti. Su plan me parece interesante. Onların planı bana ilginç görünüyor. Planını ilginç buluyorum. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Siriana." "Komşularınız nereli?" "Suriye." "Komşularınız hangi milletten?" "Suriyeli." Estoy mirando aquellas flores. Şu çiçeklere bakıyorum. Şu çiçeklere bakıyorum. Mucha gente conoce el esperanto, la lengua internacional, por primera vez en Tatoeba. Çoğu insan uluslararası bir dil olan Esperanto'yu ilk kez Tatoeba'da tanıyor. Birçok kişi uluslararası dil olan Esperanto’yu ilk kez Tatoeba’da biliyor. Hacía mucho frío, así que nos quedamos en casa. Hava çok soğuktu, bu yüzden evde kaldık. Hava çok soğuktu, biz de evde kaldık. Baciare il proprio coniuge davanti a tutti è considerato un comportamento normale in alcuni paesi. Herkesin önünde birinin eşini öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak düşünülmektedir. Eşini herkesin önünde öpmek bazı ülkelerde normal bir davranış olarak kabul edilir. Tom quiere comprarse un nuevo smartphone. Tom yeni bir akıllı telefon satın almak istiyor. Tom yeni bir akıllı telefon almak istiyor. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Austriaca." "Arkadaşlarımız nereli?" "Avusturya." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Avusturyalı." Non vado in vacanza in Palestina. Tatile Filistin'e gitmiyorum. Filistin'e tatile gitmiyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Lettone." "Doktorların nereli?" "Letonya." "Doktorların hangi milletten?" "Letonca." Lei non è senza un quattrino. O, beş parasız değil. Bir çeyreklik olmadan olmaz. C'est mon pantalon. O benim pantolonum. O benim pantolonum. Nu vreau să vorbesc despre mine. Kendimden bahsetmek istemiyorum. Kendimden bahsetmek istemiyorum. Sappiamo che sei vegetariano. Senin bir vejetaryen olduğunu biliyoruz. Vejetaryen olduğunu biliyoruz. La manzana no cae lejos del árbol. Armut dalının dibine düşer. Elma ağaçtan uzağa düşmez. Acest loc este al meu. Bu mekan benim. Burası benim. O que você quer comigo agora? Şimdi benden ne istiyorsun? Şimdi benden ne istiyorsun? Jean y Kate son gemelas. Jean and Kate ikizler. Jean ve Kate ikizdir. Me cuesta creerlo. Buna inanmakta zorlanıyorum. Buna inanmakta zorlanıyorum. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Messicana." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Meksika." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Meksikalı." No estoy contento. Mutlu değilim. Mutlu değilim. Continua chovendo. Yağmaya devam ediyor. Hala yağmur yağıyor. ¿Sabes dónde está el baño? Banyonun nerede olduğunu biliyor musun? Tuvaletin nerede olduğunu biliyor musun? Sulla scialuppa di salvataggio c'è posto solo per dieci persone. Can kurtaran sandalında sadece on kişi için yer var. Cankurtaran sandalında sadece on kişiye yer var. Tom bevve una birra. Tom bir bira içti. Tom bir bira içti. Il faut que je prolonge mon abonnement. Aboneliğimin süresini uzatmam gerek. Aboneliğimi uzatmam lazım. Esta cerámica es hecha por un artista local. Bu çömlek yerel bir sanatçı tarafından yapıldı. Bu çanak çömlek yerel bir sanatçı tarafından yapılmış. Dovremmo parlare con loro. Onlarla konuşuyor olmalıyız. Onlarla konuşmalıyız. ¿Terminaste el trabajo? Henüz işi bitirdin mi? İşi bitirdin mi? Usamos nuestros pies para caminar. Ayaklarımızı yürümek için kullanırız. Yürümek için ayaklarımızı kullanırız. Tiene cien años. O yüz yaşında. Yüz yaşında. Tom ha ricevuto il mio messaggio? Tom mesajımı aldı mı? Tom mesajımı aldı mı? Nessun errore. Hata yok. Hata yok. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Russa." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Rus." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Rus." ¿Queréis verlo? Bakmak ister misiniz? Görmek ister misiniz? Vanno in vacanza in Romania? Romanya'ya tatile mi gidiyorlar? Romanya'ya tatile mi gidiyorlar? Bogdana es la madre de Felicja. Felicja'nın annesi Bogdana'dır. Bogdana, Felicia'nın annesidir. Non hanno visitato l'Argentina? Arjantin'i ziyaret etmediler mi? Arjantin'i ziyaret etmediler mi? Se dio una ducha antes de desayunar. Kahvaltıdan önce duş aldı. Kahvaltıdan önce duş aldı. Ela perdeu a chance de ver o cantor famoso. Ünlü şarkıcıyı görme fırsatını kaçırdı. Ünlü şarkıcıyı görme şansını kaybetti. El gos és el millor amic de l'home. Köpek insanın en iyi arkadaşıdır. Köpek insanın en iyi dostudur. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Libica." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Libya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Libya." Se fueron hace una hora. Bir saat önce gittiler. Bir saat önce gittiler. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Malese." "Hocaları nereliydi?" "Malezya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Malezya." Ella me ama, y yo a ella. O beni seviyor, ve ben de onu. O beni seviyor, ben de onu. Mañana pienso comprarme un móvil. Yarın bir cep telefonu satın almayı planlıyorum. Yarın kendime bir cep telefonu alacağım. El mismo hombre que vino ayer está aquí de nuevo. Dün gelen aynı adam tekrar burada. Dün gelen adam yine burada. Spectacolul a fost interesant. Gösteri heyecan vericiydi. Gösteri çok ilginçti. Non abbiamo visitato l'America. Amerika'yı ziyaret etmedik. Amerika'yı ziyaret etmedik. ¿Por qué debería creerte? Niçin sana inanmalıyım? Sana neden inanayım? "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Greca." "Kız kardeşlerin nereli?" "Yunan." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Yunanistan." "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Lettone." "Nineleri nereli?" "Letonya." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Letonca." Te prometo que volveré en menos de una hora. Bir saatten az bir zamanda döneceğime söz veriyorum. Bir saat içinde döneceğime söz veriyorum. Donne-le à qui tu veux. Onu istediğin birine ver. Kime istiyorsan ona ver. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Tunisina." "Arkadaşlarımız nereli?" "Tunus." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Tunus." Tom quiere ser tu amigo. Tom senin arkadaşın olmak istiyor. Tom arkadaşın olmak istiyor. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Estone." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Estonya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Estonya'dan." Le gusta nadar en verano. O, yaz mevsiminde yüzmeyi sever. Yazın yüzmeyi sever. La ferme, ça suffit ! Yeter, kapa çeneni! Kapa çeneni! No sé si le quieres o no. Onu sevip sevmediğini bilmiyorum. Onu sevip sevmediğini bilmiyorum. Eu antes usava óculos. Öncesinde gözlük kullanıyordum. Eskiden gözlük takardım. Tom tiene una gran familia. Tom'un büyük bir ailesi var. Tom'un büyük bir ailesi var. ¿Es verdad que no sabes nadar? Yüzemediğin doğru mu? Yüzme bilmediğin doğru mu? "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Egiziana." "Onun nineleri nereli?" "Mısır." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Mısırlı." Mio padre non mi dà mai dei soldi, è troppo tirchio. Babam bana asla para vermez çünkü çok cimri. Babam bana hiç para vermez. Çok cimridir. Era uno straniero e così è stato trattato. O bir yabancı idi ve bu şekilde tedavi edildi. O bir yabancıydı ve ona böyle davranıldı. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Russa." "Dedelerin nereliydi?" "Rus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Rus." Ne pose pas tant de questions ! Bu kadar çok soru sorma! Bu kadar çok soru sorma. Para com isso agora! Şunu şimdi bırak! Hemen kes şunu! Creo que sería mejor si fueras allí. Bence oraya gitsen daha iyi olur. Bence oraya gitsen daha iyi olur. Estoy en la casa. Evdeyim. Ben evdeyim. Quanti ne vuole? Kaç tane istersiniz? Kaç tane istiyorsun? Sono stati dimenticati. Unutuldular. Unutuldular. Ellos tienen información. Onların bilgisi var. Ellerinde bilgi var. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Paraguaiana." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Paraguay." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Paraguaylı." Soy el corredor más rápido. Ben en hızlı koşucuyum. En hızlı koşucu benim. Am nevoie de un pic de nucșoară. Bana biraz muskat lazım. Biraz hindistan cevizine ihtiyacım var. La ciudad dormía. Şehir uyuyordu. Şehir uyuyordu. Estou sozinha no mundo. Dünyada yalnızım. Bu dünyada yapayalnızım. Questa sera preferisco rimanere a casa invece che andare al cinema. Bu gece sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim. Bu gece sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Norvegese." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Norveç." "Kız kardeşleriniz hangi millettendi?" "Norveçli." No puedes cambiar. Kendini değiştiremezsin. Değişemezsin. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Egiziana." "Onun akrabaları nereli?" "Mısır." "Akrabaların hangi milletten?" "Mısırlı." ¿Cómo me has encontrado? Beni nasıl buldun? Beni nasıl buldun? No vivo en Helsinki. Ben Helsinki'de yaşamıyorum. Helsinki'de yaşamıyorum. Ti prometto che non ti lascerò mai. Seni asla terketmeyeceğime sana söz veriyorum. Seni asla bırakmayacağıma söz veriyorum. No puedes irte. Gidemezsin. Gidemezsin. Ven a casa a las seis. Altıda eve gel. Altıda evde ol. O cachorro está na casa. Köpek evde. Köpek evde. ¿Cuál es el problema? ¿Puedo ayudar en algo? Sorun nedir? Yardım edebilir miyim? Sorun nedir, yardımcı olabilir miyim? Planeo quedarme en la ciudad. Şehirde kalmayı planlıyorum. Şehirde kalmayı planlıyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Slovacca." "Akrabaların nereli?" "Slovak." "Akrabaların hangi milletten?" "Slovakyalı." Mi-a cerut mai mulți bani decât era necesar. Benden gerekli olandan daha fazla para istedi. Benden gerekenden daha fazla para istedi. C'est une société chinoise. O bir Çin şirketi. Çinli bir şirket. Os senhores compraram. Aldınız. Siz satın aldınız. No haga eso, por favor. Lütfen onu yapmayın. Lütfen bunu yapmayın. Je ne déçois personne. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmıyorum. Ben kimseyi hayal kırıklığına uğratmam. El hombre comió pan. Adam ekmek yedi. Adam ekmek yedi. Tom ha detto a Mary di aver baciato Alice. Tom Mary'ye Alice'i öptüğünü söyledi. Tom, Mary'ye Alice'i öptüğünü söyledi. Non sei molto incoraggiante. Çok ümit verici değilsin. Pek umut verici değilsin. No lo voy a hacer. Onu yapmayacağım. Bunu yapmayacağım. Sunt foarte sigur că acel turn are 330 de metri lungime. O kulenin 330 metre uzunluğunda olduğundan çok eminim. O kulenin 330 metre uzunluğunda olduğuna eminim. Yumiko se había enfadado un poco. Yumiko biraz kızmıştı. Yumiko biraz sinirlenmişti. Sei cinese? Sen Çinli misin? Çinli misin? Andate in vacanza in America? Amerika'ya tatile mi gidiyorsunuz? Amerika'ya tatile mi gidiyorsunuz? J'aime les mots. Kelimeleri seviyorum. Kelimeleri severim. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Danese." "Kardeşlerimiz nereli?" "Danimarka." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Danimarkalı." Tom e Mary hanno soltanto un figlio. Tom ve Mary'nin yalnızca bir çocuğu vardı. Tom ve Mary'nin sadece bir çocuğu var. Quiero olvidarla. Onu unutmak istiyorum. Onu unutmak istiyorum. Mi papá es viejo pero no es anticuado, él viste a la moda. Babam yaşlıdır ama demode değildir, modaya uygun giyinir. Babam yaşlı ama eski kafalı değil. Modaya uygun giyiniyor. Se volete potete prendere posto vicino alla finestra. İsterseniz pencere tarafından koltuk alabilirsiniz. İsterseniz pencereye yakın bir yere oturabilirsiniz. O almoço está pronto? Öğle yemeği hazır mı? Yemek hazır mı? Le llamé. Ben onu aradım. Onu aradım. Alimentaron a los peces. Balığı yemlediler. Balıkları beslediler. Trebuie să-mi aranjez părul. Saçımı düzenlemek zorundayım. Saçımı düzeltmem lazım. Un minuto. Bir dakika. Bir dakika. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Gallese." "Doktorlarınız nereli?" "Galler." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Galler." Penso que ele virá, mas não estou muito certo. Sanırım o gelecek ama tam olarak emin değilim. Sanırım gelecek, ama emin değilim. ¿El señor Brown es médico? Bay Brown bir doktor mu? Bay Brown doktor mu? "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Paraguaiana." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Paraguay." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Paraguaylı." Ma connexion Internet n'est pas assez rapide. İnternet bağlantım yeterince hızlı değil. İnternet bağlantım yeterince hızlı değil. Gli ho detto che ho cambiato idea. Onlara fikrimi değiştirdiğimi söyledim. Ona fikrimi değiştirdiğimi söyledim. Estas son las últimas lágrimas. Bunlar son gözyaşlarıdır. Bunlar son gözyaşları. ¿Ellos trabajan aquí? Burada mı çalışıyorlar? Burada mı çalışıyorlar? ¿Qué pasa? Ne var ne yok! Ne oldu? Sé que dices la verdad. Gerçeği söylediğini biliyorum. Doğruyu söylediğini biliyorum. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Australiana." "Öğretmenlerin nereli?" "Avustralya." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Avustralyalı." Poate că Tom nu ar trebui să fie aici. Belki de Tom'un burada olmaması gerek. Belki de Tom burada olmamalı. Metti a letto il bambino. Çocuğu yatır. Bebeği yatır. Come puoi non ricordarti? Nasıl hatırlayamazsın? Nasıl hatırlamazsın? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Rumena." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Rumen." "Komşularınız hangi milletten?" "Romanya." Fă-ți temele! Evödevinizi yapın. Ödevini yap! Non vado in vacanza in Camerun. Tatile Kamerun'a gitmiyorum. Kamerun'a tatile gitmiyorum. Tous doivent cotiser pour la sécurité sociale. Herkes sosyal güvenlik için ücret ödemeli. Herkes sosyal güvenlikten faydalanmak zorunda. Tom n'était pas sûr. Tom emin değildi. Tom emin değildi. Cercò di consolarlo ma lui continuò a piangere. O, onu teselli etmeye çalıştı fakat o ağlamaya devam etti. Onu teselli etmeye çalıştı ama ağlamaya devam etti. Ayer hacía frío. Dün hava soğuktu. Dün hava soğuktu. Tom está buscando las llaves de su coche. Tom arabasının anahtarlarını arıyor. Tom arabasının anahtarlarını arıyor. Io me ne sarei andato. Ayrılırdım. Ben olsam giderdim. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Finlandese." "Öğretmenleri nereliydi?" "Fin." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Finli." Noi am corespondat unul cu altul. Biz birbirimizle mektuplaştık. Biz birbirimize mektup yazdık. Appelle-moi à ce numéro. Beni bu numaradan ara. Beni bu numaradan ara. Tengo que darle las gracias. Ona teşekkür etmeliyim. Ona teşekkür etmeliyim. Tom no tenía intención de volver a ver a Mary. Tom'un asla Mary'yi tekrar görmeye niyeti yoktu. Tom'un Mary'yi bir daha görmek gibi bir niyeti yoktu. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Estone." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Estonya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Estonyalı." Non posso ricordare niente di peggiore. Daha kötü bir şey hatırlayamıyorum. Daha kötü bir şey hatırlamıyorum. Lo Tòm serà prèst dens unas minutas. Tom birkaç dakika içinde hazır olacak. Her şey birkaç dakika içinde hazır olacak. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Croata." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Hırvat." "Doktorları hangi milletten?" "Hırvatistan." Non avete visitato la Bulgaria? Bulgaristan'ı ziyaret etmediniz mi? Bulgaristan'ı ziyaret etmediniz mi? Non può essere che Tom abbia fatto una cosa del genere. Tom böyle bir şey yapmış olamaz. Tom'un böyle bir şey yapmış olmasına imkan yok. É velha. O yaşlı. Çok eski. Estou preocupado com ele. Onun için endişeleniyorum. Onun için endişeleniyorum. Maşina lui seamănă cu a mea. Onun arabası benimkine benziyor. Onun arabası benimkine benziyor. Esperó diez minutos. 10 dakika bekledi. On dakika bekledi. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Camerunense." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Kamerun." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Kamerunlu." No puedes dormir aquí. Burada uyuyamazsın. Burada uyuyamazsın. Non hai visitato l'Ungheria? Macaristan'ı ziyaret etmedin mi? Macaristan'ı ziyaret etmedin mi? Jugamos los domingos. Biz pazar günü oynarız. Pazar günleri oynuyoruz. Non vanno in vacanza in Bosnia. Tatile Bosna'ya gitmiyorlar. Bosna'ya tatile gitmiyorlar. No tenemos papel higiénico. Tuvalet kâğıdımız yok. Tuvalet kağıdımız yok. Engordé tres kilos. Üç kilo aldım. 3 kilo aldım. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Slovacca." "Dedelerin nereli?" "Slovak." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Slovakyalı." Durma e espere a boa sorte. İyi bir şans için uyu ve bekle. Uyuyun ve iyi şanslar dileyin. Viene a ver a su amigo enfermo todos los días. Her gün hasta arkadaşını görmeye geliyor. Her gün hasta arkadaşını görmeye gelir. Sună-mă într-una din zilele astea. Bu günlerden birinde beni ara. Bir ara beni ara. Toaleta este la etaj. Tuvalet üst katta. Tuvalet üst katta. Non poteva correre molto velocemente. O çok hızlı koşamadı. Çok hızlı koşamazdı. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Siriana." "Kardeşlerin nereli?" "Suriye." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Suriyeli." ¿Podrás hacerlo a tiempo? Onu zamanında yapabilir misin? Zamanında yapabilir misin? Es una mala persona. O kötü bir kişi. O kötü bir insan. Tutti mi scambiano con mio fratello. Herkes beni erkek kardeşimle karıştırıyor. Herkes beni kardeşimle takas ediyor. Yo era profesor. Bir öğretmendim. Ben bir öğretmendim. Ero scioccato per la morte di John. John'un ölümünden dolayı şoka girdim. John'un ölümüne çok şaşırdım. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Estone." "Dedeleriniz nereliydi?" "Estonya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Estonya'dan." No hago este tipo de negocios. Bu tip işler yapmıyorum. Ben böyle bir iş yapmam. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Albanese." "Öğretmenleri nereliydi?" "Arnavut." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Arnavutça." ¿Por qué quiere comprar este libro? Neden bu kitabı satın almak istiyorsunuz? Bu kitabı neden almak istiyorsunuz? Él compró un coche nuevo. O yeni bir araba satın aldı. Yeni bir araba aldı. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Lituana." "Dedelerin nereliydi?" "Litvanya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Litvanyalı." Jack s-a întins după revista de pe raft. Jack raftaki dergi için uzandı. Jack raftaki derginin arkasına uzandı. No es fácil. Kolay değil. Kolay değil. Tom est un mec sympa. Tout le monde l'aime. Tom mükemmel bir adam. Herkes onu seviyor. Tom iyi bir adam, herkes onu sever. Era una niña de cabellos dorados. O altın saçlı bir kızdı. Altın saçlı bir kızdı. Buen provecho. Afiyet olsun. Afiyet olsun. Non hanno visitato l'Inghilterra? İngiltere'yi ziyaret etmediler mi? İngiltere'yi ziyaret etmediler mi? ¿Has jugado alguna vez al póquer con Tom? Hiç Tom ile poker oynadın mı? Tom'la hiç poker oynadın mı? "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Ghanese." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Gana." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Ghanese." Tienes que creerme. Bana inanmak zorundasın. Bana inanmalısın. No estoy tan seguro. O kadar emin değilim. Ben o kadar emin değilim. No somos extranjeros. Biz yabancı değiliz. Biz yabancı değiliz. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Nigeriana." "Arkadaşları hangi milletten?" "Nijerya." "Arkadaşları hangi milletten?" "Nijeryalı." Andiamo in vacanza in Marocco? Fas'a tatile mi gidiyoruz? Fas'a tatile mi gidiyoruz? "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Ungherese." "Amcalarımız nereli?" "Macar." "Amcalarımız hangi milletten?" "Macarca." Tiene un aspecto genial. O harika görünüyor. Harika görünüyor. C’est ce livre que j’aime le moins. Bu benim en az sevdiğim kitap. En az sevdiğim kitap bu. Fără un loc de muncă, nu pot salva niciun leu. İş olmadan bir kuruş biriktiremem. Bir işim olmadan, aslanı bile kurtaramam. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Bosniaca." "Öğretmenlerin nereli?" "Boşnak." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Bosnalı." Habitez-vous en Turquie ? Türkiye'de mi yaşıyorsunuz? Türkiye'de mi yaşıyorsunuz? Para ser honesto, nunca he oído hablar de este lugar antes. Dürüst olmak gerekirse, daha önce bu yeri hiç duymadım. Dürüst olmak gerekirse, burayı daha önce hiç duymadım. Êtes-vous en train d'écrire une lettre maintenant ? Şimdi bir mektup yazıyor musunuz? Şu anda bir mektup mu yazıyorsunuz? Non vai in vacanza in Sicilia? Tatile Sicilya'ya gitmiyor musun? Sicilya'ya tatile gitmiyor musun? Sunt de acord cu unele dintre ideile dumneavoastră. Fikirlerinden bazılarına katılıyorum. Bazı fikirlerinize katılıyorum. Tom siempre habla francés. Tom her zaman Fransızca konuşur. Tom hep Fransızca konuşur. ¿Por qué no estás conmigo? Neden benimle değilsin? Neden benimle değilsin? Él también quería saber más sobre los árboles. O da ağaçlar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordu. O da ağaçlar hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordu. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Russa." "Hocalarımız nereliydi?" "Rus." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Rus." ¿Quién borró el archivo? Dosyayı kim sildi? Dosyayı kim silmiş? È un po' difficile crederci. Ona inanmak biraz zor. Buna inanmak biraz zor. Andarono tutti a letto. Hepsi yatmaya gitti. Herkes yattı. Presto farà giorno. Yakında hava aydınlanacak. Yakında hava aydınlanacak. Vous avez passé une bonne soirée ? Güzel bir gece geçirdiniz mi? İyi bir gece geçirdiniz mi? No podía quitarle los ojos de encima. Gözümü ondan alamıyordum. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Lituana." "Hocalarının milliyeti ne?" "Litvanya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Litvanya." Estamos a punto de llegar a la ciudad. Şehre varmak üzereyiz. Şehre varmak üzereyiz. Este año se han puesto de moda los vestidos largos. Uzun elbiseler bu yıl moda oldu. Bu yıl uzun elbiseler moda oldu. Le generazioni future non perdoneranno nessuno di voi. Gelecek nesiller hiçbirinizi affetmeyecek. Gelecek nesiller hiçbirinizi affetmeyecek. No dormí bien. İyi uyuyamadım. İyi uyuyamadım. Quiere ir con nosotros al cine. O bizimle birlikte sinemaya gelmek istiyor. Bizimle sinemaya gitmek istiyor. Me veré con ella mañana. Yarın onunla görüşeceğim. Yarın onunla buluşacağım. Donald Trump é um mentiroso patológico. Donald Trump iflah olmaz bir yalancı. Donald Trump patolojik bir yalancı. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Malese." "Komşuların nereli?" "Malezya." "Komşuların hangi milletten?" "Malezya." Hay una televisión en la habitación. Odada bir televizyon var. Odada bir televizyon var. ¿Tienes un plan mejor? Daha iyi bir planın var mı? Daha iyi bir planın var mı? Uneori sărăcia determină oamenii să comită infracțiuni. Yoksulluk bazen insanları suç işlemeye tahrik eder. Yoksulluk bazen insanların suç işlemesine neden olur. Je me suis senti mal et me suis rendu à l'hôpital, mais en définitive ce n'était pas grave. Kendimi kötü hissettim ve hastaneye gittim ama kısacası önemli değildi. Kendimi kötü hissettim ve hastaneye gittim, ama sonuçta önemli değildi. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Bulgara." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Bulgar." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Bulgaristan." Es un ladrón. O bir hırsızdır. O bir hırsız. Juego al tenis todos los domingos. Her Pazar tenis oynarım. Her pazar tenis oynarım. ¿Tienes un teléfono? Bir telefonun var mı? Telefonun var mı? Ele foi morto na batalha. Savaşta öldü. Savaşta öldürüldü. Un chien sauta sur la chaise et resta immobile pendant cinq minutes. Köpek sandalyenin üzerine çıktı ve hareket etmeden beş dakika durdu. Bir köpek sandalyeye atladı ve beş dakika boyunca hareketsiz kaldı. Êtes-vous Mademoiselle Neusa ? Bayan Neusa siz misiniz? Siz Bayan Neusa mısınız? "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Maltese." "Anneleri nereli?" "Malta." "Anneleri hangi milletten?" "Maltalı." Esta mansana es kolorada. Bu elma kırmızı. Bu köşk renklendirilmiş. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Spagnola." "Onun komşuları nereli?" "İspanyol." "Komşularınız hangi milletten?" "İspanyolca." Se levantó a las 7 de la mañana. O, sabah yedide kalktı. Sabah 7'de kalktı. Le printemps est la saison pour planter les arbres. Ağaçların ekildiği mevsim ilkbahardır. Bahar, ağaç dikme mevsimidir. ¿Cómo vamos a hacerlo? Onu nasıl yapacağız? Bunu nasıl yapacağız? Aspettavo una lettera da lei. Ondan bir mektup bekliyordum. Senden bir mektup bekliyordum. Você é importante. Sen önemlisin. Sen önemlisin. ¿El domingo es el primer día de la semana? Pazar haftanın ilk günü mü? Pazar haftanın ilk günü mü? Vai in vacanza in Romania. Romanya'ya tatile gidiyorsun. Romanya'ya tatile git. Guarda, una stella cadente! Bak, yıldız kayıyor! Bak, kayan bir yıldız! Solo lo hicimos una vez. Bunu sadece bir kez yaptık. Sadece bir kere yaptık. Tom n'a jamais été mon ami. Tom asla benim arkadaşım değildi. Tom hiçbir zaman arkadaşım olmadı. Convénceme de que estaba equivocado. Beni hatalı olduğuma ikna ettin. Yanıldığıma beni ikna et. Oui, nous sommes amis depuis notre enfance. Evet, biz çocukluğumuzdan beri arkadaşız. Evet, çocukluğumuzdan beri arkadaşız. Tom debería haber trabajado más. Tom daha çok çalışmalıydı. Tom daha çok çalışmalıydı. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Ungherese." "Akrabalarınız nereli?" "Macar." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Macarca." Andiamo in vacanza in Bulgaria? Bulgaristan'a tatile mi gidiyoruz? Bulgaristan'a tatile mi gidiyoruz? Contesa este de acord cu toate aceste condiții. Kontes tüm bu koşullarla aynı fikirde. Kontes tüm bu şartları kabul ediyor. Non parlare a nessuno di questo. Bununla ilgili kimseye konuşma. Bundan kimseye bahsetme. Sono di nazionalità cinese? Onlar Çin uyruklu mu? Onlar Çin vatandaşı mı? ¡Trae una pizza y una cerveza! Bir pizza ve bir bira getir! Pizza ve bira getir! Hé, merci pour l'aide ! Hey, yardım için teşekkürler. Hey, yardımın için teşekkürler! "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Danese." "Dedelerimiz nereli?" "Danimarka." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Danimarkalı." ¡Las palabras hacen más daño que los puños! Sözler, yumruklardan daha fazla zarar verir. Sözcükler yumruklardan daha çok acıtır! "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Scozzese." "Onun dedeleri nereliydi?" "İskoç." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İskoç." No era de ella. Onunki değildi. Onun değildi. Câinele lui Tom s-a ghemuit sub masa de bucătărie în timpul furtunii. Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına büzüldü. Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına kıvrılmış. Dimmi quello che voglio sapere o ti spezzo il braccio. Bana bilmek istediğimi söyle ya da kolunu kıracağım. Bana bilmek istediğimi söyle yoksa kolunu kırarım. Es un buen hombre. O iyi bir adam. O iyi bir adam. No quería que me odiaras. Benden nefret etmeni istemedim. Benden nefret etmeni istemedim. ¿Hay un teléfono aquí? Burada bir telefon var mı? Burada telefon var mı? Quiero un trabajo. Bir iş istiyorum. Bir iş istiyorum. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Lituana." "Ninelerimiz nereli?" "Litvanya." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Litvanya." Le compro el pan al panadero. Ekmeği fırıncıdan alıyorum. Fırıncıya ekmek alıyorum. Volveré en dos horas. İki saat içinde geri döneceğim. İki saate dönerim. Por favor, lavad los platos. Lütfen bulaşıkları yıka. Lütfen bulaşıkları yıkayın. Per noi l'inglese è più difficile dello spagnolo. Bizim için İngilizce İspanyolcadan daha zor. Bizim için İngilizce İspanyolcadan daha zor. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Maltese." "Komşularınız nereliydi?" "Malta." "Komşularınız hangi millettendi?" "Maltalı." Tom salvou a todos. Tom herkesi kurtardı. Tom herkesi kurtardı. Deixe-me falar com o Tom. Tom'la konuşayım. Tom'la konuşmama izin ver. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Albanese." "Doktorlarınız nereli?" "Arnavut." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Arnavutça." Ella le preguntó dónde estaba Jessie. O, ona Jessie'nin nerede olduğunu sordu. Jessie'nin nerede olduğunu sordu. Fa un po' freddo oggi. Bugün biraz soğuk. Bugün hava biraz soğuk. Io mangio. Yemek yiyorum. Ben yerim. Cosa posso fare per aiutarla? Size yardım etmek için ne yapabilirim. Nasıl yardımcı olabilirim? Le corps s'adapte rapidement aux changements de température. Vücut ısı değişimlerine hızlıca adapte olur. Vücut sıcaklık değişimlerine hızlı bir şekilde adapte olur. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Inglese." "Komşularının uyruğu ne?" "İngiliz." "Komşuları hangi milletten?" "İngilizce." Oui, allons-y. Tamam, hadi gidelim. Evet, gidelim. Confías en mí, ¿no? Bana güvenirsin, değil mi? Bana güveniyorsun, değil mi? Perché non glielo mostri? Neden onu ona göstermiyorsun? Neden ona göstermiyorsun? En Colombia se habla español. Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar. Kolombiya’da İspanyolca konuşuluyor. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Ghanese." "Teyzelerimiz nereli?" "Gana." "Amcalarımız hangi milletten?" "Ghanese." Hoy está lloviendo. Bugün yağmur yağıyor. Bugün yağmur yağıyor. ¿Entonces qué implicas? O halde ne ima ediyorsun? O zaman ne ima ediyorsun? Sono di nazionalità serba? Onlar Sırp uyruklu mu? Onlar Sırp vatandaşı mı? Elles aiment contenter leurs maris. Kocalarını memnun etmeyi severler. Kocalarını memnun etmeyi severler. Me pregunto por qué vino Tom aquí hoy. Tom'un bugün neden buraya geldiğini merak ediyorum. Tom'un bugün buraya neden geldiğini merak ediyorum. Veuillez mettre votre parapluie mouillé dans ce sac. Islak şemsiyenizi bu çantaya koyun. Lütfen ıslak şemsiyenizi bu çantaya koyun. Je t'écrirai après-demain. Yarından sonra sana yazacağım. Yarından sonraki gün sana yazarım. Alguma coisa não está certa. Bir şey doğru değil. Yolunda gitmeyen bir şeyler var. El perro está muerto. Köpek ölüdür. Köpek öldü. Ha llegado el momento de despedirse de Tom. Tom'a veda etme vakti geldi. Tom'a veda etme zamanı geldi. Para mí es fácil leer este libro. Bu kitabı okumak benim için kolay. Bu kitabı okumak benim için çok kolay. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Tedesca." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Alman." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Alman." Je ne le fais pas de cette façon. Ben öyle yapmıyorum. Ben bu şekilde yapmıyorum. C'era qualcosa di strano circa l'incidente. Kazayla ilgili tuhaf bir şey vardı. Kazayla ilgili garip bir şey vardı. El anciano habló conmigo en francés. Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu. Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu. ¿A qué universidad vas? Hangi üniversiteye gidiyorsun? Hangi üniversiteye gidiyorsun? Tom è andato in chiesa con Mary. Tom Mary ile birlikte kiliseye gitti. Tom Mary ile kiliseye gitti. Andiamo in vacanza in Francia? Fransa'ya tatile mi gidiyoruz? Fransa'ya tatile mi gidiyoruz? Tom va a necesitar ayuda. Tom'un yardıma ihtiyacı olacak. Tom'un yardıma ihtiyacı olacak. Ella gana de media 10 libras a la semana. Bir haftada ortalama 10 pound kazanıyor. Haftada ortalama 10 pound kazanıyor. Tom es tu padre. Tom senin baban. Tom senin baban. Sono sicuro di aver chiuso la porta. Kapıyı kilitlediğime eminim. Kapıyı kilitlediğime eminim. Sub pat. Yatağın altında. Yatağın altında. Tom este singur în bucătărie. Tom mutfakta yalnız. Tom mutfakta yalnızdır. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Vietnamita." "Öğretmenleri nereliydi?" "Vietnam." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Vietnamlı." Partiremo non appena sei pronto. Sen hazır olur olmaz, ayrılacağız. Sen hazır olur olmaz gideceğiz. Llegué allí demasiado pronto. Oraya çok erken vardım. Oraya çok erken vardım. ¿Qué te gustaría hacer antes de morir? Ölmeden önce ne yapmak hoşuna giderdi? Ölmeden önce ne yapmak isterdin? Tom es joven. Tom gençtir. Tom daha genç. Ella nada bien. O, iyi yüzer. O iyi değil. No tendremos que esperar mucho. Çok beklememiz gerekmeyecek. Çok beklememize gerek yok. La guardò e vide che era arrabbiata. Ona baktı ve onun kızgın olduğunu gördü. Ona baktı ve kızgın olduğunu gördü. No sé si es feliz. Onun mutlu olup olmadığını bilmiyorum. Mutlu olup olmadığını bilmiyorum. Gracias por la invitación. Davet için teşekkürler. Davetin için teşekkürler. Cosa farai in proposito? O konuda ne yapacaksın? Bu konuda ne yapacaksın? Tom se n'è andato a notte fonda. Tom gecenin ortasında gitti. Tom gece yarısı gitti. Sai cos'altro è sbagliato? Başka neyin yanlış olduğunu biliyor musun? Başka ne yanlış biliyor musun? Dopo di che me ne sono andato ma poi mi sono accorto di aver lasciato la mia borsa a casa loro. Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim. Sonra oradan ayrıldım ama sonra çantamı onların evinde unuttuğumu fark ettim. ¡Por favor, no se lo digas! Lütfen, bunu ona söyleme! Lütfen ona söyleme! Le bateau a accosté. Bir kayık yanaştı. Tekne yanaştı. Fui el profesor de Tom. Ben Tom'un öğretmeniydim. Tom'un öğretmeniydim. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Slovena." "Onun dedeleri nereli?" "Sloven." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Slovenyalı." Avete visitato l'Etiopia? Etiyopya'yı ziyaret ettiniz mi? Etiyopya'yı ziyaret ettiniz mi? Debo saber cómo pasó esto. Bunun nasıl olduğunu bilmeliyim. Bunun nasıl olduğunu bilmeliyim. No es ningún idiota. O, aptal değildir. O aptal değil. Este libro es mío. Bu kitap benimdir. Bu kitap benim. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Libanese." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Lübnan." "Ailen hangi milletten?" "Lübnanlı." ¿Cuándo estará lista la comida? Öğle yemeği ne zaman hazır olacak? Yemek ne zaman hazır olur? "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Macedone." "Komşuları nereliydi?" "Makedon." "Komşuları hangi millettendi?" "Makedonya." Pourquoi ne lui demandes-tu pas si tu veux savoir ? Bilmek istiyorsan neden ona sormuyorsun? Neden bilmek istiyorsan ona sormuyorsun? Avete visitato il Giappone? Japonya'yı ziyaret ettiniz mi? Japonya'yı ziyaret ettiniz mi? ¿Estás libre este fin de semana? Bu hafta sonu boş musun? Bu hafta sonu boş musun? Je me rends au travail en voiture. İşe arabayla giderim. İşe arabayla gidiyorum. Non c'è nient'altro da dire! Söyleyecek bir şey kalmadı! Söylenecek başka bir şey yok! ¿Qué has hecho con Tom? Tom ile ne yaptın? Tom'a ne yaptın? Tengo un trabajo. Bir işim var. Bir işim var. Te amo, tesoro mío. Seni seviyorum, sevgilim. Seni seviyorum, tatlım. Este funcţionar bancar. Banka memurudur. O bir banka memuru. Comió una manzana. Bir elma yedi. Bir elma yedi. Johan estuvo todo el día en la cama y no fue a trabajar. John, bütün gün yatakta kaldı, işe gitmedi. Johan bütün gün yataktaydı ve işe gitmedi. A las mujeres les gusta el té. Kadınlar çayı sever. Kadınlar çay sever. Ven a nadar conmigo. Gel benimle yüz. Benimle yüzmeye gel. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Svedese." "Kuzenlerimiz nereli?" "İsveç." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "İsveçli." Creo que deberíamos ir con Tom. Sanırım Tom'la gitmeliyiz. Bence Tom'la gitmeliyiz. Vă rugăm să fiți politicos. Lütfen kibar ol. Lütfen kibar olun. Nu mi-am imaginat niciodată, nici măcar pentru o clipă ca voi rămâne fără adăpost. Evsiz kalacağımı bir an bile asla hayal etmedim. Bir an için bile evsiz kalacağımı düşünmemiştim. Mi hermana se casó con un profesor de instituto el pasado junio. Kız kardeşim geçen haziranda bir lise öğretmeniyle evlendi. Kız kardeşim geçen Haziran'da bir lise öğretmeniyle evlendi. Ele esteve em vários lugares. O birçok yerde bulundu. Bir sürü yere gitmiş. Que viu Galileu? Galileo ne gördü? Galileo ne gördü? No es mala persona. O kötü bir insan değil. Kötü biri değil. Estuve bien, ¿no? İyiydim, değil mi? İyiydim, değil mi? Creo que Tom no lo sabe. Sanırım Tom bilmiyor. Tom'un bildiğini sanmıyorum. Sul muro c'è un ritratto di Bob. Duvarda Bob'un bir portresi var. Duvarda Bob'un bir portresi var. Vanno in vacanza in Palestina. Filistin'e tatile gidiyorlar. Filistin'e tatile gidiyorlar. Lo conoscevamo da cinque anni quando è morto. Öldüğünde beş yıldır onu tanıyorduk. Öldüğünde onu beş yıldır tanıyorduk. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Camerunense." "Dedelerin nereliydi?" "Kamerun." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Kamerunlu." Kate es más inteligente que cualquier otro estudiante en nuestra clase. Kate bizim sınıftaki herhangi bir diğer öğrenciden daha akıllı. Kate sınıftaki diğer öğrencilerden daha zeki. Tom a volte indossa il cappello. Tom bazen bir şapka giyer. Tom bazen şapka takıyor. Am muncit toată săptămâna aceasta. Tüm bu hafta çalıştım. Bütün hafta çalıştım. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Irlandese." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "İrlanda." "Aileniz hangi milletten?" "İrlandalı." Mi corbata es naranja. Benim kravat turuncu. Kravatım turuncu. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Vietnamita." "Komşularınız nereliydi?" "Vietnam." "Komşularınız hangi millettendi?" "Vietnamlı." Buonasera, come stai? İyi akşamlar, nasılsın? İyi akşamlar, nasılsın? Je ne suis pas surprise que vous ne connaissiez pas la réponse. Cevabı bilmediğinize şaşırmıyorum. Cevabını bilmemene hiç şaşırmadım. Só dormi duas horas. Ben sadece iki saat uyudum. Sadece iki saat uyudum. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Egiziana." "Ninelerimiz nereliydi?" "Mısır." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Mısırlı." Non avete visitato l'Irlanda. İrlanda'yı ziyaret etmediniz. İrlanda'yı ziyaret etmediniz. Lo so, avrei dovuto restare con te. Biliyorum, seninle kalmalıydım. Biliyorum, seninle kalmalıydım. Steluțele de mare sunt creaturi fără creier. Denizyıldızları beyinsiz yaratıklardır. Denizyıldızları beyinsiz yaratıklardır. Avete visitato gli Stati Uniti. ABD'yi ziyaret ettiniz. Amerika'yı ziyaret ettiniz. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Marocchina." "Akrabaları nereli?" "Fas." "Akrabaları hangi milletten?" "Fas." "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Svedese." "Onun komşuları nereliydi?" "İsveç." "Komşuları hangi millettendi?" "İsveçli." Tom a fini deuxième. Tom ikinci geldi. Tom ikinci oldu. Espero que John venga. John'un geleceğini umuyorum. Umarım John gelir. De onde você vem? Nereden geliyorsun? Nereden geliyorsun? Voglio sapere se verrà qui o meno. Onun buraya gelip gelmeyeceğini bilmek istiyorum. Buraya gelip gelmeyeceğini bilmek istiyorum. ¿Necesitas las llaves? Anahtarlara ihtiyacın var mı? Anahtara ihtiyacın var mı? De quoi sont-ils faits ? Onlar neyden yapılmıştır? Neden yapılmışlar? J'aimerais emprunter ceci. Bunu ödünç almak isterdim. Bunu ödünç almak istiyorum. Ci sono troppe opzioni. Çok fazla seçenek var. Çok fazla seçenek var. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Argentina." "Dedelerimiz nereliydi?" "Arjantin." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Arjantin." Non vanno in vacanza in Libano. Tatile Lübnan'a gitmiyorlar. Lübnan'a tatile gitmiyorlar. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Egiziana." "Komşuları nereliydi?" "Mısır." "Komşuları hangi millettendi?" "Mısırlı." Vai in vacanza in Uruguay? Uruguay'a tatile mi gidiyorsun? Uruguay'a tatile mi gidiyorsunuz? J'aime ma mère. Annemi seviyorum. Annemi seviyorum. Nici măcar nu ai pus mâna. Elini bile sürmedin. Elini bile sürmedin. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Ceca." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Çek." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." Mi hermano en Kioto se hizo profesor. Kyotodaki erkek kardeşim bir öğretmen oldu. Kyoto'daki kardeşim öğretmen oldu. Lei è gelosa. O kıskançtır. Kıskanıyorsun. Tengo dieciocho años. Ben on sekiz yaşındayım. 18 yaşındayım. Tom voia să intre în pământ de rușine. Tom, utancından yerin dibine girmek istedi. Tom utanç diyarına girmek istedi. Me encontraré con él el viernes. Onunla gelecek Cuma görüşeceğim. Cuma günü onunla buluşacağım. Nu există nici o incertitudine. Belirsizlik yok. Belirsizlik diye bir şey yoktur. Planeas ir a bailar con Mary, ¿verdad? Mary ile dansa gitmeyi planlıyorsun, değil mi? Mary ile dans etmeyi planlıyorsun, değil mi? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Tedesca." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Alman." "Komşularınız hangi milletten?" "Alman." "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Francese." "Hocaları nereli?" "Fransız." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Fransız." Siamo invitati a cena. Biz akşam yemeğine davet ediliyoruz. Akşam yemeğine davetliyiz. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Uruguaiana." "Nineleriniz nereli?" "Uruguay." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Uruguaylı." Esta pessoa não é uma amiga minha. Bu kişi benim arkadaşım değil. Bu kişi benim arkadaşım değil. No me quería levantar temprano. Erken kalkmak istemedim. Erken kalkmak istemedim. Aquí había un gran parque. Burada büyük bir park vardı. Burada büyük bir park vardı. Tom no tuvo problema en hacerlo. Tom'un onu yaparken hiçbir sorunu yoktu. Tom'un bunu yapmasında bir sakınca yoktu. Tom murió en un accidente de tráfico. Tom bir trafik kazasında öldü. Tom bir trafik kazasında öldü. Escríbame la dirección, por favor. Bana adresi yazın, lütfen. Bana adresi yaz, lütfen. Acea cerere a fost respinsă. O istek reddedildi. O talep reddedildi. Fue una mañana genial. Harika bir sabahtı. Harika bir sabahtı. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Polacca." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Polonya." "Doktorları hangi milletten?" "Polak." Questo libro è adatto ai principianti. Bu kitap yeni başlayanlar için uygundur. Bu kitap yeni başlayanlar için uygundur. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Egiziana." "Kardeşlerimiz nereli?" "Mısır." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Mısırlı." Il sole sta per tramontare. Güneş batmak üzere. Güneş batmak üzere. Questo l'ho comprato ieri. Bunu dün aldım. Bunu dün aldım. ¿Dónde están mis gafas? Gözlüklerim nerede? Gözlüklerim nerede? Estaré aquí toda la mañana. Bütün sabah burada olacağım. Bütün sabah burada olacağım. "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Brasiliana." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Brezilya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Brezilyalı." Un jour j'irai vivre en Islande. Bir gün, İzlanda'ya yaşamaya gideceğim. Bir gün İzlanda'ya gideceğim. Las flores hermosas tienen espinas. Güzel çiçeklerin dikenleri vardır. Güzel çiçeklerin dikenleri vardır. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Tedesca." "Komşularının uyruğu ne?" "Alman." "Komşuları hangi milletten?" "Alman." Vuoi che ti trucchi? Sana makyaj yapmamı ister misin? Makyaj ister misin? Devo veramente tornare al lavoro. Gerçekten işe dönmek zorundayım. Gerçekten işe dönmem gerek. Tom sembrava molto assonnato. Tom çok uykulu görünüyordu. Tom çok uykulu görünüyordu. Él sabe leer bien. O iyi okuyabilir. Okumayı iyi biliyor. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Tedesca." "Dedeleriniz nereliydi?" "Alman." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Alman." Avete visitato la Cina. Çin'i ziyaret ettiniz. Çin'i ziyaret ettiniz. D'accord ! Tu vas le regretter. Tamam! Bundan pişman olacaksın. Tamam, buna pişman olacaksın. Tom y Frank son buenos amigos. Tom ve Frank iyi arkadaşlardır. Tom ve Frank iyi arkadaşlardır. Ajunge! Yeter! Yeter! Nu este nevoie de violență. Şiddete gerek yok. Şiddete gerek yok. Je veux que vous soyez revenu. Geri dönmenizi istiyorum. Geri dönmeni istiyorum. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Norvegese." "Komşuların nereliydi?" "Norveç." "Komşuların hangi millettendi?" "Norveçli." Court-il quotidiennement ? Her gün o koşar mı? Her gün kısalıyor mu? Creía en Tom. Tom'a inandım. Tom'a inandım. He olvidado el nombre de tu hermano, ¿cómo se llama? Erkek kardeşinin adını unuttum; onun adı nedir? Kardeşinin adını unuttum. Adı ne? Ellos nos ayudan. Onlar bize yardım ederler. Bize yardım ediyorlar. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Messicana." "Onun nineleri nereli?" "Meksika." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Meksikalı." Esto es tuyo. Bu senin. Bu senin. A început să plouă, așa că am intrat sub umbrela prietenului meu. Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim. Yağmur yağmaya başladı, ben de arkadaşımın şemsiyesinin altına girdim. Non hanno visitato la Slovenia? Slovenya'yı ziyaret etmediler mi? Slovenya'yı ziyaret etmediler mi? Quiero disculparme. Özür dilemek istiyorum. Özür dilemek istiyorum. Venha comigo. Vou me casar com você. Benle gel, seninle evleneceğim. Benimle gel, seninle evleneceğim. Bene, posso vederlo oggi? Peki bugün onu görebilir miyim? Onu bugün görebilir miyim? Mio fratello è bravo in matematica. Erkek kardeşim matematikte iyidir. Kardeşim matematikte iyidir. Vai in vacanza in Repubblica Ceca? Çek Cumhuriyeti'ne tatile mi gidiyorsun? Çek Cumhuriyeti'ne tatile mi gidiyorsunuz? "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Belga." "Komşuların nereli?" "Belçika." "Komşuların hangi milletten?" "Belçika." El agua es importante. Su önemlidir. Su çok önemli. Personne ne croira Tom. Hiç kimse Tom'a inanmayacak. Kimse Tom'a inanmayacak. Porque está ahí. Çünkü bu orada. Çünkü orada. Es una historia increíble. O, inanılmaz bir hikaye. İnanılmaz bir hikaye. Tu as l'air très heureux. Çok mutlu görünüyorsun. Çok mutlu görünüyorsun. Estaba esperando a que llagaran. Buraya gelmenizi bekliyordum. Aramalarını bekliyordum. El antisemitizmo es el sosializmo de bovos. Antisemitizm aptalların sosyalizmidir. Antisemitizm, boğaların sosyaizmidir. Un grido si levò dalla folla. Kalabalıktan bir çığlık yükseldi. Kalabalıktan bir çığlık yükseldi. Quisiera hacer una reserva en el hotel. Bir otel rezervasyonu istiyorum. Otelde rezervasyon yaptırmak istiyorum. ¿Estudias inglés? İngilizce okuyor musun? İngilizce mi öğreniyorsun? Si supiera la verdad, te la diría. Gerçeği bilsem, sana söylerim. Eğer gerçeği bilseydim, sana söylerdim. ¿Quién te ha dado ese paquete? O paketi sana kim verdi? O paketi sana kim verdi? I bambini dormono. Çocuklar uyuyor. Çocuklar uyuyor. ¿Quieres que vaya contigo? Seninle gelmemi ister misin? Seninle gelmemi ister misin? ¿Tom está soñando? Tom hayal kuruyor mu? Tom rüya mı görüyor? Acestui gem nu i s-au adăugat nici un fel de aditivi. Bu reçele hiçbir katkı maddesi eklenmemiştir. Bu reçele herhangi bir katkı maddesi eklenmemiştir. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Norvegese." "Komşularınız nereli?" "Norveç." "Komşularınız hangi milletten?" "Norveçli." Les guépards grimpent-ils aux arbres ? Çitalar ağaca tırmanabilir mi? Çitalar ağaçlara tırmanır mı? ¿Qué has hecho ahí? Orada yaptığın neydi? Orada ne yaptın? No esperes demasiado de él. Ondan çok şey bekleme. Ondan çok şey bekleme. Algunas personas engordan al dejar de fumar. Bazı insanlar sigarayı bıraktıklarında kilo alır. Bazı insanlar sigarayı bıraktıklarında şişmanlarlar. Che ne dici di stare a casa mia stasera? Bu akşam evimde kalmaya ne dersin? Bu gece benim evimde kalmaya ne dersin? Perché mi hai fatto questo? Neden bana bunu yaptın? Bunu bana neden yaptın? "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Lituana." "Onun akrabaları nereli?" "Litvanya." "Akrabaların hangi milletten?" "Litvanya." Mary es la hermana pequeña de Tom. Mary Tom'un küçük kız kardeşidir. tom mary'nin küçük kız kardeşidir. Estabais abriendo la puerta. Kapıyı açıyordunuz. Kapıyı açıyordunuz. Non fare rumore per favore. Lütfen, gürültü yapma. Lütfen sessiz ol. La melodía de ese vals siempre me hipnotiza. Şu valsin melodisi beni daima hipnotize eder. Valsin melodisi beni her zaman hipnotize eder. Ehi, sto solo cercando di aiutarti. Hey, sadece yardım etmeye çalışıyorum. Sana yardım etmeye çalışıyorum. Hai visitato la Bielorussia. Beyaz Rusya'yı ziyaret ettin. Belarus'u ziyaret ettin. Ce lo hai insegnato tu. Sen onu bize öğrettin. Bunu bize sen öğrettin. Caminaba con un bastón en la mano. Elinde bir bastonla yürüyordu. Elinde bir bastonla yürüyordu. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Estone." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Estonya." "Ebeveynlerimiz hangi milletten?" "Estonya." ¿Qué piensas que dijo? Onun ne söylediğini düşünüyorsun? Sence ne dedi? ¿Adónde quiere ir? Nereye gitmek istersiniz? Nereye gitmek istiyorsun? ¿Vas a la universidad? Üniversiteye gidiyor musun? Üniversiteye mi gidiyorsun? Traz o carro para a garagem !. Arabayı garaja getir. Arabayı garaja getir. Vi a un hombre que venía directo hacia mí. Bana doğru gelen bir adam gördüm. Bana doğru gelen bir adam gördüm. Non può aver fatto una cosa così sciocca. Böyle aptalca bir şey yapmış olamaz. Böyle aptalca bir şey yapmış olamaz. Es demasiado viejo para ti. O senin için çok yaşlı. Senin için çok yaşlı. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Boliviana." "Onun nineleri nereliydi?" "Bolivya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Bolivyalı." Ella enseña inglés a los estudiantes. O öğrencilere İngilizce öğretiyor. Öğrencilere İngilizce öğretiyor. Dedicó su vida a la medicina. Hayatını tıpa adadı. Hayatını tıbba adadı. Su hijo está en la universidad ahora. Onun oğlu şu anda üniversitede. Oğlunuz şu an üniversitede. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Tedesca." "Hocalarımız nereliydi?" "Alman." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Alman." Trebuie să mă spăl pe mâini. Ellerimi yıkamam gerek. Ellerimi yıkamam lazım. Ecco ancora un po' di tè. İşte biraz daha çay. Biraz daha çay. Creo que mi plan es mejor que el tuyo. Sanırım benim plan seninkinden daha iyi. Bence benim planım seninkinden daha iyi. Il nemico ha distrutto la maggior parte delle nostre navi. Düşman, gemilerimizin çoğunu tahrip etti. Düşman gemilerimizin çoğunu yok etti. Sou feliz. Ben mutluyum. Mutluyum. Decidemmo di restare in silenzio. Sessiz kalmaya karar verdik. Sessiz kalmaya karar verdik. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Gallese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Galler." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Galler." Mi ricordo di averla vista. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Pourquoi me dis-tu cela ? Neden bana bunu diyorsun? Bunu bana neden söylüyorsun? Obrigada! Teşekkürler! Teşekkür ederim. Si Tom t'appelle, n'y réponds pas. Tom seni ararsa telefonu açma. Tom seni ararsa cevap verme. Tom prometió no volver a hacerlo. Tom bunu bir daha yapmayacağına söz verdi. Tom bir daha yapmayacağına söz verdi. Dobbiamo parlare prima. Önce konuşmalıyız. Önce konuşmamız gerek. El autor es brasileño. Yazar Brezilyalı. Yazar Brezilyalıdır. Quando eu me apaixonei, me senti um idiota. Ben düştüğümde , kendimi aptal hissettim. Aşık olduğumda kendimi aptal gibi hissettim. ¿Estás celoso? Kıskanç mısın? Kıskandın mı? "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Ungherese." "Hocalarımız nereli?" "Macar." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Macarca." Când eram la liceu țineam un jurnal. Lisedeyken günlük tutardım. Lisedeyken bir günlük tutardım. La festa è finita? Parti bitti mi? Parti bitti mi? Esto es karne. Et bu. Bu karne. La gente quiere paz. İnsanlar barış istiyor. İnsanlar barış istiyor. Il va te surveiller. Seni gözleyecek. Sana göz kulak olacak. J'ai un permis de conduire provisoire. Geçici bir ehliyetim var. Geçici ehliyetim var. Ne songe même pas à manger mon chocolat ! Benim çikolatamı yemeyi düşünme! Çikolatamı yemeyi aklından bile geçirme! Si t'as terminé de chier, sors, car il y a d'autres gens qui attendent. Eğer tuvalette işin bittiyse, dışarı çık çünkü bekleyen başka insanlar da var. Eğer sıçmayı bitirdiysen, dışarı çık. Çünkü dışarıda bekleyen başkaları da var. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Inglese." "Kuzenleri nereli?" "İngiliz." "Kuzenleri hangi milletten?" "İngiliz." Te lo agradezco. Onun için teşekkürler. Teşekkür ederim. Il bambino sta mangiando del pane. Oğlan ekmek yemekte. Çocuk ekmek yiyor. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Svizzera." "Kuzenleri nereli?" "İsviçre." "Kuzenleri hangi milletten?" "İsviçre." Fata frumoasă este în pat. Güzel kız yataktadır. Güzel kız yatakta. ¿Por qué odias a Tom? Neden Tom'dan nefret ediyorsun? Neden Tom'dan nefret ediyorsun? Saben que somos amigos. Onlar arkadaş olduğumuzu biliyor. Arkadaş olduğumuzu biliyorlar. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Belga." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Belçika." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Belçika." A chuva é necessária em todos os lugares. Yağmura her yerde ihtiyaç duyulur. Yağmur her yerde gereklidir. Mi amigo fue arrestado por exceso de velocidad. Arkadaşım aşırı hız yapmaktan tutuklandı. Arkadaşım aşırı hızdan tutuklandı. Hai visto dove ho messo il mio cappello? Şapkamı nereye koyduğumu gördün mü? Şapkamı nereye koyduğumu gördün mü? Lo chiamo quando torno in ufficio. Ofise döndüğümde onu ararım. Ofise dönünce ararım. Eu tenho uma casa. Benim bir evim var. Benim bir evim var. O să-ți arăt pe unele dintre ele. Sana bazılarını göstereceğim. Size bunlardan bazılarını göstereceğim. È alta come me. O benim kadar uzun boylu. O da benim kadar uzun. Hoy he visto a Tom. Bugün Tom'u gördüm. Bugün Tom'u gördüm. No soy yo quien necesita perder peso. Kilo kaybetmeye ihtiyacı olan ben değilim. Kilo vermesi gereken ben değilim. Loro sono ancora giovani. Onlar hâlâ genç. Onlar hala genç. Ayer escribió una carta. O dün bir mektup yazdı. Dün bir mektup yazdı. É uma linguagem morta. Ölü bir dil. Ölü bir dildir. El este egoist și lacom. O bencil ve hırslıdır. Bencil ve açgözlüdür. Hai un'alternativa. Bir alternatifin var. Başka bir seçeneğin var. Eu não vou adotar essa frase porque não sou russo. Bu cümleyi benimsemeyeceğim çünkü ben rus değilim. Bu cümleyi kullanmayacağım çünkü ben Rus değilim. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Bulgara." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Bulgar." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Etiope." "Kardeşleri nereli?" "Etiyopya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Etiyopya." Stai facendo uno stupido errore. Aptalca bir hata yapıyorsun. Aptalca bir hata yapıyorsun. Acho que o Tom quer vir conosco. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Libica." "Akrabalarınız nereli?" "Libya." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Libyalı." "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Ungherese." "Komşularının uyruğu neydi?" "Macar." "Komşuları hangi millettendi?" "Macarca." Come más verduras. Çok sebze ye. Biraz daha sebze ye. ¿Por qué Tom hizo esto? Tom bunu niçin yaptı? Tom bunu neden yaptı? "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Italiana." "Arkadaşları nereli?" "İtalyan." "Arkadaşları hangi milletten?" "İtalyan." Je vais bientôt m'inscrire à un cours en allemand. Yakında bir Almanca kursuna yazılacağım. Yakında Almanca kursuna kayıt olacağım. Tom a adus o contribuție semnificativă. Tom önemli bir katkı yaptı. Tom önemli bir katkı yaptı. Estou com saudades da minha irmãzinha. Küçük kız kardeşimi özlüyorum. Küçük kardeşimi özledim. ¿Eso es un sí o un no? Bu bir evet mi yoksa bir hayır mı? Bu evet mi yoksa hayır mı? Democrația încurajează libertatea. Demokrasi özgürlüğü teşvik eder. Demokrasi özgürlüğü teşvik eder. N'oubliez juste pas cela. Sadece bunu unutmayın. Bunu sakın unutma. Os ha entrado sueño. Uykunuz geldi. Uykunuz geldi. Il devint capitaine. O kaptan oldu. Kaptan oldu. Il pensait : « La vie est tendre avec les jeunes ». O, düşünüyordu ki: "Hayat gençleri sever". “Hayat gençlere karşı yumuşaktır” diye düşündü. Je me suis tout sali les mains. Ellerimi tamamen kirlettim. Ellerimi kirlettim. Vous avez acheté une voiture, n'est-ce pas ? Bir araba satın aldınız, değil mi? Bir araba aldın, değil mi? "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Tunisina." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Tunus." "Kızkardeşlerin hangi milletten?" "Tunus." "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Croata." "Ninelerimiz nereliydi?" "Hırvat." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Haçlı." I beduini vivono nel deserto. Bedeviler çölde yaşar. Bedeviler çölde yaşarlar. John es mi sobrino. John benim yeğenimdir. John benim yeğenim. ¿Qué comiste? Ne yedin? Ne yedin? ¿Has acabado de leer el libro? Kitabı okumayı bitirdin mi? Kitabı okumayı bitirdin mi? La abuela nos mandó una caja de manzanas. Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi. Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi. Él sobrevivió al accidente de avión. O, uçak kazasında hayatta kaldı. Uçak kazasından kurtuldu. En cuanto tomé asiento, caí dormido. Oturur oturmaz,uyuya kaldım. Oturur oturmaz uykuya daldım. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Portoghese." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Portekiz." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Portekizli." Tom se va a la cama a las diez y media. Tom saat 10.30 'da yatmaya gider. Tom saat 10:30'da yatıyor. Dormiré hasta las ocho y media. Sekiz buçuğa kadar uyuyacağım. 8:30'a kadar uyuyacağım. No deberías haber ido allí sin mí. Oraya bensiz gitmemeliydin. Oraya bensiz gitmemeliydin. Ricordo che all'asilo giocavo con le calamite. Anaokulunda mıknatıslarla oynadığımı hatırlıyorum. Anaokulunda mıknatıslarla oynadığımı hatırlıyorum. Su estado de salud es muy malo. Sağlık durumu çok kötü. Sağlık durumu çok kötü. Vous n'avez rien dit. Bir şey demediniz. Hiçbir şey söylemedin. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Statunitense." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Amerikan." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Amerikalı." ¿Qué clase de libros lee Tom? Tom ne tür kitaplar okur? Tom ne tür kitaplar okur? Ha contratado un detective privado. Bir özel dedektif ile anlaştı. Özel dedektif tutmuş. Creo que eres un mentiroso. Bir yalancı olduğunu düşünüyorum. Bence sen bir yalancısın. Ella va al cine con él a menudo. O, onunla sık sık sinemaya gider. Onunla sık sık sinemaya gidiyor. Podemos aprender muchas cosas juntos. Birbirimizden çok şey öğrenebiliriz. Birlikte çok şey öğrenebiliriz. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Ungherese." "Komşularının milliyeti neydi?" "Macar." "Komşuların hangi millettendi?" "Macarca." Elles se sont moquées de ma tenue. Kıyafetlerimle çok dalga geçtiler. Kıyafetimle dalga geçtiler. Tom vino aquí solo. Tom buraya yalnız geldi. Tom buraya yalnız geldi. Ma montre avance de dix minutes. Saatim on dakika ileri. Saatim 10 dakika ileri. Es una mujer celosa. O kıskanç bir kadın. Kıskanç bir kadındır. Enseignez-vous l'espéranto ? Esperanto mu öğretiyorsunuz? Esperanto mu öğretiyorsun? El hombre es joven. Adam gençtir. Adam genç. Il est Anglais. O bir İngiliz'dir. O bir İngiliz. Hai visitato l'Albania? Arnavutluk'u ziyaret ettin mi? Arnavutluk'u ziyaret ettin mi? Il vento è veramente forte là fuori. Rüzgar dışarıda gerçekten güçlü. Dışarısı çok rüzgarlı. A che cosa servono le amiche? Arkadaşlar ne içindir? Arkadaşlar ne içindir? "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Rumena." "Arkadaşları hangi milletten?" "Rumen." "Arkadaşları hangi milletten?" "Romanya." Estoy segura que lo puedo hacer mejor que él. Ondan daha iyi yapabileceğime eminim. Ondan daha iyisini yapabileceğime eminim. Empácalas en la caja. Kutusunda paketleyin. Onları kutuya koy. Il est très mignon et vraiment intelligent. O çok hoş ve gerçekten zeki. Çok tatlı ve çok zeki. Ha llegado el momento de que te diga la verdad. Sana doğruyu söylemenin zamanı geldi. Sana gerçeği söylemenin zamanı geldi. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Paraguaiana." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Paraguay." "Kardeşleri hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Slovacca." "Teyzeleri nereli?" "Slovak." "Amcaları hangi milletten?" "Slovakyalı." No estoy de acuerdo. Aynı fikirde değilim. Sana katılmıyorum. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Gallese." "Nineleriniz nereliydi?" "Galler." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Galler." Tú comes. Sen yiyorsun. Sen ye. No debería haberte dejado ir. Gitmene izin vermemeliydim. Gitmene izin vermemeliydim. Prețurile variază în funcție de locație. Fiyatlar konuma göre değişir. Fiyatlar yere göre değişir. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Ceca." "Nineleri nereli?" "Çek." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." No puedo contártelo todo. Ben sana her şeyi söyleyemem. Sana her şeyi anlatamam. Il faut que Marie vienne. Mary'nin gelmesi gerekiyor. Marie'nin gelmesi gerek. Ho visto tutti i suoi film. Onun bütün filmlerini izledim. Bütün filmlerini izledim. De obicei eu mănânc orezul cu bețișoarele. Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim. Genelde pilavı çubuklarla yerim. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Slovacca." "Dedeleri nereliydi?" "Slovak." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Slovak." "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Libanese." "Halaları nereli?" "Lübnan." "Amcaların hangi milletten?" "Lübnanlı." Tom es tu profesor. Tom senin öğretmenin. Tom senin öğretmenin. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Colombiana." "Amcalarınız nereli?" "Kolombiya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Kolombiyalı." No puedo tomar té sin azúcar. Şekersiz çay içemem. Şekersiz çay içemem. En los restaurantes de EE.UU. puedes elegir entre sentarte en la zona de fumadores o en la de no fumadores. Birleşik Devletler'deki lokantalarda sigara içilen veya sigara içilmeyen bölümlerde oturmayı seçebilirsiniz. ABD’deki restoranlarda sigara içme alanında veya sigara içilmeyen alanda oturmayı seçebilirsiniz. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Norvegese." "Onun nineleri nereliydi?" "Norveç." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Norveçli." Puedes hablar con ellos. Onlarla konuşabilirsin. Onlarla konuşabilirsin. No le gusta mucho el béisbol. Beyzbolu çok sevmez. Beyzbolu pek sevmiyor. Me gusta la comida coreana. Ben Kore yemeğini severim. Kore yemeklerini severim. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Finlandese." "Hekimleriniz nereli?" "Fin." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Finli." Am făcut ceea ce ai vrut să fac. Benden yapmamı istediğin şeyi yaptım. Benden yapmamı istediğin şeyi yaptım. Votre optimisme me plaît. İyimserliğiniz hoşuma gidiyor. İyimserliğiniz hoşuma gitti. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Camerunense." "Teyzelerimiz nereli?" "Kamerun." "Amcalarımız hangi milletten?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Danese." "Kız kardeşlerin nereli?" "Danimarka." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Danimarkalı." Quem escreveu este livro? Bu kitabı kim yazdı? Bu kitabı kim yazdı? "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Russa." "Onların dedeleri nereli?" "Rus." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Maltese." "Teyzeleriniz nereli?" "Malta." "Amcalarınız hangi milletten?" "Maltalı." "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Danese." "Öğretmenlerin nereli?" "Danimarka." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Danimarkalı." ¿Eso es algo bueno? O iyi bir şey mi? Bu iyi bir şey mi? ¿Dónde cogiste este autobús? Bu otobüse nerede bindin? Bu otobüse nereden bindin? Il a beaucoup d’amis aux États-Unis. Amerika'da birçok arkadaşı var. Amerika’da çok arkadaşı var. Mary y Jane son primas. Mary ve Jane kuzenlerdir. Mary ve Jane kuzenler. Vale, lo siento. Tamam. Özür dilerim. Tamam, özür dilerim. Tom voleva solo attirare l'attenzione. Tom sadece dikkat çekmek istedi. Tom sadece dikkat çekmek istedi. Iré contigo. Seninle gideceğim. Seninle geliyorum. Confía en mí. Bana güven. Güven bana. Non andate in vacanza in Spagna? Tatile İspanya'ya gitmiyor musunuz? İspanya'ya tatile gitmiyor musunuz? ¿Tom tiene que escribir hoy la carta? Tom mektubu bugün yazmak zorunda mı? Tom'un mektubu bugün mü yazması gerekiyor? "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Slovacca." "Akrabalarımız nereli?" "Slovak." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Slovakya." Solo puedo llorar contigo. Seninle sadece ağlayabilirim. Sadece seninle ağlayabilirim. Tom, escucha a tu mujer. Karını dinle Tom. Tom, karını dinle. Me llamo Ichiro Tanaka. Benim adım Ichiro Tanaka. Adım Ichiro Tanaka. Tom tentou fazê-lo, mas não conseguiu. Tom onu yapmaya çalıştı ama yapamadı. Tom denedi ama başaramadı. Será genial. Harika olacak. Harika olacak. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Bulgara." "Komşularının milliyeti ne?" "Bulgar." "Komşuların hangi milletten?" "Bulgaristan." "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Macedone." "Hekimlerin nereli?" "Makedon." "Doktorların hangi milletten?" "Makedonyalı." Ahora somos siete mil millones. Şu anda yedi milyarız. Şu anda 7 milyar kişiyiz. Jugamos al fútbol todos los sábados. Her cumartesi futbol oynuyoruz. Her cumartesi futbol oynuyoruz. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Russa." "Ninelerimiz nereli?" "Rus." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Rus." ¡Feliz Navidad! Mutlu Noeller! Mutlu Noeller! Secondo me è bello quasi tutto. Bana göre hemen hepsi güzel. Bence hemen hemen her şey güzel. Quiero empezar ahora. Şimdi başlamak istiyorum. Şimdi başlamak istiyorum. Durata de viață a unui fluture este de trei zile. Kelebeklerin ömrü üç gündür. Bir kelebeğin ömrü üç gündür. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Egiziana." "Komşularınız nereli?" "Mısır." "Komşularınız hangi milletten?" "Mısırlı." ¿Sabe usted dónde está? Onun nerede olduğunu biliyor musunuz? Nerede olduğunu biliyor musun? Tom perdió una lente de contacto. Tom bir kontakt lens kaybetti. Tom kontak lensini kaybetti. J’aimerais marcher un peu moins vite. Az daha yavaş yürümek istiyorum. Biraz daha yavaş yürümek istiyorum. Sua lata de lixo está em chamas. Senin çöp kutun alevler içinde yanıyor. Çöp teneken yanıyor. Espero hacerlo. Onu yapmayı umuyorum. Umarım. Luați loc. Oturun. Oturun. Tom solía ir a la escuela con Mary. Tom Mary ile birlikte okula giderdi. Tom, Mary ile aynı okula giderdi. Tom quiere ver a Mary otra vez. Tom Mary'yi tekrar görmek istiyor. Tom Mary'yi tekrar görmek istiyor. Nadie te amará tanto como yo. Seni benim sevdiğim gibi hiç kimse sevmeyecek. Kimse seni benim kadar sevemez. Tom no pudo entender nada de lo que dijo Mary. Tom Mary'nin söylediğinden bir şey anlamadı. tom mary'nin söylediği hiçbir şeyi anlamadı. Orezul este fără gust. Pilav tatsız. Pirincin tadı yok. Chacun doit trouver son propre chemin. Birisi onun bahçesini bulmalı. Herkes kendi yolunu bulmalı. ¿Cuál es el lugar más bonito del mundo? Dünyadaki en güzel yer neresidir? Dünyanın en güzel yeri neresi? "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Portoghese." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Portekiz." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Portekizli." Coge uno de estos. Bunlardan birini al. Şunlardan bir tane al. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Slovacca." "Kardeşleri nereli?" "Slovak." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Slovakyalı." "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Bulgara." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Bulgar." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Bulgaristan." Escribió un libro acerca de China. O Çin hakkında bir kitap yazdı. Çin hakkında bir kitap yazdı. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Malese." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Malezya." "Aileniz hangi milletten?" "Malezya." Iată documentele pe care le-ai cerut. İşte istediğin belgeler. İşte istediğin belgeler. ¿Quién ha roto la ventana? Di la verdad. Camı kim kırdı? Gerçeği söyle. Camı kim kırdı? "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Siriana." "Amcalarımız nereli?" "Suriye." "Amcalarımız hangi milletten?" "Suriyeli." Ahora es otoño. Şimdi sonbahar. Şimdi sonbahar. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Danese." "Arkadaşları nereli?" "Danimarka." "Arkadaşları hangi milletten?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Svizzera." "Dedelerimiz nereliydi?" "İsviçre." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "İsviçre." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Maltese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Malta." "Arkadaşların hangi milletten?" "Maltalı." ¿Cuántos jugadores hay? Kaç tane oyuncu var? Kaç oyuncu var? El perro es nuestro. Köpek bizim. Köpek bizim. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Azera." "Anneleri nereli?" "Azeri." "Anneleri hangi milletten?" "Azera." Fammi prima parlare con lui. Önce onunla konuşayım. Önce onunla konuşmama izin ver. Tom se subió al avión. Tom uçağa bindi. Tom uçağa bindi. Me gusta comer tarta. Ben pasta yemeği severim. Pasta yemeyi severim. Yokohama es una bella ciudad porteña. Yokohama güzel bir liman şehridir. Yokohama güzel bir şehir. Uită-te la exemplul de mai sus. Yukarıda verilen örneğe bak. Yukarıdaki örneğe bakın. Me quedaré en casa. Evde kalacağım. Evde kalacağım. Vire à direita no cruzamento. Kavşaktan sağa dön. Kavşaktan sağa dön. Absența sa a cauzat la tot felul de zvonuri. Onun yokluğu her türlü söylentiye yol açtı. Yokluğu her türlü dedikoduya sebep oldu. J’ai besoin de vous voir, et de vous voir encore, et de vous voir toujours. Sizi görmeye ihtiyacım var ve sizi yeniden görmeye ihtiyacım var ve sizi görmeye hep ihtiyacım var. Seni tekrar görmek istiyorum, seni tekrar görmek istiyorum, seni her zaman görmek istiyorum. Devi vivere nel presente, non nel passato. Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın. Şimdiki zamanda yaşamalısın, geçmişte değil. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Cinese." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Çin." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Çinli." La hice llorar. Onu ağlattım. Onu ağlattım. Dimmi cosa hai fatto a Tokyo. Bana Tokyo'da ne yaptığını söyle. Tokyo'da ne yaptığını anlat. Non ho parlato con loro. Onlarla konuşmadım. Onlarla konuşmadım. ¡Qué ciudad tan bonita! Ne güzel bir şehir! Ne güzel bir şehir! ¿Sabes si Tom habla francés? Tom'un Fransızca konuşabilip konuşamadığını biliyor musun? Tom'un Fransızca konuşup konuşmadığını biliyor musun? No me amenaces, que no voy a decir nada. Beni tehdit etme. Hiçbir şey söylemeyeceğim. Beni tehdit etme, bir şey söylemem. "Di che nazionalità erano le nostre nonne?" "Bielorussa." "Ninelerimiz nereliydi?" "Belarus." "Büyükannelerimiz hangi millettendi?" "Belaruslu." "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Camerunense." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Kamerun." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Kamerunlu." "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Ungherese." "Arkadaşları hangi milletten?" "Macar." "Arkadaşları hangi milletten?" "Macarca." ¿Puedes cantarnos una canción en francés? Bize Fransızca bir şarkı söyler misin? Bize Fransızca bir şarkı söyler misin? Ea mormăie pentru ea însăși. O kendi kendine mırıldanıyor. Kendi kendine mırıldanıyor. Tom sería un buen abogado. Tom iyi bir avukat olurdu. Tom iyi bir avukat olurdu. Tom trató de sonreír, pero no pudo. Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı. Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı. No sabe mal. Tadı fena değilmiş. Tadı fena değil. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Australiana." "Onun nineleri nereli?" "Avustralya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Avustralyalı." El avión llegó puntual a Nueva York. Uçak New York'a zamanında vardı. Uçak tam zamanında New York'a geldi. Non vanno in vacanza in Polonia? Tatile Polonya'ya gitmiyorlar mı? Polonya'ya tatile gitmiyorlar mı? Stai attento mentre parli con Tom. Tom ile konuşurken dikkatli ol. Tom'la konuşurken dikkatli ol. A Tom le gustaba su trabajo muchísimo. Tom işini çok sevdi. Tom işini çok severdi. Quería que ellas ganaran. Onların kazanmasını istiyordum. Onların kazanmasını istedim. Guus Hiddink é holandês. Guus Hiddink Hollandalıdır. Guus Hiddink Hollandalıdır. A primavera começou com vontade. İlk bahar gerçekten başladı. Bahar coşkuyla başladı. No me hagas hacer esto. Bana bunu yaptırma. Bana bunu yaptırma. No está aquí. O, burada değildir. Burada değil. Trabajo aquí. Burada çalışıyorum. Burada çalışıyorum. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Etiope." "Ninelerin nereli?" "Etiyopya." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Etiyopya." Tom ne connaît pas la différence entre un diamant et une émeraude. Tom bir elmas ve bir zümrüt arasındaki farkı bilmiyor. Tom elmasla zümrüt arasındaki farkı bilmiyor. Cette phrase était trop difficile. Bu cümle çok zordu. Bu cümle çok zordu. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Canadese." "Hekimleriniz nereli?" "Kanada." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Kanadalı." Non ho niente da nascondere. Saklayacak bir şeyim yok. Saklayacak bir şeyim yok. Elle désirait un enfant depuis longtemps. Uzun zamandır bir çocuğu olsun istiyordu. Uzun zamandır bir çocuk istiyordu. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Cinese." "Doktorların nereli?" "Çin." "Doktorların hangi milletten?" "Çinli." "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Colombiana." "Komşularımız nereli?" "Kolombiya." "Komşularımız hangi milletten?" "Kolombiyalı." "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Spagnola." "Ninelerimiz nereli?" "İspanyol." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "İspanyol." Je suis le dernier. Ben sonuncuyum. Ben sonuncuyum. Il lit vingt livres chaque semaine. Her hafta yirmi kitap okur. Haftada 20 kitap okuyor. Podía nadar más rápido cuando era joven. Gençken daha hızlı yüzebilirdim. Gençken daha hızlı yüzebilirdim. Tom está pelón. Tom kel. Tom'un başı dertte. Jamás he conocido a alguien que no le guste el chocolate. Çikolata sevmeyen biriyle hiç tanışmadım. Çikolata sevmeyen biriyle hiç tanışmadım. Sabes lo que quiero. Ne istediğimi biliyorsun. Ne istediğimi biliyorsun. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Nigeriana." "Anneleri nereli?" "Nijerya." "Anneleri hangi milletten?" "Nijeryalı." Este café es muy suave. Bu kahve çok hafif. Bu kahve çok yumuşak. "Tem certeza de que quer que eu conte a você?" "Por favor, sou todo ouvidos!" "Sana söylememi istediğinden emin misin?""Lütfen çok dikkatli dinliyorum!" "Sana söylememi istediğinden emin misin?" "Lütfen, seni dinliyorum!" ¿Me ayudas a limpiar la habitación? Yatak odasını temizlememe yardım eder misin? Odayı temizlememe yardım eder misin? Se avesse saputo la verità, me l'avrebbe detta. Gerçeği bilseydi, bana söylerdi. Eğer gerçeği bilseydi, bana söylerdi. Ogni bimbo neonato è un nuovo mondo. Her yeni doğan bebek yeni bir dünya demek. Her yeni doğan bebek yeni bir dünyadır. ¿Qué quieres que le diga a Tom? Tom'a ne söylemek istersin? Tom'a ne söylememi istiyorsun? Vai in vacanza in Bosnia. Bosna'ya tatile gidiyorsun. Bosna'ya tatile git. Tom no lavó los platos. Tom bulaşıkları yıkamadı. Tom bulaşıkları yıkamadı. Nací en 1972. 1972'de doğdum. 1972'de doğdum. Si dimenticò di spengere la lampada. Lambayı kapatmayı unuttu. Lambayı kapatmayı unutmuş. Ar trebuie să citești cărți care să îți fie utile. Sana yararı dokunacak kitapları okumalısın. Sizin için yararlı olabilecek kitapları okumalısınız. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Siriana." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Suriye." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Suriyeli." Je ne veux pas rentrer seul. Tek başıma dönmek istemiyorum. Eve yalnız gitmek istemiyorum. Ti senti male? Kötü mü hissediyorsun? Hasta mısın? Vai in vacanza in Ungheria. Macaristan'a tatile gidiyorsun. Macaristan'a tatile git. Le Dr. Faust connaissait très bien l'alchimie. Doktor Faust simyayı çok iyi bilirdi. Dr. Faust simyayı çok iyi biliyordu. Quiero ir a París. Paris'e gitmek istiyorum. Paris'e gitmek istiyorum. Tom teve um sonho ruim. Tom kötü bir rüya gördü. Tom kötü bir rüya görmüş. Tom le preguntó a Mary cuáles eran sus planes para el futuro. Tom Mary'ye gelecek için planlarının ne olduğunu sordu. tom mary'ye gelecekle ilgili planlarını sordu. Prenderò io il suo posto. Ben onun yerini alacağım. Onun yerine ben geçeceğim. Estoy conduciendo un coche. Ben bir araba sürüyorum. Araba kullanıyorum. Chaque âge a ses plaisirs. Her yaşın kendi güzelliği var. Her yaşın kendine göre zevkleri vardır. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Polacca." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Polonya." "Komşuları hangi millettendi?" "Polak." María traía pestañas postizas. Mary sahte kirpikler taktı. Mary'nin takma kirpikleri vardı. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Bosniaca." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Boşnak." "Kardeşleri hangi milletten?" "Bosnalı." Par qui la peinture a-t-elle été peinte ? Bu resim kimin tarafından yapılmıştır? Tabloyu kim boyadı? "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Argentina." "Amcalarımız nereli?" "Arjantin." "Amcalarımız hangi milletten?" "Arjantin." Consiguió el trabajo por casualidad. İşi şans eseri buldu. İşi şans eseri aldı. Ho un problema molto più serio. Çok daha ciddi bir sorunum var. Çok daha ciddi bir sorunum var. É muito grande. O çok büyük. Çok büyük. Judy l'aime. Judy onu seviyor. Judy onu seviyor. Buon Natale! Mutlu Noeller. Mutlu Noeller! Non vai in vacanza in Groenlandia. Tatile Grönland'a gitmiyorsun. Grönland'a tatile gitmiyorsun. Este autobús va a Minsk. Bu otobüs Minsk'e gidiyor. Bu otobüs Minsk'e gidiyor. Andiamo a parlare con Tom. Gidip Tom'la konuşalım. Gidip Tom'la konuşalım. Riesco a vederlo come un buon amico ma non come un innamorato. Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem. Onu iyi bir arkadaş olarak görüyorum ama aşık olarak değil. Nu știam despre planul lui. Onun planını bilmiyordum. Planından haberim yoktu. ¡Ojalá dejase de llover! Keşke yağmur yağmasa. Keşke yağmur dursaydı! ¿Cuántas cámaras tienes? Kaç tane kameran var? Kaç kameran var? No juego tanto al tenis como antes. Eskisi kadar çok tenis oynamam. Eskisi kadar tenis oynamıyorum. Non vanno in vacanza in Spagna. Tatile İspanya'ya gitmiyorlar. İspanya'ya tatile gitmiyorlar. Que fumamos? Ne içiyoruz? Ne içiyoruz? Ho delle cose da fare. Yapacak işlerim var. Yapacak işlerim var. El cachorro quiere dormir. Küçük köpek uyumak istiyor. Köpek uyumak istiyor. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Albanese." "Ninelerin nereli?" "Arnavut." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Arnavutça." Non ci sono testimoni. Hiç tanık yok. Görgü tanığı yok. Betty a tué sa mère. Betty, onun annesini öldürdü. Betty annesini öldürdü. Necesitas un abogado. Bir avukata ihtiyacın var. Avukata ihtiyacın var. Tom sorrise al pubblico e fece un inchino. Tom izleyicilere gülümsedi ve eğilerek selam verdi. Tom seyirciye gülümsedi ve bir selam verdi. Je ne suis plus un bébé ! Artık bir bebek değilim! Artık bebek değilim! "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Svedese." "Komşularının uyruğu neydi?" "İsveç." "Komşuları hangi millettendi?" "İsveçli." ¿Cuánto queda para que empiece la liga? Ligin başlamasına ne kadar zaman var? Ligin başlamasına ne kadar var? Tom ha vuelto a cometer el mismo error. Tom aynı hatayı tekrar yaptı. Tom yine aynı hatayı yaptı. No estoy demasiado cansado. Çok yorgun değilim. Çok yorgun değilim. Dizem que sete é um número que dá sorte. Yedinin şanslı bir rakam olduğu söylenir. Yedi rakamı uğurlu sayıdır derler. Ho imparato molte cose sulla cultura greca. Yunan kültürü hakkında birçok şey öğrendim. Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim. Tom deveria ter dançado com Mary. Tom Mary ile dans etmeliydi. Tom Mary ile dans etmeliydi. ¿Quiénes son ustedes? Siz kimsiniz? Siz kimsiniz? "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Boliviana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Bolivya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Bolivyalı." Vai in vacanza in Cina? Çin'e tatile mi gidiyorsun? Çin'e tatile mi gidiyorsunuz? El hombre estaba comiendo pan. Adam ekmek yiyordu. Adam ekmek yiyordu. Non andate in vacanza negli Stati Uniti. Tatile Amerika'ya gitmiyorsunuz. Amerika’ya tatile gitmeyin. Non avete visitato il Lussemburgo. Lüksemburg'u ziyaret etmediniz. Lüksemburg'u ziyaret etmediniz. El desierto de Atacama, en el norte de Chile, es el lugar más seco de la Tierra. Kuzey Şili'deki Atacama Çölü, yeryüzündeki en kurak yerdir. Şili’nin kuzeyindeki Atacama Çölü dünyanın en kurak yeridir. Elles ont discuté. Tartıştılar. Konuştular. Frank no puede estar enfermo, ha estado jugando al tenis todo el día. Frank hasta olamaz. O bütün gün tenis oynuyordu. Frank hasta olamaz. Bütün gün tenis oynadı. Estou muito ocupado. Çok meşgulüm. Çok meşgulüm. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Colombiana." "Hekimleri nereli?" "Kolombiya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Kolombiyalı." El anciano escapó a duras penas de ser atropellado por un coche. Yaşlı adam bir araba tarafından ezilmekten zar zor kaçtı. Yaşlı adam neredeyse bir araba tarafından ezilmekten kurtuluyordu. ¿Lo prometes? Söz veriyor musun? Söz mü? No eres mi novia. Sen benim kız arkadaşım değilsin. Sen benim kız arkadaşım değilsin. Pourquoi joues-tu au base-ball ? Neden beyzbol oynuyorsun? Neden beysbol oynuyorsun? Voi dovete essere Tom e Mary. Siz Tom ve Mary olmalısınız. Siz Tom ve Mary olmalısınız. "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Paraguaiana." "Kız kardeşleri nereli?" "Paraguay." "Kardeşleri hangi milletten?" "Paraguaylı." No hay respuestas fáciles. Kolay cevaplar yok. Kolay cevaplar yok. Posso leggere senza occhiali. Ben gözlüksüz okuyabilirim. Gözlüksüz de okuyabiliyorum. Ella huele mal. O kötü kokuyor. Kötü kokuyor. ¿Sabe tocar el violín? Keman çalabilir misiniz? Keman çalabiliyor musun? לה בﬞידה איס און איגזיליו. Yaşam bir sürgündür. ## ## ## ### #### Estoy apurado ahora. Şimdi acelem var. Şimdi acelem var. Los domingos, Tom no hace nada más que leer libros. Tom Pazar günleri kitap okumaktan başka hiçbir şey yapmaz. Pazar günleri Tom kitap okumaktan başka bir şey yapmıyor. Il est midi. Öğle vakti. Öğlen oldu. Eu nasci no Brasil. Brezilya'da doğdum. Ben Brezilya'da doğdum. No puedo pelar papas. No tengo cuchillo. Patatesleri soyamam. Bıçağım yok. Patates soyamam, bıçağım yok. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Nigeriana." "Kardeşleriniz nereli?" "Nijerya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Nijeryalı." Non vai in vacanza in Portogallo? Tatile Portekiz'e gitmiyor musun? Portekiz'e tatile gitmiyor musun? Sto aspettando di parlare con lui. Onunla konuşmak için bekliyorum. Onunla konuşmak için bekliyorum. O tempo se arrasta lentamente. Zaman çok yavaşça geçiyor. Zaman yavaşça akıp gidiyor. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Messicana." "Komşuları hangi milletten?" "Meksika." "Komşuları hangi milletten?" "Meksikalı." Svelto, devi aiutarlo! Ona yardım etmelisin, çabuk! Çabuk, ona yardım etmelisin! Ojalá no le hubieras contado nada acerca del plan. Keşke plandan ona bahsetmeseydin. Keşke ona plandan hiç bahsetmeseydin. Dopo una lunga giornata Tom ama riposarsi sul divano. Uzun bir günden sonra Tom kanepede dinlenmeyi sever. Uzun bir günün ardından Tom kanepede dinlenmeyi sever. Cette petite ville tranquille n'a pas connu un braquage de banque depuis plus de trente ans. Bu sakin küçük şehirde otuz yıldan fazla bir süredir banka soygunu yaşanmadı. Bu küçük kasaba 30 yıldan fazla bir süredir bir banka soygunu yaşamadı. Este es mi teléfono. Bu benim telefonum. Bu benim telefonum. Avevo sperato di vederlo a Boston. Onu Boston'da görmeyi ummuştum. Onu Boston'da görmeyi umuyordum. Les tulipes fleuriront bientôt. Laleler yakında çiçek açacaklar. Laleler yakında çiçek açacak. El hotel está ahí. Otel oradadır. Otel şu tarafta. Mañana iremos a un baile. Yarın bir dansa gidiyoruz. Yarın dansa gidiyoruz. "Estoy muy feliz", dijo él. "Çok mutluyum." dedi. "Çok mutluyum," dedi. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Danese." "Hocalarının milliyeti ne?" "Danimarka." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Danimarkalı." Tom a spus că nu a putut garanta pentru Mary. Tom Mary için kefil olamadığını söyledi. Tom, Mary'ye kefil olamayacağını söyledi. ¡Mamá, estoy en casa! Evdeyim, anne! Anne, ben geldim! Mary pensaba que no volvería a ver a su hijo. Mary oğlunu tekrar görmeyeceğini düşündü. Mary oğlunu bir daha göremeyeceğini düşünüyordu. "Di che nazionalità sono?" "Albanese." "Uyrukları ne?" "Arnavut." "Hangi millettensiniz?" "Arnavutça." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Cinese." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Çin." "Ailemiz hangi milletten?" "Çinli." Tom não gosta de mim. Tom beni sevmiyor. Tom benden hoşlanmıyor. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Rumena." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Rumen." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Romanya." "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Tunisina." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Tunus." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Tunus." Ne-am amânat plecarea din cauza ploii. Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik. Yağmur yüzünden uçuşumuzu erteledik. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Vietnamita." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Vietnam." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Vietnamlı." Tom no quería hacer aquello. Tom onu yapmak istemedi. Tom bunu yapmak istemedi. Me alivia oír eso. Bunu duymak beni rahatlattı. Bunu duyduğuma sevindim. Não coloque sua bolsa no assento ao seu lado. Çantanı yanındaki koltuğa koyma. Çantanızı yanınızdaki koltuğa koymayın. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Svedese." "Hocaları nereliydi?" "İsveç." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İsveçli." Sé que eres rico. Zengin olduğunu biliyorum. Zengin olduğunu biliyorum. Non provate a forzarlo. Onu zorlamayı denemeyin. Onu zorlamaya çalışmayın. Sencillamente me rendí. Sadece vazgeçtim. Sadece teslim oldum. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Tedesca." "Hocalarınız nereli?" "Alman." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Alman." Luați toți acești oameni în interiorul peșterii. Mağaranın içerisindeki bütün bu insanları alın. Bu adamları mağaraya götürün. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Rumena." "Hekimleriniz nereli?" "Rumen." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Romanya." Mi esposo no me dejará conseguir un trabajo. Kocam bir işe girmeme izin vermeyecek. Kocam iş bulmama izin vermiyor. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Ungherese." "Onun dedeleri nereliydi?" "Macar." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Macarca." "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Egiziana." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Mısır." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Colombiana." "Komşuların nereli?" "Kolombiya." "Komşuların hangi milletten?" "Kolombiyalı." "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Irlandese." "Akrabalarınız nereli?" "İrlanda." "Akrabalarınız hangi milletten?" "İrlandalı." Melanie sta leggendo il suo libro preferito. Melanie en sevdiği kitabı okuyor. Melanie en sevdiği kitabı okuyor. Non andiamo in vacanza in Bielorussia. Tatile Beyaz Rusya'ya gitmiyoruz. Belarus'a tatile gitmiyoruz. La pobreza es la raíz de todo mal. Yoksulluk bütün kötülüklerin kaynağıdır. Yoksulluk tüm kötülüklerin köküdür. ¿Dónde encontrasteis la llave? Anahtarı nerede buldunuz? Anahtarı nereden buldunuz? "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Maltese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Malta." "Komşularımız hangi millettendi?" "Maltalı." No tenemos nada que ocultar. Saklayacak bir şeyimiz yok. Saklayacak bir şeyimiz yok. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Argentina." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Arjantin." "Aileniz hangi milletten?" "Arjantin." Non abbiamo visitato la Colombia. Kolombiya'yı ziyaret etmedik. Kolombiya’yı ziyaret etmedik. Andrai con lui? Onunla gidecek misin? Onunla mı gideceksin? "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Libanese." "Hekimlerimiz nereli?" "Lübnan." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Lübnanlı." Avresti dovuto dargli ascolto. Onu dinlemeliydin. Onu dinlemeliydin. Le courrier ne peut pas être distribué. Mektup dağıtılamıyor. E-posta dağıtılamıyor. Déjame sola, ¿vale? Beni yalnız bırak, tamam mı? Beni yalnız bırak, tamam mı? O cachorro é branco. Köpek beyaz. Köpek beyazdır. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Austriaca." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Avusturya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Avusturyalı." Los niños construyeron un castillo de arena en la playa. Çocuklar sahilde kumdan bir kale inşa ettiler. Çocuklar sahilde kumdan bir kale inşa ettiler. Son chandail est gris. Onun kazağı gridir. Tişörtü gri. Estoy de vacaciones. Tatildeyim. Tatildeyim. Ella es mi amiga Mari. O benim arkadaşım Mari. Bu arkadaşım Mari. A nuestro profesor le encanta su nuevo coche. Öğretmenimiz yeni arabasını seviyor. Öğretmenimiz yeni arabasına bayıldı. Por favor, siéntese aquí. Buraya oturun, lütfen. Lütfen buraya oturun. Queres conversar? Konuşmak istiyor musun? Konuşmak ister misin? Nancy, aquí hay una carta para ti. Nancy, işte senin için bir mektup. Nancy, sana bir mektup var. Tom ci ha fatto un favore. Tom bize bir iyilik yaptı. Tom bize bir iyilik yaptı. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Bulgara." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Bulgar." "Komşularınız hangi millettendi?" "Bulgaristan." Contraté a Tom. Tom'a iş verdim. Tom'u işe aldım. Quando estou triste, meus amigos me encorajam. Mutsuz olduğumda, arkadaşlarım bana cesaret veriyor. Üzgün olduğumda, arkadaşlarım beni cesaretlendiriyor. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Bosniaca." "Hocaların nereli?" "Boşnak." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Bosnalı." Él es mi compañero de clase. O benim sınıf arkadaşım. O benim sınıf arkadaşım. ¿El señor Brown es un profesor? Bay Brown öğretmen mi? Bay Brown öğretmen mi? Todo mundo odeia o Tom. Tom'dan herkes nefret ediyor. Herkes Tom'dan nefret eder. ¡Ven! Gel! Hadi! De cât timp locuiți în Japonia? Ne kadar süredir Japonya'da yaşıyorsunuz? Ne kadar zamandır Japonya'da yaşıyorsunuz? "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Colombiana." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Kolombiya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Non avete visitato la Palestina. Filistin'i ziyaret etmediniz. Filistin’i ziyaret etmediniz. Quand nous arrivâmes au carrefour, notre taxi ralentit. Kavşağa vardığımızda, taksimiz yavaşladı. Kavşağa vardığımızda taksimiz yavaşladı. Hay un número de huevos en la caja. Kutuda çok sayıda yumurta var. Kutuda yumurta sayısı var. Ellos son vegetarianos. Onlar vejetaryen. Onlar vejeteryan. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Finlandese." "Teyzeleriniz nereli?" "Fin." "Amcalarınız hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità è?" "Islandese." "Uyruğu ne?" "İzlanda." "Hangi milletten?" "İzlandalı." Vreau să fie util. Faydalı olmak istiyorum. İşe yaramasını istiyorum. Nous voudrions acheter un canapé. Bir kanape satın almak isterdik. Bir kanepe almak istiyoruz. Di' loro cos'hai sentito. Onlara ne duyduğunu söyle. Onlara ne duyduğunu söyle. Cât de mult va costa? Kaça mal olacak? Ne kadara mal olacak? "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Serba." "Kardeşleriniz nereli?" "Sırp." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Otlar." ¿Hablaste ayer con mi padre? Dün babamla konuştun mu? Dün babamla konuştun mu? Non ho visitato il Belgio. Belçika'yı ziyaret etmedim. Belçika'yı ziyaret etmedim. Não é engraçado? Komik değil mi? Komik değil mi? De même. Aynen. Ben de. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Libica." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Libya." "Kızkardeşleri hangi millettendi?" "Libyalı." Je dois y aller car quelqu'un m'attend dehors. Dışarıda biri beni beklediğinden, oraya gitmek zorundayım. Gitmem gerek çünkü dışarıda beni bekleyen biri var. ¿Puedo usar su servicio, por favor? Ben tuvaletinizi kullanabilir miyim, lütfen? Hizmetinizi kullanabilir miyim, lütfen? Cine eşti tu ca să vorbeşti aşa cu mine? Sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun? Sen kim oluyorsun da benimle böyle konuşuyorsun? Avete finito di lavorare, vero? Çalışmayı bitirdiniz, değil mi? İşiniz bitti, değil mi? Meu pai me ajudará. Babam bana yardım edecek. Babam bana yardım edecek. « Qu'as-tu fait juste après t'être réveillé ce matin ? » - « Je me suis rendormi. » "Bu sabah uyandıktan biraz sonra ne yaptın?" "Tekrar uyudum." “Bu sabah uyandıktan sonra ne yaptın?” – “Uyudum.” Vienen. Onlar geliyor. Geliyorlar. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Islandese." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "İzlanda." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İzlandalı." No llores, no pasa nada. Ağlama. Kötü bir şey yok. Ağlama, sorun yok. Tăcerea era de nesuportat. Sessizlik dayanılmazdı. Sessizlik dayanılmazdı. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Egiziana." "Teyzeleriniz nereli?" "Mısır." "Amcalarınız hangi milletten?" "Mısırlı." ¿Quieres conducir? Sürmek ister misin? Sürmek ister misin? "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Irlandese." "Dedelerin nereliydi?" "İrlanda." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İrlandalı." Você é chinês? Sen Çinli misin? Çinli misin? A minha bicicleta é vermelha. Benim bisikletim kırmızı. Bisikletim kırmızı. O que eu como? Ben ne yiyorum? Ne yiyeceğim? "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Russa." "Doktorları nereli?" "Rus." "Doktorların hangi milletten?" "Rus." ¿Puede hacer este trabajo? O bu işi yapabilir mi? Bu işi yapabilir misin? ¿Sabes el nombre de esta flor? Bu çiçeğin adını biliyor musun? Bu çiçeğin adını biliyor musunuz? Este foarte politicos din partea ta să mă suni. Beni araman büyük nezaket. Beni araman büyük incelik. El mundo es un pañuelo. Dünya küçük. Dünya bir mendildir. Este quarto não é grande. Bu oda büyük değil. Bu oda çok büyük değil. "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Croata." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Hırvat." "Kızkardeşlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Italiana." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "İtalyan." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İtalyan." Mañana por la mañana te estaré esperando en la estación. Yarın sabah seni istasyonda bekliyor olacağım. Yarın sabah seni istasyonda bekliyor olacağım. Non ho voglia di uscire a fare una passeggiata. Canım dışarı yürüyüşe çıkmak istemiyor. Yürüyüşe çıkmak istemiyorum. Dobbiamo trovare un posto per nasconderci. Saklanacak bir yer bulmalıyız. Saklanacak bir yer bulmalıyız. Planeo ir allá. Ben oraya gitmeyi planlıyorum. Oraya gitmeyi planlıyorum. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Greca." "Arkadaşlarımız nereli?" "Yunan." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Yunanistan'dan." O artigo estava escrito em russo. Makale Rusça yazıldı. Makale Rusça yazılmıştı. No lo creo. Buna inanmıyorum. Hiç sanmıyorum. Intentó quitarme el novio. Erkek arkadaşımı çalmaya çalıştı. Erkek arkadaşımı elimden almaya çalıştı. ¿Te ha visto Tom? Tom seni gördü mü? Tom seni gördü mü? L'hanno trovata, non è vero? Onu buldular, değil mi? Onu buldular, değil mi? "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Croata." "Amcaları nereli?" "Hırvat." "Amcaları hangi milletten?" "Hırvatistan." On y a fourré le nez. Oraya bir burnumuzu soktuk. Biz bu işe burnumuzu soktuk. No me gusta mandar postales cuando estoy de viaje. Seyahatte iken kartpostal göndermeyi sevmiyorum. Seyahat ederken kart atmayı sevmiyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Macedone." "Kuzenlerin nereli?" "Makedon." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Makedonyalı." Ya le he dado un regalo a Tom. Tom'a zaten bir hediye verdim. Tom'a zaten bir hediye verdim. Non vanno in vacanza in America. Tatile Amerika'ya gitmiyorlar. Amerika'ya tatile gitmiyorlar. O tapete é azul ou verde? Halı mavi mi, yeșil mi? Halı mavi mi yeşil mi? No está en nuestro grupo. O bizim grupta değil. Bizim grubumuzda değil. Știința este credința în ignoranța experților. Bilim uzmanların cehaletine inançtır. Bilim, uzmanların cehaletine inanmaktır. Vanno in vacanza in Grecia? Yunanistan'a tatile mi gidiyorlar? Yunanistan'a tatile mi gidiyorlar? C'è qualcuno là fuori. Orada dışarıda biri var. Dışarıda biri var. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Ungherese." "Kardeşleriniz nereli?" "Macar." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Macarca." Empezamos a trabajar en el mes de abril. Nisan ayında çalışmaya başladık. Nisan ayında çalışmaya başladık. La mia pazienza si sta lentamente esaurendo. Sabrım yavaş yavaş sona eriyor. Sabrım yavaş yavaş tükeniyor. J'aime une fille mais elle a des petits seins. Bir kız seviyorum ama onun küçük göğüsleri var. Bir kızdan hoşlanıyorum, ama onun küçük memeleri var. ¿Le duele el estómago? Karnınız mı ağrıyor? Karnın ağrıyor mu? Je ne les exécute pas. Bunları uygulamıyorum. Onları infaz etmiyorum. ¿Estás seguro de que no hay problema? Bir problem olmadığından emin misin? Sorun olmadığına emin misin? "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Cinese." "Dedelerin nereli?" "Çin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Çinli." Hai visitato la Bulgaria? Bulgaristan'ı ziyaret ettin mi? Bulgaristan'ı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Inglese." "Arkadaşlarınız nereli?" "İngiliz." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İngiliz." Sono arrivato in ritardo all'appuntamento. Ben, randevuya geç kaldım. Randevuma geç kaldım. Ayer se le olvidó venir a verme. Dün beni görmek için gelmeyi unuttu. Dün beni görmeye gelmeyi unuttu. Dicono che chiunque può diventare presidente degli Stati Uniti, ma forse non è proprio del tutto vero. Onlar herhangi birinin Amerika'da başkan olabileceğini söylüyor ama belkide bu gerçekten doğru değil. Herkes ABD başkanı olabilir derler, ama belki de bu tam olarak doğru değildir. Universitatea noastră începe, de obicei, pe data de 1 a lui aprilie. Bizim üniversite genellikle Nisanın 1'inde başlar. Üniversitemiz genellikle Nisan ayının 1'inde başlar. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Croata." "Hocalarınız nereli?" "Hırvat." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Hırvatistan." Chiar și în mai, vremea este foarte rece. Mayısta bile hava çok soğuk. Mayıs ayında bile hava çok soğuk. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Ungherese." "Anneleri nereli?" "Macar." "Anneleri hangi milletten?" "Macarca." ¿Dónde está el parque? Park nerede? Park nerede? In realtà volevamo andare al cinema sabato, ma poi abbiamo cambiato idea e siamo rimasti a casa. Aslında cumartesi günü sinemaya gitmek istiyorduk ama düşüncemizi değiştirip evde kaldık. Aslında cumartesi günü sinemaya gidecektik ama sonra fikrimizi değiştirdik ve evde kaldık. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Lettone." "Kız kardeşlerin nereli?" "Letonya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Letonca." Tom realmente disfrutó la fiesta. Tom partiden gerçekten zevk aldı. Tom partiden gerçekten keyif aldı. Je resterai chez l'un de mes amis. Bir arkadaşımın evinde kalacağım. Bir arkadaşımda kalacağım. He perdido mucho dinero. Çok para kaybettim. Çok para kaybettim. Questa rivista ha una foto della Regina. Bu dergide kraliçenin bir resmi var. Bu dergide Kraliçe'nin bir resmi var. El va veni mai devreme sau mai târziu. O, önünde ya da sonunda gelecektir. Er ya da geç gelecek. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Austriaca." "Akrabaların nereli?" "Avusturya." "Akrabaların hangi milletten?" "Avusturyalı." Toutefois, je l'aime. Yine de onu seviyorum. Yine de onu seviyorum. Nu-mi da nicio idee. Bana herhangi bir fikir vermeyin. Bana bir fikir verme. Pon un poco de sal en el agua hirviendo. Kaynayan suya biraz tuz koy. Kaynar suya biraz tuz koy. La tarea de matemáticas resultó ser más fácil de lo que había esperado. Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı. Matematik ödevi beklediğimden daha kolay çıktı. Me echaréis de menos. Beni özleyeceksiniz. Beni özleyeceksiniz. Eu não gosto do seu senso de humor. Senin mizah anlayışını sevmiyorum. Espri anlayışın hoşuma gitmedi. Mi novio parece serio. Benim erkek arkadaşım ciddi görünüyor. Erkek arkadaşım ciddi görünüyor. "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Rumena." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Rumen." "Kızkardeşlerin hangi milletten?" "Romanya." Noi nu abuzăm de sistem. Biz düzeni kötüye kullanmıyoruz. Biz sistemi kötüye kullanmıyoruz. Lo hice por obligación. Bunu mecburiyetten yaptım. Mecburiyetten yaptım. Devo assicurarmi che Tom abbia fatto i suoi compiti. Tom'un ev ödevini yaptığından emin olmak zorundayım. Tom'un ödevini yaptığından emin olmalıyım. Eu acho que o Tom quer vir com a gente. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Elle n'est pas encore venue. O henüz gelmedi. - Henüz gelmedi. Él odiaba mentir. O yalan söylemekten nefret ediyordu. Yalan söylemekten nefret ederdi. Sabe cantar canciones en japonés. O Japonca şarkı söyleyebilir. Japonca şarkı söyleyebiliyor. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Ceca." "Komşularının milliyeti ne?" "Çek." "Komşuların hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Nu-i așa că cea de-a opta lună a anului este iulie? Yılın sekizinci ayı temmuz, değil mi? Yılın sekizinci ayı Temmuz ayı değil mi? Esta frase está bien. Bu cümle güzel. Bu cümle iyi. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Inglese." "Komşularının uyruğu neydi?" "İngiliz." "Komşuları hangi millettendi?" "İngilizce." Qual è il messaggio? Mesaj nedir? Mesaj nedir? "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Svizzera." "Nineleriniz nereliydi?" "İsviçre." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "İsviçreli." Él prometió devolver sin falta el dinero. Parayı eksiksiz bir şekilde teslim edeceğine söz verdi. Parayı iade edeceğine söz verdi. Ahora no sé lo que quiero. Ne istediğimi bilmiyorum şimdi. Şimdi ne istediğimi bilmiyorum. Odio correr riesgos. Risk almaktan nefret ederim. Risk almaktan nefret ederim. Tom no tenía idea de qué decir. Tom'un ne söyleyeceği hakkında fikri yoktu. Tom'un ne diyeceğine dair hiçbir fikri yoktu. Quand les poules auront des dents ! Balık kavağa çıkınca! Tavukların dişleri olduğunda! Cette théorie se compose de trois parties. Bu teori üç kısımdan oluşur. Bu teori üç bölümden oluşmaktadır. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Cinese." "Öğretmenlerin nereli?" "Çin." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Çinli." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Ghanese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Gana." "Arkadaşların hangi milletten?" "Ghanese." "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Ceca." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Çek." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." No está hablando conmigo. O benimle konuşmuyor. Benimle konuşmuyor. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Statunitense." "Doktorların nereli?" "Amerikan." "Doktorların hangi milletten?" "Amerikalı." "Di che nazionalità sono le loro sorelle?" "Uruguaiana." "Kız kardeşleri nereli?" "Uruguay." "Kardeşleri hangi milletten?" "Uruguaylı." Carol vive en Chicago. Carol, Şikago'da yaşıyor. Carol Chicago'da yaşıyor. No lo sabéis. Onu bilmiyorsunuz. Bunu bilemezsin. Trebuie să-i comunic acest lucru lui Tom. Bunu Tom'a bildirmem gerekiyor. Bunu Tom'a söylemeliyim. "Di che nazionalità sono?" "Gallese." "Uyrukları ne?" "Galler." "Milliyetleri ne?" "Galler." Me gustan los trenes. Trenleri severim. Trenleri severim. Tom estaba durmiendo en su habitación. Tom odasında uyuyordu. Tom odasında uyuyordu. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Russa." "Öğretmenlerin nereli?" "Rus." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Rus." Il se heurta la tête. Kafasını çarptı. Kafasını çarptı. En los últimos cinco años han cambiado muchas cosas. Son beş yıl içinde çok şey değişti. Son beş yılda çok şey değişti. Siamo amici da allora. O zamandan beri arkadaşız. O zamandan beri arkadaşız. Tu sais que je suis plus intelligent que toi. Senden daha zeki olduğumu biliyorsun. Senden daha zeki olduğumu biliyorsun. Sunt complet împotriva lui. Tamamen ona karşıyım. Ona tamamen karşıyım. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Tedesca." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Alman." "Komşularınız hangi millettendi?" "Alman." Ayer jugamos al béisbol. Dün biz beyzbol oynadık. Dün beysbol oynadık. "Quem é esse?" "Sou eu." "Kim o?" " Benim." "Bu kim?" "Benim." Temo que não poderemos te ajudar amanhã. Yarın maalesef sana yardım edemeyeceğiz. Korkarım yarın sana yardım edemeyeceğiz. Quando sono in casa da solo, la casa è troppo silenziosa. Evde yalnız olduğumda, ev çok sessiz. Evde yalnız olduğumda, ev çok sessiz. Nancy estudió mucho. Nancy çok çalıştı. Nancy çok çalışıyor. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Siriana." "Ninelerin nereli?" "Suriye." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Suriyeli." A che servono gli amici? Arkadaşlar ne içindir? Arkadaşlar ne içindir? "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Estone." "Kardeşlerimiz nereli?" "Estonya." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Estonya." "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Etiope." "Nineleri nereliydi?" "Etiyopya." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Etiyopya." Vi la casa de Marcus. Marcus'un evini gördüm. Marcus'un evini gördüm. Tom le va a escribir una carta a Mary. Tom Mary'ye bir mektup yazacak. tom mary'ye bir mektup yazar. Bom dia! Günaydın. İyi günler! ¿Cuál es la próxima estación? Gelecek istasyon hangisi? Bir sonraki durak neresi? Je suis maladroit avec les femmes. Kadınlarla beceriksizimdir. Kadınlarla aram pek iyi değildir. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Nigeriana." "Komşularının milliyeti ne?" "Nijerya." "Komşuların hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Finlandese." "Teyzelerimiz nereli?" "Fin." "Amcalarımız hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità è?" "Egiziana." "Uyruğu ne?" "Mısır." "Hangi milletten?" "Mısırlı." Tom sa sia cantare che ballare. Tom hem şarkı söyleyebilir hem de dans edebilir. Tom hem şarkı söyleyebiliyor hem de dans edebiliyor. Non è in casa in questo momento. O şimdi evde değil. Şu an evde değil. טום איס און פﬞילוזופﬞו. Tom bir felsefeci. ## ## ### ### Los gatos no comen plátano. Kediler muz yemez. Kediler muz yemez. Questa giacca è troppo grande per me. Bu ceket benim için çok büyük. Bu ceket benim için çok büyük. Urano é um planeta. Uranüs gezegendir. Uranüs bir gezegendir. Lavoro a Milano. Milan'da çalışıyorum. Milano'da çalışıyorum. Tom é tradutor. Tom bir tercüman. Tom bir çevirmen. Vas-tu payer en espèces ? Nakit mi ödeyeceksin? Nakit mi ödeyeceksin? Quiere hablar. Konuşmak istiyor. Konuşmak istiyor. Llegó a tiempo a pesar de la lluvia. Yağmura rağmen zamanında vardı. Yağmura rağmen tam zamanında geldi. Nu am visat niciodată, nici măcar pentru un moment, că îmi voi putea permite să trăiesc într-o casă aşa de luxoasă. Böyle süslü bir evde yaşayabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim. Bir an için bile olsa böyle lüks bir evde yaşayabileceğimi hayal etmemiştim. Non hai visitato l'Irlanda? İrlanda'yı ziyaret etmedin mi? İrlanda'ya hiç gitmedin mi? Eso le hizo rico. O onu zengin yaptı. Bu onu zengin etti. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Irlandese." "Teyzelerimiz nereli?" "İrlanda." "Amcalarımız hangi milletten?" "İrlandalı." Forse faresti meglio a sederti. Belki otursan iyi olur. Otursan iyi olur. ¿Nos dejas irnos ahora? Şimdi gitmemize izin verir misin? Şimdi gitmemize izin verecek misin? Por que você está com medo? Niçin korkuyorsun? Neden korkuyorsun? Ça a l'air intéressant. O, ilginç görünüyor. Kulağa ilginç geliyor. En ese momento estaba esperando el autobús. O zaman otobüs bekliyordum. O sırada otobüs bekliyordum. Am fost cu cineva. Birisiyleydim. Biriyle birlikteydim. "Cine este cel de acolo?" "Un prieten." "Oradaki kim?" "Bir arkadaş!" "Oradaki kim?" "Bir arkadaş." Io ho fatto sport per tutta la mia vita. Hayatım boyunca spor yaptım. Hayatım boyunca spor yaptım. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Bosniaca." "Akrabaları nereli?" "Boşnak." "Akrabaları hangi milletten?" "Bosnalı." Si tu n'es pas occupé, pourquoi ne viendrais-tu pas pécher avec moi en fin de semaine ? Eğer meşgul değilsen, neden benimle hafta sonunda balığa gelmiyorsun? Eğer meşgul değilsen, neden bu hafta sonu benimle günah işlemeye gelmiyorsun? ¿Cuántos pasajeros hay? Kaç tane yolcu var? Kaç yolcu var? Compramos cinco kilos de manzanas rojas. Beş kilo kırmızı elma aldık. 5 kilo kırmızı elma aldık. Alice es mi madre. Alice benim annemdir. Alice benim annem. Yo puedo explicar. Açıklayabilirim. Açıklayabilirim. Nós conversamos como velhos amigos. Eski arkadaşlar gibi konuştuk. Eski dostlar gibi konuştuk. Me niego a contestar a esa pregunta. Soruya cevap vermeyi reddediyorum. Bu soruya cevap vermeyi reddediyorum. De unde ai știut că am fost eu? Ben olduğumu nasıl bildin? Ben olduğumu nereden bildin? "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Lettone." "Hocalarımız nereliydi?" "Letonya." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Letonca." Devant moi, il y avait trois personnes qui attendaient leur tour. Benim önümde bekleyen üç kişi vardı. Önümde sırasını bekleyen üç kişi vardı. A Tom no le gusta su trabajo. Tom işini sevmez. Tom işini sevmiyor. Ele teve saudade do beijo dela. Onun öpücüğünü özledi. Öpücüğünü özledi. Estamos en China. Çin'deyiz. Burası Çin. Tengo un gato negro. Siyah bir kedim var. Siyah bir kedim var. Il est sûr que les robots vont contribuer au monde. Robotların dünyaya katkı sağlayacağı kesindir. Robotların dünyaya katkıda bulunacağı kesin. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Greca." "Komşuların nereliydi?" "Yunan." "Komşuların hangi millettendi?" "Yunanistan." Approchez-vous un peu plus ! Biaz daha yaklaşın! Biraz daha yaklaşın! Avete visitato la Bielorussia? Beyaz Rusya'yı ziyaret ettiniz mi? Belarus'u ziyaret ettiniz mi? Meu amigo estuda coreano. Arkadaşım Korece çalışıyor. Arkadaşım Korece öğreniyor. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Libica." "Arkadaşlarımız nereli?" "Libya." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Libyalı." "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Nigeriana." "Akrabalarınız nereli?" "Nijerya." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Greca." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Yunan." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Yunanistan." Può dirmi come arrivare al Lincoln Center? Lincoln Center'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz? Lincoln Center'a nasıl gideceğimi söyler misiniz? "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Uruguaiana." "Doktorlarınız nereli?" "Uruguay." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Uruguaylı." De quoi suis-je accusé ? Neyle suçlanıyorum? Neyle suçlanıyorum? Lo que Tom verdaderamente quería era tener una cita con María. Tom'un gerçekte istediği şey Maria ile bir buluşmaydı. Tom'un tek istediği Maria'yla çıkmaktı. Tom se había enfadado. Tom kızmıştı. Tom çok kızmıştı. Esa bolsa parece cara. O çanta pahalı görünüyor. Çanta pahalı görünüyor. Non vanno in vacanza in Canada? Tatile Kanada'ya gitmiyorlar mı? Kanada'ya tatile gitmiyorlar mı? Soy un héroe. Ben bir kahramanım. Ben bir kahramanım. Telstar a fost primul satelit de comunicații din lume. Telstar dünyanın ilk iletişim uydusuydu. Telstar, dünyanın ilk iletişim uydusuydu. Se fue hace un rato. Bir süre önce ayrıldı. Bir süre önce gitti. Ella lo rechazó. O onu reddetti. O da reddetti. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Ceca." "Komşularının milliyeti neydi?" "Çek." "Komşuların hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." Creo que deberías esperar. Bence beklemelisin. Bence beklemelisin. No creo en la fortuna. Şanslara inanmam. Ben şansa inanmam. Tu ami Tom? Tom'u seviyor musun? Tom'u seviyor musun? ¿Tu amigo habla esperanto? Arkadaşın Esperanto konuşuyor mu? Arkadaşın Esperanto biliyor mu? Ses hypothèses me semblent totalement absurdes. Hipotezleri bana göre tamamen saçma. Varsayımları bana tamamen saçma geliyor. Certo che verrò, ma potrei arrivare un po' in ritardo. Elbette geleceğim ama biraz geç kalabilirim. Tabii ki geleceğim ama biraz geç kalabilirim. Tom s-a gândit că, este probabil ca Maria să nu participe la eveniment. Tom Mary'nin muhtemelen etkinliğe katılmayacağını düşündü. Tom, Maria'nın bu etkinliğe katılmayacağını düşündü. Era una broma. O bir şakaydı. Şakaydı. Je suis Anton. Ben Anton. Ben Anton. ¡No soy un niño! Çocuk değilim! Ben çocuk değilim! In realtà tutto quel che voglio è essere lasciata sola. Gerçekten bütün istediğim yalnız bırakılmak. Aslında tek istediğim yalnız kalmak. Esti sigur în toată această privință? Tüm bu konuda emin misin? Bu konuda emin misin? Sei stato l'unico a parlare con Tom. Tom ile konuşan tek kişi sendin. Tom'la konuşan tek kişi sendin. Eso no es culpa mía. O, benim hatam değil. Bu benim suçum değil. Me pasé dos horas viendo televisión anoche. Dün gece iki saati televizyon izleyerek geçirdim. Dün gece iki saat televizyon izledim. Acest joc s-a terminat. Bu oyun sona erdi. Bu oyun bitti. Posso vedere il suo invito, per favore? Davetiyenizi görebilir miyim, lütfen? Davetiyenizi görebilir miyim, lütfen? C'est la seule chose à laquelle je puisse penser. Düşünebildiğim tek şey bu. Aklıma gelen tek şey bu. No vino nadie. Hiç kimse gelmedi. Kimse gelmedi. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Russa." "Kız kardeşlerin nereli?" "Rus." "Kız kardeşlerin hangi milletten?" "Rus." Escuche esto. Bunu dinleyin. Şunu dinleyin. Am un bun simț al mirosului. İyi bir koku alma duyum var. Koku alma duyum iyidir. A mi hija le gusta comer la yema del huevo. Kızım yumurta sarısı yemeyi seviyor. Kızım yumurta sarısı yemeyi seviyor. Il nostro ufficio si trova nel centro della città. Ofisimiz şehrin merkezinde bulunur. Ofisimiz şehir merkezinde yer almaktadır. Él siempre ha vivido en Tokio. Her zaman Tokyo'da yaşamaktadır. Her zaman Tokyo'da yaşadı. Quiero ir ahí una vez más. Oraya bir kez daha gitmek istiyorum. Oraya bir kez daha gitmek istiyorum. Non ti manco per niente? Beni hiç özlüyor musun? Beni özlemiyor musun? Esto es un libro. Bu bir kitaptır. Bu bir kitap. Non lo rivedremo. Onu tekrar görmeyeceğiz. Onu bir daha göremeyiz. Sto ancora aspettando una risposta. Hâlâ bir cevap bekliyorum. Hala bir cevap bekliyorum. No tengo tiempo. Zamanım yok. Zamanım yok. El hombre ni siquiera era capaz de escribir su nombre. Adam kendi adını bile yazamadı. Adam kendi adını bile yazamıyordu. La última llave del llavero es siempre la que abre la puerta. Anahtarlıktaki son anahtar, her zaman kapıyı açan anahtardır. Anahtarlığın son anahtarı her zaman kapıyı açan anahtardır. Ella le echa de menos. O onu özlüyor. Seni özlüyor. Aujourd'hui, j'ai mal à la tête. Bugün, başım ağrıyor. Bugün biraz başım ağrıyor. Ella dijo que no más trabajo. Daha fazla çalışmayacağını söyledi. Artık iş yok dedi. Tu respuesta a la pregunta es incorrecta. Soruya verdiğin cevap doğru değildir. Soruya verdiğiniz cevap yanlış. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Colombiana." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Kolombiya." "Komşularımız hangi milletten?" "Kolombiyalı." Il faut que je vienne. Ben gelmeliyim. Benim de gelmem gerek. Ma mère a coupé le gâteau. Annem pastayı kesti. Annem pastayı kesti. No es un buen coche, pero es un coche. O, iyi bir araba değil fakat o bir araba. İyi bir araba değil ama bir araba. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Boliviana." "Onun komşuları nereliydi?" "Bolivya." "Komşuları hangi millettendi?" "Bolivyalı." L'idea è questa. Fikir budur. Amaç da bu zaten. Sé un poco de español. Biraz İspanyolca biliyorum. Biraz İspanyolca biliyorum. Fadil já está comprometido. Fadil şimdi nişanlandı. Fadil çoktan nişanlandı. No siempre está en la oficina por las mañanas. Sabahları her zaman ofiste değildir. Sabahları her zaman ofiste olmuyor. Credo che abbiamo ancora molto tempo. Sanırım hâlâ çok zamanımız var. Bence daha çok zamanımız var. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Svedese." "Hocalarının milliyeti neydi?" "İsveç." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "İsveçli." Sono assonnato! Uykum var! Uykum var! Muito, muito obrigado! Sana çok, çok teşekkürler! Çok, çok teşekkür ederim. Pourquoi n'êtes-vous pas déjà à bord du bateau ? Neden hâlâ geminin kenarında değilsiniz? Neden çoktan gemiye binmedin? Atualmente não tenho trabalho. Bugünlerde işim yok. Şu anda bir işim yok. Tom va a cantar. Tom şarkı söyleyecek. Tom şarkı söyleyecek. Tom no ve mucho a Mary. Tom Mary'yi çok görmez. Tom, Mary'yi pek görmüyor. El hijo de la vecina rompió todas las plantas del patio. Komşunun oğlu avlunun bütün bitkilerini kırdı. Komşunun oğlu bahçedeki bütün bitkileri kırmış. El tiempo era muy malo ayer. Hava dün çok kötüydü. Dün hava çok kötüydü. ¿Cómo puede ser Tom tan despiadado? Tom nasıl bu kadar zalim olabilir? Tom nasıl bu kadar acımasız olabilir? "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Austriaca." "Hocaları nereli?" "Avusturya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Avusturyalı." "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Libica." "Öğretmenleri nereli?" "Libya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Libya." Non so come l'abbia fatto. Ben onun bunu nasıl yaptığını bilmiyorum. Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum. La astronomía trata de estrellas y planetas. Astronomi yıldızlar ve gezegenler ile ilgilenir. Astronomi yıldızlar ve gezegenlerle ilgilidir. Yo no puedo ayudar. Yardım edemem. Ben yardım edemem. "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Nigeriana." "Hocalarınız nereliydi?" "Nijerya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Nijeryalı." ¿Vas a comer? Yemek yiyecek misin? Yemek yiyecek misin? Tom es el hermano de Mary, no su padre. Tom Mary'nin erkek kardeşidir, babası değil. Tom Mary'nin kardeşi, babası değil. Mi vecina es una mujer guapa y gorda. Komşum güzel şişman bir kadın. Komşum güzel ve şişman bir kadın. Aún no hemos recibido una carta de él. Ondan hâlâ bir mektup almadık. Henüz ondan bir mektup almadık. Intenta pararme. Beni durdurmaya çalış. Beni durdurmaya çalışıyor. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Italiana." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "İtalyan." "Kardeşleri hangi millettendi?" "İtalyan." "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Argentina." "Anneleriniz nereli?" "Arjantin." "Anneleriniz hangi milletten?" "Arjantinli." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Colombiana." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Kolombiya." "Ailemiz hangi milletten?" "Kolombiyalı." Non hanno visitato la Palestina. Filistin'i ziyaret etmediler. Filistin’i ziyaret etmediler. Il faut qu'ils viennent. Onların gelmesi şart. Onlar da gelmeli. ¿Has ido a trabajar un domingo alguna vez? Hiç pazar günü işe gittin mi? Hiç pazar günü işe gittin mi? Espero que la vida te lleve a los lugares más hermosos. Umarım hayat seni en güzel yerlere götürür. Umarım hayat sizi en güzel yerlere götürür. ¿Cuántas palabras por minuto eres capaz de leer? Dakikada kaç kelime okuyabiliyorsun? Dakikada kaç kelime okuyabiliyorsunuz? Il gatto sta dormendo su una sedia. Kedi bir sandalyede uyuyor. Kedi bir sandalyede uyuyor. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Serba." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Sırp." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Herba." Llevo esperándole una hora. Onu bir saattir bekliyorum. Bir saattir seni bekliyorum. O erro é recorrente ou esporádico? O erro pode ser reproduzido? Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi? Hata tekrarlı mı yoksa düzensiz mi? Hata tekrarlanabilir mi? Cette petite fille a fait s'enfuir l'oiseau. Şu küçük kız kuşu kaçırttı. Bu küçük kız kuşun kaçmasına neden oldu. Yo no caminé. Yürümedim. Ben yürümedim. Voglio portarli con me. Onları benimle götürmek istiyorum. Onları yanımda götürmek istiyorum. Un piano così porterà molti problemi. Böyle bir plan, birçok probleme yol açacak. Böyle bir plan pek çok soruna yol açacaktır. Am fost îngrijorată de sănătatea ta. Sağlığınla ilgili kaygılandım. Sağlığın için endişeleniyordum. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Irlandese." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "İrlanda." "Kardeşleri hangi milletten?" "İrlandalı." Vorrei essere andato all'università. Keşke üniversiteye gitseydim. Keşke üniversiteye gidebilseydim. Non sono di nazionalità malese? Malezya uyruklu değiller mi? Malezya vatandaşı değil misiniz? ¿Dónde está la casa de Tom? Tom'un evi nerede? Tom'un evi nerede? Les élèves travaillent à temps partiel, et ça leur donne la possibilité de payer leurs études. Öğrenciler yarı zamanlı işlerde çalışıyorlar. Bu da onlara öğrenim ücretlerini ödeme olanağı sağlıyor. Öğrenciler yarı zamanlı çalışırlar ve bu da onlara okul masraflarını ödeme fırsatı verir. Posez le livre sur l'étagère du bas. Kitabı alt rafa koyun. Kitabı alt rafa koy. Tom tenía otros planes. Tom'un başka planları vardı. Tom'un başka planları vardı. Thomas gosta de Ana, mas ela não gosta dele. Thomas Anna'yı seviyor, ama o onu sevmiyor. Thomas, Ana'dan hoşlanıyor ama Ana ondan hoşlanmıyor. Molly tiene un reloj grande. Molly'nin büyük bir saati var. Molly'nin büyük bir saati var. "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Danese." "Amcaları nereli?" "Danimarka." "Amcaları hangi milletten?" "Danimarkalı." Tom mi-a spus noapte bună și apoi a plecat. Tom bana iyi geceler dedi ve ardından ayrıldı. Tom bana iyi geceler dedi ve gitti. Betty ha portato delle rose e Jane dei garofani. Betty bazı güller ve Jane bazı karanfiller getirdi. Betty güller ve Jane karanfiller getirdi. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Slovena." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Sloven." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Slovenyalı." ¿Te sientes afortunado? Kendini şanslı hissediyor musun? Kendini şanslı hissediyor musun? Je ferai attention. Promis. Dikkat edeceğim. Söz. Dikkatli olacağım, söz veriyorum. No me escribas cartas tan largas. Bana böyle uzun mektuplar yazma. Bana o kadar uzun mektuplar yazma. Citește partea de jos a paginii. Sayfanın altını oku. Sayfanın alt kısmını okuyun. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Australiana." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Avustralya." "Komşuları hangi millettendi?" "Avustralyalı." Dinos qué vamos a hacer después. Bize sonra ne yapacağımızı söyle. Sonra ne yapacağımızı söyle. Es fácil hacer a una persona amigo de uno, pero es difícil mantenerlo así. Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur. Biriyle arkadaş olmak kolaydır, ama onu bu şekilde tutmak zordur. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Giapponese." "Onun nineleri nereliydi?" "Japon." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Japonca." Nous devons l'emmener d'urgence à l'hôpital, il est gravement blessé ! Onu acilen hastaneye götürmeliyiz, o ağır yaralı! Onu acilen hastaneye götürmeliyiz. Çok kötü yaralanmış. În această fabrică ei produc televizoare. Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar. Bu fabrikada televizyon üretiyorlar. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Bulgara." "Kız kardeşlerin nereli?" "Bulgar." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Bulgaristan." ¿Hablas hebreo? İbranice konuşur musun? İbranice biliyor musun? Urano é um planeta. Uranüs bir gezegendir. Uranüs bir gezegendir. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Slovena." "Arkadaşları hangi milletten?" "Sloven." "Arkadaşları hangi milletten?" "Slovenya." Hace días que no veo a Tom. Tom'u günlerdir görmedim. Tom'u günlerdir görmedim. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Scozzese." "Hekimleriniz nereli?" "İskoç." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İskoç." Nu mă interesează ceea ce spune societatea. Toplumun ne dediği umurumda değil. Toplumun ne dediği umurumda değil. Eles sorriram um para o outro. Onlar birbirlerine gülümsedi. Birbirlerine gülümsediler. Tu as attendu dix minutes. On dakika bekledin. On dakika bekledin. Ciò che dice è vero. Onun söylediği doğrudur. Söylediği her şey doğru. Pregúntale cuál es su nombre. Ona isminin ne olduğunu sor. Adının ne olduğunu sor. ¿Se lo dijiste a Tom? Tom'a söyledin mi? Tom'a söyledin mi? "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Malese." "Arkadaşların nereli?" "Malezya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Malezyalı." Si no es una cosa, es otra. O bir şey değilse, başka bir şeydir. Bir şey değilse, başka bir şeydir. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Egiziana." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Mısır." "Ailen hangi milletten?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Estone." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Estonya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Estonya." "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Bosniaca." "Hocalarımız nereliydi?" "Boşnak." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Bosnalı." Tom nu a încercat nici măcar să înțeleagă. Tom anlamaya bile çalışmadı. Tom anlamaya bile çalışmadı. Ce bureau est trop lourd pour que l’on puisse le soulever. Bu sıra, bizim onu havaya kaldırabileceğimizden ağır. Bu masa kaldırılamayacak kadar ağır. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Giapponese." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Japon." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Japon." "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Scozzese." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "İskoç." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İskoç." Tom è stato cresciuto dai suoi nonni. Tom büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü. Tom büyükannesi ve büyükbabası tarafından büyütüldü. Mi cámara puede grabar vídeos de alta definición. Kameram yüksek çözünürlükte videolar kaydedebilir. Kameram yüksek çözünürlüklü videolar kaydedebilir. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Australiana." "Kuzenleri nereli?" "Avustralya." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Avustralyalı." "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Croata." "Arkadaşların nereli?" "Hırvat." "Arkadaşların hangi milletten?" "Haçlı." Ho chiesto scusa a Mary; più di questo non posso fare. Mary'den çok özür diledim; daha fazla yapabileceğim bir şey yok. Mary'den özür diledim; daha fazlasını yapamam. Les gens de ce village entretiennent encore les vieilles traditions. Bu köydeki insanlar hala eski geleneklerini sürdürüyor. Bu köydeki insanlar hala eski gelenekleri sürdürüyorlar. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Gallese." "Dedelerin nereli?" "Galler." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Galler." "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Belga." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Belçika." "Arkadaşların hangi milletten?" "Belçika." ¿Qué hizo Kumi? Kumi ne yaptı? Kumi ne yaptı? Él se fue de la capital de Méjico para regresar a Tejas. O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı. Teksas'a dönmek için Meksika'nın başkentinden ayrıldı. «Mamá, ¿puedo ver la tele?» «No, no puedes, Tom.» «Papá, ¿puedo ver la tele?» "Anne, TV izleyebilir miyim?" "Hayır, izleyemezsin Tom." "Baba, TV izleyebilir miyim?" "Anne, televizyon izleyebilir miyim?" "Hayır, izleyemezsin Tom." "Baba, televizyon izleyebilir miyim?" No fue un accidente. O bir kaza değildi. Kaza değildi. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Estone." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Estonya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Estonya." Quizá deberíamos hacer algo al respecto. Belki onun hakkında bir şey yapmalıyız. Belki de bu konuda bir şeyler yapmalıyız. Betty sabe tocar el piano. Betty piyano çalabilir. Betty piyano çalabiliyor. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Lituana." "Kuzenlerin nereli?" "Litvanya." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Litvanyalı." Voglio portarla qui. Onu buraya getirmek istiyorum. Onu buraya getirmek istiyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Brasiliana." "Komşularının milliyeti neydi?" "Brezilya." "Komşuların hangi millettendi?" "Brezilyalı." A Tom le gusta cantar. Tom şarkı söylemeyi sever. Tom şarkı söylemeyi sever. Se eu fosse você, ia já para casa. Yerinde olsam derhal eve giderim. Yerinde olsam hemen eve giderdim. On n'arrive pas à régler ce problème. Bu problemi çözemiyoruz. Bu sorunu bir türlü çözemiyoruz. El trăiește în Kobe de două zile. O iki gündür Kobe'de yaşıyor. İki gündür Kobe'de yaşıyor. Tom parece estar borracho. Tom sarhoş gibi görünüyor. Tom sarhoş gibi görünüyor. Tom me ha dicho que si mañana no llueve, se irá a montar en bicicleta con Mary. Tom bana yarın yağmur yağmasa Mary ile birlikte bisiklet sürmeye gideceğini söyledi. Tom, yarın yağmur yağmazsa Mary ile bisiklete bineceğini söyledi. Il a expliqué comment l'accident s'est produit. Kazanın nasıl olduğunu açıkladı. Kazanın nasıl meydana geldiğini anlattı. Io ho sbadigliato. Ben esnedim. Ben esnedim. I-am cerut șefului meu o creștere salarială. Patronumdan ücret artışı istedim. Patronumdan maaşıma zam yapmasını istedim. Tom no quería admitir que no lo sabía. Tom bilmediğini itiraf etmek istemiyordu. Tom bilmediğini kabul etmek istemedi. Se dice que el siete es un número de la suerte. Yedinin şanslı bir rakam olduğu söylenir. 7 rakamı şanslı bir rakamdır. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Egiziana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Mısır." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Marocchina." "Hekimlerin nereli?" "Fas." "Doktorların hangi milletten?" "Fas." Tenho de ir ao mercado comprar algumas coisas. Bir şeyler almak için pazara gitmek zorundayım. Markete gidip bir şeyler almam lazım. Deberíamos ser amigos. Arkadaş olmalıyız. Arkadaş olmalıyız. Ella tuvo un accidente mientras trabajaba. O çalışırken bir kaza yaptı. Çalışırken bir kaza geçirdi. ¿Estás preparado para oír la mala noticia? Kötü haberi duymaya hazır mısın? Kötü haberi duymaya hazır mısın? Tenemos una larga historia para contarte. Sana anlatacağımız uzun bir öykü var. Sana anlatacak uzun bir hikayemiz var. "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Marocchina." "Komşuları hangi milletten?" "Fas." "Komşuları hangi milletten?" "Fas." ¡Nunca digas nunca! Asla asla deme! Asla asla deme! Apenas quero encontrar um táxi. Sadece bir taksi bulmak istiyorum. Sadece bir taksi bulmak istiyorum. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Malese." "Öğretmenleri nereliydi?" "Malezya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Malezya." "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Cinese." "Onun komşuları nereliydi?" "Çin." "Komşuları hangi millettendi?" "Çinli." Entendió lo que quería decir y sonrió. O, ne demek istediğimi anladı ve gülümsedi. Ne demek istediğini anladı ve gülümsedi. Ella murió la semana pasada. O geçen hafta öldü. Geçen hafta öldü. Está en mi bolsillo. O benim cebimde. Cebimde. Se lo preguntaré. Ona soracağım. Ona sorarım. Me parece una idea horrible. Bence bu gerçekten kötü bir fikir. Bence bu korkunç bir fikir. En Japón llueve mucho en junio. Japonya'da haziran ayında çok yağmur yağar. Japonya'da Haziran ayında çok yağmur yağar. E agora uma palavra de nosso patrocinador. Ve şimdi sponsorumuzdan bir söz. Şimdi de sponsorumuzdan bir söz. Tom sa perché Mary è a Boston. Tom Mary'nin neden Boston'da olduğunu biliyor. Tom Mary'nin neden Boston'da olduğunu biliyor. Dacă putem compara o limba maternă cu un copac, care s-a dezvoltat de-a lungul timpului, Esperanto poate fi comparată cu un copac artificial, care a fost creat artificial. Eğer bir ana dil ile uzun bir zaman içinde yetişmiş bir ağacı karşılaştırırsak, Esperanto yapay olarak yapılmış bir ağaçla karşılaştırılabilir. Eğer bir ana dili, zaman içinde gelişen bir ağaçla karşılaştırabilirsek, Esperanto yapay olarak yaratılmış yapay bir ağaçla karşılaştırılabilir. Tom necesita a alguien con quien hablar. Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var. Tom'un konuşacak birine ihtiyacı var. ¿Qué más puedo hacer? Daha ne yapabilirim? Başka ne yapabilirim? Tom, ¿estás dormido? Uyuyor musun, Tom? Tom, uyuyor musun? "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Svedese." "Hocalarınız nereli?" "İsveç." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "İsveçli." Mi hermano es veterinario. Erkek kardeşim bir veteriner. Kardeşim bir veteriner. ¿Puedo hacerte algunas preguntas acerca de tu nombre? Sana adın hakkında bazı sorular sorabilir miyim? Sana adınla ilgili birkaç soru sorabilir miyim? Non avete visitato Malta. Malta'yı ziyaret etmediniz. Malta’yı ziyaret etmediniz. ¿Lo sabe Tom? Tom biliyor mu? Tom biliyor mu? En su carta pone que vendrá el domingo que viene. Mektubu onun gelecek Pazar geleceğini söylüyor. Mektubunda pazar günü geleceğini yazmış. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Svizzera." "Onun arkadaşları nereli?" "İsviçre." "Arkadaşların hangi milletten?" "İsviçre." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Vietnamita." "Kardeşleri nereli?" "Vietnam." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Él es bajo pero fuerte. Kısa ama güçlüdür. Kısa ama güçlü. ¿Cuándo vas a dejar de fumar? Ne zaman sigarayı bırakacaksın? Sigarayı ne zaman bırakacaksın? A fost altcineva. Başkası vardı. Başka biri vardı. Eles comemoraram quando souberam que ele estava salvo. Onun güvende olduğunu duyduklarında sevindiler. Onun güvende olduğunu öğrendiklerinde kutlama yaptılar. Continuerò a dipingere finché non tramonta il sole. Güneş batıncaya kadar resmi yapmaya devam edeceğim. Güneş batana kadar resim yapmaya devam edeceğim. Tivemos de quebrar a porta. Kapıyı açmak için kırmak zorundaydık. Kapıyı kırmak zorunda kaldık. Qual è la tua lingua natia? Sizin ana diliniz nedir? Ana diliniz nedir? Aștept deschiderea magazinului. Dükkânın açılmasını bekliyorum. Dükkanın açılmasını bekliyorum. Hace mucho frío en Estambul. İstanbul'da hava çok soğuk. İstanbul çok soğuk. ¿Cuándo volvió tu padre? Baban eve ne zaman geldi? Baban ne zaman döndü? Ce faceți? Nasılsınız? Ne istiyorsunuz? Avete visitato la Lituania. Litvanya'yı ziyaret ettiniz. Litvanya'yı ziyaret ettiniz. ¿Crees que todavía me quiere? Onun hala beni sevdiğini düşünüyor musun? Sence beni hala seviyor mudur? Vino treinta minutos tarde. O 30 dakika geç geldi. 30 dakika geç kaldın. Nu fi atât de sensibil. O kadar alıngan olma. Bu kadar hassas olma. Tom no quiere que me quede. Tom kalmamı istemiyor. Tom kalmamı istemiyor. Espero ir a Canadá el año que viene. Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum. Önümüzdeki yıl Kanada’ya gideceğim. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Scozzese." "Hekimleri nereli?" "İskoç." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İskoç." Muito obrigada! Çok teşekkür ederim! Çok teşekkürler. Tu as acheté des bougies. Mum aldın. Mum mu aldın? Le persone devono fare del proprio meglio. İnsanlar ellerinden geleni yapmalıdır. İnsanlar ellerinden gelenin en iyisini yapmalı. Vado in vacanza in Sardegna. Sardinya'ya tatile gidiyorum. Sardinya'ya tatile gidiyorum. ¿Por qué no vino? O niçin gelmedi? Neden gelmedi? As flores são amarelas. Çiçekler sarı. Çiçekler sarıdır. Pensi che Tom somigli a sua madre? Tom'un annesine benzediğini düşünüyor musun? Sence Tom annesine benziyor mu? El cheltuie foarte mulți bani. O aşırı para harcıyor. Çok para harcıyor. Esto es lo que más quiero. En çok istediğim şey budur. En çok istediğim şey bu. Yo estoy cansada. Ben yorgunum. Ben yoruldum. Estaba pensando en nosotros. Bizi düşünüyordum. Bizi düşünüyordum. Llegas demasiado tarde. Çok geç kaldın. Çok geç kaldın. On a vraiment besoin de ton aide. Gerçekten yardımına ihtiyacımız var. Gerçekten yardımına ihtiyacımız var. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Serba." "Doktorların nereli?" "Sırp." "Doktorların hangi milletten?" "Herba." "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Belga." "Komşularınız nereli?" "Belçika." "Komşularınız hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Inglese." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "İngiliz." "Komşuları hangi millettendi?" "İngilizce." Todavía no he mandado la carta. Mektubu henüz göndermedim. Mektubu henüz göndermedim. Esperamos las vacaciones con impaciencia. Tatili dört gözle bekliyoruz. Tatili sabırsızlıkla bekliyoruz. Ea nu vrea să se implice. O yer almak istemiyor. Bu işe karışmak istemiyor. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Vietnamita." "Doktorları nereli?" "Vietnam." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Vietnamlı." Nós escolhemos ela para ser nossa líder. Onu liderimiz seçtik. Liderimiz olması için onu seçtik. Ayer vino a verte. O dün seni görmeye geldi. Dün seni görmeye geldi. ¿Habla inglés, francés o alemán? O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor? İngilizce, Fransızca veya Almanca biliyor musunuz? Me gusta tu lengua. Dilini seviyorum. Dilini sevdim. Andate in vacanza in Norvegia. Norveç'e tatile gidiyorsunuz. Norveç'e tatile gidin. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Austriaca." "Komşularımız nereliydi?" "Avusturya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Avusturyalı." Hai visitato il Regno Unito? Birleşik Krallık'ı ziyaret ettin mi? Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiniz mi? Comí pan. Ben ekmek yedim. Ekmek yedim. Ăsta e ajutorul de care avem nevoie. Bize gerekli olan yardım bu. İhtiyacımız olan yardım bu. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Scozzese." "Akrabalarımız nereli?" "İskoç." "Akrabalarımız hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Colombiana." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Kolombiya." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Kolombiyalı." Nu am nevoie de doctor. Bana doktor lazım değil. Doktora ihtiyacım yok. Ha estado enfermo en cama por una semana. Bir haftadır yatakta hastadır. Bir haftadır hasta yatıyor. Hoy he hablado con él por teléfono, te manda saludos. Bugün onunla telefonda konuştum. Sana da selamı var. Bugün onunla telefonda konuştum, selam söyledi. È tornato a casa quasi a mezzanotte. Neredeyse gece yarısı eve geldi. Neredeyse gece yarısı eve geldi. C'era molta gente. Bir sürü insan oradaydı. Çok kalabalıktı. ¿No te acuerdas de nada? Hiçbir şey hatırlamıyor musun? Hiçbir şey hatırlamıyor musun? ¡Hoy el teléfono está sonando sin parar! Bugün telefon durmadan çalıyor! Bugün telefon durmadan çalıyor! "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Spagnola." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "İspanyol." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "İspanyolca." Un amigo viene a jugar a nuestra casa mañana. Bir arkadaş, yarın evimizde oynamak için geliyor. Bir arkadaşım yarın evimizde oynamaya geliyor. Estudié francés en el instituto. Lisede Fransızca gördüm. Lisede Fransızca okudum. Cineva trebuie să facă ceva. Birisi bir şey yapmak zorunda. Birinin bir şeyler yapması gerek. Ella se sabe el camino. O yolu biliyor. O yolu biliyor. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Serba." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Sırp." "Kız kardeşleriniz hangi millettendi?" "Otlar." A întrebat careva de mine? Herhangi biri beni sordu mu? Beni soran oldu mu? "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Peruviana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Peru." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Perulu." Ten cuidado, no vayas a despertar a Tom. Tom'u uyandırmamak için dikkatli ol. Dikkatli ol, Tom'u uyandırma. Há dois anos fui à China. Çin'e iki yıl önce gittim. İki yıl önce Çin'e gittim. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Ghanese." "Öğretmenleri nereliydi?" "Gana." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Ghanese." "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Danese." "Teyzeleriniz nereli?" "Danimarka." "Amcalarınız hangi milletten?" "Danimarkalı." Donald Trump es un mentiroso patológico. Donald Trump patolojik bir yalancıdır. Donald Trump patolojik bir yalancı. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Ceca." "Amcaları nereli?" "Çek." "Amcaların hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Vai in vacanza in Ucraina. Ukrayna'ya tatile gidiyorsun. Ukrayna'ya tatile gidin. A dire il vero, non sto bene come prima. Açıkçası, daha önceki kadar iyi değilim. Aslına bakarsan, eskisi kadar iyi değilim. Studiul îți va face bine. Çalışma size iyi gelecek. Çalışmak sana iyi gelecek. ¿Por qué no vamos a verle al hospital? Niçin onu hastanede görmeye gitmiyoruz? Neden onu hastanede ziyaret etmiyoruz? Estaba esperando un taxi. Ben bir taksi bekliyordum. Taksi bekliyordum. Această revistă este destinată tinerilor. Bu dergi gençlere yöneliktir. Bu dergi gençlere yöneliktir. No me trates como si fuese un niño. Bana çocukmuşum gibi davranma. Bana çocukmuşum gibi davranma. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Siriana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Suriye." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Suriyeli." Hanno visitato la Palestina? Filistin'i ziyaret ettiler mi? Filistin'i ziyaret ettiler mi? Tom não estava com sono. Tom uykulu değildi. Tom uykulu değildi. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Ceca." "Komşuların nereli?" "Çek." "Komşuların hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Andiamo in vacanza negli Stati Uniti. Amerika'ya tatile gidiyoruz. Amerika'ya tatile gidiyoruz. Cogeré una cerveza. Bir bira alacağım. Ben bir bira alacağım. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Uruguaiana." "Onun nineleri nereliydi?" "Uruguay." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Uruguaylı." Luna asta de septembrie a fost foarte ploioasă. Bu eylül ayı çok yağışlıydı. Eylül ayı çok yağmurlu geçti. Ella te esperó por dos horas. İki saat boyunca seni bekledi. Seni iki saat bekledi. ¿Eso es un gato o un perro? O bir kedi mi yoksa bir köpek midir? Bu bir kedi mi yoksa köpek mi? Hice otro test. Bir test daha yaptım. Bir test daha yaptım. El libro está escrito en español. Kitap, İspanyolca olarak yazılmış. Kitap İspanyolca yazılmıştır. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Ceca." "Komşuların nereliydi?" "Çek." "Komşuların hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." ¿Dónde está? En la cocina. O nerede? O mutfakta. - Nerede o? Nu vreau să faci ceva ce vei regreta. Üzüleceğin bir şey yapmanı istemiyorum. Pişman olacağın bir şey yapmanı istemiyorum. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Danese." "Teyzeleri nereli?" "Danimarka." "Amcaları hangi milletten?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Siriana." "Arkadaşları hangi milletten?" "Suriye." "Arkadaşları hangi milletten?" "Suriyeli." ¿Tú qué harías? Sen ne yapardın? Sen ne yapardın? "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Lituana." "Akrabalarınız nereli?" "Litvanya." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Litvanya." Yo fui al mercado. Ben markete gittim. Ben markete gittim. Non era terribile. Korkunç değildi. O kadar da kötü değildi. Por favor, espera aquí un momento. Lütfen bir süre burada bekle. Lütfen burada biraz bekleyin. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Paraguaiana." "Hocaları nereli?" "Paraguay." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Paraguaylı." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Argentina." "Hocalarınız nereliydi?" "Arjantin." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Arjantin." Je ne veux pas que tu abandonnes le piano. Piyano çalmayı bırakmanı istemiyorum. Piyanoyu bırakmanı istemiyorum. J'ai un rôle important. Önemli bir rolüm var. Önemli bir rolüm var. Akira puede jugar bien al tenis. Akira tenisi iyi oynayabilir. Akira tenis oynayabilir. Eu aposto que Tom sabe a resposta. Tom'un cevabı bildiğine eminim. Eminim Tom cevabı biliyordur. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Australiana." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Avustralya." "Doktorları hangi milletten?" "Avustralyalı." Vuoi ancora che venga a trovarti? Hâlâ ziyaret etmemi istiyor musun? Hala seni ziyaret etmemi istiyor musun? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Uruguaiana." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Uruguay." "Komşularınız hangi milletten?" "Uruguaylı." Sé nadar bien. Ben iyi yüzebilirim. İyi yüzerim. "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Irlandese." "Komşuları nereli?" "İrlanda." "Komşuları hangi milletten?" "İrlandalı." Vivo en Boston. Boston'da yaşıyorum. Boston'da yaşıyorum. Odio mi trabajo. İşimden nefret ediyorum. İşimden nefret ediyorum. Todos los juguetes son de madera. Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış. Tüm oyuncaklar ahşaptır. Necesitamos ganar. Kazanmamız gerekiyor. Kazanmak zorundayız. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Nigeriana." "Öğretmenleri nereliydi?" "Nijerya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Russa." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Rus." "Doktorları hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Ceca." "Hocalarının milliyeti ne?" "Çek." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Tiene unas manos grandes. Onun büyük elleri var. Kocaman elleri var. ¿Por qué no admirar una música así? Niçin böyle bir müzik beğenilmez? Neden böyle bir müziğe hayran kalmayalım ki? S-a simţit incomod după ce ea l-a sărutat. Kızın öpmesinden sonra kendisini rahatsız hissetti. Onu öptükten sonra rahatsız oldu. Aripa păsării s-a rupt. Kuşun kanadı kırıldı. Kuşun kanadı kırıldı. ¿Está aquí Tom? Tom burada mı? Tom burada mı? À huit heures je prends le train. Saat sekizde trene binerim. Saat sekizde trene biniyorum. Generalmente, los japoneses son tímidos. Genellikle, Japonlar utangaçtır. Japonlar genelde utangaçtır. Vai in vacanza in Arabia Saudita. Suudi Arabistan'a tatile gidiyorsun. Suudi Arabistan'a tatile gidin. Fata de acolo e a ta? Oradaki senin kızın mı? Şuradaki kız senin mi? Ella lleva diez años casada con él. O on yıldır onunla evli. On yıldır onunla evli. Această mașină are nevoie de reparație. Bu arabanın tamire ihtiyacı var. Bu ülkenin tamire ihtiyacı var. Sono andati a sciare in montagna. Dağlarda kayak yapmaya gittiler. Dağlarda kayak yapmaya gittiler. Estou tão cansado que vou para a cama assim que chegar em casa. O kadar yorgunum ki eve varır varmaz yatacağım. O kadar yorgunum ki eve gelir gelmez yatacağım. Ella estudia inglés todos los días. O, her gün İngilizce çalışır. Her gün İngilizce öğreniyor. Tom no pensaba que fuera a llover durante tanto rato. Tom yağmurun o kadar uzun süreceğini düşünmedi. Tom bu kadar uzun süre yağmur yağacağını düşünmüyordu. Ho diversi amici che parlano bene il francese. Fransızcayı iyi konuşan birçok arkadaşım var. Çok iyi Fransızca konuşan arkadaşlarım var. Tu devrais tout de suite aller consulter le médecin. Hemen bir doktorla görüşmen gerek. Bir an önce doktora gitsen iyi olur. Nada puede pararlos. Hiçbir şey onları durduramaz. Hiçbir şey onları durduramaz. Va travailler, Tom ! Çalışmaya git Tom! İşine dön, Tom! Todos fueron menos mi hermano. Erkek kardeşim hariç hepsi gitti. Kardeşim hariç herkes gitti. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Svizzera." "Kardeşleriniz nereli?" "İsviçre." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "İsviçre." "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Peruviana." "Onun arkadaşları nereli?" "Peru." "Arkadaşların hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Boliviana." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Bolivya." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Bolivyalı." Sono di nazionalità statunitense. ABD vatandaşılar. Ben Amerikan vatandaşıyım. Él se fue al mar para nadar. O yüzmek için denize gitti. Yüzmek için denize gitti. Non andate in vacanza in Albania? Tatile Arnavutluk'a gitmiyor musunuz? Arnavutluk'a tatile gitmiyor musunuz? Tom a întins pe o felie de pâine gem de căpșuni. Tom bir dilim ekmeğe çilek reçeli sürdü. Tom bir dilim çilek reçeli üzerine uzandı. Nunca he hecho eso en un auto. Onu bir arabada asla yapmadım. Daha önce hiç arabada böyle bir şey yapmamıştım. Si te entra miedo por la noche enciende la luz. Eğer gece karanlıktan korkarsan lambayı yak. Geceleri korkarsan, ışıkları aç. Eres de Boston, ¿verdad? Sen Bostonlusun, değil mi? Boston'dansın, değil mi? È necessario che Tom prenda delle decisioni. Tom'un bazı kararlar alması gerekir. Tom'un karar vermesi gerekiyor. Dobbiamo trovare Tom prima che faccia qualcosa di stupido. O aptalca bir şey yapmadan önce Tom'u bulmamız gerekiyor. Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'u bulmalıyız. Hanno visitato l'Albania? Arnavutluk'u ziyaret ettiler mi? Arnavutluk'u ziyaret ettiler mi? Ti ho mai detto bugie fino ad ora? Şimdiye kadar sana ne zaman yalan söyledim? Sana hiç yalan söyledim mi? Am alergat spre soare. Güneş yönünde koştum. Güneşe doğru koştum. Isso não é o que eu disse? Söylediğim o değil mi? Ben de öyle demedim mi? ¿Por qué no estuviste en la iglesia hoy? Bugün neden kilisede değildin? Bugün neden kiliseye gitmedin? La réunion a été, en résumé, une perte de temps. Toplantı, kısacası, zaman kaybıydı. Toplantı, zaman kaybından başka bir şey değildi. ¿Qué hacés por la tarde? Öğleden sonra ne iş yapacaksınız? Öğleden sonra ne yapıyorsun? Es rico. O zengindir. O zengin. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Slovacca." "Anneleriniz nereli?" "Slovak." "Anneleriniz hangi milletten?" "Slovakyalı." Encontré la llave que estaba buscando. Ben aradığım anahtarı buldum. Aradığım anahtarı buldum. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Portoghese." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Portekiz." "Aileleri hangi milletten?" "Portekizli." Să mergem. Gidelim! Hadi gidelim. Non andate in vacanza in Nigeria? Tatile Nijerya'ya gitmiyor musunuz? Nijerya'ya tatile gitmiyor musunuz? "Ela é jovem?" "É, sim." "O genç mi?" "Evet, genç." "Genç mi?" "Evet." "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Argentina." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Arjantin." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Arjantin." Tom è qui dal 2013. Tom 2013 yılından bu yana burada bulunuyor. Tom 2013'ten beri burada. Non hai visitato la Corsica. Korsika'yı ziyaret etmedin. Korsika'yı ziyaret etmedin. Avete visitato la Bielorussia. Beyaz Rusya'yı ziyaret ettiniz. Belarus'u ziyaret ettiniz. Fadil ocasionalmente trabalhava lá. Fadil orada ara sıra çalışıyordu. Fadil bazen orada çalışırdı. Grazie per essere venuti con così breve preavviso. Bu kadar kısa sürede geldiğin için sağ ol. Bu kadar kısa sürede geldiğiniz için teşekkürler. Alla riunione di oggi quasi tutti hanno appoggiato il mio piano. Bugünkü toplantıda neredeyse herkes planımı destekledi. Bugünkü toplantıda neredeyse herkes planımı destekledi. Je dormirai sur le canapé. Kanepede uyuyacağım. Ben kanepede yatarım. Te he echado mucho de menos. Seni çok özledim. Seni çok özledim. Hay muchos árboles altos en el parque. Parkta bir sürü uzun ağaç var. Parkta bir sürü ağaç var. Sé un poco de francés. Biraz Fransızca bilirim. Biraz Fransızca biliyorum. Probabil de aceea. Bu muhtemelen sebep. Muhtemelen bu yüzden. ¿Qué tipo de ropa pongo en la maleta? Çantama hangi tür kıyafet koyayım? Çantama ne tür kıyafetler koymalıyım? "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Belga." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Belçika." "Doktorları hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Ghanese." "Arkadaşlarımız nereli?" "Gana." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Ghanese." J'ai une forte fièvre. Yüksek ateşim var. Ateşim var. Tom puede entender perfectamente bien. Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor. Tom gayet iyi anlıyor. La banda llegó a ser la familia de Fadil. Çete, Fadıl'ın ailesi oldu. Grup, Fadil'in ailesi oldu. Non sono di nazionalità slovena. Sloven vatandaşı değiller. Slovenya vatandaşı değilim. Tom sacrificó su torre para evitar el jaque mate. Tom mat olmamak için kalesini feda etti. Tom, şah-mattan kaçınmak için kulesini feda etti. Il travaillait sans cesse, du matin jusqu'au soir. Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordu. Sabahtan akşama kadar sürekli çalışırdı. În prezent, un cutremur foarte puternic poate avea loc în orice moment. Şu anda çok şiddetli bir deprem her an olabilir. Şu anda, çok güçlü bir deprem herhangi bir zamanda gerçekleşebilir. De unde ai știut că sunt aici? Burada olduğumu nasıl bildin? Burada olduğumu nereden bildin? "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Croata." "Dedelerin nereliydi?" "Hırvat." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Hırvatistan." Le thé était si chaud que je me suis brûlé la langue. Çay o kadar sıcaktı ki dilim yandı. Çay o kadar sıcaktı ki dilimi yaktım. Père a recouvré la santé. Baba sağlığına kavuştu. Babam sağlığına kavuştu. Estaba rojo como un tomate. O domates gibi kırmızıydı. Bir domates kadar kırmızıydı. ¿Puedes ver? Görebiliyor musun? Görebiliyor musun? Deberías decírmelo. Bana söylemelisin. Bana söylemelisin. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Siriana." "Hocalarınız nereli?" "Suriye." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Suriyeli." Gli piacciono tutte le cose dolci. O tatlı olan her şeyi sever. Tatlı şeyleri sever. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Tedesca." "Kardeşlerimiz nereli?" "Alman." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Alman." Que vendent-elles ? Ne satıyorlar? Ne satıyorlar? Da clases de piano una vez a la semana. Haftada bir kez piyano dersleri veriyor. Haftada bir kez piyano dersi veriyor. Luché contra el sueño. Uykuyla mücadele ettim. Rüyayla savaştım. Tom prometió ayudar a María. Tom Mary'ye yardım edeceğine söz verdi. tom mary'ye yardım etmeye karar verdi. Unii dintre cei mai buni prieteni mei sunt polițiști. Benim en iyi arkadaşlarımdan bazıları polis. En iyi arkadaşlarımdan bazıları polis. Os peixes dormem? Balıklar uyur mu? Balıklar uyur mu? Non sono di nazionalità portoghese. Portekiz vatandaşı değiller. Ben Portekiz vatandaşı değilim. Non ripeterò quell'errore. O hatayı tekrar yapmıyorum. Aynı hatayı tekrar yapmayacağım. Dans un match de foot, on distingue le temps réglementaire du temps additionnel. Futbolda, normal zaman ile uzatmalar birbirinden farklıdır. Bir futbol maçında normal süre ile ek süre arasında fark vardır. Je vois ta maison. Evini görüyorum. Evini görüyorum. Ella no me habla. O benimle konuşmuyor. Benimle konuşmuyor. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Albanese." "Onun arkadaşları nereli?" "Arnavut." "Arkadaşların hangi milletten?" "Arnavutça." No debemos olvidar nuestra promesa. Sözümüzü unutmamalıyız. Verdiğimiz sözü unutmamalıyız. Prefiero leer. Okumayı tercih ederim. Okumayı tercih ederim. Cu toate că alarma a sunat, nu am reușit să mă trezesc. Alarm çalmasına rağmen uyanamadım. Alarm çalmasına rağmen, uyanamadım. Tiene el pelo corto. Onun saçı kısa. Saçları kısa. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Slovena." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Sloven." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Slovenyalı." No estudió para nada. O hiç çalışmadı. Hiç ders çalışmadı. Acesta este un ceas rezistent la apă. Bu su geçirmez bir saat. Bu suya dayanıklı bir saat. ¡Qué maravillosa máquina! Ne kadar harika bir makine. Ne harika bir makine! Esta es mi silla. Bu benim sandalyem. Bu benim sandalyem. Trebuie să îi vezi. Onları görmen lazım. Onları görmelisin. Tom a queria ver. Tom onu görmek istiyordu. Tom onu görmek istedi. Ti prego, non lasciarmi da solo. Lütfen beni tek başıma bırakma. Lütfen beni yalnız bırakma. J'ai trouvé précisément ce que vous aviez cherché. Tam aradığınız şeyi buldum. Aradığın şeyi tam olarak buldum. Yo me bañé. Banyo yaptım. Ben banyo yaptım. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Azera." "Dedelerimiz nereli?" "Azeri." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Azera." Il n'avait pas sommeil. Uykusu yoktu. Uykusu yoktu. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Finlandese." "Hekimlerin nereli?" "Fin." "Doktorların hangi milletten?" "Finli." Voglio mangiare il formaggio. Peynir yemek istiyorum. Peynir yemek istiyorum. O namorado dela é turco. Erkek arkadaşı Türk. Erkek arkadaşı Türk. Tom dovrebbe riposare un po'. Tom biraz dinlenmeli. Tom'un dinlenmesi gerek. Tom quería ayudar a Mary a hacer lo correcto. Tom Mary'ye doğru şeyi yapması için yardım etmek istedi. Tom, Mary'nin doğru olanı yapmasına yardım etmek istedi. Trebuie să jucăm după reguli. Kurallara göre oynamalıyız. Kurallara göre oynamalıyız. Avem nevoie de o scară. Bir merdivene ihtiyacımız var. Bir merdivene ihtiyacımız var. Tom court-il quotidiennement ? Tom her gün koşar mı? Tom her gün koşuyor mu? Tu plan parece mejor que el mío. Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor. Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor. Todavía no he cenado. Henüz akşam yemeği yemedim. Daha yemek yemedim. Él coge el metro con frecuencia. O sık sık bir metro kullanır. Sık sık metroya biniyor. No puedo leer el texto en árabe. Arapça yazı okuyamam Yazıyı Arapça okuyamıyorum. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Camerunense." "Onun nineleri nereli?" "Kamerun." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Kamerunlu." Vai alla festa stasera? Se non ci vai andiamo a vedere un film. Bu akşam partiye gidecek misin? Olmazsa gidip film izleyelim. Bu geceki partiye gidiyor musun? Ils ont quitté leurs épouses. Hanımlarını terkettiler. Eşlerini terk ettiler. Tom non sa neppure appuntare una matita. Tom bile bir kurşun kalemi keskinleştiremiyor. Tom kalem bile tutamıyor. Aceasta este cea mai mare cădere de zăpadă din ultimii 30 de ani. Bu son 30 yıl içerisinde en şiddetli kar yağışıdır. Bu son 30 yılın en büyük kar yağışı. Îşi ţine întotdeauna promisiunile. Kendi sözlerini her zaman tutar. Her zaman sözünü tutar. No puedes fumar en el ascensor. Asansörde sigara içemezsin. Asansörde sigara içemezsin. Am deja pe cineva pentru locul de muncă. Zaten iş için birisi var. Zaten iş için birini buldum. Llámanos. Bizi ara. Ara bizi. Tom habla en francés con sus profesores. Tom öğretmenleriyle Fransızca konuşur. Tom öğretmenleriyle Fransızca konuşuyor. Te sentirás mejor. Sen daha iyi hissedeceksin. Daha iyi hissedeceksin. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Statunitense." "Onun komşuları nereli?" "Amerikan." "Komşularınız hangi milletten?" "Amerikalı." Te llamo si encuentro mi teléfono. Telefonumu bulursam seni ararım. Telefonumu bulursam seni ararım. Non avete visitato l'Islanda? İzlanda'yı ziyaret etmediniz mi? İzlanda'ya hiç gitmediniz mi? Sono di nazionalità malese? Onlar Malezya uyruklu mu? Malezya vatandaşı mısınız? Soy de Rio. Rioluyum. Ben Rio'luyum. Alice se fue a la cama a las diez. Alice saat onda yatağa gitti. Alice saat 10'da yatmaya gitti. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Islandese." "Hekimlerimiz nereli?" "İzlanda." "Doktorlarımız hangi milletten?" "İzlandalı." Yo creo que te gusta. Sanırım ondan hoşlanıyorsun. Bence ondan hoşlanıyorsun. Ella habla mucho. O çok konuşur. Çok konuşuyor. No dijo nada. O, hiç konuşmadı. Hiçbir şey söylemedi. Creo que me gustaría ser tu amiga. Senin arkadaşın olmayı istediğimi düşünüyorum. Sanırım arkadaşın olmak istiyorum. J'ai quitté mon époux. Kocamı terk ettim. Kocamı terk ettim. No puedes ser una mujer. Sen bir kadın olamazsın. Sen kadın olamazsın. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Ucraina." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Ukrayna." "Aileniz hangi milletten?" "Ukrayna." Aș vrea să știu ce să spun. Keşke ne söyleyeceğimi bilsem. Keşke ne diyeceğimi bilseydim. Je peux courir plus rapidement que les trois autres. Diğer üçünden daha hızlı koşabilirim. Diğer üçünden daha hızlı koşabilirim. Tom le dejó un mensaje a Mary. Tom Mary'ye bir mesaj bıraktı. tom mary'ye bir mesaj bıraktı. Este libro es fácil de leer. Bu kitap kolay okunuyor. Bu kitabı okumak kolaydır. V-ați întâlnit unul cu celălalt? Birbirinizle tanıştınız mı? Birbirinizle tanıştınız mı? No puedo hacer nada. Ben bir şey yapamam. Yapabileceğim bir şey yok. Mi-ar plăcea să îi văd pe amândoi. Onların ikisini de görmek isterim. İkisini de görmek isterim. Andate in vacanza in Groenlandia. Grönland'a tatile gidiyorsunuz. Grönland'a tatile gidin. Questo è il castello che abbiamo visitato la settimana scorsa. Bu geçen hafta ziyaret ettiğimiz kale. Bu geçen hafta ziyaret ettiğimiz kale. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Spagnola." "Hocaları nereliydi?" "İspanyol." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İspanyolca." ¿Cuándo ocurrirá eso? O ne zaman olacak? Bu ne zaman olacak? Nedreptatea este o amenințare la adresa justiției de pretutindeni indiferent de loc. Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir. Adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir. Sé que se fue a Londres. Onun Londra'ya gittiğini biliyorum. Londra'ya gittiğini biliyorum. Eu estava com dor. Acı içindeydim. Acı çekiyordum. Non ho visto nessuno per strada. Caddede birini görmedim. Sokakta kimseyi görmedim. Hai visitato il Madagascar. Madagaskar'ı ziyaret ettin. Madagaskar'ı ziyaret ettiniz. Non sono di nazionalità slovacca? Slovak uyruklu değiller mi? Slovakya vatandaşı değil misiniz? "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Malese." "Dedelerin nereliydi?" "Malezya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Malezya'dan." Tom quiere que Mary se mantenga alejada de John. Tom, Mary'yi John'dan uzak tutmak istiyor. Tom, Mary'nin John'dan uzak durmasını istiyor. Tu vas précisément où j'avais l'intention d'aller. Tam da benim davetli olduğum yere gidiyorsun. Tam olarak gitmek istediğim yere gidiyorsun. Trebuie să vorbesc cu cineva imediat. Derhal birisiyle görüşmek istiyorum. Hemen biriyle konuşmam gerek. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Russa." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Rus." "Ailen hangi milletten?" "Rus." Maman me regarda avec des larmes dans les yeux. Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Gallese." "Komşularının uyruğu ne?" "Galler." "Komşuları hangi milletten?" "Galler." Un río separa mi casa de la suya. Benim evimi onunkinden bir nehir ayırıyor. Bir nehir evimi seninkinden ayırıyor. Ellos os desean. Sizi istiyorlar. Seni istiyorlar. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Belga." "Hocaları nereli?" "Belçika." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Belçika." Hicimos todo juntos. Her şeyi beraber yaptık. Her şeyi birlikte yaptık. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Italiana." "Nineleriniz nereliydi?" "İtalyan." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "İtalyan." Andiamo verso le cinque. Yaklaşık beşte gidelim. Saat beş gibi gideriz. Ho bisogno di caffè. Kahveye ihtiyacım var. Kahveye ihtiyacım var. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Svizzera." "Akrabalarınız nereli?" "İsviçre." "Akrabalarınız hangi milletten?" "İsviçre." No está en manos de Tom. Tom'un elinde değil. Bu Tom'un elinde değil. Él lo intenta. O dener. O deniyor. ¿Puede ser verdad que está enfermo? Hasta olduğu doğru olabilir mi? Hasta olduğu doğru olabilir mi? Pienso que Mary es demasiado joven para llevar maquillaje. Bence Mary makyaj yapmak için çok genç. Bence Mary makyaj yapmak için çok genç. Stiamo cercando una soluzione al problema. Sorun için bir çözüm arıyoruz. Soruna bir çözüm arıyoruz. Ia-l sau lăsă-l. Onu al, ya da bırak. Al ya da git. Me quedaré con ella. Onunla kalacağım. Ben onunla kalırım. Déjame terminar, ¿vale? Bitirmeme izin ver, tamam mı? Bitirmeme izin ver, tamam mı? Si no está en Tatoeba, no es una oración. Eğer o Tatoeba'da değilse, o bir cümle değildir. Eğer Tatoeba'da değilse, bu bir dua değildir. Ella volvió a casa tres horas después. O, eve üç saat sonra geldi. Üç saat sonra eve geldi. Je n'arrive pas à croire que vous ayez fait cela par vos propres moyens. Bunu kendi yöntemlerinizle yaptığınıza inanamıyorum. Bunu kendi başınıza yaptığınıza inanamıyorum. Coborâţi la prima staţie şi luaţi un autobuz care merge la aeroport. İlk istasyonda inin ve havaalanına giden bir otobüs durdurun. İlk durakta in ve havaalanına giden bir otobüse bin. ¿Sobre qué estaban discutiendo? Onlar ne hakkında tartışıyordu? Ne hakkında tartışıyordunuz? Tom habló con Mary. Tom, Mary ile konuştu. tom mary ile konuştu. ¿Dónde están las llaves de mi coche? Arabamın anahtarları nerede? Arabamın anahtarları nerede? Tom non faceva il bucato da un bel po', quindi frugò tra i vestiti sporchi per vedere se ci fosse qualcosa di abbastanza pulito da indossare. Tom uzun süre elbiseleri yıkamadı bu yüzden giymek için yeterince temiz bir şey olup olmadığını görmek için kirli elbiselerini araştırdı. Tom bir süredir çamaşır yıkamıyordu, bu yüzden kirli çamaşırlarını karıştırıp temiz bir şeyler var mı diye baktı. Mi mano está en agua cálida. Elim ılık suda. Elim sıcak suda. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Francese." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Fransız." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Fransız." Nuestra ciudad no tiene infraestructura para recibir tantos turistas. Şehrimiz çok sayıda turist için yeterli altyapıya sahip değil. Şehrimizin bu kadar çok turisti ağırlayacak altyapısı yok. ¿Quieres que me quede con Tom? Tom'la kalmamı ister misin? Tom'la kalmamı ister misin? Ya son las nueve. Zaten saat 9:00. Saat dokuz oldu. Un messaggio sulla segreteria telefonica: "Per favore richiamami. Mi trovi sul cellulare fino alle 18.00 e più tardi sul fisso." Telesekreterde bir mesaj: "Lütfen beni sonra ara. 18.00'e kadar cep telefonumdan, ondan sonra ise sabit hat üzerinden bana ulaşabilirsin. Telesekreter mesajı: "Lütfen beni ara. 6'ya kadar cep telefonumda ol ve sonra sabit hatta ol." "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Albanese." "Arkadaşlarınız nereli?" "Arnavut." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Arnavutça." Acest joc s-a încheiat. Bu oyun sona erdi. Oyun bitti. Ela não confia mais no médico. O doktora artık güvenmiyor. Artık doktora güvenmiyor. Trebuie să știu motivul. Sebebi bilmek zorundayım. Sebebini bilmeliyim. È un problema abbastanza complicato. O oldukça karmaşık bir sorun. Bu oldukça karmaşık bir sorun. ¿Tom dijo por qué iba Mary a Boston? Tom Mary'nin neden Boston'a gittiğini söyledi mi? Tom, Mary'nin neden Boston'a gittiğini söyledi mi? La maestra me hizo una pregunta difícil. Öğretmen bana zor bir soru sordu. Öğretmen bana zor bir soru sordu. "Di che nazionalità sei?" "Nigeriana." "Milliyetin ne?" "Nijerya." "Hangi millettensin?" "Nijeryalı." Eu tenho que estudar. Çalışmak zorundayım. Ders çalışmam lazım. Tom voleva che Mary stesse zitta. Tom Mary'nin sessiz olmasını istedi. Tom, Mary'nin çenesini kapatmasını istedi. Tom debería estar llegando a casa. Tom eve gidiyor olmalı. Tom her an eve gelebilir. No lo puedes vender. Onu satamazsın. Onu satamazsın. Nu au putut să se apere de unii singuri. Kendilerini savunamadılar. Kendi kendilerini koruyamıyorlar. Nu eşti de acord? Kabul müsün? Sence de öyle değil mi? ¿Quieren que haga eso por ustedes? Sizin için onu yapmamı ister misiniz? Bunu sizin için yapmamı ister misiniz? "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Svizzera." "Kuzenleriniz nereli?" "İsviçre." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "İsviçre." Lascia che ti dia il mio numero. Sana numaramı vereyim. Sana numaramı vereyim. Poi che hai fatto? Sonra ne yaptın? Sonra ne yaptın? "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Portoghese." "Hocalarınız nereliydi?" "Portekiz." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Portekizli." El presidente ha abolido la esclavitud. Başkan köleliği kaldırdı. Başkan köleliği kaldırdı. Potresti mettere questa borsa da un'altra parte? Bu çantayı başka bir yere koyar mısın? Bu çantayı başka bir yere koyabilir misin? Quiero mucho a María. Mary'i çok fazla seviyorum. Maria'yı çok seviyorum. Creo que te gustará esto. Sanırım bunu beğeneceksin. Bence bunu seveceksin. Devolvió el diccionario. Sözlüğü geri verdi. Sözlüğü geri verdi. El agua nos llegó hasta el cuello. Su boynumuza kadar çıktı. Su boğazımıza kadar geldi. ¿Puedo venir a veros mañana? Yarın sizi görmek için gelebilir miyim? Yarın sizi görmeye gelebilir miyim? Ele não irá. O, gitmeyecek. Gelmeyecek. Tom no quiere que Mary vaya a Boston. Tom Mary'nin Boston'a gitmesini istemiyor. Tom, Mary'nin Boston'a gitmesini istemiyor. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Islandese." "Amcalarınız nereli?" "İzlanda." "Amcalarınız hangi milletten?" "İzlandalı." "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Francese." "Nineleriniz nereliydi?" "Fransız." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "Fransız." Non vanno in vacanza in Danimarca? Tatile Danimarka'ya gitmiyorlar mı? Danimarka'ya tatile gitmiyorlar mı? Prefiero la primavera al otoño. İlkbaharı sonbahara tercih ederim. İlkbaharı sonbahara tercih ederim. Ei au votat pentru a crea un comitet. Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar. Bir komite oluşturmak için oy kullandılar. "Qual era a nacionalidade de seus avôs?" "Suíça." "Dedeleri nereliydi?" "İsviçre." "Büyükbabanın milliyeti neydi?" "İsviçre." A vida é bela. Hayat güzeldir. Hayat güzel. Pero no tenía miedo. Ama korkmuyordum. Ama korkmuyordu. Tom certamente parecia feliz. Tom kesinlikle mutlu görünüyordu. Tom mutlu görünüyordu. No tenía prisa. Acelem yoktu. Acelesi yoktu. El anciano vive de su pensión. Yaşlı adam emekli maaşı ile geçiniyor. Yaşlı adam emekli maaşıyla geçiniyor. Salgo a las diez. Saat on'da gideceğim. 10'da çıkıyorum. Hanno visitato il Regno Unito. Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiler. Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiler. "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Statunitense." "Onun komşuları nereliydi?" "Amerikan." "Komşuları hangi millettendi?" "Amerikalı." Tengo tres exámenes a final de año. Sene sonunda üç tane sınavım var. Yıl sonunda üç sınavım var. Hanno visitato il Belgio? Belçika'yı ziyaret ettiler mi? Belçika’yı ziyaret ettiniz mi? Tenemos poco tiempo. Az zamanımız var. Fazla zamanımız yok. Tienes que andar más. Daha fazla yürümen gerek. Biraz daha yürümen lazım. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Bielorussa." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Belarus." "Aileniz hangi milletten?" "Belarus." Abbiamo invitato dieci persone a pranzo. Öğle yemeğine on kişi davet ettik. 10 kişiyi öğle yemeğine davet ettik. Tom ne vous laissera pas prendre le volant. Tom direksiyona geçmene izin vermez. Tom direksiyona geçmene izin vermez. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Peruviana." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Peru." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Perulu." Non hanno visitato la Cina. Çin'i ziyaret etmediler. Çin'i ziyaret etmediler. Je n'ai pas trouvé de médecin. Doktor bulamadım. Bir doktor bulamadım. Meu irmão vive em Tóquio. Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor. Kardeşim Tokyo'da yaşıyor. Ils veulent se marier. Evlenmek istiyorlar. Evlenmek istiyorlar. Avete visitato l'Inghilterra? İngiltere'yi ziyaret ettiniz mi? İngiltere'yi ziyaret ettiniz mi? Este o interpretare. O bir yorumlama. Bu bir yorum. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Ghanese." "Komşularının milliyeti ne?" "Gana." "Komşuların hangi milletten?" "Ghanese." Tom es tu tío. Tom senin amcan. Tom senin amcan. "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Francese." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Fransız." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Fransız." Estou ocupado, por isso não posso ajudar. Meşgulüm, dolayısıyla yardımcı olamam. Meşgulüm, o yüzden yardım edemem. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Portoghese." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Portekiz." "Kız kardeşlerin hangi millettendi?" "Portekizli." Parece una pesadilla. Kötü bir rüya gibi. Kabus gibi. No hay nada malo en ello. Bunda yanlış bir şey yoktur. Bunda yanlış bir şey yok. Le estamos molestando. Biz onu rahatsız ediyoruz. Onu rahatsız ediyoruz. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Lituana." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Litvanya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Litvanya." Ha finito tutti gli esami. Bütün sınavlarını bitirdi. Tüm testlerini bitirdi. Fate quel che credete meglio. En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın. En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın. Ça soulève de la poussière. Bu, toz kaldırır. Biraz toz alır. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Polacca." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Polonya." "Doktorları hangi milletten?" "Polak." Acest râu are o lungime de 500 de mile. Bu nehir 500 mil uzunluğundadır. Bu nehir 500 mil uzunluğunda. Hanno visitato gli Stati Uniti. ABD'yi ziyaret ettiler. Amerika'yı ziyaret ettiler. Tráeme el periódico, por favor. Bana gazeteyi getir lütfen. Bana gazeteyi getir, lütfen. Toca el piano mejor que yo. Benden daha iyi piyano çalar. Benden daha iyi piyano çalıyor. Tom entregava-se a devaneios em sala de aula. Tom sınıfta hayaller kuruyordu. Tom kendini sınıfta hayallere kaptırmıştı. Ela já esteve no Havaí várias vezes. Birkaç kez Hawaii'de bulundu. Defalarca Hawaii'ye gitmiş. No era una novela muy interesante. Çok ilginç bir roman değildi. Çok ilginç bir roman değildi. ¿Esto es bueno? Bu iyi mi? Bu iyi bir şey mi? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Gallese." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Galler." "Komşularınız hangi milletten?" "Galler." Tom escribió una canción sobre Mary. Tom, Mary hakkında bir şarkı yazdı. Tom, Mary hakkında bir şarkı yazdı. Ils n'étaient pas pour toi de bons présages. Bunlar senin için iyiye işaret değildi. Senin için iyiye işaret değillerdi. Nu există nimic mai bun decât cititul în nopțile lungi de toamnă. Uzun sonbahar gecelerinde okumaktan daha iyi bir şey yoktur. Uzun sonbahar gecelerinde okumaktan daha iyi bir şey yoktur. Tom se apuntó a clases de francés. Tom bir Fransızca kursuna kayıt yaptırdı. tom fransızca kursuna gitti. Lo haremos juntos. Onu birlikte yapacağız. Bunu birlikte yapacağız. Tutti tranne Tom indossano un cappello. Tom dışında herkes şapka takıyor. Tom hariç herkes şapka takıyor. Vanno in vacanza in Etiopia? Etiyopya'ya tatile mi gidiyorlar? Etiyopya'ya tatile mi gidiyorlar? No leo mucho los periódicos. Pek gazete okumam. Gazeteleri pek okumam. No te dejes llevar mucho. Kendini çok kaptırma. Kendini fazla kaptırma. ¿Tienes una mesa? Bir masan var mı? Masan var mı? Demain j'ai un examen. Yarın bir sınavım var. Yarın sınavım var. Nel 1943 il Giappone era in guerra. 1943'te Japonya savaştaydı. 1943'te Japonya savaştaydı. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Portoghese." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Portekiz." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Portekizli." Cererea lui de permisie a fost respinsă. Onun izin talebi reddedildi. İzin talebi reddedildi. Il est venu en se débattant et en hurlant. Tekmeleyerek ve bağırarak geldi. Bağırarak ve bağırarak geldi. Ela desligou o telefone furiosa. Öfkeyle telefonu kapadı. Öfkeyle telefonu kapattı. Non andate in vacanza in Danimarca. Tatile Danimarka'ya gitmiyorsunuz. Danimarka’ya tatile gitmeyin. Hanno visitato l'Ungheria? Macaristan'ı ziyaret ettiler mi? Macaristan'ı ziyaret ettiler mi? Penso che Tom sia immaturo. Sanırım Tom olgunlaşmamış. Tom'un olgunlaşmamış olduğunu düşünüyorum. Sé tocar el piano. Piyano çalabilirim. Piyano çalabiliyorum. Tenho saudades de você! Seni özlüyorum. Seni özledim! Il riposo ebbe su di lui un effetto meraviglioso. Dinlenmenin onun üzerinde harika bir etkisi vardı. Dinlenmek onun üzerinde harika bir etki bıraktı. Hai fatto una bella passeggiata? Güzel bir yürüyüş yaptın mı? Yürüyüşün iyi geçti mi? Il s'est marié en Turquie. Türkiye'de evlendi. Türkiye'de evlendi. Apportez un stylo à votre examen, s'il vous plaît. Sınavınız için bir kalem getirin, lütfen. Lütfen sınava bir kalem getirin. Todos deberían irse. Herkes gitmeli. Herkes gitmeli. Creo que te equivocas. Bence hatalısın. Bence yanılıyorsun. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Peruviana." "Onun dedeleri nereliydi?" "Peru." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Perulu." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Danese." "Arkadaşlarımız nereli?" "Danimarka." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Danimarkalı." "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Rumena." "Komşuları hangi milletten?" "Rumen." "Komşuları hangi milletten?" "Romanya." Mi-e teamă că este o neînțelegere. Maalesef bir yanlış anlama var. Korkarım bir yanlış anlaşılma var. Le pregunté por qué estaba triste. Neden üzgün olduğunu sordum. Neden üzgün olduğunu sordum. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Giapponese." "Dedelerin nereli?" "Japon." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Japon." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Azera." "Hocalarınız nereliydi?" "Azeri." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Azera." Je reçois un salaire hebdomadaire. Maaşımı haftalık alıyorum. Haftada bir maaş alıyorum. Tom, chiar și la testul de ieri, nu a putut răspunde la nici măcar o întrebare. Tom dünkü testte bile bir soruya bile cevap veremedi. Tom, dünkü testte bile tek bir soruya bile cevap veremedi. Quiero a mi madre. Annemi seviyorum. Annemi istiyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Islandese." "Kardeşlerin nereli?" "İzlanda." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İzlandalı." Qu'a dit Tom ? Tom ne dedi? Tom ne dedi? Por favor, dime cómo llegar al aeropuerto. Lütfen bana havalanına nasıl gideceğimi söyle. Lütfen havaalanına nasıl gideceğimi söyle. Este gato es blanco. Bu kedi beyazdır. Bu kedi beyaz. Tus pantalones están sucios. Pantolonun kirli. Pantolonun kirlenmiş. Qu'am enqüèra temps. Hâlâ zamanımız var. Ne kadar da uzun sürdü. Tom nici măcar nu şi-a cerut scuze. Tom bile özür dilemedi. Tom özür bile dilemedi. Hai visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret ettin. Slovenya'yı ziyaret ettin. Non sapete perché vi hanno detto di fare così. Onlar neden öyle yapmanızı söyledi bilmiyorsunuz. Size neden böyle söylendiğini bilmiyorsunuz. O Tom ainda está ocupado demais para me ver? Tom hâlâ beni göremeyecek kadar çok meşgul mü? Tom hala beni göremeyecek kadar meşgul mü? Isso é bom demais para ser verdade. Bu gerçek olamayacak kadar çok iyi. Bu gerçek olamayacak kadar iyi. No me creo que el niño venga solo a Tokio. Çocuğun Tokyo'ya yalnız geldiğine inanmıyorum. Çocuğun Tokyo'ya tek başına geldiğine inanamıyorum. O que quer dizer? Bu ne anlama geliyor? Ne demek istiyorsun? Tom lidou com a situação calmamente. Tom sakin bir şekilde durumla başedebildi. Tom sakin bir şekilde durumu kontrol altına aldı. No estoy satisfecho con el servicio del restaurante. Ben restoranın servisinden memnun değilim. Restoranın hizmetlerinden memnun değilim. Estoy listo para irme. Gitmeye hazırım. Gitmeye hazırım. Amo i film francesi. Fransız filmlerini severim. Fransız filmlerini severim. No puedo pararla. Onu durduramam. Onu durduramıyorum. Sunt obosit. Trebuie să mă odihnesc puțin înainte de a ieși afară. Yorgunum. Dışarı çıkmadan biraz dinlenmem lazım. Yorgunum, dışarı çıkmadan önce biraz dinlenmem gerek. Los dos son muy listos. Onların ikisi de çok akıllı. İkiniz de çok zekisiniz. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Egiziana." "Akrabalarımız nereli?" "Mısır." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Boliviana." "Dedeleriniz nereli?" "Bolivya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Bolivyalı." Tom debería haber estudiado más. Tom daha çok çalışmalıydı. Tom daha çok çalışmalıydı. Quiero quedarme en casa. Evde kalmak istiyorum. Evde kalmak istiyorum. Quale era il loro problema? Onların sorunu neydi? Sorunları neydi? Estas son decisiones que quiero tomar yo solo. Bunlar yalnız vermek istediğim kararlar. Bunlar kendi başıma vermek istediğim kararlar. Quell'uomo è Raul. O adam Raul. Bu adam Raul. Ce n'est pas ce que je voulais dire. Söylemek istediğim şey o değildir. Demek istediğim bu değildi. Tout homme est un cadavre potentiel. Tüm adamlar potansiyel cesettir. Her insan potansiyel bir cesettir. Tu ne dois pas le toucher car c'est très fragile. Ona dokunmamalısın, çünkü o kolayca kırılır. Ona dokunmamalısın, çünkü çok hassastır. Lo aprendí de él. Onu ondan öğrendim. Bunu ondan öğrendim. Tom murió en un accidente de avión. Tom bir uçak kazasında öldü. Tom bir uçak kazasında öldü. Isso é terrível. O korkunçtur. Bu korkunç. Gracias por venir. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Geldiğiniz için teşekkürler. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Serba." "Hocaları nereli?" "Sırp." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Otlar." Estabas durmiendo, ¿verdad? Uyuyordun, değil mi? Uyuyordun, değil mi? El boicot duró poco más de un año. Boykot bir yıldan biraz fazla sürdü. Boykot bir yıldan biraz fazla sürdü. Cu toate că era obosită, a muncit. Yorgun olmasına rağmen, çalıştı. Yorgun olmasına rağmen çalıştı. Non avete visitato l'Uganda. Uganda'yı ziyaret etmediniz. Uganda'yı ziyaret etmediniz. Ele está jogando golfe. Golf oynuyor. Golf oynuyor. Conosci te stesso. Kendini tanı. Kendini biliyorsun. Tom estaba siendo interrogado por la Policía en el cuarto contiguo. Tom yan odada polis tarafından sorgulanmaya başlıyordu. Tom yan odada polis tarafından sorgulanıyordu. Secondo me Tom non sa nuotare. Bence Tom yüzmeyi bilmiyor. Tom'un yüzme bildiğini sanmıyorum. Os meninos não têm medo dele. Çocuklar ondan korkmuyorlar. Çocuklar ondan korkmuyor. Tu peindras la clôture demain. Yarın çiti boyayacaksın. Yarın çiti boyayacaksın. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Rumena." "Komşuların nereli?" "Rumen." "Komşuların hangi milletten?" "Romanya." Copilul s-a uitat cu ochi foarte tristi. Çocuk üzgün gözlerle baktı Çocuk çok üzgün gözlerle baktı. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Bulgara." "Komşularının uyruğu ne?" "Bulgar." "Komşuları hangi milletten?" "Bulgaristan." Pardonne-moi, je t'aime. Üzgünüm, seni seviyorum. Affet beni, seni seviyorum. Il dottore mi ha detto che devo smettere di fumare. Doktor sigarayı bırakmam gerektiğini söyledi. Doktor sigarayı bırakmam gerektiğini söyledi. È appena uscito. Az önce dışarı çıktı. Az önce çıktı. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Peruviana." "Hocaları nereli?" "Peru." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Perulu." Espero que Tom diga que no. Tom'un hayır diyeceğini umuyorum. Umarım Tom hayır der. Non andiamo in vacanza in Spagna. Tatile İspanya'ya gitmiyoruz. İspanya'ya tatile gitmiyoruz. No quiero trabajar. Çalışmak istemiyorum. Çalışmak istemiyorum. Nos preparó un aperitivo. O bize bir aperatif hazırladı. Bize aperatif hazırladı. Es un estudiante. O bir öğrenci. O bir öğrenci. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Francese." "Arkadaşların nereli?" "Fransız." "Arkadaşların hangi milletten?" "Fransız." El bolígrafo es el mejor. Bu kalem en iyisidir. Kalem en iyisidir. Necesito las llaves del coche. Arabanın anahtarlarına ihtiyacım var. Arabanın anahtarlarına ihtiyacım var. He oído que tienes una nueva novia. Yeni bir kız arkadaşın olduğunu duydum. Yeni bir kız arkadaşın olduğunu duydum. Am răspuns cerinţelor lui. Onun taleplerini karşılarım. İsteklerini yerine getirdim. ¿Quién me trae fruta y té? Kim bana meyve ve çay getirir? Kim bana meyve ve çay getiriyor? Non hai visitato il Camerun. Kamerun'u ziyaret etmedin. Kamerun’u ziyaret etmediniz. Por favor, pare de me seguir. Lütfen beni takip etmeyi bırak. Lütfen beni takip etmeyi bırak. Il est réputé pour être bon élève. İyi bir öğrenci olmasıyla bilinir. İyi bir öğrenci olarak tanınır. ¿Quieres hablar al respecto? Onun hakkında konuşmak ister misin? Konuşmak ister misin? Le resultó difícil responder a la pregunta. Soruyu cevaplamayı zor buldu. Soruyu cevaplamakta zorlandı. ¿Hay algo que yo pueda hacer? Yapabileceğim bir şey var mı? Yapabileceğim bir şey var mı? "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Uruguaiana." "Dedelerimiz nereliydi?" "Uruguay." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Quiero verlo todo. Her şeyi görmek istiyorum. Her şeyi görmek istiyorum. Tom cogió un libro, lo abrió y lo empezó a leer. Tom bir kitap aldı, açtı ve okumaya başladı. Tom bir kitap aldı, açtı ve okumaya başladı. Cette scène s'est inscrite en ma mémoire. Bu sahne hafızama kazındı. Bu sahne benim hafızama kazındı. Dites-moi encore une chose. Bana bir şey daha söyleyin. Bir şey daha söyle. Horário de trabalho flexível aumenta a produtividade dos trabalhadores. Esnek çalışma programı, işçilerin verimliliğini arttırıyor. Esnek çalışma saatleri çalışanların verimliliğini artırır. Layla não tinha nenhuma experiência com os homens. Layla'nın ereklerle deneyimi hiç yoktu. Layla'nın erkeklerle hiç deneyimi yoktu. Você vai aprender inglês? İngilizce öğrenecek misin? İngilizce öğrenecek misin? "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Croata." "Hocaların nereli?" "Hırvat." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." Tiene que dar un discurso en la fiesta. Partide bir konuşma yapmak zorunda. Partide bir konuşma yapması gerekiyor. Los dulces son perjudiciales para la salud. Tatlılar sağlığa zararlıdır. Tatlılar sağlığa zararlıdır. Amei-te. Seni seviyordum. Seni sevdim. Era demasiado difícil para mí. O benim için çok zordu. Benim için çok zordu. Je suis loin d'être heureux de cette situation. Bu durumdayken mutlu olmaktan çok uzağım. Bu durumdan hiç memnun değilim. Tom trajo a Mary a nuestra fiesta. Tom Mary'yi partimize getirdi. Tom Mary'yi partimize getirdi. Non ho potuto trovare la sua casa. Ben onun evini bulamadım. Onun evini bulamadım. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Uruguaiana." "Onun nineleri nereli?" "Uruguay." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Uruguaylı." Él puede conducir un auto. O, araba sürebilir. O araba kullanabilir. ¿Os acordáis de vuestro número de pasaporte? Sizin pasaport numaranızı hatırlıyor musunuz? Pasaport numaranızı hatırlıyor musunuz? Sembra che a Tom il baseball non interessi. Tom beyzbolla ilgilenmiyor gibi görünüyor. Görünüşe göre Tom beysbolla ilgilenmiyor. Solo queremos hablar. Sadece konuşmak istiyoruz. Sadece konuşmak istiyoruz. Hai visitato la Nigeria. Nijerya'yı ziyaret ettin. Nijerya'yı ziyaret ettin. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Vietnamita." "Akrabalarımız nereli?" "Vietnam." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Vietnamlı." Drept să spun, nu îmi place de el. Doğrusu ondan hoşlanmıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, ondan hoşlanmıyorum. No soñé anoche. Dün gece rüya görmedim. Dün gece rüya görmedim. Oamenii folosesc calculatorul atât pentru jocuri cât și pentru muncă. İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar. İnsanlar hem oyun hem de iş için bilgisayar kullanıyor. Los padres enseñan a los hijos a hablar, los hijos les enseñan a callar. Ebeveynler çocuklara konuşmayı öğretir, çocuklar ebeveynlere sessiz olmayı öğretir. Ebeveynler çocuklarına konuşmayı, çocuklar ise susmayı öğretir. Ils veulent manger des noix de coco. Onlar hindistan cevizi yemek istiyor. Hindistan cevizi yemek istiyorlar. La polizia sembra sapere esattamente dove siamo. Polis nerede olduğumuzu tam olarak biliyor gibi görünüyor. Polis tam olarak nerede olduğumuzu biliyor gibi görünüyor. Non andiamo in vacanza in Ungheria. Tatile Macaristan'a gitmiyoruz. Macaristan'a tatile gitmiyoruz. Necesito las llaves. Anahtarlara ihtiyacım var. Anahtarlara ihtiyacım var. Non vanno in vacanza in Sudafrica. Tatile Güney Afrika'ya gitmiyorlar. Güney Afrika'ya tatile gitmiyorlar. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Statunitense." "Hocaları nereliydi?" "Amerikan." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Amerikalı." Compré dos pares de pantalones. İki pantolon satın aldım. İki çift pantolon aldım. La roca que vi en la cueva era gigantesca. Mağarada gördüğüm kaya devasaydı. Mağarada gördüğüm kaya çok büyüktü. Estou a comer. Yemek yiyorum. Yemek yiyorum. El bebé lloró. Bebek ağladı. Bebek ağladı. Tom felicitó a Mary. Tom Mary'yi tebrik etti. tom mary'yi tebrik etti. Ella almuerza aquí de vez en cuando. O burada zaman zaman öğle yemeği yer. Ara sıra burada öğle yemeği yer. Es culpa mía, no tuya. O benim hatam, senin değil. Bu benim hatam, senin değil. A Boston è successo qualcosa. Boston'da bir şey oldu. Boston'da bir şey oldu. ¿También viene él? O da geliyor mu? O da geliyor mu? Jackson se quedó un rato. Jackson bir süre kaldı. Jackson bir süre kaldı. En entendant la nouvelle, il pâlit. Haberleri dinlerken, yüzü soldu. Haberi duyduğunda, nalları dikti. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Italiana." "Arkadaşları hangi milletten?" "İtalyan." "Arkadaşları hangi milletten?" "İtalyan." Purtroppo non riesco a trovare il testo di questa canzone. Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum. Ne yazık ki bu şarkının sözlerini bulamıyorum. Me parece haber visto ya esta película. Bu filmi daha önce seyretmişim gibi geliyor. Bu filmi daha önce gördüğümü sanıyorum. Tom lloraba mientras leía la carta que había recibido de parte de Mary. Tom Mary'den aldığı mektubu okurken ağladı. Tom, Mary'den aldığı mektubu okurken ağlıyordu. Non hai visitato la Croazia. Hırvatistan'ı ziyaret etmedin. Hırvatistan'ı ziyaret etmedin. Non hai visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret etmedin. Slovenya'ya hiç gitmedin. Tom me dijo que quería dejar su trabajo. Tom bana işini bırakmak istediğini söyledi. Tom bana işinden ayrılmak istediğini söyledi. Am nevoie de asta. Buna ihtiyacım var. Buna ihtiyacım var. Lo sabes, ¿verdad? Onu biliyorsun, değil mi? Bunu biliyorsun, değil mi? Credo che dovresti andare a Boston. Sanırım Boston'a gitmelisin. Bence Boston'a gitmelisin. ¿Has jugado alguna vez al béisbol? Sen hiç beyzbol oynadın mı? Hiç beyzbol oynadın mı? Ce de multe cărți are! Onun ne de çok kitabı var! Ne kadar çok deneyimi var! Dis à Tom que j'ai faim. Tom'a aç olduğumu söyle. Tom'a aç olduğumu söyle. El año pasado estuvimos muy cerca de la victoria. Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık. Geçen yıl zafere çok yakındık. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Peruviana." "Komşuların nereli?" "Peru." "Komşuların hangi milletten?" "Perulu." Nu te deranja să chemi paza. Güvenliği çağırmaktan rahatsız olma. Güvenliği çağırma zahmetine girme. Mentre aspettavo l'autobus ho incontrato un amico. Otobüs beklerken bir arkadaşa rastladım. Otobüs beklerken bir arkadaşımla karşılaştım. El cuidado de la piel es importante. Cilt bakımı önemlidir. Cilt bakımı çok önemlidir. ¿Qué tan lejos vamos a ir? Ne kadar uzağa gidiyoruz? Daha ne kadar gideceğiz? Je ne peux pas supporter la vue du sang. Kan görmeye dayanamam. Kan görmeye dayanamam. Souffrez que je mette mes lunettes, car je ne parviens pas à vous entendre. Gözlüklerimi takayım çünkü sizi duyamıyorum. Gözlüklerimi taktığım için acı çekiyorsun çünkü seni duyamıyorum. Creo que te recuerdo. Seni hatırladığımı düşünyorum. Sanırım seni hatırlıyorum. Con frecuencia leo libros. Ben sık sık kitap okurum. Sık sık kitap okurum. La línea roja en el mapa representa una vía férrea. Haritadaki kırmızı hat bir demiryolunu temsil ediyor. Haritadaki kırmızı çizgi demiryolunu temsil ediyor. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Ucraina." "Anneleri nereli?" "Ukrayna." "Anneleri hangi milletten?" "Ukraynalı." Je ne les décore pas. Onları ben dekore etmiyorum. Ben onları süslemem. Voglio subito indietro in mio denaro. Derhal paramı geri istiyorum. Paramı hemen geri istiyorum. ¿Puedo hacerle una pregunta? Size bir şey sorabilir miyim? Sana bir soru sorabilir miyim? La carta es para mí. Mektup benim için. Mektup benim için. Sé que puedo hacerlo. Bunu yapabileceğimi biliyorum. Bunu yapabileceğimi biliyorum. Hai una memoria strepitosa. Sen harika bir belleğe sahipsin. Harika bir hafızan var. Non andate in vacanza in Italia? Tatile İtalya'ya gitmiyor musunuz? İtalya'ya tatile gitmiyor musunuz? ¡Muéstreme sus papeles! Kağıtlarınızı bana gösterin! Bana kimliklerinizi gösterin! "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Libanese." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Lübnan." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Lübnanlı." Ella me tocó el hombro. Omuzuma dokundu. Omzuma dokundu. ¿Estás con alguien? Biriyle birlikte misin? Yanında biri mi var? Yo era feliz entonces. Ben o zaman mutluydum. O zamanlar mutluydum. Nu cred cele spuse de tine. Söylediklerine inanmıyorum. Söylediklerine inanmıyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Spagnola." "Akrabaların nereli?" "İspanyol." "Akrabaların hangi milletten?" "İspanyolca." Vreau să specific un singur lucru. Bir şeyi belirtmek istiyorum. Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Marocchina." "Komşularının uyruğu neydi?" "Fas." "Komşuları hangi millettendi?" "Fas." Él era muy pobre. O, çok fakirdi. Çok fakirdi. Não quero voltar lá. Ben oraya dönmek istemiyorum. Oraya geri dönmek istemiyorum. Tu ne te rappelleras même pas de moi d'ici quelques années. Birkaç yıl sonra, sen bile beni hatırlamayacaksın. Birkaç yıl sonra beni hatırlamayacaksın bile. Solo quiero saber qué ha pasado. Sadece ne olduğunu bilmek istiyorum. Sadece ne olduğunu bilmek istiyorum. ¿Quién es la chica que está allí sentada? Şurada oturan kız kim? Orada oturan kız kim? Éste es un libro viejo. Bu eski bir kitap. Bu eski bir kitap. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Serba." "Teyzeleri nereli?" "Sırp." "Amcaları hangi milletten?" "Otlar." נואיל נו איס אונה פﬞיייסטה סיקולאר. Noel seküler bir tatil değildir. ## ## ## ### ### ### ##### "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Uruguaiana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Uruguay." "Arkadaşların hangi milletten?" "Uruguaylı." Mary todavía no ha comido. Mary henüz yemek yemedi. Mary daha yemek yemedi. ¿Cuál es la buena noticia? İyi haber nedir? İyi haber ne? Ți-am spus că nu am fost de gând să renunț. Sana vazgeçmeyeceğimi söyledim. Sana pes etmeyeceğimi söylemiştim. Hablando de aficiones: ¿coleccionas sellos? Hobilerden bahsetmişken, pul toplar mısınız? Hobi demişken, pul mu topluyorsun? J'ai du mal à concevoir qu'il y ait de la vie sur une autre planète. Başka bir gezegende yaşam olabileceğini düşünemiyorum. Başka bir gezegende yaşam olduğuna inanmakta zorlanıyorum. Où est allé tout le monde ? Herkes nereye gitti? Herkes nereye gitti? Trebuie să începem. Başlamak zorundayız. Başlamamız gerek. Minha irmã mais nova tem um trabalho.. Kardeşimin işi var. Küçük kardeşimin bir işi var. Mi hermano pequeño está viendo la televisión. Benim küçük erkek kardeşim TV izliyor. Küçük kardeşim televizyon izliyor. Le dio un nuevo nombre. O ona yeni bir isim verdi. Ona yeni bir isim verdi. Não vale a pena ir lá. Oraya gitmeye değmez. Oraya gitmenin bir anlamı yok. Nunca hago esa clase de cosas. Asla böyle şeyler yapmam. Böyle bir şeyi asla yapmam. Llevo gafas desde los trece años. Üç senedir gözlük takıyorum. 13 yaşımdan beri gözlük takıyorum. ¿Cada cuánto tiempo cambias tu contraseña? Şifreni ne kadar zamanda bir değiştiriyorsun? Şifrenizi ne kadar sıklıkla değiştiriyorsunuz? ¿Por qué dijo eso María? Maria onu niçin söyledi. Maria bunu neden söyledi? Otelo está sentado en el sillón de un hotel con una botella. Othello bir otel koltuğunda bir şişe ile oturuyor. Othello bir şişeyle bir otel koltuğunda oturuyor. ¿Podemos quedarnos aquí? Burada kalabilir miyiz? Burada kalabilir miyiz? "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Rumena." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Rumen." "Komşuları hangi millettendi?" "Romanya." Sto parlando di voi. Sizin hakkınızda konuşuyorum. Sizden bahsediyorum. Seiko não tem irmãs. Seiko'nun hiç kız kardeşi yok. Seiko'nun kız kardeşi yok. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Camerunense." "Anneleriniz nereli?" "Kamerun." "Anneleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Tenemos que ser pacientes. Sabırlı olmamız gerekir. Sabırlı olmalıyız. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Svedese." "Kız kardeşlerin nereli?" "İsveç." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İsveçli." Poliția îl suspectează. Polis ondan kuşkulandı. Polis ondan şüpheleniyor. El de-abia a reușit să treacă testul. Testi ucu ucuna geçebildi. Testi zar zor geçti. ¿Dónde te sentabas? Nerede oturuyordun? Nerede oturuyordun? Eres innecesario. Sen gereksizsin. Sen gereksizsin. Todos eran felices. Herkes mutluydu. Herkes mutluydu. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Irlandese." "Komşularımız nereliydi?" "İrlanda." "Komşularımız hangi millettendi?" "İrlandalı." ¿Puedo decirte una cosa muy importante? Sana çok önemli bir şey söyleyeyim mi? Sana çok önemli bir şey söyleyebilir miyim? "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Bielorussa." "Arkadaşlarınız nereli?" "Belarus." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Belarus." ¿Ahora está tu madre en casa? Şimdi annen evde mi? Annen şu an evde mi? Tom todavía está esperando. Tom hâlâ bekliyor. Tom hala bekliyor. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Svizzera." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "İsviçre." "Doktorları hangi milletten?" "İsviçreli." Ça sonne occupé. Hat meşgul. Meşgul görünüyor. Non appena sono uscito, ha iniziato a piovere. Tam dışarı çıktığımda, yağmur yağmaya başladı. Dışarı çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı. Il était dans la misère. Mutsuzluk içindeydi. O, sefalet içindeydi. Quale scegliete? Hangisini seçerdiniz? Hangisini seçersiniz? "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Tedesca." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Alman." "Komşuları hangi millettendi?" "Alman." ¿Fue buena la película? Film iyi miydi? Film iyi miydi? Hai visitato il Marocco. Fas'ı ziyaret ettin. Fas'ı ziyaret ettin. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Croata." "Hekimleriniz nereli?" "Hırvat." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Hırvatça." ¿Qué vas a hacer esta tarde? Bu öğleden sonra ne yapacaksın? Öğleden sonra ne yapıyorsun? Quieren matarme. Onlar beni öldürmek istiyor. Beni öldürmek istiyorlar. Me ha escrito una carta de amor. O bana bir aşk mektubu yazdı. Bana bir aşk mektubu yazdı. La acest centru de învăţare a limbilor, se predau aproximativ 15 limbi internaţionale inclusiv limba engleză. Bu dil öğrenme merkezinde İngilizce dahil 15 uluslararası dil öğretilir. Bu dil öğrenme merkezinde, İngilizce de dahil olmak üzere yaklaşık 15 ulusal dil öğretilmektedir. È difficile risolvere questo problema. Problemi çözmek zor. Bu sorunu çözmek zor. Non vai in vacanza in Serbia? Tatile Sırbistan'a gitmiyor musun? Sırbistan'a tatile gitmiyor musun? Je n'oublierai pas. Unutmayacağım. Bunu unutmayacağım. Cerraré la puerta. Kapıyı kapatacağım. Kapıyı kapatacağım. Tom é um artista de rua. Tom sokak sanatçısıdır. Tom bir sokak sanatçısı. Tom me enseñó a cantar. Tom bana şarkı söylemeyi öğretti. Tom bana şarkı söylemeyi öğretti. "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Bosniaca." "Hocalarınız nereliydi?" "Boşnak." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Bosnalı." Presto potrai uscire. Yakında dışarı çıkmana izin verilecektir. Yakında çıkabilirsin. Él está escuchando la radio. O, radyo dinliyor. Radyoyu dinliyor. J'aimerais avoir une réponse précise. Net bir cevap istiyorum. Keşke kesin bir cevabım olsaydı. Ella va cada domingo a la iglesia. Her pazar kiliseye gider. Her pazar kiliseye gidiyor. "Di che nazionalità erano le tue insegnanti?" "Boliviana." "Öğretmenlerin nereliydi?" "Bolivya." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Bolivyalı." Non parlo turco. Türkçe konuşamıyorum. Türkçe bilmiyorum. El a fost văzut când fura fursecurile. Kurabiyeleri çalarken belirlendi. Kurabiye çalarken görülmüş. No le digas a Tom que estoy aquí. Burada olduğumu Tom'a söyleme. Tom'a burada olduğumu söyleme. Il est impossible de le faire. Onu yapmak imkânsız. Bunu yapmak imkansız. Recuerdo haberlo visto. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Onu gördüğümü hatırlıyorum. Ella no quiso bailar conmigo. Benimle dans etmek istemedi. Benimle dans etmek istemedi. Doctor, ¿puedo beber cerveza? Doktor, bira içebilir miyim? Doktor, bira içebilir miyim? Nu știu nimic despre acest proiect. Bu proje hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bu proje hakkında hiçbir şey bilmiyorum. La reunión empieza a las tres. Toplantı üçte başlar. Toplantı saat 3'te başlıyor. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Nigeriana." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Nijerya." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Nijeryalı." Tom odia levantarse temprano. Tom sabah erken kalkmaktan nefret eder. Tom erken kalkmaktan nefret eder. Non so quanto sia lontano. Ne kadar uzak olduğunu bilmiyorum. Ne kadar uzakta bilmiyorum. Se non pioverà presto, questa città andrà incontro a una grave siccità. Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır. Yakında yağmur yağmazsa, bu şehir ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalacak. Je ne vous néglige pas. Sizi ihmal etmem. Seni ihmal etmiyorum. ¿Dónde está? O nerede? Nerede o? Dame las llaves. Bana anahtarları ver. Anahtarları ver. No soy tu amigo. Ben senin dostun değilim. Ben senin arkadaşın değilim. Olvidé comprar el libro de texto. Ders kitabını almayı unuttum. Ders kitabını almayı unuttum. Non vado in vacanza in Portogallo. Tatile Portekiz'e gitmiyorum. Portekiz'e tatile gitmiyorum. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Croata." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Hırvat." "Doktorları hangi milletten?" "Hırvatistan." Dáselos. Onları ona ver. Ver onlara. Mi hijo cree todavía en Papá Noel. Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor. Oğlum hala Noel Baba'ya inanıyor. Fără efort, nimic nu este posibil. Çaba sarf etmeden hiçbir şey mümkün değildir. Çaba olmadan, hiçbir şey mümkün değildir. Les cerisiers étaient en fleur. Kiraz ağaçları çiçeklenmişti. Kirazlar çiçek açtı. Nella mia nuova casa il salotto è al pianterreno e la camera da letto al primo piano. Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta. Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta. He estado en la iglesia. Kilisedeydim. Kiliseye gittim. Não estou interessado nisso. Ben bununla ilgili değilim. Bununla ilgilenmiyorum. No hablará nadie. Kimse konuşmayacak. Kimse konuşmayacak. Le preguntaré adónde fue el domingo pasado. Geçen Pazar onun nereye gittiğini soracağım. Geçen pazar nereye gittiğini soracağım. Jane sacó a pasear a su perro. Jane köpeğini yürüyüşe götürdü. Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı. Non sono di nazionalità greca? Yunan uyruklu değiller mi? Yunan vatandaşı değil misiniz? "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Bulgara." "Arkadaşlarınız nereli?" "Bulgar." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Bulgaristan." Tom no pudo encontrar a nadie que lo ayudara. Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı. Tom ona yardım edecek birini bulamadı. Non andate in vacanza in Serbia? Tatile Sırbistan'a gitmiyor musunuz? Sırbistan'a tatile gitmiyor musunuz? Bineînțeles nimeni nu ne va putea despărți. Elbette hiç kimse bizi ayıramayacak. Tabii ki kimse bizi ayıramaz. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Islandese." "Kuzenleriniz nereli?" "İzlanda." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "İzlandalı." È un attore. O bir aktör. O bir aktör. Le Japon se compose de quatre îles principales. Japonya dört ana adadan oluşur. Japonya dört ana adadan oluşmaktadır. Această cupă este făcută din aur. Bu kupa altından yapılmıştır. Bu kupa altından yapılmış. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Paraguaiana." "Komşularımız nereliydi?" "Paraguay." "Komşularımız hangi millettendi?" "Paraguaylı." Signore, posso offrirvi un drink? Size bir içki önerebilir miyim hanımefendiler? Bayanlar, size bir içki ısmarlayabilir miyim? Parecía triste. Üzgün görünüyordu. Üzgün görünüyordu. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Islandese." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "İzlanda." "Kızkardeşlerin hangi millettendi?" "İzlandalı." Siempre me ha gustado el fútbol. Futbolu her zaman sevdim. Futbolu hep sevmişimdir. "Di che nazionalità sono i vostri parenti?" "Macedone." "Akrabalarınız nereli?" "Makedon." "Akrabalarınız hangi milletten?" "Makedonyalı." Parece peligroso. Tehlikeli görünüyor. Tehlikeli görünüyor. Tom es nuestro vecino. Tom bizim komşumuz. Tom bizim komşumuz. Olvidé su dirección. Ben onun adresini unuttum. Adresini unuttum. J'ai lu un article intéressant ce matin. Bu sabah ilginç bir makale okudum. Bu sabah ilginç bir yazı okudum. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Svizzera." "Öğretmenleri nereliydi?" "İsviçre." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İsviçre." Es mi turno. Sıra bende. Benim sıram. Avete visitato l'Ungheria? Macaristan'ı ziyaret ettiniz mi? Macaristan'ı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Nigeriana." "Hocalarımız nereli?" "Nijerya." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Lettone." "Anneleriniz nereli?" "Letonya." "Anneleriniz hangi milletten?" "Letonca." Quiero alguien con quien hablar. Konuşmak için birini istiyorum. Konuşacak birini istiyorum. Fac progrese. Gelişme kaydediyorum. İlerleme kaydediyorum. Es hora de irse. Gitme zamanı. Gitme vakti. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Azera." "Kardeşleri nereli?" "Azeri." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Azera." Não. Hayır. Hayır, hayır. È il suo amico. O, onun arkadaşıdır. O senin arkadaşın. Vous êtes arrivées à temps. Zamanında vardınız. Tam zamanında geldiniz. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Argentina." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Arjantin." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Arjantin." No puedo calcular la distancia. Mesafeyi tahmin edemem. Mesafeyi hesaplayamıyorum. Non sono di nazionalità maltese? Malta uyruklu değiller mi? Malta vatandaşı değil misiniz? Non hanno visitato l'Australia? Avustralya'yı ziyaret etmediler mi? Avustralya'yı ziyaret etmediler mi? Hai visitato l'Albania. Arnavutluk'u ziyaret ettin. Arnavutluk'u ziyaret ettin. Ha fatto lo stesso lavoro per tutta la vita. Bütün hayatı boyunca aynı işte kaldı. Hayatı boyunca aynı işi yaptı. Eu não gosto de sushi. Ben suşi sevmiyorum. Suşi sevmem. Non lasciarmi qui. Beni burada bırakma. Beni burada bırakma. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Vietnamita." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Vietnam." "Aileniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Él está cansado, y yo también. O yorgun, ve ben de. O da yoruldu, ben de. Estoy aquí para aprender. Öğrenmek için buradayım. Öğrenmek için buradayım. De uma maneira geral, norte-americanos gostam de café. Genel olarak, Amerikalılar kahveyi severler. Genel olarak, Amerikalılar kahveyi sever. Bonjour, je m'appelle Tina. Merhaba, benim adım Tina'dır. Merhaba, ben Tina. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Messicana." "Ninelerin nereli?" "Meksika." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Paraguaiana." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Paraguay." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Paraguaylı." Une femme pardonne tout, excepté qu'on ne veuille pas d'elle. Bir kadın her şeyi affeder ama onu istemememizi affetmez. Bir kadın her şeyi affeder, ama biz onu sevmeyiz. Degun la vesoc pas quan se n'angoc. O gittiğinde kimse onu görmedi. Boğulurken vezikoyu çıkarma. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Rumena." "Dedelerin nereli?" "Rumen." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Romanya." Estoy bastante seguro de que Tom entiende francés. Tom'un Fransızca anladığından oldukça eminim. Tom'un Fransızca bildiğinden eminim. La estoy esperando. Onu bekliyorum. Onu bekliyorum. "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Azera." "Halaları nereli?" "Azeri." Teyzelerin hangi milletten? Azera. No quiero volver a la cárcel. Hapishaneye dönmek istemiyorum. Hapse geri dönmek istemiyorum. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Svedese." "Hocalarımız nereliydi?" "İsveç." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "İsveçli." Ele citesc propriile lor ziare. Onlar kendi gazetelerini okuyor. Kendi gazetelerini okuyorlar. Nu face nimic. Aldırma. Sorun değil. Oggi è nuvoloso. Bugün hava bulutlu. Bugün hava bulutlu. ¿Vas ahí con frecuencia? Oraya sık sık gider misin? Oraya sık gider misin? Lo que ha dicho es una buena idea. Onun söylediği iyi bir fikir. Söylediği şey iyi bir fikirdi. Lo costèth n'ei pas ponchut. Bıçak keskin değil. Bu potpuri değil. Riportalo in ufficio per favore. Lütfen bunu ofise geri götür. Onu ofise geri götür lütfen. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Tunisina." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Tunus." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Tunus." "Di che nazionalità erano i loro vicini?" "Macedone." "Komşularının uyruğu neydi?" "Makedon." "Komşuları hangi millettendi?" "Makedonya." Sper că acest medicament funcționează. Umarım bu ilaç işe yarar. Umarım bu ilaç işe yarar. Ho poco tempo per leggere. Okumak için az zamanım var. Okumak için çok az zamanım var. Gli ci sono voluti tre anni per scrivere il romanzo. Romanı yazmak üç yılını aldı. Romanını yazması üç yıl sürdü. În ultimul timp am început să folosesc calculatorul. Son zamanlarda bilgisayar kullanmaya başladım. Son zamanlarda bilgisayar kullanmaya başladım. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Albanese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Arnavut." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Arnavutça." ¿Puedes decirme una vez más tu nombre, por favor? Lütfen ismini bir kez daha söyler misin? İsmini bir kez daha söyler misin lütfen? Hablas como si lo supieras todo. Her şeyi biliyormuşsun gibi konuşuyorsun. Her şeyi biliyormuş gibi konuşuyorsun. Sobreviviré. Ben hayatta kalacağım. Yaşayacağım. Ho dimenticato di chiedere a Tom. Tom'a sormayı unuttum. Tom'a sormayı unuttum. Tu es mon otage. Sen benim esirimsin. Sen benim rehinemsin. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Bosniaca." "Komşuların nereliydi?" "Boşnak." "Komşuların hangi millettendi?" "Bosnalı." Mi-e teamă să vorbesc în public. Toplum içinde konuşmaya korkuyorum. Topluluk önünde konuşmaktan korkuyorum. Erdogan es el presidente de Turquía. Erdoğan, Türkiye'nin başkanıdır. Erdoğan Türkiye’nin Cumhurbaşkanıdır. Estamos muy agradecidos por lo que usted hizo. Yaptıklarınız için çok minnettarız. Yaptıklarınız için size minnettarız. No duerme. O uyumaz. Uyuyamıyor. Esa casa es muy pequeña. O ev çok küçüktür. O ev çok küçük. Am nevoie de un timbru poștal. Bir posta puluna ihtiyacım var. Posta puluna ihtiyacım var. O que eu estou comendo? Ben ne yiyorum? Ne yiyorum ben? Visitantes e hóspedes sao bem vistos. Ziyaretçiler ve misafirler hoş geldiniz. Ziyaretçiler ve misafirler iyi karşılanır. Europa este în criză. Avrupa krizde. Avrupa krizde. Nu sta acolo ca un butuc, începe să iei notiţe! Kütük gibi durma, not almaya başla. Orada öyle dikilip durma, not almaya başla! Lascia che Tom lo faccia. Tom'un bunu yapmasına izin ver. Bırak Tom yapsın. Tom provò a entrare nella stanza chiusa a chiave. Tom kilitli odaya girmeye çalıştı. Tom kilitli odaya girmeye çalıştı. Au dat vina pe conducătorul auto pentru accident. Kazadan dolayı sürücüyü suçladılar. Kaza için sürücüyü suçladılar. Tienes que quedarte en cama hasta el próximo lunes. Gelecek Pazartesiye kadar yatakta kalmalısın. Önümüzdeki pazartesiye kadar yataktan çıkmamalısın. Sună ciudat pentru mine. Benim için kulağa garip geliyor. Kulağa garip geliyor. Qu'est-ce que tu vas faire à la fac ? Üniversitede ne yapacaksın? - Üniversitede ne yapacaksın? Les nuages ​​cachent le soleil. Bulutlar güneşi saklıyor. Bulutlar güneşi gizler. Todos en mi familia son felices. Ailemdeki herkes mutlu. Ailemdeki herkes mutlu. Lo mejor es ir regularmente al dentista. En iyisi düzenli olarak dişçiye gitmektir. En iyisi düzenli olarak diş hekimine gitmektir. Deberías haber confiado en mí. Bana güvenmeliydin. Bana güvenmeliydin. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Ucraina." "Nineleri nereli?" "Ukrayna." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Ukrayna." Soy americano. Amerikalıyım. Ben Amerikalıyım. Lor nici măcar nu le pasă. Onların umurunda bile değil. Umurlarında bile değil. Non andiamo in vacanza in Grecia. Tatile Yunanistan'a gitmiyoruz. Yunanistan'a tatile gitmiyoruz. No la moleste. Onu rahatsız etmeyin. Onu rahatsız etmeyin. ¿Qué harías si tuvieras una gran fortuna? Büyük bir servete sahip olsan, ne yaparsın? Büyük bir servetin olsa ne yapardın? Esos son nuestros libros. Onlar bizim kitaplarımız. Bunlar bizim kitaplarımız. El niño se acatarró. Çocuk soğuk aldı. Çocuk itaat etti. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Malese." "Hekimleriniz nereli?" "Malezya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Malezyalı." Tu gato sobrevivirá. Kedin hayatta kalacak. Kedin yaşayacak. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Statunitense." "Onun nineleri nereliydi?" "Amerikan." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Amerikalı." Ei se duc la un eveniment de caritate. Bir yardım etkinliğine gidiyorlar. Bir hayır etkinliğine gidiyorlar. Se devo dire la verità, non mi piace come sei vestito. Gerçeği söylemek gerekirse, giydiğini sevmiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse, kıyafetin hiç hoşuma gitmedi. Eu não consigo entender nada do que você disse. Ne söylediğini hiç anlayamıyorum. Söylediğin hiçbir şeyi anlamıyorum. Ni siquiera puedo beber agua. Su bile içemiyorum. Su bile içemiyorum. Nadie le ha visto desde entonces. O zamandan beri onu kimse görmedi. O zamandan beri onu gören olmamış. Tom sembra essere nei guai. Tom başı belada gibi görünüyor. Tom'un başı dertte gibi. No lo puedo ver. Onu göremiyorum. Onu göremiyorum. Montez sur la balance. Teraziye çıkınız. Tartıya çık. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Bosniaca." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Boşnak." "Aileniz hangi milletten?" "Bosnalı." "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Russa." "Nineleriniz nereli?" "Rus." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Greca." "Halaları nereli?" "Yunan." "Amcaların hangi milletten?" "Yunanistan." Quiero lo mejor. En iyisini istiyorum. En iyisini istiyorum. Încă nu a predat raportul luna asta. Bu ay henüz raporu teslim etmedi. Bu ay henüz rapor vermedi. ¿Esto es tuyo? Bu senin mi? Bu senin mi? "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Vietnamita." "Dedelerimiz nereli?" "Vietnam." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Rumena." "Hocalarınız nereliydi?" "Rumen." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Romanya." Los soldados no podían hacer nada hasta la primavera. Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamadı. Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamadılar. Devo calmarmi e tornare in me. Sakinleşmem ve kendime gelmem gerekiyor. Sakinleşip kendime gelmem lazım. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Ucraina." "Hekimleri nereli?" "Ukrayna." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Ukraynalı." Sólo un milagro puede ahora ayudarnos. Şimdi yalnızca bir mucize bize yardım edebilir. Artık bize sadece bir mucize yardım edebilir. Mulți au fost uciși. Birçoğu öldürüldü. Pek çoğu öldürüldü. Faz quanto tempo que você não brinca com um ioiô? En son yoyo ile oynayalı ne kadar zaman oldu? En son ne zaman bir yoyoyla oynadın? Tienes derecho a ser feliz. Mutlu olmaya hakkın var. Mutlu olmaya hakkın var. E ceva în neregulă aici. Burada bir terslik var. Burada bir terslik var. Por favor, ven a mi habitación a ayudarme. Bana yardım etmek için odama gel lütfen. Lütfen odama gel ve bana yardım et. Llámame esta tarde. Bu öğleden sonra beni ara. Öğleden sonra beni ara. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Cinese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Çin." "Komşularımız hangi millettendi?" "Çinli." "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Egiziana." "Ninelerimiz nereli?" "Mısır." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Mısırlı." Sono di nazionalità messicana? Onlar Meksika uyruklu mu? Meksika vatandaşı mısınız? Tout le monde dit qu'il est plus difficile de jouer des rôles comiques que d'autres rôles, mais ce n'est pas vrai du tout. Faire du bon travail, c'est toujours difficile, dans quelque domaine que ce soit. Herkes komik rollerde oynamanın diğer rollere göre daha zor olduğunu söylüyor ama bu hiç de doğru değil. İyi bir iş çıkarmak hangi işte olursa olsun her zaman zordur. Herkes komik rolleri oynamanın diğer rollerden daha zor olduğunu söylüyor, ama bu hiç de doğru değil. İyi iş çıkarmak, herhangi bir alanda her zaman zordur. Ellos no nos dejarán entrar en el jardín. Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek. Bahçeye girmemize izin vermeyecekler. No es mi cumpleaños. Benim doğum günüm değil. Doğum günüm değil. Non hanno visitato la Polonia? Polonya'yı ziyaret etmediler mi? Polonya'yı ziyaret etmediler mi? No fume aquí. Burada sigara içmeyin. Burada sigara içmeyin. Din mai multe motive mă simt mai activă noaptea. Bazı sebeplerden dolayı geceleri daha canlı hissediyorum. Birçok nedenden dolayı geceleri daha aktif hissediyorum. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Tedesca." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Alman." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Alman." Finché c'è vita, c'è speranza. Hayat varken ümit vardır. Hayat var olduğu sürece umut vardır. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Nigeriana." "Kuzenleri nereli?" "Nijerya." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Nijeryalı." Nous avons une équipe épatante. Muhteşem bir takımımız var. Harika bir takımımız var. Non andate in vacanza in Sardegna? Tatile Sardinya'ya gitmiyor musunuz? Sardinya'ya tatile gitmiyor musunuz? Ai făcut progrese. Gelişme kaydettin. İlerleme kaydettin. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Ungherese." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Macar." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Macarca." Usted está bajo arresto. Tutuklusunuz. Tutuklusun. No confiaste en mí. Bana güvenmedin. Bana güvenmedin. "Di che nazionalità erano le nostre insegnanti?" "Marocchina." "Öğretmenlerimizin uyruğu neydi?" "Fas." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Fas." Cette voiture lui appartient. Bu araba ona ait. Bu araba ona ait. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Paraguaiana." "Dedelerin nereliydi?" "Paraguay." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Paraguaylı." Marta te ama. Marta sana aşık. Marta seni seviyor. Mira esa torre sobre la colina. Tepenin üzerinde duran şu kuleye bak. Tepedeki kuleye bak. J'ai trop sommeil pour faire mes devoirs. Ödevimi yapamayacak kadar çok uykum var. Ödevimi yapamayacak kadar uykum var. Nakido é melhor que Twitter. Nakido, Twitter'dan daha iyidir. Nakido, Twitter'dan daha iyi. Ti mostrerò la mia stanza. Ben sana odamı göstereceğim. Sana odamı göstereyim. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Slovena." "Dedeleri nereliydi?" "Sloven." "Dedeleri hangi millettendi?" "Slovenya." Será mejor que no se lo digas a Tom. Tom'a söylemesen iyi olur. Tom'a söylemesen iyi olur. Non vai in vacanza in Colombia? Tatile Kolombiya'ya gitmiyor musun? Kolombiya'ya tatile gitmiyor musun? Él me hace feliz. O beni mutlu ediyor. Beni mutlu ediyor. È alto come me. O benim kadar uzun boylu. O da benim kadar uzun. En las noches me gusta venir a este parque. Geceleri bu parka gelmeyi seviyorum. Geceleri bu parka gelmeyi seviyorum. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Lettone." "Öğretmenleri nereliydi?" "Letonya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Letonca." Veo a una chica de pie bajo aquel árbol. Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum. Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum. Como con las manos. Ben ellerimle yemek yerim. Ellerinle yaptığın gibi. Fadil e Layla foram para o Cairo e se casaram lá. Fadil ve Layla Kahire'ye gittiler ve orada evlendiler. Fadil ve Layla Kahire'ye gittiler ve orada evlendiler. Trebuie să încerci asta. Bunu denemen lazım. Bunu denemelisin. Sono di nazionalità slovacca? Onlar Slovak uyruklu mu? Slovak vatandaşı mısınız? Hanako et Taro mangent des sushis. Hanako ve Taro suşi yiyorlar. Hanako ve Taro suşi yiyorlar. Nu e nevoie de broșură. Broşüre gerek yok. Broşüre gerek yok. Este no es el camino que lleva a casa de Tom. Bu, Tom'un evine giden yol değil. Tom'un evine giden yol bu değil. Nu pot să mai suport comportamentul lui. Onun davranışına daha fazla dayanamam. Onun davranışlarına daha fazla katlanamam. Tú no sabes como estoy en realidad. Gerçekte nasıl biriyim bilmiyorsun. Gerçekte nasıl göründüğümü bilmiyorsun. Qui a aidé Tom ? Tom'a kim yardım etti? Tom'a kim yardım etti? Es-tu chanteuse ? Şarkıcı mısın? Şarkıcı mısın? "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Etiope." "Nineleri nereli?" "Etiyopya." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Etiyopya." Que'm cau crompar un parelh navèth d'esquis. Yeni bir çift kayak almam lazım. Bana bir çift naveth skeci almak istediğini söyle. Devo andarmene prima che arrivi Tom. Tom buraya gelmeden gitmem lâzım. Tom gelmeden gitmeliyim. Sé que volveré a verte. Seni tekrar göreceğimi biliyorum. Seni tekrar göreceğimi biliyorum. Il est difficile de bien s'entendre avec Dan. Dan'la iyi geçinmek zordur. Dan'le iyi geçinmek zor. Mi l-a spus la telefon. Onu bana telefonda söyledi. Telefonda söyledi. ¿Crees que la televisión es mala para los niños? Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun? Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musunuz? Tom no parece ponerse nunca enfermo. Tom asla hasta gibi görünmüyor. Tom hiç hasta olmuyor. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Etiope." "Kuzenleriniz nereli?" "Etiyopya." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Etiyopya." Mike fue a Kioto el verano pasado. Mike geçen yaz Kyoto'ya gitti. Mike geçen yaz Kyoto'ya gitti. ¿Puedo bailar aquí? Burada dans edebilir miyim? Burada dans edebilir miyim? Sono di nazionalità estone. Estonya vatandaşılar. Estonya vatandaşıyım. Giove ha quattro satelliti interni: Metis, Adrastea, Amaltea e Tebe. Le loro orbite sono molto vicine al pianeta. Jüpiterin dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe. Onların uyduları gezegene çok yakındır. Jüpiter'in dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amaltea ve Thebes. Yörüngeleri gezegene çok yakındır. Non andate in vacanza in America? Tatile Amerika'ya gitmiyor musunuz? Amerika'ya tatile gitmiyor musunuz? Llueve. Yağmur yağıyor. Yağmur yağıyor. Mi padre tiene muchos libros. Babamın birsürü kitabı var. Babamın bir sürü kitabı var. În ultimul timp comunicarea cu echipa s-a pierdut. Son zamanlarda ekiple iletişim kayboldu. Son zamanlarda takımla olan iletişimim koptu. Me tomaría una taza de café. Bir fincan kahve alırdım. Bir fincan kahve içebilirim. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Paraguaiana." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Paraguay." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Paraguaylı." Abbiamo acconsentito. Kabul ettik. Kabul ettik. La prima volta che vidi i giocatori di calcio romeni è stata a Madrid. İlk kez Romanya'lı oyuncuların Madrid de olduğunu gördüm. Romalı futbolcuları ilk kez Madrid'de gördüm. Todos le quieren. Herkes onu seviyor. Herkes onu seviyor. În sfârșit! Sonunda! Sonunda! Eu sei jogar tênis. Tenis oynayabilirim. Tenis oynamayı biliyorum. Hay una mesa en esta habitación. Bu odada bir masa vardır. Bu odada bir masa var. Non sono straniero. Ben yabancı değilim. Ben yabancı değilim. ¿Por qué no le pedimos consejo? Niçin onun tavsiyesini sormuyoruz? Neden ondan tavsiye almıyoruz? Andiamo in vacanza in Belgio. Belçika'ya tatile gidiyoruz. Belçika'ya tatile gidiyoruz. Mi padre solía traerme aquí cuando era pequeño. Babam, küçükken beni buraya getirirdi. Küçükken babam beni buraya getirirdi. "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Danese." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Danimarka." "Komşularınız hangi milletten?" "Danimarkalı." Odio a la gente. Ben insanlardan nefret ediyorum. İnsanlardan nefret ediyorum. Creo que sabes cómo se llama la novia de Tom. Bence Tom'un kız arkadaşının isminin ne olduğunu biliyorsun. Sanırım Tom'un kız arkadaşının adını biliyorsun. Tom se ve joven. Tom genç görünüyor. Tom genç görünüyor. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Gallese." "Komşuları nereliydi?" "Galler." "Komşuları hangi millettendi?" "Galler." Tous les paresseux disent précisément ça. Tüm tembeller tam olarak aynı şeyi söyler. Bütün tembeller tam olarak bunu söyler. Quédate ahí. Orada kal. Orada kal. Ella se fue a Ibaragi. O Ibaraki'ye gitti. Ibaragi'ye gitti. Ella es mucho más alta que yo. O benden çok daha uzun. Benden çok daha uzun. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Islandese." "Komşularımız nereliydi?" "İzlanda." "Komşularımız hangi millettendi?" "İzlandalı." Salve-se. Kendini kurtar. Kendini kurtar. La decisión era fácil. Karar kolaydı. Karar vermek kolaydı. È un perfetto estraneo per me. O, bana tamamen yabancıdır. O benim için tamamen yabancı. Tutti hanno ascoltato con attenzione. Herkes dikkatle dinledi. Herkes dikkatle dinledi. Nous avons deux nouvelles : une bonne et une mauvaise. Par laquelle commençons-nous ? İki haberimiz var. Biri iyi biri kötü. Hangisinden başlayalım? İki haberimiz var, biri iyi, biri kötü. ¡Tengan piedad de mí! Bana acıyın! Merhamet edin bana! Aceste case sunt întunecate și murdare. Bu evler karanlık ve kirli. Bu evler karanlık ve pis. Qui s'est échappé ? Kim kaçtı? - Kim kaçtı? Toate ființele umane se nasc libere și egale în demnitate și în drepturi. Ele sunt înzestrate cu rațiune și conștiință și trebuie să se comporte unele față de altele în spiritul fraternității. Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. Tüm insanlar onur ve haklar bakımından özgür ve eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır ve birbirlerine kardeşlik ruhuyla davranmalıdırlar. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Maltese." "Arkadaşların nereli?" "Malta." "Arkadaşların hangi milletten?" "Maltalı." Non so cosa vuoi veramente. Senin gerçekten ne istediğini bilmiyorum. Gerçekten ne istediğini bilmiyorum. Me conoces, ¿verdad? Beni tanıyorsun, değil mi? Beni tanıyorsun, değil mi? Vai in vacanza in Marocco. Fas'a tatile gidiyorsun. Fas'a tatile git. Todos estamos en el mismo barco. Hepimiz aynı gemideyiz. Hepimiz aynı gemideyiz. Familia este piatra de temelie a societății. Aile toplumun temel taşıdır. Aile, toplumun temel taşıdır. Él ya es un hombre. Zaten bir adam. O artık bir erkek. Les asiatiques mangent du riz. Asyalılar pirinç yer. Asyalılar pirinç yer. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Belga." "Dedelerin nereliydi?" "Belçika." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Belçika." Este ceva în neregulă? Herhangi bir şey yanlış mı? Bir sorun mu var? "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Irlandese." "Dedelerimiz nereliydi?" "İrlanda." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "İrlandalı." Compraron un coche nuevo. Onlar yeni bir araba aldı. Yeni bir araba almışlar. ¿Quieres comer algo? Bir şey yemek ister misin? Bir şeyler yemek ister misin? Sono di nazionalità greca? Onlar Yunan uyruklu mu? Yunan vatandaşı mısınız? Llevamos horas esperando. Saatlerdir bekliyoruz. Saatlerdir bekliyoruz. Estuvo en silencio todo el tiempo. O her zaman sessizdi. Tüm bu zaman boyunca sessizdi. Tu contraseña no debe ser algo fácil de adivinar. Şifren kolay tahmin edilebilecek şeyler olmasın. Şifrenizi tahmin etmek kolay olmayabilir. Ayer hubo un accidente horrible en la autovía. Dün otobanda korkunç bir kaza vardı. Dün otoyolda korkunç bir kaza oldu. Tom no había considerado eso. Tom onu düşünmemişti. Tom bunu hiç düşünmemişti. Esperaban que ganara Inglaterra. Onlar İngilizlerin kazanmasını umuyorlardı. İngiltere'nin kazanmasını bekliyorlardı. Mis amigos me llaman Ken. Arkadaşlarım bana Ken diyorlar. Arkadaşlarım bana Ken der. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Italiana." "Doktorlarınız nereli?" "İtalyan." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İtalyan." "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Croata." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Hırvat." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Hırvatistan'dan." Școala începe în luna aprilie. Okul nisan ayında başlar. Okul Nisan ayında başlıyor. Che cosa ti porta qui? Seni buraya getiren nedir? Seni buraya hangi rüzgar attı? Eran muy felices. Onlar çok mutluydu. Çok mutluydular. Chi pensate che l'abbia uccisa? Onu kimin öldürdüğünü düşünüyorsunuz? Sizce onu kim öldürdü? ¿Qué es el amor? Aşk nedir? Aşk nedir? Es un poco celoso. O biraz kıskanç Biraz kıskançtır. Non andate in vacanza in Polonia? Tatile Polonya'ya gitmiyor musunuz? Polonya'ya tatile gitmiyor musunuz? "Qualcuno può aiutarmi?" "Io lo farò". "Biri bana yardımcı olabilir mi?" " Ben ederim." "Biri bana yardım edebilir mi?" "Ben ederim." Ammazzavamo il tempo giocando a carte. Kart oynayarak zaman geçirdik. İskambil oynayarak zaman öldürüyorduk. Soy profesor de japonés. Ben Japonca öğretmeniyim. Japonca öğretmeniyim. Non sono di nazionalità colombiana? Kolombiya uyruklu değiller mi? Kolombiya vatandaşı değil misiniz? Se calhar consigo repará-lo. Belki ben onu tamir edebilirim. Belki tamir edebilirim. Quanti gatti avete? Kaç kediniz var? Kaç kediniz var? L'ho sognato ogni notte nelle ultime tre settimane. Son üç haftadır her gece bunun hakkında rüya gördüm. Son üç haftadır her gece bunu hayal ettim. Nous allons te surveiller. Seni gözleyeceğiz. Sana göz kulak olacağız. Chaque pourquoi a sa raison. Her şeyin bir sebebi var. Her nedenin bir nedeni vardır. O Tom não quer admitir que ele estava errado. Tom hatalı olduğunu kabul etmek istemez. Tom yanıldığını kabul etmek istemiyor. Non andiamo in vacanza in Danimarca. Tatile Danimarka'ya gitmiyoruz. Danimarka'ya tatile gitmiyoruz. ¿Tienes sueño? Uykun var mı? Uykun var mı? Estaba orgulloso de Tom. Tom'la gurur duydum. Tom'la gurur duyuyordum. Vous louchez. Şaşı bakıyorsunuz. Kafayı yemişsin. ¿Puede hablar más despacio? Daha yavaş konuşabilir misiniz? Biraz yavaş konuşur musun? A Tom le gusta ver la tele. Tom televizyon izlemeyi sever. Tom televizyon izlemeyi seviyor. Puedes fiarte de ellos. Onlara güvenebilirsin. Onlara güvenebilirsin. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Brasiliana." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Brezilya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Estuve todo el día con Tom. Bütün gün Tom'la birlikteydim. Bütün gün Tom'laydım. A eso me refería. Onu kastettim. Ben de bundan bahsediyordum. L'esperanto non è proprietà di nessuno. Esperanto kimsenin malı değildir. Esperanto kimsenin malı değildir. Tom are o chitară care a fost făcută în Coreea. Tom'un Kore'de yapılan bir gitarı var. Tom'un Kore'de yapılmış bir gitarı var. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Austriaca." "Teyzeleri nereli?" "Avusturya." "Amcaları hangi milletten?" "Avusturyalı." Parecen felices. Onlar mutlu görünüyorlar. Mutlu görünüyorlar. Haré lo que pueda. Elimden geleni yapacağım. Elimden geleni yaparım. Demasiado tarde. Çok geç. Çok geç. Sigue positiva. Pozitif kalın. Pozitif kal. Tom non voleva andare all'ospedale. Tom hastaneye gitmek istemiyordu. Tom hastaneye gitmek istemedi. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Ucraina." "Komşuların nereliydi?" "Ukrayna." "Komşuların hangi millettendi?" "Ukrayna." Tienes que leerte este libro. Bu kitabı okumalısın. Bu kitabı okumalısın. Me siento mal otra vez. Yine kendimi kötü hissediyorum. Kendimi yine kötü hissediyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Italiana." "Amcaların nereli?" "İtalyan." "Amcaların hangi milletten?" "İtalyan." Si yo pudiera ser así... Eğer öyle olabilseydim... Keşke ben de böyle olabilseydim... ¿Puedo comer esto? Bunu yiyebilirmiyim? Bunu yiyebilir miyim? Em 30 de dezembro de 2006, Sadam Hussein foi enforcado em Bagdá, Iraque. 30 Aralık 2006 tarihinde, Saddam Hüseyin, Bağdat, Irak'ta asıldı. 30 Aralık 2006'da Saddam Hüseyin Bağdat'ta asıldı. Il te regardait d'une manière agressive. Sana agresif bir biçimde bakıyordu. Sana agresif bir şekilde bakıyordu. Fui a dar un paseo para intentar calmarme. Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim. Sakinleşmek için yürüyüşe çıktım. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Estone." "Komşularımız nereliydi?" "Estonya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Estonya." "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Azera." "Onun komşuları nereliydi?" "Azeri." "Yakınları hangi millettendi?" "Azera." "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Siriana." "Hocalarınız nereliydi?" "Suriye." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Suriyeli." O Tom queria que os seus filhos aprendessem francês. Tom çocuklarının Fransızca öğrenmesini istiyordu. Tom çocuklarının Fransızca öğrenmesini istiyordu. Necesito un cambio. Bir değişime ihtiyacım var. Bozukluğa ihtiyacım var. "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Etiope." "Hekimlerimiz nereli?" "Etiyopya." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Etiyopya." Je ne veux pas prendre le risque. Risk almak istemiyorum. Bu riski almak istemiyorum. ¿Qué hice con mis llaves? Ben anahtarlarımla ne yaptım? Anahtarlarımı ne yaptım? Hanno visitato l'Estonia? Estonya'yı ziyaret ettiler mi? Estonya'yı ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità sono le sue vicine?" "Spagnola." "Komşuları hangi milletten?" "İspanyol." "Komşularınız hangi milletten?" "İspanyolca." ¿Dónde está María? Maria nerede? Maria nerede? Faremmo meglio a sbrigarci. Hızlı olsak iyi olur. Acele etsek iyi olur. Io la stavo guardando. Ona bakıyordum. Onu izliyordum. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Russa." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Rus." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Gallese." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Galler." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Galler." Cuando alguien muere, el cuerpo instantáneamente pierde exactamente 21 gramos. Birisi öldüğünde, anında bedeninden tam olarak 21 gram kadar yük gider. Birisi öldüğünde, vücut anında tam 21 gram kaybeder. Vous pouvez quitter la pièce. Odayı terkedebilirsiniz. Odayı terk edebilirsiniz. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Belga." "Komşularınız nereliydi?" "Belçika." "Komşularınız hangi millettendi?" "Belçika." No fuiste gracioso. Komik değildin. Hiç komik değil. A Itália é uma península. İtalya bir yarımada. İtalya bir yarımadadır. ¿Tú eres canadiense? Sen Kanadalı mısın? Sen Kanadalı mısın? Detesto i lunghi addii. Uzun vedalaşmalardan nefret ederim. Uzun vedalardan nefret ederim. Non abbiamo visitato la Groenlandia. Grönland'ı ziyaret etmedik. Grönland'a hiç gitmedik. Non andiamo in vacanza a Roma? Tatile Roma'ya gitmiyor muyuz? Roma'ya tatile gitmiyor muyuz? Ieşi afară! Ortaya çık. Çık dışarı! "Di che nazionalità siete?" "Bulgara." "Uyruğunuz ne?" "Bulgar." "Hangi millettensiniz?" "Bulgaristan." Mi ha mentito. Non riesco più a fidarmi di lui. O bana yalan söyledi. Artık ona güvenemem. Bana yalan söyledi, artık ona güvenemiyorum. Eu amo a minha filha. Kızımı seviyorum. Kızımı seviyorum. Vom găsi un leac. Bir çare bulacağız. Bir tedavi bulacağız. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Portoghese." "Doktorlarınız nereli?" "Portekiz." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Portekizli." L'ho riconosciuto dal cappello che indossava. Onu giydiği şapkadan tanıdım. Onu giydiği şapkadan tanıdım. ¿Dónde están tus amigos? Arkadaşların nerede? Arkadaşların nerede? Finalmente ho terminato questo lavoro. Sonunda bu işi bitirdim. Sonunda bu işi bitirdim. Dovrai andare senza di lei. Onsuz gitmek zorunda kalacaksın. Onsuz gitmen gerekecek. Non vai in vacanza in Austria? Tatile Avusturya'ya gitmiyor musun? Avusturya'ya tatile gitmiyor musun? C'est de grande valeur. O, çok değerlidir. Çok değerli bir şey. N-am putut spune părinților mei, și nici familiei mele. Ebeveynlerime söyleyemedim, ne de aileme. Aileme söyleyemedim, aileme de söyleyemedim. Me dijo "¿quién llego antes?". Bana, "ilk önce kim vardı?" dedi. "İlk kim geldi?" dedi. Dê um beijo no papai. Babana bir öpücük ver. Babaya bir öpücük ver. Ella nos quiere. O bizi sever. Bizi seviyor. Tom tem medo de ir para fora. Tom dışarı gitmeye korkuyor. Tom dışarı çıkmaya korkuyor. Non ci sono cani più grandi di questo. Bundan daha büyük köpekler yok. Bundan daha büyük köpek yoktur. Los niños vuelven a la escuela en otoño. Çocuklar Sonbaharda okula geri giderler. Çocuklar sonbaharda okula geri dönerler. Nous vous aimons tant. Sizi çok seviyoruz. Seni çok seviyoruz. Las dos mujeres se conocen. İki kadın birbirini tanıyor. İki kadın birbirlerini tanıyorlar. Vou jogar futebol amanhã. Yarın futbol oynayacağım. Yarın futbol oynayacağım. La sua storia mi ha riportato alla mia infanzia. Onun hikayesi beni çocukluğuma geri götürdü. Onun hikayesi beni çocukluğuma götürdü. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Libanese." "Hocaların nereli?" "Lübnan." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Lübnanlı." Non vanno in vacanza in Germania. Tatile Almanya'ya gitmiyorlar. Almanya'ya tatile gitmiyorlar. Ella le está escuchando. O onu dinliyor. Seni dinliyor. Os lo voy a dar. Onu size vereceğim. Onu size vereceğim. Devo rispondere alla sua lettera? Onun mektubunu cevaplamalı mıyım? Mektubuna cevap vereyim mi? Vado in vacanza in Svizzera. İsviçre'ye tatile gidiyorum. İsviçre'ye tatile gidiyorum. Sono stato colpito da un fulmine. Beni yıldırım çarptı. Yıldırım çarptı bana. Esto es una locura. Bu deli. Bu delilik. Él se ha hecho rico. O zengin oldu. O zengin oldu. Susan se fue hace una hora. Susan bir saat önce ayrıldı. Susan bir saat önce gitti. No creo que Tom y Mary sepan mucho de la música clásica. Tom'un ve Mary'nin klasik müzik hakkında çok şey bildiklerini düşünmüyorum. Tom ve Mary'nin klasik müzikten anladıklarını sanmıyorum. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Vietnamita." "Kuzenlerimiz nereli?" "Vietnam." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Russa." "Akrabaları nereli?" "Rus." "Akrabaları hangi milletten?" "Rus." Agora a minha vida será melhor. Şimdi yaşamım daha iyi olacak! Şimdi hayatım daha iyi olacak. "Di che nazionalità erano le vostre nonne?" "Scozzese." "Nineleriniz nereliydi?" "İskoç." "Büyükanneleriniz hangi millettendi?" "İskoç." Ella le vio romper la ventana. O, onun pencereyi kırdığını gördü. Pencereyi kırdığını görmüş. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Belga." "Ninelerin nereliydi?" "Belçika." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Belçika." Je ne peux en dire beaucoup. Bunu daha fazla söyleyemem. Söyleyebileceğim pek bir şey yok. Hai fegato. Cesaretin var. Çok cesursun. Tom esperó hasta las dos y media. Tom 2.30'a kadar bekledi. Tom saat 2:30'a kadar bekledi. Puedes sentarte si quieres. İstersen oturabilirsin. İstersen oturabilirsin. "Di che nazionalità sono le loro zie?" "Svizzera." "Teyzeleri nereli?" "İsviçre." "Amcaları hangi milletten?" "İsviçreli." Tom no sabe mucho de deportes. Tom sporlar hakkında çok şey bilmez. Tom spor hakkında pek bir şey bilmiyor. Non avete visitato il Vietnam. Vietnam'ı ziyaret etmediniz. Vietnam'ı ziyaret etmediniz. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Marocchina." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Fas." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Fas." Non andiamo in vacanza in Bolivia. Tatile Bolivya'ya gitmiyoruz. Bolivya'ya tatile gitmiyoruz. Vivimos con Tom. Tom ile yaşadık. Tom'la birlikte yaşıyoruz. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Tedesca." "Dedelerimiz nereliydi?" "Alman." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Alman." Eso estaría bueno. Bu iyi olurdu. Bu iyi olur. ¡Mamá, Tom me está pegando! Anne, Tom bana vuruyor! Anne, Tom beni dövüyor! Hoy no estoy libre. Bugün boş değilim. Bugün boş değilim. Paza a fost extrem de strictă. Güvenlik son derece sıkıydı. Güvenlik çok sıkıydı. Lasă-mă. Defol. Bırak beni. A pobreza é a raiz de todo o mal. Yoksulluk bütün kötülüklerin kaynağıdır. Yoksulluk tüm kötülüklerin köküdür. Emel dijo que no volvería a casa. Emel eve gelmeyeceğini söyledi. Emel eve gelmeyeceğini söyledi. Nos perdonó. Bizi affetti. Bizi affetti. Achei o livro muito interessante. Kitabı çok enteresan buldum. Kitabı çok ilginç buldum. Anoche escribí una carta de amor. Dün gece bir aşk mektubu yazdım. Dün gece bir aşk mektubu yazdım. Llamo porque he perdido mi tarjeta de crédito. Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum. Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum. No volveré a hablar contigo, Charles. Seninle tekrar asla konuşmayacağım Charles. Seninle bir daha konuşmayacağım Charles. Fammi dare un'occhiata. Göz atmama izin ver. Bir bakayım. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Austriaca." "Arkadaşları hangi milletten?" "Avusturya." "Arkadaşları hangi milletten?" "Avusturyalı." Quest'anno i meli sono fioriti presto. Bu yıl elma ağaçları erken çiçek açtı. Bu yıl elmalar erken çiçek açtı. Trebuie să luăm toate măsurile de precauție. Her türlü önlemi almak zorundayız. Her türlü önlemi almalıyız. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Peruviana." "Dedelerin nereli?" "Peru." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Bielorussa." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Belarus." "Doktorları hangi milletten?" "Belarus." "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Bielorussa." "Arkadaşları nereli?" "Belarus." "Arkadaşları hangi milletten?" "Belarus." Los pájaros vuelan distancias largas. Kuşlar uzak yerlere uçarlar. Kuşlar uzun mesafeler uçar. Quiero ser médico. Bir doktor olmak istiyorum. Doktor olmak istiyorum. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Svizzera." "Kardeşlerin nereli?" "İsviçre." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İsviçre." Llegaré tarde a la escuela. Ben okula geç kalacağım. Okula geç kalacağım. Este bolso es mío. Bu el çantası benim. Bu benim çantam. Te dije que no iba a llamar a Tom. Tom'u aramayacağımı sana söyledim. Sana Tom'u aramayacağımı söylemiştim. Tu as saigné du nez. Burnun kanıyor. Burnun kanıyor. Je connais Jim depuis mon enfance. Ben, çocukluğumdan beri Jim'i tanıyorum. Jim'i çocukluğumdan beri tanırım. Había sangre en la camisa de Tom. Tom'un gömleğinde kan vardı Tom'un gömleğinde kan vardı. La voiture de Tom est là. Tom'un arabası orada. Tom'un arabası burada. Jane no es tan alta como Mary. Jane, Mary kadar uzun değil. Jane Mary kadar uzun değil. Él perdió de vista al pájaro. O, kuşu gözden kaybetti. Kuşu gözden kaçırdı. Tom ha riscaldato un po' di avanzi per cena. Tom akşam yemeği için bazı artan yemekleri ısıttı. Tom akşam yemeği için artıkları ısıttı. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Inglese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "İngiliz." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İngilizce." Lo estoy esperando. Onu bekliyorum. Onu bekliyorum. ¿Por qué no me ayudas? Neden bana yardım etmiyorsun? Neden bana yardım etmiyorsun? "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Maltese." "Kardeşleriniz nereli?" "Malta." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Maltalı." Ayer te vi. Dün seni gördüm. Dün seni gördüm. ¿Estabas en casa? Evde miydin? Evde miydin? Eu tenho certeza de que me apaixonei por ela. Ona aşık olduğuma eminim. Ona aşık olduğuma eminim. Patty terminó de escribirles a sus amigos en Canadá. Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi. Patty, Kanada'daki arkadaşlarına yazmayı bitirdi. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Islandese." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "İzlanda." "Arkadaşların hangi milletten?" "İzlandalı." Tom reconoció de inmediato la voz de Mary. Tom Mary'nin sesini hemen tanıdı. tom mary'nin sesini duydu. Trebuie să vorbesc cu tine despre ceva. Bir şey hakkında seninle konuşmamız gerek. Seninle konuşmam gereken bir şey var. Non hai visitato la Bulgaria. Bulgaristan'ı ziyaret etmedin. Bulgaristan'ı ziyaret etmediniz. Compasiunea este baza oricărei morale. Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır. Merhamet her ahlakın temelidir. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Argentina." "Hocalarınız nereli?" "Arjantin." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Arjantin." Non ti amo. Seni sevmiyorum. Seni sevmiyorum. No nos quiere. O bizi sevmiyor. Bizi sevmiyor. Je veux prendre ma retraite. Emekli olmak istiyorum. Emekli olmak istiyorum. Quiere vender su coche viejo a un hombre de Kobe. Eski arabasını Kobe'deki bir adama satmak istiyor. Eski arabasını Kobe'li bir adama satmak istiyor. Todos na minha família são felizes. Ailemdeki herkes mutlu. Ailemdeki herkes mutlu. Tu casa es grande. Senin evin büyük. Evin çok büyük. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Brasiliana." "Hocalarının milliyeti ne?" "Brezilya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Brezilyalı." Îmi place să citesc. Okumayı severim. Okumayı seviyorum. O estudo de idiomas estrangeiros ajuda-me a melhor usar minha própria língua. Yabancı dillere çalışmak bana kendi ana dilimi daha iyi kullanmama yardımcı oluyor. Yabancı dil eğitimi kendi dilimi daha iyi kullanmamı sağlıyor. «¿Quién es esa chica?» «Señor, es un hombre y se llama Pedro. Con los tiempos que corren, no debería ir asumiendo el género de las personas que no conoce, pueden considerarlo ofensivo.» "Şu kız kim?" "Beyefendi, o bir erkek ve adı da Pedro. Bu devirde insan, tanımadığı kişilerin cinsiyeti hakkında peşin yargıda bulunmaktan kaçınmalı. Karşı taraf bundan rencide olabilir." “Bu kız kim?” “Efendim, o bir erkek ve adı Petrus. Bu zamanda, tanımadığınız insanların cinsiyetini varsaymamalısınız, bunu saldırgan olarak değerlendirebilirsiniz.” Tom parece más viejo. Tom daha yaşlı görünüyor. Tom daha yaşlı görünüyor. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Ghanese." "Dedelerimiz nereli?" "Gana." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Ghanese." Cos'ha detto che voleva Tom? Tom ne istediğini söyledi? Tom ne istiyormuş? ¿Cuál es viejo? Hangisi eski? Hangisi eski? Ellos estaban sentados en el sofá de nuestro salón. Salonumuzun divanında oturuyorlardı. Oturma odamızdaki kanepede oturuyorlardı. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Bielorussa." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Belarus." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Belaruslu." M-am gândit îndelung la acest subiect. Bu konuyu uzun uzadıya düşündüm. Bu konuyu uzun uzun düşündüm. Le envió una postal desde Boston. Ona Boston'dan bir kartpostal gönderdi. Boston'dan ona bir kart göndermiş. "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Macedone." "Komşularının milliyeti neydi?" "Makedon." "Komşuların hangi millettendi?" "Makedonya." Despre ce este tot acest tam-tam? Tüm bu patırtı ne hakkında? Bütün bu yaygara da ne? Este es un punto muy importante. Bu, çok önemli bir nokta. Bu çok önemli bir nokta. Nací con doce dedos. On iki parmakla doğdum. Ben 12 parmakla doğdum. La vie est de plus en plus chère. Hayat gittikçe pahalılaşıyor. Hayat giderek daha pahalı hale geliyor. El va părăsi Japonia în luna aprilie. Nisanda o, Japonya'dan ayrılacak. Nisan ayında Japonya'dan ayrılacak. Hanno visitato il Marocco? Fas'ı ziyaret ettiler mi? Fas'ı ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Tunisina." "Ninelerin nereli?" "Tunus." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Tunuslu." A fost dezgropat un vas antic. Antik bir çanak çıkarıldı. Eski bir gemi bulundu. Il aime que je fasse ça. Benim yaptığımı seviyor. Bunu yapmam hoşuna gidiyor. E allora che hai fatto? Ne yaptın o zaman? O zaman ne yaptın? Quiero a mis amigos. Arkadaşlarımı severim. Arkadaşlarımı istiyorum. No hay ningún error. Hata yok. Hata falan yok. Volare è il modo più rapido di viaggiare. Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur. Uçmak seyahat etmenin en hızlı yoludur. "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Irlandese." "Arkadaşlarınız nereli?" "İrlanda." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İrlandalı." Pe vremea aceea lucrurile au fost mai bune decât sunt astăzi. O zaman işler şimdikinden daha iyiydi. O zamanlar her şey bugünkünden daha iyiydi. "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Albanese." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Arnavut." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Arnavutça." Sigue trabajando. Çalışmaya devam et. Çalışmaya devam et. Por fin fui a Inglaterra este verano. Nihayet bu Yaz İngiltere'ye gittim. Sonunda bu yaz İngiltere'ye gittim. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Brasiliana." "Komşuların nereliydi?" "Brezilya." "Komşuların hangi millettendi?" "Brezilyalı." "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Austriaca." "Teyzeleriniz nereli?" "Avusturya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Avusturyalı." Pouvez-vous traverser à la nage ? Buradan yüzerek geçebilir misiniz? Yüzerek karşıya geçebilir misin? "Di che nazionalità sono le vostre vicine?" "Bulgara." "Komşularınızın uyruğu ne?" "Bulgar." "Komşularınız hangi milletten?" "Bulgaristan." Sto cercando Tom. L'hai visto? Tom'u arıyorum. Onu gördün mü? Tom'u arıyorum. Hai iniziato a studiare per l'esame? Sınav için çalışmaya başladın mı? Sınav için çalışmaya başladın mı? Tom se divirtió mucho. Tom çok eğlendi. Tom çok eğlendi. Tom dudó por un momento. Tom bir an için çekindi. Tom bir an duraksadı. No quiero morir mañana. Yarın ölmek istemiyorum. Yarın ölmek istemiyorum. Il nous a fait attendre pendant plus d'une heure. Bizi bir saatten fazla bekletti. Bizi bir saatten fazla bekletti. Quando è stata l'ultima volta che hai cenato con del cibo cucinato in casa? Son kez ne zaman evde pişirilmiş akşam yemeği yedin? En son ne zaman evde pişmiş yiyeceklerle yemek yedin? Déjame hablar. Konuşmama izin verin. Konuşmama izin ver. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Bielorussa." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Belarus." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Belarus." Elle est décédée il y a quelques années. Birkaç yıl önce öldü. Birkaç yıl önce vefat etti. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Gallese." "Kuzenlerimiz nereli?" "Galler." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Galler." ¿Cuál fue el momento en el que te diste cuenta de que habías crecido? Büyüdüğünü hissettiğin an neydi? Büyüdüğünüzün farkına ne zaman vardınız? Vanno in vacanza in Egitto. Mısır'a tatile gidiyorlar. Mısır'a tatile giderler. "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Paraguaiana." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Paraguay." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Paraguaylı." Tom no quiere volver a ver a Mary. Tom Mary'yi tekrar görmek istemiyor. Tom, Mary'yi bir daha görmek istemiyor. Tráele una bebida. Ona bir içki getir. Ona bir içki getir. No, nunca estuve allí. Hayır, asla orada bulunmadım. Hayır, oraya hiç gitmedim. De pronto me sentí muy extraño. Aniden çok garip hissettim. Birden kendimi çok tuhaf hissettim. Nonostante in questa frase non ci siano errori di grammatica, dubito che qualcuno la utilizzerebbe realmente. Dil bilgisi bakımından bu cümlede bir hata olmamasına rağmen, birinin onu gerçekten kullanacağından şüpheliyim. Bu cümlede herhangi bir gramer hatası olmamasına rağmen, kimsenin gerçekten kullanacağından şüpheliyim. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Canadese." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Kanada." "Ailen hangi milletten?" "Kanadalı." No sé la verdad. Doğruyu bilmiyorum. Gerçeği bilmiyorum. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Marocchina." "Hocaları nereliydi?" "Fas." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Fas." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Polacca." "Dedelerimiz nereli?" "Polonya." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Polak." "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Croata." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Hırvat." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Haçlı." "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Scozzese." "Onun komşuları nereliydi?" "İskoç." "Komşuları hangi millettendi?" "İskoç." No tienes que venir. Senin gelmene gerek yok. Gelmek zorunda değilsin. Hemos llegado a Berlín. Luego llegaremos a Nueva York. Berline vardık.Daha sonra Newyork' gideceğiz. Berlin'e vardık, sonra New York'a varacağız. Tom se comporte avec Marie comme avec une esclave. Tom Mary'ye köle muamelesi yapıyor. tom mary'ye bir köle gibi davranır. ¿Cuál es la causa? Neden nedir? Nedeni ne? Opoziția devine mai evidentă. Muhalefet daha belirgin oluyor. Muhalefet daha da belirginleşiyor. No soy grosero. Ben küfürbaz değilim. Ben kaba değilim. Lui Tom îi place să doarmă dezbrăcat, dar eu prefer să port pijama. Tom çıplak uyumayı sever ama ben pijama giymeyi tercih ederim. Tom çıplak uyumayı sever ama ben pijama giymeyi tercih ederim. Prima devo finire questo. Önce bunu bitirmek zorundayım. Önce bunu bitirmeliyim. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Libica." "Halaların nereli?" "Libya." "Amcaların hangi milletten?" "Libyalı." Aceasta este cartea pe care vreau să o citesc. Okumak istediğim kitap bu. Okumak istediğim kitap bu. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Inglese." "Dedelerin nereli?" "İngiliz." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "İngiliz." Vous ne pouvez pas avoir faim. Vous venez juste de dîner. Aç olamazsınız. Henüz akşam yemeği yediniz. Acıkmış olamazsın, daha yeni yemek yedin. Es más fácil decirlo que hacerlo. Söylemek yapmaktan kolaydır. Söylemesi yapmaktan daha kolay. Aujourd'hui, c'est dimanche, dernier jour de la semaine. Bugün haftanın son günü, pazar. Bugün Pazar, haftanın son günü. Qualcuno può darmi un cucchiaio? Birisi bana kaşık verebilir mi? Biri bana kaşık verebilir mi? "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Islandese." "Onun arkadaşları nereli?" "İzlanda." "Arkadaşların hangi milletten?" "İzlandalı." "Di che nazionalità sono le nostre insegnanti?" "Russa." "Öğretmenlerimizin uyruğu ne?" "Rus." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Rus." Hai dimenticato qualcosa? Bir şey mi unuttun? Bir şey mi unuttun? Ele voou de Londres a Paris. O, Londra'dan Paris'e uçtu. Londra'dan Paris'e uçtu. Îmi doresc să știu cine a făcut această poză. Bu resmi kimin yaptığını keşke bilsem. Bu fotoğrafı kimin çektiğini bilmek istiyorum. Debería ir contigo. Seninle gitmeliyim. Seninle gelmeliyim. Sarà bene che tu smetta subito di fumare. Derhal sigarayı bıraksan iyi olur. Sigarayı hemen bıraksan iyi olur. Tom è un bravo scrittore. Tom iyi bir yazar. Tom iyi bir yazar. Ma sono pericolose per la salute queste cose? Bu şeyler sağlık için tehlikeli mi? Peki bu şeyler sağlığa zararlı mı? Yumi es feliz, ¿verdad? Yumi mutlu, değil mi? Yumi mutlu, değil mi? Questa è una rosa gialla. Bu sarı bir gül. Bu sarı bir gül. Non hanno visitato l'Irlanda del Nord. Kuzey İrlanda'yı ziyaret etmediler. Kuzey İrlanda'yı ziyaret etmediler. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Macedone." "Dedelerin nereliydi?" "Makedon." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Makedonyalı." Vale más hacer y arrepentirse, que no hacer y arrepentirse. Yapıp da pişman olmak, yapmayıp pişman olmaktan daha iyidir. Yapmak ve pişman olmak, yapmamak ve pişman olmaktan daha iyidir. Tengo que admitir que no me esperaba esto. Bunu beklemediğimi itiraf etmeliyim. İtiraf etmeliyim ki bunu beklemiyordum. Obtuvo grandes beneficios del libro. Kitaptan büyük kâr elde etti. Kitaptan büyük kazançlar elde etti. El știe cum să se comporte în societate. Toplum içinde nasıl davranacağını bilir. Toplumda nasıl davranacağını bilir. Unii cred în Dumnezeu, alții nu cred. Bazıları tanrıya inanır, bazıları inanmaz. Bazıları Tanrı'ya inanır, bazıları inanmaz. Hay alguien a la puerta que te quiere ver. Kapıda seni görmek isteyen biri var. Kapıda seni görmek isteyen biri var. ¡No es culpa mía! Benim hatam değil! Benim suçum değil! ¿Ellos también vienen? Onlar da geliyorlar mı? Onlar da geliyor mu? Lui sta leggendo un libro? O bir kitap okuyor mu? Kitap mı okuyor? ¿Por qué no se lo dijiste a Tom? Niçin Tom'a söylemedin? Neden Tom'a söylemedin? É a especialidade dele. Bu, onun uzmanlık alanı. Bu onun uzmanlık alanı. Es jugador de béisbol. O bir beyzbol oyuncusudur. O bir beyzbol oyuncusu. Elle ouvrit la lettre dès qu'elle fut toute seule. Yalnız kalır kalmaz, mektubu açıyordu. Yalnız kalınca mektubu açtı. Încă mai avem camere disponibile. Bizim hâlâ mevcut odalarımız var. Hâlâ boş odalarımız var. Está lloviendo. Yağmur yağıyor. Yağmur yağıyor. Chi non risica non rosica. Emek olmadan yemek olmaz. Risk almayan, risk almayandır. Ele se conhecem desde a infância. Onlar birbirlerini çocukluklarından beri tanırlar. Birbirlerini çocukluktan beri tanıyorlar. Estuvo lloviendo mucho durante todo el día. Bütün gün çok yağmur yağdı. Bütün gün çok yağmur yağdı. Não viemos porque choveu. Gidemedik çünkü yağmur yağdı. Yağmur yağdığı için gelmedik. ¿Por qué está papá en la cocina? Baba niçin mutfakta? Babam neden mutfakta? Cosa sai dell'Australia? Avustralya hakkında ne biliyorsun? Avustralya hakkında ne biliyorsun? "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Scozzese." "Onun arkadaşları nereli?" "İskoç." "Arkadaşların hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Svizzera." "Komşularının uyruğu ne?" "İsviçre." "Komşuları hangi milletten?" "İsviçre." "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Egiziana." "Arkadaşları nereli?" "Mısır." "Arkadaşları hangi milletten?" "Mısırlı." Quiero ayudarte. Sana yardım etmek istiyorum. Sana yardım etmek istiyorum. Tengo que ir a encontrarme con Tom. Tom ile görüşmeye gitmeliyim. Tom'la buluşmam lazım. "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Belga." "Kuzenleriniz nereli?" "Belçika." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Belçika." Tengo sueño, voy a dormir un poco más. Uykum var ve ben biraz daha uyuyacağım. Uykum var, biraz daha uyuyacağım. Tiene treinta mensajes. Otuz mesajınız var. 30 mesajınız var. Vol un rellotge com el teu. Seninkine benzeyen bir saat istiyor. Seninki gibi bir saat istiyor. Je dois témoigner au Tribunal demain. Yarın mahkemede tanıklık etmek zorundayım. Yarın mahkemede ifade vereceğim. ¿Te fijaste en su nuevo vestido? Onun yeni elbisesini fark ettin mi? Yeni elbisesini gördün mü? Como no sabía nadar, preferí no ir a la playa. Yüzme bilmediğimden plaja gitmeyi tercih etmedim. Yüzmeyi bilmediğim için sahile gitmemeyi tercih ettim. So un djenio muy estavle. Ben çok dengeli bir dâhiyim. Çok iyi bir cin biliyorum. Non voglio che tu veda più Tom. Artık Tom'u görmeni istemiyorum. Tom'u bir daha görmeni istemiyorum. Non volevo che Tom interferisse. Tom'un karışmamasını istedim. Tom'un karışmasını istemedim. Ho 19 anni. Ben 19 yaşındayım. 19 yaşındayım. Necesito muchos libros. Birçok kitaba ihtiyacım var. Bir sürü kitaba ihtiyacım var. Sappiamo chi è? Onun kim olduğunu biliyor muyuz? Kim olduğunu biliyor muyuz? Tom tomó el tren equivocado. Tom yanlış trene bindi. Tom yanlış trene bindi. La sécurité a été renforcée dans la ville. Şehirde güvenlik artırıldı. Kentte güvenlik önlemleri artırıldı. Necesitarás dormir. Uykuya ihtiyacın olacak. Uyuman gerek. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Marocchina." "Komşularınız nereli?" "Fas." "Komşularınız hangi milletten?" "Fas." Además, comienza a llover. Bunun üstüne, yağmur yağmaya başlar. Ayrıca yağmur yağmaya başladı. Vanno in vacanza in Libia? Libya'ya tatile mi gidiyorlar? Libya'ya tatile mi gidiyorsunuz? "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Boliviana." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Bolivya." "Doktorları hangi milletten?" "Bolivyalı." "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Ucraina." "Dedelerimiz nereli?" "Ukrayna." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Ukrayna." Ho trascorso tutto il giorno a chiedermi cosa dovrei fare. Ne yapmam gerektiğini merak ederek bütün günü geçirdim. Bütün günümü ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdim. Unii dintre noi trebuie să lucreze. Bazılarımız çalışmak zorunda. Bazılarımızın çalışması gerekiyor. Estáis en el tren equivocado. Siz yanlış trendesiniz. Yanlış trendesiniz. Sono venuto con le donne, così posso guidarle in giro per Nagasaki. Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim. Nagasaki'de sürebilmek için kadınlarla geldim. Necesitamos dinero. Bizim paraya ihtiyacımız var. Paraya ihtiyacımız var. Porta con te i tuoi figli. Çocuklarını seninle birlikte getir. Çocuklarını da yanında götür. El edil se enfrentó al alcalde en el pleno del ayuntamiento, lo cual sorprendió a todos los presentes. Meclis üyesinin belediye meclisi toplantısında belediye başkanına karşı çıkması herkesi şaşırtmıştı. Belediye Başkanı, Belediye Başkanı'nın karşısına çıktı ve herkesi şaşırttı. Insurgența din Anglia este înfiorătoare. İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici. İngiltere'deki ayaklanmalar korkunç. Tom annuì in modo incoraggiante. Tom cesaret verecek şekilde başını salladı. Tom cesaret verici bir şekilde başını salladı. La respuesta es sí. Cevap evettir. Cevabım evet. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Camerunense." "Arkadaşları hangi milletten?" "Kamerun." "Arkadaşları hangi milletten?" "Kamerunlu." De ce nu ai venit la petrecerea de ieri? Dünkü partiye niçin gelmedin? Neden dünkü partiye gelmedin? Ha studiato molto per passare l'esame. Sınavı geçmek için çok çalıştı. Sınavı geçmek için çok çalıştı. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Marocchina." "Anneleriniz nereli?" "Fas." "Anneleriniz hangi milletten?" "Fas." La frase non è grammaticalmente precisa. Cümle dil bilgisi yönünden doğru değildir. Bu cümle gramer olarak doğru değildir. Mis padres murieron en un accidente de coche hace diez años. On yıl önce, ebeveynlerim bir araba kazasında öldü. Ailem 10 yıl önce bir araba kazasında öldü. No verão nós conseguimos ver muitas estrelas à noite. Yaz geceleri gökyüzünde birçok yıldız görebiliriz. Yazın geceleri çok sayıda yıldız görürüz. ¿Tienes muchas ganas de verla? Onu görmeyi çok istiyor musun? Onu görmek için sabırsızlanıyor musun? Ella se hizo enfermera. O bir hemşire oldu. Hemşire oldu. ¿Por qué le has dado dinero? Neden ona para verdin? Neden ona para verdin? "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Danese." "Komşularının milliyeti neydi?" "Danimarka." "Komşuların hangi millettendi?" "Danimarkalı." Non posso dirti cos'abbiamo finito per fare. Ne yapmayı bitirdiğimizi sana söyleyemem. Ne yaptığımızı sana söyleyemem. No confíes en nadie aquí. Buradaki kimseye güvenme. Burada kimseye güvenme. Sé cuál es tu verdadero nombre. Senin gerçek adını biliyorum. Gerçek adını biliyorum. Tom no se queda contigo, ¿verdad? Tom seninle kalmıyor, değil mi? Tom seninle kalmıyor, değil mi? O que ensina Tom? Tom ne öğretiyor? Tom ne öğretiyor? Mi hermano va a la misma escuela a la que iba yo. Erkek kardeşim benim gittiğim aynı okula gidiyor. Ağabeyim de benim gittiğim okula gidiyor. Soy muy tímido. Çok çekingenim. Çok utangacım. Vado in vacanza in Palestina. Filistin'e tatile gidiyorum. Filistin'e tatile gidiyorum. Perché non mi lasci dare un'occhiata? Neden bakmama izin vermiyorsun? Neden bir bakmama izin vermiyorsun? La notizia gli fece piacere. Haber onu memnun etti. Bu haber onu sevindirdi. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Canadese." "Onun akrabaları nereli?" "Kanada." "Akrabaların hangi milletten?" "Kanadalı." ¿Dónde vive tu abuelo? Büyük baban nerede yaşıyor? Büyükbaban nerede yaşıyor? "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Francese." "Öğretmenlerin nereli?" "Fransız." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Fransız." El vine în contact cu tot felul de oameni. Her türlü insanla bağlantı kurar. Her türlü insanla temas halindedir. Como se organizam os grupos de oposição no país? Ülkedeki muhalefet gruplarını nasıl organize ediyorlar? Ülkedeki muhalefet grupları nasıl örgütleniyor? Tom pensó que Mary quería ir a Boston para ver a John. Tom Mary'nin John'u görmek için Boston'a gitmek istediğini düşündü. Tom, Mary'nin John'u görmek için Boston'a gitmek istediğini düşündü. Non vai in vacanza in Bolivia? Tatile Bolivya'ya gitmiyor musun? Bolivya'ya tatile gitmiyor musun? Ojalá supiera hablar francés. Keşke Fransızca konuşabilsem. Keşke Fransızca konuşabilseydim. Non abbiamo visitato l'Ungheria. Macaristan'ı ziyaret etmedik. Macaristan'ı ziyaret etmedik. Tradutores usam Tatoeba? Çeviriciler Tatoeba'yı kullanıyor mu? Tercümanlar Tatoeba'yı kullanıyor mu? ¿Por qué no lo usaste? Neden onu kullanmadın? Neden kullanmadın? Voy a preguntar cuándo va a venir el tren. Trenin ne zaman geleceğini soracağım. Trenin ne zaman geleceğini soracağım. El tren llegó con diez minutos de retraso. Tren on dakika geç vardı. Tren 10 dakika geç geldi. Está leyendo el periódico. O gazete okuyor. Gazete okuyor. Hanno visitato la Slovacchia. Slovakya'yı ziyaret ettiler. Slovakya’yı ziyaret etti. Ho bisogno di riposare. Dinlenmem gerekiyor. Dinlenmem gerek. Mi francés mejoró después de casarme con un hablante nativo. Bir yerli Fransızca konuşucu ile evlendikten sonra Fransızcam daha iyi oldu. Anadili İngilizce olan biriyle evlendikten sonra Fransızcam düzeldi. Pensi che abbia paura di te? Senden korktuğumu mu düşünüyorsun? Senden korktuğumu mu sanıyorsun? Sia Tom che Mary sembrano delusi. Hem Tom hem Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyor. Tom ve Mary hayal kırıklığına uğramış görünüyorlar. Ils sont déjà morts. Onlar zaten öldüler. Çoktan öldüler. Dentro de las casas japonesas quítate los zapatos. Japon evlerinin içinde ayakkabılarını çıkar. Japon evlerinin içinde ayakkabılarınızı çıkarın. Mary está comiendo. Mary yiyor. Mary yemek yiyor. No viene nadie. Kimse gelmiyor. Kimse gelmiyor. Ninguém sabe o nome dela. Hiç kimse onun adını bilmiyor. Kimse adını bilmiyor. Pourquoi as-tu menti ? Neden yalan söyledin? Neden yalan söyledin? "Di che nazionalità sono le nostre amiche?" "Ucraina." "Arkadaşlarımızın milliyeti ne?" "Ukrayna." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Ukraynalı." Todos precisam estar aqui amanhã. Herkesin yarın burada olması gerekiyor. Yarın herkesin burada olması gerekiyor. Non hai visitato la Cina. Çin'i ziyaret etmedin. Çin'i ziyaret etmedin. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Norvegese." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Norveç." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Norveçli." Estoy esperando aquí. Burada bekliyorum. Burada bekliyorum. Nadie más resultó herido. Başka hiç kimse yaralanmadı. Başka kimse zarar görmedi. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Estone." "Hekimleriniz nereli?" "Estonya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Estonyalı." "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Ghanese." "Arkadaşların nereli?" "Gana." "Arkadaşların hangi milletten?" "Ghanese." Il fait froid ce matin, n'est-ce pas ? Bu sabah hava soğuk; değil mi? Bu sabah çok soğuk, değil mi? Tom non sta molto bene. Tom çok iyi değil. Tom pek iyi değil. Otro cliente satisfecho. Bir diğer memnun müşteri. Memnun kalan bir müşteri daha. Ci vediamo domenica in chiesa. Pazar günü kilisede görüşürüz. Pazar günü kilisede görüşürüz. Eu tenho que ir ao hospital. Hastaneye gitmek zorundayım. Hastaneye gitmem gerek. Me gustan todos. Onların hepsini seviyorum. Hepsini severim. Estaba viendo la televisión cuando llegó Tomás. Tom geldiğinde televizyon izliyordum. Tomas geldiğinde televizyon izliyordum. ¡Qué sorpresa! Ne sürpriz! Bu ne sürpriz! Tom es la persona más feliz del mundo en este momento. Tom şu an dünyanın en mutlu insanı. Tom şu anda dünyadaki en mutlu insan. Me he enamorado de ti. Sana aşık oldum. Sana aşık oldum. Por favor, conte-me a história uma vez mais. Lütfen, hikayeyi bir kez daha bana anlat. Lütfen hikayeyi bir kez daha anlat. ¿Qué hiciste con ese dinero? O parayla ne yaptın? O parayla ne yaptın? Dovevo andare là l'estate scorsa. Geçen yaz oraya gitmem gerekiyordu. Geçen yaz oraya gidecektim. Non hai visitato il Libano. Lübnan'ı ziyaret etmedin. Lübnan'ı ziyaret etmedin. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Camerunense." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Kamerun." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Kamerunlu." Questo è tutto quel che sappiamo. Bütün bildiğimiz o. Tüm bildiğimiz bu. Sono di nazionalità svizzera. İsviçre vatandaşılar. Ben İsviçre vatandaşıyım. El Gobierno tuvo que modificar su política exterior. Hükümet dış politikasını değiştirmek zorunda kaldı. Hükümet dış politikasını değiştirmek zorunda kaldı. Lo haremos mañana. Onu yarın yapacağız. Yarın yaparız. ¡Hola! ¿Cómo estás? Merhaba! Nasılsın? Selam, nasılsın? Creo que sé cuál es el secreto de Tom. Sanırım Tom'un sırrını biliyorum. Sanırım Tom'un sırrının ne olduğunu biliyorum. A greși e omenește. Yanılmak insana mahsustur. Hata insancıldır. Soñé contigo. Seni rüyamda gördüm. Rüyamda seni gördüm. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Etiope." "Teyzelerimiz nereli?" "Etiyopya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Etiyopya." Sono così diverso da tutti gli altri? Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım? Diğerlerinden çok mu farklıyım? C'è qualcosa di particolare? Önemli bir şey var mı? Özel bir şey var mı? "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Ucraina." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Ukrayna." "Kardeşleri hangi milletten?" "Ukrayna." Buenos días, ¿es usted el señor Ogawa? Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız? Günaydın, Bay Ogawa siz misiniz? Dejó la llave encima de la mesa como siempre. Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu. Anahtarı her zamanki gibi masanın üzerine bıraktı. Non andate in vacanza in Ungheria? Tatile Macaristan'a gitmiyor musunuz? Macaristan'a tatile gitmiyor musunuz? Twitter no es un amigo de verdad. Twitter, gerçek bir arkadaş değildir. Twitter gerçek bir arkadaş değil. C'est sympa de ta part d'essayer de me protéger. Beni korumaya çalışman harika. Beni korumaya çalışman çok hoş. Je le ferais, si je ne trouvais pas de prétexte. Bahane bulamazsam, bunu yaparım. Eğer bir bahanem olmasaydı, yapardım. Non vanno in vacanza in Siria. Tatile Suriye'ye gitmiyorlar. Suriye'de tatil yapmıyorlar. Esto es un perro? Bu bir köpek mi? Bu bir köpek mi? Saia da sala. Sınıftan çık. Odadan çık. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Tunisina." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Tunus." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Tunus." Queremos um carro. Bir araba istiyoruz. Bir araba istiyoruz. Tom a spus că vei înțelege. Tom anlayacağını söyledi. Tom anlayacağını söyledi. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Azera." "Hocaları nereli?" "Azeri." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Azera." Quiero que me hagas un favor. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Bana bir iyilik yapmanı istiyorum. Toate rudele mele trăiesc în acest oraș. Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor. Bütün akrabalarım bu şehirde yaşıyor. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Slovacca." "Doktorları nereli?" "Slovak." "Doktorların hangi milletten?" "Slovakyalı." Misiunea americană este de a elimina comunismul din lume. Amerikan misyonu dünyadan komünizmi kaldırmaktır. ABD’nin görevi komünizmi dünyadan silmektir. Non hanno visitato l'Islanda. İzlanda'yı ziyaret etmediler. İzlanda'yı ziyaret etmediler. Ti sei divertito durante il tuo viaggio a Londra? Londra seyahatinde iyi eğlendin mi? Londra seyahatiniz boyunca eğlendiniz mi? C'est vous qui voyez. Siz bilirsiniz. Sen bilirsin. Andiamo in vacanza in Canada. Kanada'ya tatile gidiyoruz. Kanada'ya tatile gidiyoruz. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Marocchina." "Dedelerimiz nereliydi?" "Fas." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Fas." Andate in vacanza in Bolivia. Bolivya'ya tatile gidiyorsunuz. Bolivya'ya tatile gidin. Não estou seguro de como pronunciar esta palavra. Kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimden emin değilim. Bu kelimeyi nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Tom trebuia să sune pe la două și jumătate. Tom'un iki buçuk gibi araması lazımdı. Tom'un iki buçukta araması gerekiyordu. Pour peindre un oiseau, peindre d'abord une cage avec une porte ouverte. Bir kuş resmetmek için önce bir kuş yuvası ve açık bir kapı çiz. Bir kuşu boyamak için, önce açık bir kapı ile bir kafes boyayın. Personne ne peut naître une deuxième fois. Hiç kimse yeniden doğamaz. Hiç kimse ikinci kez doğmaz. La mujer come pan. Kadın ekmek yiyor. Kadın ekmek yiyor. Îi cunosc pe unii dintre copii. Çocuklardan bazılarını tanıyorum. Bazı çocukları tanıyorum. ¿Le gustan las naranjas? O, portakal sever mi? Portakal sever misiniz? Você tem seguro de vida? Hayat sigortanız var mı? Hayat sigortan var mı? Comprei sorvete na sorveteria. Dondurmacıdan dondurma aldım. Dondurmacıdan dondurma aldım. Mary nos asustó. Mary bizi korkuttu. Mary bizi korkuttu. "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Polacca." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Polonya." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Polak." Ura este cancerul din societate. Nefret, toplumdaki kanserdir. Nefret, toplumdaki kanserdir. Lo necesitarás. Ona ihtiyacın olacak. İhtiyacın olacak. "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Serba." "Dedeleriniz nereli?" "Sırp." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Otlar." Tengo que refrescar mi francés antes de ir a estudiar a París. Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. Paris'e gitmeden önce Fransızcamı tazelemem lazım. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Greca." "Nineleri nereli?" "Yunan." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Yunanlı." Este libro era mío, pero ya no lo es. Bu kitap benimdi ama artık değil. Bu kitap benimdi ama artık değil. Eu quero o meu advogado. Avukatımı istiyorum. Avukatımı istiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Maltese." "Dedelerimiz nereli?" "Malta." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "Maltalı." "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Malese." "Dedelerin nereli?" "Malezya." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Malezya'dan." La cuestión es quién va a hacerlo. Sorun onu kimin yapacağıdır. Asıl soru, bunu kim yapacak? Non credo che potremo aspettare ancora. Daha fazla bekleyebileceğimizi sanmıyorum. Daha fazla bekleyebileceğimizi sanmıyorum. Vuoi che lo butti? Bunu atmamı istiyor musun? Atmamı ister misin? Nu am nevoie de avocat. Bana avukat lazım değil. Avukata ihtiyacım yok. Yumi estudió inglés anoche. Yumi dün gece İngilizce çalıştı. Yumi dün gece İngilizce dersi aldı. Non vuoi sapere il motivo? Sebebini bilmek istemiyor musun? Nedenini bilmek istemiyor musun? "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Inglese." "Doktorları nereli?" "İngiliz." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İngilizce." "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Egiziana." "Öğretmenlerin nereli?" "Mısır." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Mısırlı." Ella siempre está preparada. O, her zaman hazırdır. O her zaman hazırdır. Estoy estudiando francés. Fransızca çalışıyorum. Fransızca çalışıyorum. Dicen que soy una anciana. Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar. Yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar. A dire il vero, non voglio andare con loro. Doğrusunu söylemek gerekirse, onlarla gitmek istemiyorum. Aslında, onlarla gitmek istemiyorum. Vanno in vacanza in America? Amerika'ya tatile mi gidiyorlar? Amerika'ya tatile mi gidiyorlar? "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Ceca." "Dedeleriniz nereli?" "Çek." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." A física é um ramo da ciência. Fizik, fenin bir branşıdır. Fizik bir bilim dalıdır. Dicen que es muy rico. Onun çok zengin olduğunu söylerler. Çok zengin olduğunu söylüyorlar. No le llames ahora. Ona şimdi telefon etme. Onu şimdi arama. No sé si reír o llorar. Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Andiamo in vacanza in Russia. Rusya'ya tatile gidiyoruz. Rusya'ya tatile gidiyoruz. "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Scozzese." "Komşuların nereliydi?" "İskoç." "Komşuların hangi millettendi?" "İskoç." Tom non ha saputo dire quando tornava esattamente. Tom ne zaman geri döndüğünü kesin olarak söyleyemedi. Tom tam olarak ne zaman döneceğini bilemedi. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Svedese." "Dedelerimiz nereliydi?" "İsveç." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "İsveçli." Per favore correggete gli errori. Lütfen hataları düzeltin. Lütfen hataları düzeltin. Tom planea ir a la universidad el año que viene. Tom gelecek yıl üniversiteye gitmeyi planlıyor. Tom gelecek yıl üniversiteye gitmeyi planlıyor. ¡Abre la puerta! Kapıyı aç! Kapıyı aç! Él me está mirando. O bana bakıyor. Bana bakıyor. Avant de décider, je souhaiterais consulter ma famille. Karar vermeden önce, aileme danışmak istiyorum. Karar vermeden önce aileme danışmak istiyorum. Toda la gente lleva abanicos. Tüm insanlar yelpaze taşıyorlar. Herkes yelpaze takıyor. Hablemos de eso después de clase. Okuldan sonra onun hakkında konuşalım. Bunu dersten sonra konuşalım. L'ennemi est faible. Düşman zayıf. Düşman zayıf. La voiture est bleue. Araba mavi. Araba mavi. Nos divertimos mucho jugando al ajedrez. Satranç oynayarak iyi zaman geçirdik. Satranç oynarken çok eğlendik. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Slovacca." "Dedelerin nereliydi?" "Slovak." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Slovakyalı." Hoy no me puedo quedar mucho rato. Bugün uzun kalamam. Bugün fazla kalamam. Ți-am zis să nu o faci. Onu yapmanı söyledim. Sana yapmamanı söylemiştim. Tom este într-o stare de spirit răutăcioasă. Tom haylaz bir ruh hali içinde. Tom'un kötü bir ruh hali var. Después de que muriera Tom, Mary volvió a casa de sus padres. Tom öldükten sonra, Mary ebeveynlerinin evine geri döndü. Tom öldükten sonra Mary ailesinin yanına döndü. Non andate in vacanza in Belgio? Tatile Belçika'ya gitmiyor musunuz? Belçika'ya tatile gitmiyor musunuz? Ti comporti come se mi conoscessi ma questa è la prima volta che ci incontriamo! Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun; bu bizim ilk görüşmemiz! Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun ama ilk kez karşılaşıyoruz. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Scozzese." "Ninelerin nereli?" "İskoç." "Büyükannelerin hangi milletten?" "İskoç." ¿Por qué estudias francés? Neden Fransızca çalışıyorsun? Neden Fransızca öğreniyorsun? "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Ghanese." "Onun nineleri nereliydi?" "Gana." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Ghanese." La mia sorellina vuole uccidermi. Küçük kız kardeşim beni öldürmek istiyor. Küçük kız kardeşim beni öldürmek istiyor. ¿Por qué estás en mi habitación? Neden benim odamdasın? Neden benim odamdasın? Je ne sais pas où c'est. Onun nerede olduğunu bilmiyorum. Nerede olduğunu bilmiyorum. Robert este mulțumit de poziţia lui actuală. Robert şimdiki görevinden memnun. Robert şu anki durumundan memnun. Je crains de ne pas être disponible. Maalesef uygun değilim. Korkarım ki müsait değilim. "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Tedesca." "Kardeşleri nereli?" "Alman." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Alman." Nu putem trăi nici măcar o zi fără apă. Su olmadan bir gün bile yaşayamayız. Su olmadan bir gün bile yaşayamayız. Deberías llegar al colegio antes de las ocho. Sekizden önce okula varmalısın. 8'den önce okulda olmalısın. ¿Él me quiere? O beni seviyor mu? Beni seviyor mu? Onde estão suas roupas? Senin giysilerin nerede ? Kıyafetlerin nerede? El problema era demasiado para mí. Problem benim için çok fazlaydı. Sorun benim için çok fazlaydı. Lascialo dove l'hai trovato. Onu bulduğun yere bırak. Onu bulduğun yere bırak. Ela chamou para os alunos para a sala. Öğrencileri odanın içine çağırdı. Öğrencileri salona davet etti. "Di che nazionalità erano i nostri vicini?" "Finlandese." "Komşularımızın milliyeti neydi?" "Fin." "Komşularımız hangi millettendi?" "Finli." ¿Qué verduras te gustan? Hangi sebzeleri seviyorsun? Hangi sebzeleri seversin? Apesar disso, alguns deles saíram no sétimo dia para recolhê-lo, mas não encontraram nada. Yedinci günde bazı insanlar onu almak için dışarı çıktı, ama onu bulamadılar. Buna rağmen, bazıları onu almak için yedinci gün dışarı çıktılar, ama hiçbir şey bulamadılar. Necesitamos una botella de zumo. Bizim bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var. Bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var. Cât de frumos din partea ta să vii. Ne iyi ettin de geldin. Gelmen ne hoş. Atunci când îi judeci performanțele, trebuie să iei în considerare vârsta lui. Performansını yargılarken onun yaşını dikkate almalısın. Performansını değerlendirirken, yaşını da göz önünde bulundurmalısınız. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Canadese." "Amcaları nereli?" "Kanada." "Amcaların hangi milletten?" "Kanadalı." ¿De verdad me amas? Beni gerçekten seviyor musun? Beni gerçekten seviyor musun? Non vai in vacanza in Ungheria? Tatile Macaristan'a gitmiyor musun? Macaristan'a tatile gitmiyor musun? "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Italiana." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "İtalyan." "Kardeşleri hangi millettendi?" "İtalyan." Sono tutta sola in un paese straniero. Yabancı bir ülkede yapayalnızım. Yabancı bir ülkede yapayalnızım. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Serba." "Komşuların nereli?" "Sırp." "Komşuların hangi milletten?" "Ot." Me voy al otro lado del mundo. Dünyanın öteki ucuna gidiyorum. Dünyanın öbür ucuna gidiyorum. Non vado in vacanza in Sardegna. Tatile Sardinya'ya gitmiyorum. Sardinya'ya tatile gitmiyorum. Sembra che Tom sia l'unico a non essere qui. Tom burada olmayan tek kişi gibi görünüyor. Görünüşe göre burada olmayan tek kişi Tom. Stiamo parlando di te. Biz senin hakkında konuşuyoruz. Burada senden bahsediyoruz. La guardò con stupore. Ona şaşkınlıkla baktı. Şaşkınlıkla ona baktı. Debo pensarlo bien antes de poder responderte. Sana cevap vermeden önce onu tekrar düşünmeliyim. Cevap vermeden önce iyice düşünmeliyim. Această revistă se adresează tinerilor. Bu dergi gençlere yöneliktir. Bu dergi gençlere yöneliktir. Vivimos a diez minutos de su casa. Ondan on dakika uzaklıkta yaşıyoruz. Evinden 10 dakika uzaklıktayız. ¿Es usted chino, señor? Siz Çinli misiniz, bayım? Çinli misiniz, efendim? Grazie per aver dato il permesso. İzin verdiğiniz için teşekkür ederim. İzin verdiğin için teşekkürler. "Você limpou o seu quarto?" "Vou fazer isso depois" "Odanı temizledin mi?" "Ben onu daha sonra yapacağım." "Odanı temizledin mi?" "Sonra yaparım." Me lo hai detto prima. Bunu daha önce bana söyledin. Bunu daha önce de söylemiştin. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Svizzera." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "İsviçre." "Öğretmenleri hangi milletten?" "İsviçre." Elles mangent. Yerler. Yemek yiyorlar. Credevo che la riunione fosse stata cancellata. Toplantının iptal edildiğini düşündüm. Toplantının iptal edildiğini sanıyordum. ¿Me puedes prestar el diccionario? Sözlüğünü ödünç alabilir miyim? Sözlüğü ödünç alabilir miyim? "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Lettone." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Letonya." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Letonca." No quiero perder a Mary. Mary'yi kaybetmek istemiyorum. Mary'i kaybetmek istemiyorum. Fa abbastanza freddo. Çok soğuk. Hava çok soğuk. Personne n'est venu. Hiç kimse gelmedi. Kimse gelmedi. L'oboe è il più bello di tutti gli strumenti a fiato. Obua tüm nefesli enstrümanların en güzelidir. Obua nefesli çalgıların en güzelidir. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Etiope." "Hocaların nereli?" "Etiyopya." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Etiyopya." Pode realmente ser verdade. O doğru olabilir. Bu gerçekten doğru olabilir. Él dice que conoció a mi padre. O, babamla tanıştığını söylüyor. Babamla tanıştığını söylüyor. Ela fala português. O Portekizce konuşur. Portekizce konuşuyor. Santo cielo! Che stai facendo? Aman Tanrım! Ne yapıyorsun? Tanrı aşkına, ne yapıyorsun? Tom no parecía estar tan ocupado. Tom o kadar meşgul görünmüyordu. Tom çok meşgul görünmüyordu. Tom non sapeva nemmeno che fosse qui. Tom bile onun burada olduğunu bilmiyordu. Tom burada olduğunu bile bilmiyordu. ¿Dónde pensáis que está Tom? Tom'un nerede olduğunu düşünüyorsunuz? Tom'un nerede olduğunu düşünüyorsunuz? Pasé el lunes con Tomás. Pazartesiyi Tom'la geçirdim. Pazartesi günü Tomas'la birlikteydim. Grazie per l'informazione. Bilgi için teşekkürler. Bilgi için teşekkürler. Tom non voleva veramente uscire con Mary. Tom Mary ile gerçekten çıkmak istemiyordu. Tom gerçekten Mary ile çıkmak istemedi. Sau totul, sau nimic. Ya hep ya da hiç. Ya hep ya hiç. Nuestro país produce una gran cantidad de azúcar. Memleketimiz çok şeker üretir. Ülkemiz çok fazla şeker üretiyor. Tom a spus că este gata să facă tot ce este necesar. Tom yapılması gerekli olan ne varsa yapmaya hazır olduğunu söyledi. Tom ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu söyledi. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Boliviana." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "Bolivya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Bolivyalı." Estoy trabajando. Çalışıyorum. Çalışıyorum. ¿Por qué estaba en tu coche? O neden senin arabandaydı? Neden senin arabandaydı? Am fost singurul bărbat de acolo. Oradaki tek adam bendim. Oradaki tek erkek bendim. ¿Te acuerdas? Hatırlıyor musun? Hatırladın mı? Ne donnez pas plus d'argent à un enfant qu'il ne lui est nécessaire. Bir çocuğa ihtiyacından fazla para vermeyin. Bir çocuğa ihtiyacı olandan daha fazla para vermeyin. Tom quería ser alto. Tom uzun olmak istiyordu. Tom uzun boylu olmak istiyordu. Tom está muy incómodo. Tom çok rahatsız. Tom çok rahatsız. Ce a fost luat? Ne alındı? Ne alınmış? Vai in vacanza in Ucraina? Ukrayna'ya tatile mi gidiyorsun? Ukrayna'ya tatile mi gidiyorsunuz? No entres en ese edificio. O binaya girme. O binaya girme. Onde está o aeroporto? Havaalanı nerede? Havaalanı nerede? "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Tunisina." "Onun dedeleri nereliydi?" "Tunus." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Tunuslu." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Bielorussa." "Dedelerimiz nereliydi?" "Belarus." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Belaruslu." "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Macedone." "Amcalarımız nereli?" "Makedon." "Amcalarımız hangi milletten?" "Makedonyalı." Ele fala português. O Portekizce konuşur. Portekizce konuşuyor. No eres tan guapa como piensas. Sen olduğunu düşündüğün kadar güzel değilsin. Sandığın kadar güzel değilsin. Mio padre è andato in America. Babam Amerika'ya gitti. Babam Amerika'ya gitti. Hoy me siento mal. Bugün kötü hissediyorum. Bugün kendimi kötü hissediyorum. Lo Tòm semblava tostemps encuentat, mes n'èra pas jamès. Tom her zaman meşgul görünüyordu ama asla değildi. "Thom" çok uzun zaman önce çekilmişti, ama artık hiç izlenmiyor. Tom suona lo xilofono meglio di Mary. Tom Mary'den daha iyi ksilofon çalar. Tom ksilofonu Mary'den daha iyi çalıyor. No puedo prestarte nada de dinero. Sana hiç ödünç para veremem. Sana borç para veremem. Non ricordo molto. Çok hatırlamıyorum. Pek bir şey hatırlamıyorum. ¿Va a cantar Jeanne? Jeanne şarkı söyleyecek mi? Jeanne şarkı söyleyecek mi? Aceste cutii sunt făcute din plastic. Bu kutular plastikten yapılmaktadır. Bu kutular plastikten yapılmış. No quieren envejecer. Yaşlanmak istemiyorlar. Yaşlanmak istemiyorlar. ¿Cuál es su respuesta? Cevabı neydi? Cevabınız nedir? Amo a mi esposa. Karımı seviyorum. Karımı seviyorum. "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Finlandese." "Onların dedeleri nereli?" "Fin." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Finli." ¿Qué le ha pasado a tu coche? Arabana ne oldu? Arabana ne oldu? Tom no tiene empleo. Tom'un bir işi yok. Tom'un işi yok. Ne dubito fortemente. Bundan oldukça şüphe ediyorum. Hiç sanmıyorum. ¿Cuánto tiempo tenemos que quedarnos aquí? Burada ne kadar kalmak zorundayız? Burada ne kadar kalmamız gerekiyor? Por favor, espere un momento. Lütfen biraz bekle. Lütfen bir dakika bekleyin. Je me levais tôt le matin. Sabah erken kalkıyordum. Sabahları erken kalkardım. Am avut o vorbire lungă cu ea. Onunla uzun bir konuşmam oldu. Onunla uzun uzun konuştum. Tom dijo que Mary estaba equivocada. Tom Mary'nin hatalı olduğunu söyledi. Tom, Mary'nin yanıldığını söyledi. Non avete visitato la Repubblica Ceca? Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret etmediniz mi? Çek Cumhuriyeti’ni ziyaret ettiniz mi? Tom et Mary étaient tous les deux à la réunion. Hem Tom hem de Mary toplantıdaydı. Tom ve Mary de toplantıdaydılar. Tom se preguntaba por qué mucha gente en América pensaba que el béisbol era más interesante que el fútbol. Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti. Tom, Amerika'daki birçok insanın neden beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüğünü merak ediyordu. Il m'a donné une pomme. O bana bir elma verdi. Bana bir elma verdi. Vă rog luați-i pe unii dintre ei. Lütfen onlardan bazılarını götür. Lütfen bunlardan bazılarını alın. Pareces sorprendida. Şaşırmış görünüyorsun. Şaşırmış gibisin. C'è solo una decisione possibile. Yalnızca bir olası karar var. Tek bir olası karar var. Non mi aspettavo questa domanda. Bu soruyu beklemiyordum. Bu soruyu beklemiyordum. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Vietnamita." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Vietnam." "Komşularımız hangi milletten?" "Vietnamlı." "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Russa." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Rus." "Kız kardeşleriniz hangi millettendi?" "Rus." Pareces enfadado. Öfkeli görünüyorsun. Kızgın görünüyorsun. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Francese." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Fransız." "Aileniz hangi milletten?" "Fransız." Vuoi andare a vedere un film stasera? Bu akşam bir film izlemeye gitmek ister misin? Bu gece sinemaya gitmek ister misin? "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Tunisina." "Komşularımız nereli?" "Tunus." "Komşularımız hangi milletten?" "Tunus." No dijiste nada. Bir şey demedin. Hiçbir şey söylemedin. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Siriana." "Kardeşleriniz nereli?" "Suriye." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Suriyeli." "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Belga." "Kuzenlerimiz nereli?" "Belçika." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Belçika." Avete visitato Taiwan. Tayvan'ı ziyaret ettiniz. Tayvan'ı ziyaret ettiniz. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Macedone." "Komşularımız nereliydi?" "Makedon." "Komşularımız hangi millettendi?" "Makedonya." No puedo sacarle una foto a este edificio. Está prohibido. Bu binanın bir fotoğrafını çekemezsin.Yasak. Bu binanın fotoğrafını çekemem. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Portoghese." "Hocalarınız nereli?" "Portekiz." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Portekizli." Tom ha mangiato un hamburger. Tom bir hamburger yedi. Tom hamburger yedi. Ho fatto il mio dovere. Görevimi yaptım. Ben görevimi yaptım. Eles ainda são jovens. Onlar hâlâ genç. Onlar hala genç. Tom enseña francés a los niños. Tom çocuklara Fransızca öğretir. Tom çocuklara Fransızca öğretiyor. Esa manzana no está roja. O elma kırmızı değil Bu elma kırmızı değil. Tenemos todo el verano para jugar. Oynamak için tüm yazımız var. Oynayacak koca bir yaz var. Sono venuta qui con loro. Onlarla buraya geldim. Buraya onlarla birlikte geldim. Tu es plus vieux que Tom. Sen Tom'dan yaşlısın. Tom'dan daha yaşlısın. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Statunitense." "Komşuların nereli?" "Amerikan." "Komşuların hangi milletten?" "Amerikalı." O Tom se recusa a trabalhar. Tom çalışmayı reddediyor. Tom çalışmayı reddediyor. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Slovena." "Öğretmenleri nereli?" "Sloven." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Sloven." Siempre tengo sueño. Her zaman uykulu hissederim. Her zaman uykum vardır. Tom estava a chorar. Tom ağlıyordu. Tom ağlıyordu. Ambos son bonitos, no sé cuál elegir. İkinizde hoşsunuz,hanginizi seçeceğimi bilmiyorum. İkisi de çok güzel, hangisini seçeceğimi bilmiyorum. ¿Este es el camino correcto para ir a la estación de tren? Tren istasyonuna gitmek için doğru yol bu mu? Tren istasyonuna gitmek için doğru yol bu mu? Je lui posai une question difficile. Ona zor bir soru sordum. Ona zor bir soru sordum. Ils affirmaient que la Terre était ronde. Dünya'nın yuvarlak olduğunu doğruladılar. Dünya'nın yuvarlak olduğunu iddia ediyorlardı. Quero vê-los. Onları görmek istiyorum. Onları görmek istiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Macedone." "Hocalarımız nereli?" "Makedon." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Makedonya." Ya estoy aburrida. Zaten sıkıldım. Şimdiden sıkıldım. ¿Hay agua caliente? Sıcak su var mı? Sıcak su var mı? "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Malese." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Malezya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Malezya." Guardare le foto dei propri amici su Facebook è solo una perdita di tempo. Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır. Facebook'ta arkadaşlarınızın fotoğraflarına bakmak sadece zaman kaybıdır. Non mi è mai nemmeno passato per la testa. O bile hiç aklıma gelmedi. Aklımdan bile geçmedi. Ele a amava. O onu seviyordu. Onu seviyordu. Je ne soigne pas leurs animaux. Onların hayvanlarını tedavi etmem. Ben onların hayvanlarını tedavi etmiyorum. C'è del caffè? Hiç kahven var mı? Kahve var mı? "Di che nazionalità sono le nostre dottoresse?" "Tunisina." "Hekimlerimiz nereli?" "Tunus." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Tunus." J'aime les vendeurs. Satıcıları severim. Satıcıları severim. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Lituana." "Akrabalarımız nereli?" "Litvanya." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Litvanya." Una lingua affilata è l'unica arma da taglio che si affila con l'utilizzo. Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır. Keskin bir dil, kullanımıyla keskinleştirilen tek silahtır. O povo está sofrendo. İnsanlar acı çekiyor. İnsanlar acı çekiyor. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Uruguaiana." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Uruguay." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Uruguaylı." Pentru a dovedi că un suspect este vinovat, procurorii trebuie să demonstreze în instanța de judecată veridicitatea acuzațiilor lor. Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır. Bir şüphelinin suçlu olduğunu kanıtlamak için, savcıların iddialarının doğruluğunu mahkemede kanıtlamaları gerekir. Quiero mostrarte otra cosa. Sana başka bir şey göstermek istiyorum. Sana başka bir şey göstermek istiyorum. ¿Cuál es tu taza? Hangisi senin fincanın? Senin bardağın hangisi? Tengo que encontrar a Tom. Tom'u bulmalıyım. Tom'u bulmalıyım. Dormí bien. İyi bir uyku aldım. İyi uyudum. Você tem dois livros. Senin iki kitabın var. İki kitabın var. Ce train est à destination de Tokyo. Bu tren Tokyo'ya gider. Bu tren Tokyo'ya gidiyor. Tom cerró sus ojos. Tom gözlerini kapadı. Tom gözlerini kapattı. Am garantat pentru el. Ona kefil oldum. Ona kefil oldum. Souviens-toi que tu dois mourir. Ölmek zorunda olduğunu unutma. Ölmen gerektiğini unutma. Se c'è della tristezza in un cuore, quello è il mio. Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir. Eğer bir kalpte hüzün varsa, o da benimkidir. Hoy hace un calor mortal. Bugün öldürücü bir sıcak var. Bugün hava çok sıcak. Ese hombre le vendió el alma al diablo. Şu adam ruhunu şeytana sattı. O adam ruhunu şeytana sattı. Tom non si aspettava niente da Mary. Tom Mary'den bir şey ummuyordu. tom mary'den bir şey beklemedi. Où vis-tu en Turquie ? Türkiye'de nerede yaşıyorsun? Türkiye'de nerede yaşıyorsun? Mi familia no es tan grande. Ailem o kadar büyük değildir. Ailem o kadar büyük değil. C'est parce que tu es paresseux que tu ne peux pas écrire ton rapport. Tembel olduğun için raporunu yazamazsın. Tembel olduğun için rapor yazamıyorsun, değil mi? Non hanno visitato il Portogallo. Portekiz'i ziyaret etmediler. Portekiz'i ziyaret etmediler. Tengo que parar. Durdurmalıyım. Durmam gerek. "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Tunisina." "Nineleri nereliydi?" "Tunus." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Tunus." No hacía falta preocuparse. Endişelenmeye gerek yoktu. Endişelenecek bir şey yok. Gli italiani dicono che i traduttori sono dei traditori. İtalyanlar, tercümanların ihanet içinde olduklarını söyler. İtalyanlar çevirmenlerin hain olduğunu söylüyor. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Islandese." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "İzlanda." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "İzlandalı." Il est allongé sur le banc. Bankın üzerine uzandı. Şu anda bankta yatıyor. Je m'entends bien avec mes voisins. Komşularımla iyi geçinirim. Komşularımla iyi anlaşırım. În ciuda tuturor lucrurilor, cred că nu e rău deloc. Her şeye rağmen, sanırım bu fena değil. Her şeye rağmen bence hiç de fena değil. Non posso perdonarlo per essersi comportato così. Öyle davrandığı için onu affedemiyorum. Böyle davrandığı için onu affedemem. Vreau să mă ajuți să fac acest lucru. Bunu yapmama yardım etmeni istiyorum. Bunu yapmama yardım etmeni istiyorum. Ha vissuto una vita lunga. O uzun bir hayat yaşadı. Uzun bir hayat yaşadı. El a orbit la ambii ochi. Onun her iki gözü de kördü. İki gözünü de kör etti. Nu ne putem imagina o lume fără energie electrică și fără apă. Elektriksiz ve susuz bir dünya hayal edemeyiz. Elektrik ve su olmadan bir dünya düşünemiyoruz. Come sei diventato così intelligente? Nasıl bu kadar akıllı oldun? Nasıl bu kadar zeki oldun? Sigue positivo. Pozitif kalın. Pozitif kal. È veramente meraviglioso. O gerçekten harika. Bu gerçekten harika. Avete visitato la Lettonia. Letonya'yı ziyaret ettiniz. Letonya'yı ziyaret ettiniz. ¿Esta es tu justicia, mundo? Adaletin bu mu dünya? Adaletin bu mu, dünya? Vai a svegliarla. Onu uyandırmaya git. Git onu uyandır. Qui d'autre te manque ? Başka kimi özlüyorsun? Başka kimi özledin? "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Australiana." "Hocaları nereli?" "Avustralya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Avustralyalı." Sans ton aide je n'aurais pas réussi. Senin yardımın olmaksızın bunu başaramazdım. Senin yardımın olmadan başaramazdım. Bien. Et toi ? İyiyim. Ya sen? İyiyim, sen nasılsın? "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Greca." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Yunan." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Yunanistan'dan." No fue nadie. Kimse gitmedi. Kimse değildi. Bob estará en casa a las seis. Bob altıda evde olacak. Bob saat 6'da evde olacak. Los niños necesitan dormir más. Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır. Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır. El știe cum să se comporte în public. Toplum içinde nasıl davranacağını bilir. Toplum içinde nasıl davranacağını biliyor. Yo juego tenis. Tenis oynarım. Tenis oynuyorum. ¿Te duele el brazo? Kolun acıyor mu? Kolun acıyor mu? Creo que les oigo. Sanırım onları duyuyorum. Sanırım sizi duyuyorum. Creo que sabes lo que pienso. Bence ne düşündüğümü biliyorsun. Bence ne düşündüğümü biliyorsun. Tom miró un ratón. Tom bir fare gördü. Tom bir fareye baktı. Tom é bem visto em todos os lugares. Tom her yerde beğeniliyor. Tom her yerde iyi görünüyor. Puedes venir conmigo. Sen benimle gelebilirsin. Benimle gelebilirsin. No bebo café. Kahve içmem. Kahve içmem. Estoy aprendiendo dos lenguas extranjeras. İki yabancı dil öğreniyorum. İki yabancı dil öğreniyorum. A Tom le gusta mucho la comida japonesa. Tom Japon yiyeceğini çok seviyor. Tom Japon yemeklerini çok sever. À quel club voulez-vous vous adhérer ? Hangi klube üye olmak istersiniz? Hangi kulübe katılmak istiyorsunuz? Eu nunca vi um filme em Esperanto. Esperanto dilinde film izlemedim hiç. Esperanto'da hiç film izlemedim. Ella encontró un hombre muerto. Kız ölü bir adam buldu Ölü bir adam buldu. Tom non mi voleva qui. Tom beni burada istemedi. Tom beni burada istemedi. טום קומייו לה סאלאטה די מירי. Tom, Mary'nin salatasını yedi. ## ## ## ### ### ### ##### Hai visitato la Corsica? Korsika'yı ziyaret ettin mi? Korsika'yı ziyaret ettin mi? Ho passato il fine settimana leggendo un lungo romanzo. Hafta sonunu uzun bir roman okuyarak geçirdim. Hafta sonunu uzun bir roman okuyarak geçirdim. "Di che nazionalità erano i vostri insegnanti?" "Etiope." "Hocalarınız nereliydi?" "Etiyopya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Etiyopya." No puedo cantar. Şarkı söyleyemem. Şarkı söyleyemem. Le garçon s'est sali les mains. Oğlan ellerini kirletti. Çocuk ellerini kirletti. Desejamos-lhe sorte. Sana şans diliyoruz. Size iyi şanslar diliyoruz. Vérifions votre carte d'embarquement. Biniş kartınızı kontrol edelim. Biniş kartınızı kontrol edelim. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Islandese." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "İzlanda." "Komşuları hangi millettendi?" "İzlandalı." Conflictul escaladează. Anlaşmazlık tırmanıyor. Çatışma tırmanıyor. Hablo bien japonés. Japonca'yı iyi konuşurum. Japoncam iyidir. Te has levantado pronto. Erken kalktın. Erken kalkmışsın. Ea ori este beată ori nebună. O ya sarhoş ya da deli. Ya sarhoş ya da deli. ¡Sólo dígame qué hacer! Sadece ne yapacağımı söyleyin! Bana ne yapacağımı söyle! Avete visitato la Croazia. Hırvatistan'ı ziyaret ettiniz. Hırvatistan'ı ziyaret ettiniz. Nici elevii, nici profesorii nu ar trebui să se oprească din învățat. Ne öğrenciler ne de öğretmenler öğrenmeyi durdurmalı. Ne öğrenciler ne de öğretmenler öğrenmeyi bırakmamalıdır. Avem nevoie de încă trei dintre acestea. Bize bunlardan üç tane daha lazım. Bunlardan üç tane daha lazım. Su lengua materna es el francés. Onun ana dili Fransızcadır. Ana dili Fransızca'dır. He engordado mucho desde Navidad. Noel'den beri çok kilo aldım. Noel'den beri çok kilo aldım. No hace falta que te enfades. Kızmana gerek yok. Kızmana gerek yok. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Islandese." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "İzlanda." "Doktorları hangi milletten?" "İzlandalı." Ti stai divertendo, non è vero? Eğleniyorsun, değil mi? Eğleniyorsun, değil mi? Puedo verle. Onu görebilirim. Onu görebiliyorum. Su padre hizo que se lo contara todo. Babası ona ona her şeyi anlattırdı. Babası ona her şeyi anlattı. Sono le nostre macchine. Onlar bizim arabalarımız. Bunlar bizim makinelerimiz. Tom también quiere ir de picnic, deberíamos invitarle. Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz. Tom da pikniğe gitmek istiyor. Onu da davet etmeliyiz. Je suis désolé que vous ayez été gravement blessé. Kötü yaralandığınız için üzgünüm. Çok kötü yaralandığın için üzgünüm. Avete visitato Cipro? Kıbrıs'ı ziyaret ettiniz mi? Kıbrıs'ı ziyaret ettiniz mi? Ese joven es nuestro profesor. O genç adam bizim öğretmenimizdir. Bu genç adam bizim öğretmenimiz. Andate in vacanza in Germania? Almanya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Almanya'ya tatile mi gidiyorsunuz? "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Rumena." "Komşularımız nereli?" "Rumen." "Komşularımız hangi milletten?" "Romanya." Es-tu honnête ? Dürüst müsün? Dürüst müsün? Eles ainda são novos. Onlar hâlâ genç. Daha çok yeniler. I bambini e gli ubriachi non mentono. Çocuklar ve sarhoşlar yalan söylemez. Çocuklar ve sarhoşlar yalan söylemez. Él empezó a cantar. O şarkı söylemeye başladı. Şarkı söylemeye başladı. Andate in vacanza in Etiopia? Etiyopya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Etiyopya'ya tatile mi gidiyorsunuz? Hai finito di parlare adesso? Şimdi konuşmayı bitirdin mi? Konuşman bitti mi? Bogdan Tanjevic demisionează din cauza unui cancer la colon. Bogdan Tanjević kolon kanseri nedeniyle istifa edecek. Bogdan Tanjeviç kolon kanseri nedeniyle istifa etti "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Bulgara." "Akrabalarımız nereli?" "Bulgar." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Bulgaristan." Vreau un litru de lapte. Ben bir litre süt istiyorum. Bir litre süt istiyorum. Quiero comprar aspirinas. Aspirin almak istiyorum. Aspirin almak istiyorum. "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Argentina." "Onun nineleri nereli?" "Arjantin." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Arjantin." El este prizonier. O, esaret altında. O bir mahkum. ¿En qué habitación se quiere quedar? Hangi odada kalmak istersiniz? Hangi odada kalmak istersiniz? Déjame entrar. İçeri girmeme izin ver. Bırak gireyim. ¿Dónde está el ascensor? Asansör nerede? Asansör nerede? Estoy listo, ¿y ustedes? Ben hazırım, ya siz? Ben hazırım, ya siz? E posibil ca Tom să aibă sub treizeci de ani. Tom otuzun altında olabilir. Tom 30 yaşın altında olabilir. Tu devrais t'entrainer au piano régulièrement. Düzenli olarak piyano çalmalısın. Düzenli olarak piyano çalışmalısın. No entra en el bosque por miedo a los lobos. Kurttan korkan ormana girmez. Kurtlardan korktuğu için ormana girmez. Non abbiamo visitato Israele. İsrail'i ziyaret etmedik. İsrail’i ziyaret etmedik. Un uomo è sceso sulla luna. A Berlino è stato demolito un muro. Abbiamo connesso un mondo intero con la nostra scienza e la nostra immaginazione. Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı. Ay'a bir adam indi. Berlin'de bir duvar yıkıldı. Bilimimiz ve hayal gücümüzle bütün bir dünyayı birbirine bağladık. Éste es el pueblo en el que nació mi padre. Bu, babamın doğduğu köydür. Burası babamın doğduğu köy. Până și maimuțele cad din copaci. Maymunlar bile ağaçtan düşer. Maymunlar bile ağaçlardan düşer. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Australiana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Avustralya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Avustralyalı." "Di che nazionalità sei?" "Polacca." "Milliyetin ne?" "Polonya." "Hangi millettensin?" "Polak." "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Siriana." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Suriye." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Suriyeli." A educação é mais importante que tudo. Eğitim her şeyden önemlidir. Eğitim her şeyden daha önemlidir. "Di che nazionalità sono le sue dottoresse?" "Bulgara." "Hekimleri nereli?" "Bulgar." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Bulgar." Sono di nazionalità belga. Belçika vatandaşılar. Belçika vatandaşıyım. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Islandese." "Doktorların nereli?" "İzlanda." "Doktorların hangi milletten?" "İzlandalı." Vai in vacanza in Niger? Nijer'e tatile mi gidiyorsun? Nijer'e tatile mi gidiyorsunuz? Tom quase esqueceu seu dinheiro. Tom parasını neredeyse unutuyordu. Tom neredeyse parasını unutuyordu. "Di che nazionalità sono i loro cugini?" "Azera." "Kuzenleri nereli?" "Azeri." "Kuzenleri hangi milletten?" "Azera." Non abbiamo visitato la Nuova Zelanda. Yeni Zelanda'yı ziyaret etmedik. Yeni Zelanda'yı ziyaret etmedik. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Lettone." "Dedelerimiz nereli?" "Letonya." "Dedelerimiz hangi milletten?" "Letonya." Se fai una promessa, devi mantenerla. Bir söz verirsen, onu tutmalısın. Eğer bir söz veriyorsan, onu yerine getirmelisin. "Di che nazionalità sono?" "Irlandese." "Uyrukları ne?" "İrlanda." "Hangi millettenler?" "İrlandalı." Ça vous aidera à vous garder chaud. Bu, sizin sıcak kalmanızı sağlayacak. Bu seni sıcak tutar. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Marocchina." "Hekimleriniz nereli?" "Fas." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Fas." Non dovresti avere problemi. Senin hiçbir sorunun olmamalı. Senin için sorun olmamalı. En este momento no consigo recordar su nombre. Şu anda onun adını hatırlayamıyorum. Şu anda adını hatırlayamıyorum. Creo que deberías ir. Bence gitmelisin. Bence gitmelisin. Avem nevoie de un voluntar. Bir gönüllüye ihtiyacımız var. Bir gönüllüye ihtiyacımız var. O professor cedeu à reivindicação dos estudantes. Öğretmen öğrencilerin talebine karşı koyamadı. Öğretmen öğrencilerin isteklerine boyun eğdi. Qui a volé ma phrase ? Cümlemi kim çaldı? Benim cümlemi kim çaldı? Es fácil para vosotros. O sizin için kolay. Sizin için söylemesi kolay. Jugarán al béisbol después de la escuela. Okuldan sonra beyzbol oynayacaklar. Okuldan sonra beyzbol oynayacaklar. Un monument a fost ridicat în memoria persoanei decedate. Ölenin anısına bir anıt dikildi. Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi. Nu pot suporta nici pentru o clipă zgomotul acela. Bir an bile o gürültüye tahammül edemem. Bu gürültüye bir an bile tahammül edemiyorum. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Nigeriana." "Hocalarımız nereliydi?" "Nijerya." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Nijeryalı." Ayer algunos chicos tuvieron que salir antes de clase. Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı. Dün bazı çocuklar okuldan erken çıkmak zorunda kaldı. Tom nu știe cât de mult va dura petrecerea. Tom partinin ne kadar süreceğini bilmiyor. Tom partinin ne kadar süreceğini bilmiyor. Puedes venir a casa. Eve gelebilirsin. Eve gelebilirsin. Tom se alegró de ello. Tom onun hakkında mutluydu. Tom buna çok sevindi. Él hizo un buen trabajo. İyi bir iş yaptı. İyi iş çıkardı. No me salen las palabras. Diyecek söz bulamıyorum. Kelimeler ağzımdan çıkmıyor. Como o erro surgiu? Hata ne zaman meydana geldi? Bu hata nasıl oluştu? Tengo que agradecérselo. Ona teşekkür etmeliyim. Ona teşekkür etmeliyim. Quanto você pode se dar ao luxo de perder? Ne kadar kaybetmeyi göze alabilirsin? Ne kadar kaybetmeyi göze alabilirsin? ¿Puedes pensar en alguna razón? Herhangi bir neden düşünebiliyor musun? Aklına bir sebep geliyor mu? Sono vegetariano, se possibile preferisco non mangiare carne. Ben bir vejetaryenim, eğer uygunsa et yemeği tercih etmem. Vejetaryenim, mümkünse et yememeyi tercih ederim. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Bielorussa." "Akrabaların nereli?" "Belarus." "Akrabaların hangi milletten?" "Belarus." "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Azera." "Komşularının milliyeti neydi?" "Azeri." "Komşuların hangi millettendi?" "Azera." Nosotros jugamos mejor. Biz daha iyi oynadık. Biz daha iyi oynuyoruz. Di chi è figlio Tom? Tom kimin oğlu? Tom kimin oğlu? Creo que él está cansado. Bence o yorgun. Sanırım yoruldu. Non vai in vacanza in Vietnam? Vietnam'a tatile gitmiyor musun? Vietnam'a tatile gitmiyor musun? Non siamo la polizia. Biz polis değiliz. Biz polis değiliz. Que cette soupe est salée ! Ne tuzlu çorba! Bu çorba tuzludur. So cosa vuol dire avere il cuore spezzato. Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum. Kalbinin kırılmasının nasıl bir şey olduğunu bilirim. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Danese." "Onun komşuları nereli?" "Danimarka." "Komşularınız hangi milletten?" "Danimarkalı." Nuestra diferencia de edad es insignificante. Aramızdaki yaş farkı önemsiz. Yaş farkımız önemsiz. "Di che nazionalità sono le nostre zie?" "Azera." "Teyzelerimiz nereli?" "Azeri." "Teyzelerimiz hangi milletten?" "Azera." Sono di nazionalità peruviana. Peru vatandaşılar. Ben Peruluyum. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Nigeriana." "Hocaları nereli?" "Nijerya." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Nijeryalı." L'esclave essaya de s'enfuir. Köle kaçmaya çalıştı. Köleler kaçmaya çalıştı. Tom pensò che fosse una buona idea vedere un dottore. Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü. Tom bir doktora görünmenin iyi bir fikir olduğunu düşündü. Une grosse vague a renversé le canoë. Büyük bir dalga kanoyu devirdi. Büyük bir dalga kanoyu devirdi. Je suis l'homme le plus heureux de la terre. Dünyanın en mutlu erkeği benim. Ben dünyadaki en mutlu adamım. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Spagnola." "Dedelerimiz nereli?" "İspanyol." "Büyükbabalarımız hangi milletten?" "İspanyolca." No fue culpa mía. Bu benim hatam değildi. Benim hatam değildi. Acredito nele. Ona inanıyorum. Ona inanıyorum. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Svedese." "Onun dedeleri nereliydi?" "İsveç." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İsveçli." Lo has vuelto a hacer. Bunu yine yaptın. Yine yaptın. Una ballena es una especie de mamífero. Balina bir memeli türüdür. Balina bir tür memelidir. No se leyó el libro. Kitabı okumadı. Kitap okunmadı. Mi chiedo chi abbia fatto tutto questo. Tüm bunu kimin yaptığını merak ediyorum. Bunu kimin yaptığını merak ediyorum. ¿Dónde está mi coche? Arabam nerede? Arabam nerede? El producto se vende en botellas de un litro. Ürün 1 litrelik şişelerde satılıyor. Ürün 1 litrelik şişelerde satılmaktadır. Voglio comprare un regalo per la mia ragazza. Ben kız arkadaşıma hediye almak istiyorum . Kız arkadaşıma bir hediye almak istiyorum. Puoi mostrarcelo? Onu bize gösterebilir misin? Bize gösterebilir misin? "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Canadese." "Arkadaşlarınız nereli?" "Kanada." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità sono i loro zii?" "Tunisina." "Amcaları nereli?" "Tunus." "Amcaları hangi milletten?" "Tunus." Él es francés. O Fransız. O bir Fransız. Quelque chose m'échappe. Bir şeye anlam veremiyorum. Gözümden kaçan bir şey var. Il a rédigé immédiatement sa lettre de démission. İstifa mektubunu hemen yazdı. Hemen istifa mektubunu yazdı. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Ungherese." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Macar." "Aileleri hangi milletten?" "Macarca." Salut, es-tu encore là ? Selam, hâlâ orada mısın? Selam, hala orada mısın? Tom tiene tres mil libros. Tom'un üç bin kitabı vardır. Tom'un üç bin kitabı var. ¿Había alguien más allí? Orada başka kimse var mıydı? Orada başka biri var mıydı? Esperaron al profesor. Öğretmeni beklediler. Profesörü beklediler. Están aquí. Buradalar. Buradalar. Tom si è dimenticato di dirmi a che ora inizia il concerto. Tom konserin ne zaman başladığını bana söylemeyi unuttu. Tom bana konserin ne zaman başlayacağını söylemeyi unuttu. La corbata es muy cara. Kravat çok pahalı. Kravat çok pahalı. Ella empezó a bailar cuando tenía ocho años. O, sekiz yaşındayken dans etmeye başladı. 8 yaşında dans etmeye başladı. Non vanno in vacanza a Taiwan. Tatile Tayvan'a gitmiyorlar. Tayvan'a tatile gitmiyorlar. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Svizzera." "Dedeleriniz nereliydi?" "İsviçre." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İsviçre." El mes que viene voy a ir a París. Ben gelecek ay Paris'e gidiyorum. Gelecek ay Paris'e gideceğim. O turco é uma língua difícil. Türkçe zor bir dildir. Türkçe zor bir dildir. Traga almoço para as crianças. Çocuklar için öğle yemeği getirin. Çocuklara öğle yemeği getir. No, no he visto a nadie. Hayır, hiç kimseyi görmedim. Hayır, kimseyi görmedim. Tom fu sorpreso a copiare durante l'esame e venne espulso dalla scuola. Tom sınavda kopye çekerken yakalandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Tom sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan atıldı. "Lo faccio davvero," rispose il piccolo coniglio nero. "Ben gerçekten yaparım, " küçük siyah tavşan cevap verdi. "Gerçekten yapıyorum," dedi küçük siyah tavşan. ¿Por qué invitaste a Tom a la fiesta? Niçin Tom'u partiye davet ettin? Tom'u neden partiye davet ettin? "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Lettone." "Kardeşlerimiz nereli?" "Letonya." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Letonca." Porque él me invitó. Çünkü o beni davet etti. Çünkü beni davet etti. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Rumena." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Rumen." "Komşularımız hangi milletten?" "Romanya." Se dice que era rico. Onun zengin olduğu söylenmektedir. Zengin olduğu söyleniyor. "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Belga." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Belçika." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Belçika." "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Ghanese." "Dedeleri nereliydi?" "Gana." "Dedeleri hangi millettendi?" "Ghanese." Je l'ai accompagné au piano. Piyanoda ona eşlik ettim. Onu piyanoya götürdüm. Voy a ver a Tom. Tom'u göreceğim. Ben Tom'u görmeye gidiyorum. Nu sunt sigur din ce motiv. Sebebinden emin değilim. Sebebini bilmiyorum. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Tedesca." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Alman." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Alman." Tom stava piangendo la scorsa notte. Tom dün gece ağlıyordu. Tom dün gece ağlıyordu. Le nuvole scure annunciano pioggia. Koyu bulutlar yağmura işaret eder. Kara bulutlar yağmuru müjdeliyor. L'ho buttato. Onu attım. Attım. No tengo ganas de dormir ahora. Canım şimdi uyumak istemiyor. Şu an uyumak istemiyorum. Ea a suferit o dezamăgire în dragoste. O aşkta hayal kırıklığına uğradı. Aşkta bir hayal kırıklığı yaşadı. Abre la botella. Şişeyi aç. Şişeyi aç. Tom non era realmente felice. Tom gerçekten mutlu değildi. Tom gerçekten mutlu değildi. Los domingos no voy a la escuela. Pazar günü okula gitmem. Pazar günleri okula gitmiyorum. Vamos al cine a ver películas de miedo que nos asusten. Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz. Sinemaya gidelim ve korku filmi izleyelim. Mi metterò in contatto con te appena arrivo. Varır varmaz seninle temas kuracağım. Oraya varır varmaz sana haber veririm. Ai făcut ce era necesar. Gerekli olanı yaptın. Sen yapman gerekeni yaptın. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Maltese." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Malta." "Ailemiz hangi milletten?" "Maltalı." Ne négligez pas votre devoir ! Görevinizi ihmal etmeyiniz! Görevinizi ihmal etmeyin! No entiendo inglés. İngilizceyi anlamam. İngilizce bilmiyorum. Ayer llegamos a Boston. Dün Boston'a vardık. Dün Boston'a vardık. "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Statunitense." "Doktorları nereli?" "Amerikan." "Doktorların hangi milletten?" "Devlet adamı." Mi hija mayor Magdalena es como un ángel. Büyük kızım Magdalena bir melek gibidir. En büyük kızım Magdalena bir melek gibi. A Isik nunca le gustó beber leche templada. Işık ılık süt içmeyi hiç sevmezdi. Isik süt içmeyi hiç sevmezdi. Sono una donna. Ben bir kadınım. Ben bir kadınım. Creo que es hora de irme. Sanırım şimdi gitmemin zamanıdır. Sanırım gitme vaktim geldi. Sunt tăcut. Sessizim. Sessizim. Tom tiene amigos en Almania. Tom'un Almanya'da arkadaşları var. Tom'un Almanya'da arkadaşları var. No he venido con Tom. Tom'la gelmedim. Tom'la gelmedim. Ei au încercat să-l asasineze pe președinte. Başkana suikast düzenlemeye kalkıştılar. Başkan'a suikast girişiminde bulundular. Dame las llaves para que pueda abrir la puerta. Kapıyı açabilmem için bana anahtarları ver. Anahtarları ver ki kapıyı açabileyim. Estou à espera de receber um email da Mary hoje. Bugün Mary'den bir e-posta almayı umuyordum. Bugün Mary'den bir e-posta bekliyorum. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Bielorussa." "Halaların nereli?" "Belarus." "Amcaların hangi milletten?" "Belaruslu." "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Boliviana." "Komşularımız nereliydi?" "Bolivya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Bolivyalı." Fammi vedere la foto. Bana fotoğrafı göster. Fotoğrafı göster. Ne sois pas si bête, Tom. Bu kadar aptal olma, Tom. Bu kadar aptal olma Tom. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Etiope." "Komşularınız nereliydi?" "Etiyopya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Etiyopya." Eu me apaixonei por esse país. Ben bu vatana aşağım. Ben bu ülkeye aşık oldum. Ambos os policiais foram assassinados. Her iki polis öldürüldü. İki polis memuru öldürüldü. Tom aidait les pauvres. Tom fakirlere yardım ederdi. Tom fakirlere yardım etti. Non posso venire con te. Seninle gidemem. Seninle gelemem. Su esposa me enseña italiano. Karısı bana İtalyanca öğretiyor. Karısı bana İtalyanca öğretiyor. ¡Hermoso día! Güzel bir gün! Güzel bir gün! Nos hemos encontrado frente a la escuela. Biz okulun önünde buluştuk. Okulun önünde buluştuk. Estoy esperando a la mujer correcta. Doğru kadını bekliyorum. Doğru kadını bekliyorum. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Svedese." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "İsveç." "Doktorlarımız hangi milletten?" "İsveçli." "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Estone." "Onun nineleri nereliydi?" "Estonya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Estonca." È facilissimo. O çok kolaydır. Çok kolay. Tom mise i diamanti in una piccola scatola di metallo. Tom elmasları küçük bir metal kutuya koydu. Tom elmasları küçük bir metal kutuya koydu. Nu întrerupe când altcineva vorbește. Başkası konuşuyorken sözünü kesme. Başkası konuşurken araya girme. È troppo timido per parlare con le ragazze. O, kızlarla konuşamayacak kadar çok utangaçtır. Kızlarla konuşmak için çok utangaç. "Di che nazionalità sono le vostre sorelle?" "Norvegese." "Kız kardeşleriniz nereli?" "Norveç." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Norveçli." "Di che nazionalità erano i suoi fratelli?" "Tedesca." "Onun erkek kardeşleri nereliydi?" "Alman." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Alman." "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Norvegese." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Norveç." "Komşularımız hangi milletten?" "Norveçli." Ella vino a vernos ayer. O dün bizi görmek için geldi. Dün bizi görmeye geldi. Lei è la nostra insegnante. O bizim öğretmenimiz. O bizim öğretmenimiz. Es más alta que yo. Benden daha uzun. Benden daha uzun. Se tromper est humain, persévérer est diabolique. Yanılmak insancıldır, azmetmek şeytanca. Hata yapmak insancadır, ısrar etmek şeytancadır. Si quieres poner tu banner en mi sitio, mándame el código. Şayet benim siteme banner'ını koymak istiyorsan,bana kodunu gönder. Siteme kendi banner'ınızı koymak istiyorsanız, bana kodu gönderin. Ti chiamerò domani. Yarın seni arayacağım. Seni yarın ararım. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Inglese." "Akrabalarımız nereli?" "İngiliz." "Akrabalarımız hangi milletten?" "İngilizce." Non hanno visitato l'Italia? İtalya'yı ziyaret etmediler mi? İtalya'yı ziyaret etmediler mi? Tuve que cuidar de ti. Sana bakmak zorunda kaldım. Sana göz kulak olmak zorundaydım. Nu am înțeles. Anlamadın. Anlayamıyorum. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Nigeriana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Nijerya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Nijeryalı." Afară se întunecă destul de bine. E posibil să plouă în curând. Hava iyice kararıyor. Yakında yağmur yağabilir. Dışarısı oldukça karanlık, yakında yağmur yağabilir. Trebuie să avem grijă de noi înșine. Kendimize bakmalıyız. Kendi başımızın çaresine bakmalıyız. Tu n'es jamais d'accord avec moi. Hiçbir zaman benimle aynı fikirde olmuyorsun. Benimle hiçbir zaman aynı fikirde olmadın. Hai visitato la Grecia. Yunanistan'ı ziyaret ettin. Yunanistan'ı ziyaret ettin. No me avisaste. Beni uyarmadın. Beni uyarmadın. Il mange. Yer. Yemek yiyor. Puteți defini explicit acest cuvânt? Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz? Bu kelimeyi tam olarak tanımlayabilir misiniz? "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Malese." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Malezya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Malezyalı." Ești arestat pentru crimă. Cinayet nedeniyle tutuklusun. Cinayetten tutuklusun. Acabo de empezar. Daha az önce başladım. Daha yeni başladım. Tom nu a fost violent. Tom şiddetli değildi. Tom şiddete başvurmadı. Dostoievski tenía debilidad por el juego. Dostoyevski'nin kumara zaafı vardı. Dostoyevski'nin kumara karşı zaafı vardı. Problema a fost discutată. Sorun tartışma altındaydı. Bu konu tartışıldı. No puedo explicar eso. Onu açıklayamam. Bunu açıklayamam. Nu ai ridicat nici măcar un deget. Parmağını bile kıpırdatmadın. Parmağını bile kıpırdatmadın. Não é difícil aprender inglês. İngilizce öğrenmek zor değildir. İngilizce öğrenmek zor değil. Mamãe se levanta cedo. Annem erken kalkar. Annem erken kalkar. Hoy por la noche vamos al teatro. Bu akşam tiyatroya gidelim. Bu akşam tiyatroya gidiyoruz. Cette voiture vous appartient. Bu araba size ait. Bu araba size ait. Estoy en Tel Aviv. Tel Aviv'deyim. Tel Aviv'deyim. Quando te ne andrai mi mancherai. Gittiğinde seni özleyeceğim. Gittiğinde seni özleyeceğim. ¿Qué preferís, té o café? Ne tercih edersin, çay mı yoksa kahve mi? Hangisini tercih edersiniz, çay mı kahve mi? "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Albanese." "Anneleri nereli?" "Arnavut." "Anneleri hangi milletten?" "Arnavutça." Andiamo in vacanza in Islanda? İzlanda'ya tatile mi gidiyoruz? İzlanda'ya tatile mi gidiyoruz? Je viens tard. Geç geliyorum. Geç kaldım. Yo acabo de ir a la oficina de correos. Az önce postaneye gittim. Az önce postaneye gittim. Mis padres no quieren que tome cerveza todas las noches. Anne babam her gece bira içmemi istemezler. Ailem her gece bira içmemi istemiyor. Apă suficientă este o condiție necesară pentru viață. Yeterli su hayat için gerekli koşuldur. Yeterli su yaşam için gerekli bir koşuldur. Ce fut la panique totale. Bu tamamen panikti. Tam bir paniğe kapıldım. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Rumena." "Nineleri nereli?" "Rumen." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Romanya." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Cinese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Çin." "Arkadaşların hangi milletten?" "Çinli." Él se sentó a mi lado. O, yanıma oturdu. Yanıma oturdu. Sto parlando di Tom in questo momento. Şu anda, Tom hakkında konuşuyorum. Şu anda Tom'dan bahsediyorum. Ahora Tom está enseñando inglés en Japón. Tom şu anda Japonya'da İngilizce öğretiyor. Tom şimdi Japonya'da İngilizce öğretiyor. Me gusta levantarme temprano. Erken kalkmayı severim. Erken kalkmayı severim. Schimbările au venit repede. Değişiklikler çabuk geldi. Değişiklikler çabuk geldi. "Di che nazionalità sono i vostri genitori?" "Statunitense." "Anne-babanızın uyruğu ne?" "Amerikan." "Aileniz hangi milletten?" "Amerikalı." "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Cinese." "Amcalarınız nereli?" "Çin." "Amcalarınız hangi milletten?" "Çinli." ¿Hablas japonés? Japonca konuşabiliyor musun? Japonca biliyor musun? Creo que estás siendo ingenuo. Bence saflık ediyorsun. Bence çok safsın. A fila é muito longa na bilheteria. Bilet gişesinde çok sıra var. Bilet gişesinde sıra çok uzun. Dovresti gustarti questo momento. Bu anın tadını çıkarmalısın. Bu anın tadını çıkarmalısın. Jucătorul a fost aplaudat de fani. Oyuncu fanatikleri tarafından alkışlandı. Oyuncu hayranları tarafından alkışlandı. Este membru al acestei organizații. Bu kuruluşun bir üyesidir. O da bu organizasyonun bir üyesi. E você? Ya sen? Peki ya sen? Tom te lo ha dicho, ¿verdad? Tom sana söyledi, değil mi? Tom söyledi, değil mi? Loro mi hanno preso in giro. Onlar benimle alay ettiler. Benimle dalga geçtiler. África es un continente. Afrika bir kıtadır. Afrika bir kıtadır. ¿Qué estás viendo? Ne izliyorsun? Neye bakıyorsun? M-am săturat de viața monotonă. Ben tekdüze yaşamdan bıktım. Monotonluktan bıktım artık. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Islandese." "Kız kardeşlerin nereli?" "İzlanda." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İzlandalı." Este es el vestido que hice la semana pasada. Geçen hafta yaptığım elbise budur. Bu elbiseyi geçen hafta yapmıştım. Tom dejó de fumar. Tom sigara içmeyi bıraktı. Tom sigarayı bıraktı. Me gustó. Onu sevdim. Hoşuma gitti. Non ho ancora avuto modo di mangiare qualcosa. Bir şey yemek için bir fırsatım bile olmadı. Henüz bir şey yeme fırsatım olmadı. Necesita dinero. Paraya ihtiyacı var. Paraya ihtiyacı var. Empezó a llover por la tarde. Akşam yağmur yağmaya başladı. Öğleden sonra yağmur başladı. Quando o banco abre? Banka ne zaman açılıyor? Banka ne zaman açılır? Veo a Tom. Tom'u görürüm. Tom'u görüyorum. Cantó algunas viejas canciones. Birkaç eski şarkı söyledi. Birkaç eski şarkı söyledi. ¿Sabes adónde fue? Onun nereye gittiğini biliyor musun? Nereye gittiğini biliyor musun? Je veux que tu y fasses quelque chose derechef. Şu an bir şey yapmanı istiyorum. Bu konuda doğru bir şey yapmanı istiyorum. ¿Está lejos de aquí? Orası buradan uzak mı? Buradan ne kadar uzakta? ¿Cuál es tu dirección de correo electrónico? Elektronik posta adresin nedir? E-posta adresiniz nedir? Sé que está ocupado. Onun meşgul olduğunu biliyorum. Meşgul olduğunu biliyorum. ¿Qué venden? Ne satıyorlar? Ne satıyorlar? "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Gallese." "Nineleri nereli?" "Galler." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Galler." Non avete visitato la Slovacchia. Slovakya'yı ziyaret etmediniz. Slovakya'yı ziyaret etmediniz. No hacía mucho calor. Çok sıcak değildi. Çok sıcak değildi. Vai in vacanza in Austria. Avusturya'ya tatile gidiyorsun. Avusturya'ya tatile git. Il entendit un appel au secours. Bir yardım çağrısı duydu. Bir yardım çağrısı duydu. Tengo diecinueve años. On dokuz yaşındayım. 19 yaşındayım. ¿Cuál es tu fruta preferida? En sevdiğin meyve hangisidir? En sevdiğin meyve hangisi? "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Uruguaiana." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Uruguay." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Non. Hayır. Hayır, hayır. Pot să înțeleg. Anlayabiliyorum. Öğrenebilirim. "Di che nazionalità sono i tuoi vicini?" "Ghanese." "Komşuların nereli?" "Gana." "Komşuların hangi milletten?" "Ghanese." Cum s-a format Universul? Evren nasıl oluştu? Evren Nasıl Oluştu? "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Camerunense." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Kamerun." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Aquí no se puede fumar. Burada sigara içilemez. Burada sigara içmek yasak. "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Ceca." "Halaları nereli?" "Çek." "Amcaların hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Loro non stanno nuotando nel fiume. Nehirde yüzmüyorlar. Onlar nehirde yüzmüyorlar. Non riuscì ad aprire la scatola. O, kutuyu açamadı. Kutuyu açmayı başaramadı. Ya lo traje de vuelta. Onu geri getirdim. Onu geri getirdim. En el mundo no hay mayor misterio que el amor. Dünyada aşktan daha büyük bir gizem yoktur. Dünyada aşktan daha büyük bir gizem yoktur. Compré un deportivo rojo. Kırmızı bir spor araba aldım. Kırmızı bir spor araba aldım. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Lituana." "Komşularınız nereliydi?" "Litvanya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Litvanya." "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Scozzese." "Arkadaşlarımız nereli?" "İskoç." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "İskoç." "Di che nazionalità sono?" "Belga." "Uyrukları ne?" "Belçika." "Hangi millettensiniz?" "Belçika." "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Bosniaca." "Onun dedeleri nereliydi?" "Boşnak." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Bosnalı." Sembravi molto imbarazzato. Çok utanmış görünüyordu. Çok utanmış görünüyordun. Mary decidió no volver a verle nunca. Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. Mary onu bir daha görmemeye karar verdi. Ella será doctora. O bir doktor olacak. Doktor olacak. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Scozzese." "Dedelerimiz nereliydi?" "İskoç." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "İskoç." J'ai acheté une quantité de livres. Birçok kitap aldım. Bir sürü kitap aldım. Ce limba se vorbeşte în țara ta? Ülkende hangi dil konuşulur. Sizin ülkenizde hangi dil konuşuluyor? ¿Sabes hablar mandarín? Mandarin konuşabilir misin? Mandarin konuşabiliyor musun? Voi due sembrate innamorati. Siz ikiniz aşığa benziyorsunuz. Birbirinize aşık gibisiniz. Non vanno in vacanza in Etiopia? Tatile Etiyopya'ya gitmiyorlar mı? Etiyopya'ya tatile gitmiyorlar mı? Tom non arriverà in tempo alla riunione. Tom toplantıya vaktinde yetişemeyecek. Tom toplantıya zamanında yetişemeyecek. Estou na cozinha. Ben mutfaktayım. Mutfaktayım. Mi abuelo murió cuando yo era un niño. Ben bir çocukken büyük babam öldü. Büyükbabam ben çocukken öldü. Je préfère qu'on ne nous voit pas ensemble. İkimizin birlikte görülmemesini tercih ederim. Bizi birlikte görmemelerini tercih ederim. M-am săturat de învățat. Okumaktan bıktım. Bıktım öğrenmekten. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Islandese." "Dedeleriniz nereliydi?" "İzlanda." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "İzlandalı." Io mi sto pettinando i capelli. Saçımı fırçalıyorum. Ben de saçımı taradım. "Di che nazionalità sono le tue vicine?" "Siriana." "Komşularının milliyeti ne?" "Suriye." "Komşuların hangi milletten?" "Suriyeli." La Guinness è la migliore delle birre. Guinness biraların en iyisidir. Guinness biraların en iyisidir. Je vais te donner le livre. Kitabı sana vereceğim. Sana kitabı vereceğim. Parece un huevo. Bir yumurta gibi görünüyor. Yumurtaya benziyor. "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Svizzera." "Ninelerin nereliydi?" "İsviçre." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "İsviçreli." Tenho dois irmãos. İki erkek kardeşim var. İki erkek kardeşim var. Él es profesor y novelista. O bir öğretmen ve romancı. O bir profesör ve romancı. "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Ungherese." "Arkadaşların nereli?" "Macar." "Arkadaşların hangi milletten?" "Macarca." "Di che nazionalità sono le sue nonne?" "Rumena." "Onun nineleri nereli?" "Rumen." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Romanya." ¿Cuánto ha costado? Ne kadardı? Ne kadara mal oldu? Es tan listo como su amigo. O, arkadaşı kadar zekidir. Arkadaşın kadar zekisin. "Di che nazionalità sei?" "Svizzera." "Milliyetin ne?" "İsviçre." "Hangi millettensin?" "İsviçreli." Escribirá una carta después de clase. Okuldan sonra bir mektup yazacak. Okuldan sonra mektup yazacak. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Islandese." "Kardeşleriniz nereli?" "İzlanda." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "İzlandalı." Ho detto che stavi facendo uno sbaglio. Bir hata yaptığını söyledim. Bir hata yaptığını söyledim. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Portoghese." "Kuzenlerimiz nereli?" "Portekiz." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Portekizli." Si j'avais 25% de plus de revenu, je serais plus satisfait de ma vie. Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum. Eğer %25 daha fazla gelire sahip olsaydım, hayatımdan daha memnun olurdum. Anoche vino aquí. O, buraya dün gece geldi. Dün gece buraya geldi. Hoje é sábado. Bugün cumartesi. Bugün cumartesi. Chi è questa bella ragazza? Bu güzel kız kim? Kim bu güzel kız? Hasta en la televisión hay racismo. Irkçılık televizyonda bile var. Televizyonda bile ırkçılık var. "Di che nazionalità siete?" "Tunisina." "Uyruğunuz ne?" "Tunus." "Hangi millettensiniz?" "Tunus." Estábamos todos cansados. Hepimiz yorgunduk. Hepimiz yorgunduk. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Camerunense." "Hocaları nereli?" "Kamerun." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Kamerunlu." Esta es la casa en la que vivía cuando era joven. Bu, gençken yaşadığım evdir. Gençken bu evde yaşıyordum. Tu portes ton pull à l'envers. Kazağını ters giyiyorsun. Kazağını ters giymişsin. Maintenant, je voudrais que vous vous imaginiez une carte de la Grande-Bretagne. Şimdi, Büyük Britanya'nın bir haritasını gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum. Şimdi, İngiltere'den bir harita hayal etmenizi istiyorum. Această tendință este destul de utilă. Bu eğilim oldukça yararlıdır. Bu eğilim oldukça faydalıdır. Tom está conmigo. Tom benimle birlikte. Tom benimle. Tengo que encontrar una salida. Bir çıkar yol bulmam lâzım. Bir çıkış yolu bulmalıyım. ¿Dormiste con él? Onunla uyudun mu? Onunla yattın mı? Un gran número de personas visitan la histórica ciudad. Tarihi kenti çok sayıda insan ziyaret eder. Tarihi şehri çok sayıda insan ziyaret ediyor. Fadil queria que Layla se casasse com ele. Fadil, Leyla'nın kendisiyle evlenmesini istiyordu. Fadil, Layla'nın onunla evlenmesini istedi. Le mont Ararat est le symbole de l'Arménie, mais se trouve en fait sur le territoire de la Turquie. Ağrı Dağı, Ermenistan'ın sembolüdür ama aslında Türkiye toprakları üzerinde yer almaktadır. Ararat Dağı, Ermenistan'ın sembolüdür, ancak aslında Türkiye topraklarında yer almaktadır. "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Polacca." "Hocaları nereliydi?" "Polonya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Polaka." Soy demasiado viejo para ella. Ben onun için çok yaşlıyım. Onun için çok yaşlıyım. Voy a la biblioteca dos o tres veces por semana. Haftada iki ya da üç kez kütüphaneye giderim. Haftada iki ya da üç kez kütüphaneye giderim. No dejes el trabajo a medias. İşini yarıda bırakma. İşi yarıda bırakmayın. Forse hai ragione. Belki sen haklısın. Belki de haklısın. Deberíamos hacerlo. Bunu yapmalıyız. Yapmalıyız. "¿Dónde está Tom?" "Está jugando al tenis con Mary." "Tom nerede?" "Mary ile tenis oynuyor." "Tom nerede?" "Mary ile tenis oynuyorlar." Désormais, la situation est incontrôlable. Durum artık kontrolden çıktı. Şu andan itibaren, durum kontrolden çıktı. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Marocchina." "Hocalarınız nereli?" "Fas." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Fas." Mañana le preguntaré a Tom. Yarın Tom'a soracağım. Yarın Tom'a sorarım. ¿No ves el reloj? Saati görmüyor musun? Saati görmüyor musun? "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Croata." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Hırvat." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Hırvatistan'dan." "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Tunisina." "Dedelerimiz nereliydi?" "Tunus." "Dedelerimiz hangi millettendi?" "Tunus." Tom no cree ser capaz de hacerlo. Tom onu yapabileceğini sanmıyor. Tom bunu yapabileceğini düşünmüyor. No lo despiertes. Onu uyandırma. Uyandırma onu. Dove vivi esattamente? Tam olarak nerede yaşıyorsun? Tam olarak nerede yaşıyorsun? So che farai la cosa giusta. Doğru şeyi yapacağını biliyorum. Doğru olanı yapacağını biliyorum. John si è alzato molto prima del solito. John normalden çok daha önce kalkmıştı. John her zamankinden daha erken kalktı. Tom parece creerse todo lo que dice Mary. Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor gibi görünüyor. tom mary'nin söylediği her şeye inanıyor. ¿Sabes dónde estoy? Nerede olduğumu biliyor musun? Nerede olduğumu biliyor musun? Soy el asistente de Tom. Tom'un asistanıyım. Ben Tom'un asistanıyım. Tom nu vrea să fie văzut aici. Tom burada görülmek istemiyor. Tom burada görülmek istemiyor. Andiamo in vacanza in Arabia Saudita? Suudi Arabistan'a tatile mi gidiyoruz? Suudi Arabistan'a tatile mi gidiyoruz? "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Bosniaca." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Boşnak." "Komşularımız hangi milletten?" "Bosnalı." "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Irlandese." "Komşularımız nereli?" "İrlanda." "Komşularımız hangi milletten?" "İrlandalı." David es muy activo. David çok aktif. David çok aktif. Acel grup a fost fondat de către Dick. O grup Dick tarafından kuruldu. O grup Dick tarafından kuruldu. ¿Qué quiere saber Tom? Tom ne bilmek istiyor? Tom ne bilmek istiyor? Aoi baila muy bien. Aoi çok iyi dans eder. Aoi çok iyi dans ediyor. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Ceca." "Akrabaları nereli?" "Çek." "Akrabaları hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Svizzera." "Akrabalarımız nereli?" "İsviçre." "Akrabalarımız hangi milletten?" "İsviçre." Nosotros comemos. Biz yiyoruz. Yemek yiyoruz. V-ați schimbat. Değiştiniz. Değişmişsin. Una parte de mí siempre te amará. Bir parçam seni hep sevecek. Bir parçam seni her zaman sevecek. Elle a dit que c'était moi, mais le garçon n'est pas mon fils. O, bunun benim olduğunu söyledi ama bu çocuk benim çocuğum değil. Ben olduğumu söyledi ama çocuk benim oğlum değil. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Bosniaca." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Boşnak." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bosnalı." "Di che nazionalità erano le tue vicine?" "Bielorussa." "Komşuların nereliydi?" "Belarus." "Komşuların hangi millettendi?" "Belaruslu." "Di che nazionalità erano i tuoi vicini?" "Svedese." "Komşularının milliyeti neydi?" "İsveç." "Komşuların hangi millettendi?" "İsveçli." A Tom no le gustan las mujeres que usan demasiado maquillaje. Tom çok makyaj yapan kadınları sevmez. Tom çok fazla makyaj yapan kadınlardan hoşlanmaz. Me gusta el picante. Acı seviyorum. Baharatı severim. Tom se apuntó a la clase de francés. Tom Fransızca dersine kayıt yaptırdı. tom fransızca dersi aldı. Aici suntem cu toţii prizonieri. Burada hepimiz mahkûmuz. Burada hepimiz tutsağız. Has ido a Boston, ¿verdad? Boston'a gittin, değil mi? Boston'a gittin, değil mi? Ella se suicidó ayer. O, dün kendini öldürdü. Dün intihar etti. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Argentina." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Arjantin." "Kardeşleri hangi milletten?" "Arjantin." Ayer vendí dos libros. Dün iki kitap sattım. Dün iki kitap sattım. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Bosniaca." "Anneleriniz nereli?" "Boşnak." "Anneleriniz hangi milletten?" "Bosnalı." Tom deve tornare a casa. Tom eve dönmek zorunda. Tom'un eve dönmesi gerekiyor. Qu'est-ce que vous cuisinez ? Ne pişiriyorsunuz? Sen ne pişiriyorsun? Es muy corto. Bu çok kısa. Çok kısa. Ho vagato per un po'. Ben bir süre dolaştım. Bir süre dolaştım. Prefiero ir en bicicleta. Ben bisiklete binmeyi tercih ederim. Bisiklete binmeyi tercih ederim. Fui a la iglesia con él. Onunla birlikte kiliseye gittim. Onunla birlikte kiliseye gittim. Ambele surori sunt frumoase. Her iki kız kardeş de güzel. İki kız kardeş de çok güzel. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Spagnola." "Hocalarımız nereli?" "İspanyol." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "İspanyolca." Vorrei cambiare la mia prenotazione. Rezervasyonumu değiştirmek istiyorum. Rezervasyonumu değiştirmek istiyorum. Tom apenas puede pagar la renta. Tom ancak kirasını ödeyebiliyor. Tom kirayı zar zor ödüyor. ¿Qué fue lo último que compraste por internet? İnternetten en son ne aldın? İnternetten en son ne satın aldınız? No puedes beber agua del mar porque es demasiado salada. Çok tuzlu olduğu için deniz suyunu içemezsin. Deniz suyu içemezsin çünkü çok tuzlu. Cela ne servirait à rien de s'opposer à eux. Onlara karşı çıkmak hiçbir şeye yaramaz. Onlara karşı çıkmanın bir anlamı yok. Estaba nevando un poco. Biraz kar yağıyordu. Biraz kar yağıyordu. J'ai un aquarium. Benim bir akvaryumum var. Akvaryumum var. Tom é qual alguém da família. Tom aile gibi. Tom aileden biri. ¿Y su hijo conduce? Ve oğlunuz araba sürüyor mu? Oğlunuz araba kullanıyor mu? ¿Puedes ayudarme a encontrarlo? Onu bulmama yardım edebilir misin? Onu bulmama yardım eder misin? ¿Tus niños saben francés? Çocukların Fransızca bilir mi? Çocukların Fransızca biliyor mu? Mary engañó a su marido. Mary kocasını aldattı. Mary kocasını aldattı. Nunca le abras la puerta a él. Asla ona kapıyı açma. Ona asla kapıyı açma. Ella esperó que él llegara a casa. O, onun eve gelmesini bekledi. O, onun eve gelmesini bekledi. Nu-mi da-ți nicio idee. Bana herhangi bir fikir vermeyin. Bana hiçbir şey anlatmıyorsun. Come sono le previsioni del tempo per domani? Yarın için hava durumu nasıl? Yarın için hava durumu nasıl? Il m'a posé un lapin; je l'ai attendu toute la soirée ! O, beni ekti; bütün gece onu bekledim! Beni ekti, bütün gece onu bekledim. Un monarque avait six fils. Bir padişahın altı oğlu varmış. Bir hükümdarın altı oğlu vardı. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Russa." "Kardeşlerimiz nereli?" "Rus." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Rus." Guvernul a căzut. Hükümet düştü. Hükümet düştü. Non hanno visitato la Repubblica Ceca? Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret etmediler mi? Çek Cumhuriyeti'ni ziyaret etmediler mi? Dobbiamo tagliare le spese mensili. Aylık giderlerimizi kısmak zorundayız. Aylık harcamalarımızı kısmalıyız. Hanno visitato la Groenlandia. Grönland'ı ziyaret ettiler. Grönland'ı ziyaret ettiler. Las últimas lluvias causaron inundaciones. Son yağmurlar sele sebep oldu. Son yağışlar sellere neden oldu. "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Lituana." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Litvanya." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Litvanyalı." Le galline sono nel pollaio. Tavuklar tavuk kümesinde. Tavuklar kümeste. Mi patio trasero puede acomodar a más de diez personas. Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir. Benim arka bahçemde 10 kişiden fazla insan konaklayabilir. Gracias por la cena. Akşam yemeği için teşekkürler. Yemek için teşekkürler. ¿Cuántos años tiene él? O kaç yaşında? O kaç yaşında? Aquí está la lista de vinos. İşte şarap listesi. İşte şarap listesi. Es hora de volver a casa. Şimdi eve gitme zamanı. Eve gitme zamanı. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Croata." "Kuzenlerin nereli?" "Hırvat." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." Ella le preguntó dónde vivía, pero él era demasiado listo para decírselo. O ona nerede yaşadığını sordu fakat o söylemeyecek kadar çok akıllıydı. Ona nerede yaşadığını sordu, ama o bunu söyleyemeyecek kadar akıllıydı. Vuelve a la casa a las seis. Altıda evde ol. Saat 6'da evde ol. Hoy es lunes, ¿verdad? Bugün pazartesi, değil mi? Bugün pazartesi, değil mi? Mi tía tiene tres hijos. Teyzemin üç çocuğu var. Teyzemin üç çocuğu var. Abbiamo visitato la Romania. Romanya'yı ziyaret ettik. Romanya'yı ziyaret ettik. Te llamo luego. Seni daha sonra arayacağım. Seni sonra ararım. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Malese." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Malezya." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Malezyalı." "Di che nazionalità sono i vostri nonni?" "Messicana." "Dedeleriniz nereli?" "Meksika." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Meksikalı." "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Peruviana." "Hekimlerin nereli?" "Peru." "Doktorların hangi milletten?" "Perulu." Tom sta iniziando a darmi sui nervi. Tom beni sinirlendirmeye başlıyor. Tom sinirlerimi bozmaya başladı. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Macedone." "Dedelerin nereli?" "Makedon." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Makedonyalı." "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Egiziana." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Mısır." "Aileleri hangi milletten?" "Mısırlı." "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Norvegese." "Onun arkadaşları nereli?" "Norveç." "Arkadaşların hangi milletten?" "Norveçli." Mentí a mis padres. Aileme yalan söyledim. Aileme yalan söyledim. No me gustan los chicos malos. Kötü çocukları sevmem. Kötü adamları sevmem. Él se baña todas las mañanas. O, her sabah banyo yapar. Her sabah banyo yapıyor. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Bosniaca." "Nineleriniz nereli?" "Boşnak." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Bosnalı." Tu ne m'aimes pas. Tu ne m'as jamais aimé! Sen beni sevmiyorsun. Ve hiç sevmedin! Sen beni sevmiyorsun, sen beni hiç sevmedin. ¿Vas a la iglesia? Kiliseye gider misin? Kiliseye mi gidiyorsun? "Di che nazionalità erano le sue vicine?" "Maltese." "Onun komşuları nereliydi?" "Malta." "Komşuları hangi millettendi?" "Maltalı." Rompí a llorar. Ağlamaya başladım. Ağlayarak ayrıldım. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Maltese." "Hocalarınız nereli?" "Malta." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Maltalı." Mantén esa cosa lejos de mí. O şeyi benden uzak tut. O şeyi benden uzak tut. J'ai besoin de me calmer et de reprendre mes esprits. Sakinleşmeye ve kendimi toparlamaya ihtiyacım var. Sakinleşmem ve kendime gelmem lazım. Iba a nadar al lago todas las mañanas. O, her sabah göle yüzmeye gitti. Her sabah göle yüzmeye giderdim. Non hai visitato la Bulgaria? Bulgaristan'ı ziyaret etmedin mi? Bulgaristan'a gitmedin mi? Avete visitato la Slovenia. Slovenya'yı ziyaret ettiniz. Slovenya'yı ziyaret ettiniz. Não foi exatamente isso o que eu disse. Söylediğim tam olarak o değil. Tam olarak öyle demedim. Hai fatto la tua scelta. Sen seçimini yaptın. Sen seçimini yaptın. Tom interruppe quel che stava facendo e guardò verso Mary. Tom yaptığı şeyi bıraktı ve Mary'ye baktı. Tom ne yaptığını durdurdu ve Mary baktı. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Maltese." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Malta." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Maltese." Di' a Tom di cambiarsi la maglietta. Tom'a gömleğini değiştirmesini söyle. Tom'a tişörtünü değiştirmesini söyle. Prefiero tomarme un café. Bir kahve içmeyi tercih ederim. Kahve içmeyi tercih ederim. No me gusta la política. Politikayı sevmiyorum. Politikadan hoşlanmam. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Italiana." "Akrabalarımız nereli?" "İtalyan." "Akrabalarımız hangi milletten?" "İtalyan." Não estou interessada nisso. Bununla ilgilenmiyorum. İlgilenmiyorum. Estoy corriendo. Ben koşuyorum. Koşuyorum. No sabía que eras de Boston. Boston'lu olduğunu bilmiyordum. Bostonlu olduğunu bilmiyordum. Voglio sapere perché non eri qui ieri. Dün neden burada olmadığını bilmek istiyorum. Dün neden burada olmadığını bilmek istiyorum. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Nigeriana." "Dedeleri nereliydi?" "Nijerya." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Nijeryalı." Tom nunca habla de dinero. Tom asla para hakkında konuşmaz. Tom asla paradan bahsetmez. Mon vieux, tu ne vas pas être déçu du voyage ! Adamım, yolculuktan hayal kırıklığına uğramayacaksın. Dostum, bu yolculuk seni hayal kırıklığına uğratmayacak. Susan fit briller les chaussures de son père. Susan babasının ayakkabılarını parlattı. Susan babasının ayakkabılarını parlattı. Penso sia ora che io pulisca il garage. Sanırım garajı temizlememin zamanıdır. Sanırım garajı temizlememin zamanı geldi. Ambele răspunsuri sunt greșite. Cevapların her ikisi de yanlıştır. Her iki cevap da yanlıştır. Cambia de idea si quieres. Eğer istiyorsan, fikrini değiştir. İstersen fikrini değiştirebilirsin. "Di che nazionalità sono i tuoi fratelli?" "Croata." "Kardeşlerin nereli?" "Hırvat." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Hırvatistan." Si voltarono entrambi a guardare Tom. Tom'a bakmak için her ikisi de döndü. İkisi de Tom'a baktılar. ¿Cuándo puedo llamarte? Seni ne zaman arayabilirim? Seni ne zaman arayabilirim? Él está borracho. O sarhoş. O sarhoş. No mundo há pessoas boas. Dünyada iyi insanlar var. Dünyada iyi insanlar var. Tengo que planearlo todo. Her şeyi planlamak zorundayım. Her şeyi planlamam lazım. Sfortunatamente oggi non potrò pranzare con te. Ne yazık ki bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim. Ne yazık ki bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim. Tom todavía debería estar en cama. Tom hâlâ yatakta olmalı. Tom hala yatakta olmalıydı. Chi ha parlato con lui? Onunla kim konuştu? Onunla kim konuştu? "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Belga." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Belçika." "Aileniz hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Camerunense." "Onun nineleri nereliydi?" "Kamerun." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Kamerunlu." Você não deve perder isso. Sen şunu kaybetmemelisin. Bunu kaçırmamalısın. "Di che nazionalità erano i vostri nonni?" "Azera." "Dedeleriniz nereliydi?" "Azeri." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Azera." ¿Qué es este olor? Bu koku nedir? Bu koku da ne? Non mi ha sorpreso per nulla che Tom non poteva permettersi un avvocato. Tom'un bir avukat tutamaması beni hiç şaşırtmadı. Tom'un avukat tutamaması beni hiç şaşırtmadı. Sin gafas está casi ciega. Gözlük olmadan o âdeta kördür. Gözlüksüz neredeyse kördür. Yo soy armenio. Ben Ermeniyim. Ben Ermeniyim. Ellos se besaron. Öpüştüler. Öpüştüler. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Danese." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Danimarka." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Danimarkalı." Ojalá hubieras podido estar ahí. Keşke orada olabilseydin. Keşke sen de orada olsaydın. Vagai per un po'. Ben bir süre dolaştım. Bir süre dolaştım. Su nombre es Irina. Onun adı Irina. Adı Irina. No pongas demasiada mostaza en mi sándwich. Sandviçime fazla hardal koyma. Sandviçime çok fazla hardal koyma. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Paraguaiana." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Paraguay." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Paraguaylı." Lo siento, mi padre no está aquí. Maalesef babam burada değil. Üzgünüm, babam burada değil. "Di che nazionalità sono i tuoi cugini?" "Maltese." "Kuzenlerin nereli?" "Malta." "Kuzenlerin hangi milletten?" "Maltese." Aceasta a fost una din acele zile. Bu o günlerden biriydi. Bu da o günlerden biriydi. Sarebbe bene che tu facessi come ti ho suggerito. Önerdiğimi yapsan iyi olur. Dediğimi yapsan iyi olur. "Di che nazionalità erano le vostre vicine?" "Colombiana." "Komşularınız nereliydi?" "Kolombiya." "Komşularınız hangi millettendi?" "Kolombiyalı." D'habitude je me lève à huit heures. Alışkanlık, saat sekizde uyanırım. Genelde sekizde kalkarım. Tom es el más alto de nuestra clase. Tom sınıfımızda en uzundur. Tom sınıfımızın en uzunu. ¿Podrías, por favor, decirme por qué la amas? Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin? Lütfen bana onu neden sevdiğini söyler misin? Ha empezado. O başladı. Başladı. Vai in vacanza in Sardegna. Sardinya'ya tatile gidiyorsun. Sardinya’da tatil yapın. "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Svedese." "Komşularınız nereli?" "İsveç." "Komşularınız hangi milletten?" "İsveçli." "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Ungherese." "Öğretmenleri nereli?" "Macar." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Macarca." "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Albanese." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Arnavut." "Doktorları hangi milletten?" "Arnavutça." Tom no dijo nada sobre de dónde venía. Tom, nereden geldiği hakkında hiçbir şey söylemedi. Tom nereden geldiği hakkında hiçbir şey söylemedi. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Camerunense." "Ninelerin nereli?" "Kamerun." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Kamerunlu." Esta mañana hace frío, ¿verdad? Bu sabah soğuk değil mi? Bu sabah çok soğuk, değil mi? No es un complot. Bu bir komplo değil. Bu bir komplo değil. Son realmente buenos. Onlar gerçekten iyi. Gerçekten çok iyiler. Prefiero quedarme en casa a ir al cine. Evde kalmayı sinemaya gitmeye tercih ederim. Sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim. Por favor, desligue o rádio. Lütfen, radyoyu kapat. Lütfen radyoyu kapat. "Di che nazionalità sono i suoi genitori?" "Slovena." "Anne-babasının uyruğu ne?" "Sloven." "Aileniz hangi milletten?" "Slovenya." Tom está trabajando. Tom çalışıyor. Tom çalışıyor. Queremos que te cases con Tom. Tom'la evlenmeni isteriz. Tom'la evlenmeni istiyoruz. La conferencia terminó a las cinco. Konferans saat beşte bitti. Konferans saat beşte sona erdi. ¿Tú hablas con tu perro? Köpeğinle konuşur musun? Köpeğinle mi konuşuyorsun? ¿Dónde escondo mi dinero? Paramı nerede saklıyorum? Paramı nereye saklayacağım? Avem nevoie de mult mai mult decât atât. Bize bundan daha fazlası lazım. Bundan daha fazlasına ihtiyacımız var. Este carro é preto. Bu araba siyah. Bu araba siyah. Nu este nevoie să porţi ceva extravagant. Süslü bir şey giymene gerek yok. Abartılı bir şey giymene gerek yok. Tom suele estar en casa los domingos por la tarde. Tom Pazar akşamları genellikle evdedir. Tom genellikle Pazar öğleden sonraları evde olur. Mi preoccupo per la sua vita. Onun hayatından endişe duyuyorum. Onun hayatı için endişeleniyorum. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Uruguaiana." "Arkadaşları nereli?" "Uruguay." "Arkadaşları hangi milletten?" "Uruguaylı." Tom va à l'église tous les dimanches. Tom her Pazar kiliseye gider. Tom her pazar kiliseye gider. Circumstanțele nu îmi permit să spun mai multe. Daha fazla söylememe koşullar izin vermiyor. Şartlar daha fazla konuşmama izin vermiyor. Espero que haga buen tiempo. Havanın güzel olacağını umuyorum. Umarım hava güzel olur. Cuanto más la escucho, menos me gusta. Onu ne kadar çok dinlersem,ondan o kadar daha az hoşlanırım Ne kadar dinlersem, o kadar az hoşuma gidiyor. Quería detener a Tom. Tom'u durdurmak istedim. Tom'u durdurmak istedim. Il professor White ha pubblicato il suo primo libro l'anno scorso. Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı. Profesör White ilk kitabını geçen yıl yayınladı. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Spagnola." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "İspanyol." "Ailemiz hangi milletten?" "İspanyol." Pensé que Tom llegaría aquí antes que nosotros. Tom'un bizden önce burada olacağını düşündüm. Tom'un buraya bizden önce geleceğini sanıyordum. Non hai visitato l'Inghilterra? İngiltere'yi ziyaret etmedin mi? İngiltere'yi ziyaret etmedin mi? Muchas personas murieron en el mar. Birçok insan denizde öldü. Denizde çok insan öldü. Camminava avanti e indietro. Bir ileri bir geri yürüyordu. Bir ileri bir geri yürüyordu. "Di che nazionalità sono le tue dottoresse?" "Danese." "Hekimlerin nereli?" "Danimarka." "Doktorların hangi milletten?" "Danimarkalı." Creo que Tom podría estar en la escuela. Sanırım Tom okulda olabilir. Sanırım Tom okulda olabilir. ¿Por qué aguantas eso? Neden buna katlanıyorsun? Neden buna katlanıyorsun? Lui può aiutarvi. O size yardım edebilir. Size yardım edebilir. Lui mangia una colazione completa ogni giorno. O her gün tam kahvaltı yapar. Her gün tam bir kahvaltı yapıyor. Caminé a lo largo de la playa cuando bajó la marea. Gelgit çekildiği zaman plaj boyunca yürüdüm. Gelgit vurduğunda sahil boyunca yürüdüm. Em Nova York há muitos restaurantes japoneses. New York'ta birçok Japon restoranı vardır. New York'ta birçok Japon restoranı var. Sentes-te melhor? Daha iyi hissediyor musun? Daha iyi misin? Eu não consegui anotar. Not alamadım. Not alamadım. Je n'ai jamais pensé que je trouverais une femme comme toi. Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim. Senin gibi bir kadın bulacağımı hiç düşünmemiştim. "Di che nazionalità sono le tue sorelle?" "Colombiana." "Kız kardeşlerin nereli?" "Kolombiya." "Kız kardeşlerin hangi milletten?" "Kolombiyalı." Non puoi comprendere la poesia finché non l'hai letta molte volte. Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın. Şiiri pek çok kez okumadan anlayamazsınız. "Di che nazionalità sono le vostre insegnanti?" "Ucraina." "Öğretmenlerinizin uyruğu ne?" "Ukrayna." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Ukrayna." Tom detuvo a Mary. Tom Mary'yi durdurdu. Tom Mary'yi durdurdu. Se sentaron a la sombra de un árbol. Bir ağacın gölgesinde oturdular. Bir ağacın gölgesinde oturdular. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Svizzera." "Kardeşlerimiz nereli?" "İsviçre." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "İsviçre." Este livro é menor. Bu kitap daha küçüktür. Bu kitap daha küçük. Ils le déclarèrent coupable. Onu suçlu ilan ettiler. Onu suçlu buldular. Los amigos de Mary querían ayudarla. Mary'nin arkadaşları ona yardım etmek istiyorlardı. Mary'nin arkadaşları ona yardım etmek istedi. Je ne comprends pas pourquoi tu pars. Neden gittiğini anlamıyorum. Neden gittiğini anlamıyorum. C'est terrible ! O korkunçtur. Bu korkunç! Las dos hermanas de Tom están casadas. Tom'un ablalarının ikisi de evli. Tom'un iki kız kardeşi de evli. Ça semble intéressant. Que lui as-tu raconté ? Bu ilginç görünüyor. Ona ne anlattın? - Ona ne anlattın? Tom può venire da me ogni volta che vuole. Tom ne zaman isterse yerime uğrayabilir. Tom ne zaman isterse bana gelebilir. Tatoeba no es una red social. Tatoeba sosyal bir ağ değil. Tatoeba bir sosyal ağ değildir. Ils refusèrent de songer à partir. Gitmekten vazgeçtiler. Gitmeyi düşünmek bile istemediler. Se Layla perdesse a virgindade, a sociedade iria provavelmente descobrir. eğer Layla kızlığını kaybetmiş olsaydı, toplum muhtemelen bu olayı araştırırdı. Eğer Layla bekaretini kaybetseydi, toplum bunu öğrenirdi. "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Libanese." "Komşuları nereliydi?" "Lübnan." "Komşuları hangi millettendi?" "Lübnanlı." Non hai visitato il Sudafrica? Güney Afrika'yı ziyaret etmedin mi? Güney Afrika'ya hiç gitmedin mi? Lui è il migliore per questo progetto. O, bu proje için en iyisidir. Bu proje için en iyisi o. Fue hace tres días. Üç gün önceydi. Üç gün önceydi. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Siriana." "Doktorlarınız nereli?" "Suriye." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Suriyeli." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Ucraina." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Ukrayna." "Arkadaşların hangi milletten?" "Ukraynalı." "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Inglese." "Dedeleri nereliydi?" "İngiliz." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "İngiliz." Cum obține pictorul acest efect? Ressam bu efekti nasıl alır? Ressam bu etkiyi nasıl elde eder? Me he comido la mitad. Yarısını yedim. Yarısını ben yedim. Tom sabe lo que quiere. Tom ne istediğini biliyor. Tom ne istediğini biliyor. Tom a fugit de ofițerii de poliție. Tom polis memurlarından kaçtı. Tom polislerden kaçtı. Lo probará. O onu deneyecek. Bunu kanıtlayacaktır. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Croata." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Hırvat." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Hırvatistan'dan." Non avete visitato l'Uruguay. Uruguay'ı ziyaret etmediniz. Uruguay'ı ziyaret etmediniz. Que me voulez-vous ? Benden ne istiyorsunuz? Benden ne istiyorsun? "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Gallese." "Kardeşleriniz nereli?" "Galler." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Galler." El este inspector. O bir müfettiş. O bir müfettiş. Quiero enseñarte algo en mi oficina. Ofisimde sana bir şey göstermek istiyorum. Sana ofisimde bir şey göstermek istiyorum. J'aime faire du jogging. Yürüyüş yapmayı severim. Koşu yapmayı seviyorum. Raccontaci una barzelletta! Bize bir fıkra anlat! Bize bir fıkra anlat! Ho bisogno di cinque minuti di pausa. Beş dakikalık bir molaya ihtiyacım var. Beş dakika molaya ihtiyacım var. Ya no lo hacemos. Artık onu yapmıyoruz. Artık yapmıyoruz. Accidentul a fost din cauza neglijenței managerului. Kaza yönetici ihmali yüzündendi. Kaza, yöneticinin dikkatsizliği nedeniyle meydana geldi. Sabemos lo que queremos. Ne istediğimizi biliyoruz. Ne istediğimizi biliyoruz. Você já deu comida para os gatos? Kedilere şimdi yemek verdin mi? Kedileri beslediniz mi? Perché non me l'hai detto? Bana niye söylemedin? Neden bana söylemedin? Andate in vacanza in Giappone. Japonya'ya tatile gidiyorsunuz. Japonya'ya tatile gidin. Spero che a Tom Boston piacerà. Tom'un Boston'u seveceğini umuyorum. Umarım Tom Boston beğenir. Él escribió tres libros en tres años. Üç yılda üç kitap yazdı. Üç yılda üç kitap yazdı. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Camerunense." "Hekimleriniz nereli?" "Kamerun." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Kamerunlu." Tom no sabe qué quiere Mary para cenar. Tom Mary'nin akşam yemeği için ne yemek istediğini bilmiyor. Tom, Mary'nin akşam yemeğinde ne istediğini bilmiyor. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Bosniaca." "Hocalarınız nereli?" "Boşnak." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Bosnalı." Cuando me desperté, estaba nevando. Uyandığımda, kar yağıyordu. Uyandığımda kar yağıyordu. Lei ha ammesso di avere dell'eroina. O, eroin aldığını itiraf etti. Eroin kullandığını itiraf etti. Quiero comprar un coche nuevo. Ben yeni bir araba satın almak istiyorum. Yeni bir araba almak istiyorum. No puedo ir aunque quiera. İstesem de gidemiyorum. İstesem de gidemem. Él batió el record. O, rekor kırdı. Rekoru kırdı. Avete visitato l'Ucraina? Ukrayna'yı ziyaret ettiniz mi? Ukrayna'yı ziyaret ettiniz mi? "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Bosniaca." "Doktorlarınız nereli?" "Boşnak." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Bosnalı." No pudo ir a la fiesta porque estaba enfermo. Parti'ye gidemedi çünkü hastaydı. Hasta olduğu için partiye gidemedi. Este libro era muy interesante. Bu kitap çok ilginçti. Bu kitap çok ilginçti. Tom rimase sveglio. Tom uyanık kaldı. Tom uyanık kaldı. Ese es un rumor totalmente infundado. O, tamamen asılsız bir söylenti. Bu tamamen asılsız bir söylenti. Você deve descer na próxima estação. Bir sonraki istasyonda inmelisin. Bir sonraki istasyonda inmelisin. Confía en mí, tú no quieres eso. Güven bana. Onu istemezsin. Güven bana, bunu istemezsin. Ellos normalmente desayunan a las siete y media y almuerzan a las doce. Onlar genellikle yedi buçukta kahvaltı yaparlar ve on ikide öğle yemeği yerler. Genellikle 7:30'da kahvaltı ederler ve 12:00'de öğle yemeği yerler. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Albanese." "Akrabalarımız nereli?" "Arnavut." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Arnavutça." ¿Puedes despertarme a las ocho de la mañana? Beni sabah sekizde uyandırabilir misin? Sabahın sekizinde beni uyandırabilir misin? Il a suffisamment d'argent pour l'acheter. Onu almak için yeterli parası var. Satın alacak kadar parası var. No puedes llamarle. Onu arayamazsın. Onu arayamazsın. Los niños pequeños no conocen muchas palabras. Çok küçük çocuklar çok kelime bilmezler. Küçük çocuklar çok fazla kelime bilmezler. ¡Estas fotografías son muy bonitas! Bu fotoğraflar çok güzel! Bu fotoğraflar çok güzel! Tom merge la alergat pe orice fel de vreme. Tom her türlü havada koşmaya gider. Tom her türlü hava koşulunda koşuya çıkar. Che cosa hai fatto per tutta la mattina? Bütün sabah ne yapıyordun? Bütün sabah ne yaptın? "Di che nazionalità sono i tuoi amici?" "Statunitense." "Arkadaşların nereli?" "Amerikan." "Arkadaşların hangi milletten?" "Amerikalı." Il a deux sœurs. Onun iki kız kardeşi var. İki kız kardeşi var. "Di che nazionalità sono i suoi amici?" "Tunisina." "Onun arkadaşları nereli?" "Tunus." "Arkadaşların hangi milletten?" "Tunus." Te rog vorbește-mi despre tine însuți. Lütfen kendinden bahset. Lütfen bana kendinizden bahsedin. Andate in vacanza in Portogallo. Portekiz'e tatile gidiyorsunuz. Portekiz'e tatile gidin. Ella es mi corazón. O benim kalbim. O benim kalbim. No tiene que venir aquí todos los días. Her gün buraya gelmek zorunda değilsiniz. Her gün buraya gelmek zorunda değilsin. Fish'n'chips este cea mai faimoasă mâncare englezească. Fish'n'chips, en ünlü İngiliz yemeğidir. Fish'n'chips en ünlü İngiliz yemeğidir. El a corespuns descrierii. O, tanıma uydu. Tarife uyuyordu. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Slovena." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "Sloven." "Komşularınız hangi millettendi?" "Slovenya." Fa troppo caldo e io sono molto stanco. Hava çok sıcak ve ben çok yorgunum. Hava çok sıcak ve ben çok yorgunum. Tom le pidió ayuda a Mary. Tom Mary'den yardım istedi. tom mary'den yardım istedi. Tom quería esperar al siguiente autobús. Tom sonraki otobüsü beklemek istedi. Tom bir sonraki otobüsü beklemek istedi. "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Italiana." "Hocalarınız nereli?" "İtalyan." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "İtalyan." Ci vorranno circa tre ore. Yaklaşık üç saat alacak. Yaklaşık üç saat sürer. Non andate in vacanza in Albania. Tatile Arnavutluk'a gitmiyorsunuz. Arnavutluk'a tatile gitmeyin. Fue mi primer trabajo. O benim ilk işimdi. Bu benim ilk işimdi. Fui escalar os Alpes. Alp Dağları'na tırmandım. Alplere tırmandım. Están buscando a Tom. Onlar Tom'u arıyorlar. Tom'u arıyorlar. Esta es la frase número 66.666 en español. Bu 66.666'cı İspanyolca cümle. Bu, İspanyolca'daki 66.666 numaralı cümledir. Il est parti il y a une minute. Bir dakika önce gitti. Bir dakika önce çıktı. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Marocchina." "Onun dedeleri nereli?" "Fas." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Fas." ¿Cuántas horas de sueño necesitas? Kaç saat uykuya ihtiyacın var? Kaç saat uykuya ihtiyacınız var? ¿Quién fue la Mona Lisa? Mona Lisa kimdi? Mona Lisa Kimdir? "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Paraguaiana." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Paraguay." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Paraguaylı." Cuanto más le escucho, menos me gusta. Onu ne kadar çok dinlersem, ondan o kadar daha az hoşlanıyorum. Ne kadar dinlersem, o kadar az hoşuma gidiyor. Sabe quién es. O onun kim olduğunu bilir. Kim olduğunu biliyorsun. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Bielorussa." "Anneleri nereli?" "Belarus." "Anneleri hangi milletten?" "Belaruslu." "Di che nazionalità sono i vostri vicini?" "Camerunense." "Komşularınız nereli?" "Kamerun." "Komşularınız hangi milletten?" "Kamerunlu." J'ai reçu une longue lettre de mes parents. Anne ve babamdan uzun bir mektup aldım. Ailemden uzun bir mektup aldım. Quem me ligou? Beni kim aradı? Beni kim aradı? Mi padre está enfadado conmigo. Babam bana kızgın. Babam bana kızgın. Non sono di nazionalità statunitense? ABD uyruklu değiller mi? Onlar Amerikan vatandaşı değil mi? ¿Estás esperando al autobús? Otobüs mü bekliyorsun? Otobüs mü bekliyorsun? He dejado de fumar de una vez por todas. İlk ve son defa sigarayı bıraktım. İlk ve son kez sigarayı bıraktım. Por favor espere un momento. Lütfen biraz bekleyin. Lütfen bir dakika bekleyin. Ma sapete, raccogliere tutte queste frasi e tenerle per noi sarebbe triste. Questo è il motivo per cui Tatoeba è aperto. Il nostro codice sorgente è aperto. I nostri dati sono accessibili. Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır. Ama biliyorsunuz, tüm bu ifadeleri toplamak ve kendimize saklamak üzücü olurdu. Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Kaynak kodumuz açık. Verilerimize erişilebilir. Îmi place ciocolata. Çikolata hoşuma gider. Çikolatayı severim. ¿Quieres que hable con Tom? Tom'la konuşmamı ister misin? Tom'la konuşmamı ister misin? Le aconsejó que fuera al hospital. O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti. Ona hastaneye gitmesini tavsiye etti. ¿Te olvidaste de comprar huevos? Yumurtaları satın almayı unuttun mu? Yumurta almayı mı unuttun? ¿Por qué no nos vamos a casa? Neden eve gitmiyoruz? Neden eve gitmiyoruz? O professor sugeriu que fôssemos estudar na biblioteca. Profesor kütüphaneye gitmemizi önerdi. Öğretmen kütüphanede ders çalışmamızı önerdi. Tom spera che quel che ha detto Mary sia vero. Tom Mary'nin söylediğinin gerçek olmasını umuyor. Tom, Mary'nin söylediklerinin doğru olduğunu umuyor. "Di che nazionalità sono i vostri zii?" "Malese." "Amcalarınız nereli?" "Malezya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Malezya." No tengo ganas de hacer nada. Hiçbir şey yapasım yok. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Quante volte al mese vai al cinema? Her ay ne sıklıkta sinemaya gidersin? Ayda kaç kez sinemaya gidiyorsunuz? Eu sou canhoto, e por isso escrevo com a mão esquerda. Solağım ve bu yüzden sol elimle yazıyorum. Ben solağım, bu yüzden sol elimle yazıyorum. Tengo un amigo que vive en Alemania. Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var. Almanya'da yaşayan bir arkadaşım var. "Hai finito?" "Al contrario, ancora non ho nemmeno iniziato." "Bitirdin mi?" "Tam tersine, henüz başlamadım bile." "Bitirdin mi?" "Aksine, daha başlamadım bile." Me encanta la comida italiana. İtalyan yemeğini severim. İtalyan yemeklerini çok severim. "Di che nazionalità sono le sue insegnanti?" "Marocchina." "Öğretmenleri nereli?" "Fas." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Fas." ¿Por qué no lo intentamos? Niye denemiyoruz? Neden bir denemiyoruz? Que vous le vouliez ou non, un jour certainement vous mourrez. İster istemez, bir gün kesinlikle öleceksiniz. İstesen de istemesen de bir gün mutlaka öleceksin. Tom volvió a Boston el año pasado. Tom geçen yıl Boston'a geri geldi. Tom geçen yıl Boston'a döndü. "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Portoghese." "Komşularımız nereli?" "Portekiz." "Komşularımız hangi milletten?" "Portekizli." Sou brasileiro. Ben Brezilyalıyım. Ben Brezilyalıyım. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Irlandese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "İrlanda." "Kardeşleri hangi millettendi?" "İrlandalı." El rock es la música de los jóvenes. Rock gençlerin müziğidir. Rock, gençlerin müziğidir. Si sposeranno il mese prossimo. Önümüzdeki ay evlenecekler. Gelecek ay evlenecekler. Estoy seguro de que Tom estuvo aquí ayer. Tom'un dün burada olduğundan eminim. Tom'un dün burada olduğuna eminim. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Finlandese." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "Fin." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Finli." No quiero dinero. Hiç para istemiyorum. Para istemiyorum. Faceva molto freddo ieri mattina. Dün sabah hava çok soğuktu. Dün sabah çok soğuktu. Esta cerveza no está fría. Bu bira soğuk değil. Bu bira soğuk değil. Poftiţi! Buyrun! İşte! "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Marocchina." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Fas." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Fas." Lo vi. Onu gördüm. Gördüm. On n'est pas là pour parler de musique, Tom. Burada müzik hakkında konuşmak için bulunmuyoruz Tom. Buraya müzik konuşmaya gelmedik, Tom. Democrația este o formă de guvernare. Demokrasi bir hükümet şeklidir. Demokrasi bir yönetim biçimidir. ¡Genial, el café está caliente! Harika! Kahve sıcak. Harika, kahve sıcak! No queda ni una gota de agua. Bir damla su yok. Bir damla su bile kalmadı. Baciarla è una cosa e amarla è un'altra. Onu öpmek bir şey, ve sevmek başka bir şeydir. Onu öpmek başka bir şey, sevmek başka bir şey. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Polacca." "Amcaları nereli?" "Polonya." "Amcaların hangi milletten?" "Polak." Tom no tenía mucha comida para comer. Tom'un yiyecek çok fazla yemeği yoktu. Tom'un çok fazla yiyeceği yoktu. Muchas gracias por su participación. Katıldığınız için çok teşekkürler. Katılımınız için çok teşekkür ederim. "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Ceca." "Anneleri nereli?" "Çek." "Anneleri hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." No me arrepiento de lo que hice. Yaptığıma pişman değilim. Yaptığım şeyden pişman değilim. Non c'era acqua nel pozzo. Kuyuda hiç su yoktu. Kuyuda su yoktu. J'aimerais poser quelques questions supplémentaires. Birkaç soru daha sormak isterim. Birkaç soru daha sormak istiyorum. Quiero trabajar aquí. Burada çalışmak istiyorum. Burada çalışmak istiyorum. Él dejó el paraguas en el autobús. O, şemsiyesini otobüste bıraktı. Şemsiyesini otobüste bıraktı. ¿No me oye? Beni duymuyor musun? Beni duymuyor musun? J'ai été adopté. Ben evlat alındım. Evlat edinildim. ¿Quién te vio? Seni kim gördü? Seni kim gördü? Une excellente idée ! Mükemmel bir fikir. Harika bir fikir! ¿Cuándo empieza la primavera? İlkbahar ne zaman başlar? Bahar ne zaman başlar? Tom a mâncat supă de legume în dimineața asta. Tom bu sabah sebze çorbası yedi. Tom bu sabah sebze çorbası içti. Solo quería disculparme. Sadece özür dilemek istiyordum. Sadece özür dilemek istedim. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Belga." "Anneleriniz nereli?" "Belçika." "Anneleriniz hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Lettone." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Letonya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Letonya." Solo me miró. O sadece bana baktı. Sadece bana baktı. Tom sta lontano dal posto in cui vivi? Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşar? Tom yaşadığın yerden uzakta mı? Mon professeur d'anglais a recommandé que je lise ces livres. İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi. İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti. Soy como mi madre. Ben anneme benzerim. Annem gibiyim. ¿Puedo acariciar a tu gato? Kedini sevebilir miyim? Kedinizi okşayabilir miyim? Devo chiamare il dottore? Doktoru aramam gerekiyor mu? Doktoru çağırayım mı? Ne confruntăm cu o criză severă. Şiddetli bir krizle karşı karşıyayız. Ciddi bir krizle karşı karşıyayız. Sono di nazionalità albanese. Arnavut vatandaşılar. Onlar Arnavut uyruklu. Me lo agradecerás. Bana teşekkür edeceksin. Bana teşekkür edeceksin. Los niños están en la escuela. Çocuklar okulda. Çocuklar okula gitti. Sólo tienes dos opciones para seleccionar. Sadece iki tercih hakkın var. Seçmek için sadece iki seçeneğiniz var. Eu ganhei um beijo de boa-noite. Ben iyi geceler öpücüğü aldım. İyi geceler öpücüğü aldım. Despiértese, por favor. Lütfen uyanın. Uyanın, lütfen. Ar fi bine să nu te gândești la tot și toate din perspectiva banilor. Her şeyi para açısından düşünmesen iyi olur. Her şeyi ve her şeyi para açısından düşünmemek iyi olur. ¿Vas a seguir trabajando hasta las 10:00? 10:00'a kadar çalışmaya devam edecek misin? Saat 10'a kadar çalışacak mısın? Non avete visitato il Messico? Meksika'yı ziyaret etmediniz mi? Meksika'ya gitmediniz mi? Tom conoce al director. Tom müdürü tanıyor. Tom müdürü tanıyor. No he respondido a tu carta porque he estado ocupado. Mektubuna cevap vermedim, çünkü meşguldüm. Mektuba cevap vermedim çünkü meşguldüm. Credo che sarà molto divertente. Sanırım bu çok eğlenceli olacak. Bence çok eğlenceli olacak. Acest lucru ar trebui să fie satisfăcător pentru toată lumea. Bu herkes için memnuniyet verici olmalı. Bu herkes için tatmin edici olmalı. Olivia y Emma son amigas. Olivia ve Emma arkadaşlar. Olivia ve Emma arkadaşlar. Para mí es difícil levantarme antes de las seis. Benim için altıdan önce kalkmak zor. Saat 6'dan önce kalkmak benim için çok zor. Quello era uno dei nostri problemi. O, sorunlarımızdan biriydi. Bu bizim sorunlarımızdan biriydi. Ella habla tanto el francés como el inglés. O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor. Solía jugar con mi hermana en el parque. Kız kardeşimle parkta oynardım. Kız kardeşimle parkta oynardık. Quelle est la différence entre le « kabyle » et le berbère ? Kabilîce ile Berberîce arasındaki fark nedir? “Kabile” ve “Berberi” arasındaki fark nedir? A trebuit să dau un exemplu bun. İyi bir örnek oluşturmak zorundaydım. İyi bir örnek olmak zorundaydım. Tengo miedo a los lugares cerrados. Kapalı yer korkum var. Kapalı yerlerden korkuyorum. "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Macedone." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "Makedon." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Makedonyalı." Peut-on acquérir ce best-seller dans une librairie d'Akita ? Akita'daki bir kitapçıdan bu çok satılan kitabı edinebilir miyiz? Bu en çok satan kitabı Akita'daki bir kitapçıdan alabilir miyiz? Acea țară se transformă într-o societate cu studii superioare. O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor. Bu insanlar yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyorlar. Voy a la escuela a las siete. Okula saat yedide giderim. Saat 7'de okula gidiyorum. Si tu ne me mens pas, je serai heureuse. Bana yalan söylemezsen sevinirim. Eğer bana yalan söylemezsen, mutlu olacağım. Non avete visitato la Cina? Çin'i ziyaret etmediniz mi? Çin'i ziyaret etmediniz mi? Tutti gli altri stanno dormendo. Başka herkes uyuyor. Herkes uyuyor. "Di che nazionalità erano i nostri insegnanti?" "Vietnamita." "Hocalarımız nereliydi?" "Vietnam." "Öğretmenlerimiz hangi millettendi?" "Vietnamlı." De ce măcar îți pasă? Neden sen bile önemsiyorsun? Neden umursuyorsun ki? Voy en coche todos los días al trabajo. Her gün işe arabayla giderim. Her gün işe arabayla gidiyorum. No, no fui. Hayır, gitmedim. Hayır, gitmedim. Esos estudiantes estudian mucho, ¿verdad? Şu öğrenciler çok çalışırlar, değil mi? Bu öğrenciler çok çalışıyor, değil mi? Tom non riusciva a decidere quale CD ascoltare. Tom hangi CD'yi dinleyeceğine karar veremedi. Tom hangi CD'yi dinleyeceğine karar veremedi. Non avete visto cosa ho cucinato? Ben ne pişirdim, görmediniz mi? Ne pişirdiğimi görmediniz mi? ¿No sientes alguna molestia de vivir en el extranjero? Yurt dışında yaşamaktan hiç rahatsızlık hissetmiyor musun? Yurt dışında yaşamaktan rahatsızlık duymuyor musunuz? Non avete visitato la Polonia? Polonya'yı ziyaret etmediniz mi? Polonya'ya gitmediniz mi? Non toccate la mia chitarra. Gitarıma dokunmayın. Gitarıma dokunmayın. Eu falo japonês, inglês e francês. Japonca, İngilizce, ve Fransızca konuşurum. Japonca, İngilizce ve Fransızca biliyorum. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Slovacca." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Slovak." "Arkadaşların hangi milletten?" "Slovakyalı." Ella es tan joven como yo. O benim kadar gençtir. O da benim kadar genç. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Serba." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Sırp." "Aileleri hangi milletten?" "Otlar." ¿Vas a volver? Geri dönecek misin? Geri gelecek misin? Isso não pode ser verdade. Bu doğru olamaz. Bu doğru olamaz. "Di che nazionalità sono le loro dottoresse?" "Estone." "Hekimlerinin milliyeti ne?" "Estonya." "Doktorları hangi milletten?" "Estonya." Din cauza inundaţiilor orele de curs au fost suspendate. Selden dolayı dersler ertelendi. Su baskını yüzünden ders saatleri askıya alındı. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Tunisina." "Doktorların nereli?" "Tunus." "Doktorların hangi milletten?" "Tunus." Es de mi hermano pequeño. O benim genç erkek kardeşimin. Küçük kardeşime ait. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Greca." "Kardeşlerimiz nereli?" "Yunan." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Yunanistan." ¿Qué clase de sándwiches tienen? Ne tür sandviçleriniz var? Ne tür sandviçleriniz var? Tom puede tocar la armónica y la guitarra al mismo tiempo. Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir. Tom aynı anda hem mızıka hem de gitar çalabilir. Acepta los hechos Gerçekleri kabul et. Gerçekleri kabul et Tom deu um beijo de despedida nos filhos. Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi. Tom çocuklarına veda öpücüğü verdi. Ziua Sfântului Patrick este sărbătorită pe 17 martie. Aziz Patrick Günü 17 Mart'ta kutlanır. Aziz Patrick Günü 17 Mart’ta kutlanıyor. M-am săturat să-mi tot dea sfaturi. Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım. Bana öğüt vermesinden bıktım. ¿Qué hacéis el próximo domingo? Gelecek Pazar ne yapacaksın? Önümüzdeki pazar ne yapıyorsunuz? Siamo arrivati qui tre giorni fa. Biz buraya üç gün önce geldik. Buraya üç gün önce geldik. Tom pôs as flores em um vaso. Tom çiçekleri bir vazoya koydu. Tom çiçekleri vazoya koydu. Creo que tienes que buscar un trabajo a media jornada. Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın. Bence yarı zamanlı bir iş bulmalısın. Tom cercò di stare calmo. Tom sakin kalmaya çalıştı. Tom sakin olmaya çalıştı. Pe fundul oceanului este nisip. Okyanusun dibinde kum vardır. Okyanusun dibinde kum var. Hanno visitato il Sudafrica? Güney Afrika'yı ziyaret ettiler mi? Güney Afrika'yı ziyaret ettiler mi? ¿A qué hora cenas? Akşam yemeğini ne zaman alırsın? Akşam yemeği ne zaman? La vita è breve. Divertiti un po'! Hayat kısa. Biraz eğlenin! Hayat kısa, eğlenmene bak. Tom não gosta de lavar louças. Tom bulaşık yıkamayı sevmez. Tom bulaşık yıkamayı sevmez. Estás yendo demasiado lejos. Çok uzağa gidiyorsun. Çok ileri gidiyorsun. Esistono numerose teorie sull'origine della vita. Hayatın kökenine dair çeşitli teoriler mevcut. Yaşamın kökeni hakkında birçok teori vardır. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Estone." "Hocalarının milliyeti ne?" "Estonya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Estonya." Soy el nuevo profesor. Ben yeni öğretmenim. Ben yeni öğretmenim. No quieres entenderme. Beni anlamak istemiyorsun. Beni anlamak istemiyorsun. Non ho una scatola. Benim bir kutum yok. Kutum yok. L-am rugat să o facă. Ona onu yapmasını rica ettim. Ondan bunu yapmasını istedim. Não há água no rio. Nehirde su yoktu. Nehirde su yok. En verano me ducho con agua fría. Yazın soğuk suyla duş alırım. Yazın soğuk suyla duş alırım. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Cinese." "Hekimleriniz nereli?" "Çin." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Çinli." "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Tedesca." "Onun nineleri nereliydi?" "Alman." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Alman." Vanno in vacanza in Danimarca. Danimarka'ya tatile gidiyorlar. Danimarka'ya tatile gidiyorlar. El barco pasó bajo el puente. Gemi köprünün altından geçti. Gemi köprünün altından geçti. Hai visitato la Lettonia? Letonya'yı ziyaret ettin mi? Letonya'yı ziyaret ettiniz mi? Decir la verdad es mucho más fácil que mentir. Gerçeği söylemek yalan söylemekten çok daha kolaydır. Doğruyu söylemek, yalan söylemekten çok daha kolaydır. No te puedo decir lo que me dijo Tom. Tom'un bana söylediğini sana söyleyemem. Tom'un bana söylediklerini sana anlatamam. Habrá sangre. Kan olacak. Kan dökülecek. É velho. O yaşlı. Eski bir şey. "Di che nazionalità erano i suoi nonni?" "Argentina." "Onun dedeleri nereliydi?" "Arjantin." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Arjantin." In autunno le foglie sugli alberi cambiano colore. Ağaçlardaki yapraklar sonbaharda renk değiştirir. Sonbaharda ağaçlardaki yapraklar renk değiştirir. Yo no llamé. Ben aramadım. Ben aramadım. Sois sus hijas. Siz onun kızlarısınız. Siz onun kızlarısınız. ¡Feliz Navidad y Feliz Año Nuevo! Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl. Mutlu Noeller ve mutlu yıllar! Non andate in vacanza in Argentina. Tatile Arjantin'e gitmiyorsunuz. Arjantin’e tatile gitmeyin. Problema principală este când se va începe. Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır. Asıl sorun ne zaman başlayacağı. Tu n'es pas ma mère. Sen benim annem değilsin. Sen benim annem değilsin. "Di che nazionalità erano i suoi vicini?" "Tunisina." "Onun komşularının milliyeti neydi?" "Tunus." "Komşuları hangi millettendi?" "Tunus." Am nevoie de opiniile tale. Görüşlerine ihtiyacım var. Fikirlerine ihtiyacım var. "Di che nazionalità sono i tuoi genitori?" "Argentina." "Anne-babanın uyruğu ne?" "Arjantin." "Ailen hangi milletten?" "Arjantin." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Brasiliana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Brezilya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Brezilyalı." Tom tomó un curso de control de la ira. Tom öfkesini yönetmeyi öğrenmek için ders aldı. Tom öfke kontrolü kursuna gitti. A esa chica la he visto antes. O kızı daha önce gördüm. O kızı daha önce görmüştüm. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Portoghese." "Onun komşuları nereli?" "Portekiz." "Komşularınız hangi milletten?" "Portekizli." Credo che sia pericoloso passeggiare da soli di notte. Sanırım gece yalnız yürümek tehlikelidir. Bence geceleri yalnız yürümek tehlikeli. Ten cuidado cuando hables con Tom. Tom ile konuşurken dikkatli ol. Tom'la konuşurken dikkatli ol. J'aime ma fille. Kızımı seviyorum. Kızımı seviyorum. Dovremmo abituarci alla realtà. Gerçeğe alışmalıyız. Gerçeklere alışmamız lazım. Lo comprerei. Onu alırdım. Satın alacağım. Estudia mucho más que antes. Eskisinden çok daha fazla çalışıyor. Eskisinden çok daha fazla çalışıyor. Ha un gatto. Onun bir kedisi var. Bir kedisi var. Levántate temprano o llegarás tarde. Erken kalk, yoksa geç kalacaksın. Erken kalk, yoksa geç kalacaksın. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Austriaca." "Hocalarının milliyeti ne?" "Avusturya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Avusturyalı." Mentre cantava, mi sorrise. Şarkı söylerken o, bana gülümsedi. Şarkı söylerken bana gülümsedi. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Maltese." "Dedelerimiz nereliydi?" "Malta." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Maltalı." Mi padre me ayudó con los deberes. Babam ev ödevimde bana yardım etti. Babam ödevime yardım etti. Esta es mi esposa. Bu benim karım. Bu benim karım. Estoy encantado de conocerte. Seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Tanıştığımıza memnun oldum. ¿También lo amas? Onu da seviyor musun? Onu da mı seviyorsun? Hay un mensaje para ti. Sana bir mesaj var. Sana bir mesaj var. Je te ramènerai à la maison en voiture. Seni eve geri götüreceğim. Seni eve arabayla bırakırım. Tom lo vio en las noticias. Tom onu haberde gördü. Tom haberlerde görmüş. Fammi prima parlare con lei. Önce onunla konuşayım. Önce onunla konuşmama izin ver. Avem o nouă conducere. Yeni yönetim altındayız. Yeni bir liderimiz var. Você é meu amigo. Sen benim arkadaşımsın. Sen benim arkadaşımsın. Estoy bastante cansado. Oldukça yorgunum. Çok yorgunum. Possiamo parlare? Konuşabilir miyiz? Konuşabilir miyiz? Llegó hace dos días. O iki gün önceden vardı. İki gün önce geldi. Fiecare mașină disponibilă este folosită. Her mevcut araba kullanılıyor. Mevcut tüm makineler kullanılmaktadır. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Cinese." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Çin." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Çinli." Unghiul ar fi fost foarte îngust. Açı çok dar olurdu. Açı çok dar olurdu. Il faisait plus froid hier qu'aujourd'hui. Dün hava bugünkünden daha soğuktu. Dün bugünden daha soğuktu. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Nigeriana." "Teyzeleriniz nereli?" "Nijerya." "Amcalarınız hangi milletten?" "Nijeryalı." "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Peruviana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Peru." "Arkadaşların hangi milletten?" "Perulu." Sala de mese este lângă camera de zi. Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır. Yemek odası oturma odasının yanında. Lo sé. Biliyorum. Evet, biliyorum. Está nevando allí. Orada kar yağıyor. Orada kar yağıyor. No puedo aceptar este regalo. Bu hediyeyi kabul edemem. Bu hediyeyi kabul edemem. El inglés se habla en muchos países. İngilizce birçok ülkede konuşulur. İngilizce birçok ülkede konuşulmaktadır. Habla árabe. O Arapça konuşuyor. Arapça konuşuyor. "Di che nazionalità erano i loro insegnanti?" "Colombiana." "Hocalarının uyruğu neydi?" "Kolombiya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Kolombiyalı." Andarono da una chiromante. Onlar bir falcıya gitti. Bir falcıya gittiler. Tom gosta mesmo de tocar violão, mas não gosta de cantar. Tom gitar çalmayı gerçekten seviyor, ama o şarkı söylemeyi sevmiyor. Tom gerçekten gitar çalmayı seviyor ama şarkı söylemeyi sevmiyor. Prefiero escribir frases cortas. Kısa cümleler yazmayı tercih ederim. Kısa cümleler kurmayı tercih ederim. Tom fue asesinado. Tom öldürüldü. Tom öldürüldü. Me gusta escuchar música, especialmente jazz. Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz. Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz. Tom non riusciva a capire di cosa Mary stesse parlando. Tom Mary'nin ne hakkında konuştuğunu anlayamadı. tom mary'nin neden bahsettiğini anlayamadı. Para él es un juego de niños. Onun için çocuk oyuncağı. Bu onun için çocuk oyuncağı. Para que eu não os entenda, estão conversando em Francês. Ben onları anlayamadığım için, onlar Fransızca konuşuyor. Anlamadığım bir şey var. Fransızca konuşuyorlar. Va bene così? Böyle iyi mi? Böyle iyi mi? A fost foarte dureros. Çok acı vericiydi. Çok acı vericiydi. Me voy a mi habitación para poder estudiar. Çalışabilmek için odama gidiyorum. Çalışmak için odama gidiyorum. Não adianta refazer. Tekrar yapmanın anlamı yok. Tekrar yapmanın bir faydası yok. Me gustaba mucho la tarta. Ben keki severdim. Pastayı çok severdim. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Ungherese." "Öğretmenleri nereliydi?" "Macar." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Macarca." "Di che nazionalità erano le loro vicine?" "Polacca." "Komşuları nereliydi?" "Polonya." "Komşuları hangi millettendi?" "Polak." "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Ucraina." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Ukrayna." "Aileleri hangi milletten?" "Ukrayna." O que você quer? Ne istiyorsunuz? Ne istiyorsun? "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Svedese." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "İsveç." "Arkadaşların hangi milletten?" "İsveçli." Votre voiture est là. Arabanız orada. Araban burada. "Di che nazionalità sono i vostri fratelli?" "Macedone." "Kardeşleriniz nereli?" "Makedon." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Makedonyalı." Mulți oameni s-au adunat sub acest steag al libertății. Pek çok kişi bu özgürlük bayrağı altında toplandı. Birçok insan bu özgürlük bayrağı altında toplandı. Non hanno visitato il Niger? Nijer'i ziyaret etmediler mi? Nijer'i ziyaret etmediler mi? Fagli vedere le tue mani. Ona ellerini göster. Ellerini göster ona. Si tu ne travailles pas, tu ne recevras rien. Çalışmazsan, hiçbir şey elde edemezsin. Eğer çalışmazsan, hiçbir şey alamazsın. ¿Quién es este hombre? Bu adam kim? Kim bu adam? ¿Estás haciendo lo que crees correcto? Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapıyor musun? Doğru olduğunu düşündüğün şeyi mi yapıyorsun? Soy finlandés. Ben Finlandiyalıyım. Ben Finlandiyalıyım. ¿Puede Bob estar enfermo? Bob hasta olabilir mi? Bob hasta olabilir mi? Io sono molto sensibile al freddo. Soğuğa karşı çok hassasım. Ben soğuğa karşı çok hassasım. Yo no voy sin ti. Sensiz gitmiyorum. Ben sensiz gitmiyorum. Eu conheço a verdade. Ben gerçeği biliyorum. Gerçeği biliyorum. Ojalá pudiera ayudarte. Keşke sana yardım edebilsem. Keşke yardım edebilseydim. Iniesta: "Cesc, Xavi y yo no somos incompatibles". Iniesta: "Cesc, Xavi ve ben uyumsuz değiliz". Iniesta, “Cesc, Xavi ve ben uyumsuz değiliz” dedi. Paula tiene que ayudar a su padre en la cocina. Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır. Paula mutfakta babasına yardım etmek zorunda. Por desgracia, no creo que yo fuera de mucha ayuda. Ne yazık ki çok yardımım olacağını sanmıyorum. Ne yazık ki ben pek yardımcı olamadım. Ne vogliamo uno. Bir tane istiyoruz. Bir tane istiyoruz. O que você quer fazer? Ne yapmak istiyorsun? Ne yapmak istiyorsun? Simplemente le amo. Sadece onu seviyorum. Onu seviyorum. Este es el trabajo de mis sueños. Bu benim hayalimdeki iş. Bu benim hayalimdeki iş. Era il figlio di un ricco mercante. O zengin bir tüccarın oğluydu. Zengin bir tüccarın oğluydu. Il sette a volte è ritenuto un numero fortunato. Yedi bazen şanslı bir sayı olarak kabul edilir. 7 sayısı bazen şanslı bir sayı olarak kabul edilir. A mí también me gusta el inglés. Ben de İngilizceyi seviyorum. Ben de İngilizceyi severim. Disegni bene. Resim çizmeyi iyi biliyorsun. İyi çiziyorsun. "Di che nazionalità sono i nostri nonni?" "Islandese." "Dedelerimiz nereli?" "İzlanda." "Dedelerimiz hangi milletten?" "İzlandalı." Necesito un taxi. Bir taksiye ihtiyacım var. Taksiye ihtiyacım var. Él no me lo contó todo. O bana her şeyi anlatmadı. Bana her şeyi anlatmadı. Me ha gustado mucho el artículo que he leído. Okuduğum makaleyi çok sevdim. Okuduğum makaleyi çok beğendim. În ce mă priveşte, Tom poate face ceea ce vrea. Tom, bildiğim kadarıyla ne isterse yapabilir. Bana kalırsa, Tom istediğini yapabilir. Tom siempre está sonriendo. Tom her zaman gülümsüyor. Tom her zaman gülümsüyor. ¿Quién habla mejor inglés, Yoko o Yumi? Kim daha iyi İngilizce konuşabilir, Yoko mu yoksa Yumi mi? Kim daha iyi İngilizce konuşuyor, Yoko mu Yumi mi? En una relación, las personas tienen que ser como vacaciones para el otro, no una fuente de estrés adicional. La vida ya es lo suficientemente estresante. İlişkide insanlar birbirinin tatili olmalı, ilave stres kaynağı değil. Hayat zaten yeterince stresli. Bir ilişkide, insanlar birbiriniz için tatil gibi olmalı, ek bir stres kaynağı değil. Hayat zaten yeterince stresli. ¿Qué quieres que haga con esta niñita? Bu küçük kızla ne yapmamı istiyorsun? Bu küçük kızla ne yapmamı istiyorsun? Tom odia su nombre. Tom adından nefret ediyor. Tom adından nefret ediyor. Lo sé, lo sé. Biliyorum, biliyorum. Biliyorum, biliyorum. Perché fa così caldo qui? Burası niye bu kadar sıcak? Burası neden bu kadar sıcak? Mi-a ajuns acest loc! Bu yerden bıktım. Bu yer bana yetti! Tom ya no lo necesitaba. Artık Tom'un ona ihtiyacı yoktu. Tom'un artık ona ihtiyacı yoktu. Não entendo nada do que ele diz. Söylediğinden bir kelime anlamadım . Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. ¿Qué otra cosa podía hacer? Başka ne yapabilirdim? Başka ne yapabilirdim ki? Mi fece cenno di alzarmi in piedi. O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti. Bana ayağa kalkmamı söyledi. Hoy no vienen. Bugün gelmiyorlar. Bugün gelmiyorlar. Le ragazze vogliono solo divertirsi. Kızlar sadece eğlenmek istiyor. Kızlar sadece eğlenmek istiyor. Je rénovais les vieilles maisons. Eski evleri onarırdım. Eski evleri yeniliyordum. Murió cuando tenía 54 años. O, 54 yaşındayken öldü. 54 yaşındayken öldü. No quiero volver a cometer los mismos errores. Aynı hataları tekrar yapmak istemiyorum. Aynı hataları tekrar yapmak istemiyorum. Nós o parabenizamos pelo seu sucesso. Başarısını için onu tebrik ettik. Başarınız için sizi tebrik ediyoruz. Dobbiamo vestirci? Giyinmemiz gerekiyor mu? Giyinelim mi? Tengo que hablar contigo a solas. Seninle yalnız konuşmam gerekiyor. Seninle yalnız konuşmam gerek. "Di che nazionalità siete?" "Camerunense." "Uyruğunuz ne?" "Kamerun." "Hangi millettensiniz?" "Kamerunlu." Soy el líder de este equipo. Ben bu takımın lideriyim. Ben bu takımın lideriyim. A bomba atômica é o fruto da física do século XX. Atom bombası yirminci yüzyıl fiziğinin yavrusudur. Atom bombası, 20. yüzyıl fiziğinin bir ürünüdür. Terminé de escribir una carta. Bir mektup yazmayı bitirdim. Bir mektup yazmayı bitirdim. Stasera non ho voglia di bere. Bu gece canım alkol almak istemiyor. Bu gece canım içmek istemiyor. Acesta este motivul. Bu sebeptir. İşte bu yüzden. O povo estava cansado de violência. İnsanlar şiddetten yorgun düşüyorlardı. İnsanlar şiddetten bıkmıştı. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Etiope." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Etiyopya." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Etiyopya." Valorifică oportunitățile noastre în cel mai bun mod posibil. Fırsatlarımızı en iyi şekilde değerlendir. Fırsatlarımızı mümkün olan en iyi şekilde değerlendirin. Il ne peut pas tout faire lui-même. Her şeyi tek başına yapamaz. Her şeyi kendi başına yapamaz. È stato il libro più venduto la settimana scorsa. Bu geçen hafta en çok satan kitaptı. Geçen hafta en çok satılan kitap oldu. Per favore ricordate queste parole per il resto della vostra vita. Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın. Lütfen hayatınızın geri kalanında bu sözleri hatırlayın. Devo comprare delle medicine per mio padre. Babam için bazı ilaçlar almalıyım. Babama ilaç almam lazım. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Nigeriana." "Onun nineleri nereliydi?" "Nijerya." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Nijeryalı." ¿Quién es tu profesora? Öğretmenin kimdir? Öğretmenin kim? Je ne veux plus rien entendre. Artık duymak istemiyorum. Daha fazla duymak istemiyorum. "Di che nazionalità sono le vostre madri?" "Canadese." "Anneleriniz nereli?" "Kanada." "Anneleriniz hangi milletten?" "Kanadalı." "Di che nazionalità erano i tuoi fratelli?" "Rumena." "Erkek kardeşlerin nereliydi?" "Rumen." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Romanya." "Di che nazionalità sono i vostri amici?" "Austriaca." "Arkadaşlarınız nereli?" "Avusturya." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Avusturyalı." ¿Estás intentando pelearte conmigo? Sen benimle kavga etmeye mi çalışıyorsun? Benimle kavga etmeye mi çalışıyorsun? Mañana hará bueno. Yarın hava güzel olacak. Yarın iyi olacak. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Etiope." "Nineleriniz nereli?" "Etiyopya." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Etiyopya." Sais-tu si Tom a déjà mangé ? Tom'un yiyip yemediğini biliyor musun? Tom'un yemek yiyip yemediğini biliyor musun? Chiar și Dan a fost surprins. Dan bile şaşırmıştı. Dan bile şaşırdı. Necesito un coche. Bir arabaya ihtiyacım var. Bir arabaya ihtiyacım var. Non vado in vacanza in Nigeria. Tatile Nijerya'ya gitmiyorum. Nijerya'ya tatile gitmiyorum. "Di che nazionalità erano i nostri nonni?" "Lettone." "Dedelerimiz nereliydi?" "Letonya." "Büyükbabalarımız hangi millettendi?" "Letonca." Andate in vacanza in Ucraina. Ukrayna'ya tatile gidiyorsunuz. Ukrayna'ya tatile gidin. Lave tes pieds. Ayaklarını yıka. Ayaklarını yıka. ¿Quién es tu cantante japonés favorito? Favori Japon şarkıcın kimdir? En sevdiğiniz Japon şarkıcı kim? Hai visitato il Liechtenstein. Lihtenştayn'ı ziyaret ettin. Liechtenstein'ı ziyaret ettin. Mary se enfadó conmigo. Mary bana kızdı. Mary bana kızdı. Ela tem duas irmãs. Onun iki kız kardeşi var. İki kız kardeşi var. Am scăpat cu greu. Kıl payı kurtulduk. Zar zor kurtulduk. "Di che nazionalità sono le vostre zie?" "Rumena." "Teyzeleriniz nereli?" "Rumen." "Amcalarınız hangi milletten?" "Romanya." Drammatizza un po' tutto! Her şeyi az dramatize et! Her şeyi biraz dramatize et. Crezi că ar fi utilă? Onun faydalı olacağını düşünüyor musun? Sence işe yarar mı? "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Svizzera." "Onun akrabaları nereli?" "İsviçre." "Akrabalarınız hangi milletten?" "İsviçre." Anoche llovió mucho. Dün gece çok yağmur yağdı. Dün gece çok yağmur yağdı. Eu queria que ela vencesse. Onun kazanmasını istiyordum. Onun kazanmasını istedim. No cierres los ojos. Gözlerini kapatma. Gözlerini kapama. Fui a Nagasaki. Ben Nagasaki'ye gittim. Nagasaki'ye gittim. Ces cahiers sont de la même épaisseur. Bu defterlerin kalınlığı aynıdır. Bu defterler aynı kalınlıkta. Eu acho que o Tom quer vir conosco. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Sanırım Tom bizimle gelmek istiyor. Tom dette a Mary una cartellina blu. Tom, Mary'ye mavi bir dosya verdi. tom mary'ye mavi kart verdi. Pentru a finaliza acest proiect, avem nevoie de încă trei milioane de dolari. Bu projeyi tamamlamak için üç milyon dolara daha ihtiyacımız var. Bu projeyi tamamlamak için 3 milyon dolara daha ihtiyacımız var. Nu uita! Unutma! Unutma! Tom a fost singur în celula sa. Tom hücresinde yalnızdı. Tom hücresinde yalnızdı. Questo libro è troppo difficile per me. Bu kitap benim için çok zor. Bu kitap benim için çok zor. Tom lleva enfermo mucho tiempo. Tom uzun süredir hasta. Tom uzun zamandır hasta. Eu sou como ele. Onun gibiyim. Ben de onun gibiyim. "Di che nazionalità sono le loro nonne?" "Slovena." "Nineleri nereli?" "Sloven." "Büyükanneleri hangi milletten?" "Slovenyalı." Tom me dijo que hablaba francés. Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi. Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi. Tom non ha certamente bisogno di un prestito. Tom'un kesinlikle bir krediye ihtiyacı yok. Tom'un kesinlikle bir krediye ihtiyacı yok. "Di che nazionalità sono i suoi nonni?" "Francese." "Onun dedeleri nereli?" "Fransız." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Fransız." "Di che nazionalità sono i vostri cugini?" "Cinese." "Kuzenleriniz nereli?" "Çin." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Çinli." ¿Cuáles son las malas noticias? Kötü haber nedir? Kötü haber ne? Je n'arrive pas à croire que je vous laisse m'en persuader. Beni buna ikna edebildiğinize inanamıyorum. Beni buna ikna etmene izin verdiğime inanamıyorum. "Di che nazionalità sono le loro vicine?" "Russa." "Komşuları nereli?" "Rus." "Komşuları hangi milletten?" "Rus." "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Etiope." "Hocalarının milliyeti ne?" "Etiyopya." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Etiyopya." Se lo comió mi perro. Köpeğim onu yedi. Köpeğim yedi. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Canadese." "Komşularının uyruğu ne?" "Kanada." "Komşuları hangi milletten?" "Kanadalı." Você tem três dicionários. Senin üç sözlüğün var. Üç tane sözlüğün var. No parecés feliz. Mutlu görünmüyorsun. Mutlu görünmüyorsun. Non vanno in vacanza in Cina? Tatile Çin'e gitmiyorlar mı? Çin'e tatile gitmiyorlar mı? "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Gallese." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Galler." "Kız kardeşlerin hangi milletten?" "Galler." Avete visitato il Liechtenstein? Lihtenştayn'ı ziyaret ettiniz mi? Liechtenstein'ı ziyaret ettiniz mi? ¿Quién es tu amigo? Arkadaşın kim? Arkadaşın kim? ¿Puedo empezar a comer? Yemeye başlayabilir miyim? Yemeğe başlayabilir miyim? Quando pensavi di dirlo a Tom? Ne zaman onu Tom'a söylemeyi planlıyordun? Tom'a ne zaman söylemeyi düşünüyordun? "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Ghanese." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Gana." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Ghanese." "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Libanese." "Amcaları nereli?" "Lübnan." "Amcaların hangi milletten?" "Lübnanlı." Todos los días estudio durante tres horas. Her gün üç saat çalışırım. Her gün 3 saat ders çalışıyorum. Democrația are originea în Grecia Antică. Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir. Demokrasi Antik Yunan'da ortaya çıkmıştır. La seule chose que je peux faire, après dîner, c'est regarder la télévision. Akşam yemeğinden sonra yapabileceğim tek şey televizyon izlemektir. Yemekten sonra yapabileceğim tek şey televizyon izlemek. În zilele noastre, mulți pantofi sunt făcuți din plastic. Günümüzde birçok ayakkabı plastikten yapılmaktadır. Günümüzde bu ayakkabılar plastikten yapılmıştır. Care este activitatea ta preferata? Senin gözde etkinliğin nedir? En sevdiğin aktivite nedir? Non ficcare il naso nella mia vita privata. Benim özel hayatıma burnunu sokma. Özel hayatıma burnunu sokma. "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Argentina." "Komşularımız nereliydi?" "Arjantin." "Komşularımız hangi millettendi?" "Arjantin." Mi hijo se va a casar. Oğlum evleniyor. Oğlum evleniyor. ¿Adónde fuiste ayer? Dün nereye gittin? Dün nereye gittin? Non avete visitato il Galles? Galler'i ziyaret etmediniz mi? Galler'i ziyaret etmediniz mi? Por supuesto que fue una decepción. Tabii ki hayal kırıklığıydı. Tabii ki bir hayal kırıklığıydı. "Di che nazionalità sono i tuoi parenti?" "Francese." "Akrabaların nereli?" "Fransız." "Akrabaların hangi milletten?" "Fransız." În cartierul meu este o ceremonie pe 4 iulie. Mahallemde 4 Temmuzda bir tören var. Bizim mahallede 4 Temmuz'da bir tören var. "Di che nazionalità sono le sue zie?" "Serba." "Halaları nereli?" "Sırp." "Amcaların hangi milletten?" "Otlar." Lo Tòm me volèva véser de tira. Tom derhal beni görmek istedi. Tom beni yakından görmek istedi. Ojalá hubiera otra cosa que pudiéramos hacer. Keşke yapabileceğimiz başka bir şey olsa. Keşke yapabileceğimiz başka bir şey olsaydı. Tampoco eres tan importante. Sen de o kadar önemli değilsin. O kadar da önemli değilsin. ¿Qué harías si tuvieras un millón de dólares? Bir milyon doların olsaydı ne yapardın? Bir milyon doların olsa ne yapardın? Nu am nevoie de manualul de utilizare. Kullanım kılavuzuna ihtiyacım yok. Kullanım kılavuzuna ihtiyacım yok. Ți-am spus să închizi ușa. Kapıyı kilitlemeni söyledim. Sana kapıyı kapatmanı söylemiştim. Tom a avut dureri puternice. Tom şiddetli acı içindeydi. Tom çok acı çekiyordu. No lo sabrá nadie. Hiç kimse bilmeyecek. Kimse bilmeyecek. Non so perché l'hai fatto. Onu niçin yaptığını bilmiyorum. Bunu neden yaptığını bilmiyorum. ¿Puedo hablar con el Sr. Brown? Bay Brown ile konuşabilir miyim? Bay Brown'la konuşabilir miyim? "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Giapponese." "Arkadaşları hangi milletten?" "Japon." "Arkadaşları hangi milletten?" "Japon." Nous conduisons notre propre voiture. Kendi arabımızı sürüyoruz. Kendi arabamızı kullanıyoruz. Há muitos pontos questionáveis neste caderno de contabilidade. Bu hesap defterinde birçok şüpheli noktalar var. Bu defterde çok fazla şüpheli nokta var. Dan nici măcar nu a votat. Dan oy kullanmadı bile. Dan oy bile vermedi. "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Spagnola." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "İspanyol." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "İspanyol." Dacă te gândești la dimensiune, casa nu este impresionantă. Eğer boyutunu düşünüyorsan ev etkileyici değil. Eğer boyutu düşünüyorsanız, ev etkileyici değildir. Piramidele reprezintă cel mai faimos simbol al țării mele. Ülkemdeki en ünlü simge piramitlerdir. Piramitler ülkemin en ünlü sembolüdür. Quiero jugar. Oynamak istiyorum. Oynamak istiyorum. "Di che nazionalità sono i loro amici?" "Svizzera." "Arkadaşları nereli?" "İsviçre." "Arkadaşları hangi milletten?" "İsviçre." Tom es uno de los mejores abogados de Boston. Tom Boston'un en iyi avukatlarından biri. Tom Boston'daki en iyi avukatlardan biridir. A veces nieva durante la Navidad. Noel vakti bazen kar yağar. Bazen Noel'de kar yağar. Tom e Mary festeggiarono il loro successo. Tom ve Mary onların başarısı kutladı. Tom ve Mary başarılarını kutladılar. Haz tus deberes antes de ver la televisión. TV izlemeden önce ev ödevini yap. Televizyon izlemeden önce ödevlerinizi yapın. Tom está estudiando para ser un biólogo marino. Tom bir deniz biyoloğu olmak için eğitim görüyor. Tom bir deniz biyoloğu olmak için çalışıyor. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Canadese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Kanada." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Kanadalı." Mon frère collectionne les timbres-poste. Erkek kardeşim pul biriktiriyor. Kardeşim posta pullarını topluyor. Eu sou homem. Ben bir erkeğim. Ben bir erkeğim. Nici măcar nu a zis la revedere. Hoşça kal bile demedi. Veda bile etmedi. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Etiope." "Öğretmenleri nereliydi?" "Etiyopya." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "Etiyopya." Me pregunto qué le habrá pasado a Tom. Tom'a ne olduğunu merak ediyorum. Tom'a ne olduğunu merak ediyorum. Perché siete in Italia? — Noi siamo in Italia per imparare la lingua italiana. Neden İtalya'dasınız? - Biz İtalyanca öğrenmek için İtalya'da bulunuyoruz. Neden İtalya'dasınız? - İtalyanca öğrenmek için İtalya'dayız. Sur place ou à emporter ? Burada mı, paket mi? Yerinde mi yoksa paket mi? Mi ha detto di incontrarla in stazione. İstasyonda onu karşılamamı söyledi. Sizinle istasyonda buluşmamı söyledi. Eu sou Kazuto Iwamoto. Ben Kazuto Iwamoto'yum. Ben Kazuto Iwamoto. "Di che nazionalità sono i loro insegnanti?" "Uruguaiana." "Hocalarının milliyeti ne?" "Uruguay." "Öğretmenleri hangi milletten?" "Uruguaylı." Nos atendió una mesera bonita. Hoş bir garson bize hizmet etti. Güzel bir garson kız tarafından karşılandık. A Tom non piace fare le cose all'ultimo minuto. Tom bir şey yapmak için son dakikaya kadar beklemeyi sevmez. Tom son dakikada bir şeyler yapmayı sevmez. J'ai besoin d'une photo d'identité. Kimlik fotoğrafına ihtiyacım var. Bir kimlik fotoğrafına ihtiyacım var. J'étais fatigué. Yorgundum. Yorgundum. ¿Estás buscando algo? Bir şey mi arıyorsun? Bir şey mi arıyorsun? Si el dinero no fuera problema, ¿cuál sería la primera cosa que comprarías hoy? Para sorun olmasaydı bugün satın alacağın ilk şey ne olurdu? Para sorun olmasaydı, bugün satın alacağınız ilk şey ne olurdu? ¿Qué deberíamos hacer? Ne yapmalıyız? Ne yapmalıyız? Non ho ancora avuto occasione di vedere il film. Henüz filmi görme fırsatım olmadı. Henüz filmi izleme fırsatım olmadı. Potrivit Bibliei, Dumnezeu a făcut lumea în șase zile. İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı. İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yaratmıştır. "Di che nazionalità sono i suoi cugini?" "Tedesca." "Kuzenleri nereli?" "Alman." "Kuzenleriniz hangi milletten?" "Alman." Contribuez à Tatoeba. Tatoeba'ya katkıda bulunun. Tatoeba içinde yer alın. Avete visitato la Scozia. İskoçya'yı ziyaret ettiniz. İskoçya'yı ziyaret ettiniz. Ella es joven. O genç. O daha genç. Salí de la habitación. Odadan çıktım. Odadan çıktım. "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Bielorussa." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Belarus." "Kızkardeşlerin hangi millettendi?" "Belarus." Non vanno in vacanza in Romania? Tatile Romanya'ya gitmiyorlar mı? Romanya'ya tatile gitmiyorlar mı? Tom todavía está en Boston. Tom hâlâ Boston'da. Tom hala Boston'da. Me escribió una carta. Bana bir mektup yazdı. Bana bir mektup yazdı. Ahora somos amigos. Biz artık arkadaşız. Artık arkadaşız. No me lo dijo. O bana söylemedi. Bana söylemedi. ¿Ahora está tu madre en casa? Annen şimdi evde mi? Annen şu an evde mi? Soy estudiante. Ben bir öğrenciyim. Ben öğrenciyim. Posso spiegarti tutto. Sana her şeyi açıklayabilirim. Her şeyi açıklayabilirim. Eu não sei o que é isso. Onun ne olduğunu bilmiyorum. Bunun ne olduğunu bilmiyorum. Tu pourras y parvenir en agissant avec diplomatie. Diplomatça hareket edersen bunu başarabilirsin. Bunu diplomasi ile yapabilirsiniz. Nu putem termina acest proiect fără tine. Biz sen olmadan bu projeyi bitiremeyiz. Bu projeyi sensiz bitiremeyiz. Tom se está riendo. Tom gülüyor. Tom gülüyor. Non vanno in vacanza in Paraguay. Tatile Paraguay'a gitmiyorlar. Paraguay'a tatile gitmiyorlar. Sapevo cosa le avevano fatto. Ona ne yaptıklarını biliyordum. Ona ne yaptıklarını biliyordum. Tom ya no es el novio de Mary. Tom artık Mary'nin erkek arkadaşı değil. Tom artık Mary'nin erkek arkadaşı değil. ¿Cuánto pan comes al día? Her gün ne kadar ekmek yersin? Günde ne kadar ekmek yiyorsun? Un drink è quello che mi serve. İhtiyacım olan bir içki. Bir içkiye ihtiyacım var. Meg habla demasiado. Meg çok fazla konuşur. Meg çok konuşuyor. Je n'arrive pas à oublier Marika. Marika'yı unutamıyorum. Marika'yı unutamıyorum. Dove l'hai presa? Bunu nerede aldın? Bunu nereden buldun? "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Brasiliana." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Brezilya." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." Guarda quel cavaliere in sella. Atın üstündeki şu şövalyeye bak. Şu biniciye bak. ¿Dónde vive tu tío? Amcan nerede yaşıyor? Amcan nerede yaşıyor? "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Malese." "Doktorların nereli?" "Malezya." "Doktorların hangi milletten?" "Malezyalı." Acaba de salir de casa. O, az önce evden ayrıldı. Az önce evden çıktı. Me quedé dormido mientras hacía los deberes. Ev ödevimi yaparken uyuyakaldım. Ödevimi yaparken uyuyakalmışım. Je n'ai pas envie de voir tes parents. Anne babanla görüşmek istemiyorum. Annenle babanı görmek istemiyorum. Tom iba al cine cada semana. Tom her hafta sinemaya gitti. Tom her hafta sinemaya giderdi. ¿Dónde está la escuela? Okul nerede? Okul nerede? "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Paraguaiana." "Onların dedeleri nereli?" "Paraguay." "Dedeleri hangi milletten?" "Paraguaylı." Sunt logodită cu el. Ben onunla nişanlıyım. Onunla nişanlıyım. Él conoce a mucha gente. O, birçok insan tanıyor. Bir sürü insan tanıyor. Le père ne consentira jamais à mon mariage. Babam benim evliliğimi asla onaylamayacak. Babam evliliğimi asla onaylamaz. Estoy viviendo en la ciudad. Şehirde yaşıyorum. Ben şehirde yaşıyorum. Todavía no es tu turno. Henüz senin sıran değil. Henüz senin sıran değil. Cathy viene esta noche a ver a nuestro bebé. Cathy bu gece bizim bebeği görmek için geliyor. Cathy bu gece bebeğimizi görmeye geliyor. Siamo tesi. Biz gerginiz. Gerginiz. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Etiope." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "Etiyopya." "Kardeşleri hangi milletten?" "Etiyopya." Le pregunté al hombre del espejo "¿cómo has entrado ahí?". Aynadaki adama sordum: "Oraya nasıl girdin?" Aynadaki adama "Oraya nasıl girdin?" diye sordum. Habrá una crisis económica a final de año. Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak. Yıl sonunda ekonomik kriz yaşanacak. Sabía que Tom podría hacerlo. Tom'un bunu yapabileceğini biliyordum. Tom'un bunu yapabileceğini biliyordum. Tom ha un'amica a Boston. Tom'un Boston'da bir arkadaşı var. Tom'un Boston'da bir arkadaşı var. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Finlandese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Fin." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Finli." "Di che nazionalità erano le loro sorelle?" "Rumena." "Kız kardeşleri nereliydi?" "Rumen." "Kızkardeşleri hangi millettendi?" "Romanya." Andiamo in vacanza in Siria. Suriye'ye tatile gidiyoruz. Suriye'ye tatile gidiyoruz. Não, obrigado. Hayır, teşekkürler. Hayır, teşekkür ederim. Questi libri sono miei. Bu kitaplar benim. Bu kitaplar benim. ¿Tom vive lejos de donde vives tú? Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşar? Tom senin yaşadığın yerden uzakta mı yaşıyor? Es muy gracioso. O çok komik. Çok komik. Qual o principal motivo pelo qual você estuda francês? Fransızca öğrenmek için asıl nedenin nedir? Fransızca öğrenmenizin en önemli nedeni nedir? Nous n'oublions jamais le premier baiser. Biz asla ilk öpücüğü unutmayız. İlk öpücüğü asla unutmam. Hágalo mañana. Onu yarın yapın. Yarın yap. Nací en Hiroshima en 1945. 1945'te Hiroshima'da doğdum. 1945'te Hiroşima'da doğdum. ¿Dónde viste a esa mujer? O kadını nerede gördün? Bu kadını nerede gördün? Prefiero vivir solo. Ben yalnız yaşamayı tercih ederim. Yalnız yaşamayı tercih ederim. Non abbiamo visitato Cipro. Kıbrıs'ı ziyaret etmedik. Kıbrıs'ı ziyaret etmedik. No conseguí encontrar mis llaves. Anahtarlarımı bulamadım. Anahtarlarımı bulamadım. Credo che questa sia la moto di Tom. Sanırım, bu Tom'un motorsikleti. Sanırım bu Tom'un motoru. No te olvides el paraguas. Şemsiyeni unutma. Şemsiyeni unutma. Deberías ser profesor. Öğretmen olmalısın. Öğretmen olmalısın. "Di che nazionalità sono i tuoi nonni?" "Uruguaiana." "Dedelerin nereli?" "Uruguay." "Büyükannen ve büyükbaban hangi milletten?" "Uruguaylı." He hecho la compra online, en el supermercado de siempre. Her zamanki süpermarketten online alışveriş yaptım. İnternetten alış veriş yaptım, her zamanki gibi. Tom es un viejo amigo mío del instituto. Tom benim, liseden eski bir arkadaşımdır. Tom liseden eski bir arkadaşım. Soy inglés. İngilizim. Ben İngiliz'im. El agua es transparente. Su saydamdır. Su transparandır. Penso che sia un grande poeta. Büyük bir şair olduğunu düşünüyor. Bence çok iyi bir şair. No bebo agua. Su içmem. Ben su içmem. El freno dejó de funcionar. Fren çalışmayı durdurdu. Frenler durdu. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Albanese." "Onun nineleri nereliydi?" "Arnavut." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Arnavutça." Elle réveillait Tom. Tom'u uyandırdı. Tom'u uyandırdı. El Sol es la estrella más brillante. Güneş en parlak yıldızdır. Güneş en parlak yıldızdır. Neglijența conduce adesea la accidente. Dikkatsizlik çoğunlukla kazalarla sonuçlanır. İhmal genellikle kazalara yol açar. ¿Es ese Tom? O Tom mu? Bu Tom mu? No quería que muriera Tom. Tom'un ölmesini istemedim. Tom'un ölmesini istemedim. Tom este prietenul actual este al Mariei. Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır. Tom, Maria'nın şu anki erkek arkadaşı. Quiero ser profesor de francés. Fransızca öğretmeni olmak istiyorum. Fransızca öğretmeni olmak istiyorum. Me preguntó quién era. Bana kim olduğumu sordu. Bana kim olduğunu sordu. El francés de Tom es perfecto. Tom'un Fransızcası mükemmel. Tom'un Fransızcası mükemmel. Fuimos a Hakone en coche el domingo pasado. Geçen Pazar arabayla Hakone'ye gittik. Geçen pazar Hakone'ye arabayla gittik. ¡El gato no es una persona! Kedi bir insan değildir! Kedi bir insan değildir! Non hai molto tempo. Senin fazla zamanın yok. Fazla zamanın yok. Tom aime raconter des blagues salées. Tom pis şakalar anlatmayı sever. Tom saçma sapan şakalar yapmayı sever. "Di che nazionalità sono i tuoi dottori?" "Francese." "Doktorların nereli?" "Fransız." "Doktorların hangi milletten?" "Fransız." "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Etiope." "Komşularımız nereliydi?" "Etiyopya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Etiyopya." "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Libanese." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Lübnan." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Lübnanlı." "Di che nazionalità è?" "Slovena." "Uyruğu ne?" "Sloven." "Hangi millettensiniz?" "Slovenya." Él quería tener mi número telefónico. Benim telefon numaramı almak istedi. Telefon numaramı istedi. Me sentía como en un sueño. Kendimi rüyada gibi hissettim. Kendimi rüyada gibi hissettim. Lo lamento. Pişmanım. Özür dilerim. Il faut qu'elles viennent. Onların gelmesi gerek. Onlar da gelmeli. Me invitó a su casa. Beni evine davet etti. Beni evine davet etti. ¿Cuál es tu lugar favorito para pasar las vacaciones? Favori tatil yerin nedir? Tatil yapmak için en sevdiğiniz yer neresi? "Di che nazionalità erano le tue nonne?" "Rumena." "Ninelerin nereliydi?" "Rumen." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Romanya." No puedes complacerles a todos. Herkesi memnun edemezsin. Herkesi memnun edemezsin. Esos dos niños tenían la misma edad. Şu iki çocuk aynı yaştaydı. İki çocuk da aynı yaştaydı. Il aime lire. Okumayı sever. Okumayı seviyor. Questa è Copacabana! Burası Copacabana! Burası Copacabana! Será fácil. Bu kolay olacak. Kolay olacak. Un bon avocat remuerait ciel et terre pour défendre son client. İyi bir avukat müşterisini savunmak için yeri göğü titretecektir. İyi bir avukat müvekkilini savunmak için her şeyi yapar. Ele é um bom nadador. O iyi bir yüzücü. İyi bir yüzücüdür. Quem te encontrou? Kim seni buldu? Seni kim buldu? Voy a la escuela en autobús. Okula otobüs ile giderim. Okula otobüsle gidiyorum. Je suis juste en train de regarder la télé. Sadece televizyon izliyorum. Sadece televizyon seyrediyorum. Nu am vrut să mă despart de Maria. Mary ile ayrılmak istemedim. Maria'dan ayrılmak istemedim. "Di che nazionalità sono i nostri cugini?" "Uruguaiana." "Kuzenlerimiz nereli?" "Uruguay." "Kuzenlerimiz hangi milletten?" "Uruguaylı." Poza este atârnată cu capul în jos. Resim baş aşağı asılı. Resim baş aşağı asılmış. Eu trabalho aqui. Burada çalışıyorum. Burada çalışıyorum. Asta dă o nouă dimensiune problemei noastre. O, sorunumuza yeni bir boyut kattı. Bu da sorunumuza yeni bir boyut kazandırıyor. Tom se sentó junto a Mary. Tom Mary'nin yanına oturdu. tom mary'nin yanına oturdu. Estaba muy guapa con su vestido nuevo. Yeni elbisesinin içinde çok güzel görünüyordu. Yeni elbisesiyle çok güzel görünüyordu. Ela gosta de ler. O okumayı sever. Okumayı seviyor. El gol ha sido anulado. Gol geçersiz sayıldı. Gol iptal edildi. A Kazu le gustan mucho los deportes. Kazu sporları çok sever. Kazu sporu çok sever. È aperto la domenica? Pazarları açık mı? Pazarları açık mı? ¿Hay alguien que sepa de primeros auxilios? İlk yardım bilen biri var mı? İlk yardım bilen var mı? "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Slovacca." "Nineleriniz nereli?" "Slovak." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Slovakyalı." ¿Se te ha olvidado algo? Bir şey unuttun mu? Bir şey mi unuttun? "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Finlandese." "Ninelerimiz nereli?" "Fin." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Finli." O pot face chiar și cu ochii închiși. Gözlerim kapalı bile yapabilirim. Bunu gözlerim kapalı bile yapabilirim. Il est venu sous prétexte de me voir. Beni görme bahanesiyle geldi. Beni görmek için buraya geldi. Perché non mi lasci solo? Neden beni yalnız bırakmıyorsun? Neden beni yalnız bırakmıyorsun? Fico na Itália. İtalya'da kalıyorum. İtalya'da kalıyorum. Il a plu tout le temps récemment. Yakın zamanlarda sürekli yağmur yağdı. Son zamanlarda hep yağmur yağıyordu. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Canadese." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Kanada." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Kanadalı." He oído que ha muerto. Onun öldüğünü duydum. Öldüğünü duydum. Societatea are un impact însemnat asupra indivizilor. Toplumun bireyler üzerinde büyük bir etkisi vardır. Toplumun bireyler üzerinde önemli bir etkisi vardır. I bambini piccoli posso essere molto rumorosi. Küçük çocuklar çok gürültülü olabilir. Küçük çocuklar çok gürültülü olabilir. Cât trebuie să gătesc asta în cuptorul cu microunde? Bunu mikrodalgada ne kadar pişirmem lazım? Bunu mikrodalgada ne kadar pişirmem gerekiyor? Non ho niente da fare. Yapacak bir şeyim yok. Yapacak bir işim yok. Non abbiamo visitato la Macedonia. Makedonya'yı ziyaret etmedik. Makedonya’yı ziyaret etmedik. La casa está fría. Ev soğuk. Ev soğuk. Non vado mai a Kyoto senza visitare il Tempio Nanzenji. Nanzenji Tapınağını ziyaret etmeden asla Kyoto'ya gitmem. Nanzenji Tapınağı'nı ziyaret etmeden Kyoto'ya gitmem. Eu não conheço Tom o suficiente para pedir que ele faça aquilo. Tom'u onu yapmasını isteyecek kadar iyi tanımıyorum. Tom'dan bunu yapmasını isteyecek kadar iyi tanımıyorum. Ciao Mimi! Come stai? Merhaba Mimi! Nasılsın? Merhaba Mimi, nasılsın? Él no tiene una bicicleta. Onun bir bisikleti yok. Bisikleti yok. Tom nos preparou um lanche. Tom bize bir aperitif hazırladı. Tom bize atıştırmalık bir şeyler hazırladı. "Di che nazionalità sono le sue amiche?" "Ucraina." "Onun arkadaşları hangi milletten?" "Ukrayna." "Arkadaşların hangi milletten?" "Ukraynalı." Ziua de naștere a lui Tom este 25 martie. Tom'un doğum günü 25 Mart'tır. Tom'un doğum günü 25 Mart. ¿Podemos tener una reunión mañana sobre eso? Bunun hakkında yarın toplantı yapabilir miyiz? Yarın bu konuda bir toplantı yapabilir miyiz? Tu dois écouter. Dinlemek zorundasın. Beni dinlemelisin. "Di che nazionalità sono i loro fratelli?" "Islandese." "Kardeşlerinin uyruğu ne?" "İzlanda." "Kardeşleri hangi milletten?" "İzlandalı." ¿Qué trato hay entre tú y Tom? Sen ve Tom ile anlaşma nedir? Tom'la aranızda ne var? Trabajo en Milán. Milan'da çalışıyorum. Milan'da çalışıyorum. Hanno visitato il Canada? Kanada'yı ziyaret ettiler mi? Kanada'yı ziyaret ettiler mi? "Di che nazionalità sono i loro nonni?" "Austriaca." "Onların dedeleri nereli?" "Avusturya." "Büyükbabaları hangi milletten?" "Avusturyalı." Ils devraient coûter cent euros. Yüz avro ödemeliler. 100 Euro'ya mal olması gerekiyordu. "Di che nazionalità erano le vostre insegnanti?" "Russa." "Öğretmenleriniz nereliydi?" "Rus." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Rus." "Di che nazionalità sei?" "Giapponese." "Milliyetin ne?" "Japon." "Hangi millettensin?" "Japon." Necesitas descansar un poco. Biraz dinlenmen gerekiyor. Biraz dinlenmen gerek. Tom non aprirà la porta. Tom kapıyı açmayacak. Tom kapıyı açmayacak. Depende de a lo que te refieras con "creer" en Dios. Tanrı'ya "inanmak"la neyi kastettiğine bağlı. Tanrı'ya inanmakla neyi kastettiğine bağlı. "Di che nazionalità sono le loro amiche?" "Spagnola." "Arkadaşları hangi milletten?" "İspanyol." "Arkadaşları hangi milletten?" "İspanyol." Non è una cosa che voglio fare. O yamak istediğim bir şey değil. Bu yapmak istediğim bir şey değil. Te recuperarás. Atlatırsın. İyileşeceksin. Ho cercato di essere carino. Hoş olmayı denedim. Nazik olmaya çalıştım. Dominar un idioma extranjero requiere mucho trabajo duro. Yabancı bir dilde ustalaşmak uzun süre çalışmayı gerektirir. Yabancı dil öğrenmek çok zor bir iştir. Steve recebeu uma carta de Jane. Steve Jane'den bir mektup aldı. Steve, Jane'den bir mektup aldı. Haga lo que quiera. İstediğinizi yapın. Ne isterseniz yapın. Minha irmã mais nova tem um trabalho.. Kız kardeşimin işi var. Küçük kardeşimin bir işi var. È curioso di ogni cosa. O her şeye meraklıdır. Her şeyi merak ediyor. No sé leer los labios. Ben dudak okuyamam. Ben dudak okuyamam. "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Messicana." "Akrabalarımız nereli?" "Meksika." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Meksikalı." Tom est encore déconnecté. Tom hâlâ çevrimdışı. Tom hala kayıp. Mi traje es gris. Benim takım gridir. Takım elbisem gri. Non vanno in vacanza nelle Filippine? Tatile Filipinler'e gitmiyorlar mı? Filipinler'e tatile gitmiyorlar mı? "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Tedesca." "Dedelerin nereliydi?" "Alman." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Alman." Sono tre anni più giovane di te. Senden üç yaş daha gencim. Senden üç yaş daha gencim. Tom non sapeva cosa fare con tutti i soldi che aveva trovato. Tom bulduğu tüm parayla ne yapacağını bilmiyordu. Tom bulduğu parayla ne yapacağını bilemedi. No confío en las mujeres. Kadınlara güvenmem. Kadınlara güvenmiyorum. Nu văd nicio legătură aici. Burada herhangi bir bağlantı görmüyorum. Burada bir bağlantı göremiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri dottori?" "Azera." "Doktorlarımızın uyruğu ne?" "Azeri." "Doktorlarımız hangi milletten?" "Azera." Le jury l'acquitta. Juri onu temize çıkardı. Jüri onu beraat ettiriyor. Sé que esperabas que Tom estuviera aquí. Tom'un burada olmasını beklediğini biliyorum. Tom'un burada olmasını umduğunu biliyorum. Todavía es posible. Bu hâlâ mümkün. Hala mümkün. Muéstramelo. Onu bana göster. Göster bana. Casi nadie le creyó. Neredeyse kimse ona inanmadı. Neredeyse kimse ona inanmadı. Hanno visitato l'Uruguay. Uruguay'ı ziyaret ettiler. Uruguay'ı ziyaret ettiler. "Di che nazionalità sono le vostre nonne?" "Finlandese." "Nineleriniz nereli?" "Fin." "Büyükanneleriniz hangi milletten?" "Finli." "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Francese." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "Fransız." "Ailemiz hangi milletten?" "Fransız." Vai-te'n dromir, Tòm. Uyumaya git, Tom. - Git başımdan, Tom. No logro entender por qué no vino. Onun niçin gelmediğini anlayamıyorum. Neden gelmediğini anlayamıyorum. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Australiana." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Avustralya." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Avustralyalı." Naciste en el siglo equivocado. Yanlış yüzyılda doğmuşsun. Yanlış yüzyılda doğdun. Te llamaré el domingo. Pazar günü seni arayacağım. Pazar günü seni ararım. Tenía cuarenta años, pero parecía mayor. Kırk yaşındaydı, fakat daha yaşlı görünüyordu. 40 yaşındaydı ama daha yaşlı görünüyordu. "Di che nazionalità sono le tue zie?" "Australiana." "Halaların nereli?" "Avustralya." "Amcaların hangi milletten?" "Avustralyalı." Vous nous avez aidées. Bize yardım ettiniz. Bize yardım ettin. Lucrez la acest proiect de la începutul lunii septembrie. Eylülün başından beri bu projede çalışıyorum. Eylül başından beri bu proje üzerinde çalışıyorum. Él puede haber dicho eso. O öyle söylemiş olabilir. Bunu o söylemiş olabilir. Un viaggio sulla luna non è più un sogno. Aya yolculuk artık bir hayal değil. Ay'a yolculuk artık bir rüya değil. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Austriaca." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Avusturya." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Avusturyalı." Conosci il tuo nemico ma non arrenderti mai ad esso! Düşmanını tanı ama asla ona teslim olma! Düşmanını tanı ama asla ona teslim olma! "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Slovacca." "Hocaların nereli?" "Slovak." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Slovakyalı." Estoy deseando que llegue mañana. Yarını dört gözle bekliyorum. Yarın gelmesini dört gözle bekliyorum. Ai un strugure. Senin bir üzümün var. Üzümün var. Tom semble être en forme. Tom formunda görünüyor. Tom iyi görünüyor. Credi che Tom abbia capito? Tom'un anladığını düşünüyor musun? Sence Tom anladı mı? Non piangere Tom. Ağlama, Tom. Ağlama Tom. Je suis un peu malade. Biraz hastayım. Ben biraz hastayım. Nós nunca esquecemos o primeiro beijo. Biz asla ilk öpücüğü unutmayız. İlk öpücüğü hiç unutmadık. Demi-tour interdit ! U dönüşü yasak! Geri dönüş yasak! Sincer nu m-am gândit că Tom va apărea. Doğrusu Tom'un ortaya çıkacağını düşünmemiştim. Açıkçası Tom'un geleceğini hiç düşünmemiştim. Sunt logodit cu ea. Ben onunla nişanlıyım. Onunla nişanlıyım. "Di che nazionalità sono i suoi insegnanti?" "Ceca." "Hocaları nereli?" "Çek." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Tom nu a vrut să se amestece în dispută, dar nu a avut de ales. Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu. Tom kavgaya karışmak istemedi, ama başka seçeneği yoktu. El futuro no está escrito en piedra. Gelecek taşta yazılı değil. Gelecek, taşa yazılmamıştır. En Canadá se habla inglés y francés. Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşulur. Kanada’da İngilizce ve Fransızca konuşulmaktadır. ¿Cuál es tu canción favorita de los noventa? En sevdiğin 90'lar şarkısı hangisi? 90'ların en sevdiğiniz şarkısı hangisi? Tom spune că asta este o situaţie de criză. Tom bunun bir kriz olduğunu söylüyor. Tom bunun bir kriz olduğunu söylüyor. Quelli che credi abbastanza amici da riderti in faccia, in realtà sono abbastanza sfacciati da parlarti dietro le spalle. Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler. Yüzüne gülecek kadar iyi arkadaş olduğunu düşünenler, aslında arkandan konuşacak kadar da arsızdırlar. Fadil foi espancado e depois estrangulado. Fadil dövüldü ve sonrasında boğularak öldürüldü. Fadil dövülmüş ve boğulmuş. "Di che nazionalità sono i loro parenti?" "Islandese." "Akrabaları nereli?" "İzlanda." "Akrabaları hangi milletten?" "İzlandalı." Isso não é o que você disse? Söylediğin o değil mi? Öyle dememiş miydin? "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Tunisina." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Tunus." "Arkadaşların hangi milletten?" "Tunuslu." Tom no quiso rendirse. Tom vazgeçmeyi reddetti. Tom pes etmedi. Înţepătura de albină poate fi foarte dureroasă. Arı sokması çok acı verici olabilir. Arı sokması çok acı verici olabilir. "Di che nazionalità sono le loro insegnanti?" "Inglese." "Öğretmenlerinin uyruğu ne?" "İngiliz." "Öğretmenleri hangi milletten?" "İngilizce." Llueve todo el tiempo. Her zaman yağmur yağıyor. Her zaman yağmur yağar. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Albanese." "Hocaların nereli?" "Arnavut." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Arnavutça." Gli piace tutto ciò che è dolce. O tatlı olan her şeyi sever. Tatlı olan her şeyi sever. Ci vediamo quando torni. Geri döndüğünde görüşürüz. Döndüğünde görüşürüz. No se lo digas a mi esposa. Eşime söyleme. Sakın karıma söyleme. Entristece-me ouvir isso. Onu duyduğuma üzgünüm. Bunu duyduğuma üzüldüm. Vendré a veros uno de estos días. Bu günlerde sizi görmeye geleceğim. Bir gün sizi görmeye geleceğim. Él vive cerca. O yakın yaşıyor. Yakınlarda oturuyor. J'arrive. Geldim. Geliyorum. Și lui Tom și lui Mary le place să călărească. Hem Tom hem de Mary ata binmeyi sever. Tom ve Mary de ata binmeyi seviyor. Partez ou je vous jette dehors. Çıkın yoksa ben sizi dışarı atarım. Defol yoksa seni dışarı atarım. Voy a volver a Boston mañana. Yarın Boston'a dönüyorum. Yarın Boston'a dönüyorum. Agora ele é um médico. O şimdi bir doktor. O artık bir doktor. Soy húngaro. Ben Macar'ım. Ben Macar'ım. Tom morreu ontem. Tom dün öldü. Tom dün öldü. Sei bravo a disegnare. Resim çizmeyi iyi biliyorsun. İyi çiziyorsun. ¿No puedes comprar un coche? Bir araba alamaz mısın? Araba alamaz mısın? "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Lituana." "Amcalarımız nereli?" "Litvanya." "Amcalarımız hangi milletten?" "Litvanya." "Di che nazionalità sono le vostre amiche?" "Norvegese." "Arkadaşlarınızın milliyeti ne?" "Norveç." "Arkadaşlarınız hangi milletten?" "Norveçli." Unii oameni cred în Dumnezeu, alții nu cred. Bazıları tanrıya inanır, bazıları inanmaz. Bazı insanlar Tanrı'ya inanır, bazıları inanmaz. Je leur ai dit que j'ai changé d'avis. Onlara fikrimi değiştirdiğimi söyledim. Onlara fikrimi değiştirdiğimi söyledim. Mike e Ken sono amici. Mike ve Ken arkadaşlar. Mike ve Ken arkadaşlar. No sé por qué. Nedenini bilmiyorum. Neden bilmiyorum. Hanno bisogno di te. Onların sana ihtiyacı var. Sana ihtiyaçları var. Tu décourageais les étudiants. Öğrencilerin hevesini kırıyorsun. Öğrencilerin cesaretini kırıyordun. Prends le gâteau que tu veux. İstediğin pastayı al. İstediğin pastayı al. Nici măcar nu știu că ești căsătorit. Evli olduğunu bilmiyorum bile. Evli olduğunu bile bilmiyorum. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Cinese." "Hocalarımız nereli?" "Çin." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Çinli." Andiamo in vacanza in Cina. Çin'e tatile gidiyoruz. Çin'e tatile gidiyoruz. "Di che nazionalità sono i tuoi zii?" "Egiziana." "Amcaların nereli?" "Mısır." "Amcaların hangi milletten?" "Mısırlı." Da. Evet. Evet. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Gallese." "Amcalarımız nereli?" "Galler." "Amcalarımız hangi milletten?" "Galler." Su amigo es cantante. Onun arkadaşı bir şarkıcıdır. Arkadaşı şarkıcı. Eu quero mostrar algo a você, Tom. Tom, sana bir şey göstermek istiyorum. Sana bir şey göstermek istiyorum, Tom. Aquela caixa é feita de madeira. O kutu ahşaptan yapılmıştır. O kutu tahtadan yapılmış. A Tom le gusta caminar solo. Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever. Tom yalnız yürümeyi sever. O Tom pode falar com a Mary. Tom, Mary ile konuşabilir. Tom, Mary ile konuşabilir. Tu devrais le savoir à ton âge. Bunu bilecek kadar olgun olmalısın. Bu yaşta bunu bilmen gerekir. Ela é tua mãe? O senin annen mi? O senin annen mi? Son unos cobardes. Onlar birkaç ödlektir. Onlar korkak. Esta bicicleta es vieja, pero es mejor que nada. Bu bisiklet eski; ama hiç yoktan iyidir. Bu bisiklet eski ama hiç yoktan iyidir. Tom va a la escuela nocturna. Tom gece okuluna gidiyor. Tom gece okuluna gidiyor. Auckland es una ciudad de Nueva Zelanda. Auckland, Yeni Zelanda'da bir şehirdir. Auckland, Yeni Zelanda'nın bir şehridir. Eu não sou menina. Ben küçük kız değilim. Ben kız değilim. Compre-me este livro. Bu kitabı bana al. Bana bu kitabı al. Cet homme a vendu son âme au diable. Bu adam ruhunu şeytana sattı. Bu adam ruhunu şeytana sattı. Cred că lui Tom îi va plăcea stilul în care ai decorat această cameră. Sanırım Tom bu odayı dekore etme tarzını sevecek. Bence Tom bu odayı dekore ediş şekline bayılacak. "Di che nazionalità sono i loro vicini?" "Scozzese." "Komşularının uyruğu ne?" "İskoç." "Komşuları hangi milletten?" "İskoç." Acțiunile guvernului au fost condamnate în întreaga lume. Hükümetin etkinlikleri dünya çapında kınandı. Hükümetin eylemleri tüm dünyada kınandı. Estarán bien. Onlar iyi olacak. İyi olacaklar. Je veux que tu me chantes une chanson. Bana bir şarkı söylemeni istiyorum. Bana bir şarkı söylemeni istiyorum. Tom voleva vedere la fine del film. Tom filmin sonunu izlemek istiyordu. Tom filmin sonunu görmek istedi. Espero mucho de él. Ben ondan çok şey bekliyorum. Ondan çok şey bekliyorum. O Tom ainda está trabalhando em Boston? Tom hâlâ Boston'da çalışıyor mu? Tom hala Boston'da mı çalışıyor? "Di che nazionalità erano i suoi insegnanti?" "Serba." "Hocaları nereliydi?" "Sırp." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Otlar." "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Italiana." "Ninelerimiz nereli?" "İtalyan." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "İtalyan." No veo el coche de Tom. Tom'un arabasını görmüyorum. Tom'un arabasını göremiyorum. Necesitábamos esta lluvia. Bu yağmura ihtiyacımız vardı. Bu yağmura ihtiyacımız vardı. No sabíamos la verdad. Gerçeği bilmiyorduk. Gerçeği bilmiyorduk. "Di che nazionalità sono le tue amiche?" "Colombiana." "Arkadaşlarının uyruğu ne?" "Kolombiya." "Arkadaşların hangi milletten?" "Kolombiyalı." Solo una cosa mi preoccupa. Sadece bir şey beni endişelendiriyor. Beni endişelendiren tek bir şey var. Quando o gato sai, o rato dança. Kedi dışarı çıktığında, fare dans eder. Kedi dışarı çıktığında, fare dans eder. Nu m-am născut ieri. Dünkü çocuk değilim. Ben dünkü çocuk değilim. Taie pâinea în felii subțiri. Ekmeği incecik dilimle. Ekmeği ince dilimler halinde kesin. "Di che nazionalità sono le nostre nonne?" "Tedesca." "Ninelerimiz nereli?" "Alman." "Büyükannelerimiz hangi milletten?" "Alman." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Ceca." "Kardeşleri nereli?" "Çek." "Kardeşlerin hangi milletten?" "Çekoslovakyalı." Copiii plâng uneori doar pentru a atrage atenția. Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar. Çocuklar bazen sadece dikkat çekmek için ağlarlar. Ésa es la casa en que nació Tom. O, Tom'un doğduğu evdir. Burası Tom'un doğduğu ev. "Di che nazionalità sono i nostri fratelli?" "Siriana." "Kardeşlerimiz nereli?" "Suriye." "Kardeşlerimiz hangi milletten?" "Suriyeli." "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Portoghese." "Dedeleri nereliydi?" "Portekiz." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Portekizli." Sé que no me quiere. Onun beni sevmediğini biliyorum. Beni sevmediğini biliyorum. Qual era a configuração do experimento? O que estava conectado e como? Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı? Deneyin konfigürasyonu neydi? Ne bağlıydı ve nasıl? Denme tiempo. Bana zaman verin. Bana biraz zaman verin. Non hanno visitato l'Egitto? Mısır'ı ziyaret etmediler mi? Mısır'ı ziyaret etmediler mi? "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Norvegese." "Komşularımız nereli?" "Norveç." "Komşularımız hangi milletten?" "Norveçli." Me llevó tres horas escribir la carta. Mektubu yazmak üç saatimi aldı. Mektubu yazmak üç saatimi aldı. Mostragli le tue mani. Ona ellerini göster. Ona ellerini göster. "Di che nazionalità sono i vostri dottori?" "Inglese." "Doktorlarınız nereli?" "İngiliz." "Doktorlarınız hangi milletten?" "İngilizce." Nós estamos estudando Chinês. Biz Çince okuyoruz. Çince çalışıyoruz. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Albanese." "Dedeleri nereliydi?" "Arnavut." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Arnavutça." Ve a buscar a Tom y después vuelve aquí. Gidip Tom'u al ve sonra buraya geri dön. Tom'u bul ve buraya gel. Él tiene un Toyota. Onun bir Toyotası var. Onun bir Toyota'sı var. "Di che nazionalità sono i nostri insegnanti?" "Azera." "Hocalarımız nereli?" "Azeri." "Öğretmenlerimiz hangi milletten?" "Azera." Veo la televisión dos veces a la semana. Haftada iki kez televizyon izlerim. Haftada iki kez televizyon izliyorum. Tom are părul lung până la umeri. Tom'un omuz uzunluğunda saçı var. Tom'un omuzlarına kadar uzun saçları var. Ton anglais a beaucoup progressé. İngilizcen çok gelişti. İngilizcen çok ilerledi. Intenté ayudarle. Ona yardım etmeye çalıştım. Ona yardım etmeye çalıştım. Son rapport a été copié-collé à partir d'un autre. Onun raporu bir başkasınınkinden kopyadır. Raporu başka birinden kopyalanmış ve yapıştırılmış. Stai! Dur! Bekle! Elles s'ennuient. Canları sıkılıyordu. Sıkıldılar. Sei la luce dei miei occhi. Sen gözlerimin ışığısın. Sen benim gözbebeğimsin. Quizá sea cierto. Belki doğrudur. Belki de doğrudur. Cierra tu libro. Kitabını kapat. Kitabını kapat. Necesito que me ayudes. Bana yardım etmene ihtiyacım var. Yardımına ihtiyacım var. Ho detto a Tom di mettersi un cappello. Tom'a bir şapka giymesini söyledim. Tom'a şapka takmasını söyledim. Pendant la guerre, les États-Unis ont essayé d'interrompre tout commerce avec l'Angleterre. Savaş sırasınca, Birleşik Devletler İngiltere'yle olan tüm alışverişi kesmeyi denediler. Savaş sırasında, Amerika Birleşik Devletleri İngiltere ile tüm ticareti durdurmaya çalıştı. No sé dónde es. Nerede olduğunu bilmiyorum. Nerede olduğunu bilmiyorum. "Di che nazionalità sono le nostre vicine?" "Scozzese." "Komşularımız nereli?" "İskoç." "Komşularımız hangi milletten?" "İskoç." Tom se lo contó todo a Mary. Tom her şeyi Mary'ye anlattı. tom mary'ye her şeyi anlattı. "Di che nazionalità sono i suoi parenti?" "Spagnola." "Onun akrabaları nereli?" "İspanyol." "Akrabalarınız hangi milletten?" "İspanyolca." La lectura es mi gran placer. Okumak bana büyük bir zevk verir. Okumak benim için büyük bir zevk. Lorsqu'il revint à lui, il se trouva étendu dans une petite cellule dépourvue de fenêtre. Kendine geldiğinde, kendini küçük penceresiz bir hücrede buldu. Kendine geldiğinde, kendisini penceresiz küçük bir hücrede buldu. "Di che nazionalità erano i tuoi nonni?" "Norvegese." "Dedelerin nereliydi?" "Norveç." "Büyükannen ve büyükbaban hangi millettendi?" "Norveçli." "Si sieda, prego", disse. O, "oturun, lütfen", dedi. "Lütfen oturun," dedi. Obrigado por tudo, amigos! Arkadaşlar, her şey için teşekkürler. Her şey için teşekkürler arkadaşlar! Tom dejó sus gafas de sol en nuestra casa. Tom güneş gözlüğünü bizde bırakmış. Tom güneş gözlüklerini bizim evde unutmuş. Uno di noi deve farlo. Birimiz şunu yapmak zorundayız. Birimizin yapması gerek. "Di che nazionalità erano le sue insegnanti?" "Uruguaiana." "Öğretmenleri nereliydi?" "Uruguay." "Öğretmenleriniz hangi millettendi?" "Uruguaylı." Quiero devolver estos pantalones porque me quedaban demasiado grandes. Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü pantolon bana büyük geldi. Bu pantolonu geri vermek istiyorum çünkü bana çok büyük geldi. No pude ir a la reunión porque estaba enfermo. Hasta olduğum için, toplantıya gidemedim. Hasta olduğum için toplantıya katılamadım. Deberías ayudarme. Bana yardım etmelisin. Bana yardım etmelisin. Deținutul a fost adus în fața unui judecător. Tutuklu, bir hakim huzuruna çıkarıldı. Mahkûm hakim önüne çıkarıldı. "Di che nazionalità sono le tue insegnanti?" "Vietnamita." "Öğretmenlerin nereli?" "Vietnam." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "Vietnamlı." Soy demasiado vieja para esto. Bunun için çok yaşlıyım. Bunun için çok yaşlıyım. Les États-Unis peuvent espérer faire peur à des pays faibles et petits, mais pas à la Russie. Birleşmiş Devletler, ülkeleri zayıf ve küçük yapmakla korkutmayı umabilir ama Rusya'yı değil. ABD, zayıf ve küçük ülkeleri korkutmayı ümit edebilir, ancak Rusya'yı değil. ¿Has hablado con ellos? Onlarla konuştun mu? Onlarla konuştun mu? Condusse una vita dura dopo quello. O, ondan sonra zor bir hayat sürdü. Ondan sonra zor bir hayat yaşadı. Eu perdi a chave. Anahtarı kaybettim. Anahtarımı kaybettim. "Di che nazionalità erano le loro nonne?" "Canadese." "Nineleri nereliydi?" "Kanada." "Büyükanneleri hangi millettendi?" "Kanadalı." J'aime visiter Boston. Boston'u ziyaret etmeyi seviyorum. Boston'u gezmeyi seviyorum. Le temps importe peu aux bienheureux. Çok mutlu olanlar için zamanın pek bir önemi yok. Zaman mutlu insanlar için önemli değildir. Non hanno visitato la Svizzera? İsviçre'yi ziyaret etmediler mi? İsviçre'yi ziyaret etmediler mi? Puedo ver a Tom, pero él no me puede ver. Ben Tom'u görebiliyorum ama o beni göremiyor. Tom'u görebiliyorum ama o beni göremiyor. Hai visitato la Russia. Rusya'yı ziyaret ettin. Rusya'yı ziyaret ettin. Hoy hasta Tom se estaba divirtiendo. Bugün Tom bile eğleniyordu. Bugün Tom bile eğleniyordu. Lectura este o activitate bună. Okumak iyi bir faaliyettir. Okumak iyi bir aktivitedir. "Di che nazionalità sono i loro genitori?" "Slovacca." "Anne-babalarının uyruğu ne?" "Slovak." "Aileleri hangi milletten?" "Slovakya." Ela veio para ver o que eu estava fazendo. Ne yaptığımı görmek için geldi. Ne yaptığımı görmek için geldi. "Di che nazionalità sono le tue nonne?" "Danese." "Ninelerin nereli?" "Danimarka." "Büyükannelerin hangi milletten?" "Danimarkalı." È questo il tuo computer? Bu senin bilgisayarın mı? Bu senin bilgisayarın mı? ¿Qué vende María? Mary ne satıyor? Maria ne satıyor? "Di che nazionalità sono i nostri parenti?" "Slovena." "Akrabalarımız nereli?" "Sloven." "Akrabalarımız hangi milletten?" "Slovenya." Tom ha letto tutto ciò su cui è riuscito a mettere le mani. Tom eline alabildiği şeyi okudu. Tom eline geçen her şeyi okudu. Siempre está leyendo. O her zaman okuyor. Sürekli okuyor. Pasaron diez días. On gün geçti. On gün oldu. Tom comió algo. Tom bir şey yedi. Tom bir şeyler yedi. Él no come nada más que fruta. O, meyveden başka bir şey yemez. Meyveden başka bir şey yemiyor. "Di che nazionalità erano i vostri vicini?" "Italiana." "Komşularınızın milliyeti neydi?" "İtalyan." "Komşularınız hangi millettendi?" "İtalyan." Tom aprende francés. Tom Fransızca öğreniyor. Tom Fransızca öğreniyor. Volevo comprare una piantina di Boston. Bir Boston haritası satın almak istedim. Boston haritası almak istiyordum. Tom tiene munchas paras, ama no tiene munchos amigos. Tom'un çok parası var, fakat çok arkadaşı yok. Tom'un çok işi var, dadısının hiç arkadaşı yok. Su piel es suave. Teni yumuşak. Cildi yumuşaktır. ¿Cómo lo conociste? Onu nasıl tanıdın? Onunla nasıl tanıştın? A me e a Tom non piacciono i nostri vicini. Tom ve ben komşularımızı sevmeyiz. Tom ve ben komşularımızı sevmiyoruz. Me voy a Hokkaido. Hokkaido'ya gidiyorum. Hokkaido'ya gidiyorum. El humo del tabaco me molesta mucho. Sigara dumanı beni çok rahatsız eder. Sigara dumanı beni çok rahatsız ediyor. Sono ancora qui. Hâlâ buradayım. Hala buradayım. Che noia. Sıkıldım. Çok sıkıcı. Ela ainda não veio. O henüz gelmedi. Daha gelmedi. A todo el mundo le gustan los zoos. Hayvanat bahçesini herkes sever. Herkes hayvanat bahçelerini sever. Su esposa se puso como loca al escuchar de su abrupta muerte. Karısı onun ani ölümünü duyunca deliye döndü. Karısı onun ani ölümünü duyunca çıldırdı. Você está atrasado demais. Çok geç kaldın. Çok geç kaldın. Metti troppe cose nel tuo portafoglio. Cüzdanına çok fazla şey koyuyorsun. Cüzdanınıza çok fazla şey koyuyorsunuz. "Di che nazionalità sono i nostri genitori?" "Italiana." "Anne-babamızın uyruğu ne?" "İtalyan." "Ailemiz hangi milletten?" "İtalyan." Eu trabalho tão bem quanto você, nem melhor nem pior. Senin kadar iyi çalışıyorum, ne iyi ne kötü. Ben de senin kadar iyi çalışıyorum. Ne daha iyi, ne daha kötü. Non ho letto nessuno dei suoi romanzi. Onun romanlarından hiçbirini okumadım. Romanlarının hiçbirini okumadım. Enséñame cómo se hace. Onun nasıl yapıldığını bana öğret. Bana nasıl yapıldığını göster. Nous étions jaloux. Kıskançtık. - Kıskanmıştık. Elle aime contenter son mari. Kocasını memnun etmeyi sever. Kocasını memnun etmeyi sever. Sono di nazionalità cinese. Çin vatandaşılar. Çin uyrukluyum. No te me acerques, estoy resfriado. Bana yaklaşma, soğuk almışım. Benden uzak dur, üşütmüşüm. No es solo él, tú también estás equivocado. Sadece o değil, sen de hatalısın. Sadece o değil, sen de yanılıyorsun. Ils ont travaillé ensemble sur ce projet. Onlar bu projede beraber çalıştılar. Bu projede birlikte çalıştılar. Tom no te puede ver. Tom seni göremiyor. Tom seni göremez. "Di che nazionalità erano i tuoi insegnanti?" "Statunitense." "Hocalarının milliyeti neydi?" "Amerikan." "Öğretmenlerin hangi millettendi?" "Amerikalı." Voglio una pancia piatta. Düz bir karın istiyorum. Düz bir göbek istiyorum. Este es mi hermano. Bu benim erkek kardeşim. Bu benim kardeşim. Hay cosas más importantes en esta vida. Hayatta daha önemli şeyler var. Bu hayatta daha önemli şeyler var. Eres mi hija. Sen benim kızımsın. Sen benim kızımsın. "Di che nazionalità sono i suoi zii?" "Croata." "Amcaları nereli?" "Hırvat." "Amcaların hangi milletten?" "Hırvatistan." Estoy enseñando. Öğretiyorum. Öğretmenlik yapıyorum. Buon anno nuovo! Mutlu yıllar! Mutlu yıllar! So cosa volete. Ne istediğinizi biliyorum. Ne istediğinizi biliyorum. Este ônibus vai à praia? Bu otobüs plaja gider mi? Bu otobüs sahile mi gidiyor? Yo como aquí todos los días. Ben her gün burada yerim. Ben her gün burada yerim. Nadie puede hacer pizza tan bien como Tom. Hiç kimse Tom'un yapabildiği kadar iyi pizza yapamaz. Kimse Tom kadar iyi pizza yapamaz. No eres un héroe. Sen bir kahraman değilsin. Sen kahraman değilsin. Eles o chamavam de covarde. Onlar ona korkak dediler. Ona korkak diyorlardı. Vanno in vacanza in Bielorussia? Beyaz Rusya'ya tatile mi gidiyorlar? Belarus'a tatile mi gidiyorlar? No se puede negar que es inteligente. Onun zeki olduğu inkar edilemez. Zeki olduğu inkar edilemez. Cogí el autobús equivocado. Ben yanlış bir otobüse bindim. Yanlış otobüse binmişim. Eu amo lasanha. Lazanyayı severim. Lazanyaya bayılırım. ¿Dónde vive él? O nerede yaşıyor? Nerede yaşıyor? A mai rămas un pic de vin. Kalan biraz şarap var. Biraz daha şarap kaldı. Por favor, corrige esta frase. Lütfen bu cümleyi düzeltin. Lütfen bu cümleyi düzeltin. Irán no es Iraq. İran Irak değildir. İran, Irak değildir. Non vanno in vacanza in Bolivia? Tatile Bolivya'ya gitmiyorlar mı? Bolivya'ya tatile gitmiyorlar mı? "Di che nazionalità erano le nostre vicine?" "Malese." "Komşularımız nereliydi?" "Malezya." "Komşularımız hangi millettendi?" "Malezyalı." Esa cámara me pertenece. Şu kamera bana ait. O kamera bana ait. Diles que Mary no tiene mi permiso para dejar el país. Onlara söyle Mary'nin ülkeden ayrılmasına izin vermiyorum. Mary'nin ülkeyi terk etmesine izin vermediğimi söyle. Femeia care stă acolo este soția lui actuală. Orada oturan kadın onun şimdiki karısı. Orada oturan kadın onun şimdiki karısı. Mi tía me ha mandado un regalo de cumpleaños. Teyzem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi. Teyzem bana doğum günü hediyesi gönderdi. Tom era muy infeliz. Tom çok mutsuzdu. Tom çok mutsuzdu. Elle ne s'est jamais mariée. O hiç evlenmedi. O hiç evlenmedi. "Di che nazionalità erano le sue nonne?" "Croata." "Onun nineleri nereliydi?" "Hırvat." "Büyükannelerin hangi millettendi?" "Haçlı." J'en ai eu une pour Noël. Ondan bir tane Noel için aldım. Noel'de bir tane almıştım. ¿Era un sueño? O bir rüya mıydı? Bu bir rüya mıydı? Hay una vieja iglesia en esta ciudad. Bu kasabada eski bir kilise var. Bu şehirde eski bir kilise var. Relajémonos un poco. Biraz dinlenelim. Biraz rahatlayalım. Non provare a scappare. Kaçmaya çalışma. Kaçmaya çalışma. Trae a tus amigos. Arkadaşlarını getir. Arkadaşlarını da getir. Perché dovrei fermare Tom? Neden Tom'u durdurmalıyım? Tom'u neden durdurayım? Hanno discusso il problema. Onlar problemi tartıştılar. Sorunu tartıştılar. "Di che nazionalità sono i suoi vicini?" "Tedesca." "Onun komşuları nereli?" "Alman." "Komşularınız hangi milletten?" "Alman." Fece un discorso. O bir konuşma yaptı. Bir konuşma yaptı. Il ne fait rien, sauf pleurer. Ağlamaktan başka bir şey yapmaz. Ağlamaktan başka bir şey yapmıyor. Tengo muchas cosas que hacer esta semana. Bu hafta yapacak çok işim var. Bu hafta yapacak çok işim var. "Di che nazionalità sei?" "Belga." "Milliyetin ne?" "Belçika." "Hangi millettensin?" "Belçika." Quiero comer. Yemek yemek istiyorum. Yemek istiyorum. Mary non ha niente. Mary'nin hiçbir şeyi yok. Mary'nin hiçbir şeyi yok. Mon voisin s'appelle Deng Daping. Komşumun adı Deng Daping'tir. Komşumun adı Deng Daping. Cuando era niño sabía nadar bien. Ben bir çocukken iyi yüzebiliyordum. Çocukken çok iyi yüzerdim. Aladdin a găsit o lampă fermecată. Alaaddin sihirli bir lamba buldu. Aladdin sihirli bir lamba buldu. Voglio vivere e morire con questa fede. Bu inançta yaşamak ve ölmek istiyorum. Bu inançla yaşamak ve ölmek istiyorum. Écris-lui immédiatement ! Ona hemen yaz! Hemen ona yaz! În curând vă veți obișnui cu schimarea climatică. Yakında iklim değişikliğine alışacaksın. Yakında iklim değişikliğine alışacaksınız. ¿Cuál te gusta? Hangisini seviyorsun? Hangisini beğendin? Ela mora numa casa grande. O, büyük bir evde yaşıyor. Büyük bir evde yaşıyor. "Di che nazionalità sono i loro dottori?" "Estone." "Doktorlarının uyruğu ne?" "Estonya." "Doktorları hangi milletten?" "Estonya." O que vocês querem beber? Ne içmek istersiniz? Ne içmek istersiniz? "Di che nazionalità sono i suoi dottori?" "Rumena." "Doktorları nereli?" "Rumen." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Romanya." Tom e Mary si baciarono con passione. Tom ve Mary tutkuyla öpüştü. Tom ve Mary tutkuyla öpüştüler. Entenderé. Anlayacağım. Anlarım. Fadil desejava todas as mulheres. Fadil tüm kadınları arzuluyordu. Fadıl bütün kadınları arzuluyordu. Non avete visitato il Vietnam? Vietnam'ı ziyaret etmediniz mi? Vietnam'a gitmediniz mi? Tutti gli altri sono andati a casa per la notte. Başka herkes gece için evine gitti. Diğer herkes gece için eve gitti. Non abbiamo visitato la Spagna. İspanya'yı ziyaret etmedik. İspanya'yı ziyaret etmedik. ¿Por qué no se paró Tom? Tom niçin durmadı? Tom neden durmadı? Ele se despediu dela com um beijo. O bir öpücükle ondan ayrıldı. Ona bir öpücükle veda etti. Non andiamo in vacanza in Francia. Tatile Fransa'ya gitmiyoruz. Fransa'ya tatile gitmiyoruz. ¿Vamos? Gidiyor muyuz? Gidelim mi? Până și Tom a rânjit. Tom bile sırıttı. Tom bile gülümsedi. "Di che nazionalità sono i tuoi insegnanti?" "Inglese." "Hocaların nereli?" "İngiliz." "Öğretmenlerin hangi milletten?" "İngilizce." "Di che nazionalità sono i vostri insegnanti?" "Belga." "Hocalarınız nereli?" "Belçika." "Öğretmenleriniz hangi milletten?" "Belçika." "Di che nazionalità erano i vostri fratelli?" "Inglese." "Erkek kardeşleriniz nereliydi?" "İngiliz." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "İngilizce." "Di che nazionalità sono i suoi fratelli?" "Islandese." "Kardeşleri nereli?" "İzlanda." "Kardeşlerin hangi milletten?" "İzlandalı." Se adoperi questo metodo, nella valigia puoi metterci più roba. Eğer bu metodu kullanırsan, bavula daha fazla şey koyabilirsin. Bu yöntemi uygularsanız, bavulunuza daha fazla şey koyabilirsiniz. No me agrada Tom y no confío en él. Tom'u sevmiyorum ve ona güvenmiyorum. Tom'u sevmiyorum ve ona güvenmiyorum. "Di che nazionalità erano i loro fratelli?" "Marocchina." "Erkek kardeşleri nereliydi?" "Fas." "Kardeşleri hangi millettendi?" "Fas." C'est très encourageant. Bu çok teşvik edici. Bu çok cesaret verici. Me gusta el sashimi. Sashimiyi severim. Sashimi'yi severim. O café está frio. Kahve soğuk. Kahve soğuk. Tú y yo somos viejas amigas. Sen ve ben eski arkadaşız. Sen ve ben eski arkadaşız. "Di che nazionalità sono i nostri vicini?" "Lituana." "Komşularımızın milliyeti ne?" "Litvanya." "Komşularımız hangi milletten?" "Litvanya." No empecé a beber hasta los 22. 22 yaşıma kadar içki içmeye başlamadım. 22 yaşıma kadar içmedim. Secondo me lo sai. Bence onu biliyorsun. Bence biliyorsun. Ahora está lo suficientemente bien para trabajar. O, şimdi çalışmak için yeterince iyidir. Şimdi çalışmak için yeterince iyi. Nada podia ser mais sem noção. Hiçbir şey daha saçma olamazdı. Hiçbir şey bu kadar anlamsız olamazdı. Esas flores han muerto. Şu çiçekler ölmüş. O çiçekler öldü. Salve-nos. Bizi kurtar. Kurtar bizi. Este foarte competitiv. Çok rekabetçi. Çok rekabetçidir. "Di che nazionalità erano le vostre sorelle?" "Vietnamita." "Kız kardeşleriniz nereliydi?" "Vietnam." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Vietnamlı." Nous sommes amis depuis longtemps. Uzun zamandan beri arkadaşız. Uzun zamandır arkadaşız. No me lo creo. Ona inanmıyorum. Buna inanmıyorum. Que completo sem noção. Bu ne saçmalık. Ne kadar da düşüncesizce. Nunca antes me había hablado un extranjero. Daha önce bir yabancı ile hiç konuşmamıştım. Daha önce hiç bir yabancı benimle konuşmamıştı. "Di che nazionalità erano i loro nonni?" "Ceca." "Dedeleri nereliydi?" "Çek." "Büyükbabaları hangi millettendi?" "Çekoslovakyalı." El futbolista cometió un grave error. Futbolcu büyük bir hata yaptı. Futbolcu büyük bir hata yaptı. No podía ir a ningún otro sitio. Başka hiçbir yere gidemedim. Başka bir yere gidemezdim. Ti piaceva nuotare. Yüzmeyi severdin. Yüzmeyi severdin. Non hai visitato la Macedonia? Makedonya'yı ziyaret etmedin mi? Makedonya'ya hiç gitmedin mi? Tom le dijo a Mary cuánto le gustó su trabajo. Tom Mary'ye işini ne kadar çok sevdiğini söyledi. tom mary'ye işini ne kadar sevdiğini söyledi. Él no viene aquí todos los días. O, her gün buraya gelmez. Buraya her gün gelmiyor. "Di che nazionalità erano le loro insegnanti?" "Svizzera." "Öğretmenlerinin milliyeti neydi?" "İsviçre." "Öğretmenleri hangi millettendi?" "İsviçre." Îmi asum responsabilitatea deplină pentru acțiune. Eylem için tam sorumluluk alıyorum. Herkes için tüm sorumluluğu üstleniyorum. Por favor, baja de mi coche. Lütfen arabamdan in. Lütfen arabamdan in. Ahora mismo estoy muy cansado. Şu an çok yorgunum. Şu an çok yorgunum. La luna no tiene luz propia. Ay'ın kendi ışığı yoktur. Ay'ın kendi ışığı yoktur. Même Tom est un peu surpris. Tom biraz şaşırdı. Tom bile biraz şaşırdı. Si no me siento, creo que me caigo. Eğer oturmazsam, sanırım düşeceğim. Eğer oturmazsam, sanırım düşerim. Penso che questo uccellino sia caduto dal nido. Yavru kuşun yuvadan düştüğünü sanıyorum. Sanırım bu kuş yuvadan düşmüş. Elle a accouché d'un garçon. O bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi. Bir erkek çocuk doğurdu. "Di che nazionalità sono le sue sorelle?" "Vietnamita." "Onun kız kardeşleri nereli?" "Vietnam." "Kardeşleriniz hangi milletten?" "Vietnamlı." Ça restera toujours leur meilleure chanson. Bu, onların her zaman en iyi şarkısı olacak. Her zaman en iyi şarkınız olacak. Lo que quieras hacer con ellos es asunto tuyo. Onlarla ne yapacağınıza siz karar verin. Onlarla ne yapacağın seni ilgilendirir. Él es científico. O, bir bilim adamıdır. O bir bilim adamı. Nos gusta el café. Biz kahveyi seviyoruz. Kahveyi severiz. Eu receio me apaixonar por você. Sana aşık olmamdan korkuyorum. Sana aşık olmaktan korkuyorum. "Di che nazionalità sono i nostri zii?" "Peruviana." "Amcalarımız nereli?" "Peru." "Amcalarımız hangi milletten?" "Perulu." "Di che nazionalità erano le tue sorelle?" "Estone." "Kız kardeşlerin nereliydi?" "Estonya." "Kardeşlerin hangi millettendi?" "Estonyalı." "Di che nazionalità erano le sue sorelle?" "Brasiliana." "Onun kız kardeşleri nereliydi?" "Brezilya." "Kardeşleriniz hangi millettendi?" "Brezilyalı." "Di che nazionalità sono le loro madri?" "Austriaca." "Anneleri nereli?" "Avusturya." "Anneleri hangi milletten?" "Avusturyalı." Non vai in vacanza in Camerun? Tatile Kamerun'a gitmiyor musun? Kamerun'a tatile gitmiyor musun? No se te ha olvidado, ¿verdad? Unutmadın, değil mi? Seni unutmadı, değil mi? Credo che Tom avesse un'auto giapponese. Sanırım Tom bir Japon arabasına sahipti. Sanırım Tom'un Japon arabası vardı. Sé dónde vive. Onun nerede yaşadığını biliyorum. Nerede yaşadığını biliyorum. Tom non si arrende. Tom vazgeçmiyor. Tom pes etmez. "Di che nazionalità sono le vostre dottoresse?" "Nigeriana." "Hekimleriniz nereli?" "Nijerya." "Doktorlarınız hangi milletten?" "Nijeryalı." Sabía que te enfadarías. Kızacağını biliyordum. Kızacağını biliyordum. Yo soy policía. Ben bir polisim. Ben polisim. Brasil es el quinto país más grande del mundo. Brezilya dünyanın beşinci büyük ülkesidir. Brezilya dünyanın en büyük beşinci ülkesidir. Él parecía enfermo. O hasta görünüyordu. Hasta görünüyordu. Usted sabe demasiado. Çok fazla şey biliyorsunuz. Çok şey biliyorsun. "Di che nazionalità sono i nostri amici?" "Maltese." "Arkadaşlarımız nereli?" "Malta." "Arkadaşlarımız hangi milletten?" "Maltalı."